Son Dakika
|
Sadettin Saran'ın villasının bekçisi serbest bırakıldı
Ev sahibi olma hayali kabusa döndü: 23 milyon TL’lik dolandırıcılık
Armutlu’da 1.2 milyarlık devre mülk vurgunu: 9 tutuklama
Mekke'de ring otobüsü Mahbes'ül Cin'de Türk kafilesine çarptı: 1 ölü, 2 yaralı
Büyükçekmece gölünde su azalıyor
Şile Belediyesi'ne yönelik soruşturmada 22 şüpheli gözaltına alındı
MİT, terör örgütü DEAŞ’ın intihar eylemcisini yakaladı
Başakşehir’de bankadan para çeken iş adamına soygun girişimi
Ataşehir’de korkutan yangın: 4 kişi kurtarıldı
Fenerbahçe - Beşiktaş maçını Oğuzhan Çakır yönetecek
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Sadettin Saran'ın villasının bekçisi serbest bırakıldı
Adıyamanlı Hanım Orman, 105 yaşında AK Parti’ye üye oldu
Halı sahada tekme-tokat kavga kameraya yansıdı
Armutlu’da 1.2 milyarlık devre mülk vurgunu: 9 tutuklama
Suriye ordusu ile SDG, çatışmaları durdurma kararı aldı
Galatasaray ligin ilk yarısını lider tamamladı
İsrail, Yunanistan ve GKRY arasında üçlü zirve
SAĞLIK
Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi, "Anne Dostu Hastane" unvanını sürdürmeye hak kazandı
23 Aralık 2025 Salı - 16:26:55
Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi, anne ve bebek sağlığını önceleyen nitelikli hizmet anlayışı doğrultusunda yürütülen çalışmalar sonucunda "Anne Dostu Hastane" unvanını sürdürmeye hak kazandı. Anne adaylarına güvenli, kaliteli ve destekleyici bir doğum süreci sunmayı hedefleyen uygulamaların değerlendirilmesi neticesinde elde edilen bu başarı, Bakanlık tarafından belgelendirildi. Hastanenin "Anne Dostu Hastane" unvanı, İl Sağlık Müdürümüz Uzm. Dr. Saffet Yavuz, Toplum ve Göç Sağlığı Birim Sorumlusu Zeynep Aydın ile birlikte Hastanemiz Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Yeşil’e takdim edildi.
23 Aralık 2025 Salı - 16:20
İnegöl Belediyesi’nin tahsis ettiği arsa üzerine hayırsever Ali İpek’in yaptırdığı Aile Sağlığı Merkezinde sona gelindi
Mesudiye Mahallesinde İnegöl Belediyesi’nin tahsis ettiği arsa üzerinde hayırsever Ali İpek tarafından yapımı gerçekleştirilen Aile Sağlığı Merkezinde sona gelindi. Kısa sürede hekim atamaları yapılıp hizmete girmesi planlanan Aile Sağlığı Merkezi yaklaşık 15 bin kişiye hizmet verecek. İnegöl’de sağlıkta devlet, belediye ve hayırsever iş birliği ile hayata geçirilen Aile Sağlığı Merkezlerine bir yenisi daha ekleniyor. Mesudiye Mahallesi Hekim Sokak üzerinde Bakanlık organizasyonuyla İnegöl Belediyesi’nin arsa tahsisini gerçekleştirdiği alan üzerinde hayırsever Ali İpek tarafından yapımı üstlenen Aile Sağlığı Merkezi inşaatında sona gelindi. Protokolü 2024 yılı Aralık ayında Bursa Valiliğinde imzalanan ve 240 m2 arsa üzerinde 210 m2 kapalı alana sahip şekilde projelendirilen Ali İpek Aile Sağlığı Merkezi Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandı. Ocak ayında kura çekimi yapılarak hekim görevlendirmesi yapılacak merkezde 5 hekim görev alacak. Yaklaşık 15 bin kişi bu merkezden hizmet alacak. Aile sağlığı merkezlerini büyük projeler kadar önemsiyoruz İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, bugün beraberindeki İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Kavak, hayırsever Ali İpek, meclis üyeleri, AK Partili yöneticiler, Mesudiye Mahalle Muhtarı Necmettin Sevim ve müteahhit firma yetkilileri ile birlikte Aile Sağlığı Merkezini yerinde inceledi. İnceleme sırasında açıklamalarda bulunan Başkan Taban, "Mesudiye Mahallemizde Ali İpek Aile Sağlığı Merkezi büyük oranda tamamlamış durumda. Geçtiğimiz günlerde benzer şekilde Sinanbey ve Süleymaniye Mahallelerimizde Aile Sağlığı Merkezlerini incelemiştik. Bugün de burada yapımı tamamlanan yapıyı yerinde görelim istedik. Daha sağlıklı bir toplum için Sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde ülkemizde sağlık politikaları işletiliyor. Vatandaşın sağlık hizmetlerine erişimiyle ilgili tabi ki çok devasa yatırımlar da yapılıyor ancak biz bu Aile Sağlığı Merkezlerini de o büyük yatırımlar kadar önemsiyoruz. Mahallelerimize bir mütehassıs hekimin gelmesi, ona çok yakın mesafede olmamız bizlere sağlıkta ne kadar erişilebilir olduğumuzu da hissettiriyor. Her an burada doktorlarımızın, hekimlerimizin hizmet veriyor olması insanlara huzur ve güvence veriyor" dedi. Sağlıkta çok güzel bir birliktelik var Bir yandan nüfusun arttığını, bununla beraber İnegöl’de Aile Sağlık Merkezi yapımlarının da arttırıldığını kaydeden Başkan Taban, şöyle devam etti, "Tüm sağlık ocaklarının tamamlandığını düşündüğümüzde, inşallah bizler bu noktada ülkemize göre en iyi noktalardan birisi olacağız. Bu bizim için çok güzel bir hedef. Sağlık politikaları noktasında İlçe Sağlık Müdürümüze teşekkür ediyorum. Bu konuda bizlere neler yapabileceğimizi anlatmışlardı. Yine Sağlık Müdürlüğümüz ve Kaymakamlığımız koordinesinde hayırseverler bulunarak bunlarla ilgili hayırseverlerin destek ve katkılarıyla bu yapılar hayata geçiriliyor. Bizler de nerede ihtiyaç varsa sağlık ocaklarına, o bölgede yer üreterek uygun alanları hazırlamış oluyoruz. Burada çok güzel bir imece usulü, birlikte çalışma durumu var."
