GÜNDEM - 27 Mayıs 2023 Cumartesi 17:51

Sinan Oğan’dan Kılıçdaroğlu’na seçim sonrası ‘istifa’ sorusu

A
A
A
Sinan Oğan’dan Kılıçdaroğlu’na seçim sonrası ‘istifa’ sorusu

ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, yarın yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması durumunda Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa edip etmeyeceğini sordu. Oğan, “Madem bu seçim bir referandum, o zaman seçim gecesi de bu seçimi kaybedenlerin istifa etmesi gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, Millet İttifafı’nın her bir ferdinin, genel başkanının istifa etmesi gerekiyor. Madem referandum dediniz, hodri meydan o zaman” dedi

ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katılan ve ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdiğini açıklayan Sinan Oğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Antalya Kapalı Yol'da esnaflarla buluştu, ardından Kepez ilçesindeki gençlik ve kadın buluşmasına katıldı. Sinan Oğan, burada seçim sürecini değerlendirerek, kendisine gelen eleştirileri anlattı.

“FETÖ’den çok iyi ders almışlar”

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu sonrası ve Cumhur İttifakı’na desteği sonrası bir kitle tarafından linç kampanyası başlatıldığını aktaran Oğan, “Bir kitle var ki; Allah muhafaza. Eşim, kızım, oğlum dahil linçlemede hakarette sınır tanımayanlar, en adi metotlarda bize saldırmaya başladılar. Ben o zaman anladım ki Allah bunların getireceği demokrasiden korusun ülkemizi. FETÖ’den çok iyi ders almışlar. FETÖ vari usullerle olmayan belgeleri oluşturmaya çalışmaktalar. Sayın Aliyev’i dahi bu işin içine katma küstahlığını göstermekten geri durmayanlar, bizim Sayın Cumhurbaşkanımızla pazarlık yaptığımız iftirasını atmaya kadar her türlü iftirada bulundular. Ancak çamur attılar izi kalmadı. Kalmaz. Biz doğru insanlarız, omurgalı insanlarız ve bugün görüyoruz ki doğru yoldayız inşallah” dedi.

“12 yaşındaki kızım telefonunu, 17 yaşındaki oğlum sosyal medya hesaplarını kapattı”

Yapılan linç girişimlerinin eşinin psikolojisini bozduğunu ifade eden Oğan, “Eşimin bu süreçte en iyi siz anlarsınız. Psikolojisi bozuldu. O kadar çok küstahça hakaretlerde bulundular ki; 12 yaşındaki kızım cep telefonunu kapatmak zorunda kaldı. Bir yerlerden buluyorlar ve mesaj atıyorlar. 17 yaşında oğlum bütün sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kaldı. Nasıl bir küstahlık, nasıl bir aymazlık, alçaklık. Hakarette sınır tanımıyorlar. Beni eleştirebilirsiniz ancak küfür nedir, hakaret nedir, çocukları aileyi bu işin içine katmak nedir. O sebeple biz bir kez daha bu linç kültürünü gördükten sonra doğru karar vermişiz, doğru yerdeyiz” diye konuştu.

“Hodri meydan”

Kemal Kılıçdaroğlu’na istifa konusunda soru yönelten Oğan, “Millet, parlamento seçimlerinde olduğu gibi çoğunluğu Cumhur İttifakı’na verip Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçtiğinde, bu referandumun sonucu Sayın Kılıçdaroğlu için bir kayıp ve istifa olacak mı? Madem bu seçim bir referandum o zaman seçim gecesi de, bu seçimi kaybedenlerin istifa etmesi gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, Millet İttifafı’nın her bir ferdinin, genel başkanının istifa etmesi gerekiyor. Madem referandum dediniz, hodri meydan o zaman” ifadelerini kullandı.

“Haftalık milliyetçi bunlar”

Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur seçimi öncesi birden bire milliyetçi kesildiğini ileri sürerek, “Türkiye’de soykırım var diye suçlayan Canan Kaftancıoğlu, Göktürk bayrağının altında yürüyüş yapıyor. Neredeyse Başbuğ Canan diyecekler. Bunlara mevsimlik milliyetçi diyeceğim ama bir mevsim milliyetçi bile olamaz bunlar. Haftalık milliyetçi bunlar. Onun için bunların milliyetçilikleri de, programları gibi doğru değil. Gittikleri yol gibi doğru değil. Bunların Suriyeli sığınmacıları göndereceğiz tezi de doğru değil. Bütün hepsi Türk milliyetçilerinin oyunu almak içindir” şeklinde konuştu.

