GENEL - 02 Mart 2012 Cuma 19:34

BABACAN, STANDART & POORS`UN TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİNİ DEĞERLENDİRDİ

A
A
A
BABACAN, STANDART & POORS`UN TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİNİ DEĞERLENDİRDİ

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Aspen Institute Italia tarafından düzenlenen "İkinci Aspen Boğaziçi Diyaloğu"nun basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Babacan, Standart & Poors’un Türkiye ile ilgili yaptığı değerlendirmeye ilişkin, ’’Sanırım Türkiye’nin dış dengesiyle ilgili ve tek bir bakış açısından yapılan değerlendirme. O kuruluşun kendi değerlendirmesidir. Takdir de yatırımcılarındır. Bu değerlendirme, sanırım Türkiye’nin dış dengesiyle ilgili ve tek bir bakış açısından yapılan değerlendirme. O kuruluşun kendi değerlendirmesidir. Takdir de yatırımcılarındır. Türkiye ile ilgili, işle ilgili karar verenlerindir. Başka kuruluşların da çok daha farklı
değerlendirmeleri vardır. Biz konuya daha geniş perspektiften bakıyoruz. Kuşkusuz her türlü değerlendirmeyi dikkate alıyoruz. Nihayetinde Türk iş dünyası, uluslararası iş dünyası ve yatırımcıları bütün bu değerlendirmeleri dinleyip nihai kararlarını vermektedir’’ diye konuştu.
Bir gazetecinin İran nükleer programına ilişkin sorusuna Babacan, "İran’ın nükleer programıyla ilgili sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi, bizim temel tercihimiz. Diplomasi haricindeki yöntemlerin, bölgemizdeki sonuçları, hatta dünya için sonuçlarının son derece olumsuz olacağını düşünüyoruz. Diplomasinin sonuna kadar sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. İranlı komşularımızın, nükleer programları konusunda daha şeffaf ve uluslararası kuruluşlarla daha iyi bir işbirliği içinde olmasını arzu ediyoruz.
Bölgemizde kesinlikle nükleer silah istemiyoruz. Bölgemizde nükleer silahlara kesinlikle karşıyız. Ancak öte yandan, İran ile müzakere platformu haline gelen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi 5 üyesiyle Almanya’nın oluşturduğu grubun da İran ile olan diplomasi trafiğinde mutlaka samimi olarak, gerçekçi olarak diplomatik çözüm üzerinde yoğunlaşmaları gerektiğini düşünüyoruz. İran ile ilgili diplomasi haricindeki seçenekler, tüm küresel ekonomi açısından olumsuz sonuçlar getirebilecektir. Hiç
kimse bu işten fayda sağlayamayacaktır. Herkesin beraberce zarar ettiği sonuçlar oluşacaktır. Dolayısıyla mutlaka diplomasi, diplomasi, diplomasi diyoruz’’ diye yanıtladı.
Babacan, Suudi Arabistan’ın İran’a yaptırımları hatırlatılarak, ’’Türkiye’nin petrol konusunda İran’a yaptırım düşünüp düşünmediği’’ yönündeki soruya ise ’’Şu anda bizim ana petrol rafineri firmamız Tüpraş’ın farklı alternatifleri değerlendirdiğini biliyoruz. Ancak kısa zaman içinde tamamıyla İran dışındaki kaynaklara yönelebilirler mi, bu gerçekçi midir? Bununla ilgili Tüpraş’ın soru işaretleri olduğunu biliyoruz. Bu çaba, ne kadar sonuç verir, ne kadar yapabilirler, ne kadar yapamazlar tabii kendi
bilecekleri iş. Öte yandan şunu da biliyoruz ki Tüpraş, bu işi hem Amerikan muhataplarıyla, hem diğer ülkelerle temas halinde götürüyor. Nihayetinde bu, Türk özel sektörü ve Türk kuruluşların kendi vereceği karardır. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, başka bir ülkenin aldığı tek taraflı kararlar bağlayıcı değildir. Bizim için hukuki olarak bağlayıcı değildir. Dolayısıyla bu, kuruluşların vereceği kendi kararıdır" diye yanıtladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.