SAĞLIK
24 Aralık 2025 Çarşamba - 17:16 Meram’da Aymanas ASM ve Sağlıklı Hayat Merkezi açıldı Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi ile Konya İl Sağlık Müdürlüğü iş birliğinde yapımı tamamlanan Aymanas Aile Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezi hizmete açıldı. Aymanas Aile Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezinin açılış törenine çok sayıda davetli katıldı. Törende ilk konuşmayı, aile sağlığı merkezi çalışanları adına Dr. Cihan Kaya yaptı. Dr. Kaya, Aile Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezinin vatandaşların sağlık hizmetlerine daha hızlı ve daha etkin ulaşmasına katkı sağlayacağını belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Başkan Kavuş: "2025’i yatırımlarla kapatıyor, yeni yılı yeni yatırımlarla karşılıyoruz" Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ise konuşmasında, insan sağlığının belediyecilik anlayışlarının temelinde yer aldığını vurguladı. "Sağlık, bizim için yalnızca bir hizmet alanı değil; huzurun, güvenin ve yaşam kalitesinin en temel göstergesidir. Meram Belediyesi olarak biz ‘önce insan’ anlayışıyla hareket ediyoruz" diye konuşan Başkan Kavuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğitimden çevreye, spordan sosyal hayata olduğu gibi sağlık yatırımlarını da asli sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Merkezlerimiz bu anlayışla hayat buldu ve burası sadece Aymanas Mahallesine değil tüm Meram’a ve Konya’ya hizmet verecek önemli bir sağlık üssü olacak." Meram’ın 2025 yılını açılışla kapatırken 2026’ya da yeni yatırımlarla gireceğini ifade eden Başkan Kavuş, "Kasım ayı içinde Süleyman Koncagül Aile Sağlığı Merkezimizin açılışını gerçekleştirdik. Alakova Mahallesi’ne kazandırılacak Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nun protokolünü imzaladık. İşte bugün önemli bir yatırımın açılışını gerçekleştiriyoruz. 2025’i yatırımlarla kapatırken 2026’yı da yatırımlarla karşılayacağız. Yeni yılın hemen başında Melikşah Mahallemiz için protokol imzalayacak ve Muhacir Pazarı’nın karşısındaki yeni sağlık hizmetinin açılışını gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı. Konya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yusuf Yavuz ise son 25 yılda sağlık alanında büyük bir dönüşüm yaşandığını vurgulayarak, "2000’li yıllardan önce iki basamakta dahi zor hizmet veren bir yapıdan, bugün Aile Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezleriyle çok güçlü bir birinci basamak sağlık hizmeti sunan bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Artık vatandaşlarımız sağlık hizmetlerine çok daha kolay, hızlı ve nitelikli şekilde ulaşabiliyor. Sağlıklı Hayat Merkezleri bu anlayışın en somut örneklerinden biridir. Konya, belediyelerimizle kurduğumuz güçlü iş birliği sayesinde bu alanda çok şanslı bir şehir" şeklinde konuştu. AK Parti Konya İl Başkan Vekili Halil İbrahim Yener de konuşmasında, Türkiye’nin son yıllarda sağlık alanında kat ettiği mesafeye dikkat çekti. Yener, "Böylesine modern ve nitelikli bir sağlık yatırımının hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Murat Koru, açılışta yaptığı konuşmada, Meram için önemli bir sağlık yatırımının hayata geçirilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konya Valisi İbrahim Akın da merkezin Konya’nın sağlık altyapısına önemli katkı sunacağını belirterek, Sağlık Bakanlığı tarafından 2010 yılından itibaren hayata geçirilen aile hekimliği uygulamasıyla, koruyucu sağlık hizmetlerinin büyük bir ivme kazandığına vurgu yaptı. O günden bugüne bu sistemin giderek güçlendiğine dikkat çeven Vali Akın, "Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimi önemli ölçüde kolaylaşmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu merkezler de bu anlayışın güçlü bir yansımasıdır. Bu önemli yatırımın Meramlı hemşehrilerimize ve Konya’mıza hayırlı olmasını temenni ediyor, emeği geçen Meram Belediye Başkanımız Mustafa Kavuş’a ve İl Sağlık Müdürümüz Doç. Dr. Yusuf Yavuz ve ekiplerine teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından Aymanas Aile Sağlığı Merkezi ve Sağlıklı Hayat Merkezi dualarla resmen hizmete açıldı. Törene katılan protokol açılış sonrasında her iki merkezde incelemelerde bulundu. Meram modern ve kapsamlı bir sağlık kompleksi daha kazandı Aymanas Mahallesi’nde inşa edilen sağlık kompleksi; 8 birimli Aile Sağlığı Merkezi ile Sağlıklı Hayat Merkezini aynı çatı altında buluşturuyor. Yaklaşık 400 metrekarelik Aile Sağlığı Merkezi bölümünde; aile hekimliği muayene odaları, aşı ve gebe izlem alanları, bebek-çocuk sağlığı birimleri ve emzirme odaları yer alıyor. 