GENEL - 24 Nisan 2012 Salı 11:06

ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 97. YIL DÖNÜMÜ

A
A
A
ÇANAKKALE SAVAŞLARININ 97. YIL DÖNÜMÜ

Çanakkale Kara Savaşlarının 97. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi`nde tören düzenlendi.
Törenler; sabah saat 09.00`da Çanakkale Savaşı`na katılan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, İngiltere, Kanada, Pakistan, Almanya, Fransa, İrlanda ve Hindistan adına Şehitler Abidesi`ne çelenklerin konulmasıyla başladı. Saygı duruşunun ardından, 11 ülkenin milli marşları eşliğinde bayrakları göndere çekildi.
Törende Türkiye Cumhuriyeti adına bir konuşma yapan Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Çanakkale Savaşı`nın dünya tarihindeki önemine değinerek, "I. Dünya Savaşı`nın kaderini etkileyen boğaz savunması ve Gelibolu Yarımadası üzerindeki kara savaşlarının, milli harp tarihimiz içinde müstesna bir yeri ve önemi vardır. Bu topraklar, kendi evlatlarımızı kucakladığı gibi, burada savaşan milletlerin evlatlarını da bağrında taşımaya devam etmektedir. 97 yıl önce Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadasında
yaşananlar, sadece Türk milletinin var olma savaşı olmayıp, buradaki muharebelere katılan değişik milletlerden insanların da ulus olma yolunda attıkları adımları derinden etkilemiştir. Milletimizin bu cephelerde ödediği ağır bedellerin karşılığında var olma mücadelesinin ne anlam ifade ettiğinin farkına varmış olması, bizim açımızdan buradaki muharebelerin en belirgin sonucunu teşkil eder. Bu sonucun ortaya çıkardığı en önemli kişilik ise şüphesiz Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal`dir. Birinci Dünya
Savaşı sonrasında maddi ve manevi varlığı hukuken sonlandırılan 600 yıllık büyük bir devletin arkasından tarih sahnesine çıkacak yeni devletimizin doğması sürecinin başkomutanı ve sonrasında bu devleti şekillendirecek fikirlerin baş mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, buradaki muharebe alanlarının en önemli kısımlarında görev yapmıştır. Onun bu cephede bizzat içinde yaşadığı ve şahit olduğu olaylar, Türk insanının ona olan saygı ve sevgisini pekiştirecek örneklerle doludur" dedi.
"BARIŞIN GETİRDİĞžİ ERDEMLERİ DÜNYAYA YANSITIYORUZ"
Vali Tuna, Çanakkale`de başlayan sürecin ortaya çıkardığı Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunda yer alan temel felsefe ve değişmez ilkelerden en önemli unsurlarından birisinin "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi olduğunu da belirterek, "Bugün bu ilkenin ışığı altında burada toplanmış bulunuyoruz. 97 yıl önce birbirine 8-10 metre mesafedeki siperlerde birbirleriyle kıyasıya mücadele edenlerin, o siperlerde birbirlerine sarılarak birlikte can verenlerin torunları olarak barışın getirdiği erdemleri bütün
dünyaya yansıtan güzel bir örnek oluşturuyoruz. Çanakkale Savaşları sırasında yaşananlar ve insanlık tarihine bir kahramanlık abidesi olarak geçen mücadele, burada evlatlarını kaybetmiş, farklı coğrafyadan gelmiş ülkeler arasında hüzünlü ancak bir o kadar da samimi ve sarsılmaz dostluğun temellerinin atılmasına vesile olmuştur. Atatürk`ün 1934`te bu topraklara karışan yabancı askerlerin ebedi hatırasına gösterilen saygının bir ifadesi olarak sarf ettiği sözler, annelerin acılı yüreklerindeki yaraları
sarmış ve insani değerlerin hepimiz içi geçerli olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Geçmişte yaşanan olayların unutulmaması, o olaylarda yaşanan acılardan dersler çıkarılması, çıkarılan derslerle geleceğin barış içinde şekillendirilmesi insanlığın çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Savaşlar, insanlık tarihinde derin, onulmaz yaralar açar. Çocuklarımıza tertemiz, yaşanabilir, barış dolu bir dünya bırakmak dururken savaşlarla hem dünyayı hem de insanlığı hüzün
içinde bırakmayı kimse izah edemez. Savaşan askerlerin ailelerine yazdıkları mektupları okursak eminim ki çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için birlikte gayret göstermek gerektiğine olan inancımız pekişecektir. Gelibolu Savaşlarında siperler arasında yaşanan bazı hikayelere baktığımızda, orada insani değerlerin kaybolmadığını görüyor ve bugün Gelibolu`yu `savaşın yenildiği yer` olarak ilan etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Dün büyük bir savaşın tarafları olanlar, bugün insani değerlerle
bezenmiş, duygu yüklü, barışın getirdiği engin hoşgörü ortamının tarafları olarak buradadırlar. Bugün bizlere düşen, savaşlardan uzak durmak, 97 yıl önce yaşanan acılardan bizi uzak tutacak sürekli bir barış ortamının insanlık için geçerli olmasına çalışmaktır. Kaybettiklerimiz bugün yaşasalardı kesinlikle onlar da barış ve dostluğun hakim olmasını isterlerdi. Bu topraklar, kendi evlatlarımızı kucakladığı gibi burada savaşan milletlerin evlatlarını da bağrında taşımaya devam edecektir" ifadelerini
kullandı.
