- 01 Haziran 2021 Salı 11:01

Çayın başkentinde Rizeliler özledikleri çay tadı için ilk günden çay ocaklarını doldurmaya başladı

A
A
A
Çayın başkentinde Rizeliler özledikleri çay tadı için ilk günden çay ocaklarını doldurmaya başladı

Rize’de kısıtlama sonrası açılan kafe ve çay ocaklarında vatandaş yoğunluğu başladı.

Rize’de kısıtlama sonrası açılan kafe ve çay ocaklarında vatandaş yoğunluğu başladı.


Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrasında açıkladığı yeni kararlar Rizelileri mutlu etti. Çayın başkenti Rize’de vatandaşlar sabahın ilk saatlerinde kafe ve çay ocaklarında yoğunluk oluşturdu.


Temennilerinin vaka sayılarının düşüşündeki ivmenin devam etmesi olduğu dile getiren Rizeli Seçkin Memişoğlu “Sezon hayırlı olsun ama nasıl açtık henüz öğrenemedik, galiba yüzde 50 kapasite ile açtık. Artık genelgeyi okuyup öğreneceğiz. Vatandaşlar zaten sıkılmıştı, hastalık da baya bir düştü. İnşallah böyle devam eder” ifadelerini kullandı.


Dışarıda oturmayı çok özlediğini dile getiren Ufuk Gündoğdu isimli vatandaş “Çok özledim oturarak çay içmeyi. O nedenle hemen çay ocağına geldim. Tek sıkıntı Pazar günleri. Biz çalışıyoruz, sadece Pazar günümüz tatil çocuklarla birlikte bir yere gidemiyoruz. Böyle de iyi ama çok güzel oldu” dedi.


Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı aşı takvimi ile birlikte vaka sayılarının düşmesini temenni ettiklerini dile getiren Selçuk Kandil isimli esnaf ise “Sezonu açtık, hayırlısı olsun. İlk günden müşterilerimiz gelmeye başladı. İnşallah daha hastalık da olmaz. Vatandaş da çok özlemiş, geliyor, yemeğini yiyor, çayını içiyor. İnşallah salgın da artmaz böyle devam eder. Aşılamayla birlikte vaka sayıları düşer ve pandemi de biter inşallah” şeklinde konuştu.