1060 metrekare kapalı alana sahip Sağlıklı Hayat Merkezi ise; gebe okulu, erken kanser taramaları, sigara bıraktırma polikliniği, psikolojik danışmanlık, egzersiz salonları ile eğitim ve toplantı alanlarından oluşuyor. Açılış programına; Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Murat Koru, Meram Kaymakamı Dr. Bayram Yılmaz, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Konya İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yusuf Yavuz, AK Parti İl Başkan Vekili Halil İbrahim Yener, AK Parti Meram İlçe Başkanı Mehmet Munlafalıoğlu, MHP Meram İlçe Başkanı Mahmut Yaman, Ak Parti Meram İlçe Kadın Kolları Başkanı Serpil Yurdaışık, belediye meclis üyeleri, Konya Muhtarlar Derneği Başkanı Başkanı Hamdi Demir, muhtarlar, teşkilat mensupları, sağlık çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Dünya Osteoporoz Günü’nde uyarı: "Erken önlemle kemik kaybı yavaşlatılabilir"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:20 Dünya Osteoporoz Günü’nde uyarı: "Erken önlemle kemik kaybı yavaşlatılabilir" Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Şükür, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kemik sağlığının önemine dikkat çekti. Şükür, osteoporozun erken dönemde alınacak önlemlerle yavaşlatılabileceğini vurguladı. Sakarya Özel Adatıp Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Şükür, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü çerçevesinde kemik sağlığı ve osteoporoz hakkında açıklamalarda bulundu. Osteoporozun halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak bilindiğini belirten Prof. Dr. Şükür, "Bu hastalık kemiklerin daha kırılgan hale gelmesine yol açar. Özellikle ileri yaşlarda sık görülen bir durumdur ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir" dedi. Osteoporoz gelişiminde genetik yatkınlığın yanı sıra hareketsizlik, yetersiz beslenme ve hormonal değişimlerin de etkili olduğunu ifade eden Erhan Şükür, "Özellikle menopoz sonrası kadınlarda ve ileri yaşlardaki bireylerde risk daha yüksektir. Düzenli sağlık kontrolleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kemik sağlığı açısından büyük önem taşır" diye konuştu. Dünya Osteoporoz Günü’nün toplumda farkındalık oluşturmayı amaçladığını vurgulayan Şükür, kemik sağlığını korumak için dengeli beslenmenin, kalsiyum ve D vitamini alımının, düzenli egzersizin ve güneş ışığından faydalanmanın destekleyici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Erhan Şükür, "Osteoporoz tamamen önlenemese de erken dönemde alınacak önlemlerle kemik kaybının hızı azaltılabilir. Kemik sağlığını korumak her yaşta önemlidir. Düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla osteoporozun etkilerini azaltmak mümkündür" ifadelerini kullandı.
Göğüs kanserini erken fark edecek ‘akıllı tekstil’ ürünü geliştirildi
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:17 Göğüs kanserini erken fark edecek ‘akıllı tekstil’ ürünü geliştirildi İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde (İEÜ), kadınlarda çok sık görülen göğüs kanserinin önceden tespit edilmesine katkı sağlamak amacıyla sensör özelliğine sahip bir ‘akıllı tekstil’ ürünü geliştirildi. Tişört ya da atlet olarak kullanılabilecek, ürettiği elektromanyetik dalgalar sayesinde meme dokusundaki değişimleri anlık ölçebilecek özel ürün için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuru yapıldı. Günlük hayatta rahatlıkla kullanılabilecek, bilimsel adıyla ‘Tekstil Yama Anteni’ olarak ifade edilen bu ürün, yaptığı ölçümleri uzaktaki bir cihaza veri olarak gönderebilecek. Bu veriler, bilgisayar yardımıyla sürekli raporlanıp doktor ya da başka bir kişi tarafından kayda alınabilecek. Dokuda meydana gelen değişimlerin düzenli olarak analiz edilmesi sayesinde, erken evrede olası bir hastalığın da önüne geçilecek. Yıkanabilir ve ucuz maliyetli İzmir Ekonomi Üniversitesi Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Diaa Gadelmavla ile Biyomedikal Mühendisliği öğrencileri Mehmet Ali Dalgıç ve Israa M. F Abdullah