23 Aralık 2025 Salı - 16:12
MSKÜ’de bir ilk: Gastronomi öğrencilerine aşçı ceketi giydirildi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü bir ilke imza atarak, 2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Aşçı Ceketi Giydirme Töreni gerçekleştirdi. Akademik ve sektörel paydaşların katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen tören, öğrencilerinin mesleki gelişim süreçlerini desteklemek ve sektörle etkileşimlerini güçlendirmek amacıyla yapıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan programda, gastronomi eğitiminin uygulama temelli yapısına ve mesleki disiplinin önemine vurgu yapıldı. Daha sonra gerçekleştirilen oturumlarda, mutfak sanatları alanında profesyonelleşme sürecine ilişkin temel konular ele alındı. Etkinlik kapsamında Pirge Akademi Eğitmeni Fırat Erbil tarafından "Mutfakta Profesyonel Bıçak Eğitimi" başlıklı uygulamalı bir sunum gerçekleştirildi. Bu oturumda mutfak güvenliği, mutfakta bıçak türleri ve kullanım teknikleri konularında öğrenciler ile interaktif bir oturum yapıldı. Programın devamında ‘Aile İşletmelerinde Nesiller Arası Girişimcilik Kültürü’ adlı oturum Doç. Dr. V. Hazal Özyurt ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi İsmet Dural’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda işletme sahibi Mehtap Şeniz Çahan ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çahan gastronomi sektöründe sürdürülebilirlik, girişimcilik ve kurumsallaşma süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ‘Geleceğin şeflerine öneriler: Kariyer planlamasında dikkat edilmesi gereken unsurlar’ başlıklı oturum ise Doç. Dr. Nur Çelik İlal ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Elif Erdem’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Konuşmacılar gastronomi alanında kariyer gelişimi ve sektörel beklentilere ilişkin görüş ve önerilerini öğrencilerle paylaşırlarken, etkinliğin bir diğer bölümünde ‘Marka oluşturma stratejileri: Sıfırdan marka nasıl kurulur?’ adlı oturum Doç. Dr. Şaban Kargiglioğlu ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Sinem Palabıyık’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda, marka oluşturma süreçleri ve işletmecilik deneyimleri paylaşıldı. Programın son bölümünde, mezuniyet aşamasındaki öğrenciler için pasta kesim töreni gerçekleştirildi. Son olarak aşçı ceketleri giydirilen birinci sınıf öğrencileri, mesleki yolculuklarına başlamanın sevincini yaşadı.
23 Aralık 2025 Salı - 15:27
Van’da sigara bırakma polikliniklerinde 800 kişi sigarayı bıraktı
Van İl Sağlık Müdürlüğü sağlıklı hayat merkezlerindeki sigara bırakma polikliniklerinde, 2025 yılında yaklaşık 800 kişi sigarayı bıraktı. Kent genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniği aracılığıyla vatandaşlara ücretsiz danışmanlık ve tedavi desteği sunulurken, tütün kullanımının azaltılması ve toplum sağlığının korunması hedefleniyor. Sağlık personelince yürütülen çalışmalar kapsamında, sigarayı bırakmak isteyen bireyler düzenli olarak takip edilerek tedavi süreçleri destekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, 2025 yılı içerisinde sigara bırakma polikliniklerine toplam 2 bin 614 kişinin ayaktan başvurduğu, bu kişilerden bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandığı ve tedaviye uyumu yüksek olan grubun yaklaşık yüzde 40’ının sigarayı tamamen bıraktığı kaydedildi. "Van’ın 13 ilçesinin 11’inde sigara bırakma polikliniğimiz bulunuyor" Konuya ilişkin konuşan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun destekleriyle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir noktaya gelindiğini belirtti. İl Sağlık Müdürü Tosun, "İnsanları hastalanmadan önce; gerek kronik hastalıklara gerekse akut hastalıklara yakalanmadan önce, koruyucu sağlık hizmetlerimizle bilinçlendiriyor, hastaneye gitmeye gerek kalmadan, hastalık aşamasına gelmeden tedavi imkânları sunuyoruz. Bu hizmetlerden biri de sağlıklı hayat merkezlerimiz ve ilçe sağlık müdürlüklerimiz bünyesinde başlayan, daha sonra sokaktaki her caddeye ve ara sokağa kadar yayılan sigara bırakma timleri ve polikliniklerimizdir. Hâlihazırda 17 noktada sigara bırakma polikliniği hizmeti veriyoruz" dedi. "Yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı" Sigara bırakma polikliniklerine sigaraya başlamış, bırakmayı düşünen ya da bu süreçte desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların başvurduğunu dile getiren Tosun, "Bunun yanında yerinde sigara bırakma polikliniklerimiz ile sahada aktif görev yapan mobil timlerimiz de bulunuyor. Mobil timlerimiz, dükkân dükkân gezerek sigaranın zararlarını anlatıyor, sigarayı bırakmak isteyenlere yol gösteriyor. Ayrıca sigara bırakma mobil aracımız da şehrin kalabalık noktalarında, meydanlarda ve caddelerde hizmet vererek, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hem bilgilendirme yapıyor hem de işlemlerini yerinde gerçekleştiriyor. 2025 yılı içerisinde il genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniğine toplam 2 bin 614 kişi ayaktan başvurdu. Bu vatandaşlarımızdan bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandı. Tedaviye uyumu yüksek olan bu grubun yaklaşık yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı. Bu veriler doğrultusunda, ilimizde 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 vatandaşımız sigaraya veda etti" diye konuştu. Vatandaşın daha sağlıklı bir yaşama kavuşması için çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Tosun, sigaranın; KOAH, kalp krizi ve benzeri pek çok kronik hastalığın en önemli tetikleyicilerinden biri olduğu düşünüldüğünde, bu başarının toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
