SAĞLIK - 19 Mart 2022 Cumartesi 14:51

D vitamini eksikliği ruh sağlığını etkileyebilir

A
A
A
D vitamini eksikliği ruh sağlığını etkileyebilir

Kas ve iskelet sistemi ağrıları, kalp rahatsızlıkları, uyku bozuklukları ile depresyon gibi birçok bedensel rahatsızlıkla ilişkili olduğu düşünülen D vitamini eksikliği, enerji düşüklüğü, odaklanmakta zorlanma gibi belirtiler ile kendini gösteriyor. Konunun uzmanı ise D vitaminin arttırılması için bilgilendirmelerde bulundu.

D vitamini eksikliği, kas ve iskelet sistemi ağrıları, kalp rahatsızlıkları, uyku bozuklukları ve depresyon gibi birçok bedensel ve ruhsal rahatsızlık ile ilişkili olduğu düşünülen bir sorun. Depresyon, en az 2 hafta boyunca ve günün büyük bölümünde olan mutsuzluk, isteksizlik, hayattan zevk alamama, uyku ve iştah değişiklikleri, enerji düşüklüğü, odaklanmakta zorlanma gibi belirtiler ile kendini gösteriyor. Adatıp İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Alime Burçin Şimşek ise depresyonun birçok etkene bağlı olabileceği gibi, vitamin eksikliklerinin de bu bozukluk üzerinde etkisi olduğunu ifade etti. D vitamininin arttırılması için bilgilendirmelerde bulunana Şimşek, vatandaşların güneşe çıkmalarını ve D vitamini içeren balıkların, süt ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

“D vitamini eksikliği ile karşı karşıya olabilirsiniz”

Adatıp İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Alime Burçin Şimşek, “Özellikle karlı, yağışlı ve kapalı havalarla geçen, güneşe hasret kaldığımız bu günlerde kendinizi her zamankinden daha yorgun, enerjisiz, isteksiz ve mutsuz hissediyorsanız D vitamini eksikliği ile karşı karşıya olabilirsiniz. Yapılan bilimsel çalışmalarda, depresyon hastalarının D vitamini düzeylerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı düzeyde düşük olduğu görülürken, halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin hormonunun kişilerin güneş ışığına maruz kalması durumunda yükseldiği de belirlenmiştir.

Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise yüzde 74’e varan oranlarda D vitamini eksikliği olduğu görülmekte, Ege Bölgesi’nde yaşayan yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada bu oran erkeklerde yüzde 66 iken, kadınlarda yüzde 79 olarak ölçülmüştür” dedi.

D vitamini eksikliği ruh sağlığını etkileyebilir

“Ruh ve beden sağlığını desteklemek için D vitamini eksikliklerimizin giderilmesine dikkat edilmeli”

D vitamini eksikliklerinin giderilmesi için bilgilendirmelerde bulunan Şimşek, “Diğer vitaminlerin aksine, direkt beslenme yoluyla alınması daha zor olan D vitamini, güneş ışığı yoluyla yüzde 90 oranında sentezlenirken, güneş ışığı ile desteklenmemesi halinde ise tüketilen besinlerden ancak yüzde 10 oranında alınabiliyor. Doğal yollardan D vitaminini arttırmak için, D vitamini içeren yağlı balıklar, süt ürünleri ve yumurta gibi hayvansal gıdalar yeterli miktarda tüketilmeli. Doğal yollar dışında, dışardan D vitamini takviyesi alınması gereken durumlarda sağlık profesyonelleri tarafından uygulanan yapay ışık terapileri ve vitamin takviyeleri tedavide kullanılmakta. Elbette ki ruh sağlığımızın beden sağlığından ayrı düşünülemez. Yapılan çalışmalar D vitamini eksikliğini gidermenin korona virüs ile ilgili riskleri de azaltabileceğini bildiriyor. Hem kendimiz, hem de sevdiklerimizin ruh ve beden sağlığını desteklemek için D vitamini eksikliklerimizin giderilmesine dikkat edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ünlü köpek eğitmenine emlakçı şoku: 200 bin TL dolandırıldı Ümraniye’de ev sahibi olmak isteyen ünlü köpek eğitmeni Dede Alptekin, emlakçı tarafından 200 bin TL dolandırıldı. Alptekin, emlakçının ‘ev sahibinin bacanağına borcu var’ demesiyle 200 bin TL’yi elden emlakçıya verdi. Suçlamayı kabul etmeyen emlakçı ise, "Belki kendisi parayı bir yerde kaybetmiştir ya da düşürmüştür. Belki de parayı yemiştir, bilemiyorum" dedi. Olay, geçtiğimiz ay Ümraniye’de meydana geldi. İddiaya göre, internetteki satılık ev ilanına müşteri olan ünlü köpek eğitmeni Dede Alptekin, emlakçı E.Y. ile iletişime geçti. Alptekin, ev sahibinin il dışında olmasından dolayı yetkilerin kendinde olduğunu belirten emlakçı E.Y. ile 2 milyon 950 bin TL’ye anlaştı. Alptekin ev sahibi ile iletişim kurmaya çalışsa da emlakçı tarafından engel olundu. Döviz olan parasını bozduran ünlü eğitmen Alptekin 2 milyon 750 bin TL’sini bankaya 200 bin TL’sini ise emlakçının yönlendirmesi üzerine ev sahibinin borcundan dolayı bacanağına verdi. Eve taşınan Alptekin günler sonra komşusunun aracılığıyla ev sahibi ile iletişim kurdu. Ev sahibinden evin fiyatının 2 milyon 750 bin TL olduğunu, bacanağa borç yalanıyla 200 bin TL dolandırıldığını öğrendi. Emlakçı ile iletişim kurmaya çalışan Alptekin çeşitli bahaneler ile emlak ofisi tarafından geçiştirilirken daha sonra telefonları engellendi. 200 bin TL olan hakkını arayan ünlü köpek eğitmeni Alptekin yetkililerden yardım bekliyor. “Beni mülk sahibiyle görüştürmedi” Emlakçı tarafından dolandırıldığını iddia eden Dede Alptekin, “İnternet sitesi üzerinden gördüğüm ilanla emlakçıya ulaştım. Evi inceledim, beğendim. Emlakçı 3 milyon liraya evin satışını gerçekleştirebileceğini söyledi. Diğer yandan evin sahibi şehir dışında yaşıyordu. Emlakçıya çok ısrar etmeme rağmen beni mülk sahibiyle görüştürmedi. Evi de beğendiğimiz için kaçırmak istemedik, durumu kabul ettik. Elimizdeki dövizleri bozduk ve emlakçı ile birlikte tapuya gittik. 2 milyon 750 bin lirayı mülk sahibinin banka hesabına yatırdım. Emlakçı komisyonu haricinde kalan 200 bin lirayı ise emlakçı, mülk sahibinin bacanağına borcu olduğunu söyleyerek elden teslim aldı ve kendisinin teslim edeceğini söyledi. Ben hem 200 bin lirayı elden teslim ettim emlakçıya hem de komisyon ücretine ayrıca ödedim. İlerleyen zamanlarda mülk sahibi ile tanışma fırsatım olunca vermiş olduğum paranın bacanağına gitmediğini ve ortada böyle bir borç olmadığını öğrendim. Emlakçıya tekrar ulaşarak beni mağdur ettiğini söyledim emlak ofisine gittim fakat kendisine hiçbir şekilde ulaşamadım. Vermiş olduğum komisyon haricinde 200 bin lira gibi bir kaybım var. Bu duruma bir çözüm getirilmesini istiyorum, konuyla ilgili görüşecek bir yetkili karşıma çıkmıyor.” diye konuştu. “Belki de parayı kendisi yemiştir” Hakkındaki iddialara ilişkin cevap veren emlakçı E.Y. ise suçlamayı kabul etmeyerek, "Biz sadece hizmet bedelimizi aldık. Kendisinden 20 bin lira aldık. 