KÜLTÜR SANAT - 21 Ocak 2021 Perşembe 13:44

‘Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü’ Yazar Turan Ali Çağlar’a verildi

A
A
A
‘Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü’ Yazar Turan Ali Çağlar’a verildi

Mersin Büyükşehir Belediyesinin destek ve katkılarıyla düzenlenen “Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü”, Yazar Turan Ali Çağlar’a verildi.

Mersin Büyükşehir Belediyesinin destek ve katkılarıyla düzenlenen “Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü”, Yazar Turan Ali Çağlar’a verildi. Ödül töreni, 27 Ocak’ta Mersin Kültür Merkezinde yapılacak.


Mersin Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Mersin’e dair kalıcı eserler bırakan ve geçen yıl hayatını kaybeden Şinasi Develi adına bu yıl birincisi düzenlenen “Mersin Kent Ödülü”ne sahip olmak için bilimsel araştırmalardan hikaye kitaplarına, tiyatro eserlerinden Mersin kadınları üzerine bestelenmiş türkülere, halk bilimi araştırmalarından başarılarıyla iz bırakmış Mersinliler hakkındaki biyografik araştırmalara kadar çok sayıda yapıt aday oldu. Değerlendirme Kurulu, seçim yapmakta oldukça zorlandığı yapıtlar arasında ödüle, Yazar Turan Ali Çağlar’ın, kent ve onu besleyen kırsal hakkında bir kültür araştırma kitabı özelliği taşıyan “Mersin ve Tarsus Halk Kültürü” kitabını uygun gördü.


Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü Değerlendirme Kurulu Üyeleri; Bülent Başok, Etem Develi, Hafize Bilgenoğlu, İrfan Tümer, Semihi Vural, Tuncer Özmen, Ulaş Bayraktar ve Ziya Aykın’dan oluşuyor. Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü ile gerçekçi, bağımsız ve ilkeli bir tutumla Türkiye’de ve Mersin’de insanları ve kenti ilgilendiren her türlü konuda araştırma ve çalışmalar yaparak bilimsel, kültürel ve sanatsal eserler üretilmesi, projeler geliştirilmesi ve kent insanının sosyal ve kültürel yaşamlarının iyileştirilmesinin teşvik edilmesi amaçlanıyor.



“Mersin’in değerlerini açığa çıkartmamız ve yaşatmamız gerekiyor”


Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, hem kente yeni eserler kazandırmak hem de Mersin’e çok sayıda yazılı eser ve bir arşiv bırakan Şinasi Develi’nin anısını yaşatmak için düzenlenen “Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü”nü önemsediklerini vurgulayarak, “Kenti yöneten seçilmişler, atanmışlar, merkezi yönetimden yerel yönetimlere kadar ve en önemlisi de kentte yaşayanlar olarak yapacağımız çalışmalarda birbirimize destek ve katkı olarak Mersin’in değerlerini açığa çıkartmamız ve yaşatmamız gerekiyor. Mersin’in tanıtılması ve dünyanın her tarafında bilinen bir yer haline getirilmesi lazım” dedi.