Suat Metin - Umut Yasin Kurter
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Güngören Belediyesi tarafından düzenlenen Giyim Festivaline büyük ilgi Güngören belediyesi tarafından düzenlenen Merter Giyim Festivali başladı. Merter’de faaliyet gösteren tekstil firmalarının katıldığı festivalde 100 TL’den başlayan fiyatlarla ürünlere vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Güngören Belediyesi tarafından düzenlenen Merter Giyim Festivali kapılarını ziyaretçilerine açtı. Merter’de faaliyet gösteren tekstil firmalarının katıldığı festivalde üreticilerle vatandaşlar buluştu. Merter’de faaliyet gösteren bir çok firma genelde ürettiği ürünleri yurt dışında bulunan ülkelere ihraç ediyor. Bu nedenle normal günde Merter’de perakende ürün satan firma sayısı çok az. Ancak düzenlenen bu festival sayesinde vatandaşlar yurt dışına ihraç edilen ürünlere piyasanın yarı fiyatına ulaşabiliyor. Bir çok ürün çeşidinin bulunduğu festivalde ürünler 100 TL’den başlıyor. Ürünler toptan fiyatının altında satılıyor Festival alanında bulunan ürünlerin toptan fiyatının da altında satıldığını belirten Güngören Belediyesi Halkla ilişkiler koordinatörü Sami Gül “ 10 bin metrekare bir alan üzerinde yılda 2 defa giyim festivali düzenliyoruz. Bu Türkiye’de bir ilk durumunda. Belediye Başkanımızın katkılarıyla şu an 44 mağaza bulunuyor. Burada Merter ve Güngören’de faaliyet gösteren tekstil firmalarının ürettiği ürünleri toptan fiyatının daha altında vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Amaç burada paydaş olmak biz belediye olarak üretenle tüketiciyi bir araya getiriyoruz. Burada bulunan firmaların bir çoğu yurt dışına ihracat yapıyor iç piyasa da bulunmuyorlar biz onlarla vatandaşlarımızı toptan fiyatının çok daha altında vatandaşlarımızla buluşturduk. Vatandaşımız , firmalar ve biz bu durumdan çok memnunuz çok güzel geri dönüler aldık” diye konuştu. Sosyal medyada 1600 TL’ye satılan montu burada 300 TL’ye aldım Satılan ürünlerin piyasa fiyatından yüzde 70 daha uygun olduğunu belirten Melek Bilge “ Kesinlik mağazalardan yüzde 70 daha ucuz bende burada bulunan çoğu şeyi topladım. Ben kışında buraya gelmiştim. O zaman da baya bir ürün almıştım. Hatta benim buradan aldığım ürün sosyal medya da bin 600 TL’ye satılıyordu” dedi. Hem müşteriler hem biz memnunuz Festivale başladığı günden itibaren ilginin çok yoğun olduğunu belirten firma Birkan Öz “Festivalimiz cumartesi günü başladı yoğun geçiyor biz açıkçası bu kadar yoğunluk beklemiyorduk. Belediye başkanımıza çok teşekkür ediyoruz böyle bir etkinlik kazandırdığı için. Müşterilerimiz çok memnun fiyatlardan her şey şu an için süper durumda.” Festival alanında her bütçeye göre ürünün bulunduğunu belirten Sezgin Yiğit “ Festival alanına herkesi bekliyoruz burada çok uygun fiyatlara ürünlerimiz mevcut. Buraya gelen vatandaşlarımız 100 TL’den başlayan fiyatlarla burada kendilerine ürünler bulabilir” diye konuştu.
Samsun YÖK Başkanı Özvar: "Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor” Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar,"Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor ve son zamanlarda uluslararası öğrencilere yöneltilmeye çalışılıyor. Bu, Türkiye’ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri millî değildir” dedi. YÖK Başkanı Erol Özvar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Akademik Buluşma ve Ödül Töreni"ne katıldı. Dünyadaki benzerleriyle mukayese edildiğinde, Türk yükseköğretim sisteminin öne çıkan özelliklerinin bulunduğuna işaret eden Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin ayırt edici temel vasıflarının başında üniversite adayları için erişilebilirlik, bilim insanları için içericilik geldiğini ifade etti. Son 30-40 yılda bütün dünyadaki genel eğilimin gittikçe artan ortaöğretim mezununun üniversite