Son Dakika
|
Türkiye’de kar esareti başladı, 15 ilde okullar tatil edildi
Yalova’da DEAŞ terör örgütüne operasyonda polise ateş açıldı: 7 polis yaralı
Veyis Ateş ve fenomen Taner Çağlı gözaltına alındı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Deprem turistleri ortalıkta yok, biz buradayız"
Mersin’de acı olay: 2 çocuk hayatını kaybetti
AKOM uyardı: İstanbul’da İzlanda soğuk hava dalgası etkili olacak
Antalya Döşemealtı Belediyesi’ne ’yolsuzluk’ operasyonu: 10 gözaltı
Çin elektrikli otomobillere enerji tüketim sınırı getirdi
Zelenskiy’den Ukrayna’da barış açıklaması: "Yeni yıl öncesinde birçok karar alınabilir"
MİT yeni yılda eylem hazırlığında olan DEAŞ sempatizanını yakaladı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Muş’ta 10 köy ve 24 mezra karanlıkta kaldı
Van’da yürekleri ısıtan görüntüler: Trafik polisleri çocuklarla kartopu oynadı
ABD’de iki helikopter havada çarpıştı
Keşan’da susuz hafta sonu: Vatandaş kaynak çeşmelerine akın etti
Aşırı sağcı İsrailli Bakan Ben Gvir, bedeviler tarafından taşlandı
Trump: "Putin ile çok verimli bir telefon görüşmesi yaptım"
Rusya, İran’a ait 3 uydu taşıyan Soyuz-2 roketini yörüngeye fırlattı
SAĞLIK
Cildinizden yazın etkilerini 3 adımda silebilirsiniz
29 Aralık 2025 Pazartesi - 12:20:10
Yaz aylarında yoğun güneş ışınları, artan sıcaklık ve nemin ciltte leke, elastikiyet kaybı ve nem dengesinde bozulmaya yol açtığını belirten Dermatoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Hatice Duman, kış aylarına girerken doğru uygulamaların cilt sağlığını korumada kritik rol oynadığını söyledi. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzman Dr. Hatice Duman, cilt yenileme ve onarımı hakkında bilgi verdi. Duman, yaz boyunca güneşe maruz kalan ciltte kolajen kaybı, renk düzensizlikleri ve mat bir görünümün sık görüldüğünü ifade ederek, "Kış öncesinde yapılan doğru uygulamalarla cildin yenilenmesi desteklenebilir" dedi. Mikro iğneli radyofrekans ile cilt yenilenmesi Altın iğne uygulamasının cildin alt katmanlarına kontrollü radyofrekans enerjisi verdiğini anlatan Uzm. Dr. Duman, bu yöntemin kolajen ve elastin üretimini uyardığını belirtti. Duman, "Yazın genişleyen gözenekler, ince kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı üzerinde etkili olan Altın iğne, kış öncesi cildi daha sıkı ve dayanıklı hale getirir" ifadelerini kullandı. Lazer ile ton eşitleme ve kolajen desteği Lazer sistemlerinin güneş kaynaklı lekeleri azaltmaya ve cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olduğunu kaydeden Duman, "Doğru protokolle uygulandığında lazer, kolajen üretimini destekleyerek daha pürüzsüz ve sağlıklı bir cilt görünümü sağlar" dedi. Lazer uygulamalarının cildi kışın soğuk ve kuru havasına karşı da güçlendirdiğini vurguladı. Mezoterapi ile derin nem ve beslenme Soğuk havalarda cildin nem ve vitamin ihtiyacının arttığını belirten Uzm. Dr. Duman, mezoterapinin hyaluronik asit, vitamin ve aminoasit içerikleriyle cildi derinlemesine beslediğini ifade ederek, "Mezoterapi hyaluronik asit, vitamin ve aminoasit içerikleriyle cildi derinlemesine besleyerek kuruluk, donukluk ve ince çizgilerin önlenmesine yardımcı olur" diye konuştu.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 11:46
Çocuklarda ağız ve diş sağlığında erken tanı büyük öneme sahip
Çocuklarda ağız ve diş sağlığının korunması, yalnızca estetik bir gereklilik değil; sağlıklı büyüme, beslenme ve konuşma gelişiminin temel unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Pedodonti (çocuk diş hekimliği) alanında yapılan çalışmalar, erken yaşta gerçekleştirilen düzenli diş hekimi kontrollerinin ileride oluşabilecek birçok problemin önüne geçtiğini gösteriyor. Pedodonti alanının yalnızca tedavi odaklı olmadığını vurgulayan Pedodonti Uzmanı Prof. Dt. Aylin Akbay Oba, çocuklarda ilk diş muayenesinin, süt dişleri sürer sürmez yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Erken dönemde uygulanan koruyucu yöntemler; çürük riskinin azaltılması, travmaya bağlı diş yaralanmalarının yönetilmesi ve ağız hijyeni alışkanlıklarının doğru şekilde kazandırılmasında kritik önem taşıyor. Koruyucu hekimlik yaklaşımı çocukların geleceğini