SAĞLIK
Sağlıkta 2025 bilançosu: Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli 30 Aralık 2025 Salı - 17:49:41 Sağlık Bakanlığı, 2025 yılında ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ vizyonu doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetleri, dijitalleşme, yerli üretim ve farkındalık kampanyalarıyla sağlık sistemini güçlendirmeye yönelik çok sayıda uygulamayı hayata geçirdi. Sağlık Bakanlığı 2025 yılındaki çalışmalarını, ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ vizyonu doğrultusunda; ‘Koruyan, Geliştiren, Üreten Sağlık’ modelini esas alarak sürdürdü. ‘Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek’, ‘Dumansız Türkiye’, ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ ve benzeri kampanyalarla, hastalanmadan önce sağlığı önceleyen bir yaklaşımla toplumda sağlıklı yaşam kültürü oluşturmayı hedefleyen Bakanlık, pek çok yeniliği de hayata geçirdi. Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirildi Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında bu yıl, 40-69 yaş arasındaki 1 milyon 40 bin 885 kişiye mamografi taraması yapıldı. Ulusal Mamografi Raporlama Sistemi sayesinde son 1 yılda 25 binden fazla kadında kanser erken teşhis edildi. Daha fazla vatandaşın ücretsiz kanser tarama hizmetlerinden haberdar olması için kısa mesaj (SMS) ile bilgilendirme uygulaması hayata geçirildi. Bu kapsamda yaklaşık 15 milyon vatandaş kanser taramalarına davet edildi. Kronik hastalıklara erken teşhis Hastalık Yönetim Platformu’nda (HYP) yer alan ‘diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler risk, obezite, yaşlı değerlendirme, koroner arter hastalığı, kronik böbrek hastalığı, inme, astım, KOAH’ modülleri aracılığıyla son 1 yıl içinde 69 milyon tarama ve 43,6 milyon izlem yapıldı. Çocukluk çağı aşı takvimine yeni aşılar eklendi Bu yıl, Türkiye’de 1998 yılından itibaren uygulanan Hepatit B aşısı ile 2008 yılından bugüne uygulanan beşli karma aşıyı (difteri, tetanos, boğmaca, çocuk felci, hemofilus influenza tip b) bir araya getiren ‘altı bileşenli karma aşı’ uygulamasına başlandı. Ayrıca; aşılama programına tetanos-difteri-aselüler boğmaca (TDAB) aşısı da eklendi. Randevuya erişimde kolaylık Vatandaşların Sağlık Bakanlığına bağlı kamu hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri ile aile hekimlerine; ‘muayene randevusu’ alabildiği Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS) 2025 yılından 388 milyon 95 bin 539 randevu alındı. Sistemden günlük verilen ortalama randevu sayısı 1,7 milyonu buldu. Sistem, 81 ilde 72 branşta aynı güne, 73 ilde aynı günde tüm branşlara randevu verilebilecek hale getirildi. Yapılan düzenleme ve iyileştirmelerle; randevu bekleyen hasta sayısı 4 milyondan 400 binin altına düştü. Randevu bekleyen vatandaşların oranı ise yüzde 90 azaldı. Sağlıklı Yaş Alma Merkezleri (YAŞAM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ve Gebe Okullarına vatandaşların MHRS üzerinden randevu alarak da gidebilmesi sağlandı. Ayrıca şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarına MHRS’de randevu önceliği tanındı. Aynı zamanda bu yıl, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu talebi oluşturmadan önce vatandaşların tercihine sunmak üzere ‘aile hekimine yönlendirme’ uygulaması devreye alındı. Ayrıca, aile hekimliklerinde akupunktur ve fitoterapi uygulamaları başladı. Kampanyalarla farkındalık çalışmaları Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında, ‘Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek Programı’ yürütülmeye başladı. Programın başlangıcından bu yana 855 okulda 284 bin 723 öğrenciye ulaşıldı. ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ Kampanyası kapsamında 3 ayda Türkiye genelinde 10 milyondan fazla vatandaşın boy-kilo ölçümleri gerçekleştirildi. Çalışmalar sonucunda vücut kitle endeksleri hesaplanan vatandaşların yaklaşık yüzde 65’inin fazla kilolu olduğu tespit edilerek Sağlıklı Yaşam Merkezleri’ndeki diyetisyen ve fiziksel aktivite danışmanlarına yönlendirme yapıldı. ‘Dumansız Türkiye’ sağlık iletişimi kampanyası yürütüldü. 81 ilde çapraz denetimlerle kafe ve restoranlarda sigara yasağına uyulup uyulmadığına dair denetimler yapıldı. 4 milyonu aşkın denetimde 30 binden fazla ihlal tespit edildi. Öte yandan Tütünle Mücadele Timleri (TİM) 700 bine yakın vatandaşa ulaştı. 277 bin vatandaş ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattına yönlendirildi. Mobil sigara bırakma poliklinikleri ve TİM’ler tarafından 180 binden fazla vatandaşa danışmanlık hizmeti verildi. ‘Normal Doğum Eylem Planı’ sayesinde primer sezaryen oranında 4.1 puanlık yani yüzde 12,3’lük düşüş sağlandı. Anne adaylarına rehberlik edecek uygulamalar Bu yıl, anne dostu hastane sayısı 39 yeni hastane ile 194’e yükseldi. Gebe Okullarında 554 bin 824 gebeye eğitim verilirken; ‘Her Gebeye Ebe Uygulaması’ kapsamında 377 bin gebeye ulaşıldı. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelik, doğum, lohusalık ve 0-2 yaş arası bebek bakımıyla ilgili bilimsel bilgiler kullanıcıların ücretsiz erişimine sunuldu. Uygulama mobil marketlerden 76 bin kez indirilerek binlerce anne ve aileye ulaştı. Sağlıkta dijitalleşme hız kazandı E-nabız üzerinden hizmet veren ‘NeyimVar?’ uygulaması ile son 1 yılda 5,9 milyon kişi randevu alırken hastalık belirtilerine göre, doğru branşa yönlendirildi. RADIS-Akılcı Görüntüleme Karar Destek Sistemi projesi ile gereksiz görüntüleme tetkikleri azaltıldı, maliyetler düşürüldü. Evde Sağlık Yönetim Sistemi’ne (ESYS) e-Rapor entegrasyonu ile tam bağımlı veya 80 ve üstü yaştaki kişilere ait 583 bin 493 raporun otomatik olarak yenilenmesi sağlandı. ‘Dijital organ bağışı düzenlemesi’ ile bağışın e-Nabız Sistemi üzerinden yapılması sağlanarak bağış süreçleri kolaylaştırıldı. Uygulamanın hayata geçirildiği ekim ayından itibaren yaklaşık 45 binden fazla vatandaş organını e-Nabız profili üzerinden bağışladı. Milli teknoloji hamlesinin sağlıktaki yansıması ‘üreten sağlık’ ‘Üreten Sağlık’ modeli kapsamında verilen proje destekleri ile 41 adet yerli ürün geliştirme projesi başlatıldı. Bu kapsamda; ASELSAN ile geliştirilen yerli kalp-akciğer makinesinin ilk testleri başarıyla tamamlandı. Yerli üretim cihaz, gelecek yıldan itibaren Türkiye’deki hastanelerde kullanılacak. Glikoz seviyelerinin 24 saat boyunca anlık izlenmesini sağlayan Yerli Sürekli Glikoz İzleme Cihazı’nın ise üretimi tamamlanarak klinik çalışmalarına başlandı. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Biyoteknoloji Enstitüsü ile Kanser Enstitüsü’nün ortak projesiyle CAR-T hücre tedavisi Türkiye’de yerli imkanlarla geliştirildi. ASELSAN iş birliğiyle Mobil Dijital Röntgen Cihazı geliştirildi ve kamu hastanelerinde cihazların kullanımına başlandı. ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen yerli otomatik şok cihazının- Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) dağıtımına başlandı. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda TÜSEB-Biosys iş birliğiyle geliştirilen Ev Tipi Mekanik Ventilatör ’Bioxy’nin ilk kez tanıtımı yapıldı. Aşıdan biyoteknolojiye, tanı kitlerinden yapay zeka destekli tıbbi cihazlara kadar sağlık teknolojileri alanında Ar-Ge ve Ür-Ge amaçlı bin 924 (1.924) proje Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklendi. ‘Üreten Sağlık’ modelinin en önemli adımlarından biri olan ‘4Fikirden Ürüne Portalı’ hayata geçirildi. SMA ilacının yerli üretimi ve yerli aşıların üretimi Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile Polifarma İlaç arasında SMA ilacının yerli üretimine ilişkin protokol imzalandı. İlacın seri üretimine 2026 yılında geçilmesi hedefleniyor. Kuduz ve Kırım Kongo aşılarının tamamen yerli üretimi için yürütülen laboratuvar çalışmalarının son aşamasına gelindi. İlaç, kozmetik ve tıbbi cihaz denetimleri sürdürüldü Sağlık Bakanlığı 2025 yılında ilaç, tıbbi cihaz, kozmetik, biyosidal ürünler (vücutla temas eden) ile sağlık beyanıyla yapılan satış ve tanıtımlara ilişkin denetimlerini aralıksız sürdürdü. İnternet, sosyal medya ve benzeri mecralarda yapılan ilaç satış veya tanıtımlarına yönelik denetimleri sonucunda, 1418 internet sitesinin erişime kapatılması sağlandı. Yine aynı mecralarda, sağlık beyanı kullanılarak yapılan ürün satış ve tanıtımlarına yönelik denetimlerde 3407 internet sitesi erişime engellendi. Mevzuata aykırı satış ve tanıtımlara yönelik olarak idari para cezaları uygulandı. Sağlıkta dijital denetim dönemi Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun talimatıyla, tüm sağlık kuruluşlarında dijital denetimler başlatıldı. Sağlık hizmet sunumunda karşılaşılan gerek finansal gerekse insan sağlığı açısından riskli olabilecek durumları yapay zeka destekli veri analiz yöntemiyle tespit ederek önleyen, Risk Esaslı Denetim Sistemi’nin (REDES) başarı oranı yüzde 90’ın üzerine çıktı. Acil sağlık hizmetleri 2025 yılında da kesintisiz devam etti Acil sağlık hizmetleri ülke genelinde tüm kırsal bölgeleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldı, acil sağlık hizmetleri istasyon sayısı 3 bin 574 ’e çıkarıldı. Türkiye’de, 2025 yılında yaklaşık 6,5 milyon hasta veya yaralı kara ambulanslarıyla, 3 bin 206 hasta veya yaralı deniz ambulanslarıyla, 50 bin 684 hasta veya yaralı ise hava ambulanslarıyla hastanelere nakledildi. Sağlık yatırımları hız kazandı. Bu yıl Türkiye genelinde 60 yeni ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesisinin yapımı tamamlandı. 302 yeni Aile Sağlığı Merkezi ve 71 Sağlıklı Hayat Merkezi açıldı.