Kısıtlama sonrasında vatandaşın dışarıda vakit geçirmek için işletmelere geldiğini dile getiren Fatih Yılmaz isimli bir başka işletmeci ise “Aylardır beklediğimiz kabine toplantısı gerçekleşti. Bundan sonraki süreçte genelgeyle açıklanan kurallar sonucunda işletmemizi insanların hizmetine açtık. İnsanlar dışarıda çay içmeyi çok özledi. Dışarıda vakit geçirmeyi özledi, sosyalleşmeyi özledi. Akşam 21.00’a kadar bize açıksınız dedi. Bizim için dezavantaj olduğu kısımlar var. İnsanlar 17.00-18.00’da işten çıkıyor ve oturmaya vakitleri kalmadan biz dükkanları kapatıyoruz. Biraz daha esneklik olsaydı daha iyi olurdu ama şimdilik bu kadarına da şükür” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzceli bıçak ustaları farklı DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yusuf Parlak’ın uzun zamandır üzerinde çalışıp tamamladığı Düzce Bıçakçılığını Geliştirme ve Tanıtma Projesiyle elde ettiği veriler ışığında Düzce Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından başvurusu yapılan Düzce Bıçağı coğrafi işaret tescili aldı. Doç. Dr. Yusuf Parlak, Düzce’nin, UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras taşıyıcı listesinde yer alan, birbirinden değerli üç Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısına ev sahipliği yaptığını, ustaların eserlerinin sınırlarını aşarak yurt dışından rağbet gördüğünü dile getirdi. Düzceli bıçak ustalarından Alper Tüfekçi, Mehmet Şeker ve Servet Altınışık ile çalışma yürüttüğünü dile getiren Doç. Dr. Yusuf Parlak, “Düzceli bıçak ustalarımızla uzun yıllardır tanışıyorum. 2020’de bıçak ustalarımızı atölyelerinde ziyaret ettim. Kendilerinin ‘Düzce Bıçağına’ kattıkları yenilikleri ve farklı yönlerini görme fırsatı buldum. İlk olarak Servet Altınışık ile tezhipli bir hançer çalıştık. Gravürünü Yunus Şen ustamızın yaptığı bu hançerin, tezhip kısımlarında 24 karat altın kullanarak koleksiyonluk bir eser çıkardık. Ardından, Mehmet Şeker ile minyatürlü bir puukko bıçak, Alper Tüfekçi ile ebrulu bir bushcraft bıçak çalıştık. Ustalarımızın ellerinden çıkan bu sanat eserleri Geleneksel Türk Sanatlarımızla birleşerek koleksiyonluk eserlere dönüştü. Yaptığımız araştırmalarda, Düzceli bıçak ustalarımızın eserlerinin, diğer bıçak ustalarından farklı olduğunu, tarz, estetik ve sanatsal açıdan diğer bölgelerden ayrıldığını gördük. Bunun üzerine Düzce’de Bıçakçılık Sanatı ve Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları isimli bir makale kaleme alarak üç ustamızın Düzce bıçaklarına katkılarını ve eserlerini kayıt altına aldık. Makalemizde ‘Düzce Bıçağı’ ismiyle coğrafi işaret tescili alınması gerektiğini sonuç bildirgesinde belirtik. Düzce Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, bizlere ulaşarak makalemizde yer alan veriler ışığında, tescili almak istediklerini dile getirerek süreci başlattılar. Ardından Düzce Bıçakçılığını Geliştirme Ve Tanıtma Projesi adlı çalışmamızı başlattık. Bugün ‘Düzce Bıçağı’ coğrafi işaretle tescillendiyse bu üç ustamızın emekleri sayesindedir” ifadelerini kullandı.
Bingöl Yıllar birbirini kovalıyor, yürekteki acılar bir türlü dinmiyor Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti ama acısı halen sürüyor. Bingöl-Elazığ karayolunda 24 Mayıs 1993 tarihinde usta birliklerine giden sivil ve silahsız 33 askeri şehit eden bölücü terör örgütü PKK’lı teröristlerin hain saldırısı, aradan geçen 31 yıla rağmen hafızalardaki yerini koruyor. Farklı şehirlerde 31 yıl önce acemi birliklerini tamamlayan askerler, usta birliklerine gitmek üzere Malatya’daki toplanma merkezine teslim oldu. Malatya’da araçlara binen çoğu acemi ve aralarında öğretmenlerin de bulunduğu silahsız askerleri taşıyan otobüsler, 24 Mayıs 1993’te Bingöl’e doğru yola çıktı. Otobüsler aynı gün saat 18.00 sıralarında Bingöl-Elazığ karayolu Bilaloğlu köyü mevkisinde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından pusuya düşürüldü. Teröristler, otobüsten indirip kırsala götürdükleri sivil kıyafetli askerleri sabaha doğru şehit etti. Hain saldırıdan 3 asker yaralı kurtuldu. Hain saldırının üzerinden 31 yıl geçti Aradan geçen 31 yıla rağmen 33 şehit için Bingöl-Elazığ karayolunda yapılan anıt her zaman vatandaşlar tarafından ziyaret ediliyor. 