Alhammoodi tarafından 6 aylık çalışma sonunda tamamlanan akıllı tekstil ürünü; yıkanabilir özelliği, ucuz maliyeti, sürdürülebilir olması ve hafifliğiyle ön plana çıkıyor. Pek çok alternatifi var Patent almayı bekledikleri özel tasarımla ilgili detaylı bilgiler paylaşan Prof. Dr. Gadelmavla, "Prototipini de yaptığımız ürün, günlük hayatta kullanılan atlet, tişört ya da uzun kollu bir giysi olarak uygulanabilir. Ayrıca, mevcut bir giysinin üzerine de yapıştırılabilir. Bunun yanı sıra firmalar, hazırladığımız ürünü, kendi tasarımlarına uyarlayarak yeni giysiler de tasarlayıp satışa sunabilir. Hazırladığımız ürün, bir markanın logosu gibi giysilerin sağ ve sol köşesinde konumlanabilir. Bu tekstil malzemesinin, göğüs kısmının tam önünde yer alması yeterli. Bunun gibi pek çok alternatif söz konusu. Bu açıdan yenilikçi ve farklı bir çalışmaya imza attığımızı söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Mamografi ile karıştırılmamalı Hazırladıkları ürünün mamografi cihazı ile karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Diaa Gadelmavla, "Mamografi, görüntüleme özelliğine sahip bir cihaz. Elbette meme kanserinin teşhisi için en etkili yol. Bizim ürünümüzde görüntüleme özelliği bulunmuyor. Biz, bir anten özelliği taşıyan ve elektromanyetik dalgalar sayesinde doku değişimini tespit edebilen bir ürün geliştirdik. Radyasyona sebebiyet veren bir durumumuz da yok. Akıllı saatlerin nabız sensörünü düşünün. Derideki küçük değişimleri algılamak için belirli bir sinyal gönderir ve bu sinyaldeki en ufak farklılık bile ölçümlere yansır. Bizim geliştirdiğimiz ürün de benzer şekilde çalışıyor. Elektromanyetik dalgalar aracılığıyla meme dokusunda meydana gelen değişimleri tespit ederek olası riskleri bildiriyor. Ciddi bir hastalığın erkenden önüne geçmek için önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. "Güzel bir deneyim oldu" İEÜ öğrencileri Mehmet Ali Dalgıç ve Israa M. F Abdullah Alhammoodi ise, böylesine önemli bir çalışmaya imza attıkları için mutlu olduklarını söyleyerek, "Bu süreç, bizim için harika bir deneyim oldu. Proje üzerinde titizlikle çalıştık. En sonunda da ortaya güzel bir sonuç çıktı. Eğitim aldığımız alanda kendimizi en iyi şekilde geliştirmek, üniversitede edindiğimiz bilgileri meslek hayatımızda da kullanmak istiyoruz. Bu noktada öğrencilik döneminde yapacağımız projelerin, kariyer hedeflerimiz için güçlü bir temel olacağına inanıyoruz. Hazırladığımız tekstil ürününün de uygulanabilir ve gelecek vadeden bir çalışma olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek için meyve şeklinde sabun tasarladı
20 Ekim 2025 Pazartesi - 10:53 Çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek için meyve şeklinde sabun tasarladı Elazığ’da 7 yıldır 50’den fazla farklı doğal sabun çeşidi üreten Tuba Bahçeci, çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek ve eğlenceli hale getirmek için meyve şeklinde sabunlar tasarladı. Elazığ’ın Yedigöze köyünde yaşayan iki çocuk annesi Tuba Bahçeci, 7 yıldır çeşitli doğal ürünler üretiyor. Bahçeci, 50 farklı sabun çeşidinin yanı sıra çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek ve eğlenceli bir hal getirmek amacıyla meyve şeklinde sabunlar tasarladı. Bahçeci, tasarladığı sabunları özel bir okulda miniklere hediye etti. Sabunları alarak ellerini yıkayan öğrenciler, büyük mutluluk yaşadı. Sınıf Öğretmeni Esat Şahinoğlu, "Birinci sınıfların okula alışması münasebetiyle bazı alışkanlıkları sevdirerek kazandırmayı tercih ediyorum. Özellikle temizlik konusunda çocuklar sıvı sabuna veya köpük sabuna alıştıkları için bunu sıradan bir durum olarak görüyorlar. Fakat biz, sıradanlıktan çıkarak farklı yöntemlerle çocukları temizlik yapmaya yönlendirmeyi, bunu eğlenceli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Tuba Hanım’ın katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum" dedi. Çocuklara özel olarak meyve şeklinde doğal sabun yaptığını ifade eden Tuba Bahçeci ise "7 yıldır doğal sabun üretiyorum. Bu sefer sabunlarımızı çocukları el yıkamaya teşvik etmek amacıyla üzüm şeklinde tasarladık. Okulda öğrencilerimize dağıttık ve umarım onlar için faydalı bir etkinlik olmuştur" şeklinde konuştu. Öğrencilerden Ali Kardeşbilir de, "Sabunlar bizi hastalıklardan koruyor, hediyeler için teşekkür ederiz" diye konuştu.
