POLİTİKA - 25 Ekim 2024 Cuma 16:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen SAHA EXPO’da yaptığı konuşmada, "Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden, birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı SAHA EXPO’da konuştu. Önceki gün Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Şirketi TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki yerleşkesine düzenlenen terör saldırısına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle bu kalleş ve alçak terör saldırısında şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, sevenlerine ve TUSAŞ’ımızın mensuplarına başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin fedakarlıklarını daima şükranla hatırlayacağız. Burada öncelikle bir hususun bilinmesini isterim. Her ne kadar şehitlerimiz sebebiyle acımız büyük olsa da Türkiye Yüzyılı ülkümüze kast eden alçaklarla mücadele azmimiz çok daha büyüktür. Bu tarz kalleşliklerle bize geri adım attıracaklarını zannedenlerin tepesine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında bertaraf etme gücüne, kapasitesine ve kararlılığına sahiptir. Türkiye 85 milyon vatandaşının topyekün kenetlenmesiyle her türlü tuzağı bozacak basirete de hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Şu gerçeği herkes yakında görecektir. Milletimizin huzur ve güvenliğini hedef alan her türlü saldırı akim kalacak, başarısız olacak, en sonunda dönüp kandan beslenen terör baronlarını vuracaktır. TUSAŞ’taki terör eylemini düzenleyen bölücü terör örgütü üyesi hainlerin ikisi de ölü olarak ele geçirilmiştir. Hava kuvvetlerimiz ve MİT Başkanlığımız bu alçak saldırıya cevabımızı Suriye ve Irak’taki terör hedeflerini yok ederek kat be kat fazlasıyla vermiş, şehitlerimizin mübarek kanlarını yerde bırakmamıştır. Savunma sanayii çalışanlarımız da saldırıdan hemen sonra ‘Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin nasıl yenilmez bir irade, nasıl sarsılmaz bir imana sahip olduğunu göstermişlerdir. İstiklal Marşımızdaki o asil ruha bir kez daha şahit olduk. ‘Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar? Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’ Evet, teröre meydan okuyan TUSAŞ personelimizin şahsında bu millet, yenilmeyeceğini, yıkılmayacağını, alçakları yurduna asla uğratmayacağını dost, düşman herkese bir kez daha ilan etmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz"

Konuşmasında ’terörsüz Türkiye’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bu kalleşliklerin arkasındaki niyetin ne olduğunu çok net görebiliyoruz. Biz kiralık katil sürülerinin emellerinin ne olduğunun da gayet farkındayız. Aynı şekilde basiret ve feraset sahibi milletimiz de bölücü canilerin kanlı eylemlerinin hangi amaca hizmet ettiğinin bilincindedir. Dünkü güvenlik toplantımızda hain terör saldırısını ve atacağımız adımları detaylıca ele aldık. 85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Herkes şunu çok iyi anlasın; hiçbir hasmane terör saldırısı bu milletin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozamaz, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına engel olamaz, büyük ve güçlü Türkiye idealimizin önüne set çekemez. Türkiye düşmanlarının ülkemizi karanlığa sürüklemesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Allah’ın izniyle Türkiye Cumhuriyeti sadece tüm terör örgütlerinden değil, bu cinayet şebekelerini üzerimize salan emperyalist çetelerden de daha büyüktür, daha güçlüdür, daha dirayetlidir. Oyun kuranların oyunlarını tek tek başlarına geçirecek köklü devlet tecrübesiyle mücehhezdir. Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" diye konuştu.

