EKONOMİ - 22 Ocak 2024 Pazartesi 09:07

Sahte kimlik işlemlerine teknolojik engel; "Bu sistemle dünyaya örnek olabiliriz"

A
A
A

Kamu ve özel kurumlarda sahte kimlikle yapılan işlemler, doğrulama cihazları sayesinde başlamadan tespit edilecek. 81 ildeki tapu müdürlükleri, noterlik ve bankalarda kullanılan cihaz, çipli kimlik kartı ve kişinin parmak izlerini İçişleri Bakanlığı, Nüfus Müdürlüğü veri tabanındaki bilgileriyle eşleştirip doğru kişi olup olmadığını sorguluyor. Kimliğin sahte olduğu anlaşıldığında şüpheli kişi hakkında yasal işlem başlatılıyor.

Elektronik kimlik tespitiyle hem vatandaşların mağduriyetleri engelleniyor hem de kurumların kayıp kaçaklarının önüne geçiliyor. 81 ildeki tapu daireleri ve Türkiye genelinde yaklaşık 300 noterlik ve bazı kamu ve özel bankalarda kullanılan yerli üretim kimlik doğrulama cihazı sayesinde hileli işlemlerin önüne geçiliyor.

Çipli kimlik kartı cihaza takılarak veri tabanındaki bilgiler ile eşleştiriliyor, ikinci doğrulama ise kişinin parmak izleri karşılaştırması oluyor. Burada da eşleme doğrulanırsa, kimlik sahibinin gerçek kişi olduğu doğrulanmış oluyor. 81 ildeki tapu dairelerinde, 300’e yakın noterlikte ve bazı kamu ve özel bankalar tarafından söz konusu cihazlar kullanılıyor. Bazı belediyeler, ziyaretçi kabul noktaları, yeni yeni sınav merkezlerinde cihazlar kullanılmaya başlandı.

Buradaki amaç 80 milyon vatandaşın çipli kimlik kartlarının, aynı zamanda kart sahibine ait parmak izlerinin KVKK’ya uyumlu olarak elektronik olarak doğrulanmasıdır. Cihaz kimlik doğrulama ve kimlik tespiti gerektiren tüm kurum ve kuruluşlarda kullanılabiliyor.

Sahte kimlik işlemlerine teknolojik engel;

"Kimlik doğrulamasına ihtiyaç duyulan tüm alanlarda kullanılabiliyor"

Proje ulusal bir proje olarak başlatıldığını ve tamamen yerli ve mili olarak yer aldıklarını belirten firmanın kurucu ortağı Ümit Yaşar Usta, "2000’li yılların başında sahte kimliklerle yapılan işlemlerin önlenmesi için TÜBİTAK ile başlatılan sağlık kartı projesi, daha sonrasında yeni vatandaşlık kimlik kartları olarak Nüfus Vatandaşlık İşleri tarafından devam ettirilmişti. Bu sayede parmak izi içeren çipli kimlik kartlarıyla sadece SGK’da değil, tüm kurumlarda sahtecilik işlemlerinin önlenmesi hedeflendi. Bu sayede sahte kimlik ve başkasının yerine işlem yapma durumu ortadan kalkıyor. Cihaz kimlik doğrulamasına ihtiyaç duyulan tüm alanlarda kullanılabiliyor. Kamu kuruluşları, bankalar, noterlik, tapu daireleri, sınav merkezleri bu alanlardan bazılarını oluşturuyor" dedi.

“Yasadışı grupların sahte işlemlerine engel oluyor”

Herhangi bir firmaya veya üreticiye bağlı olmayan cihazın TSE ve Nüfus Müdürlüğünün kontrolünde İçişleri Bakanlığının onayıyla belli testlerden geçerek güvenlik sertifikalarını alması gerektiğini belirten Usta, "Belirlenen güvenlik şartlarını sağlayan tüm firmaların yatırımlarını yaparak cihazı üretebileceklerini söyledi. Cihazın kimlikle yapılacak her çeşit işlemi engellediğinin altını çizen Usta, “Bazen sahtecilik olayları yaşanabiliyor. Bu olaylar bazen kurumların parasal kayıplarına yol açıyor, bazen de vatandaşlarımızı mağdur edebiliyor. Sahte kimlikle yaşanan olaylar ulusal güvenliği de etkiliyor. Yasadışı grupların birtakım banka hesapları açarak burada dolandırıcılık yapması, bazı eylemlerde sahte kimlikle çıkartılan cep telefonu hatlarının kullanılması gibi olayların önüne geçmesi adına önemli. Bu anlamda yerli ve milli kaynaklarla geliştirilen kimlik doğrulama cihazlarının yaygınlaşmasını arzu ediyoruz” dedi.

