POLİTİKA - 14 Temmuz 2025 Pazartesi 12:46

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit edilen mağarada çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildi

A
A
A
Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit edilen mağarada çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildi

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu Bölgesinde tespit edilen mağarada çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildiğini bildirdi.


Türk Silahlı Kuvvetleri sınır ötesinde arama tarama faaliyetlerine aralıksız devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığının konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Pençe- Kilit Operasyonu bölgesinde tespit edilen mağarada çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildiği belirtildi. Bakanlık açıklamasında, ele geçirilen malzemelere ilişkin şu ifadelere yer verildi:


"Ele geçirilenler şu şekilde; 53 adet AK-47 ve M16A4 piyade tüfeği, 1 adet geri tepmesiz top, 5 adet Doçka uçaksavar, 9 adet keskin nişancı tüfeği ve 29 adet bastırıcı, 1 adet M79 tanksavar silahı ve 6 adet mühimmatı, 1 adet LAW, 7 adet tel güdümlü Konkurs tanksavar silahı, 5 adet AT-4 tanksavar silahı, 6 adet SA-7 hava savunma füzesi, 1 adet 82 mm havan ve 14 adet mühimmatı, 3 adet 60 milimetre havan ve 9 adet mühimmatı, 2 adet 107 milimetre katyuşa silahı ve 7 adet mühimmatı, 3 adet 40 milimetre 6’lı bombaatar ve 66 adet mühimmatı, 2 adet tekli bombaatar, 1 adet M1 keskin nişancı tüfeği, 6 adet Dragunov keskin nişancı tüfeği ve 46 adet şarjör, 2 adet av tüfeği ve 31 adet mühimmatı, 1 adet uzi makinalı tabanca, 10 adet RPG-7 roketatar, 5 adet 7.62 milimetre PKMS makinalı tüfek ve 4 adet yedek namlusu, 302 adet şarjör, 54 adet antipersonel ve 67 adet antitank roket mühimmatı, 127 adet sevk fişeği, 10 bin 500 adet Doçka uçaksavar ve hafif silah mühimmatı, 26 adet taarruz tipi ve 29 adet savunma tipi el bombası, 43 adet sis el bombası, 77 adet antipersonel mayını, 100 kilogram el yapımı patlayıcı, pil blokları ve güç üniteleri, 2 adet teleskop, 17 adet silah üstü optik nişangâh, 8 adet silah üstü termal ve 3 adet silah üstü gece görüş dürbünü, 5 adet lazer mesafe ölçer, 1 adet GPS, 6 adet araç telsizi ve antenleri, 33 adet el telsizi, 6 adet ses kayıt cihazı, 1 adet DJI mavic 3T dron, 2 adet kullanılamaz durumda DJI Phantom 4 dron, 3 takım maket uçak kanadı, 3 adet fotoğraf makinası, 1 adet kamera ve 9 adet tripod, 7 adet fastlink, 1 adet projeksiyon cihazı, 10 adet modem, 6 adet farklı cins ve ebatta medya anteni, 2 adet termal PTZ kamera, 3 adet Dome PTZ kamera, 4 Adet IP kamera, 11 adet farklı cinslerde çubuk kamera, 4 adet dikiz aynası özelliği olan izleme ünitesi, 4 adet kamera sistemlerinde kullanılan kayıt cihazı, 5 adet mikrofon sistemi, 3 adet mikrofon, 2 adet kulaklık, 3 adet hoparlör, 5 adet elektrik üretme maksadıyla kullanılan el dinamosu, 14 adet telefon ve 4 adet santral, 4 adet yazıcı, 5 adet güç kaynağı, 4 adet monitör, 3 adet klavye, 39 adet termal şemsiye, 11 adet kar şemsiyesi, Muhtelif yaşam malzemesi."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.