ÇEVRE - 19 Aralık 2025 Cuma 11:05

Osmaniye’de depremi yaşadı, toprağa tutundu

A
A
A
Osmaniye’de depremi yaşadı, toprağa tutundu

Osmaniye’de noter katibi olarak görev yapan Mahmut Yıldız, 6 Şubat depremlerinin ardından şehir yaşamını geride bırakarak köye taşındı. Deprem sonrası üretime yönelen Yıldız, ata tohumu üreterek ücretsiz dağıtımını sağlıyor.


Osmaniye’de yaşayan Mahmut Yıldız, depremi ağır şekilde yaşadıktan sonra köyde bulunan arsalarına ev yaptırarak burada ata tohumları, salep ve safran üretimiyle hem ailesi için yeni bir yaşam kurdu hem de bölge çiftçilerine örnek oldu. Osmaniye merkeze bağlı Bahçe köyünde yaptırdıkları evin önünde bulunan 4 dönümlük alanda üretime başlayan Yıldız, bölgenin ata tohum üretim noktası olarak Türkiye’nin birçok bölgesine ücretsiz dağıtım yapıyor.


-"Hafta içi mesaide, hafta sonu tarladayız"


Osmaniye’de ilk kez deneme amaçlı ekilmesine rağmen yüksek verim sağladıklarını söyleyen Mahmut Yıldız, "Depremi en kötü yaşayanlardan birisiyiz ve depremden sonra bu bağ bahçe işlerine ağırlık vermeye başladık. Arsamız vardı ama evimiz yoktu. Kendi çabamızla bir ev yapmaya çalıştık.


Evimizi yaptıktan sonra da hızlı bir şekilde üretime başladık. Gördüğünüz gibi şu an kış sezonu olduğumuz için kışlık ürünlerimiz mevcut, aynı zamanda maddi bir gelir elde etmemiz gerekiyordu. Burada yani doğada tamam çok güzel yaşıyoruz. Çocuğumuz, eşimiz toprakla oynuyor ama maddi bir gelir de elde etmemiz gerekiyordu. Onun için de salep üretimine başladık geçen yıl, genel durumuna bakıldığında olumlu sonuç aldık. Ama işte destekleme yönden biraz zayıf kaldı. Çünkü salebi ilk üreten çiftçiyiz, Osmaniye’de deneyen ve üreten oldu, başardık. Hızımızı kesmeden safran üretimine başladık bu yılda. Safran üretimi salebe göre biraz daha iyi 2 kişiyiz eşimle birlikte üretimi yapmaktayız. Hafta için normal mesaide çalıştığımız için hafta sonu bütün ağalığımızı ve yoğunluğumuzu bahçeye vermek zorundayız ki döngü artsın" diye konuştu.


"Çiftçilerimiz denemekten hiç korkmasınlar"


Ata tohumu üretimi ve dağıtımı yaptıklarını da belirten Yıldız, "Şu an ölü sezon diyoruz ama ölü sezon değil, tohum ayıklıyoruz. Ata tohum merkezine tohum göndermemiz hızlı bir şekilde devam ediyor. Yazlık ve kışlık ata tohumlarımızı üretim aşamasında Doğu Akdeniz bölgesinde temsilcisiyiz şu an Diyarbakır’da merkezimiz var, oraya tohumları gönderiyoruz. Oradan da tüm Türkiye’ye ücretsiz bir şekilde, oraya vurgulamak istiyorum, ücretsiz bir şekilde göndermenizi sağlıyoruz. Sadece talep açmaları gerekiyor. Vallahi bence denemekten hiç korkmasınlar. Salebi korkmadan denesinler. Salepte mesela dönümlerce tarlalar, arsalara ihtiyaçları yok. Aynı şekilde safranda da yok 1-2 dönüm alanda bir salep üretimi yapmaya başlasalar zaten küçük bir aileyleyse gelirlerini ciddi anlamda tatmin edeceklerini düşünüyorum" dedi.