"Terör eylemi akabinde milletimizin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerimizin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşılıyoruz"

Terör eyleminin ardından milletin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çağrımıza uygun şekilde kardeşlik ekseninde birbirine kenetlenen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Ancak burada bir üzüntümü de ifade etmek durumundayım. Terörün gayesi sadece kan dökmek, masumları katletmek değildir. Terörün asıl amacı toplumda korku ortamı oluşturmaktır. Ülkemizde kimi çevreler maalesef bilerek veya bilmeyerek terörün bu hedefine ulaşmasına bir nevi aracılık yapmaktadır. Bakınız hiçbir oto kontrolün hiçbir ahlaki değerin ve denetimin olmadığı sosyal medya mecralarını bir tarafa bırakıyorum. Çünkü orası zaten söz konusu Türkiye olduğunda terör eyleminin eksik kalan yanlarını tamamlayan bir operasyon aygıtına dönüşmüş durumda. Batıda bir terör eylemi gerçekleştirildiğinde gösterdikleri hassasiyetin ülkemize gelince esirgendiğini şimdiye kadar defalarca tecrübe ettik. Artık onlardan tutarlı, ahlaklı, ilkeli, vicdanlı bir duruş beklemiyoruz. Bizi asıl üzen; böyle meselelerde çok daha sorumlu, çok daha titiz yayın yapmasını beklediğimiz kendi yazılı ve görsel medyamızdır. Son dönemde medyamız bu tür hadiselerde çok kötü bir sınav veriyor. Hepimizi yaralayan menfur cinayetlerde sergilenen sorumsuzluğun bir benzerinin TUSAŞ’taki terör eyleminde de tekrarlandığını görüyoruz. Bunun kabul edilebilir, mazur ve makul görülebilir hiçbir yanı yoktur. Milletin, memleketin, devletimizin güzide kurumlarının hak ve çıkarlarının reyting yarışlarına feda edilmemesi gerekiyor. Tabii görüntüleri filtresiz bir şekilde milletin huzuruna boca edenler ne kadar büyük yanlışın içindeyse, bu görüntüleri servis edenler de devletimizin ve kurumlarımızın güvenliğine telafisi zor zararlar vermektedir. Bundan sonra bu tür sorumsuzlukların üzerine daha kararlı gideceğiz. Medyamızdan ve siyasetçilerimizden teröre karşı yürütülen mücadelenin topyekün ve çok boyutlu bir mücadele olduğunu her zaman göz önünde bulundurarak hareket etmelerini bekliyoruz. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"SAHA EXPO savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir"

SAHA İstanbul’un bundan 9 sene önce savunma ve havacılık sektörünün lokomotifi olma hedefiyle kurulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerlilik oranlarını artırmayı, kritik teknolojileri ülkemize kazandırmayı, uluslararası rekabet gücümüzü yükseltmeyi amaçlayan SAHA İstanbul, kuruluşundan bu yana geçen sürede çok büyük mesafe kat etti. SAHA İstanbul bugün 52 farklı sektörden üyeye, bin 200’ü aşkın şirkete, 29 üniversiteye ve 45 şehre yayılmış geniş bir ağa ulaşmıştır. Kısa sürede ulaşılan bu geniş ağı, savunma ekosistemimiz adına çok kıymetli buluyorum. SAHA EXPO’nun ise Türk şirketlerini küresel pazarla buluşturan bir köprü vazifesi üstlendiğine tanık oluyoruz. 2018’de ilki düzenlenen SAHA EXPO Fuarı ile ülkemiz firmalarının iş geliştirme ve ihracat çabalarını samimiyetle destekliyoruz. Rakamlar SAHA EXPO’nun sektörde geldiği seviyeyi ortaya koymaktadır. 150 binden fazla ziyaretçi, 300’ün üzerinde delegasyon, 150’den fazla alıcı delegasyonu, 120’yi aşkın ülkeden üst düzey katılım, bin 400’den fazla şirket iştiraki ile SAHA EXPO memnuniyetle belirtmek isterim ki savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir. Yine fuar boyunca 4,6 milyar doları ihracat sözleşmesi olmak üzere toplam 6,2 milyar dolarlık anlaşmaların imzalanacak olması da dikkate değerdir. Geçen yıl biliyorsunuz savunma ve havacılık sektörümüz toplam 5,6 milyar dolarlık ihracat rakamları yakalamıştır. SAHA EXPO’da neredeyse bu tutara yakın ihracat sözleşmelerine imza atılmış olacak. Ülkemize bu önemli başarıları yaşatan SAHA EXPO’yu ve tüm katılımcı firmalarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.