Ozon tedavisinin sağlık üzerindeki faydaları
20 Ekim 2025 Pazartesi - 09:51 Ozon tedavisinin sağlık üzerindeki faydaları Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, ozon tedavisinin sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi. Uzman Doç. Dr. İrfan Koca, "Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, vücudu detoksifiye ediyor, dolaşımı rahatlatıyor ve genel iyileşme süreçlerini hızlandırıyor. Son yıllarda bütüncül ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine artan ilgi ile birlikte, tıbbi ozon tedavisi yoğun talep edilen doğal ve yan etkisiz bir tedavi seçeneği haline geldi. Ozon tedavisinin sağlık üzerine en önemli etkileri; bağışıklık sistemini güçlendirmesi, vücudu detoksifiye etmesi, dolaşımının rahatlatılması ve genel iyileşme süreçlerini hızlandırması ile biliniyor" dedi. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, ozon tedavisinin ilk olarak yaklaşık 90 yıl önce tıpta kullanıldığını ve özellikle son 50 yıldır da çeşitli sağlık sorunlarında güvenli bir şekilde kullanımının yaygınlaştığını söyledi. Ozon tedavisinin temel faydaları Ozon gazının, üç oksijen atomundan oluştuğunu ve oksijenden çok daha fazla etkili olduğunu, vücuttaki birçok koruyucu ve düzenleyici mekanizmayı harekete geçirdiğini vurgulayan Dr. Koca, "Bu özellikleri ile ozon tedavisinin sağlık problemlerine ilişkin tedavi süreçlerini hızlandırıcı etkiler sağlıyor. Ayrıca, ozon tedavisi hücrelere oksijen taşıyan eritrositlerin glikoliz hızını ve nitrik oksit üretimini arttırarak, doku ve organlara daha fazla kan ve oksijen sunulmasını sağladığını, bu sayede vücuttaki hücrelerin daha sağlıklı bir şekilde işlev görmeye başlar" ifadelerini kullandı. "Ozon tedavisi bağışıklık sistemini güçlendiriyor" Dr. Koca, "Ozon tedavisinin en büyük faydalarından birisinin bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Araştırmalar, ozonun tedavisinin bağışıklık sisteminde görev yapan hücre ve bu hücrelerden salgılanan maddelerin üretiminde artış sağladığını göstermektedir. Bu da vücudun hastalıklara karşı vücudun daha dirençli hale gelmesini sağlar" dedi. Ozon tedavisinin sağlık üzerine diğer faydaları Dr. Koca, "Ozon tedavisinin birçok farklı sağlık sorunu üzerinde olumlu ve iyileştirici etkileri vardır. Ozonun özellikle inflamasyonu (iltihabı) azaltmada, kas-iskelet sistemi hastalıklarının iyileşmesinde önemli rol oynar. Fibromyalji (kas romatizması), osteoartrit (kireçlenme), iltihaplı romatizmal hastalıklar, boyun ve bel fıtıkları, nöropatik ağrı, dolaşım bozuklukları, diyabetik yaralar, inme, infertilite, erken menopoz gibi birçok hastalığın tedavisinde ozon tedavisi, kanlanmayı arttırıcı, iltihabı azaltıcı ve vücudun onarıcı mekanizmalarını harekete geçirici özelliklerinden yararlanmak için sıklıkla tercih edilen bir tedavi yöntemidir" şeklinde konuştu. Detoks etkisi ve cilt yenilenmesi Dr. Koca, "Ozon tedavisinin vücutta detoksifikasyon sağlayarak, metabolik atıkları ve oksidatif (dokulara zarar verici) maddeleri temizlediği sağlık üzerine bir diğer önemli faydalarıdır. Vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olan ozon, genel sağlığı iyileştirirken, cilt hücrelerinin yenilenmesine de katkı sağlar. Cilt ve diğer doku hücrelerinin daha sağlıklı bir şekilde yenilenmesi için ozon, dokular için gerekli oksijeni sağlayarak cildin gençleşmesine yardımcı olur" ifadelerine yer verdi. Ozon