EKONOMİ - 22 Temmuz 2020 Çarşamba 16:36

Yerli ve millî palet üreticileri Konya’da bir araya geldi

A
A
A
Yerli ve millî palet üreticileri Konya’da bir araya geldi

Türkiye’deki ilk ’Yerli ve milli’ ahşap palet TR-PAL’in imal etme yetkisine sahip olan Tüm Ahşap Palet Üreticileri Derneği (PALDER) üyeleri Konya’da bir araya geldiler.

Türkiye’deki ilk ’Yerli ve milli’ ahşap palet TR-PAL’in imal etme yetkisine sahip olan Tüm Ahşap Palet Üreticileri Derneği (PALDER) üyeleri Konya’da bir araya geldiler. Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta da katıldı.


Konya’da bir otelde yapılan toplantıya Türkiye’nin farklı bölgelerinde üretim yapan 30 dolayında ahşap palet üretici katıldı. Toplantıda konuşan PALDER Başkanı Hikmet Yörür, Türkiye’de önemli bir ihtiyaç olan ilk yerli ve milli ahşap paletin, TR-PAL markası ile üretilmeye başladığını söyledi. TR-PAL’i sadece PALDER’den lisans alan firmaların üretme hakkına sahip olduğunu vurgulayan Hikmet Yörür, dünya standartlarında ’yerli ve milli’ bir ahşap palet markasını ve üretim organizasyonu ortaya çıkartmak için yaptıkları çalışmaları olumlu sonuçlandırdıklarını ve talep eden firmalardan şartları uygun olanlara üretim için lisans vermeye başladıklarını ifade etti.


Hikmet Yörür, dünyada Türkiye’nin başlattığı kalkınma hamlesinden rahatsız olan çıkar çevrelerinin, “Türkler yapamaz” algısı oluşturmak için var güçleri ile çalıştıklarını söyledi. Söz konusu çevrelerin, bu algı operasyonlarına Türkiye içinden de destek bulmalarını üzüntü ile gördüklerini ifade eden Yörür, “Yıllardır kafalarımıza özenle yerleştirilmeye çalışan ve artık kurtulmamız gereken bir zihniyetin bilinçli olarak yürüttüğü karalama kampanyası, esas itibari ile ülkemizin emperyalizme koşulsuz olarak teslim olmasını amaçlıyor. Türkiye Cumhurbaşkanımızın başlattığı yerli ve milli üretim hamlesi içindedir. ‘Artık yerli bir otomobil markamız bile var, ahşap paletimiz neden Yerli ve Milli olmasın?’ diyerek yola çıktık. Yalnız olmadığımızı bize inanan dostlarımızın olduğunu burada gördüğüm için çok mutluyum" dedi.


Yerli ve Milli ahşap palet olan TR-PAL’in Türkiye’de ve dünyadageniş bir pazar bulması için var güçleri ile çalıştıklarını söyleyen Hikmet Yörür, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her şeyi ile yerli ve milli olan bu paletlerin yaygınlaşması kaynaklarımızın ülke içinde kalmasına yol açacak. Aynı zamanda yerli üreteciler bu paletleri üreterek daha çok kazanç elde edecekler. Müşterilerimiz ise daha az ödeme yapacaklar. Çünkü yurt dışına lisans ödemek zorunda olmadığımız için fiyatımız uygun, kalitemiz ise dünya standartlarındadır.”


PALDER Yönetim Kurulu üyesi Nurettin Kağnıcı’da, tüm dünyada geçerli yerli ve milli bir ahşap palet markası oluşturmak için Türk Standartları Enstitüsü’ne (TSE) başvurduklarını, bu başvuru sonrasında TSE’nin, tüm dünyada geçerli 7 farklı ölçüyü kapsayan ahşap palet sınıflandırma standardı/kriteri oluşturulduğunu söyledi. PALDER Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Yücel’de TR-PAL’in hem Türkiye’de hem dünyada yaygınlaşmasını istediklerini söyledi. Yücel, “Ülkemizde üretimin artması ve iş hacmini üst seviyelerde tutmak için güç birliğine ihtiyacımız var. Birlik ve beraberlik ruhuyla hareket ederek çok başarılı işler yapabiliriz" dedi.


“Yerli ve millî olanı destekliyoruz”


