EKONOMİ
İTO Başkanı Avdagiç’ten turizmde yaz sezonu değerlendirmesi
29 Nisan 2024 Pazartesi - 09:00 İTO Başkanı Avdagiç’ten turizmde yaz sezonu değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul’a ve Türkiye’ye turist gelmesinde hep beraber karşı durmamız gereken bir konu: Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı. Bu insanların açık tepki vermeden kararlarıyla sizi cezalandırdığı bir sürece dönüşüyor. Yani ülkenize gelmeyerek, otomatikman siz ülke olarak belirli bir kaynaktan mahrum kalıyorsunuz" dedi. Avdagiç, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, turizm sezonunu iyi geçirdiğimizde Türkiye’nin mayıs ayından itibaren ciddi bir döviz gelirine sahip olacağını kaydetti. İstanbul’da otel fiyatlarının hala Avrupa fiyatlarının çok altında olduğunu belirten Avdagiç, "İstanbul otelleri hala ucuz. Artan taleple beraber hem doluluk oranlarının artması hem fiyatların daha makul hale gelmesi, İstanbul için önemli bir konu" dedi. "Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı, birçok misafirimizin Türkiye’ye gelmesine engel oluyor" İstanbul’a ve Türkiye’ye turist gelmesinde hep beraber karşı durulması gereken bir konunun da Türkiye’nin ‘yabancı karşıtlığı’ olduğunu kaydeden Avdagiç, "Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı, birçok misafirimizin Türkiye’ye gelmesine engel oluyor. Olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. Bu Türkiye’nin kuralsız, tüm yabancıları ülkeye kabul etmesi anlamına asla gelmiyor. Mutlaka bir sınır güvenliği kontrolü ülkenin bekası anlamında en önemli konulardan bir tanesi. Ancak kurumlar ve kişiler olarak hem yurtiçinde hem yurtdışında abartılı ve rasyonel karşılığı olmayan söylemleri gündeme getirenlere karşı çok net, açık ve sürekli tavır almamız lazım. Aksi halde Türkiye hiçbir yabancının gelmesinin istenmediği bir ülke durumuna düşer ki, bu turizm için benim şu an yakın ve orta vadede gördüğüm en büyük tehdit. Bu insanların açık tepki vermeden kararlarıyla sizi cezalandırdığı bir sürece dönüşüyor. Yani ülkenize gelmeyerek, otomatikman siz ülke olarak belirli bir kaynaktan mahrum kalıyorsunuz" şeklinde konuştu. “Yabancılar ‘cash on the table (nakit)’ daire, arsa alıyorlardı” Yabancı karşıtlığının olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Avdagiç, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye genelinde yabancılara konut satışları 6 milyar dolardan 3 milyar dolar seviyesine geldi ve bu azalış devam ediyor. Aynı şekilde İstanbul’da satılan konutların yüzde 10’u yabancılara satılıyordu, şu anda bu yüzde 5’lere düştü. Yabancı yatırımcı teminat mektubu ve kredi kullanmıyor, ‘cash on the table (nakit)’ daire, arsa alıyorlardı. Bir bu var, bir de almış olanların da bir kısmı satışa geçti. Bunun dengesi iyi ayarlanmalıdır. Bu yaklaşım yabancıları rahatsız ediyor, rakip ülke yabancı medyasında da takip edilip kullanılıyor. Onlar da bu durumdan ister istemez etkileniyorlar.” İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’ye girişte uygulanan vize ücretlerinin gözden geçirilmesinin de turizm sektörüne katkı vereceğini belirtti. Şekib Avdagiç, "Türkiye’nin bazı ülkelere uyguladığı vize bedeli ciddi rakamlara ulaşıyor. AB’nin bize uyguladığı vize bedellerinden çok şikayet ediyoruz. Türkiye’nin de belirli ülkelere uyguladığı vize bedellerinin gözden geçirilmesinde turizm açısından fayda var. Özellikle aile seyahatlerinde vize ücreti ciddi bir rakam olduğu zaman, insanlar Türkiye yerine farklı turizm destinasyonlarını tercih edebiliyorlar" dedi. Avdagiç, Türkiye’nin kendine has ılıman iklimi, kaliteli tesisleri, yetişmiş insan gücü, gastronomideki çeşitliliği ve sunumunu yerli ürünle yapıyor olmasının önemli avantajlar olduğuna dikkati çekti. “Turizmde artık yeni bir konsept ve strateji belirlemenin zamanı geldi” Şekib Avdagiç, bununla birlikte Türkiye’nin turizmde konseptini gözden geçirmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. Avdagiç, “Turizmde artık yeni bir konsept ve strateji belirlemenin zamanı geldi. Türkiye orta ve uzun vadede turizmde konseptini, fiyat stratejisini ve hizmetlerini baştan aşağı gözden geçirmeli. Çünkü hiç gündemde olmayan yeni rakiplerimiz belli bir süre sonra devreye girecek. Türkiye turizmdeki dinamik gücünü, belirli aralıklarla strateji ve hizmet niteliklerini yenileyerek sürdürebilir” diye konuştu. Türkiye’nin şu anda yatak kapasitesini geliştiren bir ülke olmasının önemine dikkati çeken Avdagiç, “Türkiye genelinde turizmde 2 milyon yatağımız var. Buna bağlı olarak Akdeniz çanağında yeni destinasyonlar hızla devreye giriyor. Mısır ve Kuzey Afrika’nın bazı ülkeleri burada öne çıkıyor. Suudi Arabistan kıyı şeridi için NEOM Projesi ile bağlantılı önemli bir yatırım paketi açıkladı. Turizmcilerin tabiri ile 500 bin anahtar, yani 500 bin odalık kapasite oluşturma sürecini devreye aldılar. Bizim de bugünden bütün konseptimizi gözden geçirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Turizm yatırımcıları için yüksek nitelikli otel odası maliyetlerinin giderek arttığını kaydeden Avdagiç, “Bir örnek verirsek, Türkiye’de yüksek nitelikli bir odanın yatırım maliyeti 250 bin dolar iken, Mısır’da aynı nitelikli bir odanın maliyeti 135 bin dolar. Bu durum bizi bugünden yarına hemen olumsuz etkilemeyecektir ama yatırım anlamında ve birim fiyat anlamında rekabetçiliğimizde bir gerileme var, bu konunun üzerinde çalışmamız gerekiyor” dedi.
Hedef döngüsel ekonomi
28 Nisan 2024 Pazar - 17:18 Hedef döngüsel ekonomi SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” başlıklı panele katıldı. SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde “21’inci Yüzyıl İçin Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” başlıklı panele katıldı. “Çevresel, sosyal ve ekonomik olarak büyük bir değişimin arifesindeyiz” diyen Konukoğlu, 1904’ten günümüze 120 yıllık bir sanayi şirketi olarak kritik bir rol oynadıklarını ve öncü çalışmalara imza attıklarını aktardı. “Yaşamın içinde değişim var. hepimiz değişim ve dönüşüme uyum sağlamak zorundayız” Geleneksek şirketlerde sürdürülebilirliği ve değişimi gerçekleştirmenin daha zor olduğunu söyleyen Konukoğlu, “Yeni şirket kurarken her şeyi günün şartlarına göre şekillendiriyorsunuz ama 30- 40 yıldır şirkette çalışanlar var; böyle bir durumda değişim yaparken zaman zaman zorlandığımız olabiliyor. Yaşamın içinde değişim var. Hepimiz değişim ve dönüşüme uyum sağlamak zorundayız” ifadelerini kullandı. Değişen dünya ile birlikte genç kuşak ile iletişim kurmakta zorlandığını fark ettiğini, 18-22 ve 24 yaşındaki gençlerden terse mentorluk alarak yeni nesle nasıl yaklaşılması ve nasıl iletişim kurulması gerektiğini öğrendiğini aktaran Konukoğlu, “Yöneticilerimize de bunu zorunlu kıldım. Haziran ayı itibariyle bünyemizdeki tüm yöneticiler tersine mentorluk eğitimi alacak. Bu sayede, gelecek dünyaya nasıl bakacağımızı öğreneceğiz” dedi. SANKO Holding’in 120 yıldır sürdürülebilir bir şirket olmak için mücadele verdiğini vurgulayan Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rahmetli babam Sani Bey, ‘kendini yenilemeyen işletme, sahibini yeniler. Eğer siz dönemin değişim sürecine uyum sağlayamıyorsanız mutlaka birileri gelir şirketinizi alır ve değişimi onlar gerçekleştirir’ derdi. Değişim sadece kendi şirketinizde olmuyor. Değişimi gerçekleştirirken çevrenizi de düşünmek zorundasınız. Tüm tedarik zincirinde sorumlu olan firmalarla iş birliği içinde çalışıyoruz. Ayrıca, faaliyet gösterdiğimiz tüm şehirlerde çalışanlarımızın dışında kalan arkadaşlarımızla da bir arada olmaya, onların sorunlarına eğilmeye çalışıyoruz. Birlikte hareket etme çabası içerisindeyiz.” SANKO Holding sektörlerde değişim ve dönüşüme öncülük ediyor Faaliyet gösterilen farklı sanayi alanlarında teknolojiyi iyi kullanarak sektörlere öncülük eden SANKO Holding, tekstilden enerjiye, inşaat ve ambalaja kadar bulunduğu pek çok sektörde teknoloji yatırımları gerçekleştiriyor, bünyesinde bulunan tüm şirketlerin süreçlerinde dijital dönüşümleri planlayarak global standartlarda teknolojik dönüşüm hedefliyor. SANKO Holding’in faaliyet gösterdiği sektörlerde öncü çalışmalara imza attığını anlatan Konukoğlu, sektörlerde yapılan sürdürülebilirlik çalışmalarıyla ilgili şu bilgilerin altını çizdi: “Çimento sektöründe geri dönüşümlü ısıyı kazanabilmek için yatırımlarımızı gerçekleştirdik. Karbon ayak izini aşağıya çekmek için çalışmalarımız da sürüyor. AR-GE’ye 15 milyon dolar civarında bütçe ayırdık. Yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler üretebilmeyi hedefliyoruz. Dünya tekstil sektöründe yaklaşık 100 milyon ton atık çıkıyor ve bunun yalnızca yüzde 1’lik bir bölümü geri dönüştürülebiliyor. Sektörde geri dönüşüm konusunda öncülük yapmaya çalışıyoruz.” 2021 yılında hayata geçen tekstil geri dönüşüm tesisinde tekstil atıklarını değerlendirerek tekrar kumaş üretiminde kullandıklarını söyleyen Konukoğlu, “Bu konuya 150 milyon dolar civarında bir bütçe ayırdık” dedi. Geri dönüşüm girişimleri RE&UP’ın devrimsel teknolojisiyle döngüsel ekonomiye katkıda bulunduğunu belirten Konukoğlu, “Yeni girişimimiz RE&UP, SANKO Ar-Ge’sinin ürünü olan teknolojisiyle yerel ve global pazarda sürdürülebilir moda ve döngüsel ekonomiye geçişte öncü bir rol oynayacak” şeklinde konuştu. Temiz enerji yatırımları Konukoğlu, yüzde 100 yenilenebilir enerji portföyüne sahip SANKO Enerji, 1000 MW’lık kurulu güce sahip. “Enerji sektöründe yatırımlarımızın tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarına yapıyoruz. Fosil yakıtlı yatırımımız asla yok, yapmayı da düşünmüyoruz. Ambalaj sektöründe de yenilikçi birçok çalışmamız var. Örneğin karasal ortamda yetiştirilen deniz yosunlarından geliştirilmiş filmler üzerinde çalışıyoruz. Dünyada Worldstar Ödül aldı. Ürünlerimizin sürdürülebilir olarak yenilenmesinin yanı sıra çevremize ve ekosistemimize sahip çıkabilmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. SANKO olarak, elde ettiğimiz kârın büyük kısmını ekosistem için yürütülen çalışmalarımıza ayırıyoruz.” sözleriyle holdingin bu konuda duyarlılığını vurguladı. “Kadınların iş hayatındaki varlığını önemsiyoruz” SANKO Holding’in sürdürülebilirlik adımlarından söz eden Adil Sani Konukoğlu, Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların iş hayatına katılım oranının oldukça düşük olduğunu vurgulayarak, SANKO Holding’in kadın istihdamı hedeflerine de konuşmasında yer verdi. Konukoğlu, “Kadın çalışan oranımızı 2030 yılına kadar yüzde 40’a, 2035 yılına kadar ise yüzde 50’ye taşıyacağız. Bugün yapılan atamalarda yönetici pozisyon için erkek CV yanı sıra kadın CV alternatifi önüme gelmiyorsa onaylamıyorum” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever’in moderatörlüğünde düzenlenen “21’inci Yüzyılda Sürdürülebilir İş Modelleri ve Stratejiler” konulu panelde, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu yanı sıra, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç, Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu ve Migros Grubu İcra Başkanı Dr. Ömer Özgür Tort konuşmacı olarak yer aldı. Capital ve Ekonomist Dergileri tarafından bu yıl Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi, "Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zekâ Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek" temasıyla gerçekleştirildi. SANKO Holding’in yeni girişimi RE&UP hakkında Yeni girişim RE&UP, devrim niteliğinde bir teknoloji sunuyor. RE&UP teknolojisi, SANKO Holding’in 120 senelik tekstil tecrübesi ile, şirketin kendi bünyesindeki 10 yılı aşkın AR-GE çalışmaları sonucunda geliştirilmiştir. RE&UP, tekstil atıklarını yüksek kaliteli, sürdürülebilir ve hemen kullanıma hazır halde geri dönüştürülmüş hammaddeye dönüştüren devrim niteliğinde bir yeni nesil teknoloji girişimidir. RE&UP, tekstil endüstrisinde geri dönüşümün global boyuttaki darboğazlarından birine çözüm sunarak tekstil atıklarının tekstil değer zincirine yeniden katılımını sağlayarak sektörde döngüsel ekonomi modeline geçişini hızlandırmaktadır. Gaziantep ve Bursa’daki geri dönüştürülmüş elyaf tesisleriyle hizmet veren RE&UP Geri Dönüşüm Teknolojilerinin, tekstilden tekstile geri dönüşümde devrimci bir nitelik taşıyor. Moda endüstrisinin döngüsel bir modele hızla geçişini destekliyor.