tedavisinin uygulama yöntemleri Ozon tedavisinin uygulama yöntemleriyle ilgili bilgi veren Dr. Koca, "Tıbbi ozon tedavisi, birçok yollarla vücuda uygulanabilir. En sık uygulanan yöntem majör ozon olarak isimlendirilen ozon tedavisi uygulanacak kişiden tamamen steril ve kapalı özel bir ozon seti ile yaklaşık 100 cc kan alınıp, içine ozon gazı zerk edilip, ozonlanmış kanın tekrar hastaya damar yolu ile verilmesi şeklindedir. Bunun dışında; serumun içine ozon gazı katılarak, ozonlanmış kanı aşı şeklinde kasa uygulayarak, torbalama metoduyla, rektal, vajinal, üretral gibi seçeneklerin yanı sıra, ozon gazı doğrudan kas veya disk içine ya da cilt altına da uygulanabilmektedir. Ozonun hangi dozunun, hangi uygulama yöntemi ile uygulanacağına hastayı değerlendirdikten sonra tıbbi ozon konusunda eğitim ve ozon tedavisini uygulama ruhsatı almış olan hekim tarafından karar verir" diye konuştu. Dr. Koca, klasik tıbbi tedavilerden yeterli fayda görmeyen, ilaç kullanmak veya ameliyat olmak istemeyen hastalar için tamamen doğal, yan etkisiz ve tamamlayıcı bir tedavi seçeneği olarak ozon tedavisinin gün geçtikçe daha çok tercih edildiğini söyledi.
Prof. Dr. Taş: "En kaliteli stentleri kullanıyoruz"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 08:56 Prof. Dr. Taş: "En kaliteli stentleri kullanıyoruz" Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Taş, Kardelen TV’de Gazeteci-Yazar Esat Bindesen’in hazırlayıp sunduğu "Analiz" programının konuğu oldu. Programda kalp hastalıklarından anjiyoya, stentlerin kalitesinden ritim bozukluklarına kadar pek çok önemli konu masaya yatırıldı. Prof. Dr. Taş, kalp damar hastalıklarında kullanılan stentlerin kalitesine değinerek, "Bizim üniversitemizde en kaliteli Avrupa ve Amerikan menşeli stentler kullanılmaktadır. Çin menşeli stentlerde tıkanma oranı daha yüksek. Ancak hangi marka olursa olsun, her stentin belli oranda tıkanma riski vardır." dedi. Son yıllarda yaygınlaşan ilaçlı balon uygulamaları hakkında da bilgi veren Taş, "İlaçlı balonlar damar tıkanıklığını azaltıyor ancak henüz uzun vadeli sonuçlarını değerlendirme aşamasındayız." ifadelerini kullandı. Anjiyo tekniklerinde yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Taş, "Artık anjiyo sadece kasıktan değil, koldan da yapılabiliyor. Koldan yapılan anjiyonun kanama riski düşük, ancak radyasyon oranı biraz daha fazla olabiliyor. Hangi yöntem kullanılacaksa hastanın durumuna göre karar veriyoruz." dedi. Prof. Dr. Hakan Taş, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde gelinen noktayı da anlattı: "Artık 3 boyutlu haritalama sistemiyle ritim bozukluğuna neden olan odaklar tespit edilip yakılabiliyor. Bu yöntem kliniğimizde de başarıyla uygulanıyor." Programda ayrıca kalp pili uygulamaları, aort damar yırtılması, hipertansiyonun önemi, ve kalp hastalarının egzersiz yaparken dikkat etmesi gereken noktalar da ele alındı. Kahve ve asitli içecek tüketimine ilişkin soruları da yanıtlayan Taş, "Kahve ve benzeri kafeinli içecekler kalp ilaçlarının etkisini azaltabiliyor. Bu nedenle kalp hastalarının kahveyi ölçülü tüketmeleri gerekir." uyarısında bulundu. Gazeteci-Yazar Esat Bindesen, program sonunda Prof. Dr. Taş’a teşekkür ederek, "Atatürk Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü gerçekten Türkiye’ye örnek olacak düzeyde. Deneyimli hekimlerimizin varlığı büyük bir güven kaynağı." ifadelerini kullandı.