22 Aralık 2025 Pazartesi- 11:35
Uzmanından uyarı: "H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır"
2
22 Aralık 2025 Pazartesi- 15:46
Ağrı’da doğum günü pastası faciası: Üniversite öğrencisi hayatını kaybetti
3
14 Nisan 2025 Pazartesi- 09:06
Prof. Dr. Habib Bilen; "Şeker kalbi vuruyor"
4
22 Aralık 2025 Pazartesi- 10:49
Uzmanlar uyarıyor, estetikte ‘Yapay zeka’ etkisi: "Telefonlarıyla yaptıkları değişiklikleri bizden bekliyorlar"
5
20 Aralık 2025 Cumartesi- 09:46
17 kez ameliyat oldu, 72 ünite kan verildi, riskli ameliyatı son teknoloji ile atlattı
27 Nisan 2024 Cumartesi - 14:23
Türk Böbrek Vakfı ile işbirliği protokolü
Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Türk Böbrek Vakfı arasında ‘Aşırı Tuz ve Şeker Tüketiminin Zararları ile Sağlıklı Bir Yaşam İçin Beslenme ve Hayat Tazı Önerileri’ eğitim projesinin protokolü imzalandı. Protokol, Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık himayelerinde 26 Nisan 2024 Cuma günü Valilik 75. Yıl Toplantı Salonunda İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay ile Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk arasında imzalandı. Protokole göre; Muğla genelinde belirlenen resmi ve özel anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda, öğretmenlere, öğrencilere ve velilere böbrek sağlığı ve böbrek hastalıkları başta olmak üzere, aşırı şeker ve tuz tüketiminin insan sağlığına zararları, diyabet ve yüksek tansiyon gibi hastalıklar ve bu hastalıklardan korunma, doğru beslenme, sağlıklı alışkanlıklar edinme, sporun hayatımızdaki yeri ve önemi konularında bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimleri verilmesi amaçlanıyor. Eğitimler Türk Böbrek Vakfında (TBV) görev yapan eğitmenler ve böbrek hastalıkları konusunda uzmanlar eşliğinde gerçekleştirilecek.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 13:17
Obezite hastalığında uzmanından korkutan açıklama
Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu’na dünyadan 15 bilim insanı katılarak obeziteye yönelik çalışmalarını aktardı. Harvard Üniversitesi’nden sempozyuma katılarak önemli açıklamalarda bulunan Uzman Doktor Furkan Burak, "Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranının en yüksek olduğu ülke. Çocukluk çağı obezitesi de yüzde 20’lere kadar yükseldi" dedi. Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu, dünyanın en önemli bilim insanlarını bir araya getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden Harvard Üniversitesi, Clevland Klinik, California Üniversitesi ile Avrupa’dan Manchester Üniversitesi, Leiden Üniversitesi ve Zürih Üniversitesi’nden 15 bilim insanının konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, ameliyat öncesi protein kısıtlaması konusunda yapılan çalışmalar aktarıldı. "15 bilim insanı Kocaeli’ye geldi" Sempozyumla ilgili bilgi paylaşan KOÜ Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "Amerika’dan, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden arkadaşlarımız ameliyat öncesi protein kalori kısıtlaması ya da protein kalori kısıtlamasıyla yaşlanmanın nasıl önlenebileceğine dair çalışmalarını sempozyumda aktarıyor. Bilim insanlarını üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Daha önce Leiden’da ve Boston’da benzer toplantı yapmıştık. Arkadaşlarımızın burada olması bizim için gurur verici. Fakültemizden mezun olan Doktor Furkan Burak Harvard Boston’da çalışıyor, kendisi bizim gururumuz. Uluslararası iş birliklerimiz devam edecek. Zaten Harvard ile süren programımız vardı. Asıl hedefimiz insanlarımızın öz güvenini arttırmak, bizim de bir şeyler yapabildiğini, konuşabildiğini göstermek. Her zaman söylüyorum, nereden olduğunuz değil, nerede olduğunuz önemli. Nerede olduğunuzu gösterebilmek için de gayret, merak olmalı. Amacımız Kocaeli Üniversitesi’ni ve arkadaşlarımızı iyi bir noktaya getirmek. Yurt dışından 15 arkadaşımız Kocaeli’ye geldi" diye konuştu. "Temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz" Sempozyuma katılan Endokrinoloji Uzmanı Doktor Furkan Burak, "Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesiyim. Ayrıca Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Dünyanın dört bir yanında bir araya gelen bilim