EKONOMİ - 03 Haziran 2016 Cuma 16:08

‘Yöryapı’dan kentsel dönüşümde müteahhit firma seçimi konusunda uyarı’

A
A
A
‘Yöryapı’dan kentsel dönüşümde müteahhit firma seçimi konusunda uyarı’

Sedat Yıldız; bina sahiplerinin, müteahhit firma seçimini titizlikle yapmaları gerektiğini ve doğru firmayı ekonomik gücüyle birlikte güvenirliğini araştırarak belirleyebileceklerini söyledi.

Türkiye'de 7 milyondan fazla konutun yenilenmeyi beklediğini söyleyen yoryapi.com.tr İçerik Editörü ve Yöryapı Kentsel Dönüşüm Müdürü Sedat Yıldız, kentsel dönüşümün en hızlı İstanbul’da ilerlediğini belirterek, "İstanbul’da özellikle eski semtleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın riskli alan ilan etmesi ile başlayan süreç, kimi bölgelerde de maliklerin binalarında hasar tespiti yapması ile başlıyor" dedi. Bina sahiplerinin, müteahhit firma seçimini titizlikle yapmaları gerektiğini ve doğru firmayı ekonomik gücüyle birlikte güvenirliğini araştırarak, konusunda uzman kişilerden ve hukukçulardan destek alarak belirleyebileceklerini söyleyen Yıldız, herhangi bir müteahhit firma ile görüşmeden önce bina sahiplerinin belediyeden imar durum belgesi almaları ve durum tespiti yaptırmaları gerektiğini belirtti.

Müteahhit firmadan mutlaka iskan alması istenmesi gerektiğini vurgulayan Sedat Yıldız; “Projenin imar kanunlarına uygun yapılması ve buna bağlı olarak iskân alınması çok önemli bir konu. Kat maliklerinin bu konuda kendilerini garanti altına almak adına, yüklenicinin sahip olduğu bir dairenin ipoteğini veya bir miktar banka teminatını iskânın alınmasına bağlanmasını tavsiye ederiz” ifadelerini kullandı.