Mevsim değişirken sağlığınızı korumanın yolları
20 Ekim 2025 Pazartesi - 08:48 Mevsim değişirken sağlığınızı korumanın yolları Sonbaharın gelişiyle havalar soğumaya başladı, kapalı mekânlarda geçirilen zaman arttı. Bu değişim sadece doğayı değil, sağlığı da etkiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, "Sonbaharda solunum yolu enfeksiyonları hızla artıyor. Bu dönemde mutlaka korunma önlemleri alınmalı" diyerek özellikle risk gruplarına uyarılarda bulundu. Sonbahar ve kış ayları, enfeksiyon hastalıklarının artış gösterdiği kritik dönemler arasında yer alıyor. Bu süreçte solunum yolu enfeksiyonlarına karşı alınacak kişisel önlemler, riskin büyük ölçüde azalmasını etkiliyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler için koruyucu tedbirlerin önemini vurguluyor. Risk grupları dikkat etmeli Doç. Dr. Diktaş, özellikle çocukluk çağı, 55 yaş üstü bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanan hastaların daha büyük risk altında olduğunu belirterek, "Kanser tedavisi gören, romatolojik hastalıklarla ilgili ilaç kullanan ya da bağışıklığı baskılayan tedaviler alan kişilerde enfeksiyonlara yakalanma riski artıyor. Bu nedenle korunma yöntemlerini ihmal etmemeliyiz" diye konuştu. Maske, el hijyeni ve havalandırma Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske kullanımının hâlâ önemli olduğuna değinen Doç. Dr. Diktaş, "El hijyeni her zamankinden daha kritik. Ellerin sık sık yıkanması, kullanılan maskelerin kirlenmesi halinde hemen değiştirilmesi ve bulunduğumuz ortamın sık sık havalandırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Aşı zamanı geldi Grip ve nezle vakalarının artmaya başladığını vurgulayan Doç. Dr. Diktaş, "Grip aşısı olma zamanı geldi. Risk grubunda yer alan kişilerde zatürre aşısı ve RSV aşısı da çok önemli. Bu aşılar özellikle yaşlı bireyleri ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyor" diye konuştu. Maske ve kişisel eşyaların kullanımında hijyene dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Diktaş, "Kirlenen maskeler hemen değiştirilmelidir. Basit görünen bu önlemler, sonbahar ve kış aylarını daha sağlıklı geçirmemizi sağlar" diyerek uyarılarını yineledi.
Dr. Selveroğlu, "Menopoz bir hastalık değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir"
19 Ekim 2025 Pazar - 18:47 Dr. Selveroğlu, "Menopoz bir hastalık değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir" Menopozun bir hastalık değil kadın yaşamının doğal bir evresi olduğunu belirten Tunceli Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, " Doğru bilgi ve uygun destekle bu süreci sağlıklı, dengeli ve konforlu bir şekilde geçirmek mümkündür" dedi Tunceli Devlet Hastanesi’nde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, kadınların yaşam döngüsünde önemli bir dönüm noktası olan menopoz sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Menopoz sürecinden ve bu dönemde yaşanabilecek belirtilerden bahseden Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, "Menopoz, kadının doğal üreme döneminin sona ermesi anlamına gelir. Tıbbi olarak, 12 ay boyunca adet görülmemesi durumunda menopoz tanısı konur. Bu süreç genellikle 45 ile 55 yaşları arasında gerçekleşir, ancak genetik, yaşam tarzı ve bazı sağlık durumları bu yaşı etkileyebilir. Unutulmamalıdır ki menopoz bir hastalık değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir. Doğru bilgi ve uygun destekle bu süreci sağlıklı, dengeli ve konforlu bir şekilde geçirmek mümkündür. Menopoz döneminde; sıcak basması ve gece terlemeleri, uyku problemleri, duygu durum değişiklikleri, sinirlilik, sık idrara çıkma veya idrar kaçırma, kilo artışı ve kemik erimesi riski, ciltte kuruluk, saçlarda incelme gibi belirtiler yaşam kalitesini etkileyebilir, ancak uygun önlemler ve doktor desteğiyle kontrol altına alınabilir. Bu süreci kolay ve sağlıklı bir şekilde atlatabilmeniz için önerilerimiz, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi menopoz belirtilerini hafifletmede oldukça etkilidir, hem şikâyetleri azaltır hem de uzun vadede kemik ve kalp sağlığını korur" şeklinde konuştu. Sağlıklı bir menopoz süreci için önerilerini sıralayan Selveroğlu, "Dengeli beslenin. Kalsiyum, D vitamini ve protein yönünden zengin gıdalar tüketin. Sebze, meyve ve tam tahılları sofranızdan eksik etmeyin. Düzenli egzersiz yapın. Yürüyüş, yüzme veya hafif egzersizler kemik sağlığınızı destekler ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Tütün ve alkol kullanmayın. Sigara ve alkol, menopoz belirtilerini artırabilir ve kemik erimesini hızlandırabilir. Stresle baş etmeyi öğrenin. Uyku düzeninize dikkat edin, rahatlatıcı aktivitelerle stresinizi azaltın. Düzenli kontrollerinizi yaptırın. Kadın hastalıkları uzmanına düzenli olarak muayene olun. Meme ve rahim ağzı taramalarınızı ihmal etmeyin. Gerekirse kemik yoğunluğu ölçümü yaptırın. Belirtiler şiddetliyse mutlaka doktorunuza başvurun: hormon tedavisi veya diğer tıbbi yaklaşımlar sadece hekim önerisiyle uygulanmalıdır" diye konuştu.