Türkiye oynayarak büyüyecek
28 Nisan 2024 Pazar - 14:50 Türkiye oynayarak büyüyecek Türkiye’deki oyun endüstrisi dünya devleriyle yarışarak hem dijital dönüşümde rol oynuyor hem de istihdamdaki gücünü her geçen gün büyüterek gençlerin sahaya inmesine katkı sunuyor. Türkiye’nin oyun endüstrisi pazarına bakıldığında 2023 yılında Türkiye’de 47 milyon kişinin oyun oynadığı raporlara yansıdı. Bu da 85 milyon nüfuslu ülkemizin yarısından fazlasının oyuncu olduğu anlamına geliyor. 2023’te Türkiye’nin, 47 milyon oyuncusuyla, 580 milyon Dolarlık bir gelir elde etmesi ise bu endüstrinin ne kadar büyük bir ekonomik hacmi olduğunu gözler önüne seriyor. "Türkiye’de İş Dünyası" dergisi oyuncak sektörünü masaya yatırdı. Nisan sayısında oyun endüstrisini mercek altına alan dergi, her sayı gelenekselleşen buluşmalarını bu kez ülkemizin en önemli girişimcilik merkezlerinden biri olan StartGate Dijital Oyun ve Oyun Teknolojileri ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Oyun endüstrisinin ülkemizdeki konumunun tartışıldığı etkinlik, aynı zamanda yeni fikir ve görüşlere de sahne oldu. Sektörün dünü, bugünü ve yarınının mercek altına alındığı buluşma, aynı zamanda yatırımcılar ve yatırım planlayan iş insanlarını tek çatı altında buluşturdu. Türkiye’de İş Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak’ın açılış konuşması ile başlayan etkinlik, birçok yeni fikre de sahne oldu. Her sayı gelenekselleşen buluşmalarını bu kez StartGate ev sahipliğinde gerçekleştirdiklerine değinen Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dergimizin her sayısında bir konuyu baz alarak lansman yapıyoruz ve her sayıda yeni bir markayı sizlerle tanıştırıyoruz. Bu ay sizlerle StartGate’de buluştuk. Dergimizde StartGate’nin katkısıyla hazırlanmış oyun endüstrisine ilişkin çok önemli bir rapor var. Bu haberi incelemenizi tavsiye ederim çünkü oyun endüstrisi konusunda ne gibi gelişmeler olduğunu tüm ayrıntılarıyla masaya yatırdık. Destekleri için StartGate Kurucusu ve CEO’su Mustafa Cihat Durmuş ve AcademyGate CEO’su ve StartGate İcra Kurulu Üyesi Dr. Arzu Aydın’a teşekkür ediyoruz. Bu sayımızda oyun endüstrisi alanında bir yeniliğe imza attık.” “47 milyon kişi dijital oyun oynuyor" Dünyadaki ve Türkiye’deki oyun endüstrisine ilişkin bilgi veren Dr. Arzu Aydın, “Eskiden eğlence olan oyunlar bugün ülke ekonomisini en fazla besleyen endüstrilerden biri haline geldi. Ayrıca dijital dönüşümde büyük bir rol oynayan endüstri, birçok yeni mesleğin gelişimine de katkı sundu” dedi. Endüstrinin hızla büyümesi ve gençlerimizin mesleğe artan ilgisiyle, üniversitelerde ve özel eğitim kurumlarında oyun ile ilgili eğitimler verilmeye başlandığını da sözlerine ekleyen Aydın, “Pazar büyüklüğüne ve oyuncu sayısına bakarsak, oyun endüstrisi dünya üzerinde 185 milyar dolarlık bir pazar hacmine ve 3 milyar kişilik bir oyuncu sayısına sahip. Türkiye’de ise 47 milyon kişinin dijital oyun oynadığı raporlara yansımış durumda. Oyun ve oyunlaştırma hayatımızın pek çok alanına dokunuyor. Bazen eğleniyor, bazen öğreniyor, bazense farkındalık kazanıyor ve geleceğe dokunuyoruz. Son yıllarda etkisini hızla artıran sosyal etki modeli oyun endüstrisinde de kendine ciddi bir yer bulmaya başladı. Ülkemiz gerek oyuncu sayısı gerek geliştirici potansiyeli ile dünyadaki pastadan ciddi bir pay alıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin 2023 yılında Avrupa’da oyun anlaşmalarında işlem hacmi bakımından birinci sırada yer aldığına dikkat çeken Aydın, gün geçtikçe bu payı büyüten oyun endüstrisinin artık bacasız dev bir ekonomiye dönüştüğünü belirtti. Stargate 7/24 yaşayan bir ekosistem Oyuna olan ilgi dünyada her yıl artarken bu endüstriye kayıtsız kalamadıklarını aktaran StarGate CEO’su Mustafa Cihat Durmuş, 21 Haziran 2023’te kapılarını açtıklarını dile getirdi. Türkiye’yi dijital oyun denildiğinde akla gelen ilk ülke haline getirme ve endüstrideki tüm paydaşları aynı çatı altında birleştirme hedefiyle yola çıktıklarını da sözlerine ekleyen Durmuş, “4 bin 215 metrekare bir alanda, İstanbul Maslak’ta hizmet veriyoruz. Deneyim ve test laboratuvarları, eğitim ve seminer salonları, amfi alanları, akustik yalıtımlı online toplantı kabinleri, uyku kapsülleri, Podcast/Vlog odaları, etkinlik ve buluşmalar için özel dizayn edilen teras, müzik odası ve yeni nesil oyun geliştirme stüdyomuz ile özel sektör yatırımlı en büyük yeni nesil buluşma merkezi olma niteliği taşıyoruz. Ayrıca kampüsümüz 7/24 açık. Bu sayede kendileri için en verimli saat ne ise; o saatlerde çalışabiliyorlar” dedi. “Biz bir girişimcilik merkeziyiz ve bünyemizdeki start-up’lara destek veriyoruz” diyen Mustafa Cihat Durmuş, yeni girişim programlarını bu ayın sonunda açacaklarını dile getirdi. Kampüsün 50 stüdyoya ev sahipliği yapma kapasitesi olduğunu ve şu an içeride 12 girişimcinin bulunduğunu belirten Durmuş, kendilerine başvuran girişimcilerin bünyelerine katılma sürecine de değindi: “Bize başvuran girişimcimizi teknik ve yeterlilik açısından değerlendirdikten sonra raporlaştırıyoruz. Bu rapor doğrultusunda başarılı ve gelecek vadeden girişimleri bünyemize alıyoruz. Buradaki en önemli farkımız bize başvuran girişimleri yetkinlik ve yetenekleri doğrultusunda uygun programa yönlendirmemiz. Programlarımıza dahil ettiğimiz girişimcilere kampüs imkanlarımızın yanı sıra tam zamanlı iş koçu desteği vererek gelişim süreçlerinin hızlandırılmasını sağlıyoruz. StartGate; AcademyGate, IdeaGate ve TalentupGate ile hem ekosistemi besliyor hem de girişimcilerinin küresel vizyon oluşturmalarına aracılık ediyor.” E-spor takımı kurduklarını da söyleyen Durmuş, “Misyonumuzda erken aşamalı keşifler ve destekler var. Belli bir aşamadan sonra da girişimcilerimize liderlik yaparak onları daha büyük yatırımlar yapan yatırımcılarla buluşturuyoruz. Buradaki en büyük gücümüz ise tamamıyla oyun dikeyinde yatırımlar yapan fonumuz PlayGate GSYF” dedi.
Kenevirden üretilen çantalar Amerika’da
28 Nisan 2024 Pazar - 14:22 Kenevirden üretilen çantalar Amerika’da Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde üretilen el yapımı kenevir çantalar sınırları aşarak, Amerika’da satışa sunulmaya başladı. Tamamen kadınlardan oluşan ekip tarafından üretilen kenevir çantalar ilgi görmeye devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “Atölyemiz ayrıca çalışan kadınlarımızın hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenmesine katkı sağlıyor” dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde kenevir ipliğini kullanarak kadınlar tarafından el dokuma kumaşlar üretiliyor. Kenevir ve ipek dokumacılığı üzerine eğitim almalarının ardından atölyede çalışmaya başlayan kadınlar, bu kumaşları ceketten gömleğe, elbiseden pantolona birçok ürüne dönüştürüyor. Kenevirden üretilen kıyafetler ile diğer ürünler organik olması ve dayanıklılığı nedeniyle birçok kişi tarafından tercih ediliyor. Ürün yelpazesinin oldukça geniş olduğu atölyedeki üretimde çantalarda ‘First Lady’ modeli öne çıkıyor. Amerika’da ikamet eden bir iş insanı Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ulaşılarak çantaları Amerika’da satışa sunulmak istediğini belirtti. Yapılan görüşmeler sonrasında talep doğrultusunda özel bir konseptle hazırlanan çantalar Amerika’ya gönderilerek burada satışa sunuldu. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, kenevirin kent için önemli bir tarım ürünü olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında Vezirköprü ilçemizi ‘Türkiye’nin Kenevir Ekim Merkezi’ olarak ilan etmesiyle birlikte kentimizde kenevir ile ilgili yapılan çalışmalar daha da hız kazandı. Kenevir üretiminin artırılması için şehrimizde tüm kurumlarımızın çalışmaları aralıksız sürüyor. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde tamamen kadınlardan oluşan ekibimiz ile kenevir ipinden dokuma ürünleri üretiyoruz. El emeği ürünlere yoğun bir ilgi var. Kadınlarımızın istihdama kazandırıldığı atölyemizde geleneksel keten dokumacılığını yaşatmaya devam ediyoruz. Atölyemiz ayrıca çalışan kadınlarımızın hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenmesine katkı sağlıyor” diye konuştu.
Sınır ötesi e-ticarette hedef "bir numara" olmak
28 Nisan 2024 Pazar - 14:15 Sınır ötesi e-ticarette hedef "bir numara" olmak Türkiye’deki e-ticaret hacmi ve işlem sayıları her yıl büyümeye devam ederken, sınır ötesi e-ticaret platformları ise yükselen bir dış ticaret kanalı olarak ön plana çıkıyor. Asset Worldwide Express Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Tekin, katıldığı televizyon programında sınır ötesi e-ticarette gelişimin lojistiğe etkisi, Yemen’de taşıma gemilere saldırılar sonrası navlun fiyatları, Kalkınma Yolu Projesi ve İsrail ihracat yasaklı eşya listesi konularında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. "Bölgenin bir numarası olacağız" E-ticaret ve e-ihracat pazarının gün geçtikçe önem kazandığını belirten Uğur Tekin, "Dünya e-ticareti yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık sınır ötesi ticaret hacmine ulaştık. Son yıllarda ticarette dağıtım kanallarında önemli değişiklikler oldu. Eskiden üreticiden satın alınan ürün ithalatçı tarafından toptancı, perakendeci, bayi ağı ve tüketiciye kadar giden bu 6-7 ayrı dağıtım yeri; şuan üretici ve tüketici tek bir pazaryeri ve platform ile sıfıra düşmüş durumda. Üretici ve tüketici ürünlerini tek bir pazar yerinde bütün işlemlerini tamamlıyor. Lojistik sektöründe de ülkemiz açısından büyük fırsatlar öngörmekteyiz. Dünya geneli ilk 10 pazaryeri cirosu 2022 yılı için 500 milyar doların üzerinde. Sektörde en büyük gider kalemini ise yüzde 30 ile lojistik maliyetleri oluşturuyor. Bu da yıllık 150 milyar dolar gibi bir rakam demek. Ülkemiz bu pazardan pay almalı. Bayrak taşıyıcımız olan havayolu şirketimiz yaklaşık 110 ülke 300 şehre uçuş yapabilen büyük bir şirket. 5 saatlik uçuş noktasında 64 ülke var. Şuanda yolcu trafiğinde Avrupa’nın en büyüğü olan Frankfurt Havalimanı’nın önüne geçiyoruz. Ben inanıyorum ki sınır ötesi e-ticarette de bölgenin bir numarası olacağız" dedi. "Önemli su yollarında da ciddi krizler ön görülüyor" Son günlerde yaşanan Kızıldeniz’deki gerilimin navlun fiyatlarını ciddi etkilediğine de değinen Tekin, "Husilerin Yemen’deki saldırılarından sonra navlun fiyatlarında bir artış yaşandı. Gemilerin rotaları değişmek zorunda kaldı ve kargoların transit sürelerinde gecikmeler yaşandı. Dünya genelinde bir tarafta Avrupa, Amerika diğer tarafta Rusya, Çin hegemonya mücadelesinin dışında halihazırda büyük bir ekonomik savaş var aslında. Lojistikte de son yıllarda yaşanan krizlerden ilk akla gelenler Husilerin gemilere saldırıları, Süveyş kanalında gemi kazası, Somali’de korsan saldırıları vs. Bu krizlerin dış ticaretimize, lojistik süreç ve maliyetlerine direkt yansımaları oluyor. Son günlerde İsrail’ e ihracat kısıtlaması kararlarında olduğu gibi, dış siyasi politikalar, dış ticaretimizi ve lojistik sektörünü doğrudan etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Dünya genelinde de önümüzdeki 10 yıla baktığımızda önemli su yollarında da ciddi krizler ön görülüyor. Özellikle gemi trafiğinin çok yoğun olduğu Tayvan Boğazı, Mısır Süveyş Kanalı, İran Hürmüz Boğazı ve Endonezya Malakka Boğazında Amerika, Avrupa, Çin ve Rusya arasında güç mücadelesinden etkilenmesi muhtemel. Bunun dışında önemli projelerde hayata geçiriliyor. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Kalkınma Yolu Projesi hayata geçirildi. Çin’in de hedefi olan bir kuşak bir yol projesi var" diye konuştu. "100 milyar dolarlık bir pazara sahibiz" Türkiye’nin e-ihracat için iyi bir konuma sahip olduğunu ifade eden Uğur Tekin, "Köln E-Ticaret İhtisas havalimanının oluşturduğu, bizimde firma olarak orada büyütmeye çalıştığımız bir depomuz var. Dubai’de Commercity diye bir serbest bölge oluşturuldu. Serbest bölge adıyla kuruldu vergi avantajı, depo, gümrük, teknoloji desteği vererek e-ticaret firmalarına birçok avantaj sağlayarak çözüm ortağı oluyorlar. Bunun içinde çok büyük yatırımları var. Türkiye içinde birçok avantajlar var yeri geliyor ilgili bakanlarımız sunumlar için ülkelere gidiyor. Dış ticaret açığımızı hızlıca kapatacağımız alan var. Lojistikte de hizmet ihracatçıları birliği açısından 100 milyar dolarlık bir pazara sahibiz. Bunun yaklaşık 40 milyar doları lojistik hizmet ihracatı. Türkiye zaten döviz açığı olan bir ülke hızlı harekete geçip sınır ötesi E-ticarette harekete geçmeyi önemli buluyor ve ülke olarak bir an önce harekete geçmeyi önemli bir fırsat olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
ORKÖY kredileri çiftçilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor
28 Nisan 2024 Pazar - 14:13 ORKÖY kredileri çiftçilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde ORKÖ kredileri çerçevesinde alınan 8 traktör, 7 tomruk çekme vinci ve 6 adet kesim motoru köylülere düzenlenen törenle dağıtıldı. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Orman ve Köy İlişkileri Dairesi Başkanlığı (ORKÖY) kredileri çerçervesinde İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ilçedeki orman köylülerine 8 traktör, 7 tomruk çekme vinci ve 6 adet kesim motoru verildi. Traktör, vinç ve kesim motorları düzenlenen törenle dağıtıldı. Törene İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, Bölge Müdür Yardımcıları Ahmet Er ve Ramazan Kolsuz ile İşletme Müdürü Azmi Şenel ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Törende protokol üyeleri tarafından anahtar teslimi yapıldı. Törende konuşan İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, "İnebolu, yüzde 73’ü ormanla kaplı, Türkiye’nin ender ilçelerinden birisidir. Ormanın varlığı bazı alanlarda tarım arazili varlığının azaltılması veya az olması gibi olumsuz sonuç doğursa da ormanın nimetlerinden faydalanabilme noktasında da vatandaşlarımıza oldukça olumlu katkılar sağlamaktadır. Orman Bölge Müdürlüğümüzün, Orman İşletme Müdürlüğümüzün girişimleri ile Orman Bakanlığımızın bize verdiği birçok katkıları sizlerle zaman içerisinde buluşturmuş olduk ve bunu da gözlemledik ve görmüş olduk. Bugün de ORKÖY çerçevesinde orman köylüsüne 8 adet traktör, 7 adet tomruk çekme vinci, 6 adet kesim motorumuzu teslim etmek için bir araya geldik. Bu dağıtacağımız ekipmanların ve araçların köylülerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Her bir aracımız köylülerimizin refahını arttırma noktasında oldukça katkı sağlayacaktır. ORKÖY programı da Tarım ve Orman Bakanlığımızın en önemli projelerinden birisidir. Orman köylülerimize bu proje ile ülkemizde birçok katkı ve destek sağlanmış oldu" dedi. Daha sonra konuşan Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu da, "Orman teşkilatı olarak orman köylülerinin kalkındırılmasıyla ilgili çeşitli destek çalışmalarımız var, inşallah bugün desteklerimizin bir bölümünü içeren teslimatı yapacağız. Allah hayırlı uğurlu eylesin, desteği verdiğimiz köylülerimize Allah kaza bela vermesin. İnşallah güzel işlerde güzel hizmetlerde bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirirler. Alet işler, el övünür. Kaliteli ve teknolojik makinaların vatandaşlarımızın birini bin etmesini dileriz" diye konuştu. Desteklerin devam edeceğini belirten İnebolu Orman İşletme Müdürü Azmi Şenel ise, "İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü 2024 yılı ORKÖY programı çerçevesinde olan traktörleri teslim törenini gerçekleştiriyoruz. Bu yıl çalışmalarımızda orman köylüsüne 8 adet traktör, 7 adet tomruk çekme vinci, 6 adet kesim motorumuzu teslimatını yapacağız. Ayrıca, Orman Bakanımızın ve Orman Bölge Müdürümüzün destekleriyle 3 traktör ve kabuk soyma makinasını programa aldık, bu programda yaptığımız işlemleri kura çekme ile dağıtımını yapıyoruz. Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle çalışanlara büyük destek sağlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Gıda ihracatının lideri hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü. ihracatın yıldızlarını ödüllendirildi
28 Nisan 2024 Pazar - 13:53 Gıda ihracatının lideri hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü. ihracatın yıldızlarını ödüllendirildi Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının yüzde 48’ini tek başına gerçekleştiren hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 2023 yılını 12,3 milyar dolarlık ihracat seviyesinde geride bıraktı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (EHBYİB) 2023 yılı mali genel kurul toplantısı ve “İhracatın Yıldızları Ödül Töreni” gerçekleştirildi. EHBYİB’nin ödül töreninde; Bitkisel Yağlar, Yağlı Tohumlar ve Baharatlar, Değirmencilik Ürünleri, Şekercilik Mamulleri, Küspeler ve Hayvansal Yemler ve Hububat & Hububattan Mamuller sektörlerinde 6 kategoride 18 firma ödül gururu yaşarken, verilen bir özel ödülle de ödül sayısı 19’a ulaştı. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektöründe rekor üstüne rekor Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 2023 yılında Türkiye Genelinde 12,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Ege hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü olarak 2023 yılında 1 milyar 68 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında yüzde 47’lik artışla eriştiğimiz 1 milyar dolar seviyesinde yerimizi sağlamlaştırarak 2023 yılında üstüne 68 milyon dolar eklemiş bulunuyoruz. Her bir sektörün ihracata katkısı büyük. Birliğimizin geçen yıl yaptığı her 100 dolarlık ihracatın 44 dolarını bitkisel yağ ihracatçılarımız gerçekleştirdi.” dedi. Başkan Öztürk, “Yüksek bir ivmeyle büyümeye devam eden Küspeler ve Hayvansal Yemler sektörümüz bu sene de yüzde 32’lik bir artışla 162 milyon dolarlık hacme ulaştı. Bu sene rekor büyümeyi ise hububat alt sektörümüzde yaşadık, hububat ihracatımız geçen seneye göre neredeyse 7 kat artarak 2023 yılında 93 milyon dolar gerçekleşti. Yağlı tohumlarda 84 milyon ihracat gerçekleştirdik. Son yıllarda dikkat çekici büyüme sağlayan alt gruplarımızdan biri olan çikolatalı şekercilik ürünlerinde ise %74’lük artışla 83 milyon dolarlık ciddi bir ihracat rakamına ulaştık. %38’lik artışla 50 milyon dolara ulaşan hububattan mamul ürünler ise bir diğer gelişmekte olan alt sektör olarak kayıtlara geçti” diye konuştu. Türkiye Gıda İhracatçıları -TGİ markasını oluşturduk 2023/2024 döneminin Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu bünyesindeki altı 6 Birlik ile ortak faaliyet ve projeleri uygulamaya geçirdikleri bir yıl olduğunu vurgulayan Muhammet Öztürk, “Ege, İstanbul, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Orta Anadolu ve Karadeniz Birlikleri olarak güçlerimizi birleştirerek sektörümüzün tanıtımını ortak faaliyetler bazında daha etkin bir şekilde gerçekleştirme kararı aldık. Bu doğrultuda ortak faaliyetlerimizi gerçekleştireceğimiz çatı platformumuz olarak Türkiye Gıda İhracatçıları -TGİ markasını oluşturduk. Markanın kurumsallaşma faaliyetlerini yürüttük. Nitekim TGİ markamızın sosyal medya hesapları ve web-sitesi faaliyete geçti ve 3 aylık bültenimizin ilki Ekim-Aralık dönemi için yayınlandı” diye konuştu. Başkan Öztürk, “6-9 Eylül 2023 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Worldfood İstanbul Gıda Fuarının organizasyonunda Sektör Kurulu Birliklerimizle yer aldık. Fuar alanı 2023 yılında bir önceki seneye göre yüzde 46 artarak 38 Bin m2’nin üzerine çıktı. 4 gün boyunca 161 ülkeden toplam 64.146 ziyaretçi ve 38 ülkeden 1.117 katılımcı firma fuarda yer aldı. Amacımız Worldfood İstanbul fuarını her sene daha da büyütmek ve ziyaretçi sayısını ve çeşidini arttırmak. Böylelikle alıcıyı ülkemize getirerek ihracatçılarımızın müşteriye ulaşmasını kolaylaştırmak ve ülkemizin ve sektörümüzün gıda alanında konumunu güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi. Dubai, Japonya, Singapur, ABD, Rusya, Fransa gündemde Türkiye Gıda İhracatçıları markası çatısı altında 7-9 Kasım 2023’te PRIME Dubai, 19-23 Şubat 2024’te Gulfood Dubai Fuarlarına Sektör Kurulu Birliklerince ortak info-stantlı katılım gerçekleştirdiklerini açıklayan Öztürk sözlerine şöyle devam etti: “Milli katılım organizasyonunu Ege İhracatçı Birlikleri’nin gerçekleştirdiği Foodex Japonya Fuarına ise 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Birliğimiz organizasyonunda ve TGİ çatısı altında katılım sağladık. Singapur FHA Gıda ve İçecek Fuarına katılım sağladık. Haziran ayında milli katılımını Ege İhracatçı Birliklerinin düzenlediği Summer Fancy Food Show Fuarına TGİ çatısı altında info-stantlı katılım sağlayarak ABD pazarında sektörümüzü temsil edeceğiz. Eylül ve Ekim dönemlerinde ise Worldfood Moskova ve SIAL Paris fuarları bizi bekliyor olacak. Üye firmalarımızın ihracatını artırmak, büyümelerini sağlamak amacıyla Birlik imkanlarını devlet destekli bir proje olan Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi yani UR-GE projemizi hayata geçirdik.” Muhammet Öztürk, “Bu yıl Birliğimizin alt sektör ihracat sıralamasında 2. sırada yer alan küspeler ve hayvansal yemler sektörümüzü daha yakında tanıma fırsatı bulduk. Sektörde faaliyet gösteren firmalarımızı ziyaret ettik, sektörü tanımaya çalıştık. Eylül ayı sonunda İzmir’de gerçekleştirilen Petİzmir evcil hayvan fuarını Yönetim Kurulumuzla ziyaret ederek fuar açılışını gerçekleştirdik. Fuara katılım sağlayan üyelerimizin stantlarını ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldık, sorunlarını dinledik. Önümüzdeki dönemde de sektördeki gelişmeleri sıkı takip etmeye devam edeceğiz. Yıl boyu gerek tesislerinde gerekse fuarlardaki stantlarında üye firmalarımızı ziyaret ettik. 2023-2024 faaliyet döneminde 40’a yakın üye firmamızı ziyaret etmiş olduk” dedi.
Ayvalık turizm sezonuna hazırlanıyor
28 Nisan 2024 Pazar - 13:04 Ayvalık turizm sezonuna hazırlanıyor Turizm alanında Kuzey Ege’nin incisi ve cazibe merkezi konumundaki Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, yaklaşan sezon öncesinde hazırlıkları sürüyor. Ayvalık Belediyesi Fen İşleri ve Temizlik İşleri müdürlüklerine bağlı ekiplerin ortak yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ta yeni yaz sezonu hazırlıkları tamamlanıyor. Sarımsaklı Badavut mevkisinde sahil boyunca yürütülen çalışmalarla Ayvalık’ın doğal güzellikleri titizlikle korunuyor. Sahilde, atıklardan arındırma, kumları temizleme işlemlerini hızlandıran ekipler, bölgenin temiz ve düzenli bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Badavut mevkiindeki çalışmalar, kumsalın hem estetik açıdan daha güzel bir görünüme kavuşmasını, hem de yerli ve yabancı turistlerin rahat ve keyifli vakit geçirebileceği bir ortama kavuşturmaya çalışıyor. Ekipler, titizlikle yürüttükleri çalışmalarla Ayvalık’ın turizm potansiyeline değer katabilmek için mücadele ediyor. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, yapılan çalışmaların Ayvalık’ın çevre düzenlemesi ve turizme verilen değer açısından önemli olduğunu belirterek, Sarımsaklı Badavut mevkisi sahilindeki düzenlemelerin titizlikle yürütüldüğünü söyledi. Başkan Ergin, "Kentimize gelen her vatandaşımız temiz ve düzenli bir çevrede vakit geçirsinler. Kentimizden huzur içinde keyifli hatıralarla ayrılmalarını hedefliyoruz" dedi.