şekillendiriyor Koruyucu hekimlik, çocukların yaşam boyu sürecek sağlıklı ağız ve diş yapısını destekleyen en önemli yaklaşım olarak öne çıkıyor. Fissür örtücü uygulamaları, flor destekleri ve düzenli kontroller sayesinde çürük oluşumunun büyük oranda önüne geçilebiliyor. Buna ek olarak, ağız hijyeni eğitimi, ebeveyn bilgilendirmesi ve davranış yönlendirme teknikleri, çocukların diş hekimine karşı olumlu bir tutum geliştirmesine yardımcı oluyor. Çocuk diş tedavileri nedir Çocuk diş tedavileri; süt dişleri ve yeni sürmekte olan daimi dişlerde ortaya çıkan çürükler, travmalar, gelişimsel bozukluklar ve fonksiyonel sorunların tedavisine yönelik tüm klinik uygulamaları kapsıyor. Pedodontik yaklaşım, tedavi süreçlerinin ötesinde çocukları koruyucu hekimlik ilkeleri ile yönlendirerek ağız hijyenini geliştirmeyi ve yaşam boyu sürdürülebilir bir ağız-diş sağlığı oluşturmayı hedefliyor. Süt dişlerinin önemi sağlıklı daimi dişler için temel rehber Süt dişleri, yalnızca geçici dişler olması nedeniyle çoğu zaman yeterince önemsenmese de, çocukların ağız ve çene gelişiminde kritik bir rol üstleniyor. Her bir süt dişi, alttan gelecek daimi diş için doğal bir rehber görevi görüyor. Süt dişlerinde meydana gelen erken kayıplar, daimi dişlerin doğru pozisyonda sürmesini engelleyerek çapraşıklık, çene darlığı ve kapanış bozuklukları gibi uzun vadede ortodontik sorunlara yol açabiliyor. Sağlıklı süt dişleri; çocuğun beslenmesini, konuşma gelişimini, özgüvenini ve sosyal iletişim becerilerini de doğrudan etkiliyor. Çürük nedeniyle ağrı yaşayan ya da rahat çiğneyemeyen çocuklarda iştahsızlık, kilo kaybı ve okul başarısında düşüş görülebiliyor. Bu nedenle süt dişlerinin korunması sadece ağız içi sağlığı değil, genel sağlık ve gelişim açısından da büyük önem taşıyor. Düzenli muayeneler, koruyucu uygulamalar ve doğru ağız hijyeni alışkanlıkları ile süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde ağızda kalması sağlanarak çocuğun ileriki yaşamında daha sorunsuz bir ağız-diş yapısına sahip olması mümkün hale geliyor. Bu kapsamda uygulanan başlıca tedaviler; dolgu ve kanal tedavileri, koruyucu uygulamalar, travma tedavileri, süt dişi çekimleri ve yer tutucular, ortodontik yönlendirme tedavileri ile ağız-dil fonksiyon bozukluklarının yönetimi olarak sıralanıyor. Tedavilerin temel amacı, çocukların sağlıklı beslenme, doğru konuşma ve özgüvenli bir gülüş geliştirmesine katkı sağlamak ve diş hekimi korkusunu ortadan kaldırarak olumlu bir tedavi deneyimi sunmak olarak ifade ediliyor. Çocukların ağız ve diş sağlığında altın kurallar; ilk muayene ilk süt dişi sürer sürmez yapılmalı, süt dişleri daimi dişlerin rehberi niteliğinde olduğu için erken kayıplar çene gelişimini olumsuz etkiliyor, koruyucu uygulamalarla çürük oluşma riski azaltılabiliyor, diş hekimi korkusunun önüne geçmek için erken ve düzenli ziyaretler büyük önem taşıyor.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 11:42
Salihli’de bağımlılıkla mücadelede 2025 yılı değerlendirildi
Manisa’nın Salihli ilçesinde bağımlılıkla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar, Kaymakam Ali Güldoğan başkanlığında gerçekleştirilen yılın son Bağımlılıkla Mücadele Toplantısında ele alındı. Toplantıda, özellikle çocuklar ve gençlerin korunmasına yönelik bilinçlendirme faaliyetleri, risk taşıyan alanlarda alınacak önlemler ile ilgili kurumlar arasında sağlanacak iş birliği ve koordinasyon konuları değerlendirildi. Öğrenciler, genç yetişkinler ve ailelere yönelik yürütülen eğitim ve farkındalık çalışmalarının etkinliğinin artırılması hususunda görüş alışverişinde bulunuldu. Kaymakam Ali Güldoğan, bağımlılıkla mücadelenin çok yönlü ve kararlı bir yaklaşım gerektirdiğine dikkat çekerek, eğitim, sağlık ve sosyal destek alanlarında yapılacak çalışmaların büyük önem taşıdığını vurguladı. Güldoğan, çocukların ve gençlerin her türlü zararlı alışkanlıktan korunması için mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti. 2025 yılının son toplantısında, yıl boyunca Salihli’de yürütülen faaliyetler kapsamlı şekilde değerlendirilirken; elde edilen kazanımlar, karşılaşılan sorunlar ve gelecek döneme ilişkin planlamalar da masaya yatırıldı.