Osmaniye’de depremi yaşadı, toprağa tutundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de Alzheimer hastalığı detaylı ele alındı Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği seminerde Alzheimer hastalığının evreleri, korunma yolları ve hukuki boyutu ele alındı. Seminerde, vasi tayini, hukuki ehliyet ve yaşlı istismarına karşı alınması gereken yasal önlemler de paylaşıldı. Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen, "Alzheimer hastalığı ve hukuki süreç" konulu seminer Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in de takip ettiği seminere ilgi yoğun oldu. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Bakar’ın yaptığı seminerde nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay ve avukat Muzaffer Baran konuşma yaptı. Nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, Alzheimer’ın genellikle yaşlılıkta ve çeşitli zihinsel bozukluklarla ortaya çıkan bir beyin hastalığı olduğunu söyledi. Şikâyetlerin genellikle unutkanlık ile başladığını dile getiren Yıldız, erken evrede tespit edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Hastalığın ruhsal belirtileri de olduğunu ifade eden Yıldız, "Huzursuzluk, uyku bozukluğu, depresyon gibi ruhsal belirtileri de olabiliyor. Başlangıç evresinde yolu, tarihi şaşırma, kelime bulamama gibi belirti verirken, orta evrede kişileri tanıyamama başlar ve yıkanma ile beslenme konusunda yardım gerekir. Kişi, ileri evrede ise yakınları tanıyamaz" dedi. Demansa yakalanmamak için genetik faktörlerin önemli olduğuna işaret eden Yıldız, eğitim ve sağlıklı yaşamın koruyucu bir faktör olduğunu dile getirdi. İstismara dikkat Adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay, Alzheimer’da yaşlı istismarı konusuna değindi. Hastaların kandırılmaya ve telkine açık hale geldiğini ifade eden Tolgay, "Hastalığın başlangıç dönemlerinde yasal danışman uygun olurken, ilerleyen dönemlerde hastanın vesayet altına alınması gerekir" dedi. Erken evre demansta, hukuki ehliyetin raporlanmasında, kararın ve zamanın spesifik olduğunu anlatan Tolgay, "Evini satmaya kalkan kişinin bugün için hukuki ehliyeti tam olabilir ancak bu durum ertelenirse yeniden raporlama yapıldığında aynı olaya ehliyeti olmayabilir. Mesela, araç satabilir ama her şeyini çocuğuna devretmek için hukuki ehliyeti olmayabilir. Raporun hangi hukuki işlem için verildiği önemlidir" diye konuştu. Vasiler harcamaları rapor etmeli Avukat Muzaffer Baran, söz konusu hastalıkta vasi tayin edilebileceğini ve bunun önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi. Bu tip konularda beraber yaşadığı çocuğu varsa öncelikli olduğunu dile getiren Baran, "Birinci derece yakını önceliklidir. Ancak yoksa, mahkeme bazen uzak akrabaları vasi tayin edebilir" dedi. Vasinin sadece hastanın günlük harcamaları yapmakla sınırlı olduğunu vurgulayan Baran, "Vasi tayin olan kişi, vasi tayin edilen kişinin tüm varlığını harcayabileceğini düşünüyor. Ancak harcayamaz. Mesela evini satamaz. Yıl sonunda harcamaların gelir gider raporunu vermelidir" diye konuştu. Baran, hastanın suiistimal edildiği düşünülüyorsa hemen bildirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Tedavide gelişmeler var Mustafa Bakar, Alzheimer hastalığında tanı yöntemleri ve tedavide gelişmelerin olduğunu söyledi. Genellikle yaşlılarda görülse de son yıllarda 30’lu yaşlardaki kişilerde de rastlandığına dikkat çeken Bakar, "Hastalık ne kadar erken başlarsa maalesef o kadar hızlı ilerliyor. Bir ailede böyle bir öyküsü varsa kontrol edilmesi gerekiyor. Tedavilerdeki gelişmeler daha çok hastalığın ilk aşamalarında etkili" dedi. Mustafa Bakar, kişinin tansiyon, şeker, kalp rahatsızlığı varsa sürekli kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, kişinin beynini çalıştırmasının hastalıktan koruyacağını söyledi.
