ÇEVRE - 02 Haziran 2022 Perşembe 10:28

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

A
A
A
Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

Kuraklığa bağlı olarak su seviyesi azalan Tunca Nehri, kum adacıkları ve yosunlarla kaplanarak adeta bataklık görünümünü aldı. Oluşan görüntünün Edirne’ye yakışmadığını söyleyen bölge esnafı, Tunca Nehri suyunun DSİ ekipleri tarafından, çevresinin ise Edirne Belediyesi görevlileri tarafından bir an önce temizlenmesini istedi.

Kaynağını Bulgaristan'dan alan Tunca Nehri'ndeki su seviyesinde, hem havzasındaki hem de Edirne'deki yağışların azlığı nedeniyle düşüş yaşanıyor. Nehrin geçen ay saniyede 14 metreküpe kadar çıkan debisi, 6 metreküp/saniyeye kadar düştü. Su seviyesinin düşmesine bağlı olarak nehir yatağında kum adacıkları oluştu, çöpler gün yüzüne çıktı ve yüzeyi yosunlarla kaplandı. Bu durum canlıları da olumsuz etkiliyor. Azalan su seviyesine bağlı olarak hem daha az yaşam alanı hem de daha az oksijen kalıyor.

Otomobil lastiği, plastik atıklar ve çöpler görenleri şaşırtıyor

Hava sıcaklığının 35 derecinin üstünde seyrettiği Edirne'de nehir debileri de düşmeye devam ediyor. Her geçen gün su seviyesi biraz daha azalan Tunca Nehri’nde oluşan manzara ise, bölgedeki esnafı ve vatandaşları hem şaşırtıyor hem de rahatsız ediyor. Tunca Nehri’nin dibi görmesiyle birlikte suyun içerisinde yer alan otomobil lastiği, plastik atıklar ve çöpler görenleri şaşırtıyor.

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

"Bu görüntüler Edirne'mize yakışmıyor"

Nehirde oluşan manzara, bölgedeki esnafı ve vatandaşları rahatsız ediyor. Çok sayıda turistin akın ettiği bölgedeki işletme sahipleri, Tunca Nehrinin DSİ ekipleri tarafından, çevresinin ise Edirne Belediyesi görevlileri tarafından bir an önce temizlenmesini talep etti.

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

Nehir kıyısında restoran işleten Selahattin Kaya, "Sultanlar ve festivaller şehri Edirne'mize Tunca Nehri'nin bu görsel kirliliği maalesef yakışmıyor" dedi. Bölge halkına seslenen Kaya, "Kuraklık var, su gelmiyor ama bu çöp atmamız için bir neden değil. Lütfen çöplerimizi de nehirlerimize atmayalım" dedi.

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

"DSİ'nin bir temizleme mekanizması yok"

Uzun yıllardır çevre konusunda her alanda çalışmalar yaptıklarını söyleyen Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren, "Yeşil alanlar, nehirler ve meralar konusunda değerli çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. İklim değişikliğine bağlı olarak nehirlerimiz kuruyor. Nehir kuruyunca üzerinde nehir dibini koruyan nilüferler ve sazlıklar oluşuyor. Bilim insanları bu tabakanın kaldırılmasının doğru olmadığını söylüyorlar. Çünkü o bitkiler suyun azalmasına bağlı dengeyi korumak için oluşuyor. Fakat nehir kıyısında yapılan piknik sonrası bırakılan çöpler nehirdeki sazlıklara takılıyor ve çirkin görüntü oluşuyor. DSİ'nin bir temizleme mekanizması yok. Bu nedenle çevre ve doğa dostu insanlar bizzat nehre girerek temizlik yapıyorlar" ifadelerine yer verdi.