Havalar ısındı pazarda fiyatlar düştü
28 Nisan 2024 Pazar - 12:55 Havalar ısındı pazarda fiyatlar düştü Havaların ısınmasıyla birlikte Kayseri’deki semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Kayseri’nin farklı bölgelerinde her gün kurulan semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Sebze fiyatları; havanın ısınmasına bağlı olarak düşerken, bu durum pazardaki iş yoğunluğunu artırdı. Önceki günlere bakarak yoğunluklarının arttığını söyleyen pazarcı İbrahim Yılmaz; “Yaz ayları geldiği için pazarda fiyatlar biraz ucuz. Fiyatlar düştü ancak vatandaşların alım gücü biraz düştüğü için yine biraz zorluk çekiyoruz. Önceki günlere bakarak, yine yoğunluk var. Pazarlarda marketlere göre daha ucuz ve taze olur. Pazarlarda ürünler günlük olur. Market alır, 3-5 gün içerisinde satar. Biz ise günlük satarız. Pazarımızda 1-2 tane esnaflığı iyi olmayan arkadaşımız var ama vatandaşlarımız onlara aldanmasınlar. Esnaflığı iyi arkadaşlarımız var. Onların yanına gelsinler. Biz yardımcı oluruz. Güzel ürün veririz. Her zaman memnun olurlar. Domatesin kilosu 25 TL’ye düştü. Salatalık 20 TL, biberlerin kilosu 30 TL, patlıcanların fiyatı 20-30 TL arasında değişiyor” şeklinde konuştu. Meyve pazara pahalı düştü Geçiş döneminde olmasından dolayı meyvede fiyatların ise yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, “Meyveler biraz pahalı. Geçiş döneminde olduğunda dolayı meyvelerin fiyatı biraz yüksek olur. Erik 100 TL, çileğin kilogram fiyatı 70 TL. Şu anda geçiş döneminde olduğundan dolayı fiyatlar bu şekilde seyrediyor. Tam mevsimi başlamadığı için fiyatlar bu şekilde. Daha yeni tarlaya düştüğü için fiyatlar yüksek. Tarlada çoğaldığı zaman fiyatlar mutlaka düşecektir” dedi.
KEİPA Türkiye Delegasyonu Başkanı Dönmez: "Gazze’de kalıcı ateşkese varılması için İsrail ve destekçileri üzerinde baskı oluşturmak zorundayız”
28 Nisan 2024 Pazar - 12:49 KEİPA Türkiye Delegasyonu Başkanı Dönmez: "Gazze’de kalıcı ateşkese varılması için İsrail ve destekçileri üzerinde baskı oluşturmak zorundayız” Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Ekonomi ve Kalkınma Politikası Komisyon Toplantısı açılışı Zonguldak’ta gerçekleştirdi. Türk Delegasyonu Başkanı Fatih Dönmez, “KEİPA ülkeleri olarak derhal kalıcı bir ateşkese varılması ve insani yardımların hızlı, güvenli, kesintisiz ve engelsiz bir şekilde Gazze’ye ulaştırılmasının sağlanması için İsrail ve destekçileri üzerinde baskı oluşturmak zorundayız” dedi. KEİPA Ekonomi ve Kalkınma Politikası Komisyon toplantısı açılış toplantısı KEİPA Türk Delegasyon Başkanı Fatih Dönmez Başkanlığı’nda Zonguldak’ta gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Fatih Dönmez, son uluslararası gelişmelerle birlikte küresel enerji ağırlık merkezinin kaydığına dikkat çekti. Enerji güvenliği başta olmak üzere işbirliğinin bütüncül ve kapsamlı bir strateji temelinde ortak hedefler çevresinde geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Dönmez, Karadeniz bölgesindeki enerji kaynaklarına vurgu yaptı. Dönmez, “Günümüzdeki son uluslararası gelişmeler ışığında küresel enerji ağırlık merkezinin kaydığını eminim sizler de doğrulayacaksınız. Bunun bilincinde olarak enerji güvenliği başta olmak üzere iş birliğimizi bütüncül ve kapsamlı bir strateji temelinde ve ortak hedeflerimiz çevresinde geliştirmeyi amaçlamalıyız. Karadeniz bölgesi; enerji kaynakları, ticaret rotaları ve coğrafi konumu nedeniyle jeostratejik ve jeopolitik açıdan büyük bir öneme sahiptir. Ancak bölgedeki artan gerilimler ve tansiyonlar, çeşitli ülkeler arasında rekabetin artmasına da neden olmakta, bölgedeki istikrarı ve güvenliği de tehdit etmeye devam etmektedir. Bu nedenle üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin güçlü tutulması, birlik gücümüzü korumak için hayati önem taşımaktadır. İmkânların ve meydan okumaların küreselleştiği; ülkelerin aynı anda ele alması gereken konuların nitelik ve niceliğinin benzersiz bir hale geldiği ve hiçbir devletin karşı karşıya olduğu sorunların üstesinden yalnız başına gelemeyeceği bir dönemi yaşıyoruz. Salgınlar, savaşlar, küresel ekonomik krizler, tedarik zincirlerinin kırılması, kuraklık, düzensiz göç hareketleri, tüm dünyada yükselen ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, hibrit tehditler, uluslararası şirketlerin ulusal mevzuatları hiçe sayması, keyfi yaptırımlar, uluslararası sistemde denge arayışları, yapay zekâ teknolojilerinin akıl almaz hızı gibi birçok eski ve yeni nesil meseleyle karşı karşıyayız. Tarihte siyasetin, sosyolojinin ve ekonominin bu kadar hızlı ve derinden dönüştüğü ve kırgınlaştığı; hukukun yaşanan dönüşümlerin hızına yetişmede bu kadar çaresiz kaldığı bir dönem herhalde yaşanmamıştır” dedi. “Türkiye olarak bölgedeki barış ve huzurun şartsız tesisi için elimizden geleni ve daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz” Karadeniz coğrafyasının tehdit ve dönüşümlerden en derinden etkilenen coğrafyaların başında geldiğine dikkat çeken Fatih Dönmez şöyle devam etti: “Başta doğal gaz olmak üzere zengin enerji kaynaklarına sahip olan Karadeniz coğrafyası; tüm bu tehdit ve dönüşümlerden de belki de en derinden etkilenen coğrafyaların başında geliyor. Bu sebeplerle, Türkiye olarak bölgedeki barış ve huzurun şartsız tesisi için elimizden geleni ve daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz. Ukrayna’da devam eden savaş bölgemiz ve ötesi açısından ciddi endişe oluşturmaya devam etmekte, olumsuz etkilerini gün geçtikçe arttırmaktadır. Savaşın müzakere yoluyla çözümü dışında hiçbir alternatif çözüm günümüzde mümkün değildir. Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güvence altına alan adil bir barışın ancak diplomasi yoluyla sağlanabileceğine ilişkin görüşümüzü koruyoruz. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin barış planını prensipte desteklemekle beraber Rusya’nın dışlandığı üst düzey bir toplantının pek bir anlamı olmadığı da ifade etmek isteriz. Tüm ilgili taraflardan, ülkemizin diplomatik çabalarının devamını sağlamak için yardımcı olmalarını talep ediyoruz. Bölgesel güvenlik açısından önemli bir diğer konu da Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanmasıdır. İkinci Karabağ Savaşı’nın sona ermesi, bu hedefe ulaşmak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının henüz imzalanmamış olması, bölgede kapsamlı bir çözümün önündeki temel engel olmaya devam etmektedir. Her iki tarafı da taslak metindeki karşılıklı görüş ayrılıklarını aşarak anlaşmayı bir an önce imzalamaya teşvik ediyoruz. Öte yandan, ABD, AB ve bazı Batılı ülkelerin Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına yönelik sergilediği dengesiz ve bir tarafı kayıran, diğer tarafın endişelerini göz ardı eden tutumdan da memnun değiliz. Bu tutum, Güney Kafkasya’daki sorunların çözümünün temeli olması gereken tarafsızlık ve kapsayıcılık ilkelerine de zarar vermektedir ve devam eden barış sürecini daha da karmaşık hale getirebilecek sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir.” “Uluslararası kuruluşları kendi emelleri etrafında şekillendiren devletlerin kudretli yetkilileri de maalesef yalnızca izlemekle yetiniyor” Filistin’de her 10 dakikada masum bir çocuğun öldürüldüğünü ve bugüne kadar 40 binden fazla Filistinlilerin hayatını kaybettiğini aktaran Dönmez şöyle dedi: “Sadece yüreğinde Filistinlilerin acısını taşıdığı için dillerinde dua, gözlerinde çaresiz bir öfke ile izleyen vicdan sahibi sıradan insanlar izlemiyor; uluslararası sistemin köşe taşı olduğunu iddia eden, evrensel değerlerin banisi ve savcısı olduğunu öne süren ve dünya barışının muhafazası misyonuna sahip uluslararası kuruluşları kendi emelleri etrafında şekillendiren devletlerin kudretli yetkilileri de maalesef yalnızca izlemekle yetiniyor. İsrail’in Gazze’de sivil, çocuk, kadın ayrımı gözetmeksizin süren katliamlarında bugüne dek 40 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Gazze’de her 10 dakikada bir masum çocuk hayattan koparılıyor. Uluslararası hukukun tüm çizgileri hiçe sayılıyor. Vicdan sahibi bir insanın, İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamlar ve genişleyen işgal nedeniyle derin bir acı hissetmemesi mümkün değil. İsrail hükûmetinin eylemleri, barış ve güvenlik zeminini ortadan kaldırmaktan başka bir amaca hizmet etmiyor. Soykırım boyutlarına varan katliama bir son vermek, akan kanı durdurmak ve Gazze’nin yaralarını sarmak adına tüm insanlık tarihi bir görevle karşı karşıya 2. dünya savaşı yıllarındaki katillerine öykünen bir yönetimin adeta intikamını masum ve mazlum bir halktan alırcasına sürdürdüğü zulmün ve psikozlarının kara lekesine ortak olamayız. KEİPA ülkeleri olarak derhal kalıcı bir ateşkese varılması ve insani yardımların hızlı, güvenli, kesintisiz ve engelsiz bir şekilde Gazze’ye ulaştırılmasının sağlanması için İsrail ve destekçileri üzerinde baskı oluşturmak zorundayız.” Dönmez, “1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin Devleti kurulana dek bu kriz son bulmayacaktır. Tek ve gerçek çözüm budur. Türkiye adil ve kalıcı bir barışa giden yolda elinden geleni sonuna kadar yapmaya devam edecektir. Barışın ve Filistinlilerin hak ve hukuklarının korunması için garantörlük de dahil olmak üzere, üzerimize düşeni yapacağız” dedi. Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu da Filistin’de yaşananlara vurgu yaparak "Orada insanlık ölüyor. İnsanlığın ölmesine müsaade etmemek gerekiyor" dedi. KEİPA Genel Sekreteri Asaf Hajiyev de teşekkür ederek Vali Osman Hacıbektaşoğlu’na hediye takdim etti. Üye ülkelerin aile fotoğrafı çektirdiği toplantı gündem maddelerinde belirlenen konuların görüşüldüğü oturumlar ile devam edecek.
Adana’da bal hasadı başladı
28 Nisan 2024 Pazar - 12:23 Adana’da bal hasadı başladı Adana, zengin bitki örtüsü ve verilen desteklerle bal üretiminde üst sıralardaki yerini koruyor. Kentte yaklaşık 2 bin 470 arıcının 495 bin kovanda bal üretimi yapılmasıyla geçen yıl 12 bin 280 ton bal üretildi. Adana bölgesindeki arıcılar yılın ilk balını da peteklerden sağmaya başladı. İkliminin yanı sıra sahip olduğu zengin doğal ve tarımsal kaynaklı bitki örtüsüyle arıcılıkta öne çıkan Adana, verilen desteklerle bal üretiminde üst sıralardaki yerini koruyor. Kış mevsiminde narenciye bahçelerine, ilkbahar ve yaz başlangıcında ayçiçeği tarlaları civarına yerleştirdikleri kovanlardan bal sağan Adana’daki üreticiler, yaz aylarında ise kovanlarını taşıdıkları Toroslar’daki yaylalarda ve ülkenin diğer yüksek kesimlerindeki florası zengin alanlarda bal hasadı yapıyor. Yılın ilk bal hasadını narenciye balı ile yapan Adanalı arıcıların bal sağımına katılan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Çukurova Bölgesinin Kasım-Mayıs ayları arasında ekolojik şartları ve florası ile yerel arıcıların yanı sıra kışlatmak için arılarını getiren misafir arıcılar tarafından da tercih edilen bir bölge olduğunu söyledi. Kökçüoğlu, “Ovada narenciye bahçeleri, dağ kesiminde zengin flora ile arıcılıkta önemli bir yerdeyiz. Her yıl yaklaşık 33 ilden 150 bin kovan kış dönemini geçirmek için ilimize geliyor. 495 bin arılı kovan varlığına sahibiz ve 2470 aile geçimini arıcılıktan sağlıyor. Ürettiğimiz 12 bin 280 ton bal ile de Türkiye sıralamasında ikinci durumdayız. Turunçgil ağaçlarımızdan sadece meyve değil bal da topluyoruz. İlk narenciye balı ilimizde hasat edilmeye başladı. Hayırlı olsun” dedi. İl Müdürü Kökçüoğlu, arıcılara devlet desteğinin her zaman devam ettiğini ifade ederek, Adanalı arıcılara 2023 yılı desteği olarak 25 milyon lira ödendiğini söyledi. Kökçüoğlu, “İl Müdürlüğü olarak paydaşlarımızla işbirliği yaparak arıcılarımıza eğitimler veriyoruz, kovan desteği sağlıyoruz, arı hastalıkları ile mücadele için ilaç veriyoruz, kış bakım ve beslemesi için şeker dağıtıyoruz. Bu desteklerimiz önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek” şeklinde konuştu. Arılı kovandan petekleri alarak bal sağım makinesine koyan İl Müdürü Kökçüoğlu, bal sağımını yaparak yılın ilk bal hasadını gerçekleştirdi. Adanalı arıcılar önümüzdeki günlerde ayçiçeklerinin çiçek açmasıyla ova kesiminde ayçiçeği balını hasat ettikten sonra şehrin yüksek yaylalarına arılarını götürerek son bahara kadar buralarda konaklayacak.