"Son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık"

Türkiye’nin global savunma sanayii sektöründe güçlü bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarı, teknolojiyi tasarlama, geliştirme ve üretme yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinleniyor. Bununla ne kadar iftihar etsek inanın azdır. Bakınız burada bazı güncel ve çarpıcı verileri sizlerle paylaşmak isterim. 2002’de savunma ihracatımız 248 milyon doları ancak buluyordu. Biz bunu aldık, biraz evvel de ifade ettiğim gibi 5,6 milyar dolara çıkardık. Sadece geçen yıl 185 ülkeye, 230’dan fazla savunma ürünü ihraç ettik. Savunma ve havacılık ihracatımız bu yıl eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında yükseldi. İlk 9 aydaki ihracatımızda da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2’lik bir artış oldu. Son 12 ayda gerçekleşen ihracatımız ise yüzde 10,4’lük artışla 6 milyar 15 milyon dolara ulaştı. Sadece 2024 yılı içerisinde savunma sanayii şirketlerimiz 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attı. Özellikle Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR gibi insansız hava araçlarımız dünyada büyük yankı uyandırmış ve oyun değiştirici olarak nitelendirilmiştir. Önümüzdeki dönemde buna insansız savaş uçaklarımız, KIZILELMA ve ANKA-3’ü de eklemeyi planlıyoruz. Bu asimetrik savunma ürünlerimizin de envantere girmesiyle Türkiye bu alandaki hakimiyetini daha da tahkim edecektir. Savunma sanayiinde yerlilik oranımızı hamdolsun yüzde 80’in üzerine çıkarmış durumdayız. Artık sadece kendi ihtiyaçlarımızın ezici çoğunluğunu teminle kalmıyor, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de güçlü destek sağlıyoruz. Önümüze çıkartılan tüm engellere, maruz kaldığımız gizli-açık ambargolara, içimizdeki ihanet şebekelerinin sabotajlarına, müttefiklik hukukunu ayaklar altına alan kısıtlamalara rağmen son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık. Bu gerçeği muhalif, dost, düşman herkes görüyor, kabul ediyor. Türkiye’nin başarılarını kendilerine örnek alıyor. Bilhassa 2002 öncesi yıllarda teröre karşı mücadele eden paşalarımız, askerlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz Türk savunma sanayinin nasıl bir başarı hikayesine imza attığını çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.

"Ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir"

Askerin, polisin ihtiyaç duyduğu en basit malzemelerin bile tedarik edildiği Türkiye’ye asla yakışmayan o eski Türkiye tablosuna son verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru operasyonlarında dahi başka ülkelerin silahına, aracına gerecine muhtaç olan bir ülkeyi savunma hamlelerimiz neticesinde dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtardık. Sistemler sistemi Çelik Kubbe ile Çelik Kubbe’nin uzun menzil hava savunmadaki gücü siper ve diğer pek çok projemizde kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede uzun menzilli füze yeteneklerimizi güçlendirmeye bunlara yönelik adımlarımızı da kararlılıkla atıyoruz. Sizlerin desteği ve gayretiyle çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphe duymuyorum. Tüm bunlarla birlikte uydu teknolojilerinde de devamlı bir atılım halindeyiz. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen test edebilen bir konuma çıkarıyoruz. Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız Türkiye’nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu İMC ile artık dünyanın her yerinden herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan görüntü alma imkanına sahibiz. TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi alanında kendi uydusunu yapabilen sayılı ülkeler arasına girdik. TÜRKSAT 6A ve İMECE projelerinde edindiğimiz kabiliyetleri, Ay misyonumuzun hazırlık ve gerçekleştirme süreçlerinde de kullanacağız. Bölgemizde yaşanan kritik gelişmeler, bize savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde hiçbir alanı ihmal etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Gerek Gazze’de 50 bin masumun acımasızca katledildiği soykırımda, gerekse Lübnan’a yönelik saldırılarda gördük ki Türk savunma sanayii her açıdan güçlü olmak zorundadır. Sadece kendi vatandaşlarımızın güvenliği için değil, bölgemizde huzur ve istikrarın temini için de caydırıcılığımızın zirvede olması zarurettir. Şayet bugün kimseden izin almadan, kimseden çekinmeden zalimlere en güçlü tepkiyi gösterebiliyorsak, bunun arkasında savunma sanayiimizin 22 yılda elde ettiği göz kamaştıran başarılar bulunuyor. İnşallah bu başarı grafiğimiz yükselmeye devam edecek. Şundan tüm milletimiz emin olsun Türkiye’nin savunma sanayindeki bağımsızlık yürüyüşü sadece ülkemiz için değil mazlumlarla birlikte tüm dünya için yeni bir dönemin habercisidir. Türkiye Yüzyılı hem içerde hem de dışarıda barışın huzurun adaletin, refahın ve ekonomik kalkınmanın hakim olduğu bir asır olacak. Ne eli kanlı caniler ne de bu canileri üzerimize salanlar ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir. tüm saldırılara tüm provokasyonlara rağmen yürüyüş hızlanarak devam edecektir" dedi.