Sahte kimlik işlemlerine teknolojik engel;

“Kimlik doğrulamada dünyaya örnek olabiliriz”

Türkiye’nin çipli kimlik kartı kullanımında dünyadan ayrıştığını belirten Usta, bu teknolojiyi başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeye ihraç edilebileceğini söyleyerek, "Çipli kimlik kartları sadece Türkiye’de bulunmuyor. Dünya ülkelerinin genelinde kullanılıyor. Türkiye bu konuda çok ileriye gitti. Projenin en önemli ayağı tüm vatandaşların bu çipli karta sahip olması. Şu anda 80 milyona yakın vatandaş, çipli kart sahibi. 2024 yılı sonuna kadar çipli kartlara geçişin tamamlanması ve eski kağıt kimliklerin kullanılmayacağını düşünüyoruz. Türkiye bu noktada bu sisteme hızlı adapte olursa diğer ülkelere de örnek olacaktır. Yazılımlarımızı uyarlayarak mevcut cihazlarımızı Avrupa ve farklı ülkelerde kullandırabiliriz. Hem ülkemizde bu sektörün gelişmesi, hem yeni Ar-Ge faaliyetlerin yapılmasını sağlayacak, hem de uluslararası pazarda birçok fırsat sunacaktır" ifadelerini kullandı.

Cihazın sahteciliğin önüne geçmesi kadar üretildiği teknolojisi de dikkat çekiyor. Vatandaşların kişisel bilgilerini korumak amaçlı cihaz yapılacak yazılım veya fiziksel her türlü müdahalede kendini imha ediyor ve kendini kullanılamaz hale getiriyor. Usta cihazın en büyük özelliğinin güvenilir uç nokta cihazı olduğunu vurgulayarak, "Herhangi bir müdahaleye karşı korumalıdır, fiziken kapaklarını açmaya çalışırsanız, içindeki donanıma ve yazılıma müdahale etmeye çalışırsanız, cihaz bunu algılıyor ve içerisindeki ilgili yazılım ve anahtarları silerek kullanılamaz hale geliyor. Bu cihazın olduğu her noktada kimliğimizi huzur içerisinde bu cihazlara takıp doğrulama gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuyu ifade etti.