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

"Onları göreve çağırıyorum"

Nehirde ve etrafında oluşan kirliliğin kaynağından kesilmesi gerektiğine vurgu yaparak, belediyenin görevinin yapmadığını da ifade eden Eren, "Çöplerin düzenli toplanması lazım. Bunun için kurulmuş mekanizmalar var. Her gün temizlik yapılabilir. Çok mu zor bir görevlinin gelip buradaki çöpleri nehre karışmadan toplaması. Ya da buraya bir konteynır koyup, araya da küçük çöp kutuları koyup bakım ve temizlik yapılması çok zor değil. Bu basit işlemler yapılsa nehre değişik materyaller karışmayacak. Burada yetki sorunu olabilir ama kurumlar aralarında anlaşabilir. Çöpler nasıl temizlenecek, yetki sorunu nasıl ortadan kalkacak gibi görüşmeler yapılabilir. Bu kadar basit bir konuyu vatandaş çevreyi kirletiyor diye es geçmemek lazım.

Tunca Nehri adeta bataklığa döndü

Bunun için belediye ve devlet su işleri bir araya gelir ve buna bir çözüm arayışına gider. Çöplerin en baştan nehre karışmasını engellemek ve buraları düzenli temizlemek en doğru çözüm gibi görünüyor. Kurumlar nehrimizi ve kıyılarımızı koruyacak. Onların görevi de bu. Onları göreve çağırıyorum. Nehrimizi en doğal haliyle bırakmalarını istiyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.

