SAĞLIK - 07 Eylül 2018 Cuma 17:32

SDÜ Hastanesi’nde, hastane öncesi ilk yardım anlatıldı

A
A
A
SDÜ Hastanesi’nde, hastane öncesi ilk yardım anlatıldı

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından hastane öncesi ilk yardım konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla bir konferans düzenlendi.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından hastane öncesi ilk yardım konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla bir konferans düzenlendi.


Hastane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen halk günü etkinliğinde Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Hamit Hakan Armağan, Dr. Öğr. Üyesi Kıvanç Karaman ile Dr. Öğr. Üyesi Alten Oskay, ilk yardımın önemine değindi.


Acil durumlarda paniğe kapılmadan, sakin kalarak 112’yi aramak gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kıvanç Karaman, yanlış bilinen müdahaleleri şu şekilde sıraladı; “Epilepsi nöbeti geçiren hastalara soğan ya da kolonya koklatılmamalı, sadece yan çevirmeliyiz”, “bayılan kişilere tokat atılmamalı 112’den yardım istenmeli”, “zehirlenen kişiler kusturulmaya çalıştırılmamalı”, “yanıklara temiz su dışında başka bir şey sürülmemeli.”


Evde yapılabilecek ilk yardım konularına değinen Dr. Öğretim Üyesi Alten Oskay da hava yolu tıkanıkları hakkında bilgi vererek, “Kısmi tıkanıklık yaşayan bireylerden öksürmesini istemeliyiz eğer öksürmüyorsa ve kızarma artıyorsa müdahaleye başlanmalı sırtına sertçe 5 kez vurmalıyız. İkinci manevrada ise arkadan tutarak hastayı yukarı aşağıya doğru 5 kez sertçe silkelemeliyiz. Böylelikle basınçla birlikte akciğerlerden yabancı cismin çıkması sağlanır” dedi.


Oskay, bebeklerde boğulma ve kanayan bölgeye uygulanması gerekenleri anlattı.


Dr. Öğr. Üyesi Hamit Hakan Armağan da ilk yardım uygulamaları konusunda kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.