insanları; kalori kısıtlamasının yaşlanmaya, insan ömrüne etkisine, cerrahi stres, kemoterapi, radyoterapi veya kanser tedavisi gibi konularda komplikasyonları, yan etkilerini azaltmak için çalışıyor. Harvard Tıp Fakültesi’nden Clevland Klinik’e, California, Zurich Üniversitesi gibi bütün araştırmacıları Kocaeli’de. Çalışmalarımızı birleştirip temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz. Bu büyük işlere Türkiye’yi de dahil etmek bizim için gurur kaynağı. Türkiye’deki meslektaşlarımız da ciddi çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları dünyanın yaptığı işlerle birleştirip boyutlarını daha da arttırmak en büyük amacımız. Biz sempozyumda da obeziteyi çalışıyoruz. Kaloriyi artırınca nasıl oluyor, iş obeziteye nasıl gidiyor, hastalıkla nasıl oluşuyor, obezite ile gelen sorunları nasıl tedavi edebiliriz diye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke" Beynin hiçbir zaman kilo vermeyi sevmediğini belirten Dr. Burak, "Bu sebeple hastayı daha kapsamlı tedavi etmek gerekiyor. Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke. Dolayısıyla obezite 5-10 yıl ömrümüzden alıyor. Hayat kalitemizi ciddi azaltıyor, 100’den fazla başka hastalığa yol açıyor. Topyekûn önce öğrenerek, anlayarak bilim insanları ve hekimlerimizi destekleyip tolumla beraber bu hastalığı tedavi etmemiz gerekiyor. Ameliyatın faydalı olduğu durumlar var ama öncelikli tedavi tıbbi tedavidir. Tıbbi tedavi önceden çok mümkün değildi ama son 3-4 yıldır geliştirilen tıbbi tedaviler var. Çocukluk çağı obezitesi yüzde 20’lere kadar yükseldi. Ekstra önlemler almazsak bu durum daha da kötüye gidecek. Artık diyabeti, hipertansiyonu çocuklarda görmeye başladık. Bu çok korkunç bir şey. Çocuklarda diyabetin komplikasyonları daha hızlı ilerliyor. Okullardan başlayarak yeme alışkanlıklarını düzeltip, proses edilmiş yiyeceklerden uzak tutmamız gerekiyor. Davranışsal olarak da bir şekilde müdahale edip önüne geçmezsek büyük sorunlar devam edecek" ifadelerini kullandı. Harvard’da görevli Dr. Keith Özaki de yiyecek ve içeceklerin cerrahi komplikasyonlara olan etkisini ve cerrahi komplikasyonların nasıl diyetle azaltabileceğini çalıştığını belirtti. Cleveland Clinic’te çalışan Dr. Chris Hine ise kalori kısıtlamasının ve diyetin sağlıklı ömrü uzatması konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 11:05
Toz taşınımı akciğerlerde tahribat oluşturuyor
Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesinin yanı sıra insan sağlığını da etkilediğini ifade eden Dr. Ferit Özen, “Bu maddeler hava yollarına girdiklerinde nefes darlığı, öksürük ve tıkanmadan ziyade akciğer tahribatlarına da yol açar” dedi. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, yurdun tamamını etkileyen Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesiyle birlikte insan sağlığına da olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Dr. Özen, “Toz taşınımı atmosferde bulunan özellikle bitki polenlerinin, kum tanelerinin rüzgarlarla birlikte taşınmasını gösteren bir şeydir. Bu taşınan polenler ve kum taneleri insanların solunum yollarına girdikleri için ciddi göğüs hastalıkları sorunları oluşturmaktadır. Özellikle astım, KOAH, hava yolu aşırı duyarlı olan insanlar ve bağışıklık sistemi düşük olan insanlarda ciddi rahatsızlıklara yol açar. Bu sebepten dolayı kronik rahatsızlığı bulunan hastaların ciddi bir rahatsızlık yaşamamaları için bir takım önerilerimiz var. Özellikle toz taşınımının olduğu süreçte dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. Dışarı çıkmak zorundalar ise maske kullanmalarını öneriyoruz. Hastaların öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı nefes alma durumlarında mutlaka doktora görünmeliler” dedi. Toz taşınımı akciğer tahribatına yol açabilir Astım hastalarının ilkbahar aylarında sık geldiğini aktaran Dr. Özen, “Bu sene daha bir yoğun görüyoruz. Çünkü sebebi polenler nedeniyle astım hastalarının atak sayılarının artması. Toz taşınımı sürecinde polenler havada asılı kalıyor. Havada asılı kalan polenleri teneffüs ediyoruz. Teneffüs ettiğimiz zaman da hava yollarında kasılma ve ödeme bağlı bir takım şeyler oluyor. Bu da bize nefes dağlığı, öksürük ve hırıltılı solunma olarak geliyor. Daha önceki süreçlerde yağmur daha fazla yağdığı için bu polenler havada asılı kalmayıp, yere gittiği için daha az görüyorduk. Şu anda bu tarz şikayetleri daha fazla görüyoruz. Hastalar bizlere uzun süren öksürük şikayetleriyle geliyor. Göğüs Hastalıkları uzmanı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde 1 ay, 2 ay, hatta 3 ay süren öksürük şikayetiyle başvuran hastaların olduğunu duyuyoruz. Toz taşınımı da bunun aktif faktörlerinden biri. Bu maddeler hava yollarına girdiklerinde nefes darlığı, öksürük ve tıkanmadan ziyade akciğer tahribatlarına da yol açar. Kronik rahatsızlığı bulunan insanlarda daha fazla olsa bile normal insanlarda da olabilir” şeklinde konuştu.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:46