Muğla Bodrum trafiğini rahatlatacak projeler hayata geçiyor Bodrum Belediyesi, ilçe genelinde sürdürdüğü yol yenileme çalışmalarının yanı sıra trafiği rahatlatmaya yönelik projeleri de hayata geçiriyor. Bu kapsamda Müskebi Mahallesi’nde, zaman zaman trafik karmaşasına neden olan Cumhuriyet Caddesi ile Düzalan Caddesi kesişiminde kavşak çalışması başlatıldı. Bodrum Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince kasım ayında başlatılan çalışmalar, asfalt dökümü aşamasına gelinirken sona yaklaştı. Çalışmaları yerinde inceleyen Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, yeni kavşak düzenlemesiyle birlikte trafik güvenliğinin artırılacağını belirtti. Başkan Mandalinci, "Cumhuriyet Caddesi’nde yeni bir kavşak tasarımı yaptık. Bu kavşakla birlikte hem Düzalan Caddesi’nden Cumhuriyet Caddesi’ne bağlanan bölgede hem de Cumhuriyet Caddesi’nden ’U’ dönüşü yapmak isteyen vatandaşlarımızın trafikteki güvenliğini sağlamış olduk" dedi. Peyzaj ve heykel çalışması yapılacak Bölgedeki çalışmaların peyzaj düzenlemesi ve kavşağa yerleştirilecek mandalin heykeliyle tamamlanacağını ifade eden Mandalinci, ilçe genelinde trafiği rahatlatacak projelerin planlı şekilde hayata geçirileceğini söyledi. Asfalt çalışmalarının Bitez Mahallesi’nde devam edeceğini kaydeden Mandalinci, MUSKİ, AYDEM ve Telekom ekiplerinin altyapı çalışması yürüttüğü Bergamut Caddesi’nde sıcak asfalt serimi yapılacağını belirtti. Mandalinci, "O bölgede yaklaşık bin 500 ton sıcak asfalt uygulaması yapacağız. Ekiplerimiz buradan Bitez Bergamut Caddesi’ne geçiyor" ifadelerini kullandı. Yaz sezonu öncesinde Bodrum’un ihtiyaç duyulan tüm mahallelerindeki sokak, caddeler ve bulvarların sıcak asfaltla vatandaşların, tatilcilerin ve turizmcilerin kullanımına en iyi şekilde hazırlanacağını vurgulayan Mandalinci, çalışmaların belirlenen plan doğrultusunda sürdürüleceğini dile getirdi. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Fen İşleri Müdürlüğü tarafından Müskebi Mahallesi’nde devam eden yol açma çalışmalarını da yerinde inceledi. Bekiroğlu Caddesi ile Müderris Caddesi’ni birbirine bağlayacak çalışmayla bölgede oluşan trafik güvensizliğinin ortadan kaldırılacağı belirtildi. Mandalinci, "Buradaki amacımız, D330 Karayolu’na binen trafik yükünü yan ve tali yollara bölerek Bodrum yönüne giden istikametteki trafik yükünü azaltmak. Müderris Caddesi’nin ilerisindeki 550 metrelik kısmında da genişletme ve sıcak asfalt çalışmamız var. Böylelikle kentimizin trafik sirkülasyonunun en yoğun olduğu Müskebi Mahallemizde yan yolların genişlemesi, açılması ve ardından yeni asfaltlama çalışmalarının yapılmasıyla birlikte hem trafik güvenliğini hem de trafikte geçirilen zamanda tasarruf sağlayacağız" diye konuştu. Çalışmaların yaklaşık bir hafta içinde tamamlanmasının planlandığı bildirildi. Saha incelemelerinde Başkan Mandalinci’ye Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldızhan, Müskebi Mahalle Muhtarı Hürriyet Gergin ve ilgili birim müdürleri eşlik etti.
Eskişehir ’Toprağın Altından Sofranın Üstüne: Küllüoba’da Ekmeğin Arkeolojisi’ başlıklı seminer düzenlendi Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü tarafından, Doç. Dr. Duygu Yetgin Akgün’ün Türkiye’nin Müze ve Ören Yerleri dersi kapsamında ’Toprağın Altından Sofranın Üstüne: Küllüoba’da Ekmeğin Arkeolojisi’ semineri gerçekleştirildi. Turizm Fakültesi Amfi 2’de yapılan seminerde konuşan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Türkteki, Küllüoba’nın 5 bin yıllık ekmek kültürünü ve bu mirasın günümüze kazandırılma öyküsünü anlattı. Prof. Dr. Türkteki, ekmeğin günümüze kadar ulaşmasını sağlayan en önemli faktörün odanın yanmamasına rağmen ekmeğin bilinçli olarak yakılması olduğunu belirtti. Bu durumun sıradan bir mutfak kazası değil, evin terk edilmesi veya mühürlenmesi sırasında gerçekleştirilen manevi bir