"DOSTLUОUMUZ HER ZAMANKİNDEN GÜÇLÜ"
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına konuşma yapan Gelibolu 2. Kolordu Komutanlığına bağlı 18 Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen de Çanakkale Savaşlarının önemine değinerek, "Bugün milletçe her sayfası mübarek şehitlerimizin kanları ile yazılmış Türk harp tarihinin en müstesna zaferlerinin biri olan Çanakkale Zaferi`nin 97.yılını kutlamak için toplandık. Çanakkale Savaşı, hiç kuşkusuz sebepleri ve sonuçları itibarıyla tarihin akışının değiştiği bir zaferdir. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk`ün
tarih sahnesine çıkmasını sağlayan acı ve kanla yazılmış bir kahramanlık destanı ile bu toprakların bağında on binlerce askerin ebedi hatıraları vardır. Çanakkale Savaşı Mustafa Kemal`den Kazım Karabekir`e, Esat Paşa`dan Fevzi Çakmak`a kadar milli mücadele kahramanlarının dehalarını gösterme fırsatını bulup kendilerini ispat ettikleri bir savaştır. Çanakkale Muharebeleri yüce Türk milletinin vatanını savunma, bayrağını ve bağımsızlığını koruma konusundaki azim ve özverisini gösterirken, diğlak barışın
getirdiği eer yandan düşmana karşı bile gösterilen saygı, hoşgörü ve insan sevgisinin anıtlaştığı bir destandır. Türk milletinin bağından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte kutsal vatan topraklarını koruma gayreti ve fedakarlıkların sonucunda milletçe elde ettiğimiz kazanımlarının bilincindedir. Yüce Türk milleti adına muharebe meydanlarında on binlerce şehidimizin kanları karşılığında kazanılan bağımsızlığımız ve vatan topraklarının yılmaz bekçileri olan Türk Silahlı Kuvvetleri, aynı zamanda dünyanın
çeşitli köşelerinde dünya barışını da koruma yolunda üstlendiği görevleri başarı ile sürdürme azim ve kararlılığındadır. Bugün burada uzaklardan Anadolu sahillerine gelen milletlerin evlatları ile birlikte akıttığımız kanların başlattığı barış ve dostluk ortamının işareti için huzurunuzdayız. Bugün başlattığımız dostluğun her zamankinden güçlü olarak devam ettiğini sizlere göstermekteyiz ve göstermeye devam edeceğiz" dedi.
"GELİBOLU; SAVAŞ SÜRESİNCE KAHRAMANLIK, YİОİTLİK VE KARŞILIKLI SAYGI GÖSTERİLEN ÖNEMLİ BİR ÖYKÜDÜR"
Yeni Zelanda Gazi İşleri Bakanı Nathan Guy da yaptığı konuşmada, 97 yıl önce yaşanan savaşın önemini değinerek, "Yaklaşık 1 yüzyıl önce burada olan çatışma küçük, genç ve uluslu dünyanın yarışından uzak olan Yeni Zelanda için belirleyici bir noktaydı. Bir zamanlar Gelibolu öyküsü için İngiliz kuvvetlerinin emri altında Türk güçlerine karşı olan Yeni Zelanda ve Avustralyalı askerlerin yalnızca bir seferberlik savaşı olduğu algısı vardı. Çatışmada asıl rolü Anzaklar oynarken, onlarsa ulusların ve ırkların
geniş ve koalisyonunun bir parçasıydı. Bu yarımada üzerinde mezarlıklarda yatanlar yalnız Avrupa`nın değil, aynı zamanda Asya`nın, Afrika`nın, Kuzey Amerika`nın ve Pasifik`in de oğullarıdır. Gelibolu, Türkiye için stratejik bir önem taşımaktadır. Gelibolu; savaş süresince kahramanlık, yiğitlik ve karşılıklı saygı gösterilen önemli bir öyküdür. Savaşın sonrasında nasıl güçlü dostluk bağlarımızın oluşturulduğunun bir öyküsüdür. Yeni Zelandalılar, Türk insanının burada haysiyeti ve onuru ile ölen, savaşan
insanların anılarına gösterdiği saygıyı hiçbir zaman unutmayacaktır" dedi.
Anma programı; tören geçişinin ardından Mehteran Bölüğü ve tören geçişi gösterisi, Şehitler Abidesi şehitlik defterinin imzalanması ve şehitlik ziyareti ile sona erdi. Katılımcılar, daha sonra sırasıyla Fransız ve İngiliz Anıtlarındaki törenlere katıldı.
Öte yandan törene katılan Anzak askerlerinin torunları ile Türk askerleri birlikte fotoğraf çektirdi.
Törene Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Yeni Zelanda Gazi İşleri Bakanı Nathan Guy, Eceabat Kaymakamı Mehmet Akçay, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, 18. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen, yabancı ülke büyükelçileri ve konsolosları, civar belediye başkanları, askeri mülki erkan ve 11 ülkenin diğer temsilcileri katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya 752. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri Şeb-i Arus programı Konya’da Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, Şeb-i Arus programıyla sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’nde "Huzur Vakti" temasıyla düzenlenen Şeb-i Arus programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol mensupları, yerli ve yabancı çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı. "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur. Bu yıl ‘Huzur Vakti’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz, Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin de bütün gayesi budur. Kadim tarihimize baktığımızda; devleti ve toplumu şekillendiren, değiştiren, dönüştüren, nihayetinde bunun da ötesine geçerek bütün insanlık için bir örnek, bir rehber konumuna erişen nice büyük insanımızın derin izlerini görürüz. Devlet adamlarından komutanlara, alimlerden sanatkarlara bu insan varlığımız öylesine zengin, etkileri öylesine büyüktür ki zaman onların izlerini örtememiş, verdikleri ilham hiç dinmemiş, açtıkları yolun yolcusu, gösterdikleri menzilin ziyaretçisi daima artmış, asla eksilmemiştir. Bu silsilenin içinde Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevî’den, Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizî’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerimiz daima ayrı ve özel bir yere sahip olmuştur. Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Konya Valisi İbrahim Akın ise, "Bizler her yıl, 7-17 Aralık tarihleri arasındaki bu müstesna zamanlarda gönlümüzü tazeliyor, huzuru sadece kendimiz için değil bütün insanlık için diliyoruz. ‘Gönlün huzuru, gönül sahiplerinin huzurundadır’ temasıyla, bu süre zarfında büyük bir teveccühle programlarımızı tamamladık" şeklinde konuştu. "Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acılar, hepimizin canını yakmaktadır. İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte; Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki, eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa, orada hala ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla, Hz. Mevlana’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş da Mesnevi sohbeti gerçekleştirdi.
Ankara Bakan Işıkhan: "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "2026 yılı asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçelerini görüşmek üzere toplandı. "Türkiye’nin çalışma hayatını, bu küresel değişimin güçlü bir aktörü haline getirme iradesindeyiz" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dünyada çalışma hayatının mevcut durumu ve geleceğe evirilme süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dijitalleşme, yapay zeka, yeşil dönüşüm, esnek ve yeni nesil çalışma modelleri gibi kavramların, bizzat hayatın içinde, her çalışanı ve her işvereni doğrudan etkilediğini söyleyen Işıkhan, değişimler arttıkça çalışma ihtiyaçlarının da değiştiğini vurguladı. Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: "Bakanlık olarak biz de, bu bilinçle, Türkiye’nin çalışma hayatını, bu küresel değişimin pasif bir izleyicisi değil; güçlü bir aktörü hâline getirme iradesindeyiz. İşgücü piyasalarımızı daha dayanıklı kılacak, sosyal koruma ve sosyal güvenlik sistemimizi yarınlara hazırlayacak, çalışanlarımızın beceri dönüşümünü hızlandıracak; politikaları hazırlama ve uygulama noktasında, bunu bir mecburiyet olarak görüyoruz. Bugün, sizlerle paylaşacağım çalışmalarımız, hedef ve önceliklerimiz; Türkiye’nin bu küresel dönüşümde güçlü, rekabetçi, üretim odaklı ve aynı zamanda, dikkatinizi çekiyorum, kimseyi dışarıda bırakmayan çalışma hayatı vizyonunun, açık bir göstergesidir." "Deprem bölgesinde sigortalı sayımız 2 milyon 59 bine ulaşmış durumda." Işıkhan, Kahramanmaraş depremlerin ardından Bakanlık olarak çok hızlı bir şekilde hareket ettiklerini söyleyen, bölgedeki işverenleri, çalışanları ve ailelerini korumak için bütün imkanları seferber ettiklerini söyledi. Işıkhan, deprem bölgelerinde yaptıkları harcama tutarının, 40 milyar liranın üzerine çıktığını aktardı. Depremden etkilenen 11 şehirde, sigortalı çalışan sayısı yarı yarıya gerilediğini belirten Bakan Işıkhan, "Bugün, çalışan sayısını, depremden önceki seviyenin de üzerine çıkarmayı başardık. Gururla söyleyebilirim ki, şu an sigortalı sayımız 2 milyon 59 bine ulaşmış durumda. Deprem bölgesinde bulunan işverenlerimizin prim borçlarını erteledik, yapılandırma sürelerini uzattık, üzerlerindeki idari ve mali yükü hafifleterek, üretime ve ekonomiye tutunmalarına destek olduk" açıklamasında bulundu. "2002’de SGK açığının milli gelire oranı yüzde 2,2 iken, yıl sonu bu oranın 0,42’ye kadar düşmesi beklenmekte" Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) hem kapsayıcılığını hem mali sürdürülebilirliğini hem de hizmet kalitesini güçlendirmeyi stratejik bir öncelik olarak ele aldıklarını dile getiren Işıkhan, amaçlarının yeni nesil çalışma modelleriyle uyumlu, vatandaşın kolay erişebildiği bir sosyal güvenlik yapısı inşa etmek olduğunu söyledi. Işıkhan, SGK gelirlerinin arttığını da vurgulayarak, "Bugün geldiğimiz noktada, 2002 yılında SGK’nın gelirlerinin, giderleri karşılama oranı yüzde 71,5 iken, 2025 yılı sonunda bu oranın yüzde 95,3’e çıkacağı öngörülmektedir. Prim gelirlerinin, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını karşılama oranı aynı dönemde yüzde 60,9’dan, yüzde 75,1’e yükselmiştir. Yine 2002’de, SGK açığının milli gelire oranı yüzde 2,2 iken, 2025 yıl sonu itibarıyla bu oranın 0,42’ye kadar düşmesi beklenmektedir" ifadelerine yer verdi. "2 milyon iş yerine, 13 milyon 222 bin sigortalıdan dolayı toplam 890 milyar lira teşvik sağladık" İşverenlerin mali yükünü, prim teşvikleri ve desteklerle hafiflettiklerinin altını çizen Işıkhan, Bakanlık olarak istihdama doğrudan katkı vermeye devam ettiklerini söyleyerek, "1 Ocak 2023-30 Eylül 2025 döneminde yaklaşık 2 milyon iş yerine, 13 milyon 222 bin sigortalıdan dolayı, toplam 890 milyar lira teşvik sağladık. SGK’nın kapsayıcılığını artıran en önemli göstergelerden biri de aktif sigortalı sayısıdır. 2002’de, 12 milyon olan aktif sigortalı sayısı, 2025 Eylül ayı itibarıyla yüzde 120 artarak 26,5 milyona ulaşmıştır. Kayıt dışı istihdam oranı ise 2002’de yüzde 52 iken, 2025 üçüncü çeyrek verilerine göre yüzde 26,9’a gerilemiştir" diye konuştu. "2024 Aralık-2025 Eylül döneminde, yaklaşık 610 milyon liralık maliyet, SGK tarafından karşılanmıştır" İlaç ve tedaviye erişimde kapsamı sürekli genişleterek, vatandaşların yanında olmaya devam etiklerini belirten Işıkhan, "2000’li yılların başında geri ödeme listesinde, 3 bin 986 ilaç bulunurken, açıkladığımız 72 ilacın geri ödemeye alınmasıyla ile birlikte bu sayı 8 bin 877’ye yükselmiştir. Yalnızca 2025 yılında, 465 ilaç listeye eklenmiş olup, bunların 56’sı kanser tedavisinde kullanılan özel ilaçlardır. Tip 1 Diyabetli çocuklarımız için, sürekli glikoz izlem cihazlarını geri ödeme kapsamına aldık. 2024 Aralık - 2025 Eylül döneminde, 76 binin üzerinde reçete karşılanmış ve yaklaşık 610 milyon liralık maliyet, SGK tarafından karşılanmıştır. Bu cihazların; ailelerimize sağladığı kolaylık ve çocuklarımızın yaşam kalitesini yükseltmesi, bizim için en büyük memnuniyet kaynağıdır" şeklinde konuştu. Işıkhan, aile hekimlerinin reçete edebildiği ilaç sayısını 6 bine yükselttiklerinin de altını çizerek, akılcı ilaç kullanımı çerçevesinde raporlu ilaçlar hariç, kutu sınırlaması getirerek israfın önüne geçtiklerini vurguladı. "Vatandaşın sağlığını ilgilendiren her konuda onların yanında olmaya devam edeceğiz" Toplam 25 farklı kanser alt türünde kullanılan, 5 immünoterapi ilacını ve kistik fibrozis tedavisinde kullanılan ilacı, Temmuz 2025 itibarıyla geri ödeme listesine aldıklarını söyleyen Işıkhan, "Kistik fibrozis hastası bin hastamız, bu tedavilerden faydalanmıştır. Son dönemde ödemeye aldığımız bu hizmetlerden bazılarını sizlerle paylaşmak isterim. Kanser ilaçlarından 45 bin hasta için 9 milyar lira; SMA’lı 637 hasta için 1,3 milyar lira, hemofilide 788 hasta için 1 milyar lira, aile-vi Akdeniz ateşinde 3 bin 255 hasta için, 500 milyon lira, sürekli glikoz ölçüm cihazlarında, 25 bin hastamız için 810 milyon lira harcama yapılmıştır. SMA’lı bir hastamız için ortalama 2,2 milyon, hemofili hastası bir vatandaşımız için ortalama 2 milyon lira harcama, SGK bütçesinden yapılmıştır. Vatandaşlarımızın sağlığını ilgilendiren ve onların yükünü hafifletecek her konuda onların yanında olmaya devam edeceğiz" bilgilendirmesinde bulundu. Işıkhan, Bakanlık olarak çalışma hayatında tüm istişare mekanizmalarını aktif bir şekilde kullandıklarını sözlerine ekleyerek, 2025 yılında; ‘Üçlü Danışma Kurulu’nu ve ‘Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu topladıklarını ve 14. Çalışma Meclisi’ni de ‘Çalışma Hayatında Dijital Dönüşüm’ başlığıyla yakında toplayacaklarını belirtti. "1,5 milyon işyerine toplamda 46,8 milyar lira destek sağladık" Asgari ücret desteğini 2025 yılı için bin liraya çıkardıklarını da hatırlatan Işıkhan, "2025’in ilk dokuz ayında; 1,5 milyon işyerine toplamda 46,8 milyar lira destek sağladık. Ayrıca ücretlilerin asgari ücrete kadar olan gelirlerinden vergileri kaldırmıştık. 2026’da toplam, rakam çok önemli, 1 trilyon 92 milyar lira vergiden bu kapsamda vazgeçmiş olacağız. Bu tutar Bakanlığımızın 2026 bütçe teklif tutarının 2 katından daha fazla olduğunu dikkatinizi çekmek isterim" dedi. "Asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirlenmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" Bakan Işıkhan, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısını gerçekleştirildiğini söyleyerek, "İşçi ve işveren temsilcilerimizle görüşerek, sosyal diyalog sürecini aktif bir şekilde sürdürüyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, 2026 yılı asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Çalışma ortamlarını sürekli olarak daha güvenli ve daha nitelikli hale getirmeye gayret ettiklerini söyleyen Işıkhan, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’ni toplayarak 2026-30 dönemine yön verecek olan, ‘Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi’nin hazırlık sürecini