33 erin anıtını ziyaret ederek karanfil bırakan Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları Derneği yönetimi, şehitler için dualar etti. Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Vahap Baysal, her zaman vatan için göreve hazır olduklarını belirterek, ’’24 Mayıs 1993 yılında hain, alçak PKK terör örgütü tarafından sivil, savunmasız askerlerimizi araçlardan indirerek burada kurşuna dizerek şehit ettiler. 93 yılından beri biz bu şehitlerimizi yüreğimize, bağrımıza basarak her zaman gelip burada dualar okuyarak şehitlerimizi yad ediyoruz. Bu şehitler sadece şehit ailelerin değil, Bingöl halkının aileleri oldu. Devamlı gelip burada ziyaret edip, dualar okuyarak şehitlerimizi anıyoruz. PKK terör örgütünü her zaman lanetledik, lanetlemeye devam edeceğiz. PKK terör örgütü dış güçlerin bir piyon taşıdır. Alçakça, kalleşçe, haince askerlerimize saldırarak burada askerlerimizi şehit ettiler. Kahrolsun PKK diyoruz ve Bingöl halkı olarak devletimizin yanındayız, şehit ailelerimizin yanındayız, vatanımızın yanındayız ve vatanımızın yanında dik durmaya devam edeceğiz” dedi. Anıtı ziyaret ederek şehitler için dua eden Pençe Kilit Harekatı’nda gazi olan Abdulsamet Kalan, “Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen Pençe Kilit Harekatı’nda yaralandım, EYP sonucu gözlerimi kaybettim. O tarihten itibaren halen tedavilerim devam ediyor. 24 Mayıs 1993 tarihinde gerçekleştirilen kalleşçe saldırı sonucu 33 askerimizi burada şehit verdik. 33 askerimizin gerek seneyi devriyesinde gerekse haftada bir buraya gelip şehitlerimizi anıyoruz, dualar ediyoruz” şeklinde konuştu. Hain saldırıda şehit olan askerlerin isim ve memleketleri şöyle: ’’Abdullah Kara-Antalya, Adem Zongur-Kırıkkale, Ahmet Apak-Denizli, Ahmet Aran-Manisa, Ali Arar-Konya, Aydın Kuzey-Çanakkale, Baki Umutlu-Denizli, Birol İrfan Askar-Afyonkarahisar, Cavit Yaman-Samsun, Ercan Çobanoğlu-Denizli, Erkan Kaçan-Konya, Hasan Gültutan-Hatay, Haydar Aslan-Trabzon, Hikmet Özdemir-Malatya, Hilmi Şahin-Konya, Hüseyin Çelik-Denizli, İbrahim Erten-Konya, İlyas Uyar-Konya, Mehmet Öztürk-Denizli, Mehmet Tura-Adana, Mevlüt Özkan-Konya, Murat Elibol-Çanakkale, Murat Menteş-Bolu, Musa Sarıgöz-Osmaniye, Mustafa Koçanoğlu-Denizli, Mustafa Yılmaz-Konya, Nihat Odabaşı-Kastamonu, Ramazan Akkaya-Kastamonu, Selahattin Aysan-Isparta, Şenol Cansız-Samsun, Şeref Tay-Denizli, Uğur Bozacı-İstanbul, Ünal Kalafat-İstanbul.”
Aydın Saatçilerden önemli uyarı: "Fiyatına kapılıp, sağlığınızı riske atmayın" Çin malı olarak bilinen kalitesiz ve ucuz saatlerin insan sağlığını tehdit ettiğini iddia ederek vatandaşları uyaran saatçi Enver Kavruk, "Ucuz ve kalitesiz ürünlerin uygun fiyatına kapılmak yerine, sağlığı korumak adına bilinçli alışveriş yapmak daha önemli" dedi. Diğer saatlere göre daha uygun fiyatlı olan Çin malı saatler birçok tüketicinin tercihini bu ürünlere yönlendiriyor. Düşük kaliteli ve güvensiz ürün olarak bilinen Çin malı saatlerin uzun vade kullanımlarında kanser riskine kadar uzanan ciddi sağlık sorunu yaşatabildiği iddia edildi. Saatçiler, kalitesiz ve sağlığa zararlı ürünlerden kaçınmaları konusunda vatandaşları uyarırken; saat alırken sadece fiyat değil, ürünün kalitesi ve üretim süreci gibi unsurları da göz önünde bulundurmanın önemine dikkat çekiyor. Tüketicilerin bilinçli tercihler yaparak sağlıklarını bu tür risklere karşı korumaları gerektiğini belirten saatçi Enver Kavruk, "Düşük kaliteli materyallerin kullanıldığı ve sağlık standartlarına uygun olmayan üretim yöntemlerinin