Bahar alerjisine karşı Anadolu propolisi önerisi
Bahar alerjisi ile birlikte kendini gösteren boğaz kaşıntısının giderilmesinde, en önemli tedavi yöntemlerinden birinin Anadolu propolisi olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, "Boğaz kaşıntısı için Anadolu propolisli ham ballı spreyler ile boğaz kaşıntısının hafifletilmesine ve boğazın yumuşatılmasına yardımcı olmak mümkün" dedi. Mevsim değişikliklerinin getirdiği zorluklar arasında, bahar alerjisi ile başa çıkmak yer alıyor. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, bahar alerjisi yaşayan birçok insan için doğal yöntemlerle alerji semptomlarını hafifletmek, tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Bahar alerjisi, alerjik reaksiyonlarla kendini gösteriyor ve burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve gözlerde kaşıntı gibi belirtiler gösteriyor. "Propolis, bağışıklık sistemini dengelemeye yardımcı oluyor" Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, "Bahar aylarında görülen alerjik semptomlar, alerjenlerin etkisiyle ortaya çıkar ve burun akıntısı, boğazda ve gözlerde kaşıntı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Buna karşılık propolis, bağışıklık sistemini dengeleyici etkisi ile mevsimsel alerji ve alerjik rinit belirtilerinin hafifletilmesinde etkilidir. Boğaz kaşıntısı için Anadolu propolisli ham ballı spreyler ile boğaz kaşıntısının hafifletilmesine ve boğazın yumuşatılmasına yardımcı olmak mümkün" ifadelerine yer verdi. "Alerjik rinite karşı etkili" Özellikle bahar alerjileri döneminde, uzun süreli kullanım imkânı sunan, ilaç içermeyen doğal burun spreylerine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Arı Ürünleri Uzmanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, geliştirdiği Anadolu propolisi ve deniz tuzlu su içeren burun spreyinin, mevsimsel geçiş dönemlerinde sık görülen alerjik rinite karşı etkili olduğunu belirtti. Formülün geliştiricisi BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, "2024 yılında ENT Journal’de yayınlanan bilimsel çalışmamız, prospektif, çok merkezli bir çalışma olarak yürütülmüş ve çalışmaya 10 bin alerjik rinit hastası katılmıştır. Katılımcılara, 3 hafta boyunca Anadolu Propolisli Burun Spreyi uygulanmıştır. Çalışmanın verilerine göre spreyin, alerjik rinit semptomlarını hafifletmede ve yaşam kalitesini artırmada önemli ölçüde etkili olduğu tespit edilmiştir" dedi.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:28
Kasık ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurdu, 60 binde bir görülen gebelik yaşadığını öğrendi
Şırnak’ta kasık ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran hastanın, gebelik kesesinin normal sağlıklı yerinde değil, sağ yumurtalığa yerleştiği tespit edildiği belirlenerek tedavi edildi. Şırnak’ta yaşayan Bişenk Acar Sakın (28), kasık şikayeti ile Şırnak Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesine başvurdu. Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Abdulkadir Güllüce, yaptığı tetkiklerde hastanın gebe olduğunu ve gebeliğin normal olması gereken yerde olmadığını tespit etti. 60 binde bir görülen gebe tüpünün yumurtalıklara yapışık bir şekilde olduğunu hastaya ileten Opr. Dr. Güllüce, daha sonra ameliyat süreci başladı. Hastanın kasık şikayeti ile başvuruda bulunduğunu belirten Dr. Güllüce, "Bizlerde yaptığımız tetkiklerde hastamızın gebe olduğunu ve DBGC düzeyinin 10 bin 500’lere kadar yükseldiğini gördük. Ultrason muayenesinde de gebelik kesesinin normal sağlıklı yerinde değil de, sağ yumurtalığa yerleştiğini gördük. Bu durum nadir, ender rastlanılan bir durum. 60 bin gebelikte bir görülen çok ender görülen bir durum. Normalde dış gebelikler tüplerde yerleşik olur. Yüzde 95 oranda tüplerde yerleşik olur. Tüm dış gebeliklerin sadece yüzde 1’i yumurtalık üzerinde görülür” dedi. Dış gebeliklerin tedavisi erken teşhis edilmesi ilaç ile tedavi şansının mümkün olduğunu ifade eden Dr. Güllüce, “Fakat geç kalınan durumlarda tek tedavi seçeneği ameliyattır. Bizde hastamıza laparoskopik (kapalı ameliyat) yöntem ile yumurtalığa tutunan gebelik materyalinin laparoskopik yöntem ile çıkardık. Yumurtalık dokusuna zarar vermeden, yumurtalık cerrahi yöntem ile BEC rezeksiyon yaptık. Hastamızın doğurganlığını, feltilitesini etkilemeyecek bir şekilde yumurtalık dokusuna zarar vermeden gebelik materyalini yumurtalık dokusundan temizledik. Hastamızın yumurtalığını korumamız ayrıca tüplerinin de bu durumdan etkilenmemiş olması bundan sonraki süreçte hastamızın doğal yollar ile gebe kalma şansını azaltmayacak. Bu yöntem, kanama riski olan bir yöntem. Ama hastamızın yaşı itibari ile yumurtalığı koruma adına birazda risk alıp bu ameliyatı yumurta koruyucu cerrahi yöntem ile yaptık. Ameliyat sonrası kontrollerimizde herhangi bir sorun olmadı, kanama kontrolü yapılarak ameliyat bitirilmişti. Bu gün hastamızı taburcu ediyoruz” dedi.