29 Aralık 2025 Pazartesi - 11:42
Otizmli yetişkinlere özel poliklinik hizmete girdi
Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi tarafından otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan yetişkin bireylere yönelik özel poliklinik hizmeti hayata geçirildi. Yeni açılan Otizm Polikliniği haftada bir gün hizmet verecek. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, toplum ruh sağlığı hizmetlerini güçlendirme hedefi doğrultusunda önemli bir çalışmayı daha hayata geçirdi. Bu kapsamda, otizm spektrum bozukluğu olan yetişkin bireylerin ruh sağlığı hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla Otizm Polikliniği açıldı. Yeni poliklinik, eski Manisa Devlet Hastanesi kampüsünde yer alan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Şehzadeler Semt Polikliniği bünyesinde hizmet vermeye başladı. Poliklinikte haftada bir gün, planlı randevu sistemiyle otizmli yetişkin hastalara tanı, tedavi ve izlem hizmetleri sunulacak. "Ailelerin yükünü azaltması açısından önemli" Otizm spektrum bozukluğunun; sosyal iletişim becerilerinde güçlükler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlarla seyreden, erken çocukluk döneminde başlayan nörogelişimsel bir bozukluk olduğuna dikkat çekildi. Erken tanı ve düzenli takibin, bireyin gelişimsel potansiyelinin desteklenmesi ve ailelerin yaşadığı yükün azaltılması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı. Otizm Polikliniği’nde, tanılama ve klinik değerlendirme süreçleri, bireyin yaşına ve ihtiyaçlarına göre tedavi ve izlem planlaması, eşlik eden dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü ve kaygı bozuklukları gibi ek ruhsal sorunların değerlendirilmesi yapılacak. Ayrıca ailelere bilgilendirme, danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri sunulacak; gerektiğinde özel eğitim, rehabilitasyon, sosyal hizmetler ve diğer sağlık kurumlarıyla çok disiplinli iş birliği sağlanacak. Poliklinik cuma günleri hizmet verecek Poliklinikte sunulacak hizmetlerin, Psikiyatri Uzmanı Dr. Sevgi Güleç Doğan koordinasyonunda, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin ilgili birimleriyle iş birliği içerisinde, güncel bilimsel veriler ve Sağlık Bakanlığı uygulamaları çerçevesinde yürütüleceği bildirildi. Hastaneden yapılan açıklamada, Otizm Polikliniği’nin haftada bir gün cuma günleri hizmet vereceği belirtilerek, vatandaşların MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) ve ALO 182 üzerinden randevu alarak başvuruda bulunabilecekleri ifade edildi. İlk değerlendirme sonrası gerekli görülen durumlarda düzenli kontrol randevuları ve ek destek hizmetlerinin planlanacağı kaydedildi. Polikliniğin hedefinin, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin nitelikli ruh sağlığı hizmetlerine erişimini artırmak, ailelerin bilgi, danışmanlık ve destek ihtiyaçlarına kurumsal ve ulaşılabilir bir cevap vermek, toplumsal farkındalığı artırarak otizmli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama katılımlarını dolaylı olarak desteklemek olduğu belirtildi. Bu hizmetin Manisa’da otizm alanında önemli bir boşluğu dolduracağı ifade edildi. "Ciddi endişe ve kaygılarımız vardı" Manisa Otistik Bireyler ve Engelsiz Aileler Derneği Başkanı Mahperi Serpil Dede de, otizmli bir çocuk annesi olarak özellikle 18 yaş üstü otizmli bireyler için bu hizmetin çok önemli olduğunu vurguladı. Emeği geçen herkese teşekkür eden Dede, "Biz ailelerin, özellikle yoğun öfke krizleri sırasında tedavi protokolleri konusunda ciddi endişe ve kaygılarımız vardı. Bu kaygılarımızın anlaşılması ve ilimizde böyle bir hizmetin hayata geçirilmesi çok kıymetli. Otizmin en önemli sorun alanlarından biri sağlık problemleri ve öfke krizleri. Bu krizler sırasında ne yapacağımızı bilemediğimiz anlar oluyor. Sağlık profesyonellerinin yanımızda olduğunu hissetmek ve onlara ulaşabilmek bizler için çok değerli. Ülkemizde hızla artan bir otizm popülasyonu var. Bu tür hizmetlerin sağlık sistemi içinde yer alması ve yaygınlaşması aileler için büyük bir güvence" diye konuştu.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
29 Aralık 2025 Pazartesi- 09:11
Sıcak su torbası patladı, genç kızın vücudunun yüzde 25’i yandı: "O acının tarifi yok"
2
27 Aralık 2025 Cumartesi- 12:48
Besin alerjilerinde uzman uyarısı: Geç kalınan müdahale ölümcül olabilir
3
09 Ocak 2024 Salı- 10:04
Prof. Dr. Karadeniz: "Dünya nüfusunun üçte biri tüberküloz mikrobuyla enfekte oldu"
4
28 Aralık 2025 Pazar- 16:05
Ankara’da bal uyarısı: Taklit ve tağşiş yapılan ürünler listede
5
09 Ocak 2013 Çarşamba- 11:20
"Kadın huzur, erkek heyecan arar"
14 Ekim 2025 Salı - 10:55
2. Akdeniz Obstetrik ve Jinekoloji Kongresi gerçekleşti
Başkent Üniversitesi Adana Kışla Sağlık Yerleşkesi, 10-11 Ekim tarihleri arasında kadın sağlığı uzmanlarını ağırladı. İki gün süren 2. Akdeniz Obstetrik ve Jinekoloji Kongresi’nde bilimsel oturumların yanı sıra canlı cerrahi uygulamaları da gerçekleştirildi. 2. Akdeniz Obstetrik ve Jinekoloji Kongresi Başkent Üniversitesi Adana Kışla Sağlık Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Akdeniz Kadın Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Erhan Şimşek konuşmasına, Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Direktörü Prof. Dr. Ali Haberal ve Merkez Müdürü Prof. Dr. Birol Özer’e katkılarından dolayı teşekkür ederek başladı. Prof. Dr. Şimşek, derneğin kurucu başkanı Prof. Dr. Hüsnü Çelik’in önderliğinde Antalya’dan Kahramanmaraş’a uzanan 11 farklı merkezdeki üniversite ve eğitim hastanelerinin değerli akademisyenlerini bir araya getirdiklerini, bu sayede Akdeniz Bölgesi’nde kadın sağlığı odaklı faaliyetlerin başlamış olduğunu ifade etti. Pandemi ve deprem gibi büyük zorlukların hemen ardından, ilk kongrenin 180 katılımcının yer aldığı başarılı bir organizasyonla gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, "Bugün ise siz değerli hocalarımızın katkılarıyla kongremiz çok daha kapsamlı ve güçlü bir hale gelmiştir. Katılımınız ve desteğiniz için hepinize gönülden teşekkür ediyor, kongremizin verimli, keyifli ve bilimsel açıdan zengin geçmesini diliyorum" dedi. Akdeniz Kadın