Toplantıya katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta yerli ve milli ahşap palet üretilmesini takdirle karşıladıklarını söyledi. AK Parti’nin, yerli ve milli üretimi her zaman desteklediğini vurgulayan Leyla Şahin Usta, “Türkiye’nin en büyük gücü, müteşebbisleri ve insan kaynaklarıdır. Biz, ‘İnanç varsa imkân da vardır’ anlayışına sahip bir Milletiz. Ahşap aletler lojistik sektörünün en önemli halkası olduğu için Yerli ve Milli olarak üretilmesini çok önemsiyoruz. Sizlere bu üretim sırasında her türlü desteğe hazır olduğumuzu belirtmek isterim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler ve TSK komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile katıldığı Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda konuşma yaptı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliğe vurgu yapan Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: "Bu anlamlı ve özel günde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, kardeş Azerbaycan ordusunun Silahlı Kuvvetler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu vesileyle sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını iletiyor, sizlerin şahsında gardaş Azerbaycan halkına da buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin başında Azerbaycan’ın egemenliği ve bağımsızlığı için cesaret ve fedakârlıkla mücadele ederken şehadete ulaşan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza acil şifalar diliyor, şehitlerimizin ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum." "Ülkelerimizin caydırıcılığı artırması tercih değil zorunluluktur" Bölgede yaşanan gelişmelerin ardından iki ülkenin caydırıcılığının artırılmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Güler, "Hörmetli gardaşlarım, hepinizin yakından takip ettiği üzere küresel ve bölgesel düzeydeki risk ve tehditlerin çapı ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Tüm bu gelişmelerin barışı, istikrarı ve refahı tehdit ettiği bu süreçte; stratejik konumdaki ülkelerimizin her alanda güçlü olması ve caydırıcılığını artırması bir tercih değil zorunluluktur. Böylesine kritik bir ortamda, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzlemdeki yakın iş birliği de her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Stratejik ortaklığa sahip ülkelerimiz arasında iki devlet ilişkisinden ziyade ezeli ve ebedi kardeşlik bağları ile sarsılmaz bir dayanışma ruhu vardır. Şu bir gerçektir ki Azerbaycan-Türkiye ilişkileri çok köklü, çok güçlü, çok boyutlu ve derindir. Ülkelerimiz tarih boyunca sevinç ve kederleri birlikte yaşamış, zorlu zamanlarda birbirine destek olmuş, her koşulda yan yana durmuştur" ifadelerine yer verdi. "Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür" Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini belirten Güler, "Tarihten gelen bu birliktelikle Türkiye ve Azerbaycan arasında başta savunma ve güvenlik olmak üzere hemen her alanda yakın iş birliği bulunmaktadır. Bu kapsamda silahlı kuvvetlerimiz omuz omuza çalışarak birçok faaliyeti başarıyla icra etmektedir. Öyle ki karşılıklı personel eğitimlerinden, kardeş Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile icra edilen ikili ve çok uluslu tatbikatlara kadar geniş bir alanda ortak faaliyetlerimiz artan bir etkinlikle sürdürülmektedir. Şu bir gerçek ki Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür. Bu gücümüzü ‘Vatan Muharebesinde’ tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bugün Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. Azerbaycan’ın zaferi tüm Türk dünyası için gurur kaynağı oldu Azerbaycan’ın zaferinin önemini vurgulayan Bakan Güler, "Özellikle belirtmeliyim ki, şanlı Azerbaycan ordusunun, ‘Vatanı gülistan olsun, ay yıldızlı ve üç renkli bayrağı özgürce dalgalansın’ diye bu muharebede elde ettiği zafer, sadece Azerbaycan için değil tüm Türk dünyası için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Milli marşta da yer aldığı gibi ‘Senin için can vermeye hepimiz hazırız!’ sözünden ilham alan muzaffer Azerbaycan ordusunun her bir neferi, bu mısraları Karabağ’da fiilen yaşatmış, namus bildiği vatan toprağı için kanıyla tarih yazmıştır. Onlar, emsalsiz cesaretleri ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu ortaya koymuş ve kalplerimizde çok özel bir yer kazanmışlardır. Yüreği daima yurt aşkıyla yanıp tutuşan, vatan sevdasıyla yoğrulmuş bir inanmışlık timsali olan kahramanlarımız, anasının sütünü ancak vatana hizmetle helal kılacağını bilmiş, gözünü kırpmadan ‘Bu toprağa can kurban’ demişlerdir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ruhunu oluşturan askeri gelenek / işte bu milli ve manevi değerlere olan bağlılıktır. Toprağını 30 yıl boyunca sabırla bekleyen, tek bir gün bile hakkından vazgeçmeyen can gardaşlarımız, kendi topraklarına öz evlatlarıyla, değerlerine sımsıkı bağlı öz ordusuyla kavuşmuşlardır" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" İki devlet tek millet anlayışı ile başta savunma olmak üzere iş birliklerinin üst seviyeye taşınması hedeflendiğini söyleyen Bakan Güler, "Bu şanlı zafer, aynı zamanda Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın hâkim olması için de büyük bir kapı aralamıştır. Elde edilen bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi ve kalıcı barış antlaşmasının imzalanması da yegâne temennimizdir. Tüm bunlarla beraber, kalıcı huzurun sağlanabilmesi için ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin daha etkin, daha güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu kapsamda Türk ve Azerbaycan orduları arasındaki yakın iş birliği, güçlü entegrasyon ve sarsılmaz dayanışma da bölgedeki barış ve istikrarın devamı için vazgeçilmez önemdedir. Dolayısıyla başta savunma sanayi ve askeri iş birliği olmak üzere her alanda ortaya koyduğumuz birlikteliği daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. ‘İki Devlet, Tek Millet ve Tek Ordu’ anlayışı ile tatbikatlardan eğitim faaliyetlerine, mayın temizleme çalışmalarından karşılıklı personel görevlendirilmesine kadar yakın iş birliğimizi, etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" şeklinde konuştu. Bakan Güler konuşmasının sonunda Türkiye ve Azerbaycan’ın kurucu liderleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev’i, iki ülkenin şehit ve gazilerini yad etti.