Son Dakika
|
Kartalkaya otel yangını faciasında gerekçeli karar açıklandı
Bahis oynadığı tespit edilen 197 futbolcu daha PFDK’ya sevk edildi
Bahis şüphelilerinin savcılık ifadeleri devam ediyor
Antalya'da 4,9 büyüklüğünde deprem
Bahis ve şike soruşturmasında yeni gelişme!
Çekmeköy’de uyuşturucu operasyonu: Polis memuru şehit oldu
Antalya’da 4.3 büyüklüğünde deprem
Trump’tan Zelenskiy’ye barış müzakeresi tepkisi!
Kırıkkale’de alacak-verecek meselesinde kan aktı
Depremde ailesinden 6 kişiyi kaybeden yaşlı kadının acısı dinmiyor
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Qingshui Geothermal Park Reflects Taiwan’s Rise in Renewable Energy
Zelenskiy: "Londra'daki görüşmeler verimli geçti ve barış yönünde küçük bir ilerleme var"
Futbolda bahis soruşturmasının detayları savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı
Suriye Devlet Başkanı eş-Şara: "Esad rejimi Suriye tarihindeki karanlık bir sayfa"
TUSAŞ şehitleri anısına binlerce fidan toprakla buluştu
E3 ülkeleri: "Ukrayna'yı, barışı destekliyoruz"
Avrupa Birliği'nden kaçak göçmenlere yönelik sert düzenleme
Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin avlusuna gömülen 98 cenaze kimlik tespiti için çıkarıldı
SAĞLIK
Tunceli Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Merkezinde Bütüncül Hizmet Sunuluyor
08 Aralık 2025 Pazartesi - 19:53:03
Tunceli Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi, disiplinli ve geniş ekibiyle hastalar ve aile bireylerine yönelik kapsamlı bakım ve destek hizmeti veriyor. Tunceli Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi, yaşamın hassas dönemlerinde hastalar ile ailelerine yönelik bütüncül bakım hizmetlerini sürdürüyor. Merkez bünyesinde hekim, hemşire, psikolog, diyetisyen, fizyoterapi uzmanı, sosyal hizmet uzmanı ve manevi danışmanlardan oluşan ekip, ağrı ve semptom yönetimi, beslenme düzenlemeleri, psikososyal destek ve bakım planlaması gibi alanlarda koordineli şekilde hizmet sunuyor. Tunceli Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Birim Sorumlu Hemşiresi Rojda Özkaymaz, "Palyatif bakım yalnızca tıbbi bir hizmet değildir. Hayatın hassas dönemlerinde hem hastalarımızın hem de aile yakınlarının fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal ihtiyaçlarını bütüncül bir yaklaşımla değerlendiren çok özel bir bakım modelidir. Bizim için önemli olan sadece hastanın değil, bu süreci birlikte yaşayan aile bireylerinin de kendini güvende, anlaşılmış ve desteklenmiş hissetmesidir. Birimimizde hekimler, hemşireler, psikologlar, diyetisyenler, fizyoterapi uzmanımız, sosyal hizmet uzmanları ve manevi danışmanlardan oluşan geniş bir ekiple çalışıyoruz" dedi. Merkez yönetimi, her hastanın ve her ailenin ihtiyaçlarının farklı olduğunu belirterek bakım süreçlerinin kişiye özel olarak planlandığını ifade etti. Ayrıca aile bireylerinin süreç boyunca düzenli bilgilendirildiği, sorularının yanıtlandığı ve ihtiyaç duydukları her aşamada destek sağlandığı bildirildi. Tunceli Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Merkezi, hastalara güvenli ve profesyonel bakım sunmaya, aile bireylerine ise güçlü bir destek ağı oluşturmaya devam ediyor.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 18:37
Vali Çalgan: ’Acil sağlık talebinde müdahaleyi kent merkezinde ortalama 5.7 dakikaya kadar indirdik’
Çorum’da ani kalp durmalarında hayati önem taşıyan OED cihazları ve ilk yardım müdahaleleri anlatıldı. Programda konuşan Vali Ali Çalgan, 112 acil sağlık hizmetlerinde müdahaleyi kırsalda ortalama 17 dakikaya, kent merkezlerinde ortalama 5.7 dakikaya düşürdüklerini söyledi. Çorum’da Acil Sağlık Hizmetleri Haftası dolayısıyla Kadeş Barış Meydanı’nda farkındalık etkinliği düzenlendi. Acil sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen programa protokol üyeleri ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Etkinlik kapsamında, ani kalp durmalarında hayat kurtarıcı rol oynayan Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazı hakkında bilgilendirme yapıldı. Sağlık ekipleri, cihazın nasıl kullanılacağını uygulamalı olarak gösterirken, OED’nin toplumda yaygınlaştırılmasına yönelik yürütülecek çalışmalar hakkında da sunum yapıldı. Programda İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde zorlu coğrafi şartlarda ve afet durumlarında kullanılan özel donanımlı ambulanslar ve sağlık araçları sergilendi. Protokol üyeleri ve katılımcılar araçları yakından inceleyerek, 112 personelinden araçların teknik özellikleri ve kullanım alanları hakkında bilgi aldı. "İnsan hayatında her saniyenin ne kadar kritik olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz" Etkinlikte konuşan Çorum Valisi Ali Çalgan, "İl Sağlık Müdürümüz bizlerle ayrıntılı istatistikleri paylaştı. Öncelikle hepinizi içtenlikle tebrik ediyorum. Kırsal alanlardaki 112 acil ağlık hizmet talebine müdahalede standart süre 30 dakikadır, ancak biz bu süreyi yaklaşık 17 dakikaya kadar düşürmüş durumdayız. Kent merkezlerinde ise standart müdahale süresi 10 dakika olmasına rağmen, geçen yıl bunu 5.8 dakikada gerçekleştirmiştik, bu yıl ise ortalama 5.7 dakikaya kadar indirdik. İnsan hayatında her saniyenin ne kadar kritik olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. Son olarak OED cihazının da hizmete girmesiyle birlikte, hayat kurtarma konusunda bir adım daha öne geçmiş olacaksınız" dedi. İl Sağlık Müdürü Sinan Zehir de, "Sağlık çalışanlarının en temel ve öncelikli görevi, gerçekten acil durumda olan hastalara müdahale etmektir. Tüm dikkatlerini, enerjilerini ve eforlarını bu hastaları hayatta tutmak ve yeniden hayata döndürmek için kullanmak zorundadırlar. Bu nedenle acil durumu bulunmayan hastaların öncelik sıralamasında geri planda kalması, acil servislerde beklemesi ya da mümkünse acil servislere başvurmaması en doğru yaklaşımdır" dedi. Acil Çağrı Merkezine gelen çağrıların yaklaşık yüzde 45’ini gereksiz çağrıların oluşturduğunu ifade eden Zehir, "2023 yılında 66 bin 982, 2024 yılında 67 bin 609 ve 2025 yılının ilk 11 ayında ise 61 bin 857 gereksiz çağrı kaydedildi. Bu da 112 Acil Çağrı Merkezi’nin neredeyse yarısının gereksiz yere meşgul edildiğini ortaya koyuyor. Biz, sağlık çalışanlarımızı sürekli olarak eğitiyor, güncel bilgileri düzenli şekilde aktararak onları her zaman göreve hazır tutuyoruz. Vatandaşlarımıza daha kaliteli ve etkili bir hizmet sunmak için tüm ekiplerimizle azami gayret gösteriyoruz" diye konuştu.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 17:11
Migren sandığınız baş ağrısının asıl sebebi ’Fibromiyalji’ olabilir
Migren sanılan inatçı baş ağrılarının altından sıklıkla fibromiyalji ve boyun problemlerinin çıktığını belirten uzmanlar, bu ağrıların ilaçla değil, doğru fizik tedavi ile iyileşebildiğine dikkat çekiyor. Şiddetli ve tekrarlayıcı baş ağrıları, hastaların yaşam kalitesini ve çalışma performansını düşüren en önemli sağlık sıkıntılarının başında geliyor. Genellikle "migren" tanısı ile tedavi edilmeye çalışılan bu ağrıların, aslında kas ve iskelet sistemindeki bozukluklardan kaynaklanabileceği belirtildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, geçmek bilmeyen baş ağrılarında fibromiyalji ve boyun kaynaklı problemlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. "Baş ağrılarının gizli sorumlusu: Fibromiyalji" Migrenin genellikle tek taraflı, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği, ışık ve sese duyarlılık oluşturan ciddi bir sıkıntı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, birçok hastanın altta yatan gerçek sebep bulunmadan migren teşhisi aldığını ifade etti. Saraç, "Baş ağrısına en sık sebep olan ancak gözden kaçan iki önemli faktör; fibromiyalji ve boyun problemleridir. Fibromiyaljide boyun, kafa, omuz kuşağı ve sırttaki kas sorunları, ilaca dirençli çok ciddi baş ağrılarına yol açar. Hasta o kadar şiddetli ağrı çeker ki sık sık acil servise gitmek zorunda kalır ve kendini tükenmiş hisseder" şeklinde konuştu. "İlaçla değil, kuru iğne tedavisiyle çözüm mümkün" Fibromiyalji kaynaklı baş ağrılarının sadece ağrı kesicilerle geçiştirilemeyeceğini belirten Dr. Saraç, tedavinin anahtarının fiziksel müdahale olduğunu söyledi. Saraç, "Bu ağrılar ancak fibromiyaljinin doğrudan tedavisi ile ortadan kalkabilir. Başağrısını doğuran kas grupları detaylı bir muayene ile tespit edildikten sonra, ’kuru iğne tedavisi’ gibi özgün yöntemlerle tedavi edilmelidir" ifadelerini kullandı. "Onlarca yıllık ağrılar birkaç haftada bitebilir" Boyun kaynaklı fonksiyonel bozuklukların da migreni taklit eden ağrılara neden olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, şunları kaydetti: "Boyun kireçlenmeleri, diskopatiler, mekanik blokajlar ve boynun fonksiyonel yetersizlikleri, kronikleşen şiddetli ağrılara zemin hazırlar. Boyun ile ilgili rahatsızlıkların fiziksel tedavisi, migren sanılan bu ağrıları ortadan kaldırır. Özellikle iyi planlanmış bir boyun restorasyonu ile hastanın onlarca yıldır çektiği ve migren sandığı ağrılar, birkaç hafta içinde tamamen iyileşebilir." Dr. Saraç son olarak, kronik baş ağrılarında hastadan alınan ayrıntılı hikaye ve kapsamlı muayenenin, doğru teşhis ve kalıcı tedavi için şart olduğunu sözlerine ekledi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 15:56
Devlet Hastanesine yenilenmiş 10 modern diyaliz cihazı kazandırıldı
Afyonkarahisar Devlet Hastanesine yenilenmiş 10 modern diyaliz cihazının kazandırıldığı belirtildi. Konuyla ilgili Afyonkarahisar Devlet Hastanesi yönetiminden yapılan yazılı açıklamada, "Dr. Özkan Halaç Hizmet Binası’ndaki diyaliz ünitemizde sabah, öğlen ve gece seanslarıyla kesintisiz hizmet sunuyoruz. Ünitemize kazandırılan yenilenmiş 10 modern diyaliz cihazı ile tedavi süreçleri daha güvenli, hızlı ve konforlu hale getirildi. Hastalarımız, servis hizmetimizle evlerinden alınarak tedavi sonrası tekrar güvenle evlerine ulaştırılmaktadır. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi olarak, modern altyapımız ve güçlü sağlık kadromuzla, kesintisiz ve kaliteli hizmet sunmaya devam ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
08 Aralık 2025 Pazartesi- 11:20
‘Bahis’ soruşturması nedeniyle gözaltına alınan Ahmet Çakar hakkındaki gözaltı kararı kaldırıldı
2
08 Aralık 2025 Pazartesi- 11:13
Kilo aldığını sandı, 7 buçuk kilogramlık dev böbrek kitlesi taşıdığı ortaya çıktı
3
08 Aralık 2025 Pazartesi- 10:18
Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir
4
08 Aralık 2025 Pazartesi- 11:19
"Şok dalga tedavisi lipödem hastalarında ağrıyı hafifletiyor"
5
13 Kasım 2025 Perşembe- 14:14
Sonbaharda alerjilere dikkat: Polenler gitti, küf mantarları geldi
14 Kasım 2025 Cuma - 16:12
Siirt’te "Sigarayı Bırak-Kazan" kampanyası
Siirt Valiliği bünyesinde, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından "Bağımlılıkla Mücadele Seferberliği" kapsamında toplumda tütün kullanımını azaltmak ve vatandaşları dumansız bir yaşam konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla 1 Aralık 2025 tarihinde "Sigarayı Bırak-Kazan" kampanyası düzenlenecek. En az bir yıl boyunca sigara içen ve 18 yaşını doldurmuş herkesin başvurabileceği kampanyada, başvuran kişilerin sigara içip içmediği şahitlerce ve uzman hekimlerce belirlenecek. Başvuran kişiler önceden haber vermeksizin uzman hekim kontrolüne çağrılacak, çağrıya icabet etmeyen katılımcılar elenecek. Bırakma gününden itibaren 1 ay süreyle sigara içmeyenler ve diğer tütün ürünlerini kullanmayanlar, ödül için kuraya katılmaya hak kazanacak. Katılımcılar arasında, noter huzurunda, çekilecek kura ile ödül için 4 asil, 4 yedek talihli belirlenecek ve çeyrek altınla ödüllendirilecek. Kampanyanın 1 Aralık 2025 tarihinde başlayacak ve 1 Ocak 2026 tarihinde sona erecek
14 Kasım 2025 Cuma - 15:49
Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nden diyabet konusunda bilgilendirme çalışması
Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında farkındalık etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikte vatandaşların şeker ölçümleri yapıldı, diyabet ve doğru beslenme konusunda bilgilendirmeler verildi. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde diyabet konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla etkinlikler gerçekleştirildi. Hastanenin Diyabet Hemşireliği Birimi ve Beslenme ve Diyet Birimi tarafından hastane girişinde kurulan stantlarda, vatandaşların şeker ölçümleri yapıldı ve diyabet hastalığı hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Diyetisyenler, diyabet hastalığında doğru beslenme konusuna yönelik açıklamalarda bulunurken, hastane yöneticileri de stantları ziyaret ederek etkinliğe destek verdi.
14 Kasım 2025 Cuma - 15:31
Malatya diyabet oranında Türkiye’de ilk sırada
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabetin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artan bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabetin önlenebilir, kontrol altına alınabilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu da söyledi. Doç. Dr. Lezan Keskin, Dünya Diyabet Günü’nün tarihine değinerek, "Bugün 14 Kasım, Dünya Diyabet Günü. 1921 yılında insülini keşfederek milyonlarca şeker hastasının tedavisini mümkün kılan ve 1923 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü alan Kanadalı Dr. Frederick Banting’in doğum günü. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diyabet Federasyonu, bilime yaptığı katkıya saygı göstermek amacıyla bugünü tüm dünyada Diyabet Günü olarak kabul etmiştir" dedi. "Diyabet, vücuttaki tüm sistemleri etkileyen kronik bir hastalıktır" Diyabetin yalnızca kan şekerinin yükselmesiyle sınırlı olmadığını ifade eden Doç. Dr. Lezan Keskin, hastalığın bütün organ ve sistemleri etkileyen ciddi sonuçlara yol açtığını söyledi. "Diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun yokluğu, eksikliği veya etkisizliği sonucu kan şekeri yüksekliğiyle seyreden ciddi, kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Kan şekerinin yükselmesiyle birlikte damarlar aracılığıyla vücudun her noktasına ulaşarak hücre, organ ve sistemleri etkiler. Bu durum, mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlara neden olur" şeklinde konuştu. Kalp, böbrek ve göz sağlığı risk altında Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabetin uzun vadede beyinde inme ve felç, gözde görme kaybı ve körlük, kalpte ise koroner arter hastalıkları ve kalp krizi riskini artırdığını belirterek, "Sinir sisteminin etkilenmesiyle diyabetik nöropati gelişir. Bu durum el ve ayaklarda uyuşma, yanma, karıncalanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Böbreklerde diyabetik nefropatiye yol açarak zamanla diyaliz gerektiren son dönem böbrek yetmezliğine ilerleyebilir. Diyaliz ünitelerindeki hastaların büyük bir kısmını diyabetik bireyler oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı. "Diyabet, kişinin yaşam kalitesini ve özgürlüğünü etkiler" Diyabet yalnızca organ kaybına değil, bireyin yaşam kalitesinin, özgürlüğünün ve geleceğinin kaybına da neden olabileceğini aktaran Doç. Dr. Lezan Keskin, yeni tanı konulan diyabet hastalarının genellikle çok su içme, sık idrara çıkma ve fazla yemek yeme şikayetleriyle başvurduğunu belirtti. Ayrıca bulanık görme, kadınlarda tekrarlayan enfeksiyonlar, erkeklerde ise cinsel fonksiyon bozukluklarının da diyabetin erken belirtileri arasında olduğunu söyledi. Tanı ve test süreci Diyabet tanısında laboratuvar testlerinin önemine değinen Doç. Dr. Lezan Keskin, "Açlık kan şekeri 126 mg/dl’nin, tokluk kan şekeri 200 mg/dl’nin üzerinde ise diyabet tanısı konulabilir. Ayrıca Hemoglobin A1c testi, son üç aylık kan şekeri ortalamasını gösterir ve yüzde 6,5’in altında olmasını isteriz. A1c değerindeki her yüzde birlik artış, komplikasyon riskini artırır" dedi. Diyabet türleri ve tedavi yaklaşımları Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabetin farklı alt tipleri bulunduğunu belirterek, "Tip 1 diyabet genellikle genç yaşlarda görülür ve pankreasta insülin üretimi yok denecek kadar azdır. Bu nedenle tedavide insülin kullanımı zorunludur. Tip 2 diyabet ise tüm vakaların yüzde 90’ını oluşturur. Genetik yatkınlık, obezite, hipertansiyon ve yüksek kolesterol bu türün önemli nedenleridir" şeklinde konuştu. Doç. Dr. Lezan Keskin, gebelikte ortaya çıkan gestasyonel diyabetin de anne ve bebek sağlığı açısından dikkatle takip edilmesi gerektiğini de belirterek bazı ilaçlar, enfeksiyonlar ve pankreas cerrahilerinin de diyabet gelişiminde rol oynayabileceğini ifade etti. "Yaşam tarzı değişikliği tedavinin temelidir" Doç. Dr. Keskin, diyabetin önlenebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu ifade ederek, "Amacımız kan şekeri düzeylerini normal seviyelerde tutmak ve ideal kiloya ulaşmak. Bunun için düzenli beslenme, aktif bir yaşam tarzı, sigara ve alkolün bırakılması en az ilaç tedavisi kadar önemlidir. Gerekli durumlarda insülin ve oral antidiabetikler tedavide en önemli desteklerimizdir" ifadelerini kullandı "Malatya diyabet oranında Türkiye’de ilk sırada" Doç. Dr. Lezan Keskin, ülke ve il düzeyindeki diyabet verilerini de paylaşarak, "2010 yılında yapılan Türkiye Obezite ve Diyabet Prevalans çalışmasında ülkemizde diyabet oranı yüzde 13,7 iken, Malatya’da bu oran yüzde 21 ile ilk sırada yer aldı. Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde" dedi. "Bir adım atın yarına sağlıkla ulaşın" Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabet farkındalığını artırmak amacıyla Malatya’da düzenlenecek etkinliğe tüm vatandaşları davet ederek, "16 Kasım Pazar günü 100. Yıl Parkı’nda gerçekleştireceğimiz yürüyüşte Malatya halkını ‘Bir adım atın, yarına sağlıkla ulaşın’ sloganıyla diyabet farkındalığına ortak olmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
14 Kasım 2025 Cuma - 15:13
Çine’de diyabet farkındalığı için kan şekeri ölçüldü
Çine Devlet Hastanesi, Dünya Diyabet Günü’nde vatandaşları bilgilendirip ücretsiz kan şekeri ölçümleriyle erken teşhise dikkat çekti. Çine Devlet Hastanesi, Dünya Diyabet Günü dolayısıyla farkındalık oluşturmak amacıyla hastane girişinde bir bilgilendirme standı açtı. Etkinlik süresince diyabet hastalığına yönelik bilgilendirmelerde bulunulurken, hastaların soruları yanıtlandı. Sağlık çalışanları, diyabetin erken teşhisinin önemine dikkat çekerek vatandaşlara ücretsiz kan şekeri ölçümü gerçekleştirdi. Yetkililer, diyabetle mücadelenin düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla mümkün olduğuna işaret etti. Çine Devlet Hastanesi’nden yapılan açıklamada "14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, hastanemizde farkındalık oluşturmak amacıyla bilgilendirme standı kurulmuş; etkinlik süresince hastalarımıza danışmanlık hizmeti verilmiş ve kan şekeri ölçümleri gerçekleştirilmiştir" ifadeleri yer aldı.
14 Kasım 2025 Cuma - 14:59
Medicana Sağlık Grubu Diyetisyeni Doğan: "Her yıl 125 bin çocuk gıda zehirlenmesinden ölüyor"
Medicana Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Her yıl 5 yaş altındaki 125 bin çocuk gıda zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitiriyor. Çocukların bağışıklık sistemi tam gelişmediği için gıda hijyeni, güvenli su kullanımı ve dışarıdan alınan hazır gıdalar konusunda dikkat son derece hayati" dedi. Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı Uzmanı Diyetisyen Sena Nur Doğan, her yıl yaklaşık 450 bin kişinin güvensiz gıda nedeniyle hayatını kaybettiğini ve bu ölümlerin yüzde 30’unun çocuklarda görüldüğünü belirtti. Gıda zehirlenmesinin genellikle birkaç gün içinde düzeldiğini ancak ağır susuzluk (dehidratasyon), böbrek yetmezliği, sepsis, çoklu organ yetmezliği ve kronik hastalığı olan kişilerde ölümle sonuçlanabileceğini vurgulayan Doğan, özellikle çocukların risk altında olduğuna dikkat çekti. "Her yıl 125 bin çocuk gıda zehirlenmesinden ölüyor" Doğan, 5 yaş altı çocukların dünyada gıda kaynaklı hastalıklardan en çok etkilenen grup olduğunu belirterek şunları söyledi: "Her yıl 600 milyon kişi güvensiz gıda nedeniyle hastalanıyor, 420 bin kişi yaşamını kaybediyor. Bu ölümlerin yüzde 30’u 5 yaş altı çocuklarda görülüyor. Her yıl 5 yaş altındaki 125 bin çocuk gıda zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bunun nedenleri arasında çocukların bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemiş olması, mide asidinin daha düşük olması nedeniyle bakterileri öldürme kapasitesinin zayıf olması ve düşük vücut ağırlığı nedeniyle dehidrasyonun etkilerini daha ağır yaşamaları yer alıyor. Bu nedenle çocuklarda gıda hijyeni, güvenli su kullanımı ve dışarıdan alınan hazır gıdalara dikkat çok daha hayati." "Şüpheleniyorsanız atın, sağlığınız çöp poşetinden değerli" Şüpheli gıdaların kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Sena Nur Doğan, ‘sağlığın çöp poşetinden değerli’ anlayışının benimsenmesi gerektiğini belirterek, dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: "Şişmiş veya bombe yapmış konserve kutuları, kavanoz kapakları botulizm riski nedeniyle asla tadına bile bakılmadan çöpe atılmalıdır. Oda sıcaklığında 2 saatten uzun beklemiş tavuk, kıyma, deniz ürünleri ve sütlü yemekler kesinlikle tüketilmemelidir. Özellikle sıcak havada ‘2 saat kuralı’ çok önemlidir. Kötü koku, rengi bozulmuş, sümüksü hale gelmiş et, tavuk, balık; kapağı açıldığında gaz fışkıran konserve, reçel, turşular tüketilmemelidir. Ekmek, peynir, sos veya mezelerde oluşan görünür küf tabakasının yalnızca üst kısmını almak doğru değildir. Küf kökleri gıdanın içine kadar yayılmış olabileceği için ürün tamamen atılmalıdır. Son kullanma tarihi geçmiş ürünler kesinlikle tüketilmemelidir." İklim değişikliği gıda zehirlenmesi riskini artırıyor İklim değişikliğinin gıda zehirlenmesi riskini artırdığını da belirten Doğan, "Artan sıcaklık ve nem, bakterilerin gıdalarda daha hızlı çoğalmasına neden oluyor. Sıklaşan aşırı yağış ve sel baskınları ise kanalizasyonun içme suyu sistemlerine karışma riskini artırıyor. Gıda zincirinde soğuk zincirin bozulma ihtimali artıyor. İklim değişikliği ile ishal ve gıda kaynaklı enfeksiyonların artacağı öngörülüyor. Yoksulluk, yetersiz altyapı ve iklim krizi birleştiğinde, gıda zehirlenmesi hem sağlık hem de ekonomi açısından göründüğünden çok daha büyük bir yük oluşturuyor" diye konuştu.
14 Kasım 2025 Cuma - 14:34
Van’da "prenses doğum" dönemi başladı
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başlatılan epidural (prenses) doğum uygulamasıyla, anne adayları ağrı hissetmeden ve konforlu bir şekilde normal doğum yapıyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde epidural (prenses) doğum uygulaması başlatıldı. Yeni uygulamayla anne adayları, belden anestezi yöntemiyle ağrı hissetmeden, konforlu bir şekilde normal doğum yapabiliyor. Kadın Doğum Kliniği’nde başlatılan epidural doğum yöntemiyle, doğum sırasında yaşanan sancı korkusu ortadan kalkıyor. Uygulama sayesinde anne adayları bilinci açık bir şekilde doğum yaparken, bebeklerini ağrısız bir şekilde kucaklarına alabiliyor. "Prenses gibi bir doğum gerçekleştirebilecek" Konuya ilişkin konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğumdan Sorumlu Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Mert Cenker Güney, epidural doğumun hem anne hem de bebek sağlığı açısından güvenli olduğunu belirtti. Bu yöntemle doğumun artık daha rahat ve konforlu bir süreç haline geldiğini ifade eden Op. Dr. Güney, "Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak normal doğumda yeni bir sürece başladık. İl Sağlık Müdürü’müz Op. Dr. Muhammed Tosun ve Başhekimimiz Doç. Dr. Remzi Sarıkaya’nın destekleriyle başlattığımız projeyle, epidural doğum olarak bilinen ve halk arasında ‘prenses doğum’ şeklinde adlandırılan yöntemi hastalarımıza sunmaya başladık. Bu uygulama sayesinde, hastalarımız doğumun aktif fazına geçtikleri 4 ila 6 santimetre açıklık döneminde, anestezi ekibimizin desteğiyle belden yapılan uygulama sonucu ağrılarını hissetmeden süreci sürdürebilecekler. Böylece anne adayları, aktif eylem sırasında yaşanan şiddetli ağrı ve sancılardan etkilenmeden, konforlu ve ağrısız bir şekilde prenses gibi bir doğum gerçekleştirebilecek" dedi. Bu yöntem sayesinde normal doğumdan korkuya yol açan şikâyetlerin büyük ölçüde azaldığını dile getiren Güney, "Hasta uyumuyor, doğumun farkında oluyor ve bebeğiyle ten tene temas sürecini normal doğumla aynı şekilde yaşayabiliyor. Yani süreç tamamen normal doğum süreciyle aynı, yalnızca ağrı ve sancı minimuma indirilerek daha konforlu bir deneyim sağlanıyor" diye konuştu.
14 Kasım 2025 Cuma - 14:32
Derecik Devlet Hastanesinde ilk guatr ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi
Hakkari’nin Derecik Devlet Hastanesinde ilk kez gerçekleştirilen guatr (tiroid) ameliyatı başarıyla tamamlandı. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Can Terzier ve deneyimli ameliyat ekibi tarafından yapılan operasyon başarıyla tamamlandı. Ameliyat öncesinde hastaya kapsamlı tetkikler ve değerlendirmeler yapılarak, operasyon planı multidisipliner bir yaklaşımla hazırlandı. Ameliyat sonrası hastanın genel sağlık durumunun iyi olduğu, tıbbi takip ve kontrollerinin titizlikle sürdürüldüğü belirtildi. Yapılan başarılı cerrahi müdahale, Derecik Devlet Hastanesinin sağlık hizmetlerindeki kapasitesinin geliştiğini ve bölge halkına daha nitelikli hizmet sunma yolunda önemli bir adım olduğu vurgulandı. Hastane yönetimi, başta Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Can Terzier olmak üzere emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, hastaya acil şifalar diledi.
14 Kasım 2025 Cuma - 13:45
Samsun, organ bağışında Türkiye birincisi oldu
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Doku, Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından yayımlanan 2024 yılı verilerine göre, Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi organ bağışında büyük bir başarıya imza attı. 9 bölge arasında yapılan değerlendirmede, Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi, kadaverik organ bağışı oranlarında (pmp) Türkiye birincisi oldu. Amasya, Giresun, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat ve Trabzon illerini kapsayan Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi, 2024 yılında yürüttüğü kadaverik donör süreçleri, beyin ölümü bildirimleri, organ çıkarım koordinasyonu ve transfer süreçlerindeki etkin çalışmalarıyla dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bölge 2024 yılında 51 kadaverik donörle 10,270 pmp oranına ulaştı. Bu oranla nüfusa oranla Samsun, diğer illeri geçerek Türkiye birincisi oldu. İl sıralamasında da Samsun birinci Rize ikinci Bölgedeki 8 ilin kendi içinde değerlendirildiği pmp sıralamasında ise Samsun 18,15 oranıyla birinci olurken, Rize 17,12 oranıyla ikinci sırada yer aldı. Giresun, Sinop, Ordu, Amasya, Trabzon ve Tokat ise sırasıyla listede yer aldı. Başarı sıralamasında Samsun’dan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Rize’den Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne plaket takdim edildi. Başarı ekip çalışmasının sonucu Elde edilen başarının, uzman hekimlerden organ nakli koordinatörlerine, hastane yöneticilerinden yoğun bakım çalışanlarına, 112 ekiplerinden cerrahi nakil ekiplerine kadar yüzlerce sağlık çalışanının özverili çalışmalarının sonucu olduğunu vurgulayan Samsun İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, "Kalp, karaciğer, akciğer gibi hayati organların ileri düzey yetmezliğinde tek çözüm organ naklidir. Türkiye’de ve dünyada birçok insan, organ nakli beklerken hayatını kaybetmektedir. Biz organ nakli sayılarını artırdıkça bu kayıpları azaltacağız. Sağlık Bakanlığı’mız da bu konu üzerinde titizlikle çalışmaktadır. Bu kapsamda ülkemizde dokuz tane Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi oluşturulmuştur. Bunlardan bir tanesi Samsun Bölge Koordinasyon Merkezidir. Bölgemize bağlı sekiz il bulunmaktadır. Kadavralık organ nakli son derece titiz yürütülmesi gereken bir süreçtir. Beyin ölümü gerçekleşen her hasta, organ bağışı açısından bir adaydır. Ekiplerimiz, başka bir vatandaşa umut olabilir miyiz diye büyük bir gayret göstermektedir. Samsun, organ bağışı konusunda çok büyük başarılar elde etmiştir. 2024 yılı verilerine göre Samsun, organ naklinde hem Bölge Koordinasyon Merkezleri arasında birinci, hem de il sıralamasında birinci olmuştur. Bu başarı sonucunda da Sağlık Bakanı’mız tarafından çifte plaketle ödüllendirilmiştir" ifadelerini kullandı. "e-Devlet üzerinde organ bağışı yapılabiliyor" Müdür Uras şunları söyledi: "Artık e-Devlet üzerinde organ bağışı yapabiliyor. Hastanelerimizin organ ve doku nakli birimlerinde gerekli bilgilendirmeler yapılabilir. Her bağış yeni bir yaşam demektir. Umuda ortak olun." Sağlık Bakanı’nın elinde ödül aldılar Samsun Organ Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Mehmet Kazak ise ödülü, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’ndan aldı.
14 Kasım 2025 Cuma - 12:59
Gıda zehirlenmesi alarmı: "3 can alan zehirlenmenin nedeni hijyen"
Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelen 4 kişilik ailenin yedikleri kumpir ve midyeden zehirlenmesi gıda güvenliğini bir kez daha gündeme taşıdı. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, "Bakteri temasına bağlı bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi durumlar yemek yedikten sonra 15 dakikadan 3 saate kadar ortaya çıkabilir" uyarısında bulundu.
14 Kasım 2025 Cuma - 12:41
Diyabet alarmı, uzmandan vatandaşlara önemli çağrı
Sivas Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Nurcan Yıldırım, diyabet hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin, pankreasın yeterli insülin üretememesi veya vücudun insülini doğru kullanamaması sonucu geliştiğini belirten Dr. Yıldırım, bu durumun zamanla kalıcı ve ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına dikkat çekti. "Diyabet sadece bir şeker hastalığı değildir; kalp krizi, böbrek yetmezliği ve görme kaybının en büyük nedenlerinden biridir" diyen Yıldırım, hastalığın genellikle sinsi ilerlediğini, bu nedenle birçok hastanın teşhis konulana kadar farkına varmadığını söyledi. Erken belirtilere dikkat çeken Dr. Yıldırım, "Ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, halsizlik, plansız kilo kaybı, bulanık görme gibi şikayetler diyabetin habercisi olabilir. Bu durumda vakit kaybetmeden kan şekeri ölçümü yapılmalıdır" dedi. Diyabet tedavisinde en önemli noktanın yaşam tarzı değişikliği olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve bilinçli takip diyabetle mücadelede en güçlü silahlarımızdır. Tip 1 diyabetliler ömür boyu insüline ihtiyaç duyar, Tip 2 diyabette ise yaşam alışkanlıklarıyla hastalık kontrol altına alınabilir" diyerek konuşmasını tamamladı.
14 Kasım 2025 Cuma - 12:36
Gökçeada’da rahatsızlanan iki hasta helikopter ambulansla Çanakkale’ye sevk edildi
Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde aynı gün içerisinde rahatsızlanan 2 kişi, helikopter ambulansla Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Gökçeada ilçesinde 10 Kasım tarihinde düşme nedeniyle sol kolunda ağrı şikayeti olan 84 yaşındaki kadın, Gökçeada Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirildi. Acil serviste yapılan ilk tetkiklerin ardından "sol humerus proksimal şaft kırığı" tanısı alınan hastaya ilk müdahale hastanede gerçekleştirildi. Ardından aynı gün içerisinde 112 Acil Yardım ambulansı ile Gökçeada Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne ağaçtan düşme sonucu yaralanan 52 yaşındaki bir erkek hasta getirildi. "Posterior kosta kırığı" tanısı konulan erkek hastaya acil serviste ilk tetkik ve müdahalesi yapıldı. Hastanede ilk tetkikleri ve müdahaleleri sağlanan iki hastanın ileri tetkik ve tedavi ihtiyaçları nedeniyle Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevki kararlaştırıldı. Gökçeada Havalimanı’nda Sağlık Bakanlığı’na ait helikopter ambulansı ‘Hava-17’ ekibine teslim edilen hastalar, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
14 Kasım 2025 Cuma - 12:34
Elazığ’da antimikrobiyal farkındalık haftası etkinliği
Elazığ’da antimikrobiyal farkındalık haftası etkinliği kapsamında sağlık çalışanlarına eğitim verildi. Elazığ’da 18-24 Kasım Dünya antimikrobiyal farkındalık haftası ve 18 Kasım Avrupa antibiyotik farkındalık günü etkinliği düzenlendi. Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde Enfeksiyon Kontrol Komitesi tarafından düzenlenen etkinlikler kapsamında; Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Müge Özgüler tarafından sağlık çalışanlarına yönelik eğitim verilirken, hastane girişinde de stant kuruldu. Stantlarda vatandaşlara antibiyotik kullanımı ile ilgili bilgilendirmelerde bulunuldu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder