EKONOMİ - 17 Ocak 2020 Cuma 11:25

"2020’de Afyonkarahisar’da 2 milyondan fazla turist konaklayacak"

A
A
A
"2020’de Afyonkarahisar’da 2 milyondan fazla turist konaklayacak"

Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, ’’2019’da 50 bini yabancı olmak üzere 1,7 milyon kişi Afyonkarahisar’daki otellerde konakladı.

Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, ’’2019’da 50 bini yabancı olmak üzere 1,7 milyon kişi Afyonkarahisar’daki otellerde konakladı. Bu sayıyı 2020’de 2 milyonun üzerine çıkarmak istiyoruz. Ancak esas hedefimiz, gelen turistin kentten memnun ayrılması ve yeni turistler getirmesidir’’ dedi.



Afyonkarahisar Valiliği tarafından, Afyonkarahisar Belediyesi ile Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası’nın desteğiyle ’Afyonkarahisar Ekonomi Basını Buluşması’ etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Süleyman Karakuş ve Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser katıldı. Etkinlikte şehir için yapılan ve yapılacak konular hakkında bilgi verilirken, turizm ve sanayi konularına da değinildi.



’’Bugün itibariyle 27 bin yatak kapasitesiyle termal turizm potansiyelimiz var’’


Vali Tutulmaz, sucuk, lokum, yumurta, haşhaş, vişne gibi gıda ürünlerinin üretiminde 1’inci sırada olduklarını aktarırken, aynı zamanda mermerde dünyaca önemli şehirler arasında bulunduklarını anlattı. Şehrin tarihi ve turistik yönlerine değinen ve termalde yüksek potansiyellerinin bulunduğunu belirten Vali Tutulmaz, şu ifadeleri kullandı:



’’Bugün itibariyle 27 bin yatak kapasitesiyle termal turizm potansiyelimiz var. Bu yatak kapasitesine 11 tane 5 yıldızlı otel dahildir. Ayrıca belediye ruhsatlı devremülk şeklindeki toplam yatak kapasitemiz 27 bin rakamına ulaşıyor. Kalkınma planlarında ön görülen rakam ise 75 bin yatak kapasitesidir. Bu rakama en hızlık şekilde ulaşacağımıza eminiz’’.



"2020’de Afyonkarahisar’da 2 milyondan fazla turist konaklayacak"


2020 yılı için turist beklentilerini açıklayan Vali Tutulmaz, ’’2019’da 50 bini yabancı olmak üzere 1,7 milyon kişinin Afyonkarahisar’daki otellerde konakladı. Bu sayıyı 2020’de 2 milyonun üzerine çıkarmak istiyoruz. Ancak esas hedefimiz, gelen turistin kentten memnun ayrılması ve yeni turistler getirmesidir. Afyonkarahisar’ın tarihi değerleri üst düzey durumda. Bunları bir şekilde tanıtmamız gerekiyordu. Tanıtırken gerek sosyal medyayı ciddi şekilde kullandık gerekse Visit Afyon diye ilimizin tanıtımını sağlayan ve navigasyon sistemi ile desteklenmiş bir uygulama ve web sitesi oluşturduk. Gezilecek ve görülecek nereler varsa buraya dahil etmeye çalıştık. Böylece ilimizin daha çok tanınmasına vesile olduk. Değişik ağlarımızı da ön plana çıkarmamız gerekiyordu. Tarihi Kentler Birliğine dahil olduk. Buraya üye olan 42 şehirden birisiyiz. Avrupa Birliği düzeyinde olan uygulamayla artık ilimiz, tarihi termal rotasının parçası haline geldi’’ açıklamasında bulundu.



Vali Tutulmaz, Afyonkarahisar’da 400’den fazla tarihi konak bulunduğunu, camilerin, kalenin ve tarihi eserlerin yer aldığını belirterek, dijital medyada ilin bu yönlerini tanıtma çabası içinde olduklarını söyledi.



’’Gastronomi alanında 2019 UNESCO ’Yaratıcı Şehirler Ağı’na Afyonkarahisar dahil oldu’’


Afyonkarahisar’ın gastronomi açısından çok zengin birikiminin bulunduğunu dile getiren Vali Tutulmaz, lokumu, sucuğu, kaymağı, keşkeği, patatesli ekmeği, kaymaklı ekmek kadayıfı gibi Türkiye’ye ve dünyaya mal olmuş lezzetlerin şehri olduklarını anlattı. Vali Tutulmaz, sözlerine şöyle devam etti:



’’Geçen yıl içinde önem verdiğimiz alanlardan birisi de gastronomiydi. Daha önce çeşitli çalışmalarla ön plana çıkardığımız lezzetlerimizi taçlandırmamız gerekiyordu. Gastronomi alanında 2019 UNESCO ’Yaratıcı Şehirler Ağı’na Afyonkarahisar da dahil oldu ve bu alandaki 36 şehirden bir tanesi olduk. Değerlerimizi tanıtmak için gastronomi alanında değişik aktivitelerde bulunduk. Bunlar yapılırken şehrin kültürel derinliğine de bakılıyor. İlimiz, 3 bölgenin kesiştiği yerde. Bu kesişme zamanla kültürü de etkiliyor. İlimizde Ege, İç Anadolu, Marmara ve Akdeniz kültürlerini görebiliyoruz. Bu farklı kültürlerin bir araya gelmesinde uluslararası kazanımlarda etkisi oluyor’’.



’’Alternatif turizm her alanında olmaya başladık’’


Artık alternatif turizmin önemli merkezlerinden bir tanesinin de Afyonkarahisar’ın olacağını vurgulayan Vali Tutulmaz, ’’Her geçen gün alternatif turizm daha ön plana çıkmaya başladı. İlimiz gastronomide, termal turizm, doğal sporları ve takım sporları açısından kamp özellikleriyle önemli bir merkez olma yönünden hızlı ilerliyor. Alternatif turizm her alanında olmaya başladık’’ dedi.



’’Frigya Vadileri’ni değişik aktiviteler ile tanıtmaya devam edeceğiz’’


Frigya Vadileri konusunda tanıtım çalışmalarına devam edeceklerini bildiren Vali Tutulmaz, ’’Sadece şehir merkeziyle değil, yeni destinasyonlar oluşturmamız gerekiyordu. Bununla ilgili tarih ve kültür açısından gezilecek ve görülecek Frigya Vadileri bulunuyor. Bu bölgenin birçok özelliği var. Buralar yıllarca tanıtılmaya çalışıldı ama yeterli kıvama gelemediğini gördük. Bu dönemde yaptığımız çalışmalarla Cumhurbaşkanlığı tarafından burası Anadolu Açık Hava Müzesi olarak ilan edildi. Buna yönelik yatırımlar yapıldı. Bu bölgede butik oteller, organik lokantalar açılmaya başladı, gezi yolları yapıldı. Değişik aktiviteler ile bu bölgeyi tanıtmaya devam edeceğiz’’ şeklinde konuştu.



’’Parça üretimi için Airbus görüşmeleri son aşamaya geldi’’


Afyonkarahisar’ın sanayi durumunu değerlendiren Vali Tutulmaz, ’’İlimiz, sanayi şehri olma yönünde hızla ilerliyor. Tarım makineleri, mermer makineleri üretmeyle başlayan 20’ye yakın makine fabrikası var. Bu kadar makine üreten şehir az sayıdadır. Bunun verimini de almaya başladık. Bu makine fabrikalarının birinde kaya kamyonu üretilmeye başlandı. Bu kamyonlar tamamen ithal gelen kamyonlardı. Prototipi üretildi, 2-3 aydır test ediyor ve şu anda 2 kamyonun üretiminin de temeli başladı. Bu yıl inşallah 20 ila 40 arası kamyon taş ocaklarına çıkmış olacak. Bir yatırımcımız, kepçe ve diğer iş makinelerinde kullanılabilecek uzaktan kumandalı araç üretti. 1 kilometreye kadar uzaktan kumanda edilebilir durumda. Diğer bir yatırımcımız, şu anda hastanelerde kullanılan ve 17 hastane de bir fiil çalışan yeni yoğun bakım ünitesi; yenidoğan çocuklar ve beslenmesiyle ilgili aparatı yaparak Türkiye’nin bu yöndeki ithalatını azaltmış oldu. Yine bir yatırımcımız uçak şirketi Airbus görüşmelerini son aşamaya getirdi; inşallah yakında uçak şirketine yedek parça üretir hale gelecek’’ ifadelerini kullandı.



Vali Tutulmaz sözlerini şöyle tamamladı: ’’Hızlı trenin faaliyete geçecek olmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte artık ilimizin, Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri olduğunu göreceğiz. Her alanda potansiyeli var. Yatırımcısı genelde aile şirketi şeklinde, bu yatımlar çoğu zaman ayağı yere basan yatırımlardır. Bu da ekonomik krizleri rahat atlatılmasını sağlar. Ekonomik krizlerden en az etkilenen illerden birisiyiz’’.



’’Geçen yıl Mevlevihane ziyaretçi sayısı 450 bin oldu’’


Şehirdeki çalışmalar ve ziyaretçi sayısı hakkında bilgi veren Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Süleyman Karakuş, ’’Geçen yıl Mevlevihane ziyaretçi sayısı 450 bin oldu. Bu rakam ilimiz için önemli rakamdır. Özdilek Kavşağı’ndan yıllık geçen araç sayısı 1.2 milyon. Bu güzergahlarda gastronomi ile alakalı görsel ürünler sunum ve satış yeri planlıyoruz. Dünya Motokros Şampiyonası’na 2 yıl ev sahipliği yaptık. Bu noktada Türkiye’de tekiliz. Geçen yıl gelen ziyaretçi sayısı 40 binin üzerindeydi. Bu etkiliği bu sene festival ile planlıyoruz. Hem yurtiçi hem de yurtdışından gelen misafirlerimiz için kamp alanımız olacak. İstihdam çalışmalarımız da sürüyor. Bir yatırımcıyla görüşme üzerindeyiz, görüşmelerimiz bitmek üzere. Bin ve bin 500 kişinin istihdam edileceği bir fabrikayı şehrimize kazandıracağız’’ dedi.



’’Teknolojik termal serada Türkiye’de açık ara 1’inciyiz’’


Termal sera konusunda bilgi veren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, ’’Gıdada jeotermalden faydalanarak yaptığımız seralarımız var. Domates üretimini yapıyoruz. 1 milyon 200 bin metrekarelik termal ve jeotermal seramız var. Seracılık Türkiye çapında 8’inci sıradayız. Teknolojik termal serada Türkiye’de açık ara 1’inciyiz. Termalde sadece turizmde faydalanmıyoruz, teknolojik tarımda da faydalanıyoruz. Ülkemize katma değerli tarım ürünleri üretiyoruz. Bunun ihracatını da yapıyoruz’’ şeklinde konuştu.



’’Sağlık Endüstri Bölgesi oluşturmak için çalışmalarımız var’’


Yapılacak Sağlık Endüstri Bölgesi dikkat çeken Serteser, ’’İlimizi, termalden yapılan sağlık turizminde ilk sıraya çıkarmak istiyoruz. Bunun için ekip halinde çalışıyoruz. Sağlık Endüstri Bölgesi oluşturmak için çalışmalarımız var. Bunun içinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da bulunmasını arzu ediyoruz. Buraya başvurmak için bir şirket kurulacak.En güzel yerde arazi ayrılmış durumda. Bu konuda da ilerliyoruz. Sağlık turizminde de en iyi yerde olacağız. Yatırım planlaması ilk aşamada 250 milyon dolar ancak toplam yatırım 1 milyar dolara çıkacak. Burada oteller, fizik tedavi merkezleri, wellness, SPA, yaşlı bakım evleri, Ar-Ge merkezi, bu konularda üretim yapabilecek tesisler olacak. Burada çalışmalarımızı en üst düzeyde sürdürüyoruz. Burayı Türkiye’nin ilk Sağlık Endüstri Bölgesine sahip şehir yapacağız’’ açıklamasında bulundu.



Irak’a "yumurta ihracatını engellemeyin" çağrısı


Irak hükümeti tarafından Türkiye’den ithal edilen yumurtanın önüne engel konulduğunu hatırlatan Serteser, sözlerine şöyle devam etti:


"Bu nedenle yumurta ihracatımız 2019’a önceki seneye göre yüzde 40 civarında düştü. ilk 4 ayda 23 milyon dolarlık ihracat yaptık sonra kesildi. Kuveyt, Bahreyn ve Umman gibi ülkelere bir miktar ihracat yaptık. Bu yumurtaların bir kısmının Irak’a gittiğini düşünüyoruz. Irak hükümeti burada kendi vatandaşına yanlış yapıyor, pahalıya yumurta yemelerine neden oluyor. 2019’da 363 milyon dolarlık ihracat yaptık. Aslında önceki yıla göre yüzde 2,04 olan Türkiye ortalamasının 3 katında fazla artış sağladık ihracatta. Yüzde 6,35 yükseldi ihracatımız. Yumurtada ihracat kaybımız 30 milyon dolar. Bu kaybı yaşamamış olmasaydık ihracatımız 400 milyon doları bulacaktı’’.



