ASAYİŞ - 06 Nisan 2022 Çarşamba 16:23

Sinop’ta kamp işletmesinde tahliye kargaşası

A
A
A
Sinop’ta kamp işletmesinde tahliye kargaşası

Sinop’un Akliman mevkiisindeki kamp alanı işletmesine icra memurları, yıkım ve tahliye beyanıyla geldi.

Sinop’un Akliman mevkiisindeki kamp alanı işletmesine icra memurları, yıkım ve tahliye beyanıyla geldi. İşletmeci Orhan Yalçın ise söz konusu yıkımın ve tahliyenin kanunen usulsüz olduğu iddia ederek suç duyurusunda bulunacağını söyledi.


Karadeniz’de 32 yıldır varlığını sürdüren ve en gözde kamp işletmeleri arasında yer alan Sinop Akliman mevkiisindeki Martı Kamping adlı işletme, eski Sinop Valisi Zeki Şanal döneminde Orhan Yalçın’a tahsis edildi. Valilik ile yatırımcı arasında yapılan sözleşmede bölgenin ‘mera’ olarak geçtiği de eklendi fakat işletmeci bölgeyi mera olarak değil, kamp alanı olarak turizme açtı. 2006 yılında ise mahkemeden, mera olarak işletilmediği için ‘yıkım kararı’ çıktı. 16 yıl önce çıkan yıkım kararı için günümüzde Sinop İcra Dairesi, avukat ve memur ile birlikte işletmeye geldi.


Orhan Yalçın, 1994 yılından bu yana işletmeciliğini yaptığı kamp alanı için sözleşmeden 5 yıl sonra bölgenin mera olarak belirlendiği için yıkım davası açıldığını belirtti. Yalçın, “Yıkım davası neticesinde buranın 2006 yılında kararı verildi, meni müdahale ve kal davası, karar verildi ama sadece bu yıkım davası tahliye davası değildir. Yani buraya gelirsiniz, 2006 yılındaki Yargıtay kararıyla yıkabilirsiniz, molozları dahi kaldıramazsınız mera üzerinden. Yıkım davasıdır” şeklinde konuştu.



Sözleşmede ‘kiracı mağdur edilmeyecektir’ ibaresi


İşletmeci Yalçın, mera alanı olduğunun Sinop Valiliği ile yapılan sözleşmede yer aldığını belirterek, “Biz Sinop Valiliği ile yaptığımız sözleşmemizin beşinci maddesi şöyle der: ‘Mera ile ilgili çıkacak itilâflarda sorumluluk İl Özel İdaresi’nindir, Sinop Valiliği’nindir, kiracı mağdur edilmeyecektir, mağduriyeti giderilecektir’ der. Bize burasını Sinop Valiliği verdiği zaman yatırım yap dediği zaman zaten mera olduğunu biliyorduk, sözleşmemizin beşinci maddesinde var. Bugün yıkım davası olan bir mahkeme kararıyla siz gelip burada tahliye etmeye çalışıyorsunuz, çok büyük yanlış. Bu davalar devam ederken istinafın cevabı gelmemişken, ‘Biz burayı yıkacağız, yıkım kararıyla da tahliye edeceğiz diyorsanız ayıptır. Biz yatırımcıyız, 30 yılımızı verdik her yıl yatırımımızı verdik. Gürcistan, Ukrayna, Rusya, Bulgaristan, Romanya gibi bütün ülkelerin gelip tatil yaptığı yerdir. Bu coğrafyada da böyle başka bir kamping yoktur” ifadelerini kullandı.


Sinop İcra Dairesi görevlileri ise dava dosyasında ‘Müdanenin menine ve kâline’ kararı verildiğini dosya içerisinden işletmeciye gösterdi. Tarafların beyanları icra memuru tarafından alınarak gerekli tutanaklar tutuldu. İşletmeci Orhan Yalçın ise söz konusu yıkımın kanunen usulsüz olduğu iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. İcra görevlileri ve avukatı ise yıkım ve tahliye kararı olduğunu beyan ederek tahliyesi için 10 gün süre tanıdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Hozat Kadın Kooperatifi doğal üretimle hem toprağı hem kadını güçlendiriyor Tunceli’nin Hozat ilçesinde faaliyet gösteren Hozat Kadın Kooperatifi, bölgenin doğal ürünlerini işleyerek üretime kazandırıyor; kadınların ekonomik bağımsızlığına ve yerel kalkınmaya önemli katkı sunuyor. Tunceli’nin Hozat ilçesinde kadın emeğiyle şekillenen örnek bir üretim hikayesi dikkat çekiyor. Yıllardır doğayla iç içe sürdürülen geleneksel üretim anlayışı, Hozat Kadın Kooperatifi çatısı altında daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuştu. Bölgenin dağlarında ve bahçelerinde yetişen meyveler, kadınların ortak emeğiyle marmelat, reçel, kurutmalık ve sirke gibi doğal ürünlere dönüştürülüyor. Kooperatif, yalnızca doğal üretime katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kırsalda kadınların sınırlı olan çalışma ve ekonomik alanlarını genişleterek toplumsal hayatta daha görünür olmalarını sağlıyor. Önceden arkadaşlarıyla kendi aralarında üretim yaptıklarını daha sonra kooperatifleşmeye karar verdiklerini belirten Hozat Kadın Kooperatifi Başkanı Nermin Akbalık, "Kooperatifi kurmadan önce bizim burada zaten üretimimiz vardı, 6 yıl öncesine dayanıyor. Kadınlarla beraber başladık. Daha sonra ‘kooperatifleşelim’ dedik. Burada kapanmak üzere olan bir kadın kooperatifi vardı. Yeni bir kooperatif kuracağımızı onu devralmak istedik. 5-6 arkadaşla beraber ona üye olduk. Ardından devraldık, 2-3 yıldır devam ediyoruz. Burada, bölgede yetişen meyveleri değerlendirmek için işe başladık. Dağda ya da bahçede yetişen meyvelerimizi toplayıp getiriyoruz, ayıklayıp temizliyoruz. Marmelat, reçel, kuru, sirke yapıyoruz. Bu şekilde değerlendiriyoruz. Bostan ekimi olduğunda turşularımızı yapıyoruz. Daha çok doğal şeyler yapmaya çalışıyoruz. Zaten meyvelerimiz de hep doğal, çoğunlukla yabani meyveleri kullanıyoruz. Kadınların bölgede ekonomik bağımsızlık ve çalışma imkanları bakımında kısıtlı alanımız var. O yüzden bizler de burada kendi çabamızla, yapabildiğimiz kadar üretime katkı sağlıyoruz. Tarım, hayvancılık, bağ bahçe olsun genellikle böyle şeylerle uğraşırdık ama bunu biraz daha ilerletelim dedik. Tunceli’de diğer illerimize göre kadına biraz daha fazla önem veriliyor, kadın erkek eşitliği daha çok ön plana çıkıyor. O yüzden biz bu konularda biraz daha aktifiz ve üretimin içerisinde bulunuyoruz" dedi.