EKONOMİ - 20 Mart 2020 Cuma 11:53

Nükleerci kadınlardan çağrı: “Nükleer sektöre katkımız artarsa sektör kazanır”

A
A
A
Nükleerci kadınlardan çağrı: “Nükleer sektöre katkımız artarsa sektör kazanır”

Nükleer sektörde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için son yıllarda çok sayıda örnek uygulamaya imza atılıyor.

Nükleer sektörde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için son yıllarda çok sayıda örnek uygulamaya imza atılıyor. Sektörde çalışan kadınlar ise ortak bir mesaj veriyor: “Sektöre katkımız artarsa, sektör kazanır.”


Kadınların nükleer sektördeki varlıklarının artırılmasındaki mücadelesiyle dikkat çeken Dünya Nükleer Birliği (WNA) Başkanı Agneta Rising, küresel nükleer sektörün güçlü gelişimi için cinsiyet eşitliğinin önemini şu sözlerle anlatıyor: “Nükleer sanayinin kadınlarını işe almak için cazip programları olmalı. Aksi takdirde onların yeteneklerinin sunacağı rekabet avantajını kaçırırlar. En rekabetçi koşullarda olabilmek için bir işin onun için çalışan en iyi insanlara sahip olması gerekir. İşgücü, kadınların temsili de dahil olmak üzere toplumun çeşitliliğini daha iyi yansıttığında, toplumun nükleer teknolojilere olan güvenini arttırmaya da yardımcı olur.”


Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Genel Müdürü Rafael Mariano Grossi de gelecekte daha fazla kadının bu sektörde var olması gerektiğini şu sözlerle vurguluyor: “Kadınlar hala nükleer alanda yeterince temsil edilmekten çok uzak ve bu kabul edilemez. Nükleer bilim ve teknoloji, bugün ülkelere yaşadıkları zorlukların çoğuyla mücadele etmelerine yardımcı oluyor. Bu nedenle nitelikli profesyonellere olan talep yüksek ve bu talep büyümeye devam edecek.”



Maria Curie yine ilham verecek


IAEA, geçtiğimiz günlerde dünyanın dört bir yanında daha fazla kadının nükleer bilim ve teknoloji alanında kariyerine devam etmesini sağlamak amacıyla bir burs programı başlattığını duyurdu. Tarihte Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın bilim insanı olmakla kalmayıp, iki Nobel Ödüllü tek kadın olmayı da başaran, “Marie Sklodowska Curie”nin adını taşıyan burs programı ile nükleer alanda kadınların varlığının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu burs programı ile yaşadığı dönemin erkek egemen bilim anlayışına rağmen tutkusundan vazgeçmeyerek büyük keşiflere imza atan ‘nükleer fiziğin annesi’ Maria Curie, kadınlara ilham vermeye devam edecek. Buna göre, nükleer bilim ve teknoloji alanında eğitim gören kadınlara 2 yıla kadar burs verilecek. Ayrıca IAEA’da 6 ila 12 ay arasında staj yapma fırsatının da sağlanacağı programdan, fonların durumuna göre yılda 100’e yakın kız öğrenci yararlanabilecek. Bursa başvurmak isteyenler, detaylı bilgiyi IAEA’nın web sayfasında öğrenebiliyor.



Nükleer santral heyecan oluşturdu


Türkiye’de nükleer sektörde yer alan kadınlar ise Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nin hayata geçirilmesi ile de sektörde yeni bir heyecanın oluştuğunu kaydederek, yeni iş sahalarının oluşmasını beklediklerini ifade ediyorlar. Kadınların sektördeki varlığını güçlendirmek için IAEA’nın başlattığı burs programı gibi örnek uygulamaların çoğalması gerektiğini kaydeden uzmanlar, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom iş birliğinde yürütülen eğitim programının da örnek uygulamalar arasında yer aldığına dikkat çekiyorlar. Rusya’ya gönderilen öğrenciler arasında yer alan kız öğrencilerin bu zorlu eğitimdeki başarısı ise gelecekte Türk kadınlarının bu alanda neler yapabileceğinin işareti olarak değerlendiriliyor.