27 Nisan 2024 Cumartesi - 10:11
Sigara bu kanser türlerini 15 kat artırıyor
Sigaranın neden olduğu kanserler arasında; akciğer, ağız ve boğaz bölgesi, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane ve böbrek kanserleri olduğunu belirten Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, “Akciğer kanserlerinin erkeklerde yüzde 91’i, kadınlarda ise yüzde 69’u sigara alışkanlığına bağlanmaktadır. Sigara, akciğer kanseri riskini, içmeyenlerde göre 15-30 kat, gırtlak kanser riskini 10 kat artırırken; bu risk oranı, idrar yolu kanserleri için 3 kat, yemek borusu için 5, kan kanseri, mide, nazofarenks (geniz) ve rahim kanserleri için 2 kat olarak bulunmuştur” dedi. Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy, dünyada her yıl yaklaşık 30 milyon kişinin sigaraya başladığına dikkati çekti. Prof. Dr. Dereköy, kanser denildiğinde akla hemen tütün ve alkol kullanımı geldiğini belirterek, “Araştırmalarla ortaya konan bilimsel verilere göre sigara ve alkol kesinkes kansere neden olmaktadır. Tütün denince yalnızca sigara değil; puro, pipo, nargile ve benzeri tütün içerikli kullanımlar da akla gelmelidir. Halen dünyada 1 milyar erkek, 250 milyon kadın sigara kullanmaktadır. Yüzyıllarca içilerek bir keyif maddesi olarak kullanılan tütünün zararları ne yazık ki çok sonraları anlaşılabilmiştir. Tütünün akciğer kanserine neden olduğu, ancak 1950’li yıllarda bilimsel çalışmalarla ortaya konabilmiştir. Son 20 yılda ise gelişmiş ülkelerde bu zarar ve tehlikelerin anlaşılmasıyla, sigara içenlere ikinci sınıf insan muamelesi yapılmış olup, sigarayı bırakanların sayısının olağanüstü artması sağlanmıştır. Ülkemizde sigaraya karşı büyük bir başarı ile uygulanan politikalar sayesinde, otobüsler başta olmak üzere kapalı alanlarda rahat bir nefes almak mümkün olmuştur. Kendi içmediği halde başkasının içtiği sigaranın dumanı altında kalmak pasif içicilik olarak adlandırılır. Aynı kanserojen etki, pasif içiciler için de geçerlidir” açıklamasında bulundu. Bin civarında zehirden oluşuyor Prof. Dr. Dereköy, sigara dumanının gaz ve katran karışımından ibaret olup yaklaşık bin civarında bileşenden oluştuğuna işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “Tahriş edici maddeler, akciğerlere giden hava yollarındaki (bronşlarda) salgıları artırırken solunan havanın ve bu salgıların temizliğini sağlayan tüylerin hareketini ve bağışıklık hücrelerinin işlevini de bozarlar. Nikotin ise sinir sistemi üzerine etkilidir; kalp hızını ve kan basıncını artırırken, damarları büzer, kanda yağları çoğaltır. Sigara dumanındaki toksik gazlar ise karbonmonoksit, hidrojen sülfit ve azot bileşenleri olup, kan oksijenlenmesini bozarken kanserojen etkide bulunurlar. Kalp hastalıklarına ve astım gibi kronik akciğer hastalıklarına sigara içenlerde daha sık rastlanır. Sigara içme alışkanlığı, erkek ölümlerinin yüzde 25’ine, kadın ölümlerinin ise yüzde 7’sine yol açan etken olarak saptanmaktadır. Sigaranın neden olduğu kanserler arasında, akciğer, ağız ve boğaz bölgesi, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane ve böbrek kanserleri sayılabilir. Erkeklerdeki kanserlerin yüzde 25’i sigara içimine bağlanırken, bu oran kadınlarda yüzde 4 olarak bulunmuştur. Kadın-erkek arasındaki bu oran farklılığının nedeni, sigara alışkanlığının erkeklerde daha yaygın olarak görülmesindendir. Akciğer kanserlerinin erkeklerde yüzde 91’i, kadınlarda ise yüzde 69’u sigara alışkanlığına bağlanmaktadır. Sigara, akciğer kanseri riskini, içmeyenlerde göre 15-30 kat, gırtlak kanser riskini 10 kat artırırken; bu risk oranı, idrar yolu kanserleri için 3 kat, yemek borusu için 5, kan kanseri, mide, nazofarenks (geniz) ve rahim kanserleri için 2 kat olarak bulunmuştur. Özellikle pasif içici olarak dumana maruz kalan çocuklarda, bronş hastalıkları, orta kulak iltihapları, geniz eti büyümesi ve bademcik iltihabı çok sık görülmektedir.”