Sağlığı Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Çelik, derneğin beş yıl önce kurulduğunu hatırlatarak, "Yüz yüze ve çevrim içi olmak üzere toplam 83 toplantı gerçekleştirdik. Bu, mesleğimize ve derneğimize olan bağlılığımızın somut bir göstergesidir"diye konuştu. Federasyonun mottosunun "Sağlıklı Kadın, Güçlü Toplum, Güvenli Gelecek" olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Prof. Dr. Gürkan Uncu, bölge başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin özverili çalışmalarıyla meslektaşlar arasında dayanışmayı güçlendirmeyi, bilgi paylaşımını artırmayı ve kadın sağlığının korunması ile geliştirilmesine katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti. "Bilgiyi paylaşmak hekimliğin en önemli sorumluluğudur" Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Direktörü Prof. Dr. Ali Haberal’da, konuşmasına geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren tıp dünyasının duayen ismi Prof. Dr. Ali Ayhan’ın "Sevgiyi ve bilgiyi paylaşalım" sözüyle başladı. Haberal, bu sözün Ali Ayhan hocanın vizyonunu ve hekimlik anlayışını özetlediğini belirterek, "Bu motto, bugünkü toplantının da anlamını yansıtmaktadır" diyerek vurgu yaptı. Haberal, bilgi ve teknolojinin hızla değiştiği bir çağda kadın doğum camiasının sürekli gelişiminin kaçınılmaz olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Önemli olan, kadın doğum alanında çalışan hekimlerin bir arada olması, bilimsel çalışmaların güçlenmesi ve ülkemizin uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil edilmesidir. Jinekolojik onkoloji alanında çalışan bir hekim olarak, merhum hocamız Prof. Dr. Ali Ayhan’ın öncülüğünde Türkiye’nin uluslararası derneklerde kabul görmesine ve ülkemizin bu platformlarda temsil edilmesine tanıklık ettim. Bu gelişme, ülkemiz adına son derece kıymetli bir adımdı. Diliyorum ki, derneklerimiz ve federasyonlarımız bundan sonra da uluslararası kongrelerde etkinliklerini artırarak güçlü bir biçimde varlık göstermeye devam eder." Kadın doğum uzmanlığına olan ilginin azaldığına dikkat çeken Haberal, federasyonların Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yaparak mesleğin hukuki güvencesinin güçlendirilmesi ve branşın yeniden cazip hale getirilmesinin önemine değindi.
14 Ekim 2025 Salı - 10:49
Prof. Dr. Yasemin Kılıç Öztürk’ten uluslararası başarı
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Yasemin Kılıç Öztürk, Eylül ayında Kuzey Makedonya’nın Üsküp kentinde düzenlenen Uluslararası Katılımlı 21. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Doktorları Kongresi’ne 41 kişilik Türk heyetiyle katılarak ülkemizi başarıyla temsil etti. Kongrede konuşma yapan Kuzey Makedonya Sağlık Bakanı Azir Aliu ile çalışmalarını paylaşan Prof. Dr. Öztürk, aynı zamanda kongre düzenleme komitesinde de görev aldı. Program kapsamında üç Türk akademisyenle birlikte Makedonya’da ilk kez düzenlenen Yara Bakım Kursu’nu gerçekleştiren Prof. Dr. Öztürk, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği’nde yürütülen "Palyatif Bakımda Nutrisyon Uygulamaları" konulu sunumunu da paylaştı. Kongre süresince düzenlenen Makedon Tabip Odası’nın 80. kuruluş yıldönümü kutlama etkinliğinde, Makedonya Cumhurbaşkanı Gordana Siljanovska’nın katılımıyla gerçekleştirilen törende Prof. Dr. Yasemin Kılıç Öztürk, "Makedon Tabip Odasını Uluslararası Alanda Destekleyen Bilim İnsanı" ödülüne layık görüldü.
14 Ekim 2025 Salı - 10:29
Uzmanından uyarı: "İleri derecedeki varis hayatı tehdit edebilir"
Varisin ilerlemesiyle ciddi sağlık sorunlarının gelişebileceğine dikkati çeken Medical Park Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Murat İlkar Gelişen, "Varis, sadece estetik bir sorun olarak düşünülmemelidir. İleri derecede ve yaygın varislerde tromboflebit, derin ven trombozu ve akciğer embolisi gibi ciddi tablolar gelişebilir" dedi. Varis, bacak toplardamarlarının genişlemesiyle ortaya çıkan ve toplumda oldukça sık görülen bir damar hastalığı olarak biliniyor. Medical Park Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Murat İlkar Gelişen, varisin özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda daha sık rastlandığını belirterek, "Bu durumun görülmesinde hormonal faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülüyor" dedi. Vakaların yüzde 30’unda ailesel yatkınlık var Uzm. Dr. Gelişen, varisin oluşumunda genetik geçişin etkili olduğunu vurgulayarak, "Vakaların yaklaşık yüzde 30’unda ailesel yatkınlık vardır. Uzun süre ayakta kalmak veya hareketsiz şekilde oturmak da riski artırır" diye konuştu. Belirtiler ve riskler Varis hastalarında genellikle bacaklarda ağrı, ödem, yanma hissi, gece krampları ve huzursuzluk şikâyetlerinin görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Gelişen, hastalığın sadece estetik bir sorun olarak düşünülmemesi gerektiğini ifade etti. Gelişen, "İleri derecede ve yaygın varislerde tromboflebit, derin ven trombozu ve akciğer embolisi gibi ciddi tablolar gelişebilir. Bu durumlar solunum yetmezliğine ve hatta ölüme yol açabilir" dedi. Tanı ve tedavi yöntemi Varis tanısının fizik muayene ve venöz renkli doppler ultrasonografiyle konduğunu belirten Gelişen, günümüzde hastalığın evresine göre farklı tedavi yöntemlerinin başarıyla uygulandığını söyleyerek, "Skleroterapi, köpük skleroterapi, lazer veya radyofrekans ablasyon ve toplardamar yapıştırma (vein sealing) gibi modern teknikler sayesinde etkin sonuçlar alınabiliyor. Deneyimli cerrah tarafından uygun yöntem seçilirse varis tedavisi oldukça başarılıdır" ifadelerini kullandı. Tedavi sonrası aynı damarda tekrarlama olmadığını ancak bacakların başka bölgelerinde yeni varislerin gelişebileceğini hatırlatan Uzm. Dr. Gelişen, varis çoraplarının da hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını ancak tedavi edici olmadığını belirtti. Varisten korunmak için önerilerde bulunan Uzm. Dr. Gelişen, "Varis oluşumunu engellemek için düzenli yürüyüş yapmak, yüzmek, fazla kilolardan kurtulmak ve uzun süre ayakta kalmamaya dikkat etmek gerekir. Bacaklarda daha önce olmayan yeşil damarlar, ağrı veya şişlik fark edildiğinde mutlaka kalp ve damar cerrahisi hekimine başvurulmalıdır" ifadelerine yer verdi.