Fethiye’de kanser hastaları için koştular
19 Ekim 2025 Pazar - 16:10 Fethiye’de kanser hastaları için koştular Fethiye’de farkındalık oluşturmak, ihtiyaç sahibi kanser hastalarına yardım etmek ve Fethiye Devlet Hastanesi Onkoloji bölümüne bilgisayar kazandırmak amacıyla ’Yaşam İçin Yarış’ koşusu yapıldı. Fethiye Kaymakamlığı ile Fethiye Turizm Tanıtım Kültür Çevre ve Eğitim Vakfı (FETAV) öncülüğünde bu yıl 10.’su düzenlenen ‘Yaşam İçin Yarış’ etkinliğine büyük kısmı ilçede yaşayan İngilizler olmak üzere 250’ye yakın kişi katıldı. Yarışma öncesinde kanserden hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Fethiye Özer Olgun Kültür Merkezi önünde başlayan yarışta 4 ile 80 yaş arasındaki katılımcılar, 5 kilometrelik parkuru tamamlayabilmek için kıyasıya mücadele etti. Organizasyondan elde edilecek gelirin Fethiye Devlet Hastanesi Onkoloji bölümüne ihtiyaç olan bilgisayarların alınması, ayrıca ihtiyaç sahibi kanserli hastaların giderlerine destek amacı taşıdığı belirtildi. Yarış öncesi müzik eşliğinde ısınma hareketleri yapılırken, 4 yaş ve üzeri çocukların ayrı ayrı yarışlarının yapılmasının ardından, büyüklerde 5 kilometrelik yarış gerçekleştirildi. Yarışmada kadınlarda Gökçe Bakar 1., Defne Ela Küçükcoban 2., Johanne King 3. olurken, erkeklerde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İngiliz Joe Sgtone1., Yeugenii Gopeev 2., Burak özcan’da 3. oldu. ’Yaşam İçin Yarış’ ödüllerini İlçe Sağlık Müdürü Ayşen Eroğlu, FETAV Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Argın, FETAV Müdürü Dilek Dinçer ve diğer yetkililer sundu. FETAV Müdürü Dilek Dinçer yaptığı açıklamada, ‘’Bu yıl 10’uncusunu gerçekleştirdik. Pandemi de bir yıl ara vermiştik. Devlet Hastanesi onkoloji servisine destek oluyoruz. Ayrıca ihtiyaç sahibi hastaların Antalya Muğla ve İzmir’e yol masraflarına katılıyoruz. Hastanemizin onkoloji bölümü bu yıl bilgisayar istedi. Şimdiden temin ettik. Önümüzdeki günlerde teslim edeceğiz’’ ifadelerini kullandı. Yarışmalara ilk günden bu yana destek veren Pınar Ural ise bu yarışların çok anlamlı olduğunu belirterek, ‘’Kanser geçmişi olan bir bireyim. Ailem de bu savaşı kaybetti ve benden ayrıldılar. Bu yarışlara gönüllü olarak destek vermekten mutlu oluyorum’’ dedi. FETAV Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Argın ise ‘’10 senedir bu yarışlar devam ediyor. Fethiye Devlet Hastanemizin kanser bölümü çok önemli. Bu etkinlikler özel bir etkinlik oluyor. FETAV gönüllüleri olarak bu aktivitelere destek olmaya devam edeceğiz’’ ifadelerinde bulundu.