27 Nisan 2024 Cumartesi - 00:09
Erzincan’da helikopter ambulans donanımlarının tanıtıldığı bilgilendirme toplantısı yapıldı
Erzincan İl Ambulans Servisi Komuta Kontrol Merkezi personellerine yönelik, hava operasyon süreçleri ve helikopter ambulans donanımlarının tanıtıldığı bilgilendirme toplantısı yapıldı. Erzincan Toplum Sağlığı Merkezi Salonunda düzenlenen eğitimde, helikopter ambulanslarda bir doktor, bir yardımcı sağlık personeli, sivil havacılık mevzuatına uygun bir sorumlu pilot ve ikinci pilot olmak üzere 4 görevli bulunduğu kaydedildi. Sağlık Bakanlığınca belirlenmiş illerde konuşlanan hava ambulans helikopterlerinin kendi bölgesi içinde sevk ve idaresi konuşlandığı ilin 112 Komuta Kontrol Merkezi tarafından yapılmakta. Ambulans helikopterlerin bölge dışı sevk ve idaresi ise Bakanlık Hava Operasyon Merkezi tarafından yapılmakta. Erzincan’ın Kemah, Refahiye ve İliç ilçelerinin Sivas hava ambulans ekibi sorumluluk sahası içinde olduğu belirtilerek Sivas hava ambulans ekibi personellerinden Kaptan Pilot Tamer Özbek ve Doktor Önder Karaman tarafından Erzincan İl Ambulans Servisi Komuta Kontrol Merkezi personellerine hava operasyon süreçleri ve helikopter ambulans donanımlarının tanıtıldığı bilgilendirme yapıldı.
26 Nisan 2024 Cuma - 22:14
Hatay’da ‘kuduz hastalığı’ alarmı
Hatay’ın Defne ilçesinde büyükbaş hayvanlara saldıran köpeğin kuduz olduğunun tespit edilmesinin ardından 2 mahalleye hayvan giriş ve çıkışı yasaklandı.
26 Nisan 2024 Cuma - 17:11
Uzman Dr. Aylin Gözübüyükoğulları: "Gençlik aşısı cildi güneş lekelerinden korur"
Liv Hospital Ankara Dermatoloji Uzmanı Dr. Aylin Gözübüyükoğulları, gençlik aşısının cildi güneş lekelerinden koruduğunu dile getirdi. Dermatoloji Uzmanı Dr. Aylin Gözübüyükoğulları, gençlik aşısı hakkında açıklamada bulundu. Gözübüyükoğulları, “Gençlik aşısı, Paris ışıltısı, nem aşısı, gençlik serumu, saten dolgu gibi farklı isimlerle bilinen bu uygulamalar aslında temel olarak hyaluronik asit ile birlikte çeşitli vitamin, mineral, büyüme faktörü ve peptitlerden oluşan hazır kokteyllerin cilde enjeksiyonunu içeren bir mezoterapi uygulamasıdır. Hyaluronik asit deride su tutan bir madde olduğu için bu işlem nem aşısı olarak da bilinir” diye konuştu. “Gençlik aşısında yaş sınırı yoktur” Gençlik aşısında yaş sınırının olmadığını belirten Dr. Gözübüyükoğulları, “Özellikle 30’lu yaşlardan sonra derimizde hyaluronik asitin azalması, kolajen yıkımının yapımına göre artması nedeniyle bu eksiklikleri tamamlamak amacıyla önerilmektedir. Yüz, boyun, dekolte ve el gibi alanlara uygulanabilmektedir” dedi. “İşlem sonrası hamam, sauna gibi sıcak ortamlardan kaçınılmalıdır” Gençlik aşısının çeşitlerinden bahseden Gözübüyükoğulları, “Standart bir uygulama protokolü bulunmayan gençlik aşısı çeşitleri, hastanın ihtiyacına göre doktor tarafından planlanır. Genel olarak en az 2-3 seans önerilmektedir. 2-4 hafta aralıklarla uygulanabilir. İğneli bir işlem olduğu için uygulama öncesi bölgeye lokal anestezik kremler sürülür. İşlemin ardından uygulama yapılan bölgede şişlik, kızarıklık veya morarma görülebilir. Ancak bunlar 2-3 günde kaybolur. İşlem sonrası hamam, sauna gibi sıcak ortamlardan kaçınılmalıdır. İşlem yapıldıktan sonra o gün yüz yıkanmamalı ve genel olarak sıcak banyo yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı. “Herhangi bir deri hastalığı olanlara uygulanmaz” Gençlik aşısının bazı bireyler için uygun olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Gözübüyükoğulları, “Gençlik aşısı, uygulama bölgesinde herhangi bir deri hastalığı olanlara, kanser hastalarına, hamile ve emzirenlere ve ürün içeriklerinden birine karşı alerjisi olanlara uygulanmamalıdır. Gençlik aşısının en önemli etkisi cildi nemlendirmesidir” ifadelerini kullandı. “Cildi güneş lekelerinden korur” Uygulama ile ciltte meydana gelen değişikliklere değinen Gözübüyükoğulları, “Cilde esneklik ve parlaklık kazandırır. Cildi güneş, akne ve yaşlılık lekelerinden korur. İnce kırışıklıkların azalmasını sağlar. Gençlik aşısı sonrası parlaklık, canlılık ve nemlenme 1 hafta içinde görülür. Derinin kolajen yapımını tetikleyerek kırışıklıklarda gerileme olur” açıklamasında bulundu.