eğitimi almak istemesi olduğunu anlatan Özvar, "Bu, Türkiye’ye mahsus değildir. Küresel bir eğilimdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu küresel eğilime zamanlıca cevap vermiştir, her türlü altyapı çalışmasını tamamlayarak öğrencisine bu hizmetleri sunan ender ülkelerden biridir. Öte yandan üniversitelerimiz Gazze’de yaşanan katliamlara karşı vicdanının sesine kulak vererek demokratik protestolarda bulunan ve bunun için ifade özgürlüğü kısıtlanan uluslararası akademisyenlere kapılarını açmıştır. Bu yönüyle sistemimiz erişilebilirliği ve kapsayıcılığı ile ciddi bir kapasite artışı kaydetmiştir. Bu noktada Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetleri esnasında yükseköğretim alanına yapılan yatırımlar fevkalade ehemmiyetlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ortaya koyduğu bu uzak görüşlülüğü ve yapmış olduğu yatırımlar dolayısıyla kendisine şükran borçluyuz" diye konuştu. Türkiye’nin dünyaya örnek teşkil edecek bir yükseköğretim sistemi sunduğunu belirten Özvar, okumak isteyen, üniversiteyi başarmak isteyen her gence Türkiye Cumhuriyeti’nin kapılarının açık olduğunu anlattı. Türk yükseköğretim sisteminin kapsayıcılığının ve ihata ediciliğinin sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına mukayyet olmadığını ifade eden Özvar, "Okumak isteyen, hakkıyla kazanan, imkanlarını ortaya koyarak buraya gelmiş, uluslararası öğrencilere de aynı hakkı sunmaktadır. Bu bakımdan Türkiye yükseköğretim sistemi sadece kendi vatandaşlarına değil ama şartları yerine getiren, imkanları olan uluslararası öğrencilere de kapılarını açmıştır" şeklinde konuştu. "Türkiye’de 190 ülkeden 350 bin uluslararası öğrenci eğitim alıyor" Erol Özvar, uluslararası öğrencilerle ilgili, "Bugün Türkiye’de 350 bini bulan uluslararası öğrenci vardır. 190 ülkeden fazla dünyanın muhtelif devletlerinden ülkemize istikbalini inşa etmek için gelen genç insanlar vardır" bilgilerini verdi. Hedeflerinin uluslararası öğrenci sayısını önümüzdeki yıllarda daha da artırmak olduğunu vurgulayan Özvar şöyle devam etti: “Uluslararası öğrencilerin yüzde 95’inden fazlası, kendi imkanlarıyla burada okumaktadır. Türkiye’nin bursunu alan çok başarılı yabancı öğrencilerin toplam uluslararası öğrenciler içerisindeki payı yüzde üçü, dördü geçmez. Dolayısıyla buraya gelen kendi imkanlarıyla üniversitelerde okumaktadır. Türkiye’de son zamanlarda müşahede ettiğimiz tehlikeli bir oluşumdan söz etmek isterim. Maalesef, Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor ve son zamanlarda uluslararası öğrencilere yöneltilmeye çalışılıyor. Bu, Türkiye’ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri millî değildir. Bu konuda sizlere uyarıda bulunmak isterim. Bu topraklarda yabancı düşmanlığı tohumu yeşermez. Bu topraklar, yabancı düşmanlığına kapalıdır." "Uluslararası öğrenci ve akademisyenlere kapımız açık" Türk toplumunun farklı kültürlerle farklı medeniyetlerle yaşamayı bilen bir toplum olduğuna ve gücünün de ülke olarak burada olduğuna işaret eden Özvar, "Biz farklı kültürden gelen, farklı ırktan gelen insanı insan bellemişiz, kendimiz gibi görmüşüz; bizim gibi yaşamışsa, bizim gibi çalışmışsa, bizim gibi gayret etmişse, bizim gibi ülkemize hizmet etmeyi hedef belirlemişse onlarla yaşamayı bilen bir toplumuz. Bu kadim anlayışımızla, uluslararası öğrenci, uluslararası akademisyenlere kapımız açık ve onların da ilgisini çeken bir ülkeyiz. Biz çeşitliliği tolere eden, bunu zenginlik bilen ve bunu yönetebilen bir medeniyetin üyeleriyiz" ifadelerini kullandı.
İstanbul 2024-2025 sezonu Süper Lig, 1. Lig ve TFF 2. Lig sezon planlamaları belirlendi Trendyol Süper Lig’de 2024-2025 sezonu 9, 10, 11, 12 Ağustos 2024 tarihlerinde başlayacak ve ligin ilk yarısı 20, 21, 22, 23 Aralık 2024 tarihlerinde oynanacak olan 17. hafta müsabakaları ile sona erecek. İkinci yarı 3, 4, 5, 6 Ocak 2025 tarihlerinde oynanacak olan 18. hafta mücadeleleyile başlayacak ve sezon 1 Haziran 2025 tarihinde bitecek. Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu dün yaptığı toplantıda, Trendyol Süper Lig, Trendyol 1. Lig ve TFF 2. Ligde 2024-2025 sezon planlamalarını belirledi. Buna göre, Trendyol Süper Lig 9, 10, 11, 12 Ağustos 2024 tarihlerinde başlayacak ve ligin ilk yarısı 20, 21, 22, 23 Aralık 2024 tarihlerinde oynanacak olan 17. hafta müsabakaları ile sona erecek. İkinci yarı 3, 4, 5, 6 Ocak 2025 tarihlerinde oynanacak olan 18. hafta mücadeleleriyle başlayacak ve sezon 1 Haziran 2025 tarihinde sona bitecek. Trendyol 1. Lig’de de sezon 9, 10, 11, 12 Ağustos 2024 tarihlerinde start alacak ve 20, 21, 22, 23 Aralık 2024 tarihlerinde oynanacak olan 17. hafta müsabakaları sonrasında devre arası verilecek. İkinci yarı 3, 4, 5, 6 Ocak 2025 tarihlerinde oynanacak olan 18. hafta müsabakalarıyla başlayacak ve normal sezon 10 Mayıs 2025 tarihinde bitecek. Trendyol 1. Ligde 24, 28 ve 33. hafta müsabakaları hafta içi oynanacak. TFF 2. Lig’de ise sezon 1 Eylül 2024 tarihinde başlayacak ve ilk yarı 22 Aralık 2024 tarihinde sona erecek. İkinci yarı 19 Ocak 2025 tarihinde başlayacak ve normal sezon 3 Mayıs 2025 tarihinde sona erecek. TFF 2. Ligde 22 ve 29. hafta müsabakaları hafta içi oynanacak. Trendyol 1. Lig ve TFF 2. Lig’de sezon sonunda oynanacak olan play-off müsabakalarına ilişkin tarihler de daha sonra ilan edilecek.
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan: "İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor" dedi. Bakan Fidan, Avusturya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Avusturya ile Türkiye ilişkileri bakımından Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümü, İş Gücü Anlaşması’nın 60. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, 2023 yılında ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesine çıktığını ve bu yıl hedefin 5 milyar dolar olduğunu söyledi. Bakan Fidan görüşmede terörle mücadelede uluslararası iş birliği ve ortak iradenin şart olduğunun altını çizildiğini belirterek terör örgütleri ve iltisaklı yapıların faaliyetlerinin Avusturya’nın kamu güvenliğine karşı taşıdığı risklere dikkat çekildiğini kaydetti. "Dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte" Avusturyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle ilişkilerini de konuştuklarını aktaran Bakan Fidan, "Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin katılım müzakereleri başta olmak üzere her alanda geliştirilmesi ve daha sağlam bir zemine oturtturulması gerektiğinin altını çizdim. Başta Gümrük Birliği ve vize süreçleri olmak üzere çeşitli Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri konularında kendisiyle uzun bir müzakerede bulunduk. Avrupa Birliği’nin ülkemizle ilişkilerinin ahde vefa ilkesi çerçevesinde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütmesi beklentimizi ayrıca ifade ettik. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin bazı üyelerin kısır politik gündemlerine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu bugünkü görüşmemizde vurguladık. Türkiye’ye yönelik dışlayıcı politikalar küresel güç olmayı hedefleyen Avrupa Birliği’ni zayıflatmaktadır. Bu dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte" diye konuştu. Görüşmede, bölgesel ve küresel konuların da ele alındığını dile getiren Bakan Fidan, "Filistin, Ukrayna ve Balkanlar başta olmak üzere diğer konuları da görüştük. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığını destekleme yönündeki irademizi tekrar teyit ettik. Ukrayna’nın haklı davasında diplomatik yöntemlerin de kullanılması gerektiğini vurguladım. Balkanlar’ın huzuru, güvenli ve istikrarı için hem ülkemiz hem de Avusturya açısından önem taşımaktadır. Bölgedeki mevcut sorunlu meselelerin bir an önce çözüme kavuşmasını arzu ediyor Bu yönde aktif çaba gösteriyoruz. Avusturya ve Türkiye’nin özellikle Balkanlar’daki sorunların çözümü konusunda daha fazla iş birliğine ihtiyaç duyduğu açık" ifadelerini kullandı. "İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor" Hamas’ın ateşkese evet demesine rağmen İsrail’in Refah’ı işgale yönelmesi sonucunda diplomatik çabaların bir kez daha başarısız olduğunu belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: "İsrail’i yöneten ırkçı ve yayılmacı zihniyetin bölgesel barış ve huzura katkı vermesi mümkün gözükmüyor. Türkiye olarak en başından beri Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletin çözüme odaklanması gerektiğini vurguladık. İsrail’e karşı bu hedef doğrultusunda somut adımlar attık. Ticaretimizi sonlandırdık. İsrail’e karşı UAD’da açılan davaya müdahil olma kararımızı açıkladık. Geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Dünya iki devletli çözümün şart olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyor. Filistin Devleti’ni her geçen gün daha fazla ülke tanıyor. Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya müdahil olmak isteyen ülkelerin sayısı artıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. Bu resmin özeti şudur, İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor. Türkiye, Filistin halkının kendi topraklarında kendi devletlerinin çatısı altında özgürce yaşaması için her zaman olduğu gibi çaba göstermeye devam edecektir. Sözlerime son verirken uluslararası toplumun tüm üyelerini Gazze’deki vahşeti durdurmak için somut adımlar atlayan ve Filistin Devleti’ni kurtarmaya davet ediyorum." "Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz" Schallenberg ise Türkiye’nin Orta Doğu’da üstlendiği sorumluluğu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Bir yıl içinde üçüncü kez bir araya gelme fırsatı bulduk bu büyük bir anlam taşıyor. Yoğun ilişkilerimizin ve güvenimizin de bir nişanesi. Bir saatlik bir özel görüşme yaptık, geçen Ekim ayında da başbakanımız gelmişti ne kadar olumlu ilişkiler olduğunu çok rahat görüyoruz. Tabi ki aynı hususlarda hemfikir olmadığımız da olur bunu da saygılı bir şekilde karşılıyoruz. Türkiye ve Avusturya arasındaki bu ilişkilerin tarih itibarıyla çok derin olduğunu biliyoruz. 1924 çok önemli bir yıl 100 yıllık bir dostluk anlaşmamız var, o zaman Türkiye çok genç bir cumhuriyetti. Bunun dışında 60. yıl işgücü anlaşmasını kutluyoruz. İnsanlar Avusturya’ya geldi bu ülkeden ve Avusturya vatandaşı oldular gerçekten Avusturya’nın ekonomik başarısına çok büyük katkıda bulundular. O ailelerin de başarı öyküleri var. Siyasette, ekonomi dünyasında toplumumuzun vazgeçilmez bir parçası oldular. Uluslararası gelişmelere rağmen ilişkilerimiz çok iyi, dolayısıyla Türkiye’deki 6. en büyük yatırımcı konumundayız. Bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Burada çok büyük biri ilgi var hem AB’nin hem de Avusturya’nın Türkiye ile daha iyi bir iş birliği yapması söz konusu. Tabii ki tam üyelik konusunda haklı bazı şüphelerimiz var ancak tam ölçülü iki tarafın da çıkarlarını koruyacak bir hedefimiz olması gerekir. Güvenlik konusunu düşünmüyorum, düzensiz göç veya terör konularını düşünüyorum burada gerçekten ikili hem de Avrupa ile iyi bir iş birliği yapmamız gerekiyor. Dün İçişleri Bakanı ile çok iyi bir görüşme yaptık, karşılıklı saygı ve takdir çerçevesinde daha fazla iş birliği yapmak istiyoruz. Türkiye’nin özellikle göçmenler konusunda çok büyük bir yükü üstlendiğini görüyoruz. Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Güvenlik konusunda bir iş birliği ihtiyacı var bunu geniş bir kapsamda ele almak lazım. Türkiye’nin etrafında bir ateş çemberi var. Türkiye’nin önemli bir rolü ve sorumluluğu bulunmaktadır."