başlattıklarını bildirdi. "İncelemeler sayesinde yaklaşık 992 milyon liralık eksik işçilik alacağının, işçilere ödenmesini sağladık" Işıkhan, 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla 10 bin 957 işyerinde rehberlik ve teftiş faaliyetlerini yürüttüklerini dile getirerek, "Bu kapsamda 1 milyon 328 binin üzerinde çalışana ulaştık. Bu incelemeler sayesinde yaklaşık 992 milyon liralık eksik işçilik alacağının, işçilere ödenmesini sağladık" dedi. Ekim ayında Türkiye’nin, istihdamda tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Işıkhan, iş gücünün 157 bin kişi artarak 35,8 milyona, istihdam edilenlerin sayısı ise 185 bin kişi artarak 32,8 milyona yükseldiğini kaydetti. Işıkhan, işsiz sayısının ise 27 bin kişi azaldığını bildirerek, işsizlik oranının yüzde 8,5’e gerilediğini ve son 30 aydır tek haneli seyrini sürdürdüğünü söyledi. Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda oluşacak yatırım ortamının istihdamda ve çalışma hayatında olumlu ettiler sunacağını söyleyen Bakan Işıkhan, "Şırnak’ta 2022 yılında işsizlik oranı yüzde 21,5 idi. GABAR petrolleri ile oluşan yatırım ortamı ve İŞKUR hizmetlerimizle 2024 yılında bu oran yüzde 7,9’a gerilemiştir. Şırnak örneğindeki bu hızlı ve çok önemli iyileşme; Terörsüz Türkiye ile tüm bölgede ve Türkiye’de neden görülmesin? Türkiye’nin her karış toprağında Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın gösterdiği Türkiye Yüzyılı istikametiyle üretmeye, çalışmaya, istihdamı artırmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Başkan Kul: "Amacımız hızla sonuç üretmektir" Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, belediye bünyesinde hizmet veren Çözüm Merkezi’ni ziyaret ederek vatandaşların taleplerini bizzat dinledi. Başkan Kul, "Vatandaşımızın talebi bizim için emirdir, amacımız sadece dinlemek değil, hızla sonuç üretmektir" dedi. Terme Belediyesi, vatandaşla belediye arasındaki iletişimi güçlendirmek ve sorunlara anında müdahale etmek amacıyla kurumsal yapısında önemli bir dönüşüme imza attı. Belediye Başkanı Şenol Kul, Çözüm Merkezi koltuğuna oturarak hem vatandaşlarla samimi bir sohbet gerçekleştirdi hem de gelen taleplerin takip süreçlerini denetledi. Vatandaşla samimi sohbet hızlı çözüm Samimi bir atmosferde geçen görüşmelerde vatandaşların isteklerini not alan Başkan Kul, belediyenin yürüttüğü projeler hakkında da halkı bilgilendirdi.Birimin artık sadece bir "ses kayıt merkezi" olmadığını belirten Kul, "Önceden Çağrı Merkezi adıyla hizmet veren birimimizi artık ’Çözüm Merkezi’ olarak yeniden yapılandırdık. Vatandaşlarımızın tüm taleplerinin en kısa sürede çözüme kavuşturulması amacıyla bu birimi teknolojik ve personel açısından güçlendirdik" açıklamasında bulundu. 7/24 kesintisiz hizmet ve WhatsApp hattı Çözüm Merkezi’nin işleyişi hakkında detaylı bilgi veren Başkan Şenol Kul, "Çözüm Merkezimiz, 444 82 55 numarasıyla haftanın 7 günü, 24 saat kesintisiz hizmet veriyor. Vatandaşlarımız sadece telefonla değil, aynı numara üzerinden WhatsApp hattımız aracılığıyla da bizlere kolaylıkla ulaşabiliyor. Her müdürlüğümüzde Çözüm Merkezimizin bir muhatabı var. Gelen talep anında ilgili birime düşüyor ve personelimiz süreci birebir takip ediyor. Eğer bir sorun hemen çözülebiliyorsa sonuçlandırıyor, farklı bir süreç gerekiyorsa da vatandaşa anlık olarak geri bildirim sağlıyoruz" diye konuştu. "Amacımız şikayeti azaltmak, memnuniyeti çoğaltmak" Terme’de yaşayan her bireyin huzur ve mutluluğuna büyük önem verdiklerini belirten Başkan Kul, "Çözüm Merkezi bizim vitrinimizdir. Vatandaşlarımızın Terme’de daha mutlu ve huzurlu yaşamaları için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Burada verdiğimiz hizmetin kalitesini en üst seviyeye taşımak temel gayemiz. Vatandaşlarımızın şikâyetlerini en aza indirmek ve memnuniyetlerini mümkün olduğunca çoğaltmak için bütün ekip arkadaşlarımızla sahadayız. Biz artık sadece çağrıları karşılamıyoruz, biz sorunları çözüyoruz" şeklinde konuştu.