“VATANDAŞLARIMIZIN KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSUNDA BİLİNÇLENMESİ GEREK”
Sedat Yıldız; “Kentsel dönüşüm projelerinde bilinçli konut sahibi ve alıcısı olmak gerekiyor. Yapıyı oluşturan tüm unsurlar bir bütün olarak değerlendirilmeli ve her detayda aynı sağlamlık ve estetik kaygısı taşınmalı. Zira konut seçerken hem statik hem de estetik değerleri sorgulamaları gerekiyor. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti, yapıların güvenli olmasının en önemli teminatıdır” dedi. Yıldız, sözlerine şu şekilde devam etti; Şuan için Yör Palas Acıbadem ve Erenköy Altındere Apartmanı ile kentsel dönüşüm projesi kapsamında anlaştık. Yakın zamanda Bağdat caddesi, Fenerbahçe ve Erenköy’de birçok konut projesine başlayacağız, Konut projesi dışında Çengelköy’de villa projesi ve Kâğıthane’de hastane projesine başlayacağız”. Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bilgiler veren Yıldız, açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı: “Yör Palas, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, tasarımıyla standartların değişime uğradığı, zamana uygun taleplerin yeniden tasarlanarak dizayn edildiği bir projedir. Yör Palas, lokasyonuyla İstanbul’un tamamına ulaşma kolaylığı sağlayacak. Dış cephesinde Osmanlı dokularının Avrupa mimarisiyle sentezlendiği, içeride ise kalitenin ön planda tutulduğu akıllı ev sistemleriyle hayatı kolaylaştırmayı amaçlıyoruz”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Adil rekabet ortamı oluşmadan fiyatlar düşmez” Piyasada adil rekabet ortamı oluşmadığı sürece fiyatların düşmesinin mümkün olmadığını söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Enflasyonu düşürmeyle ilgili hedeflenen gelişmelerin sağlanabilmesi için önemli olan kuralların belirlenmesi ve yol haritasının çıkarılmasıdır. Esnaf ve sanatkârın rekabet edebilmesi için şartların oluşmasının sağlanması lazım. Gelişmiş ülkelerde bu mesele halledilebiliyor ancak burada zincirler, hiper marketler, gross marketler derken piyasadaki denge bozuluyor” dedi. “Herkes kendi işini yaparsa memleket rahatlayacak” Herkes kendi işini yaparsa memleketin rahatlayacağını ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf sanatkârın mahallesinde, sokağında caddesinde rekabet edebileceği ortamlar hazırlanmalı. Benim sermayem var istediğim işi yaparım ama karşılığında da kimsenin mani olmayacağı bir alan açarım mantığı yanlış. Örneğin kışın lastik satacaksınız, ilkbaharda boya malzemesi, hırdavat satacaksınız, işiniz olmayan her meslekteki ürünü siz satmaya gayret edeceksiniz. Dünyada böyle bir sistem yok. Dolayısıyla bütün piyasa hâkimiyetini ele aldıklarında esnaf ve sanatkar gibi babasının işini yapan, aynı meslekten gelen insan kalmıyor. Fırını ben yapacağım, ekmeği ben satacağım, balığı, eti, tavuğu ben satacağım diyorlar. Halbuki bunların hepsinin bir arada satılması doğru değil. Kuralı olan şeyler. Ama ben her şeyi satarım çamaşır, terlik, cam suyu, otomobil zinciri, kırtasiye ürünleri, deniz yatağı vs. derken çok sayıda sektör bitiyor. Piyasada fiyatların geri çekilebilmesi için hükumetin almış olduğu tedbirlerin desteklenmesi lazım” diye konuştu. “Özel markalı ürünler diğer büyük markaları da yok ediyor” Büyük marketlerin sattığı özel markalı ürünlerin 50-60 yılda markalaşan firmaları da yok ettiğine değinen Palandöken, “Aynı marka deyip bir harfini veya üç harfini değiştirerek satılan, kendi dükkânınızın amblemini koymak suretiyle kendi ürünlerinizi pazara getirmek 50-60 yılda markalaşan firmaların da yok olmasına neden oluyor. Bu konunun halledilmesi ve bir an evvel diğer ülkelerde nasıl oluyor, nerelere açılıyor, hangi koşullarda açılıyor, rekabet şartları oluşuyor mu, otoparkları var mı bunların bulundukları alanlardaki esnafın çalışma hayatını etkiliyor mu diye sorulması lazım. Birçok semtte görüyorsunuz bir tane limon almak isteseniz bir file almanız gerekiyor. Hem israfa neden oluyor hem fiyat istikrarsızlığına hem de o işi yapan insan kalmıyor. Bunların hepsinin birden satılan bir alan şekline getirdiklerinde haksız rekabet oluştuğu için iş yerlerini kapatmak zorunda kalan onlarca, yüzlerce esnaf iş kolu değiştiriyor” şeklinde konuştu. “Eskisi gibi 50 yıllık işletmeler kalmadı” Mahalle esnafının neredeyse 2-3 yılda bir el değiştirdiğini söyleyen Palandöken, “Eskisi gibi 50, 60, 80 yıllık iş yerleri dikkat ederseniz kalmadı. En fazla esnafın dayanabileceği ölçekte çevrenize bir bakın kasabınız, manavınız, konfeksiyoncunuz, ayakkabı tamirciniz 2-3 yıl içerisinde mutlaka el değiştiriyor. Öte yandan böyle bir haksız rekabetin karşısında fiyatları düşürmek mümkün değil. Bir kuralın koyulması lazım. Açma kapama saatleri, otoparkların oluşmasının sağlanması ve o şartların temin edilmesi yoksa ben yaptım mantığıyla enflasyonun düşmesi mümkün değil. Adil rekabet ortamı, kaliteyle ve o semti tanıyan, alışveriş yaptığınızda sizin ağzınızın tadını bildiği, kendi yemediğini yedirmeyen esnafla ancak mümkün olur” ifadelerini kullandı. (BC-ŞG-E)