Her konuda araştırmalar yapmış, bilgi birikimini, görgüsünü kaleme aldığı bazı yazılarla makalelerle süslemiş ve Mersin’e dair önemli eserler bırakmış olan Şinasi Develi’nin anısını yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmanın önemine dikkat çeken Seçer, “Belki de Şinasi Develi Mersin Kent Ödülü, bizim yaptığımız çalışmaların ya da planladığımız, yapacağımız çalışmaların bir örneği niteliğinde. Bu da bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Kültürün, sanatın, sporun, insanları bir araya getirecek bazı etkinliklerin, çalışmaların, insanın yaşamına değer katacak bazı çalışmaların yapılması konusunda son derece aktif olmak istiyoruz. Çünkü bu kentin bir kültür kenti, sanat kenti olması için önünde hiçbir engel yok. Her türlü değeri taşıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisalılar Filistin’e destek için yürüdü Manisa Filistin’e Destek Platformu tarafından geniş katılımlı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Hatuniye Camiinde toplanan yüzlerce Manisalı ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Filistin’e Destek Platformu tarafından ’Soykırıma isyan Filistin’e destek’ yürüyüşü büyük bir katılımla yapıldı. Hatuniye Camiinde toplanan yüzlerce Manisalı ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla sloganlar eşliğinde 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yürüdü. Grup adına açıklamayı ise Eğitim Bir-Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Yasav yaptı. Konuşmasına Siyonist İsrail’in, Gazze’de tam 365 gündür soykırım yaptığına dikkat çeken Yasav, "Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun. Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor. Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor. Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur." dedi. "Batılı emperyalist güçler İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor." diyen Yasav, "Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan. Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere insanımsı diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız. Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör inanç ,emperyalizmin desteği ile dünyayı, bir cehennem çukuruna sürüklüyor. Dilimiz varmıyor ama hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir. Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü. Uluslararası kurumlar çöktü. Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu şartsız destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız. Gazze’de olanları, Siyonist İsrail’in propagandasına kanarak bizden uzakta diyen utanmazlar uyanır mı bilemeyiz ama biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım. Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti. Tekrar ediyorum! Batılı başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekim’den bu yana 17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. Bunlar resmi rakam. 97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız. Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler. Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan siyonist rejim, Lübnan’a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev’ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi. Orada da durmayacaklar, biliyoruz. Ateş yaklaşıyor. Gazze’de Rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Ne demişti o küçük kız. Sizlere hakkımı helal etmiyorum. Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk. Ben çocukluğumu yaşayamadım ki demişti! Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler. Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler. Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri. Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında." şeklinde konuştu. "İsrail bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı" Filistin’de, Gazze’de bunlar olurken hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıya bulunduklarını söyleyen Yasav açıklamasını şöyle tamamladı: "İbrahim anlaşmasının peşinde İsrail’e ve ABD’ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkeleri, maalesef onurumuzu zedeliyorlar. Ama gerçek ortada. Batı’yı arkasına alan İsrail, bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı. Geçen yıl Gazze’de başlayan vahşet ve soykırım bugün Lübnan ve Yemen’e de sıçramış durumda. Bugün 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, Filistin halkının haklı mücadelesine ve direnişine destek olmak, Gazze’den sonra Lübnan’a sıçrayan, Yemen’i de hedef alan bu alçakça işgale, katliam ve soykırıma dur demek için buradayız. Türkiye, uzun zamandır bu uyarıyı yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın geçen haftaki uyarısı bu noktada çok önemli. Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim. Emperyalist stratejilerle Siyonist İsrail’in arz-ı mevud hedefi birbiriyle örtüşüyor. Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerini, katil rejime yapılan silah yardımlarını başka nasıl açıklayabiliriz?Kirli bir oyunla karşı karşıyayız. Onun için tekrar altını çizmekte fayda var: Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar! Lübnan saldırısı, savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor. Batılı başkentlerde ise aynı kalıpta açıklamalar devam ediyor. Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Onun için, kimse olayları bizden uzak zannetmesin. Aymazlık ve gaflet sonumuz olur. Vakit teyakkuz vakti. Vakit Gazze hattına destek olma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti. Bizler, Filistin dostları olarak. İnsanlık şerefinin bu katil sürüsüne karşı mutlak galip geleceğine inanıyoruz. Ama önce direniş hatlarını güçlü bir şekilde tahkim etmek zorundayız. Soykırım destekçisi markaları boykotu derinleştirerek ve yaygınlaştırarak siyonizme kan pompalayan damarları kesmeliyiz. Buradan milletimizin 7’den 70’e her bir ferdine çağrıyı yineliyoruz: İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler. Buradan açıkça deklare ediyoruz. İsrail, yüz yıldır Filistin topraklarında katliam yapan bir terör örgütüdür. Yerleşimci adlı terör ve gasp şebekesi eliyle tedrici olarak sürdürdüğü işgal yeni bir aşamaya geldi. 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşananlar Siyonist işgalin yeni bir evresini göstermektedir. Emperyalizmiz sınırsız desteği, Siyonist şirketlerin sponsorluğu ile Gazze’de Müslüman kıyımı yapan ırkçı rejimin hedefinde bütün bölgemiz var. Onun için Terör rejiminin propaganda aygıtlarının yaydığı bilgilere rağmen çekinmeden diyoruz ki. Gazze’deki direniş, insanlığın ve bizim onurumuzdur. Gazze’de evleri, toprakları, özgürlükleri, inançları için direnenlere selam olsun! İnsanlığın sancağı yere düşmesin, haysiyeti çiğnenmesin, umutlar sönmesin diye zulme karşı göğsünü siper edenlere, korkunç soykırıma rağmen siyonizme ve onlarca emperyalist devlete kahramanca direnenlere selam olsun! Birinci yılına giren soykırımı lanetliyor, Gazze’de direnen yiğitleri ve şehitlerimizi selamlıyoruz."