GÜNDEM - 27 Mayıs 2023 Cumartesi 17:51

Sinan Oğan’dan Kılıçdaroğlu’na seçim sonrası ‘istifa’ sorusu

A
A
A
Sinan Oğan’dan Kılıçdaroğlu’na seçim sonrası ‘istifa’ sorusu

ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, yarın yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması durumunda Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa edip etmeyeceğini sordu. Oğan, “Madem bu seçim bir referandum, o zaman seçim gecesi de bu seçimi kaybedenlerin istifa etmesi gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, Millet İttifafı’nın her bir ferdinin, genel başkanının istifa etmesi gerekiyor. Madem referandum dediniz, hodri meydan o zaman” dedi

ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katılan ve ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdiğini açıklayan Sinan Oğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte Antalya Kapalı Yol'da esnaflarla buluştu, ardından Kepez ilçesindeki gençlik ve kadın buluşmasına katıldı. Sinan Oğan, burada seçim sürecini değerlendirerek, kendisine gelen eleştirileri anlattı.

“FETÖ’den çok iyi ders almışlar”

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu sonrası ve Cumhur İttifakı’na desteği sonrası bir kitle tarafından linç kampanyası başlatıldığını aktaran Oğan, “Bir kitle var ki; Allah muhafaza. Eşim, kızım, oğlum dahil linçlemede hakarette sınır tanımayanlar, en adi metotlarda bize saldırmaya başladılar. Ben o zaman anladım ki Allah bunların getireceği demokrasiden korusun ülkemizi. FETÖ’den çok iyi ders almışlar. FETÖ vari usullerle olmayan belgeleri oluşturmaya çalışmaktalar. Sayın Aliyev’i dahi bu işin içine katma küstahlığını göstermekten geri durmayanlar, bizim Sayın Cumhurbaşkanımızla pazarlık yaptığımız iftirasını atmaya kadar her türlü iftirada bulundular. Ancak çamur attılar izi kalmadı. Kalmaz. Biz doğru insanlarız, omurgalı insanlarız ve bugün görüyoruz ki doğru yoldayız inşallah” dedi.

“12 yaşındaki kızım telefonunu, 17 yaşındaki oğlum sosyal medya hesaplarını kapattı”

Yapılan linç girişimlerinin eşinin psikolojisini bozduğunu ifade eden Oğan, “Eşimin bu süreçte en iyi siz anlarsınız. Psikolojisi bozuldu. O kadar çok küstahça hakaretlerde bulundular ki; 12 yaşındaki kızım cep telefonunu kapatmak zorunda kaldı. Bir yerlerden buluyorlar ve mesaj atıyorlar. 17 yaşında oğlum bütün sosyal medya hesaplarını kapatmak zorunda kaldı. Nasıl bir küstahlık, nasıl bir aymazlık, alçaklık. Hakarette sınır tanımıyorlar. Beni eleştirebilirsiniz ancak küfür nedir, hakaret nedir, çocukları aileyi bu işin içine katmak nedir. O sebeple biz bir kez daha bu linç kültürünü gördükten sonra doğru karar vermişiz, doğru yerdeyiz” diye konuştu.

“Hodri meydan”

Kemal Kılıçdaroğlu’na istifa konusunda soru yönelten Oğan, “Millet, parlamento seçimlerinde olduğu gibi çoğunluğu Cumhur İttifakı’na verip Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçtiğinde, bu referandumun sonucu Sayın Kılıçdaroğlu için bir kayıp ve istifa olacak mı? Madem bu seçim bir referandum o zaman seçim gecesi de, bu seçimi kaybedenlerin istifa etmesi gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, Millet İttifafı’nın her bir ferdinin, genel başkanının istifa etmesi gerekiyor. Madem referandum dediniz, hodri meydan o zaman” ifadelerini kullandı.

“Haftalık milliyetçi bunlar”

Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur seçimi öncesi birden bire milliyetçi kesildiğini ileri sürerek, “Türkiye’de soykırım var diye suçlayan Canan Kaftancıoğlu, Göktürk bayrağının altında yürüyüş yapıyor. Neredeyse Başbuğ Canan diyecekler. Bunlara mevsimlik milliyetçi diyeceğim ama bir mevsim milliyetçi bile olamaz bunlar. Haftalık milliyetçi bunlar. Onun için bunların milliyetçilikleri de, programları gibi doğru değil. Gittikleri yol gibi doğru değil. Bunların Suriyeli sığınmacıları göndereceğiz tezi de doğru değil. Bütün hepsi Türk milliyetçilerinin oyunu almak içindir” şeklinde konuştu.

Suat Metin - Umut Yasin Kurter
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."