Meme kanserinde koruyucu cerrahiler tercih ediliyor
19 Ekim 2025 Pazar - 12:11 Meme kanserinde koruyucu cerrahiler tercih ediliyor Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, artık hastalığın tedavisinde memeyi tamamen almak yerine koruyucu cerrahilerin tercih edildiğini söyleyerek, "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Sevindirici olan; erken tanı konulduğu taktirde yüzde 90’lara varan başarı elde ediyoruz" dedi. Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla hastalık ile ilgili bilgiler veren Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder; "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Sevindirici olan; erken tanı konulduğu taktirde yüzde 90’lara varan başarı elde ediyoruz. Kendi kendine muayene burada çok önem arz etmekte ancak bazen yetmeyebiliyor. Zira memede ele gelmeyen en erken dönemdeki teşhisi ancak ultrason, mamografi, mr gibi yöntemlerle sağlayabiliyoruz. O nedenle erken teşhis için mutlaka düzenli kontrol ve yaşınıza uygun taramaları yaptırmak gerekiyor. Özellikle 40 yaşından sonra yıllık kontrolle birlikte mamografi çektirilmesi çok önemli. Eğer ailede meme kanseri öyküsü varsa daha erken yaşlarda bu yöntemlere başvurulabiliyor" dedi. "Artık memeyi tamamen almıyoruz, koruyucu cerrahileri tercih ediyoruz" Son zamanlarda hastanın yaşam kalitesini artırmak için memeyi tamamen almak yerine koruyucu cerrahi tercih ettiklerini kaydeden Dönder; "Meme kanseri tanısı konulduktan sonra hastalara uygun bir tedavi planı seçiyoruz. Eskiden memeyi tamamen alıyorduk ancak artık meme koruyucu cerrahileri tercih ediyoruz. Burada onkolojinin bize desteği fazla, biz de onkoplastik cerrahi yöntemlerini kullanarak hastalara en uygun tedavi yöntemini seçmeye çalışıyoruz. Amacımız sadece kanseri tedavi etmek değil, hastanın yaşam kalitesini de ön plana çıkararak artırmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Tedavi tamamlandıktan sonraki sürecin de oldukça önemli olduğunun altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, "Tabii ki tedaviyi tamamladıktan sonra takip süreci de çok önemli. Medikal onkoloji tarafından hastalar takip edilmekte. Eğer ilerleyen dönemde tekrar nüks olursa veya başka bir yere metastaz olursa tekrar hastaya uygun tedavi planı öneriyoruz. Meme kanseri erken teşhis edildiğinde korkulacak bir hastalık değildir. Bu yüzden bana bir şey olmaz demeyelim ve taramalarımızı ihmal etmeyelim" diye konuştu.
Meme kanserinde koruyucu cerrahiler tercih ediliyor
19 Ekim 2025 Pazar - 12:06 Meme kanserinde koruyucu cerrahiler tercih ediliyor Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder; artık hastalığın tedavisinde memeyi tamamen almak yerine koruyucu cerrahilerin tercih edildiğini söyleyerek; "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Sevindirici olan; erken tanı konulduğu taktirde yüzde 90’lara varan başarı elde ediyoruz" dedi. Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla hastalık ile ilgili bilgiler veren Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder; "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Sevindirici olan; erken tanı konulduğu taktirde yüzde 90’lara varan başarı elde ediyoruz. Kendi kendine muayene burada çok önem arz etmekte ancak bazen yetmeyebiliyor. Zira memede ele gelmeyen en erken dönemdeki teşhisi ancak ultrason, mamografi, mr gibi yöntemlerle sağlayabiliyoruz. O nedenle erken teşhis için mutlaka düzenli kontrol ve yaşınıza uygun taramaları yaptırmak gerekiyor. Özellikle 40 yaşından sonra yıllık kontrolle birlikte mamografi çektirilmesi çok önemli. Eğer ailede meme kanseri öyküsü varsa daha erken yaşlarda bu yöntemlere başvurulabiliyor" dedi. "Artık memeyi tamamen almıyoruz, koruyucu cerrahileri tercih ediyoruz" Son zamanlarda hastanın yaşam kalitesini artırmak için memeyi tamamen almak yerine koruyucu cerrahi tercih ettiklerini kaydeden Dönder; "Meme kanseri tanısı konulduktan sonra hastalara uygun bir tedavi planı seçiyoruz. Eskiden memeyi tamamen alıyorduk ancak artık meme koruyucu cerrahileri tercih ediyoruz. Burada onkolojinin bize desteği fazla, biz de onkoplastik cerrahi yöntemlerini kullanarak hastalara en uygun tedavi yöntemini seçmeye çalışıyoruz. Amacımız sadece kanseri tedavi etmek değil, hastanın yaşam kalitesini de ön plana çıkararak artırmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Tedavi tamamlandıktan sonraki sürecin de oldukça önemli olduğunun altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder; "Tabi ki tedaviyi tamamladıktan sonra takip süreci de çok önemli. Medikal onkoloji tarafından hastalar takip edilmekte. Eğer ilerleyen dönemde tekrar nüks olursa veya başka bir yere metastaz olursa tekrar hastaya uygun tedavi planı öneriyoruz. Meme kanseri erken teşhis edildiğinde korkulacak bir hastalık değildir. Bu yüzden bana bir şey olmaz demeyelim ve taramalarımızı ihmal etmeyelim" diye konuştu.