GÜNDEM - 15 Mart 2024 Cuma 15:33

Uyku apnesi olanlar tedavi olmazsa ehliyet alamayacak

A
A
A
Uyku apnesi olanlar tedavi olmazsa ehliyet alamayacak

Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Uyku Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykunun sağlığın altın anahtarı olduğunun altını çizerek, "31 Aralık 2024 tarihi eski sürücü belgelerinin son tarihi, 2016 yılında çıkan yasayla birlikte artık sürücü belgeleri eğer ağır vasıtaysa 5 yılda bir, diğerleri ise 10 yılda bir yenilenmek zorunda ve her yenilenişte bir sağlık raporu alınması gerekiyor. Bu sağlık raporlarında uyku apnesi sendromunun sorgulanması artık yasal bir zorunluluk" dedi.


Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) 2024, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde gerçekleştirildi.


ASYOD Uyku Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, bu yıl sloganı “Küresel Sağlık İçin Uyku Eşitliği” olarak belirlenen Dünya Uyku Günü hakkında açıklamalarda bulundu.


Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uykunun sağlığın altın anahtarı olduğunu belirterek, tüm insanların sağlıklı uyuma hakkı olduğunu bildirdi.


Dünya Uyku Konfederasyonu’nun bu yılki sloganının ‘küresel sağlık için uyku eşitliği’ olduğunu kaydeden Karadağ, “Tüm dünyada insanların sağlıklı uyumasına ihtiyaç var. Sağlıklı uyanıklık için sağlıklı uyku gerekiyor. Sağlıklı uyku için de uyku sırasında da sağlıklı nefes alıp vermek gerekiyor. Bugün tüm dünyada bildiğimiz bir uyku apne hastalığı var. Kişi uyuduğu zaman rahat nefes alamıyor, nefesi duruyor demektir. Rahat nefes alamayan kişi, rahat uyuyamazsa ertesi gün de sağlıklı bir uyanıklık yaşayamaz. Ve tüm sağlığını etkiler. Bu tüm beden sağlığı, ruh sağlığı beyin sağlığı. Bütün trafik kazalarının, iş kazalarının altında uyku apnesi yatmaktadır” diye konuştu.



"Ehliyet alırken zorunluluk"


Uyku apnesinin önemli bir konu olduğunu ve bu nedenle Avrupa’da ve Türkiye’de bazı yasal düzenlemelerin yapıldığını aktaran Karadağ, “Örneğin sürücü belgeleri için insanların uyku apnesi olmaması gerekiyor. Uyku apnesi var ise de tedavi olup öyle sürücü olmaları gerekiyor. Yoksa tüm trafik kazalarının altında bunlar yatıyor. Bizim yasalarımıza göre bu yıl 31 Aralık 2024 tarihi eski sürücü belgelerinin son tarihi. Yani eskiden biz bir sürücü belgesi alırdık, bu ömür boyu geçerli olurdu. 2016 yılında çıkan yasayla birlikte artık sürücü belgeleri eğer ağır vasıtaysa 5 yılda bir, diğerleri ise 10 yılda bir yenilenmek zorunda ve her yenilenişte bir sağlık raporu alınması gerekiyor. Bu sağlık raporlarında uyku apnesi sendromunun sorgulanması artık yasal bir zorunluluk. Uyku apneli kişilerin direksiyon başına geçmemesi lazım ya da geçeceklerse mutlaka tedavi olup ondan sonra geçmeleri gerekiyor” ifadelerine yer verdi.



"Obezine ve hipertansiyon hastalarına uyarı"