Zöhre Alagöz - Emre Baba-Volkan Kayalar-İsmail Coşkun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Valisi Zorluoğlu, şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldi Diyarbakır’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla çeşitli programlar düzenlendi. Vali Murat Zorluoğlu, merkez Sur ilçesindeki Diyarbakır Müzesi’nde, darbe girişimi gününde ve sonrasında çekilen fotoğrafların yer aldığı "15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade" temalı serginin açılışını gerçekleştirdi. Açılışa katılanlarla fotoğrafları inceleyen Zorluoğlu, daha sonra Diyarbakır Orduevi’nde düzenlenen yemekte şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldi. Zorluoğlu, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yaptığı konuşmada, şehitlik mertebesinin önemine değindi. Şehitlerin, kahraman gazilerin ve onların ailelerinin devlet ve millet için çok kıymetli olduğunu belirten Zorluoğlu, "Ülkemiz, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin eşsiz destekleriyle yürütülen ’Terörsüz Türkiye’ hedefine doğru ilerliyor. Bu çalışmada çok büyük mesafe alındı ve birkaç gün önce terör örgütünün silahlarını teslim etme aşaması da başladı. Şehitlerimizin annelerine, babalarına, evlatlarına ve kardeşlerine buradan seslenmek istiyorum: Müsterih olunuz, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatıralarına, tertemiz mirasına leke konduramaz. Gazi kardeşlerim, sizler de müsterih olunuz. Gelinen bu noktada yaptığınız fedakarlıklar taçlanacak, vatanı ve milletiyle bölünmez Türkiye ülkünüz tam olarak inşallah gerçekleşmiş olacaktır. Türkiye’yi bu noktaya şehitlerimiz, gazilerimiz taşıdı. Her birinize minnettarız ve sizlerin hatırasını da asla çiğnetmeyeceğiz. Sizler milletimizin gönlünde ve devletimizin nezdinde en müstesna yerde olmaya kuşkusuz devam edeceksiniz" dedi. 40 yılı aşkın süredir devam eden terör saldırılarının ülkeye verdiğini belirten Zorluoğlu, "Terör eylemlerinden terör baronları faydalandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimiyle ‘terör sektörü ve kandan beslenenler kazandı.’ Türkiye’nin gelişmesini, kalkınmasını, bölgesinde ve dünyada güçlü devlet olarak var olmasını engellemek isteyenler kazandı. 40 yılı aşkın sürede 10 binlerce insanın hayatını kaybetti, binlerce asker, polis, güvenlik korucusu şehit oldu" diye konuştu. Vali Zorluoğlu, ülkenin refahı, ilin, bölgenin kalkınması için harcanabilecek 2 trilyon dolardan fazla paranın da maalesef bu yolda harcandığını dile getirerek, şunları ifade etti: "Bugün ’Terörsüz Türkiye’ vizyonuyla bu küresel oyunu, bu kirli tezgahı ve bu nifak hareketini bozuyoruz. Bugün Malazgirt, Çanakkale ve İstiklal Savaşı’nın ruhu yeniden şekilleniyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ’Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin inşallah arifesindeyiz. Şafağın sökmesini bekliyoruz. Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polisimize, jandarmamıza, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı her zaman en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen birlik, beraberlik ve kardeşliği muhafaza eden aziz milletimize Diyarbakır’dan şükranlarımızı arz ediyoruz. Bu vesileyle başta 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar karşısında canlarıyla, kanlarıyla mücadele ederek destan yazan aziz şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize üstün, fedakarlık ve cesaretleri için milletim ve devletim adına şükranlarımı sunuyor, kendilerine sağlık, afiyet ve uzun ömürler diliyorum." İl Müftüsü Celal Büyük de programda şehitler için dua etti. Programa, 7. Kolordu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Gültekin Yaralı, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım, kaymakamlar ve kamu kurumlarının temsilcileri katıldı.