tercih edildiği Çin malı sahte saatler, vatandaşların alım gücü göz önüne alınarak piyasadaki bilindik marka ve kaliteli saatlere göre daha uygun fiyatlı alternatifler arayışına girmeleri doğal bir tepki olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, sağlıkları söz konusu olduğunda, fiyatın ötesinde düşünmek gerekiyor. Kaliteli ve güvenilir bir saat almanın maliyeti yüksek olsa da uzun vadede sağlık açısından büyük bir yatırım olarak görülmelidir. Çünkü, ucuz ve kalitesiz ürünlerin kullanımı, sağlık sorunlarına yol açabilir ve bu da daha fazla maliyet ve sıkıntıya neden olabilir. Bu nedenle, tüketicilerin sadece fiyat değil, ürünün kalitesi ve üretim süreci gibi unsurları da göz önünde bulundurarak alışveriş yapmaları önemlidir" dedi. Çin malı ürün kullanan vatandaşların çeşitli tamirat işlemleri için geldiklerinde bileklerinde kırmızı benekler olduğunu ve bu ürünlerin bünyeye göre değişik reaksiyon göstererek vatandaşların sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Kavruk, "İşporta işi Çin malı saatlerin fiyatları, vatandaşların tercihini bu ürünlere yöneltiyor. Bu tür saatler 250-300 TL’den satılabilirken, saat fiyatları bizler de en uygunları bin 500 TL’den başlıyor. Çin malı saatler çok kaliteli olmadıkları için sıkça tamirat gerektirebiliyor. Bize tamirat için gelen bazı müşterilerimizin kollarında değişik sorunlar fark edebiliyoruz. Bunlardan en belirginleri de kollarında kırmızı kırmızı beneklerin olması. Müşterilerinin kollarında beliren kırmızı benek benek lekeleri, kalitesiz saatlerin kullanımıyla ilişkilendiriyoruz. Bu tarz durumlarla karşılaştığımızda hemen kendilerini bilgilendirerek Çin malı saat kullanmamaları konularında kendilerine uyarılarda bulunuyoruz. Kısacası vatandaşlarımız sağlıklarını düşünüyorlarsa bu tarz saatlerden uzak durmaları gerekiyor. Ucuz ve kalitesiz ürünlerin uygun fiyatına kapılmak yerine, sağlıklarını korumak adına bilinçli alışveriş yapmak daha önemli" diye konuştu.
İstanbul Türk Eximbank sendikasyon kredisi sağladı Türk Eximbank, sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi ile 728 milyon dolar tutarında kaynak sağladığını duyurdu. Türk Eximbank, Bankanın sürdürülebilirlik bağlantılı beşinci sendikasyon kredisi işlemi ile 560 milyon euro ve 120 milyon dolar olmak üzere toplam 728 milyon dolar tutarında kaynak sağladı. MUFG Bank, Ltd. ve Abu Dhabi Commercial Bank koordinatörlüğünde ve MUFG Bank’ın Sürdürülebilirlik Koordinatörü olarak yer aldığı 1 yıl vadeli işlem ile Türk Eximbank sendikasyon kredisini yüzde 110 oranında yeniledi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre 190 baz puan maliyet düşüşüyle sağlanan sendikasyon kredisine uluslararası piyasalardan yoğun talep geldi. Bankadan yapılan açıklamaya göre işleme 14’ü yeni olmak üzere Avrupa, Amerika, Uzak Doğu ve Körfez bölgelerinden 34 önde gelen finansal kuruluş katıldı. Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, başarıyla tamamlanan sendikasyon işlemine ilişkin yaptığı açıklamada, “Kadın girişimci KOBİ’lerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak için kredi desteğimizi artırma ve sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı olarak yeşil ürün ihracatı yapan KOBİ’lere kaynak sağlanması hedefi dahil olmak üzere sürdürülebilirlik performans kriterleri ekleyerek gerçekleştirdiğimiz sendikasyon işlemimizi yüzde 100’ün üzerinde yenilemiş olmaktan gurur duyuyoruz. Yapmış olduğumuz sendikasyon işleminde maliyetlerin düşmesinin yanında 14 yeni finansal kuruluşun katılımının sağlanmış olmasını ülkemize ve kurumumuza duyulan güveni yansıtan önemli gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu işlem ile beraber sene başından itibaren sağladığımız 3,2 milyar dolar tutarındaki uluslararası kaynağın ihracat sektörüne ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz” ifadelerinde bulundu.