14 Ekim 2025 Salı - 10:26
Uykudan uyandıran küme baş ağrısına dikkat
Sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte bazı baş ağrısı türlerinde belirgin bir artış yaşanıyor. Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hatice Şap, özellikle sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde sıklığı artan küme baş ağrısına karşı uyarılarda bulundu. Küme baş ağrısının, genel baş ağrıları arasında migren ve gerilim tipi baş ağrılarından sonra en sık görülen üçüncü tipteki baş ağrısı olarak bilindiğini belirten Medicana Konya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hatice Şap, "Hastalar bu ağrıyı genellikle başın bir tarafında, göz çevresinde hissedilen dayanılmaz bir ağrı olarak tarif eder. Ağrı o kadar şiddetlidir ki, kişi oturamaz hale gelir, sürekli dolaşmak zorunda kalır" dedi. "Biyolojik saatteki dengesizlik rol oynayabilir" Küme baş ağrısının kesin nedeni henüz bilinmese de dönemsel olarak bahar ve sonbahar aylarında artış göstermesinin vücudun biyolojik saatindeki bir dengesizlikle ilişkilendirildiğini belirtilen Nöroloji Uzmanı Dr. Hatice Şap, "Araştırmalar, yüzün duyusunu sağlayan sinirlerde ağrıyla ilişkili hormonlar olan serotonin ve histamin salınımının bu ağrılarda etkili olduğunu düşündürüyor. Ayrıca hipotalamustaki işlev bozuklukları da ağrının ortaya çıkmasında rol oynayabiliyor" şeklinde konuştu. "Gözde kızarma ve yaşarma eşlik edebilir" Küme baş ağrısına sıklıkla gözde kızarma, yaşarma, yüzde terleme, burun akıntısı veya tıkanıklık, göz kapağında düşüklük ve yüzde ödem gibi belirtilerin eşlik ettiğini ifade eden Uzm. Dr. Hatice Şap, "Bu tür ağrılar genellikle uykuda başlar ve kişiyi her gece aynı saatte uyandırabilir. Bir atak 15 dakika ile 3 saat arasında sürebilir ve bazı hastalarda günde 7-8 defa tekrarlanabilir. Özellikle 20-50 yaş aralığındaki bireylerde ve kadınlarda erkeklere nazaran daha nadir görülür. Ancak her iki cinsiyet için de sigara ve alkol önemli tetikleyici unsurlar arasındadır. Bu nedenle tedavi sürecinde bu maddelerden uzak durulması büyük önem taşır" uyarısında bulundu. "Oksijen tedavisi ve sinir blokajı çözüm olabiliyor" Küme tipi baş ağrısı için standart bir tedavi şekli olmadığını kaydeden Uzm. Dr. Hatice Şap, "Küme baş ağrısı yaşayan kişilerin, mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmaları gerekir. Küme dönemi ağrı atakları 6 ile 12 hafta arasında sürebilir. Örnek vermek gerekirse, küme dönemleri her sonbahar başında başlayarak kış dönemi başında bitebilir. Bu ağrılar hastayı uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir. Erken tanı ve uygun tedavi, hastaların yaşamını önemli ölçüde kolaylaştırır. Bazı hastalarda çok basit bir yöntem olan 15-20 dakikalık oksijen tedavisi atağı sonlandırabiliyor. Ancak bu yöntemden fayda görmeyen hastalarda ilaç tedavileri uygulanır. Dirençli vakalarda ise sinir blokaj tedavisi ile etkili sonuçlar alınabilir" diye konuştu.
14 Ekim 2025 Salı - 10:25
Dr. Öğr. Üyesi Hakan Bozkurt’tan migren hakkında önemli uyarılar
Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hakan Bozkurt, baş ağrısı ve migren arasındaki farklar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bozkurt, "Her baş ağrısı migren değildir, ancak migren genellikle hafife alınır" dedi. Baş ağrısının stres, uykusuzluk, açlık ve yoğun çalışma gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Hakan Bozkurt, migrenin ise nörolojik bir hastalık olduğunu ve baş ağrısından çok daha fazlasını kapsadığını ifade etti. Migrenin sıklıkla başın tek tarafında zonklayıcı şekilde hissedildiğini, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi belirtilerle seyrettiğini aktardı. Tedavi kişiye özel olmalı Migren tedavisinde standart bir reçeteden söz edilemeyeceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Hakan Bozkurt, "Bazı hastalar atak sırasında kullanılan ilaçlarla rahat ederken, bazıları için koruyucu tedavi şarttır. Aynı zamanda stres yönetimi, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku gibi yaşam tarzı değişiklikleri de tedavinin önemli bir parçasıdır" ifadelerini kullandı. Migrenle yaşam mümkün Migrenin kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Hakan Bozkurt, erken tanının önemine değinerek, "Doğru tanı ve düzenli tedavi ile migren ataklarını en aza indirmek mümkün. Hastalarımızın şikâyetlerini ciddiye alarak en uygun çözümü birlikte belirliyoruz" diye konuştu.
14 Ekim 2025 Salı - 10:20
2. Nilüfer Halk Sağlığı Günleri yoğun ilgiyle tamamlandı
Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği 2. Nilüfer Halk Sağlığı Günleri, üç gün boyunca yüzlerce vatandaşın katılımıyla tamamlandı. Sağlıklı bir toplumun, mutlu bir kentin temeli olduğuna vurgu yapan Başkan Şadi Özdemir, "Sağlığı her şeyin başına koymak zorundayız. Erken teşhis hayat kurtarır" diyerek etkinliğin önemine dikkat çekti. Nilüfer Belediyesi’nin halk sağlığı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlediği "2. Nilüfer Halk Sağlığı Günleri", üç gün boyunca yüzlerce vatandaşın katılımıyla gerçekleşti. 8-10 Ekim tarihleri arasında Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü ve Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte vatandaşlar ücretsiz sağlık taramalarından, eğitimlerden ve atölyelerden faydalandı. Üç günde yüzlerce kişiye ücretsiz sağlık hizmeti Program kapsamında bin 50 kişi kan şekeri, bin 280 kişi tansiyon, 616 kişi vücut kitle indeksi, 652 kişi göz, 536 kişi işitme, 478 kişi düz tabanlık, 329 kişi skolyoz, 411 kişi solunum fonksiyon testi yaptırdı. Ayrıca 450 kişi diş muayenesinden geçti, 187 kişi postür analizi, 246 kişi denge ve koordinasyon testi yaptırdı. 15 kişi ise sigara bırakma polikliniğinden destek aldı. Toplamda bin 500’den fazla Nilüferli etkinlik alanını ziyaret ederken, 500 kişi eğitimlere, yaklaşık 600 kişi de atölyelere katıldı. Çocuklara yönelik el yıkama, doğru diş fırçalama, sağlıklı beslenme, sanat terapisi ve detoks içeceği atölyeleri büyük ilgi gördü. "Sağlığı her şeyin başına koymak zorundayız" Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, etkinliğin kapanışında yaptığı değerlendirmede, halk sağlığını güçlendirmeye yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti. Başkan Şadi Özdemir, "Sağlıklı bir toplum, mutlu bir kentin temelidir. Sağlığı her şeyin başına koymak zorundayız. Bu etkinlikte yapılan her ölçüm, her test, daha sağlıklı bir yaşamın ilk adımıdır. Erken teşhis hayat kurtarır; bu bilinçle hareket ediyoruz" dedi. Başkan Şadi Özdemir, sözlerini sağlık emekçilerine ve etkinliğe katkı veren tüm kurumlara teşekkür ederek tamamladı: "Sağlık olmadan hayatın hiçbir rengi tam değildir. Nilüfer’in sağlıklı yarınları için herkesi bu tür etkinliklere katılmaya davet ediyorum."
14 Ekim 2025 Salı - 10:20
Opr. Dr. Hakan Peker: "Her 8 kadından 1’i meme kanseri riski altında"
Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri ile ilgili bilgiler paylaşan Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hakan Peker, "Her 8 kadından 1’i, yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor. Meme kanseri erken evrede tespit edildiğinde tedavi başarısı yüzde 90’ın üzerindedir. Bu nedenle kadınların kendi kendine meme muayenesini ihmal etmemesi, yıllık kontrollerini ve mamografi taramalarını düzenli yaptırması hayati önem taşır" dedi. Medical Park Ordu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hakan Peker, erken tanının meme kanseri tedavisinde belirleyici rol oynadığını vurgulayarak dikkat edilmesi gerekenler hakkında uyarılarda bulundu. 40 yaş ve üzeri kadınların yılda bir kez mamografi çektirmesi gerektiğini, 20 yaşından itibaren ise her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalarının erken teşhis açısından çok önemli olduğunu söyleyen Opr. Dr. Peker, "Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda risk daha yüksektir. Bu kişiler taramalara daha erken yaşta başlamalı ve düzenli kontrollerini aksatmamalıdır. Erken tanı, hem meme koruyucu cerrahiye imkan tanır, hem de tedavi sürecini kolaylaştırır" ifadelerini kullandı. "Risk faktörleri arasında yaşam tarzı öne çıkıyor" Meme kanserinde genetik yatkınlığın yanı sıra obezite, sigara, alkol tüketimi, fiziksel hareketsizlik ve dengesiz beslenme gibi yaşam tarzı faktörlerinin de önemli rol oynadığını ifade eden Opr. Dr. Hakan Peker, "Kadınların sağlıklı kiloda kalması, düzenli egzersiz yapması ve hormon tedavilerini doktor kontrolünde kullanması gerekir. Emzirmek, meme kanserine karşı koruyucu bir etkidir" diye konuştu. "Tedavide başarı oranı artıyor" Opr. Dr. Peker, son yıllarda meme kanseri tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi yöntemlerindeki gelişmelerin umut verici olduğunun altını çizerek, "Artık birçok hasta, erken evrede tespit edilen meme kanseriyle tam olarak iyileşebiliyor. Bu nedenle farkındalıktan çok, düzenli tarama ve erken tanı bilinci üzerinde durmak gerekir" şeklinde konuştu.