Ali Canberk Özbuğutu - Uğur Çetin - İsmail Coşkun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BTSO Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener: “Kuzey Makedonya ile ticarette önemli fırsatlara sahibiz” Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Kuzey Makedonya İş Forumu’na ev sahipliği yaptı. BTSO Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Türkiye ile Kuzey Makedonya arasındaki köklü ve güçlü bağların ticarette de önemli fırsatlar oluşturduğunu söyledi. Kuzey Makedonya Türkiye Büyükelçisi Jovan Manasijevski de 1 milyar dolara ulaşan karşılıklı ticareti artırmak istediklerini dile getirdi. BTSO Ana Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen Kuzey Makedonya İş Forumu’nun açılış konuşmasını BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener gerçekleştirdi. Başkan Yardımcısı Şener, Türkiye’nin Balkan ülkelerinin tamamı ile ortak tarihi, kültürel ve toplumsal geçmişi olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye ile Kuzey Makedonya, yüzyıllardan günümüze ulaşan ortak tarih, kültür ve medeniyet bağlarına sahip. Ancak bu ilişkilerimizi yalnızca kültürel ve tarihi bir yaklaşımla ele alamayız. Kuzey Makedonya’nın da içinde yer aldığı Balkan coğrafyası, ticaret hacmi ve barındırdığı fırsatlar itibariyle ülkemiz için stratejik bir bölge. Türkiye için Avrupa’ya ve dünyaya açılan bir kapı niteliğinde olan Balkan coğrafyası, uluslararası rekabette söz sahibi olmak isteyen firmalarımız için adeta bir sıçrama tahtasıdır” dedi. “Kuzey Makedonya önemli bir çekim merkezi” Türkiye ekonomisinin lokomotif şehirleri arasında bulunan Bursa’nın bugünkü güçlü konumuna ulaşmasında Balkan kökenli iş insanlarının büyük payı olduğunu ifade eden BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, “Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler de Balkan ülkeleriyle ticaret potansiyelini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu noktada Kuzey Makedonya, Avrupa ortalamasının üzerinde bir büyüme oranı ve gelişmeye açık ekonomik yapısıyla, firmalarımız için önemli bir çekim merkezi olarak öne çıkıyor. Bursa’dan Kuzey Makedonya’ya ihracat yapan 169 firmamız bulunuyor. Geçen yıl Bursa’dan Kuzey Makedonya’ya gerçekleştirdiğimiz ihracat 50 milyon dolara ulaştı. Ülkelerimiz arasında yatırım ve ticari potansiyel çok yüksek. Biz bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Bugünkü toplantımızın da Bursa ve Kuzey Makedonya arasındaki ilişkileri canlandırmak ve daha da ileriye taşımak için önemli bir fırsat oluşturduğuna inanıyorum” diye konuştu. “Bursa ile Ticaret hacmi 55 milyon dolar” Kuzey Makedonya Türkiye Büyükelçisi Jovan Manasijevski de karşılıklı üst düzey ziyaretler ile Türk şirketlerinin Makedonya’da stratejik altyapı ve sermaye projeleri alanında önemli projeleri üstlendiklerini söyledi. Manasijevski, “İki ülke arasındaki yakın ilişkiler, ikili işbirliğinin genel olarak sürdürülmesine ve geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Türkiye, Makedonya’nın 7. büyük ticaret ortağı. Türk firmaları, Makedonyalı üretici firmaların ana tedarikçileri arasında. Ülkelerimiz arasındaki toplam ticaret hacmi ise 1 milyar dolara ulaştı. Kuzey Makedonya’da kayıtlı 2 bine yakın Türk şirketi farklı sektörlerde faaliyet göstermekte. Ülkemizdeki toplam kayıtlı yabancı şirketler arasında yüzde 25 oranla Türkiye birinci sıraya yerleşti. Bursa ile Makedonya arasındaki toplam ticaret hacmi ise 2023 yılında önemli bir artış ile 55 milyon dolar oldu. Bizler bu rakamları çok daha yüksek bir düzeye çıkaracağımıza inanıyoruz” dedi. Açılış konuşmalarının ardından Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Teknolojik Endüstriyel Geliştirme Bölgeleri Müdürlüğü Direktörü Jovan Despotovski, katılımcılara Kuzey Makedonya’daki iş fırsatları sunumu gerçekleştirdi. İş forumu, Şahterm CEO’su Faruk Şahin ve Pürplast Genel Müdürü Mehmet Şişmanoğlu’nun Kuzey Makedonya’daki başarılı iş hikâyelerine ilişkin sunumlarıyla sona erdi.