ritüel olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Türkteki, ekmeğin bulunduğu konumun da tesadüf olmadığını ifade etti. Ekmeğin kapı eşiğine yakın bir noktada bulunmasının, antik dünyada eşiğin kutsallığı ve bereketle olan ilişkisini simgelediğini vurguladı. "Ekmeğin kavılca buğdayından yapıldığını ve içerisinde mercimek bulunduğunu saptadık" Prof. Dr. Türkteki, Küllüoba’da bulunan ekmeğin günümüze ulaşmasını sağlayan karbonize yapısını ve içeriğini detaylı bir şekilde anlattı. Arkeolojik verilerin sadece birer nesne değil, yaşam biçimi sunduğunu belirten Prof. Dr. Türkteki, antik ekmeğin analiz sonuçlarına şu şekilde dikkat çekerek, "Geçen yıl burada paylaştığımız buluntu için henüz çok erkendi, ancak bugün o ekmeğin öyküsünü tüm detaylarıyla paylaşabiliyoruz. Analizler sonucunda bu ekmeğin ’gernek’ yani kavılca buğdayından yapıldığını ve içerisinde bir miktar mercimek bulunduğunu saptadık. Mikroskop altındaki incelemeler, hamurun mayalandığını kanıtlayan hava boşluklarını net bir şekilde gösteriyor" dedi. "Arkeoloji turizm için yapılmaz ama turizm bizim toplumla bağ kurmamızı sağlayan en güçlü araçtır" Küllüoba kazılarında ulaşılan iskeletlerin, Anadolu’nun o dönemdeki sosyal tabakalaşması hakkında bilgiler sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Türkteki, "Arkeoloji turizm için yapılmaz ama turizm, bizim toplumla bağ kurmamızı sağlayan en güçlü araçtır. Bu 5 bin yıllık ekmeğin hikayesi; insanların geçmişe dokunmasını, kokusunu almasını ve tadına bakmasını sağlayarak arkeolojiyi hissedilebilir kıldı. Odunpazarı’ndaki büfelerde bu ekmeğin gördüğü yoğun ilgi, antik değerlerin nasıl modern birer kültürel ürüne dönüşebileceğinin en güzel örneğidir" ifadelerini kullanıldı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yılmaz’ın, Prof. Dr. Murat Türkteki’ye teşekkür belgesi takdimiyle sona erdi. Programa; Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Türkteki konuk oldu. Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yılmaz ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saadet Pınar Temizkan’ın katılım sağladığı seminere; Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökçe Yüksek, Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Yetgin Akgün, Turizm Fakültesi öğretim elemanları Prof. Dr. Sibel Önçel Güler ve Doç. Dr. Aysel Kaya ile çok sayıda öğrenci katıldı.
İstanbul Sultangazi’de çöp bırakma yasağı genişliyor Sultangazi Belediyesi Çevre kirliliğinin önüne geçmek için örnek bir uygulama başlatan Sultangazi Belediyesi, çöp bırakma yasağını genişletmeye devam ediyor. Bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakmanın yasak olduğu mahallelerin sayısı 10’dan 12’ye yükseltiliyor. Daha temiz bir Sultangazi için çalışmalarını sürdüren Sultangazi Belediyesi, örnek bir uygulamayı hayata geçirmişti. Bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakmanın yasak olduğu uygulamanın geçerli olduğu mahallenin sayısı 10’dan 12’ye yükseltildi. Kısa zamanda yasağın tüm mahallelerde uygulanması planlanıyor. Yasağa uymayana idare para cezası Uygulamanın geçerli olduğu mahallelerde bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakılamıyor. Vatandaşlar çöplerini sokaklara sık aralıklarla bırakılan konteynerlere atıyor. Aksi halde çöpünü dışarıya atana idari para cezası uygulanıyor. Yasak daha da genişleyecek Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "Uygulamanın geçerli olduğu 10 mahallemizde ekiplerimiz çöp yasağına uyup uyulmadığını sürekli denetliyordu. Yasağın uygulandığı mahallenin sayısı 12’ye yükseltildi. Yunus Emre ve Esentepe Mahallelerimize de çöp konteynerlerimizi sık aralıklarla yerleştirdik. Kısa zamanda 15 mahallemizin tamamında uygulamamız geçerli olacak. Vatandaşlarımızdan ricamız komşularımızın çöp yasağı konusunda daha duyarlı olmaları"dedi.