Uyku apnesinin obeziteyle yakından bağlantısı olduğunun altını çizen Karadağ, “Hipertansiyon ve obezite uyku apnesinin birlikte gittiği iki bozukluk. Hipertansif ve obez hastalarımızın tümünde uyku apnesini araştırıyoruz. Ve onların yılbaşı gelmeden mutlaka bir hekime en azından aile hekimlerine müracaat ederek gerekiyorsa mutlaka bunları yaptırmalarını öneriyoruz. Çünkü uyku apnesinin tedavi ettiğimiz zaman sadece trafik kazalarını önlemiyoruz. O kişinin yaşam kalitesini de artırıyoruz. Rahat nefes alan kişi uyku sırasında, sağlıklı bir yaşam sürmeye başlıyor. Sabah uyandığı zaman yorgun uyanmıyor, dinç uyanıyor. Ve sabahları olan baş ağrılarından kurtulmuş oluyor. Gece uyanmalarından kurtulmuş oluyor. Konsantrasyonu daha yüksek oluyor. Kişilerin kalp, karaciğer, beyin sağlığı düzeliyor. Uyku apneli kişiler unutkan olurlar, sinirli olurlar, kişilik bozukluklar olur. Bütün bunların çözülmesi için rahat nefes almak gerekiyor. Çünkü sağlığın anahtar anahtarlarının bir tanesi oksijendir, temiz havadır” diye konuştu. Alınan her nefesin kanı temizlediğini dile getiren Karadağ, bir kişi saatte yaklaşık bin defa nefes alıp verdiğini kaydetti.



"Sağlıklı kişi için ideal uyku saati 6 ile 9 arasıdır"


Kişinin nefes aldığının farkına varması halinde bir nefes darlığının başladığını işaret eden Karadağ, “İşte gece uyku sırasında horlamakta, nefes alışverişin belirgin olması demektir. Horlamak bir nefes darlığıdır. Horlayan kişiler uykudan zor nefes alıyor demektir. Ve bu sırada da nefesler durursa da işte tehlike çanları çalmış demektir. Uykuda kişinin nefesi ne kadar sık durursa ve ne kadar uzun süre durursa sağlığı da o kadar fazla etkilenecek demektir. Bu yıl Dünya Uyku Günü’nde 15 Mart’ta dünyada bu konuda bir duyarlılık oluşması için etkinlikler yapılıyor. Bilindiği gibi 21 Mart’ta gece ve gündüz eşit olur. Bu insan sağlığında da tavsiyelerin sembolizasyonudur. Kişinin çocukluk dönemiyle erişkinlik dönemi ve yaşlılık döneminde uyku uyuma mimarisi de değişir. Yeni doğan bir bebek günde 16-18 saat uyurken, sağlıklı bir erişkin 6-9 saat ara uyuması yeterlidir ve gereklidir” ifadelerine yer verdi. Uyku ve uyanıklığın birbirine dengeli olması gerektiğine değinen Karadağ, her insanın eşit şekilde uyku sağlığı açısından eşit fırsatlara sahip olması gerektiğini belirtti.



"Sahurdan sonra 2 saat uyku önemli"


Ramazan ayında sahura uyanmanın gerekli olduğunu bildiren Karadağ, “Uyku gece sabaha kadar sürekli tek bir şekilde devam etmiyor. Bizim sağlıklı bir uykumuzla gece sabaha kadar kişi dört ila altı kez döngüler yaşar. Bu döngü dediğimiz şeyler her birisi yüzeyel uyku, derin uyku ve rem uykusundan oluşan bir döngü yaklaşık 90 ile 120 dakika arasında sürmektedir. Her iki saatte bir kişi bir döngü uyur. Ve bu döngü gece sabaha kadar dört ila altı kez tekrar eder. Sağlıklı bir döngü bittikten sonra ikinci bir döngüden önce kısa bir uyanma dönemi vardı. Bu kısa uyanma dönemleri sahur dönemine denk geldiği zaman uzun bir uyanma dönemi olacaktır. Kişiyi etkilemeyecektir, eğer sahur sabaha karşıysa daha sonra uymayacaksa zaten sorun yok. Ama uyuyacaksa da en az bir iki saat daha uyuyabilecek bir ortamı olmasını biz öneriyoruz. Sağlıklı bir döngü için. Çünkü yaklaşık iki saatlik bir sürüye ihtiyacımız var. Sahurda işçinin uyanması, onun sağlığı açısından çok sıkıntılı olmayacaktır. Tabii mümkün olduğunca akşam erken yatmalarını öneriyoruz. Ve uykusunu aldıktan sonra da kişinin günlük hayatında herhangi bir sorunu olmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.