30 Aralık 2025 Salı - 16:21 Mengücek Gazi EAH’de ileri düzey görüntüleme hizmeti Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde PET BT Kliniği faaliyete başladı. Yeni hizmet biriminin Erzincan’ın yanı sıra bölge iller için de önemli bir sağlık ihtiyacını karşılayacağı belirtildi. PET BT Kliniğinin tanıtımında konuşan Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Rahime Şahin, Pozitron Emisyon Tomografisi ve Bilgisayarlı Tomografi (PET/CT) cihazının özellikle onkolojik hastaların tanı ve tedavi süreçlerinde kritik rol oynadığını söyledi. Dr. Şahin, cihazın kanser hastalarının teşhisinde, hastalığın yaygınlığı ve evresinin belirlenmesinde, tedavi sonrası yanıtın değerlendirilmesinde ve takipli hastalarda nüks şüphesinin tespitinde etkin olarak kullanılacağını ifade etti. PET/CT görüntülemenin ilaçlı olarak uygulanacağını belirten Şahin, ilk hasta kabulüne başlandığını kaydetti. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız ise başlangıçta günlük 5 hastanın PET CT çekimi için kabul edileceğini belirterek, artan kanser vakalarına daha hızlı ve etkin tanı konulabilmesi açısından kliniğin büyük önem taşıdığını vurguladı. Prof. Dr. Kuyrukluyıldız, Erzincanlı hastaların il dışına sevk edilmesinin önüne geçildiğini, ilerleyen süreçte ise şehir dışından da hasta kabul edileceğini dile getirdi. İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin de Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 500 yatak kapasitesi, deprem izolatörlü yapısı ve donanımlı altyapısıyla PET CT cihazı için uygun koşullara sahip olduğunu belirtti. PET CT eksikliği nedeniyle hastaların uzun süredir il dışına sevk edildiğini hatırlatan Tekin, cihazın 25 Aralık tarihinde kurularak hizmete alındığını ifade etti. Dr. Tekin, çevre illerden gelecek hastaların da artık Erzincan’da teşhis ve tedavi imkânına kavuşacağını söyledi.
Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarır
13 Ekim 2025 Pazartesi - 11:04 Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarır Uzm. Dr. Gül Deniz, meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekerek, "Mamografi çektirmekten korkmayın, geç kalmaktan korkun" dedi. İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Gül Deniz, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulundu. Dr. Deniz, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, erken teşhisin tedavi başarısını büyük ölçüde artırdığını söyledi. Her 8 kadından biri risk altında Meme kanserinin dünya genelinde ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayan Dr. Gül Deniz, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşımaktadır. Kadın olmak en önemli risk faktörüdür. Bunun dışında ailede meme kanseri öyküsü, genetik yatkınlık, erken yaşta göğüs bölgesine radyoterapi almak, erken adet görme, geç menopoza girme, obezite, hareketsiz yaşam ve sigara kullanımı da diğer risk faktörleri arasında yer alır" dedi. Mamografi ile erken teşhis mümkün 40 yaşından itibaren düzenli olarak mamografi çekiminin önemine değinen Uzm. Dr. Deniz, şunları söyledi: "Meme kanseri, genellikle 40 yaş üstü kadınlarda görülmekle birlikte genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, özellikle 40 yaşından itibaren mamografi taramalarına başlanması büyük önem taşımaktadır. Tarama yapmamızın en büyük nedeni, meme kanserinin erken evrede teşhis edilmesi tedavi başarısını önemli ölçüde artırmaktadır. Erken teşhis, hayat kurtarır." Mamografinin bazı erken bulguları tespit etmede hayati önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Deniz, "Mikrokalsifikasyon dediğimiz küçük kireçlenmeler, sadece mamografide görülebilir ve meme kanserinin erken habercisi olabilir. Mamografide kullanılan radyasyon dozu oldukça düşüktür. Taramalar hasta sağlığı açısından risk oluşturmamaktadır" diye konuştu. Mamografi öncesi dikkat edilmesi gerekenler Deniz, "Mamografi çekimi öncesinde özel bir hazırlığa gerek olmamakla birlikte, meme cildinin temiz olması, cilde krem, pudra gibi maddeler sürülmemesi gerekmektedir. Bu maddeler mamografide mikrokalsifikasyonları taklit edebilir. Ayrıca adet gören kadınlarda mamografi çekimi, adetten sonraki günlerde tercih edilmelidir" şeklinde konuştu. Kadınlara çağrı: Kendi kendinizi muayene edin Kadınların kendi kendine meme muayenesi ve mamografi taramalarını düzenli yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Dr. Deniz, "Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Mamografi kontrollerinizi asla ihmal etmeyin. Bu farkındalık ayında tarama yaşına gelmiş her kadının mamografi kontrolünü yaptırmasını önemle hatırlatmak istiyorum. Mamografi çektirmekten korkmayın, geç kalmaktan korkun" ifadelerini kullandı.
Sağlığa sessiz tehdit: ‘Dijital bağımlılık’
13 Ekim 2025 Pazartesi - 10:21 Sağlığa sessiz tehdit: ‘Dijital bağımlılık’ İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç ve Uzman Klinik Psikolog Pınar Aytaçlar, ekran ve sosyal medya bağımlılığının giderek büyüyen bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü söyledi. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporu’na göre, Türkiye’deki aktif internet kullanıcısı 77,3 milyona ulaştı. Türkiye, internet kullanımının en yaygın olduğu ülkeler arasında yer alırken, sosyal medyaya olan ilgi de her geçen gün artmaya başladı. 2025 yılı itibarıyla Türkiye’deki sosyal medya kullanıcısı 60 milyona yaklaştı. Ekran başında ve sosyal medyada geçen süre hızla artarken, uzmanlar ise bunun bir bağımlılığa dönüşmemesi konusunda uyarılarda bulundu. "4 saatin üstü tehlikeli" İEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, özellikle geceleri yatakta telefonla vakit geçirmenin masum bir alışkanlık olmadığını söyledi. Yatağın başucunda telefonla uyumanın ve gelen her bildirime tepki vermenin uykunun derinliğini azalttığını belirten Prof. Dr. Kılınç, ekran süresinin sınırlandırılması gerektiğini aktardı. Prof. Dr. Kılınç, "Dört saatten uzun süre sosyal medyada ve ekran başında vakit geçirmek, sağlığımız açısından tehlikeli. Sosyal medya molaları verilmesi, masa başında egzersiz yapılması ve uykudan en az yarım saat önce ekranlardan uzak durulması şart. Özellikle gençlerin ve çalışanların bu konuda bilinçlenmesi büyük önem taşıyor" diye konuştu. "Ölümcül sonuçları var" Ekran bağımlılığının sadece ruhsal değil, fiziksel bir tehdit de olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kılınç, "Uykunun kalitesi düştüğünde, kalp ve damar sağlığı da olumsuz etkileniyor. Hareketsizlik; obeziteye, damar sertliğine ve hatta ölümcül akciğer pıhtılarına yol açabiliyor" dedi. Ekrana uzun süre maruz kalmanın kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarını da tetiklediğini belirten Prof. Dr. Kılınç, yanlış oturuş düzeninin de skolyoz (omurga eğriliği) ve bileklerde sinir sıkışmalarına neden olabileceğini ifade etti. "Depresyon ve kaygıyla bağlantılı" İEÜ Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (PUAM) Uzman Klinik Psikoloğu Pınar Aytaçlar, yapılan çok sayıda bilimsel araştırmaya göre sosyal medya bağımlılığının, depresyon ve kaygıyla bağlantılı bulunduğunu ifade etti. Aytaçlar, "Araştırmalar, depresyon ve kaygı düzeylerinin sosyal medya kullanımını etkileyebildiğini; aynı zamanda yoğun sosyal medya kullanımının da depresyon ve kaygı düzeyini artırabildiğini gösteriyor. Bu, önemli bir durum. Kişiler, ‘bir şeyleri kaçırma korkusu’ nedeniyle sürekli telefonlarına yöneliyor ve birbirleriyle iletişim halinde kalmaya çalışıyor. Özellikle kadınlarda ve kolektivist toplumlarda bu bağımlılık daha yaygın şekilde görülüyor. Kadınlarda sosyal bağlantı ve aidiyet ihtiyacı; kolektivist kültürlerde ise gruba dahil olma arzusu sosyal medya kullanımını artırabiliyor. Erkeklerde ise rekabet ve oyun odaklı çevrim içi alanlar, daha fazla ilgi çekiyor. Erkekler, internet oyun bağımlılığına daha yatkın" ifadelerini kullandı. "Geçici bir ‘İyi hissetme’ duygusu oluyor" Bireylerin, olumsuz duygulardan uzaklaşmak ya da yalnızlık hissini bastırmak amacıyla da sosyal medyada sıkça vakit geçirebildiğini söyleyen Aytaçlar, bu durumun dopamin sistemini tetikleyerek kısa süreli bir ‘iyi hissetme’ duygusu oluşturabileceğini dile getirdi. Sosyal medya ve ekran bağımlılığının azaltılmasında bilinçli farkındalık egzersizleri ve terapi yöntemlerinin etkili olduğunu belirten Aytaçlar, "Sosyal medya, kişiye geçici bir haz sunuyor. Bu geçici rahatlama, uzun vadede ise gerçek ilişkilerden kopuşa, duygusal dengenin bozulmasına ve uyku düzeninde ciddi aksamalara neden olabilir. Bu hazzın yerini dolduracak, yaşama anlam katan alternatif aktiviteler oluşturmak, bağımlılıkla mücadelede önemli bir adım. Yemek yerken telefona bakmak yerine, yemeğin kokusuna ve tadına odaklanmak bile bu farkındalığı artırabilir" dedi.
Manavgat’ta sağlık çalışanlarına EKG eğitimi
13 Ekim 2025 Pazartesi - 10:21 Manavgat’ta sağlık çalışanlarına EKG eğitimi Antalya’nın Manavgat ilçesinde 112 acil servislerinde ve Manavgat Devlet Hastanesi’nde görev yapan sağlık çalışanlarına yönelik EKG (kalp ritimleri) eğitimi düzenlendi. Antalya Paramedik ve Hastane Öncesi Acil Tıp Derneği (PARHAD) ile Türk Sağlık-Sen Manavgat temsilciliği iş birliğinde düzenlenen eğitimle sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve çalışanların bilgilerinin güncellenmesi amaçlandı. Manavgat Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen eğitimlere, Eskişehir 112’de görevli eğitmen paramedik Harun Özkan ile paramedik Emrah Türk konuşmacı olarak katıldı. Katılımcılar, kalp ritimlerinin tanınması ve güncel uygulamalar hakkında bilgi aldı. Eğitim programı, görev dönüşünde sigara almak için durduğu sırada saldırıya uğrayarak yaşamını yitiren Antalya 112 çalışanı paramedik Hamit Aras’a adandı. "Hizmet kalitesini yükseltmek için buradayız" Türk Sağlık-Sen Manavgat Temsilcisi ve 112 çalışanı Özcan Gönen, sağlık çalışanlarının hafta sonu izinlerini eğitim için ayırmasının büyük fedakârlık olduğunu vurguladı. İki gün süren eğitim programı, Ulukapı Sülek Mahallesi’nde sanayi esnafı olan Serhat Deniz’in sazı ve sözüyle verdiği Türk Halk Müziği konseriyle sona erdi. Sağlık çalışanları yoğun geçen eğitimlerin ardından keyifli anlar yaşadı.
Meme kanserine dikkat çekmek için kürek çektiler
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:49 Meme kanserine dikkat çekmek için kürek çektiler Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Moda Kürek Kulübü, meme kanserine dikkat çekmek için Kadıköy Dalyan Sahili’nde kürek çekti. Etkinlikte erken teşhisin önemi vurgulandı. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında toplumsal bilinci artırmak amacıyla Moda Kürek Kulübü ile anlamlı bir etkinliğe imza attı. "Meme Kanserine Farkındalık İçin Kürek Çekiyoruz" sloganıyla düzenlenen etkinlikte, meme kanserini yenen kadın sporcular ve 18 kadın gönüllü, hastane personeliyle birlikte kürek çekti. Kadın dayanışmasını, umudu ve erken tanının önemini simgeleyen etkinlikte, meme kanserini atlatmış kadın sporcuların azmi, diğer hastalara ilham kaynağı oldu. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yönetimi, hekimleri ve sağlık personeli de organizasyona katılarak destek verdi. Etkinliğin sonunda, farkındalık için kürek çeken sporculara ve hastane personeline teşekkür plaketi takdim edildi. "Çok anlamlı bir hatırlatma etkinliği oldu" Meme Kanserini atlatan Bahar Asırcı, meme kanserine dikkat çekmek için düzenlenen etkinliği çok anlamlı bir hatırlatma etkinliği olduğunu söyleyerek, "Sekiz kadından biri günümüzde meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri yalnızca kadınları değil, oranı daha düşük olsa da erkekleri de etkileyebiliyor. Bu nedenle herkesin bu konuda bilinçlenmesi ve düzenli olarak kontrollerini yaptırması açısından çok anlamlı bir hatırlatma etkinliği oldu. Ayrıca kürek, birlikte yapılan bir takım sporu. Fiziksel dayanıklılığın yanı sıra ekip ruhu da gerektiriyor. Aslında herhangi bir kanser sürecinde de bu iki şey çok önemli; hem fiziksel hem de mental olarak dayanıklı olmak ve çevrenden, arkadaşlarından, kulübünden destek görmek iyi bir durum. Kürek sporu da tam olarak bu birlikteliği ve dayanıklılığı simgeliyor. Ben de nisan ayının başında böyle şüpheli biri durum yaşadım. Doktorlar ameliyat olmam gerektiğini söyledi. O sırada antrenmanlarımız ve yarış hazırlıklarımız devam ediyordu, bu nedenle benim için oldukça zorlu bir dönemdi. Ancak erken fark ettiğim için çok şanslıydım. Fark ettiğim ertesi gün yine kürek çekmeye geldim, çünkü arkadaşlarım bana büyük destek oldular. O süreçte herkesin desteğini hissettim. Kürek sporu o dönemde hem aklımı dağıtmamı sağladı hem de kendimi güçlü hissetmeme yardımcı oldu. Tedavi sürecim ameliyatın ardından devam etti ama neyse ki hastalık ilerlemeden bu süreci geride bıraktım" dedi. "Her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanıyor" Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Tıbbi Onkoloji Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Türkan Öztürk Topcu, erken teşhisin önemine vurgu yaparak, "Çok güzel bir organizasyondu. Ekim ayı, meme kanseri farkındalık ayı olarak bizim için büyük önem taşıyor. Erken teşhis ve erken tanı, bu hastalıkta başarının en önemli anahtarı. Ne kadar erken tanı konulursa, tedavi sürecinde o kadar başarılı oluyoruz. Artık elimizde çok sayıda ilaç, tedavi yöntemi ve gelişmiş teknikler var. Buradan tüm kadınlara seslenmek istiyorum; Lütfen meme kanseri taramalarınızı ihmal etmeyin. Kendi kendine muayene çok önemli, ayrıca 40 yaşından sonra mamografi ve diğer tarama testlerini düzenli olarak yaptırmayı unutmayın. Bugün kürek kulübü ile birlikte farkındalık için kürek çektik. Bu anlamlı etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Yaklaşık her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanıyor, bu oldukça yüksek bir oran ve giderek artıyor. Ancak unutmayalım ki, tarama testleri sayesinde hastalığı ne kadar erken yakalarsak, tedavide o kadar başarılı oluyoruz" diye konuştu.
Obezite nedeniyle yıllardır diş tedavisi olamayan hasta sağlığına kavuştu
13 Ekim 2025 Pazartesi - 09:46 Obezite nedeniyle yıllardır diş tedavisi olamayan hasta sağlığına kavuştu Fiziksel engeli nedeniyle, uzun süredir diş tedavisi yapılamayan bir hasta, Tekirdağ Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi hekimlerinin özverili çalışmasıyla sağlığına kavuştu. Tekirdağ Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi hekimleri, kronik rahatsızlıkları sonucunda sonradan edinilmiş obezite sendromu gelişen ve fiziksel kısıtlılığı nedeniyle tedavi olamayan T.K.E. adlı hastaya başarılı bir müdahale gerçekleştirdi. Tedavi öncesinde Tekirdağ İl Ambulans Servisi ekipleri, hastayı özel şartlar altında hastaneye ulaştırdı. Dt. Hüseyin Kalay ve klinik yardımcısı Melike Akkaşoğlu tarafından yaklaşık iki saat süren dikkatli ve titiz bir çalışma sonucu hastanın diş tedavisi başarıyla tamamlandı. İşlemlerin ardından hasta, 112 ambulans ekipleri eşliğinde hastaneden sağlıkla ve memnuniyetle ayrıldı. Tekirdağ Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, "Hastalarımızın her birine ihtiyaçlarına uygun, erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmeti sunmak önceliğimizdir. Fiziksel engelleri veya özel durumları nedeniyle tedaviye erişimde zorluk yaşayan tüm vatandaşlarımız için gerekli koordinasyon sağlanmaktadır" denildi. Modern altyapısı ve uzman kadrosuyla hizmet veren Tekirdağ Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, vatandaşlara 7 gün 24 saat kesintisiz olarak çözüm odaklı sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor.
"Güncel Tedavi Yaklaşımları" programı kapsamında aile hekimleri bir araya geldi
13 Ekim 2025 Pazartesi - 08:58 "Güncel Tedavi Yaklaşımları" programı kapsamında aile hekimleri bir araya geldi Trabzon’da İmperial Hastanesi öncülüğünde düzenlenen ’Güncel Tedavi Yaklaşımları’ konulu program aile hekimlerinin katılımıyla yapıldı. Moderatörlüğünü Trabzon Aile Hekimleri Derneği (TRAHED) Başkanı Dr. Hakan Uzun ve Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek’in yaptığı programda, İmperial Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek, Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Betül Önal Günay, Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Serkan Tayar ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doğukan Atabay kendi alanlarında birer sunum yaptı. İlk olarak Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek, "Koroner Arter Hastalığı ve Hipertansiyon" üzerine bir konuşma yaptı. Çiçek, dünyada 75 yaş altı ölümlerin en sık sebebinin kardiyovasküler sistem hastalıkları olduğu kaydederek "Dünyada 75 yaş altı ölümlerin en sık sebebi kardiyovasküler sistem hastalıkları. Risk faktörleri arasında en sık olanları hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara, yaş, stres, hareketsizliği sayabiliriz" diye konuştu. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Betül Önal Günay’da "Kırmızı Göz" konulu bir sunum yaparak "Tanım olarak kırmızı göz, gözün beyaz görünen kısmının kırmızı olmasına sebep olan durumların tümü olarak adlandırılabilir" dedi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Serkan Tayar ise "Obezite Cerrahisinin kronik hastalıklara etkisi" üzerine bir konuşma yaparak "Obezite çağımızın sorunu. Özellikle pandemiden sonra obezite iyice pik yaptı. Maalesef Avrupa’da obizetede Türkiye şu anda birinci sırada dünyada da 17 sıradayız. Bu da gerçekten bizim için çok önemli bir hastalık olduğunu söylemek istiyorum" diye konuştu. Son olarak Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doğukan Atabay, "Ameliyatsız Tiroid Tedavisi" üzerine bir konuşma yaparken programda konuşmacılara günün anısına plaket takdimi yapıldı.
Kışın favorisi: Zencefil, propolisli macun, kara mürver ve karadut pekmezleri
12 Ekim 2025 Pazar - 15:58 Kışın favorisi: Zencefil, propolisli macun, kara mürver ve karadut pekmezleri Kocaeli’de havaların soğumasıyla birlikte vatandaşlar, bağışıklığı güçlendiren doğal ürünlere yöneldi. Zencefil ve propolisli macunlar, öksürük ve grip şikayetlerine karşı en çok tercih edilen ürünler olurken, Hindistan cevizi yağı ise unutkanlığa, ağız kokusuna ve diş beyazlatmaya iyi gelmesiyle öne çıkıyor. Aktar Eda Aydoğar, kış boyunca bu doğal ürünlerin hayatın vazgeçilmez parçaları olduğunu söyledi. Kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşlar hastalıklardan korunmak için doğal çözümlere yöneldi. İzmit’te aktar işletmeciliği yapan Eda Aydoğar, son dönemde özellikle zencefil, propolis ve kara mürver içeren macun ve pekmezlerin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Aydoğar, "Bu yıl insanlar hastalıklardan korunmak için bitkisel ürünleri tercih ediyor. Öksürük, grip ve karaciğer problemlerine karşı zencefilli ve propolisli macunlarımız ile kara mürver ve karadut özlü pekmezler kış boyunca en çok talep gören ürünler arasında" dedi. "Zencefilli ve propolisli macunlara büyük ilgi var" Aydoğar, özellikle kış döneminde bazı bitkisel karışımlara rağbetin arttığını belirterek, "Şu sıralar zencefilli macun, enginarlı macun ve karaciğer yağlanmasına iyi gelen ürünler çok tercih ediliyor. Özellikle zencefil, ginseng ve propolis içeren macunlar hem vücut direncini artırıyor hem öksürüğe iyi geliyor hem de balgam söktürüyor. Kara mürver bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hem şurup olarak içilebiliyor hem de pekmez şeklinde tüketiliyor" ifadelerini kullandı. "Hatmi çiçeğini sütle kaynatın" Vatandaşlara kış boyunca bazı bitkileri düzenli kullanmalarını tavsiye eden Aydoğar, "Kış boyunca ebe gümeci, hibiskus, hatmi çiçeği, adaçayı, ıhlamur kullanılabilir. Bu bitkileri kış boyunca hayatınızda bulundurmanız gerekiyor. Hatmi çiçeğini sütle kaynatıp içerseniz boğaza birebir iyi gelir. Öksürüğe iyi gelir, balgam söktürür. Diğer bitkileri sütle değil, normal şekilde demleyip içebilirsiniz ama hatmi çiçeğini mutlaka sütle kaynatın" şeklinde konuştu. "Saç ve cilt için doğal yağlar tercih edilmeli" Kış aylarında saç dökülmesi ve cilt problemleriyle ilgili de çok sayıda müşterisinin geldiğini belirten Aydoğar, "Hindistan cevizi yağı unutkanlığa, ağız kokusuna ve diş beyazlatmaya iyi gelir. Ayrıca saça ve cilde de çok faydalıdır. Biberiye yağı saçı güçlendirir, bazı kişiler ‘beyazlatıyor’ diyor ama bu kişiye göre değişiyor. Çoğu müşterim memnun, tatlı badem ve Hint yağının da saç, kaş ve kirpik bakımında etkili. Hint yağı et benlerini düşürür, ayaktaki mantara iyi gelir. Uzun süreli kullanımda saçı, kaşı ve kirpiği siyahlaştırır. Bu dört ürünü düzenli kullanan müşterilerimiz genelde memnun kalıyor" ifadelerini kullandı.
Kışın favorisi: Zencefil, propolisli macun, kara mürver ve karadut pekmezleri
12 Ekim 2025 Pazar - 15:26 Kışın favorisi: Zencefil, propolisli macun, kara mürver ve karadut pekmezleri Kocaeli’de havaların soğumasıyla birlikte vatandaşlar, bağışıklığı güçlendiren doğal ürünlere yöneldi. Zencefil ve propolisli macunlar, öksürük ve grip şikayetlerine karşı en çok tercih edilen ürünler olurken, Hindistan cevizi yağı ise unutkanlığa, ağız kokusuna ve diş beyazlatmaya iyi gelmesiyle öne çıkıyor. Aktar Eda Aydoğar, kış boyunca bu doğal ürünlerin hayatın vazgeçilmez parçaları olduğunu söyledi. Kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşlar hastalıklardan korunmak için doğal çözümlere yöneldi. İzmit’te aktar işletmeciliği yapan Eda Aydoğar, son dönemde özellikle zencefil, propolis ve kara mürver içeren macun ve pekmezlerin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Aydoğar, "Bu yıl insanlar hastalıklardan korunmak için bitkisel ürünleri tercih ediyor. Öksürük, grip ve karaciğer problemlerine karşı zencefilli ve propolisli macunlarımız ile kara mürver ve karadut özlü pekmezler kış boyunca en çok talep gören ürünler arasında" dedi. "Zencefilli ve propolisli macunlara büyük ilgi var" Aydoğar, özellikle kış döneminde bazı bitkisel karışımlara rağbetin arttığını belirterek, "Şu sıralar zencefilli macun, enginarlı macun ve karaciğer yağlanmasına iyi gelen ürünler çok tercih ediliyor. Özellikle zencefil, ginseng ve propolis içeren macunlar hem vücut direncini artırıyor hem öksürüğe iyi geliyor hem de balgam söktürüyor. Kara mürver bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hem şurup olarak içilebiliyor hem de pekmez şeklinde tüketiliyor" ifadelerini kullandı. "Hatmi çiçeğini sütle kaynatın" Vatandaşlara kış boyunca bazı bitkileri düzenli kullanmalarını tavsiye eden Aydoğar, "Kış boyunca ebe gümeci, hibiskus, hatmi çiçeği, adaçayı, ıhlamur kullanılabilir. Bu bitkileri kış boyunca hayatınızda bulundurmanız gerekiyor. Hatmi çiçeğini sütle kaynatıp içerseniz boğaza birebir iyi gelir. Öksürüğe iyi gelir, balgam söktürür. Diğer bitkileri sütle değil, normal şekilde demleyip içebilirsiniz ama hatmi çiçeğini mutlaka sütle kaynatın" şeklinde konuştu. "Saç ve cilt için doğal yağlar tercih edilmeli" Kış aylarında saç dökülmesi ve cilt problemleriyle ilgili de çok sayıda müşterisinin geldiğini belirten Aydoğar, "Hindistan cevizi yağı unutkanlığa, ağız kokusuna ve diş beyazlatmaya iyi gelir. Ayrıca saça ve cilde de çok faydalıdır. Biberiye yağı saçı güçlendirir, bazı kişiler ‘beyazlatıyor’ diyor ama bu kişiye göre değişiyor. Çoğu müşterim memnun, tatlı badem ve Hint yağının da saç, kaş ve kirpik bakımında etkili. Hint yağı et benlerini düşürür, ayaktaki mantara iyi gelir. Uzun süreli kullanımda saçı, kaşı ve kirpiği siyahlaştırır. Bu dört ürünü düzenli kullanan müşterilerimiz genelde memnun kalıyor" ifadelerini kullandı.
Sağlık-Sen Şırnak Şubesi’nden banka promosyonu sorununa ortak mücadele çağrısı
12 Ekim 2025 Pazar - 15:23 Sağlık-Sen Şırnak Şubesi’nden banka promosyonu sorununa ortak mücadele çağrısı Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası Şırnak Şube Başkanlığı, banka promosyon sözleşmelerinin günümüz ekonomik şartlarına uygun şekilde yenilenmesi gerektiğini belirtti. Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabgatullah Anmal, 2025 yılı sonunda bitecek olan Sağlık Bakanlığı banka promosyon süreci ile ilgili illere gönderdiği yazıda 2026-2028 dönemini kapsayacak protokol ve sözleşme çalışmaları ile ilgili İl Sağlık Müdürlüklerinin yetkilendirildiğini söyledi. Yetkili sendika olarak süreci takip ettiklerine vurgu yapıp, ortak mücadele çağrısı yaparak sürece dahil olmak istediklerini ifade eden Anmal, tüm sendika yetkililerini sağlık çalışanlarının hak ve menfaatleri için banka yetkililerinin bilgilendirme ve rekabet şartlarının kolaylaştırarak sağlanmasına yönelik çalışmaya dahil olmalarını istedi. Başkan Anmal, "Şırnak İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde görev yapan tüm sağlık çalışanlarının 2026-2028 yıllarını kapsayacak banka promosyonu süreci hakkında, Şırnak’ta tüm memur sendikaları ve Öz Sağlık-İş Sendikası ile birlikte ortak bir mücadele yürütme çağrısında bulunuyoruz. Bu süreçte yetkili sendika sıfatıyla karar ve imza yetkisi Şırnak Sağlık-Sen Şubesi’nde bulunmakla birlikte, alınacak tüm kararların diğer sendikaların ortak iradesi ve demokrasi ilkeleri doğrultusunda şekilleneceğini açıkça vurguluyoruz. Sağlık-Sen öncülük edecek, ancak tüm sendikalar eşit zeminde ve ortak paydada yer alacaktır. Bu anlamda sürece katkı sunacak olanlar ortak bir kamuoyu çalışması yürütülecekleri gibi gerçekleşecek ihalede tüm sendikalar gözlemci olarak yer alacaktır. Bankalardan gelecek son teklifin kabulü veya ihalenin tekrarı konusunda kararlar, bu çağrıya katılan sendikaların ortak iradesiyle alınacaktır. Bu noktada, sağlık çalışanlarımızın haklarını korumak ve en yüksek kazanımı sağlamak için yürütülecek mücadelenin çerçevesi belirlenmiştir. Çağrımıza olumlu cevap veren tüm sendikalara kapılarımız açık olacaktır. Ancak bu süreçte samimiyetsizlik gösteren veya geri duran sendikaların tavrını, en büyük hakem olan sağlık çalışanlarımızın vicdanına bırakıyoruz. Şırnak Sağlık-Sen ailesi olarak, Şube Yönetim Kurulumuz, ilçe başkanlarımız, kadın ve gençlik kollarımız ile divan kurulumuzun ortak iradesi doğrultusunda bu mücadeleyi yürüteceğiz. Yapacağımız eylem ve açıklamalara tüm sendikalardan destek bekliyoruz. Sağlık çalışanlarının alın teri ve emeğinin karşılığı için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir" dedi.