Yeni iş fırsatları oluşacak


İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Enerji Enstitüsü’nde Nükleer Araştırmalar Ana Bilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapan Feride Kutbay, gelecekte bu alanda yeni iş fırsatlarının gelişeceğinin altını çiziyor. “Genç kadınlara bu mesleği tavsiye ediyorum ve nükleer endüstrinin sürdürebilirliği açısından nükleer alanda kadın istihdam oranının artırılması ve kadın profesyonellerinin yetiştirilmesinin Türkiye’deki gelişmekte olan nükleer sektöre pozitif yönde etki edeceğini düşünüyorum” diyen Kutbay, Türkiye’deki nükleer sektörün geleceği ilgili öngörülerini ise şöyle paylaşıyor:


“Nükleer teknolojiyi çeşitli amaçlarla kullanan bir ülke olarak Türkiye’de henüz sınırlı miktarda kullanılan ışınlama tesislerinin ve ışınlama işleminin yaygınlaşacağını düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse, iyonize radyasyonun kullanım alanlarından birisi olan ışınlama ile sterilizasyon yönteminin yaygınlaşması; gıda ve tarım ürünlerinde kalite ve verimliliği önemli ölçüde artıracaktır. Nükleer santrallerin yapılması ile birlikte yakıt çevriminde yer alan taze ve yanmış yakıtların taşınmasına yönelik sistemlerin geliştirilmesi, nükleer madde güvenlik-emniyetinin sağlanması gibi konularda çalışmalar ve uygulamalar artacaktır. Yine nükleer santrallerin hayata geçişi, kısa vadede nükleer santrallerde değişebilir parçaların üretimi, bakımı ve ileri muayene sistemlerinin Türk endüstrisine entegrasyonunun sağlanmasında önemli bir adım olacaktır. Uzun vadede ise artan tecrübe ile ağır sanayi için nükleer santrallerin yeterli enerjiyi sağlamasına paralel olarak Türkiye’nin ağır sanayide dışa bağımlılığının azalacağını ve çeşitli ağır endüstri ürünlerinin seri üretimine geçileceğini öngörüyorum. Multidisipliner olan nükleer santrallerin tasarım ve çalıştırılmasına yönelik Ar-Ge çalışmaları ile malzeme üretimi, kontrol ve otomasyon, muayene sistemleri, su ve çevre yönetimi gibi konularda ilerleyeceğimize inanıyorum.”



“En insancıl ve çevreye duyarlı yaklaşım kadınlarda”


Nükleer Enerji Mühendisi ve Medikal Fizik Uzmanı Ayşe Beste Şimşek de kadınların nükleer sektördeki varlığının neleri değiştirebileceğini şu sözlerle aktarıyor: “Kadınların potansiyellerini özgürleştirmenin büyüme ve gelişmemizdeki en büyük etken olduğunu söylemek mümkün. Kadınların başından beri devam eden ‘var olma’ çabası, her alanda eşitlik ve özgürlük üzerine verdikleri mücadele, nükleer alanında da kararlılığı ve yenilikleri beraberinde getirecek. İnsanlığa hayat veren kadındır. Nükleer bilimde de tasarlanan projelerde, yürütülen stratejik planlamalarda en insancıl, güvenilir ve çevreye duyarlı yaklaşımları gösterecek olanlar yine kadınlar olacak. Bunun yanında, yapılan istatistiksel çalışmalara göre, küresel taahhütlere uyulması olasılığının kadınların katılımıyla daha yüksek olacağı öngörülmektedir. Olası tehdit durumlarında barışçıl çözümler getirebilecekler.”


Ankara Sanayi Odası Nükleer Sanayi Kümelenmesi (NÜKSAK) Proje Koordinatörü Nükleer Enerji Mühendisi Ceyda Mine Polat ise mesleğinin ‘prestijli bir meslek’ olduğunu belirterek, Maria Curie’nin bu sektördeki kadınlara ilham verdiğini hatırlatıyor. Polat, ülkede nükleer farkındalık için kadınların oynayacağı rolü de şu sözlerle anlatıyor: “Curie, atom bilimi ile ilgili kadınların çığır açabileceğini göstermiştir. Kadınlar daha çok insana ulaşabilir. Önce ailesi ve evlatlarından başlayarak nükleer ile ilgili farkındalık oluşturabilir.”



“Halkın NGS’ye bakışını biz değiştirebiliriz”


Sinop Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meryem Seferinoğlu da “Nükleer biliminde kadın olarak bu alanda çalışan erkeklerden farklı olarak neyi değiştirebiliriz bilmiyorum ama halkın NGS’ler hakkındaki bakış açısını değiştirebiliriz’’ sözleri ile toplumun bilim kadınlarına duyduğu güveni vurguluyor. Doç. Dr. Seferinoğlu, sektöre adım atacak gençlere de şu mesajı veriyor:


“Türkiye’de şu anda NGS olmadığı için nükleer teknolojiler, nükleer tıp, radyasyon güvenliği, radyasyon analizleri gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Kadınların nükleer teknolojilerin her alanında çalışabileceklerine inanıyorum. Genç kızlara bu mesleği tabii ki öneriyorum. Nükleer alanda kadın ve erkek çalışan oranlarının eşit olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de NGS’lerin kurulması ile birlikte radyasyon güvenliği ve emniyeti, radyasyondan korunmaya yönelik mesleklerin ön plana çıkacağını düşünüyorum. Akkuyu ve daha sonra kurulacak NGS’lerin öncelikle enerji ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamasında önemli roller üstleneceği aşikar. Bunun yanı sıra nükleer teknoloji transferleri geliştirilebilirse ileri teknoloji gerektiren birçok endüstriyel alanda gelişme sağlamasına katkı sağlayacağı ve nükleer tıp alanında da etkili olacağına inanıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB 80. Genel Kurulu akşam yemeği ATO Congresium’da yapıldı TOBB 80. Genel Kurulu akşam yemeği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, ATO Congresium’da gerçekleştirildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ‘TOBB 80’inci Genel Kurulu’ kapsamında Ankara ATO Congresium’da resepsiyon düzenlendi. Genel Kurul resepsiyonuna, 81 il ve 160 ilçeden Odalar ve Borsalar ile Türkiye’nin tüm büyük sektörlerini kapsayan 67 sektör meclisinden iş insanları ve sektör temsilcisi yer aldı. Programın açılışında bir konuşma gerçekleştiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB’un Türkiye ekonomisini büyütenlerin, iş ve aş sağlayanların, cefakar ve müteşebbis insanların mekanı olduğunu dile getirerek, “Farklılıkları birleştiren, kimseyi ayırt etmeyen yapısı ve uzlaşı kültürünüzle, ülkemizin birlik ve beraberliğinin teminatıdır. TOBB çatısı altında bizleri, birbirimize yakın kılan Rabbime hamdediyorum. Camiamıza ve ülkemize mahcup olmadan, sizlere hizmet etmenin gururunu yaşıyorum. Arkamızda hayırla yâd edilecek eserler ve hizmetler bırakmanın gayreti içinde olduk. Allah’ın izniyle olmaya da devam edeceğiz” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, “Bu camianın elde ettiği tüm başarılar, buradaki birlik ve beraberliğin eseridir. Her zaman söylüyorum, kuş alayıyla uçar. Benim en büyük şansım, işte böyle bir aileye sahip olmaktır. Desteğiniz, benim en büyük dayanağımdır. İnşallah yine hep birlikte camiamızı ve ülkemizi geleceğe taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, STK Başkanları, üst düzey yargı mensupları, milletvekilleri ve bürokratlar katıldı.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "(Yeni anayasa) Süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "Meseleyi birtakım kısıtlar altında tutmamak için, birtakım siyasi tartışmaların konusu haline getirmemek için bütün bu süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ‘TOBB 80’inci Genel Kurulu’ kapsamında Ankara ATO Congresium’da resepsiyon düzenlendi. Genel Kurul resepsiyonuna, 81 il ve 160 ilçeden Odalar ve Borsalar ile Türkiye’nin tüm büyük sektörlerini kapsayan 67 sektör meclisinden iş insanları ve sektör temsilcisi yer aldı. Programda açılış konuşması gerçekleştiren TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TOBB’un yeni yönetim kuruluna seçilenlere başarı diledi. Gelecek dönem Türkiye’nin çok daha ileri gidebilmesi için birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ve bunun Türkiye’nin bütün kesimleri için tarihi bir dönem olduğunu belirten Kurtulmuş, “Cumhuriyetimizin ikinci asrına girdiğimiz, önümüzde önemli hedefleri belirlediğimiz bir dönemin başlangıcındayız. Türkiye’yi daha ileriye götürmek, daha güçlü yarınlara taşımak, her birimizin bulunduğu mevzide işini en iyi şekilde yapmasıyla kaimdir. Bunun için hep beraber devam edeceğiz, mücadele edeceğiz. Aynı hedefler, aynı milli istikamet üzerinde yürüyeceğiz ve bu ülkeyi Cumhuriyet’in ikinci asrında çok daha güçlü ve büyük bir ülke yapacağız” ifadelerine yer verdi. "Süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz” Son dönemde yürütülen anayasa çalışmalarına ilişkin konuşan Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni asrında TBMM’nin üzerine düşen sorumlulukların en başından gelen yeni anayasayla, iki darbenin ürünü olan mevcut anayasayı sivil, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı bir çerçeveye oturtturmak olduğunu belirtti. Açık, şeffaf ve iyi belirlenmiş olan bir