Bursa İYİ Parti Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı Tevfik Demir istifa etti İYİ Parti Mustafakemalpaşa İlçe Başkanlığı görevini yaklaşık 2 yıldır sürdüren Tevfik Demir, hem başkanlıktan hem de parti üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Partinin kuruluş hedefini ve heyecanını yitirdiğini belirten Demir, "31 Mart yerel seçimleri öncesinde gerek aday belirleme, gerekse meclis üyelerinin belirlenmesi sırasında ilçe başkanı ve yönetim kurulunun ‘yok hükmünde’ sayılması ise bizleri üzdü" dedi. Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı istifa açıklamasında Demir, şu cümlelere yer verdi; "Bugün itibari ile 25 Ekim 2017 yılından bu yana görev aldığım ve son 2 dönemdir seçilmiş İYİ Parti Mustafakemalpaşa İlçe Başkanlığı görevinden ve İyi Parti üyeliğinden istifa etmiş bulunmaktayım. İstifa etmeyi bir süredir düşünmekteydim. Ancak partinin zarar görmemesi adına seçim süreci ve genel kongre sürecinin tamamlamasını bekledim. 4,5 yıllık süreçte İyi Parti İlçe Başkanı olarak muhalefet görevini ekibimle beraber layığı ile yaptığıma inanıyorum. Ancak geldiğimiz noktada halkımızın gösterdiği yolda artık ‘kenara çekilme’ zamanın geldiğini gördüm. 31 Mart yerel seçimleri öncesinde yaşananlar bana bu kararı almam gerektiğini gösterdi. Bu partiye böylesine özverili bir şekilde hizmet etmemize rağmen, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde gerek aday belirleme, gerekse meclis üyelerinin belirlenmesi sırasında ilçe başkanı ve yönetim kurulunun ‘yok hükmünde’ sayılması bizleri son derece üzmüştür. O gün istifa etmem gerekirken, partinin seçim üstü zarar görmemesi adına bu kararımı seçim sonrasına erteledim. Seçim sonrası parti tarafından alınan karar ile gidilen genel kongre sürecinde ise bu kararımı bildirmenin etik olmayacağını düşünerek bugüne ertelemiş oldum. Yerel seçim çalışmalarını tüm imkansızlıklara, maddi ve manevi hiçbir desteğin olmamasına rağmen, ben ve yönetim kurulum elimizden geleni, hatta daha fazlasını yaparak sürdürdük. Ancak son bir yılda gerek üst düzey, gerekse il ve ilçe bazlarında partinin kan kaybı herkesin malumudur. Bu da 31 Mart Yerel seçimlerine tüm Türkiye’de olduğu gibi Mustafakemalpaşa’da da sandığa yansıdı." Partinin kuruluş amacı ve heyecanını yitirdiğinin ortada olduğunu belirten Demir, "Buna rağmen ortada bir başarısızlıktan söz edilecekse biz bunu göğüslemeye hazırız. Bundan böyle ilçemiz için hangi platformda olursa olsun hizmet etmeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
Samsun Hayvansal ürün ihracatından milyonlarca döviz Türkiye ekonomisine girdi SAMSUN (İHA) – Samsun’dan yapılan hayvansal ürün ihracatından 62 milyon dolar, 18 milyon euro ve 53 bin sterlinlik döviz, Türkiye ekonomisine kazandırıldı. Hayvansal ürün üretim ve ihracatında Türkiye’nin önde gelen illerinden olan Samsun’da ihracat kaleminin büyük bir kısmını bu alan oluşturuyor. 2023 yılında birçok ülkeye hayvansal ürün ve yan ürünü ihracatı yapılırken, bu ihracattan elde edilen döviz de milli ekonomiye kazandırıldı. 62 milyon dolar, 18 milyon euro ve 53 bin sterlin döviz milli ekonomiye kazandırıldı Tarım ve Orman Bakanlığı hayvansal ürün ihracatı verilere göre 2023 yılında Samsun’dan ihraç edilen balık, balık unu, balık yağı, tıbbi sülük, deniz salyangozu-eti, kapağı, bal, piliç eti-yumurtası, hayvansal yan ürünü ve sıvı gübre gibi 697 ihracattan toplam 62 milyon dolar,18 milyon euro, 53 bin sterlin, 6 milyon TL gelir elde edildi. En yüksek döviz geliri ise balık yağı (37 milyon dolar, 568 euro) ve balık (13 milyon dolar, 16 milyon euro, 6 milyon TL) ihracatından sağlandı. Samsun’dan yurt dışına 462 bin 516 ton gıda ve yem ürünü ihraç edildi Gıda ve yem maddeleri ihracatında ise 2023 yılında toplam bin 904 ihracatta 462 bin 516 ton ürün ihraç edildi. Yurt dışına en çok buğday unu (433 bin ton) ihraç edilirken, bunu mısır irmiği (12,9 bin ton), fındık ve fındık ürünler (5,6 bin ton), yaş meyve-sebze (4 bin ton), mısır unu (3,2 bin ton), şekerleme ürünleri (258 ton), kuruyemiş (137 ton) ve filtre kağıdı (213 ton) takip etti. İthal edilen gıda ve yem maddelerine bakıldığında ise 775 adet gıda maddesi ithalatından toplam 2,5 milyon ton ürün ithal edildi. En çok ithal edilen gıda maddeleri sırasıyla buğday (2,4 milyon ton), mısır (39 bin ton), yağlık ayçiçeği tohumu (14,2 bin ton), soya fasulyesi (13,8 bin ton), şeker pancarı melası (3,1 bin ton), karabuğday (526 ton), kakao kitlesi (399 ton), susam (278 ton) ve ceviz kaba unu (176 ton) oldu. Yine 2023 yılında 229 adet yem maddesi ithalatı gerçekleşti. Bu ithalatlarda toplam 807,1 bin ton yem maddesi ithal edildi. En çok ithal edilen yem maddeleri sırasıyla ayçiçeği tohumu küspesi (312,1 bin ton), arpa (149 bin ton), buğday kepeği (127,4 bin ton), ayçiçeği tohumu kabuğu (46 bin ton), mısır (37,1 bin ton), soya fasulyesi (34,2 bin ton), pirinç kepeği (19,7 bin ton), mısır kepeği (25,4 bin ton) ve DDGS (15 bin ton) olarak gerçekleşti.