Özlem Ceylan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde 3 evladını ve eşini kaybeden baba, enkazdan kurtardığı 4 evladıyla hayata tutundu Hatay’da asrın felaketinde 3 evladını ve eşini kaybeden gazeteci Mahmut Şan, çöken binanın enkazından kurtardığı 4 evladıyla hayata tutundu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmişti. Antakya ilçesi Ürgenpaşa Mahallesi’nde yaşayan Şan ailesi depreme Mehtap apartmanında yakalandı. Asrın felaketinde yerle bir olan apartmanda Gazeteci Mahmut Şan’ın evlatları; Hatice, Muhammed, Selahaddin ve eşi Fatma hayatını kaybetti. Çöken binadan yaralı olarak kurtulan baba kızları; Kadriye, Cansu, Yağmur ve otizmli Mahmut’u enkazdan kurtarmayı başardı. Evlatlarını ve eşini Altınözü ilçesi Keskincik Mahallesi’nde bulunan mezarlığa defneden baba, hayatta kalan evlatlarıyla birlikte yaşama tutundu. Çocuklarıyla zaman geçiren ve onlarla yakından ilgilenen Şan, Kurban Bayramıyla aynı güne denk gelen Babalar Günü’nde evlatlarının mezarını hayatta kalan kızlarıyla ziyaret etti. “Ben kızlarımı yara almadan çıkarmayı başardım ama ben sırtımdan yara almıştım” Depremde 3 evladı ve eşi vefat eden Gazeteci Mahmut Şan; “Antakya ilçesi Ürgenpaşa Mahallesi’nde bulunan Mehtap Apartmanında eşim ve 7 çocuğumla birlikte kalıyorduk. Bina çökünce eşim ve çocuklarımla enkazın altında hepimiz kaldık. Ben yarım saat sonra enkazdan kendi imkanlarımla çıktım. Daha sonrada Kadriye ve Yağmur’u çıkarttım. Daha sonra da Cansu kızımı enkazdan çıkarmayı başardım. Ben kızlarımı yara almadan çıkarmayı başardım ama ben sırtımdan yara almıştım. Hatice, Muhammed ve Selahaddin ve eşim Fatma çöken evimizde rahmetli oldular. Eşimde gazetemizin imtiyaz sahibiydi” dedi. “Çocuklarım benim canlarım, onları hayatta tutmak için çaba sarf ediyorum” 8 yaşındaki evladı Cansu’nun depremden sonraki 3 ay boyunca kucağında uyuduğunu söyleyen Şan, “Çocuklarım şükürler olsun iyiler, ilk başta zor oldu. İlk 3 ay geceleri uyumuyorlardı. Özellikle Cansu hep kalkıp, korkuyordu 3 ay boyunca kucağımda yatırdım. Bir evladım daha var otizm hastası, benim ismimi taşıyor. Babalar Günü bu yıl Kurban Bayramı’nın birinci gününe denk geldi. Buruk bir bayram geçiyor, hatta depremden sonraki bütün bayramlar buruktu. Şuan da 4 evladımla hayatımızı devam ettiriyoruz. Çocuklarım benim canlarım, onları hayatta tutmak için çaba sarf ediyorum. Onlar varsa ben varım ve iyim” ifadelerini kullandı. Kadriye, Cansu ve Yağmur Şan kardeşler, babalarının yaptığı en lezzetli yemeğin kuru fasulye olduğunu söyleyerek babalarını çok sevdiklerini ifade ettiler.
Ağrı ’Hudut Kartalları’ bayramda da elleri tetikte sınır nöbetinde Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde Türkiye-İran sınırında görev yapan askerler, Kurban Bayramı’nı nöbet tutarak görevlerinin başında geçiriyor. Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan 5’inci Hudut Tugayı 4’üncü Hudut Taburuna bağlı 2 bin 800 rakımda konuşlu 13. Hudut Bölük Komutanlığında görev yapan askerler, Kurban Bayramı’nı görevleri başında geçiriyor. Türkiye -İran sınırında yer alan karakollarında gözleri sınırda, kulakları komutanlarında olan Mehmetçik, vatanı koruma görevlerini bayramda da aynı hassasiyetle sürdürüyor. Ailelerini telefonla arayarak bayramlarını kutlayan askerler, vatani görevlerini yerine getirmenin de gururunu yaşıyor. Güvenlik Duvarı ile terör ve kaçakçılığa geçit yok Mehmetçiğin 7 gün 24 saat teyakkuzda olduğu Türkiye-İran sınırında, sınır fiziki güvenliğinin sağlanması amacıyla her biri 3 metre ve 30 santimetre kalınlığında olan ve üzeri tel örgülerle çevrili Modüler Beton Duvar sayesinde bölgede teröristlerin sızma girişimleri, yasadışı ve düzensiz göçmenlerin geçiş teşebbüsleri ve kaçakçılık faaliyetlerinin önüne geçiliyor. Karakol, mevziler ve Modüler Beton Duvar hattındaki kameralar sayesinde ise hudut hattındaki her hareketlilik gözetlenebiliyor. Kule ve Hudut Hattının emniyeti son teknoloji termal kameralarla sağlanıyor Türk Silahlı Kuvvetleri Dayanışma Vakfının iştiraki olan ASELSAN tarafından tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen en son sistem termal kameraların yüksek görüntü kalitesi sayesinde, gece gündüz fark etmeksizin hudut hattında gözetleme yapılabiliyor. Bölgenin güvenliğini sağlamak için 7 gün 24 saat görevlerinin başında olan “Hudut Kartalları” son teknoloji olan cihazlarla güçlerine güç katıyor. Baştan aşağı zırhlı ve son teknolojiyle donatılan araçlar bölgede kuş uçurtmuyor Taktik tekerlekli zırhlı olan “Vuran” ve “KOBRA-2” araçlarının üzerinde bulunan termal termal kameralar ve kara gözetleme radarı sayesinde bölgede habersiz kuş uçmuyor. Vuran aracı üzerine entegre edilmiş Sarp Silah Sistemi’nin kara ve havada otomatik takip etme özelliği sayesinde bölgede görünmeyenler görünür hale geliyor. KOBRA-2 aracı üzerinde bulunan termal kameralar ise gece gündüz fark etmeksizin 10 kilometre çapında ısı yayan her şey tespit edilebiliyor. Aynı zamanda araç üzerinde yer alan kara gözetleme radarı ile her türlü hava koşulunda 6 kilometreye kadar hareket eden canlılar, 15 kilometreye kadar da hareket halindeki motorlu araçlar tespit edilerek bölgenin güvenliği sağlanıyor.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Bayramın birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daha pekiştirmesini temenni ediyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bayramın birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daha pekiştirmesini temenni ediyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Camisi’nde kıldı. Yılmaz, daha sonra cami çıkışında bekleyen basın mensuplarına konuştu. Yılmaz, İslam aleminin, tüm Müslümanların bayramını tebrik etti. Yılmaz daha sonra şu ifadeleri kullandı: "Bayram dayanışmanın, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin zirve yaptığı bir zaman, bunu her bir kişinin en güzel şekilde yaşamasını, geçirmesini temenni ediyorum. Malum büyüklerimiz var bayramda bizleri bekleyen. Yaşlılarımızın ellerinden öpüyorum. Çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum. Onlara neşeli, güzel bir bayram diliyorum. Ülkemiz huzur, güven içinde bir bayramı karşıladı ama maalesef dünyanın farklı coğrafyalarında sıkıntı içinde bayramı karşılayanlar var. Hele Gazze’de, Filistin’de zulüm, her türlü insanlık dışı saldırı altında bayramı karşılayan kardeşlerimiz var. Buradan Gazzeli, Filistinli kardeşlerimizin bayramını tebrik ediyorum. Bu bayramın onların da barışına, huzuruna vesile olmasını temenni ediyorum." Geçen yıl yaşanan, "Asrın felaketi" olarak nitelenen 6 Şubat’taki depremleri hatırlatan Yılmaz, "Geçen gün Hatay’daydım. Oradaki çalışmaları bir kez daha yerinde de gördüm. Halen çok sayıda vatandaşımız konteyner şehirlerde yaşamını sürdürüyor. Kalıcı konutlar için yoğun bir çalışma var, peyderpey de başladı yerleşmeler. Buradan depremzede kardeşlerimizin de bayramını bir kez daha tebrik ediyorum. Bir an önce kalıcı bir şekilde hayatlarını normalleştirmelerini temenni ediyorum, diliyorum. Diğer yandan bu dönemde yakınlarını kaybetmiş olanlara sabır diliyoruz. Hastalara şifalar diliyoruz. Bu bayramı herkesin en güzel bir şekilde, huzur, barış içinde geçirmesini bir kez daha temenni ediyoruz. Cenabı Allah’ın bizleri nice bayramlara, hep birlikte sevdiklerimizle kavuşturmasını diliyoruz. Bayramın birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daha pekiştirmesini temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Yalova Muharrem İnce bayram namazını köyünde kıldı Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Kurban Bayramı namazını memleketi Yalova’daki Elmalık Köyü Camii’nde kıldı. İnce, Kurban Bayramı nedeniyle geldiği memleketi Yalova’da bayram namazını kılmak için Elmalık Köyü Camii’ne gitti. Camide namazını kılan İnce, ardından cami avlusundaki sıraya girerek tüm köylüleriyle bayramlaştı. İnce, burada yaptığı açıklamada, "Ramazan ve Kurban Bayramlarını ben hiçbir zaman tatil olarak görmedim. Tatil olarak görenlere bir şey söylemek istemiyorum. Kimse yanlış anlamasın. Bir koronada, bir de askerde burada olamadım. Onun haricinde her Ramazan ve Kurban Bayramı’nda mutlaka burada oldum, kahvaltıyı babamın evinde yaptım. Oğlumda bu geleneği sürdürüyor. Bu geleneklerden kopmamak gerektiğini düşünüyorum. Böyle yaşamak beni mutlu ediyor ama denize girmek isteyenlere de bir sözüm yok. Bütün Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutluyorum. İnşallah bu bayram dünyaya barış, huzur getirsin. Geçim sıkıntısı altında çocuğuna harçlık veremeyen babalara selamlarımı saygılarımı gönderiyorum. Hastalara şifalar diliyorum. Huzur içerisinde bir bayram geçirmeyi Allah’tan niyaz ediyorum" diye konuştu. İnce, ardından köy mezarlığına giderek önce babası Şerif İnce’nin mezarını ziyaret eti. İnce, sonrasında akrabalarının mezarları başlarında da dua okudu. İnce, mezarlığın ardından annesi Zekiye İnce’nin evine giderek bayramlaştı ve aile üyelerinin bayramını kutladı.