26 Nisan 2024 Cuma - 16:42
2024 Yılı 1. Bölge ASKOM Toplantısı Kayseri’de gerçekleştirildi
Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde gerçekleşen 2024 Yılı 1. Bölge Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu (ASKOM) Toplantısı, Nevşehir ve Niğde İl Sağlık Müdürlükleri’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimlik Konferans Salonu’nda İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan başkanlığında gerçekleşen toplantıya, Niğde İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Bahadır Karaca, Nevşehir İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Hasan Tartar, il sağlık müdürlüklerinin başkan, başkan yardımcıları, Erciyes Tıp Fakültesi Hastaneleri, kamu hastaneleri, il ambulans servisleri ve özel hastane başhekimleri ile ilgili birimlerin personelleri katılım sağladı. Kayseri İl Ambulans Servisi Başhekimi Uzm. Dr. Mehmet Biçer; Niğde İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Filiz Eroğlu ve Nevşehir İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Çağrı Serçe’nin sunumları ile başlayan toplantıda, İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan, Niğde İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Bahadır Karaca ve Nevşehir İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Hasan Tatar, yapılan 3’lü oturumla değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına katılımcılara teşekkür ederek başlayan Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan; "Periyodik aralıklarla gerçekleştirdiğimiz ASKOM toplantıları vasıtasıyla bölgemizdeki sunulan acil sağlık hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamlaştırmak adına yapılabilecek çalışmaları değerlendiriyor hem de sahadan yaşanan aksaklıkların çözümüne yönelik ortak akıl oluşturma fırsatı yakalıyoruz" ifadelerini kullandı.
26 Nisan 2024 Cuma - 16:30
Ambulans helikopter 11 yaşındaki çocuk için havalandı
Van’ın Başkale ilçesinde epilepsi ve serebral palsi tanısı ile tedavi gören 11 yaşındaki Büşra Tufan ambulans helikopterle il merkezine sevk edildi. Epilepsi ve serebral palsi tanısı ile Başkale Devlet Hastanesinde tedavi gören 11 yaşındaki Büşra Tufan’ın ileri tetkik ve tedavisinin yapılabilmesi için sevkine karar verildi. Bunun üzerine havalanan ambulans helikopterle alınan Büşra Tufan, gerekli tedavisinin yapılması için getirildiği SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.
26 Nisan 2024 Cuma - 15:49
Toz taşınımında 2,5 mikronun altındaki partiküller kana karışıp çeşitli sağlık risklerine neden oluyor
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, “Türkiye de bazı dönemlerde yoğun bir şekilde toza maruz kalmaktadır. 10 mikronun üzerindeki toz partikülleri alt sonum yollarına iletilmeden üst solunum yollarında tutunmaktadır ve üst solunum yolu semptomlarına neden olmaktadır. Ama 10 mikronun altındaki partiküller alt solunum yollarına ulaşmakta, özelikle 2,5 mikronun altındaki partiküller alvollere kadar giderek ve kana karışarak çeşitli sağlık risklerine neden olmaktadır” dedi. Türkiye’nin bazı illeri birkaç gündür Kuzey Afrika üzerinden gelen toz taşınımının etkisi altında bulunuyor. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, özelikle çölleşmenin artması ve iklim kriziyle toz taşınımının dünyada son yıllarda giderek arttığını söyledi. Bunun özelikle solunum yolu ve kalp hastaları, yaşlılar ve çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirten Dr. Bodur, meteorolojinin uyarıları dikkate alındığı takdirde hassas olan grupların özelikle toz taşınımının fazla olduğu günlerde kapalı yerde kalmasını, sokağa çıkılması gerekiyorsa koruyucu maskelerle dışarı çıkmasını önerdiklerini vurguladı. “Yapılan çalışmalarda toz taşınımın arttığı zamanlarda kalp, solunum hastalıkları nedeniyle sıkıntılı olan hastaların hastaneye başvurdukları ve ciddi durumlarla karşılaştıkları çalışmalarda gösterilmiştir” diyen Dr. Bodur, “Türkiye de bazı dönemlerde yoğun bir şekilde toza maruz kalmaktadır. 10 mikronun üzerindeki toz partikülleri alt sonum yollarına iletilmeden üst solunum yollarında tutunmaktadır ve üst solunum yolu semptomlarına neden olmaktadır. Ama 10 mikronun altındaki partiküller alt solunum yollarına ulaşmakta, özelikle 2,5 mikronun altındaki partiküller alvollere kadar giderek ve kana karışarak çeşitli sağlık risklerine neden olmaktadır” dedi. Her yaş grubundan astım, KOAH ve dolaşım problemleri yaşayan kalp hastalarının bundan olumsuz etkilendiğinin altını çizen Dr. Bodur, “Olumsuz etkilenmede solunum semptomları giderek artmakta. Yapılan çalışmalarda göstermiş ki bu tarz hava olaylarında hastanelere başvurular artmaktadır. Astım hastalarının kontrolü zorlaşmakta ve ne yazık ki astımdan ve hava yolu hastalıklarından kayıplar (ölümler) bu hava olaylarında daha fazla görünmektedir” şeklinde konuştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 15. Bölge Müdürlüğü, Diyarbakır için “toz taşınımı” uyarısında bulunmuştu. 15. Bölge Müdürlüğünden yapılana açıklamada, yapılan son değerlendirmelere göre bu geceden itibaren Şanlıurfa’da Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının etkili olacağı belirtilmişti. Açıklamada, cuma günü gece saatlerine kadar görülmesi beklenen toz taşınımının meydana getireceği başta sağlık problemleri olmak üzere görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma, çamur şeklinde yağış ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istenmişti.
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder