GENEL - 07 Mayıs 2009 Perşembe 15:14

Denktaş Gebze'de

A
A
A
Denktaş Gebze'de

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde konferans veren eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Talat tek devlet için anlaşma yapmaya çalışıyor. Bu Kıbrıs Türk halkının sonu demektir. Kimse Kıbrıs'ta Türk halkını yok sayamaz" dedi.

Türk Ocakları Gebze Şubesi tarafından düzenlenen konferansa katılan Rauf Denktaş, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin masaya oturması ve çözüme ulaşıncaya kadar masada kalması gerektiğini söyledi. Denktaş, tarihte olduğu gibi bugün de Kıbrıs'ın Türkiye için çok önemli olduğunu belirterek, 

"Şu kamburdan kurtulalım diyenler var. Kıbrıs meselesinden vazgeçelim, AB yolu açılsın diyenler var. Kıbrıs meselesi Türkiye'yi 50 yıldır meşgul ediyor. Etinizden, budunuzdan kestiniz, bize verdiniz. Eğer Kıbrıs belaysa, kambursa, Bulgaristan'daki Türklere yaptığınız gibi Anadolu'nun kapılarına bize açardınız, bu kamburdan kurtulurdunuz. Niye vazgeçilmedi?" diye sordu.

Denktaş, Kıbrıs'ta tek devletin Türk halkının sonu olacağına işaret ederek, "Talat tek devlet için anlaşma yapmaya çalışıyor. Bu da Kıbrıs Türk halkının sonu demektir. Kıbrıs'ta iki millet var. Kimse Kıbrıs'ta Türk halkını yok sayamaz. Kıbrıs bizim milli davamızdır ve bu davadan asla vazgeçemeyiz. Biz her zaman iki tarafın varlığının Türkiye'nin garantörlüğü altında olmasını istedik. 

Rumlarla 20 yıl çözüm için uğraştık, hep işin sonuna gelince basit sebepler bulup çözümden kaçtılar ama sonuçta da hep bizi suçlu ilan ettiler. Ben görevim boyunca anlaşma olsun, Türkiye bu meseleden kurtulsun diye Rumların tüm isteklerine evet dedim. Biz azınlık değiliz, kurucu ortağız. Türkiye'nin garantörlüğü olduğu gibi devam edecek, yani Türk askeri adada bulunacak, müdahale hakkı kalkmayacak. Beni dünyanın en uzlaşmasız adamı ilan ettiler" şeklinde konuştu.

"RUMLARIN OYUNCAĞI OLURUZ, KIBRIS'IN SONU GİRİT GİBİ OLUR"

Annan Planı'nın da Türkiye'nin aleyhine olduğuna dikkat çeken Rauf Denktaş, "Zorlamalara rağmen Kıbrıs Türk halkının yüzde 35'lik bir bölümü plana hayır dedi. Bu oylama adadaki Türk halkının ne kadar omurgalı ve dik duruşlu olduğunu gösteriyor. Evet deyince çözüm olacağını söyleyenler bugün bizim dediğimize geldi. 

ABD, AB ve İngilizler, Türk askerinin adadan çekilmesini istiyor. Bugün Kıbrıs açısından tehlikeli bir çizgideyiz. KKTC'de çözüm için Türkiye masaya oturmalı ve sorun çözülünceye kadar masadan kalkmamalıdır. Türkler Kıbrıs'ta hiçbir zaman azınlık olmamıştır. Bundan sonra da tek devlet üzerine çözüme gidilme yolu aranırsa Rumların oyuncağı oluruz ve Kıbrıs'ın sonu da Girit gibi olur" şeklinde konuştu.

Üzerlerine düşen en büyük görevin Atatürk'ün onurlu yolunda dimdik yürüyerek Kıbrıs davasına sahip çıkmak olduğunu belirten Denktaş, "Kıbrıs bizim sorunumuzdur. Bu meselenin çözümü için Türkiye masadan kalkmamalıdır" dedi.

Osman Hamdi Bey Kültür Salonu'nda gerçekleştirilen ve büyük ilgi gören konferansın sonunda, Denktaş uzun süre ayakta alkışlandı.

MEHMET EMİN ALPAN-KOCAELİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.