90 bin lira da, ayrıca yüzde 4 artı KDV hizmet bedeli alma hakkımız var. Toplamda 110 bin lira gibi bir rakam aldık. Hem kendisinin hem de satıcının komisyonunu ondan temin ettik" diye konuştu. Muhabirin, ‘satıcının komisyon tutarı da mı alıcıya yansıtıldı?’ sorusu üzerine ise, önce ‘hayır yansıtılmadı’ dedi, ardından ‘evet alıcıya yansıtıldı’ diye karşılık verdi. Emlakçı N.Y., bacanak iddialarına ise, "Böyle bir şey olmadı. Biz kendisinden sadece 110 bin lira aldık. Belki kendisi parayı bir yerde kaybetmiştir ya da düşürmüştür. Belki de parayı yemiştir onu da bilemiyorum. Ayrıca siz bunları bana ne hakla soruyorsunuz?" dedi.
Karabük Karabük’te okuma seferberliği kitap dağıtımı ile başladı Karabük’te ’Eğitim Kenti Karabük’ projesi bünyesinde başlatılan okuma seferberliğine yönelik 10 bin kitap dağıtılacak. ’Eğitim Kenti Karabük’ projesi çerçevesinde Karabük’te okuma seferberliği başlatıldı. Program bünyesinde Vali Mustafa Yavuz ve İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş, Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda öğrencilere kitap dağıttı. Öğrencilere okumanın öneminden bahseden Vali Yavuz, gazetecilere yaptığı açıklamada, 8 ayrı projenin uygulandığını belirterek, "Bu projelerden birisi de ’Okuyorum Öğreniyorum’ projesidir. Karabük’te 204 okulumuz var. Yaklaşık 3 bin 300 öğretmenimizin gözetiminde bin 999 sınıfta 37 bin öğrencimiz eğitim ve öğretim görüyor" ifadelerini kullandı. Projesinin başlangıcının Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’ndan yapıldığını anlatan Yavuz, "İlk etapta 10 bin kitap dağıtacağız. Bugün ikinci ve dördüncü sınıflarımızda kitaplarımızı dağıtarak projemizi başlatmış olduk. Önümüzdeki günlerde şehrimizde 10 bin kitap dağıtımıyla ilk etabı başlatıyoruz. 37 bin öğrencimizin tamamına kitaplarımızı dağıtacağız. Amacımız çocuklarımızın kitapla buluşması, okuyarak öğrenmeleri, hem hayata hazırlanmaları hem akademik hem de sosyal ve kültürel anlamda öğrenmelerini sağlamak" diye konuştu. Bir kelebek etkisi oluşturmayı planladıklarını dile getiren Yavuz, "Çocuklarımıza birer kitap veriyoruz. Öğretmenlerimizden istediğimiz bu kitapları sınıftaki öğrencilerimiz arasında değişimini sağlayarak, sınıftaki her çocuğumuzun farklı farklı kitaplara ulaşmasını ve erişmesini sağlamak. Böylece bir kelebek etkisiyle ilimizde bir okuma seferberliği başlatarak çocuklarımızın okumasını, düşünmesini ve öğrenmesini sağlayacağız" dedi. Yavuz "Bugün Okuyorum Öğreniyorum projesi kitap seferberliğini başlatıyoruz. Önümüzdeki günlerde 10 bin kitabı kısa bir sürede dağıtacağız. Arkasından da peyderpey bunu 37 bine tamamlayacağız. Tüm Karabük’teki hemşehrilerimizi, öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi okumaya davet ediyorum. Okuma seferberliği şehrimize hayırlı olsun. İnşallah çocuklarımızın hayata hazırlanması noktasında bu seferberlik katkı sağlayacaktır" ifadelerine yer verdi.
İzmir Şehit gazeteci Hasan Tahsin unutulmadı 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in işgali sırasında, işgal kuvvetlerine karşı ilk kurşunu atarak ulusal direnişi başlatan ve şehit edilen Gazeteci Hasan Tahsin, ölümünün 105. yılında Konak’taki anıtı önünde anıldı. Gazeteci Hasan Tahsin, 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in işgali sırasında işgal kuvvetlerine karşı ilk kurşunu atarak ulusal direnişi başlatmış ve ardından şehit edilmişti. Şehit Hasan Tahsin için İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) tarafından Konak’taki anıt önünde anma töreni düzenlendi. Törene; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkanı Emine Helil İnay Kınay, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, gazeteciler ve Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencileri katıldı. Törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından anıta çelenk bırakıldı. “Hasan Tahsin’in sıktığı ilk kurşun esarete karşı atılmıştı” “İşgale karlı direnicin ilk kıvılcımını çakan, ilk karşılığını veren ve gazeteci kimliğiyle bugün burada öncelikle gazetecilerin sahiplenmesiyle hatırladığımız sevgili Hasan Tahsin’ini anmak için bir aradayız diyerek anma törenindeki konuşmasına başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şunları söyledi: “O tarihte yazdığı yazılarla, yaptığı haberlerle tarihe not düşen bir gazeteci Hasan Tahsin. Hukuku Beşer Gazetesi yazarı olarak, 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaline karşı tüm ulusun vicdanında oluşan o tepkiyi bir kurşuna döndüren ve o ilk karşılığı veren yiğit ve kahraman bir insan olarak hatırlıyoruz kendisini. 15 Mayıs’tan tam 4 gün sonra 19 Mayıs gün ve 4 gün sonra bayram olarak kutlayacağımız o günde Atatürk’ümüz Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’mızı başlatmıştı. O savaşın belki başladığı nokta olan İzmir’in liman bölgesi, bu alan yine Kurtuluş Savaşı’nın, Milli Mücadele’nin 9 Eylül’de burada Hükümet Konağı’na çekilen bayrakla birlikte sonuçlandığı yer olarak ülkemizin tarihinde her zaman hatırlanacak bir alan olarak hafızalarımıza kazındı. Bu zafer ülkemizi bir Cumhuriyet’in kuruluşuna götürdü. Bu nedenlerle İzmir, hem ilk işgale uğrayan ama aynı zamanda kurtuluş ateşinin ilk yakıldığı şehir ve kuruluşun şehri olarak ülkemizin gurur kentlerinden birisi oldu. İzmirli gazeteciler ulusal bağımsızlık için canını feda eden Milli Mücadeleyi başlatan meslektaşlarının izinden gittikleri için ne kadar gurur duysalar yeridir. Hasan Tahsin’in sıktığı ilk kurşun esarete karşı atılmıştı. O ilk kurşun, karanlığa karşı sıkılmıştır. Tıpkı bugün Hasan Tahsin’in izinden giden cesur gazetecilerin karanlıkları kalemleriyle aydınlığa çıkarmaya çalışması gibi. Ülkemizin demokrasi mücadelesinde fikir ve ifade özgürlüğü için her daim gazetecilerle omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’i saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyorum” dedi. “Fikri isyanlarımızı kalemlerimizle tamim etmeye devam edeceğiz” Törende konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ise “105 yıl sonra bizler tıpkı, Hasan Tahsin gibi, susmayacağız ve durmayacağız. Gerçeklerin peşinden koşmaya, halka gerçekleri ulaştırmaya, topluma zarar veren her şeyi ortaya çıkarmaya, belgeli habercilik yapmaya devam edeceğiz. Güçlünün değil, haklının yanında ve yanlışların karşısında durmayı sürdüreceğiz. İşgale karşı sessiz kalın diyen yetkililer tarihin karanlık sayfalarına gömülürken İnandığı değerler için mücadele eden gazetecilerin toplumun yüreğindeki yeri her zaman kalıcıdır. Hasan Tahsin’i sadece bugün değil, 365 gün yüreğimizle, çalışmalarımızla her yerde yaşatacağız. İlk kurşunu atan Hasan Tahsin’i, “Reddi İlhak Cephesini”, 105 yıl önce burada şehit olanları ve ulusumuza vatan armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı, minnet ve özlemle anıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da haykırıyoruz; Fikri isyanlarımızı kalemlerimizle tamim etmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Eskişehir Sanayi sorunları belirlendi, çözüm önerileri oluşturuldu Eskişehir Sanayi Odası (ESO) bünyesinde bulunan Meslek Komiteleri ve üyeleriyle gerçekleştirdiği iki ayrı panelde Eskişehir sanayisinin sorun alanlarını ve bunlara ilişkin çözüm önerilerini değerlendirdi, 2024’ün ekonomik gelişmelerini mercek altına aldı. Tüm tüm gün süren 2 ayrı panele gazete köşe yazarları da katıldı. Celalettin Kesikbaş; “Problemler ortak sorunumuz” Panellerin açılışında konuşan ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, “ESO olarak komite toplantılarında, meclis toplantılarımızda yaptığımız değerlendirmeler ve analizlerin sonuçlarıyla ilgili raporlarımızı hazırlamıştık. Her değerlendirme toplantısı sonuna bu raporlarımızı güncelliyoruz. Her mecrada sanayicilerimizin sesi olmaya çalışıyoruz. Bugün özellikle Türkiye’nin kıymetli gazetecilerin olduğu bir ortamda konuşalım ki kamuoyu oluşturalım istedik. Güncel iş hayatımızda birçok problemimiz var ve bunların dillendirilmesi son derece önemli diye düşünüyoruz. Bu nedenle diyoruz ki; daha hızlı gelişen ve daha problemsiz Türkiye için yılmak yok, yola devam.” dedi. Ekonomi, alt yapı, ihracatın artırılması, finansmana erişim, vize problemleri gibi sanayici çok zorlayan sıkıntılar olduğuna vurgu yapan Kesikbaş, “Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz, ar-ge ve ihracat yapmaya çalışıyoruz, dertlerimiz maksimum seviyede. Karşılaştığımız problemler hepimizin ortak sorunları. Bu sorunlarımızı çözmek için hep birlikte hareket etmeliyiz.” diye konuştu. Hakan Güldağ; “İnovasyon olmazsa olmaz” Panelde konuşan Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı, Köşe Yazarı Hakan Güldağ imalat sanayinde değişim olacağını belirterek, şunları kaydetti; “Türkiye bölgedeki imalat sanayi ihracatının üçte birini tek başına yapıyor. Önümüzdeki dönemde olacak şey bu imalat sanayindeki gücümüzü yeni zamanın ruhuna uygun olarak dönüşmesi. Yeniden şekillenmekte olan bütün dünyaya ayak uydurmalıyız. Sanayi dünyasının içinden geçtiği bu zor zamanlardan kurtulması için inovasyon olmazsa olmaz. Kısa vadede yapılması gerekenler ise şirketlerimizin varlıklarının yüzde 63’ü dönen varlıklardır. Bunun yüzde 40’ı alacaklar ve stoklardan oluşur. İlk aşamada buralarda iyileşme yapmaya çalışacaksınız. İkincisi duran varlıklar tarafında mümkün olduğunca aktif temizliği yapılacak. Bunlar satılıp sermayeye eklenecek.” Şeref Oğuz; “Rekabetçiliğe ihtiyaç var” Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı, Köşe Yazarı Şeref Oğuz, Eskişehir’de rekabetçiliğe ihtiyaç olduğunu dile getirerek, şunları söyledi; “Eskişehir’e baktığımızda yerel kabiliyetler anlamında bir şeyin eksik olduğunu düşünüyorum. O da iyiler ittifakı yeterli değil bu kentte. Herkesin aynı sayfadan konuşması gerekiyor. Rekabetçiliğe ihtiyacı olan bir kent. Burayı zıplatacak olan kabiliyetleri bir arada davranması. Eksiği budur Eskişehir’in. Fazlalığı inanılmaz bir şekilde kafasını yukarıya doğru vermiş bir kent. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde 2026 - 2027 yıllarında ekonominin daha yukarıya doğru çıkacağını öngörüyorum. Doğası gereği daha aşağı gitme ihtimali kalmadığı için. Şahsi kanaatim 2028 yılına bu enflasyonla halkın verdiği sinyalle beraber gidilecek gibi değil.” Ali Ağaoğlu “Türkiye’ye bir para girişi var” Ekonomist, Köşe Yazarı Ali Ağaoğlu panelde yaptığı değerlendirmede ülkemize para girişi olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti; “Türkiye yabancı para cinsinden kamu ve özel sektör borçları toplamı itibarıyla dünyanın en düşük borçlu ülkelerinden biridir. Gelişmiş ülkelerde bu rakamlar çok yüksek. Kamu net borcu toplam yüzde 152 ile dünyanın en borçlu ülkesi Japonya. Almanya yüzde 115, ABD yüzde 121. Türkiye’de toplam dış borç kamu borcu artı özel sektör borcu yüzde 70’lerdeyiz. Kamu borcu yüzde 37. Son bir yıldır yavaş yavaş Türkiye’ye bir para girişi var. Nedeni güven. Bu güveni tesis ettiğinizde çok rahat ülkeye para girişini sağlayabilirsiniz. Kısa vadede yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 42. Kurun da 40’ın altında olması yönünde. Kurun baskılayarak yavaş yavaş enflasyonun kontrol altına alınacağını düşünüyorum.” Açılış konuşmalarının ardından ekonominin güncel durumu değerlendirildi, iş dünyasında yaşanan son gelişmeler, sektörel büyüme ve ekonomideki yeni trendler konuşuldu. Katılımcıların ekonomi ve iş dünyasıyla ilgili merak ettikleri panelistler tarafından yanıtlandı.