Erdal İnönü’nün TSİ 05.00 sıralarında vefat ettiği öğrenildi. Geçtiğimiz yıl Houston’da bulunan M.D. Anderson Kanser Merkezi’ndeki tedavi gördükten sonra yurda dönen Erdal İnönü, hastalığının nüksetmesi üzerine 27 Ağustos’ta yeniden ABD’ye gitmişti. İnönü’nün yanında eşi Sevinç İnönü bulunuyordu.
Sevinç İnönü, eşi Erdal İnönü'nün ölüm haberinin ardından tansiyonunun yükselmesi sonucu aynı hastanede tedavi altına alındı.
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Eski Bakanı Hikmet Çetin, Bayındırlık Eski Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, Bayındırlık Eski Müsteşar Yardımcısı Halit Toraman ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül bir süredir ABD’de bulunan Erdal İnönü’yü, kanser tedavisi gördüğü Houston’daki DNC Travel Hospital’de ziyaret etmişti.
Erdal İnönü'nün hayatı:
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Başbakanı İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü 6 Haziran 1926 Ankara'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da yaptı, 1947'de Fen Fakültesi'nden fizik lisansı diploması aldıktan sonra ABD'ye gitti, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde lisans üstü öğrenimi yaptı, yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı, Teorik fizik alanında araştırmalar yaptı, Yurda dönünce Ankara Üniversitesinde Fizik Asistanı olarak göreve başladı.
Askerlik görevini yaptıktan sonra üniversite doçentlik sınavını verdi, 1957-1960 yılları arasında tekrar Amerika'ya giderek "Atom Enerjisinden Yararlanma" programı içinde çeşitli üniversite ve araştırma enstitülerinde araştırmalar yaptı.
ODTÜ'de rektörlük yaptı
1964 - 1974 tarihleri arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde Fizik Profesörü olarak çalıştı, ODTÜ'de öğretim üyeliği görevinin yanı sıra araştırma ve yönetim görevleri de yaptı, Teorik Fizik Bölümü Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Üniversite Rektörlüğünde bulundu.
1974'te İstanbul Boğaziçi Üniversitesine geçti, 1974-1983 yılları arasında fizik profesörlüğünün yanı sıra 6 yıl kadar da Temel Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun kuruluşuna katkıda bulundu ve TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü'nde kurucu müdürlük görevini yürüttü.
SODEP'in kurucusu
Aynı zamanda NATO Fen Komitesi'nde çalıştı ve UNESCO Yürütme Kurulunda görev aldı. 1983 yılında siyasete atılan Erdal İnönü, Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu Genel Başkanı oldu, SODEP ile Halkçı Partinin Birleşmesi sonucu kurulan SHP'nin ilk olağanüstü kurultayında SHP Genel Başkanı seçildi, Bu görevini 1993 yılına kadar sürdürdü.
İnönü, 1986 yılı ara seçimlerinde İzmir Milletvekili seçilmiş, 1987 ve 1991 genel seçimlerinde yeniden aynı ilden milletvekili seçilerek parlamentoda görevine devam etti.
1991 Genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP'nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev üstlendi ve 1993 yılına kadar bu görevini sürdürdü.
SHP'nin Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmesinin ardından, 27 Mart 1995 tarihinde Koalisyon'un Sosyal Demokrat kanadında değişikliğe gidildi, Erdal İnönü bu değişiklikle Dışişleri Bakanı olarak atandı ve 1995 yılının Mart ve Ekim ayları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
TBMM'de saygı duruşu
TBMM Genel Kurulu dünkü çalışmalarına Erdal İnönü için saygı duruşunda bulunarak başladı.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, İnönü'nün vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirdikten sonra milletvekillerini Erdal İnönü anısına 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti.
Saygı duruşunun ardından yerinden söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Erdal İnönü, adına rağmen 12 Eylül yönetimi tarafından veto edilerek TBMM'ye sokulmamıştır. Bu durum bile Türkiye'nin yakın bir geçmişte nasıl bir darboğazdan geçtiğini göstermektedir" dedi.
Erdal İnönü'nün Türk siyasi kültürüne özel katkılar sağladığını belirterek, "Siyasetçilerin alkışlandığı ve omuzlara alındığı bir dönemde omuzlara alınmayı redderek, yere yatmış ve Türk siyasetindeki şark görüntülerine tepki göstermiştir" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da, "CHP içindeki çalkantılı günlerde babasının yerine geçen Ecevit'i tebrik edecek kadar olgunluğa sahip bir insandı Erdal İnönü" ifadesini kullandı.
DSP Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı da, "İnönü, Türkiye'ye örnek oldu, olmaya da devam edecek" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Türk siyasetine özgünlük ve derinlik kazandırmış bir insanı kaybettik" diye konuştu.
DTP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık da, "Kendisi maalesef siyaseten kuşatma altındaydı. Türkiye'yi özgürleştirecek çok şeyler yaptı. Biz 24 milletvekili ile zamanında hazırladığımız bir projeyi korkarak yanına götürdük ama o cebinden kalemini çıkararak '25'nci imzayı ben atayım' dedi" diye konuştu.
4 Kasım'da toprağa verilecek
Erdal İnönü'nün cenazesi, yarın yerel saatle akşam saatlerinde New York üzerinden Türkiye'ye getirilecek.
Prof. Dr.Erdal İnönü için 3 Kasım Cumartesi günü TBMM'de devlet töreni düzenlenecek. İnönü'nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü İstanbul'da toprağa verilecek.
İnönü ailesine göre, tedavi gördüğü ABD'de vefat eden Erdal İnönü'nün cenazesi 2 Kasım Cuma günü akşam saatlerinde Türk Hava Yolları'nın tarifeli uçağıyla Ankara'ya getirilecek.
İnönü'nün cenazesi, GATA'da bekletilecek. Erdal İnönü için ilk tören 3 Kasım Cumartesi günü saat 11.00'de TBMM'de yapılacak.
İnönü'nün naaşı devlet töreninin ardından, doğduğu Pembe Köşk'ün bahçesine getirilecek. İnönü için burada da bir tören gerçekleştirilecek.
Daha sonra eşi Sevinç İnönü'nün isteği doğrultusunda İstanbul'a götürülecek olan İnönü'nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu'daki aile kabristanında toprağa verilecek.
İnönü ailesi taziyeleri kabul ediyor
İnönü'nün kız kardeşi Toker ve yeğeni Gülsün Bilgehan, Pembe Köşk'te taziyeleri kabul ediyor. Gazetecilere bir açıklama yapan Toker, İnönü'nün herkes tarafından sevilen bir insan olduğu ve herkesin kalbinde bir itibarı olduğunu söyledi. 20 gün önce ağabeyini tedavi gördüğü ABD'de ziyaret ettiğini belirten Toker, İnönü'nün her zaman Türkiye'yi düşündüğünü söyledi. Toker, "Ağabeyim, insan olmanın, Türk olmanın, İnönü olmanın zevkini her zaman çıkardı. Sizlere müteşekkirim. Türkiye'deki bütün onu sevenlerin Oldukça üzgün olduğu ve konuşmakta zorlandığı gözlenen Toker, şunları kaydetti:
başı sağ olsun. Her zaman için hatıramızda yaşayacak. Bize söyledikleri, anlattıkları, yaşam tarzıyla örnek bir insandı" diye konuştu. Ağabeyinin Türkiye için verdiği mücadelede hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadığını ve her zaman Türkiye'nin daha iyi olacağına inandığını vurgulayan Toker, İnönü'nün bu anlamda gençliğe güvendiğini bildirdi.
"Ağabeyim çok özel bir insandı. Acımız çok büyük. Ama acımızı hepinizle paylaşıyoruz ve bu bize kuvvet veriyor. O yine bizim aramızda olacak, bize yol gösterecek. Ama önemli olan onu ve onun yaşadığı idealleri, ilkeleri, politik düşünce olmadan, ki o politikacı değildi onun ötesinde bir Atatürkçüydü, laik cumhuriyet çocuğuydu. Bunları hep inanarak yaşadı."
Birkaç gün önce İstanbul'dan bir grup arkadaşının İnönü'yü ziyaret ettiğini anlatan Toker, ağabeyinin çok iyi olduğunu ancak, zor bir hastalıkla mücadele ettiği ve 'halim yok, güçsüzüm' dediğini söyledi. Toker ayrıca, cenaze töreniyle ilgili bir programın henüz yapılmadığını ancak ağabeyinin eşi Sevinç İnönü'nün isteklerinin de önemli olduğunu söyledi. Toker, ağabeyinin son ana kadar çalıştığını, bir kitap yazdığını ve araştırmalar yaptığını kaydetti.
Gülsün Bilgehan da, dayısını kaybettiği için çok üzgün olduğunu belirterek, en son 3 gün önce telefonda görüştüğünü anlattı. Annesi ve kendisinin İnönü'ye sürekli kendisini sevenlerden bahsettiklerini kaydeden Bilgehan, "Her defasında ona ne kadar ihtiyacımız olduğunu ve dayanması gerektiğini söylerdim. Ne yazık ki bu kadar dayanabildi. Deneysel bir tedavi görüyordu. Ve hayatının son günlerinde bile bilime hizmet etmekten mutlu olduğunu söyledi. Hepimiz biliyoruz ki, sevecenliğiyle, dürüstlüğüyle,
güvenirliğiyle ve cesaretli çizgisiyle Türk siyaseti önemli bir siyaset adamını kaybetmiştir" şeklinde konuştu.
Öte yandan, Pembe Köşk girişine etrafında İnönü'nün fotoğraflarının yer aldığı bir taziye defteri konuldu.