Afyonkarahisar-İzmir-Ankara yüksek hızlı tren hattının bir an önce bitirilmesini istediklerini dile getiren Serteser, toptan yumurtada KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi konusunda teşekkürlerini iletti.



’’Şehir olarak yıllık ihracatımız 360 milyon dolar’’


Cari açığa artı yönde katkı sağladıklarının altını çizen Serteser, ’’Yıllık ithalatımızı yaklaşık 80 milyon dolar, ihracatımız ise 360 milyon dolar. Bunda mermer sektörünün önemli payı var. Mermer sektörü geçen sene itibariyle 200 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Türkiye doğal taş ihracatının yaklaşık yüzde 11’ine denk geliyor. Mermer sektöründe iş insanlarımızın ayrı bir özelliği de var; ihracatlarını başka şehirlerdeki şirketler ve ocaklar vasıtasıyla yaptığı için ihracat rakamı olan yüzde 11’in aslında çok üstündedir. Mermer ihracatında İstanbul 1’inci, Afyonkarahisar 2’nci sıradadır. Bu konuda önemli hususu belirtmek istiyorum, 2 tür ihracat vardır; bir tanesi direkt ihracat yani firma direkt müşterisini bulur ve ihracatını yapar. Birde ihraç kayıtlı ihracat vardır; İstanbul’da bulunan firma müşteriyi bulur, buradaki üretici firmaya gelir ve malı alır. İstanbul’dan kendi şirketi adına ihracatını yapar. Buradaki bütün istidamı ve üretimi burada bulunan firma yapar. Sadece ihracatı İstanbul’daki ya da İzmir’deki firma yapar, ihracat bu illere yazılır. Bu konuyu daha önce bakanlıkla görüştük. Biz istiyoruz ki; ihracatı yapan firma ya da kişi ihracatın her türlü avantajından yararlansın ama ihracat üretimin yapıldığı ile yazılsın. Bizim bu durumdan çok kaybımız var. Bundan mermerde yaklaşık 100 milyon dolarlık bir kayıp yaşıyoruz’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı MAARİF modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı MAARİF modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.
Manisa Sarıgöl’de zemheri papatyaları açtı Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle aralık ayında papatyalar açtı. Zemheri soğuklarının başlamasına rağmen doğada yaşanan bu sıra dışı durum, çiftçileri endişelendirdi. Kış aylarının en soğuk dönemlerinden biri olarak bilinen zemheri günlerinde, bir yandan bağlarda örtü altı üzüm hasadı devam ederken, diğer yandan çevrede papatyaların açması Sarıgöl’de adeta "yalancı bahar" yaşanmasına neden oldu. Gündüzleri güneşli, geceleri ise soğuk geçen havaların, erken açan bitkiler açısından risk oluşturduğunu belirten çiftçiler, ilerleyen günler için tedirgin olduklarını dile getirdi. Çiftçi Mücahit Saraç, yaşanan durumu endişe verici olarak nitelendirerek, "Bir yandan bağlarda örtü altı üzümler hasat edilirken, bir yandan da ılık havaya aldanan papatyaların açması ilginç ve düşündürücü. Önümüzdeki günlerde meyve ağaçları da çiçek açarsa, ileride meyve almamız zor olur. Bu bölgede ocak ayından mart sonuna kadar şiddetli kış yaşanır. Erken açan ağaçlar soğuklara aldanır. Papatyaların açmasına biz ‘yalancı bahar’ deriz" dedi. Aralık ayında açan papatyalar, vatandaşların da dikkatini çekti. Güneşli günleri fırsat bilen Sarıgöllüler, yalancı baharın tadını çıkardı. Sarıgöl Yeni Sanayi Bölgesi’nde açan papatyalar ise sanayi esnafının ilgisini çekti. Sanayi esnafından Serkan Yılmaz, papatya demetleriyle bu durumu ilginç bulduğunu belirterek, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum" diye konuştu.