Bolu Grand Kartal Otel faciası davasında sekizinci gün tamamlandı: 21 müşteki ve tanık beyanda bulundu Grand Kartal Otel faciasına ilişkin 8’inci günde de devam eden duruşmada müşteki ve tanık sıfatıyla 21 kişi ifade verdi. Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması, 8’inci gününde müşteki ve sanık beyanlarına devam edildi. Dün 10 kişinin beyanına başvurulurken, bugün ise toplam 21 müşteki ve tanığın beyanı alındı. "Üç sezondur yangın tatbikatı eğitimi almadım" Otelde ekmek ustası olarak çalışan Mehmet Gündüz tanık olarak verdiği beyanda, alevleri söndürecek bir şey bulamadıklarını, 3 sezondan bu yana ise yangın tatbikat eğitimi almadıklarını söyledi. Gündüz, "Grand Kartal’da ekmek ustası olarak çalışıyorum. Bu sene 4’üncü seneydi. Gece 11-12 arası mesai başlıyor benim. Sabah 8’de işim bitiyor. O gece benimle birlikte Fidan Kurt, Faysal, Yusuf vardı. 3-4 arası Yusuf Usta araya çıkıyor. Yusuf Usta bana ’yangın var’ dedi ve elimdeki işi bırakıp yangının olduğu alana baktım. Yangın söndürecek bir şey bulamadım. Yangın tüpünü göremedim. Faysal ve ben personel katlarına indik. Personeli kaldırdık, onlar yardımcı olsunlar diye. Misafirler için Yusuf Usta resepsiyona çıktı. Orada ne konuştular, ne oldu bilmiyorum. Faysal’ın elinde ne var ne yok bilmiyorum. Arada geceleri yemek yapardık ama o akşam yapmadık. Grillplate şov alanın içinde. Sabit benmari şov alanın dışında. Yangın alarmı duymadım. Yangın tüpünü fotoğrafta gördüm. Daha önce gördüm ama o akşam görmedim. Ben üç sezondur yangın tatbikatı eğitimi almadım. Şov alanında gece çalışma yapılmaz. Grillplate üstünde bulunan davlumbazda yağmurlama sistemi yok. Yangın merdiveni otelin içindekini biliyorum" dedi. "Mutfakta yangın tüpü görmedim" Grand Kartal Otel’de kahvaltı bölümünde çalışan Fidan Kurç, tanık olarak verdiği beyanda, yangın sırasında mutfakta yangın tüpü görmediğini belirtti. Kurç, "09.12.2024 tarihinde Grand Kartal’da çalışmaya başladım. Gecede iki ekmekçi, iki kahvaltıcı vardık. Yangını Yusuf Karahanlı’nın söylemesi üzerine fark ettim. Gece 12 gibi işe başlarız. Bazen yemek yapıp yiyoruz. O gece yemek yemedik. Çok uzaktan parlamasını fark ettim, mutfakta yangın tüpü görmedim. Tüp olsaydı bile müdahale edemezdim, çünkü eğitimini almadım. Yangını görünce hemen çıktım mutfaktan ve Reşat Bölük’ü arayıp yangını haber verdim. Arkadaşlarımızın katlarına indim, haber vermek için. Yusuf Karahanlı resepsiyona gitti, herkesi haberdar etmek için. 03.36’da 112’yi aradım. Yangından yarım saat sonra 112’yi aradım. Dördüncü kattan birinci kata indim. Garaj kapısından çıktım. Çıktığımda personel oradaydı ve kimse yardım etmek için çalışmıyordu. Yangına bakıyorlardı. Emir Aras, Emine Hanım, bunlar emir ve talimat veriyordu. Yangın müdahale ekibi kurulup kurulmadığını bilmiyorum. Alarm sistemi duymadım, yağmurlama sistemi yoktu. Personel garaj kapısının çıkışında sigara içerdi. 