14 Ekim 2025 Salı - 09:36
Kemah’ta erken teşhis için her hafta bir adım; Kanser farkındalık stantları kuruluyor
Kemah Toplum Sağlığı Merkezi, kanserde erken teşhisin hayat kurtardığı bilinciyle her hafta Kemah İlçe Hastanesi’nde bilgilendirme stantları kurarak farkındalık oluşturuyor, aynı zamanda ücretsiz tarama hizmetlerine nasıl ulaşabilecekleri anlatılıyor. Kurulan stantlarda vatandaşlara, kanser türleri, erken belirtiler, tarama programları ve ücretsiz sağlık hizmetlerine nasıl ulaşabilecekleri hakkında bilgi veriliyor. Etkinlik boyunca görevli sağlık çalışanları, gelen soruları yanıtlayarak yönlendirmelerde bulunuyor. Hastanede kurulan stantlarda vatandaşlarla bir araya gelinerek meme, rahim ağzı ve kolon kanseri taramaları hakkında bilgilendirmelerde bulunularak bilgilendirici el broşürleri dağıtıyorlar. Yetkililer, kanserle mücadelede erken teşhisin hayat kurtardığını vurgulayarak, Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Kanser Tarama Programı çerçevesinde Meme Kanseri Taraması; 40-70 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi, Rahim Ağzı (Serviks) kanseri Taraması 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ve Kalın Bağırsak (Kolorektal) Kanseri Taraması 50-70 yaş arası kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi ile ilgili bilgiler aktarıyor. Her yaştan vatandaşı, sağlığı için sadece birkaç dakikasını ayırarak açılan stantlara uğramaya davet eden yetkililer, "Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Halkımızı bilgilendirmeye, birlikte sağlıkla ilerlemeye devam ediyoruz" dedi.
14 Ekim 2025 Salı - 09:24
Uzmanı uyardı: "Her baş dönmesi vertigo değil"
Her baş dönmesinin vertigo olmadığını belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Mustafa Kemal Olgun, "Baş dönmelerini üç ana bölümde incelememiz gerekiyor. Birincisi sistemik hastalıklar, şeker, kalp ya da tansiyon olabiliyor. İkinci bölümde nörolojik hastalıklar var. Üçüncü bölümde ise iç kulağa bakıyoruz, yani işitme ve denge organımıza. Burada sıkıntı varsa ’vertigo’ diyoruz" dedi. Vertigo rahatsızlığı son yıllarda birçok insanın kabusu oldu. Özel Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Mustafa Kemal Olgun, vertigo ile ilgili vatandaşları bilgilendirdi. Vertigonun bir baş dönmesi hastalığı olduğunu, her baş dönmesinin vertigo almadığına değinen Uzman Dr. Olgun, "İnsanlar vertigo deyince kafaları karışabiliyor, ciddi bir hastalık mı var diye düşünüyorlar. Baş dönmesi insanlar için sıkıntılı bir durumdur. Öncelikle hastalardan bir hikayesini dinliyoruz. Çünkü baş dönmelerini üç ana bölümde incelememiz gerekiyor. Birincisi sistemik hastalıklar, şeker, kalp ya da tansiyon olabiliyor. İkinci bölümde nörolojik hastalıklar var. Üçüncü bölümde ise iç kulağa bakıyoruz, yani işitme ve denge organımıza. Diğer iki seçeneği devre dışı bırakırsak hastamıza birkaç soru soruyoruz. Çınlama, baş dönmesi, mide bulantısı ya da denge problemi olup olmadığını soruyoruz. Bunlardan alacağımız cevaba göre hastalarımıza bazı manevralar uyguluyoruz" diye konuştu. "Kristalleri manevralarla yerine oturtuyoruz" Bulgu elde edilmesi durumunda hastalara iki seans uyguladıklarına dikkat çeken Olgun "Kristal demek, iç kulağımızın içerisinde elektron mikroskoplarla görülebilen partiküller demektir. İç kulağımızdaki sıvı dengesini bozarak baş dönmesi yapıyor. Biz de o manevralarla o kristalleri yerine oturtuyoruz. Uzun süreli kullanılması gereken baş dönmesi ilaçları var. Ayrıca vitamin-mineral dengesi var. Vücut bağışıklığına bakıyoruz. Aslında bu işin dördüncü bölümü de var. Hastamızı muayene ediyoruz ama hiçbir sıkıntı bulamıyoruz. Tansiyon, mineral ve diğer her şey iyi ama hasta şikayetçi. İşte o zaman migren türü ya da gerginlik ile stres var mı ona bakıyoruz."
