GENEL - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 12:54

Kadın bisikletçiler için pedal çeviriyorlar

A
A
A
Kadın bisikletçiler için pedal çeviriyorlar

Mor Pedal Kadın Bisiklet Derneği tarafından 81 ilde kadın bisikletçilere dikkat çekmek ve bisiklet kullandırmayı özendirmek amacıyla hayata geçirilen “Türk Kadınının Zaferi Bisiklet Turu” projesi kapsamında Bingöl’den gelen ekipten Türk bayrağını teslim alan Muşlu kadınlar, Erzurum’a teslim etmek üzere yola çıktı.

Mor Pedal Kadın Bisiklet Derneği tarafından 81 ilde kadın bisikletçilere dikkat çekmek ve bisiklet kullandırmayı özendirmek amacıyla hayata geçirilen “Türk Kadınının Zaferi Bisiklet Turu” projesi kapsamında Bingöl’den gelen ekipten Türk bayrağını teslim alan Muşlu kadınlar, Erzurum’a teslim etmek üzere yola çıktı.


Muğla’da Mor Pedal Kadın Bisiklet Derneği tarafından 81 ilde kadın bisikletçilere dikkat çekmeyi ve bisiklet kullandırmayı özendirmeyi hedefleyen “Türk Kadınının Zaferi Bisiklet Turu” projesi kapsamında Muş’ta yaşayan kadınlar, ay yıldızlı bayrağı Bingöl temsilcisinden teslim aldı. Muş’ta projede gönüllü olarak yer alan 5 kadın bisikletçi, teslim aldıkları ay yıldızlı bayrağı, Erzurum’a götürmek üzere Muş’tan ayrıldı. Karayolunda tek sıra halinde seyir eden kadın bisikletçiler grubu, tarihi yapıları ve eşsiz tarihi güzellikleri de görme şansı elde etti.


Yol kenarında Muş elmasının tadına bakan kadın bisikletçiler, Varto Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin’i de ziyaret etti. Bisikletçiler, ardından Varto ilçesine bağlı Leylek, Sazlıca, Armutkaşı ve Çaylar köyleri ile Bingöl’ün Karlıova ilçesi güzergâhından Erzurum’a doğru yola çıktılar.


Bingöl temsilcisinden ay yıldızlı bayrağı devralarak Erzurum’a götüreceklerini ve kadınların bu görevi üstlenmesinin önemli olduğunu belirten Muş ekibi sözcüsü Demet Deniz, proje aracılığıyla sağlıklı yaşam ve insanların mutlu olabilmesi için sporun önemli olduğuna değindi. Muş’un da bir kadın bisiklet grubu olduğuna dikkat çeken Deniz, “Daha önce bize bir haber geldi. Mor Pedal Bisiklet Derneği bir etkinlik düzenliyor, ülke genelinde elden ele bayrak teslim edilecek. Bizde gönüllü olarak buna katılmak istedik. Bayrağı Bingöl’den teslim aldık. Şu anda yoldayız, sabahın erken saatlerinde Erzurum’a doğru yola çıktık. Şu anda Muş’ta Murat Köprüsündeyiz. Hem spor yapıyoruz hem de doğayla iç içeyiz, çok eğleniyoruz. Böyle bir etkinliğe katıldığımız için hepimiz çok mutluyuz, çok teşekkür ederiz” dedi.


Kadınlar ekibini ağırlayan Varto Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin de, “19 Mayıs’ta başlayıp bütün ülke çapında bisiklet sürerek sporu yaygınlaştırma, bisiklet kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik bir faaliyet. Aynı zamanda 19 Mayıs’ta 30 Ağustos’un önemini de gençlere aşılama, milli duyguları uyandırma projesi. Biliyorsunuz Kurtuluş Savaşı’nda da önde kadınlar var. Kadınlarımız her yerde bizim. Ayrıca ikinci bir mutluluk, kadınlarımızın Muş’ta bu işe önderlik yapmaları bizi sevindirdi” diye konuştu.


Ay yıldızlı bayrağı Erzurum’a götürmek için zorlu yollarda pedal çeviren ekip üyesi Aylin Sinem Gültaç ise, “Öncelikle Muğla ilinden yola çıkan Türk bayrağımız, çeşitli illeri dolaşarak Bingöl’den Muş’a teslim edildi. Muş’tan yola çıkarak önce Varto’ya geçtik. Şu anda Varto’nun Çaylar köyündeyiz. Burada mola vermek, dinlenmek için durduk. Sağ olsun bizi çok iyi ağırladı köylüler. Buradan yola çıkarak Erzurum’a geçiyoruz. Şu an ki hedefimiz Erzurum. Erzurum’da bayrağımızı teslim edeceğiz. Bizim amacımız Türk kadınının başta bisiklet olmak üzere bütün spor dallarında hem varlığını göstermek hem de desteklemesini sağlamaktır” ifadelerini kullandı.


Muş ekibinin bayrağı teslim edeceği Erzurum ilinden sonra tekrar Muğla’ya yolculuk başlayacak.


Kadın bisikletçiler, 19 Mayıs 2018 tarihinde Muğla’dan başlayarak 30 Ağustos 2018 tarihinde tekrar Muğla’ya dönecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.