2. ya da 3. katta sigara odası vardı, orada da yangın sensörü yoktu. Grillplate 12 buçukta açılmaz. Grillplate ve benmari cihazları sabah 6’da açılır. White Fox faaliyetteydi. Orası ile bağlantımız yoktu. Orada çalışan arkadaşlarla asansörde karşılaşıyorduk. Çalıştığımız cihazlar için eğitim verilmedi. Grillplate de kullanıyorum, benmari kullanıyorum. Şov alanında da iki ocak vardı, kullandığımız" diye konuştu. "Resepsiyonisti uyardım. ’Yangın var, butona bas!’ dedim" Otelin mutfak bölümünde ekmek ustası olarak çalışan Yusuf Karahanlı, tanık olarak verdiği beyanda yangını fark edince resepsiyonistten yangın butonuna basmasını istediğini ifade etti. Karahanlı, "O gece saat 11 sularında işe başladım. Fidan Kurç, Mehmet Gündüz ve Faysal vardı. Mehmet Usta benden farklı işler istedi, onları da teslim ettim. Yaptıklarımı pişirdim. Tepsileri mutfağa götürürken dumanı fark ettim. Dumanın nereden geldiğini çözemedim. Mutfağa gelip ’Yangın var!’ diye seslendim. Mehmet Usta, Faysal ve Fidan alt katlara inip personeli uyarmaya gitti. Ben o sırada resepsiyona çıktım ve resepsiyonisti uyardım. ’Yangın var, butona bas!’ dedim. O, bilmediğini söyledi. ’Bilmiyorsan müdürünü ara, şefini ara.’ dedim. Sonra aşağıya indim. Garaj kapısına dışarıdan gittim. İçeriden kimin açtığını bilmiyorum. Sonra hep birlikte otelin önüne çıktık. Şov alanının yerden yüksekliğinden fazlaydı yangın. Eğitim verilmedi, tatbikat yapılmadı. Şov alanında gece çalışan olmaz, sadece sabah kahvaltıda çalışanlar olur. Ben ve Mehmet Gündüz ekmek ustasıyız, Faysal ve Fidan Kurç 12’de başlar. Ben 3-4 arası tüm işlerimi hallederim, sonra molaya çıkarım. Grillplate’in gece çalıştığını görmedim, sabah kahvaltı saatinde çalıştığını gördüm. Mutfaklardan Reşat Bölük sorumlu. Bu cihazların temizliğinden steward’lar sorumlu. Denetimini aşçıbaşı yapar. Grand Kartal’da elektrik teknikerlerini olaydan sonra tanıdım. Zeki Yılmaz’ı otelin genel müdürü olarak biliyorum. Emir Aras’ı patron olarak biliyorum. Ceyda Hacıbekiroğlu otelde emir talimat vermiyordu. Elif Aras’ı da patronun kızı olarak biliyorum. 03.06’da şov alanına girdim ama hiç koku falan duymadım" ifadelerini kullandı. "Benim muayenemde yangınla ilgili konular uygunsuz olarak tespit edildi" Türk Standartları Enstitüsü’nde (TSE) asansör muayene uzmanı olarak görev yapan Taha Mermer, kendi denetimlerinde otelde uygunsuz raporu verdiğini belirtti. Mermer, "TSE’de asansör muayene uzmanı olarak çalışıyorum. 2018 yılında asansör kontrolü yaptım ve o tarihte uygunsuz olduğunu tespit ederek form düzenledim. Sonrasında 4-5 farklı arkadaş farklı tarihlerde kontrol yaptı. Onlar da tespit edilen uygunsuzluklar forma işaretlendi. Mavi hafif kusurlu, sarı kusurlu, kırmızı uygunsuz, yeşil uygun anlamına gelir. Mavi ve yeşil etiketler takılan asansörlerde kullanıma devam edilir. Mavi etiket 1 sene kullanıma devam edebilir. Sarı kusurlu 120 gün, kırmızı da 60 gün süre tanınır. Bu sürelerin bitiminde tekrar kontrol yapılır. Eksikler giderilmemişse yeniden form hazırlanarak ilgili yerlere bildiriyoruz. Tanığın savcılık ifadesi okundu. Grand Kartal’daki benim muayenemde yangınla ilgili konular uygunsuz olarak tespit edilmiş. Benden sonraki kontrollerde bu durum uygun olarak tespit edilmiş" ifadelerine yer verdi. Gece saat 00.00’da biten duruşmaya 15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Günü’nün tatil olması sebebiyle çarşamba günü saat 09.00’a kadar ara verildi.