14 Ekim 2025 Salı - 09:18
Gaziantep Şehir Hastanesi, 2 yılda 5,5 milyon hastaya hizmet verdi
Gaziantep Şehir Hastanesi’nin, 2’inci yıl dönümü pasta kesimiyle kutlandı. Geride kalan 2 yılda 5,5 milyon hastaya hizmet verildiğini açıklayan İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin, bin 875 yatak kapasiteli hastanede 180 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirildiğini belirtti. Başhekim Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu ise 6 bin 700 kişilik dev bir sağlık ordusu ile hizmet verdiklerini söyledi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük sağlık yatırımı olan ve Türkiye’nin 4’üncü büyük şehir hastanesi olan Gaziantep Şehir Hastanesi’nin hizmette 2’inci yılı kesilen pasta ile kutlandı. Ekim 2023’te hizmete açılan bin 875 yatak kapasiteli Gaziantep Şehir Hastanesi, geride kalan 2 yıllık süreçte 5,5 milyonu aşkın hastaya sağlık hizmeti sundu. Şehir hastanesinin 2 yıllık bilançosu Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 2 yıllık bilançosunu açıklayan Gaziantep İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin, geride kalan 2 yılda 5,5 milyonun hasta muayene edildiğini, 150 bin civarında hasta yatışı yapıldığını ve 180 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirildiğini açıkladı. Başhekim Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu ise 6 bin 700 kişilik dev bir sağlık ordusu ile hizmet verdiklerini belirtti. "5,5 milyonun hasta muayene edildi, 150 bin civarında hasta yatışı yapıldı, 180 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirildi" Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 2 yıl içerisinde 5,5 milyon hastaya hizmet verdiğini belirten Gaziantep İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin, "Hastanemiz hizmette 2 yılını geride bıraktı. Bugüne kadar hastanemizde 5,5 milyonun üzerinde hasta muayene edilmiş, 150 bin civarında hasta yatışı yapılmış, 180 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirilmiştir. Bu ameliyatların yüzde 55’i nitelikli diye tabir ettiğimiz büyük ameliyatlardan oluşuyor. Hastanemiz hidroterapi merkezleri, teyitli ameliyatları, Türkiye’de sadece 3 tane olan tıbbı genetik tanı merkezi ile başarılı bir grafik çizmektedir. Ülkemizde ve dünyada nadir olan son teknolojik bir laboratuvara da kavuştuk. Bu da bizim tanı ve tedavi süreçlerimizi hızlandırarak güvenilirliğini de arttırıyor" dedi. "6 bin 700 kişilik dev bir sağlık ordusu ile birçok hastanenin 5 yılda kat edeceği süreci 2 yılda tamamladık" Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu ise 6 bin 700 kişilik dev bir sağlık ordusu ile hizmet verdiklerini belirterek, "Hastanemiz 2 yılını geride bıraktı. Bu süreçte hastanemiz hızlı bir şekilde kalkındı. Özellikli kliniklerin, laboratuvarların kurulması, nitelikli hizmetlerin verilmesi ve özellikli ameliyatların yapılması anlamında özverili bir ekiple çalışıyoruz. Birçok hastanenin 5 yılda kat edeceği süreci biz 2 yılda tamamladık. Biz, 6 bin 700 kişilik dev bir sağlık ordusu ile çalışıyoruz ve hizmet veriyoruz. Eğitim kliniklerinde hoca kadrolarımız da gün geçtikçe artıyor. Herkes özveriyle çalıştığı için memnuniyeti ve nitelikli sağlık hizmetini sağlıyoruz" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin 4’üncü büyük şehir hastanesi olarak önemli hizmetler veriyor" Hastanenin 2’inci yıl dönümü kutlama programına katılan Gaziantep Vali Yardımcısı Abdullah Şen ise şehir hastanelerinin öneminden bahsederek, "Böyle bir hastaneyi hayal ettiği ve ülkemize kazandırdığı için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a Gaziantep adına, milletimiz adına teşekkür ediyorum. Gaziantep Şehir Hastanesi, Türkiye’nin 4’üncü büyük şehir hastanesi olarak önemli hizmetler veriyor. Bu dev tesis, Osmaniye, Kahramanmaraş, Kilis, Adıyaman gibi çevre illere de sağlık hizmeti sunuyor" şeklinde konuştu. Çok Disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Merkezi’nin açılışı yapıldı, 2’inci yıl dönümü kesilen pasta ile kutlandı Konuşmaların ardından Gaziantep Şehir Hastanesi Çok Disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Merkezi’nin açılışı yapıldı. Açılışın ardından Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 2’inci yıl dönümü kesilen pasta ile kutlandı. Programa, Gaziantep Vali Yardımcısı Abdullah Şen, İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu ile sağlık çalışanları katıldı.
14 Ekim 2025 Salı - 09:15
Bayburt’ta okul ve öğrenci yurtlarında gıda denetimleri yapıldı
Bayburt’ta öğrencilerin güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşmalarını sağlamak amacıyla okul kantinleri ve pansiyon yemekhanelerinde denetimler gerçekleştirildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce yapılan denetimlere, İl Tarım ve Orman Müdürü Ebubekir Köse, İl Müdür Yardımcısı Gökmen Şengün, Gıda ve Yem Şube Müdürü Ebru Kırpık ile kontrol görevlileri katıldı. Denetimlerde; ürün etiketleri, son tüketim ve tavsiye edilen tüketim tarihleri, hijyen şartları, depo ve mutfak alanları ile izlenebilirlik kayıtları titizlikle incelendi. Denetimlerde ayrıca Alo 174 Gıda İhbar ve Şikâyet Hattı bilgilendirme afişlerinin görünür alanlarda bulundurulması konusunda işletmelere hatırlatmalarda bulunuldu. Öğrencilerin güvenli, hijyenik ve sağlıklı gıdaya ulaşmalarını sağlamak amacıyla gıda denetimlerinin eğitim öğretim yılı boyunca aralıksız süreceği öğrenildi.
14 Ekim 2025 Salı - 08:35
Vali Aydoğdu, hastaları ziyaret etti
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesini ziyaret etti. Hastanede tedavi gören hastalarla bir süre görüşen, kendilerine geçmiş olsun dileklerini ileterek acil şifalar dileyen Vali Aydoğdu, hastaların sağlıklarına kavuşmaları için fedakarca görev yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Sn. Cihan Tekin, Hastane Başhekimi Prof.Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, tüm doktorlara ve sağlık personeline teşekkür ederek, görevlerinde başarılar ve kolaylıklar diledi. Daha sonra hastane içerisinde bulunan kütüphaneyi de ziyaret ederek incelemelerde bulunan Vali Hamza Aydoğdu, kütüphanede bulunan tıp fakültesi öğrencileriyle bir süre hasbihâl ederek öğrencilere başarılar diledi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder