GENEL - 18 Nisan 2012 Çarşamba 14:12

20 YILDIR ŞEHİT OОLUNUN ÜNİFORMASINI KOKLUYOR

A
A
A
20 YILDIR ŞEHİT OОLUNUN ÜNİFORMASINI KOKLUYOR

Kanlı terör örgütü PKK tarafından 20 yıl önce hain bir pusuda şehit edilen Samsunlu Astsubay İlhan Hamlı`nın annesi Bedriye Hamlı, 20 yıldır şehit oğlunun üniformasını ``İlhanımın, evladımın şehit kokusu`` diyerek kokluyor.
Kars 14. Mekanize Tugay Komutanlığı emrinde görev yaparken 18 Nisan 1992 tarihinde Iğdır-Doğubayazıt karayolunun 25. kilometresindeki Pamuk Geçidi mevkisinde yol kesme eyleminde 3 astsubay arkadaşı ile birlikte 29 yaşında şehit olan Astsubay İstihkam Teknisyen Kıdemli Üstçavuş İlhan Hamlı`nın annesi Bedriye Hamlı (76), 20 yıldır büyük bir özenle sakladığı ve koruduğu oğluna ait askeri üniformayı adeta oğlunu koklar gibi özlemle kokluyor.
Şehit Astsubay İlhan Hamlı`nın annesi Bedriye Hamlı, evinde gözü gibi koruduğu oğluna ait askeri üniformayı ``˜oğlum kokuyor` diye hiç yıkamadan evinin özel bir köşesindeki dolapta saklıyor. Oğluna özlem duyduğu, ona dokunmak istediği, onu koklamak istediği özel zamanlarda ise sakladığı yerden çıkarıp ``˜bu üniformada şehit evladımın, şehit askerimin kokusu var` diyerek kokluyor, öpüyor, dokunuyor. Şehit annesi Bedriye Hamlı oğlu İlhan Hamlı`nın şehit edildiği günün 20. yıl dönümünde oğlunun üniformasını dolabından çıkarıp büyük bir özlemle koklayıp öperken o kurumuş gözpınarlarından süzülen duygu yüklü yaşlar gözlerden kaçmadı.
Şehit annesi Bedriye Hamlı, ``Terör örgütü, annelere büyük bir acı yaşattı ve o büyük acıyı yine annelere ve herkese yaşatmaya devam ediyor. Ben niye evladımın askeri üniformasını şehit evladım diyerek kokluyorum? Bunun ne demek olduğunu bilen var mı? 76 yaşında bir şehit annesiyim, tam 20 yıldır evladımın hasreti ve acısını içimde hissediyorum, oğlumun emaneti olan en son giydiği o askeri üniformayı takım olarak saklıyor ve ihtiyaç duyduğum zamanlarda ona dokunuyor, onu kokluyor, onu öpüyorum. Bu nasıl bir duygu bilen var mı? Hani insan hakları vardı? Bizim hakkımız nerede? Bizim hakkımızı kim nasıl ödeyecek? Ben ``˜evladım` diyerek onun üniformasında, onun güzel kokusunu arıyorum. Bunun vebali, bunun günahı hiç yok mu? Maalesef acılar denizinde yaşıyoruz. Kimse bunun farkında bile değil. Rahatı yerinde olanlar bizi görmüyor. Bir şehit annesi niye oğlunun üniformasına, oğlunun mezar taşına ``˜evladım` diye sarılır? Bunun ne demek olduğunu elbette yine şehit anneleri bilir. Çünkü şehit acısı başkadır, başka şeye benzemez``¦ Bu acıyı yaşayan en iyi bilendir. Tam 20 yıldır buz gibi bir mezar taşına evladım diye sarılmak kolay mıdır? Ben yaşlı, yorgun ve hasta bir anne olarak hiç bıkmadan, hiç usanmadan koşarak her cuma günü mutlaka oğlumun mezarına geliyorum. Ona dualar ediyor, mezarının toprağını okşuyor, çiçeklerini, seviyor sohbet ediyorum. Biz bunca acıyı çekerken acaba başkaları ne yapıyor? Elbette bunu da sorguluyorum. Şehitlerimize yapılacak vefasızlığı ve ihaneti asla kabul edemiyorum. Şehit annelerini kimse yok saymasın`` şeklinde duygularını dile getirdi.
Şehit astsubay İlhan Hamlı`nın 20. şehadet yıldönümünde şehit annesi 76 yaşındaki Bedriye Hamlı, her zaman yaptığı gibi ilk işi oğlunun Samsun Asri Mezarlık Şehitliği`nde bulunan mezarını ziyaret etmek oldu. Burada oğluna ve bütün şehitlere dualar okuyup, çiçeklerini suladı, yanında getirdiği lale çiçeklerini dikti, yaşlı elleriyle mezar taşını okşadı. Buz gibi mezar taşına adeta 20 yılın birikmiş hasretiyle oğluna sarılır gibi sarıldı, onunla konuştu. Bedriye Hamlı, şehit oğlunun adını taşıyan torunu İlhancan Hamlı`nın (9) elinden tutarak şehitlikten ayrıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.