Muğla Muğla Büyükşehir Uğur Mumcu’yu sevdiği şarkılarla andı Muğla Büyükşehir Belediyesi, araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’yu anmak amacıyla ölümünün 32. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde konser düzenledi. Etkinlik, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın katılımıyla gerçekleşti. Muğla Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’nın sahne aldığı konserde, şef Eray İnal yönetiminde ve solist Ezgi Uludağ eşliğinde Uğur Mumcu’nun anısını yaşatan eserler seslendirildi. “Uğurlar Olsun”, “Yiğidim Aslanım” ve “Güneş Topla Benim İçin” gibi unutulmaz parçalar izleyicilerden büyük alkış aldı. Duygusal anlara sahne olan etkinlik, Uğur Mumcu’nun hayatı ve mücadelesini hatırlatırken, dinleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı. Başkan Aras: "Uğur Mumcu, hakikatin peşinden koşan bir toplum önderiydi" Anma programında konuşan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Aras, Uğur Mumcu’nun yaşadığı baskıların devam ettiğine değinerek düşünce özgürlüğü için mücadelenin önemini vurguladı. Başkan Aras: “Düşüncenin özgürleşmesi, adaletin ve demokrasinin güçlenmesi için hayatını ortaya koymuş bir aydını, Uğur Mumcu’yu anmak için buradayız. O, sadece bir gazeteci değil, cesaretiyle hakikatin peşinden koşan bir toplum önderiydi. Ancak ne yazık ki, onun mücadele ettiği baskılar ve engeller günümüzde de devam ediyor. Türkiye’de aydın olmanın, hakikati müdafaa etmenin ve gerçekleri söylemenin ağır bedelleri var. Maalesef, bu topraklarda aydın olmanın bedeli ödetiliyor. Bugün birçok gazeteci, yalnızca doğruları yazdığı için ya demir parmaklıklar ardında ya da mahkeme kapılarında. Düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsetmenin giderek zorlaştığı bir dönemdeyiz. Ancak Uğur Mumcu gibi aydınların hatırası, bize yalnızca bir mücadele mirası değil, aynı zamanda bir cesaret kaynağı bırakıyor. Onun cesareti bize güç veriyor, karanlığı aydınlatan bir ışık oluyor. Bu ışıkla, hep birlikte özgürlüğü ve adaleti savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Kocaeli Kandıra istikameti yol trafiğe kapatılacak Kandıra Yolu’ndaki trafik akışını kesintisiz hale getiren “Yeşilova Solaklar Köprülü Kavşağı Projesi”ni hizmete alan Büyükşehir, şimdi de Solaklar Üst Geçidi’nin 120 ton ağırlığındaki çelik konstrüksiyonunun montajına başlıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına başlanan ve yüzde 75’i tamamlanan “Solaklar Kavşağı Yaya Üst Geçidi” projesi kapsamında önemli bir aşamaya gelindi. Üst geçide, 63 metre uzunluğunda ve 120 ton ağırlığındaki çelik konstrüksiyonun montajı yapılacak. Çalışmalar nedeniyle D-605 Karayolu Kandıra istikameti 26 Ocak Pazar günü saat 09.00’dan itibaren başlayarak 1 hafta boyunca trafiğe kapatılacak. İzmit istikametinde ikiye bölünen yola bant aktarımı yapılarak yönlendirilecek sürücüler, Kandıra yönüne bu yoldan gidebilecek. Çelik montajı başlıyor Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yapımı devam eden Solaklar Üst Geçidi’nin 10 parçadan oluşan çelik aksamının montajı, vinç yardımıyla gerçekleştirilecek. Çalışmalar, çevrede gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasının ardından, 26 Ocak Pazar günü saat 09.00’da başlayıp, 2 Şubat Pazar günü saat 23.00’e kadar devam edecek. Çalışma süresince D-605 Karayolu Kandıra istikameti trafiğe kapatılacak. Trafik akışı, İzmit yönüne bant aktarımı yapılarak sağlanacak. İzmit istikametine giden yol ikiye bölünecek ve hem İzmit hem de Kandıra yönündeki araçlar bu yolu kullanacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sürücülerin ve vatandaşların bu süreçte aksaklıklara karşı tedbirli olmalarını ve belirtilen güzergahları kullanmalarını tavsiye ediyor.