süreci yürütmek için azimle, gayretle çabaladıklarına dikkati çeken Kurtulmuş, “Meseleyi birtakım kısıtlar altında tutmamak için, birtakım siyasi tartışmaların konusu haline getirmemek için bütün bu süreci siyasi partilerimizle birlikte TBMM çatısı altında sürdüreceğiz” diye konuştu. “Nasıl bir yöntemle bir araya geleceğimizi bütün bu tartışmaların sonucu hep beraber belirleyeceğiz” Siyasi partilerin anayasasının olmayacağına, siyasi partilerin anayasa tekliflerinin olacağına vurgu yapan Kurtulmuş, bu çerçevede Meclis’te grubu bulunan ve grubu olmayan partilerin hepsinin görüşlerini alacaklarını dile getirdi. Kurtulmuş, "Nasıl bir yöntemle bir araya geleceğimizi bütün bu tartışmaların sonucu hep beraber belirleyeceğiz. Yine sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, hukuk camiasının ve ‘Benim de bu konuda bir fikrim var’ diyen herkesin sürece dahil olabileceği bir süreci birlikte yöneteceğiz. Böylece bu milletin anayasa yaptığı demokratik bir sürecin olgunlaşmasını ve sonuç alınmasını sağlayacağız” açıklamasında bulundu. Kurtulmuş, 12 Eylül Anayasası kabul edildiğinin ertesi gününden itibaren tartışmaya açıldığını ve birçok siyasi parti tarafından eleştirildiğini belirterek, "Madem öyle böylesine büyük bir birikime sahip olan Türk demokrasisi olarak hep birlikte hedeflerimizi ortaya koyarak, sözümüzü söyleyerek eğip bükmeden ve anayasa çalışmalarını bir siyasi tartışmanın tarafı haline getirmeden sonuç almak amacıyla bir araya geleceğiz ve inşallah hep birlikte olgun bir metni, milletin gönlüne yatan, büyük çoğunluk tarafından kabul görmüş olan bir metni Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. “Her türlü platformda da yeni anayasa tekliflerinizin tartışmaya açılmasını sağlayacağınızı ümit ediyoruz” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden yeni anayasa çalışmalarına çok ciddi bir şekilde katkı sunulmasını beklediklerini de belirten Kurtulmuş, “Her türlü platformda da yeni anayasa tekliflerinizin tartışmaya açılmasını sağlayacağınızı ümit ediyoruz. Çünkü iş dünyasının beklentilerinin, taleplerinin anayasa çalışmalarında gündeme gelmemesi düşünülemez. Bu vesileyle anayasa çalışmalarında bu salonda bir de 81 ilimizin hepsi temsil ediliyor. Hem TOBB’un niteliği gereği hem de aynı zamanda Türkiye’nin farklı yerlerindeki insanların beklentilerini, taleplerini alabilen bir kuruluş olarak onları da anayasa çalışmalarına aksettirmenizi ümit ediyorum” diye konuştu. “Üzerimize düşen temel sorumluluklardan birisi tartışarak ülkenin sorunlarının çözülmesi olduğuna inanıyorum” Türkiye demokrasinin olgunluğunun alametlerinden birisinin, demokraside farklı fikirlere sahip olan, siyasi kararlara sahip olan partilerin bir araya gelebilmesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “İnsanlar çok farklı fikirlerde olabilir. Yüksek perdeden müzakere de edebilir, mücadele de edebilir, münakaşa da edebilir. Ama demokraside yapılmayacak tek şey, birbirine karşı yumruk sallamaktır. Demokraside el sıkışarak en zor konuları halledebileceğimize inanıyorum ve Türkiye Yüzyılında önümüzdeki dönemde Cumhuriyetimizin ikinci asrında üzerimize düşen temel sorumluluklardan birisinin de tartışarak ülkenin sorunlarının çözülmesi olduğuna yürekten inanıyorum” dedi. "Yeni anayasanın birinci şartı mevcut anayasaya tam uymaktır" CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise, yeni anayasanın şartların olgunlaşması halinde yapılabileceğini belirterek, “Birinci şartı mevcut anayasaya tam uymaktır. Yeni bir elbise istemek için eskisine ne yaptığınıza bakarlar, size dikilmiş bir kıyafeti hiç giymediyseniz yenisini talep edemezsiniz, yenisini de giyecekseniz sizin üstünüze yaparlar" açıklamasında bulundu. Programa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, STK başkanları, üst düzey yargı mensupları, milletvekilleri ve bürokratlar katıldı.
Manisa Başkan Zeyrek: “Halkımızın her bir kuruşuna sahip çıkıyoruz” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Cumhuriyet Halk Partisi Akhisar İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Parti örgütü tarafından coşkuyla karşılanan Başkan Zeyrek, lüzumsuz ve ihalede usulsüz bir şekilde harcanan paraların önünü kestiklerini belirterek, “Halkımızın her bir kuruşuna sahip çıkıyoruz” ifadelerinde bulundu. Haftalık ilçe ziyaretleri kapsamında Akhisar’ı ziyaret eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, programına CHP İlçe Başkanlığıyla başladı. Başkan Zeyrek, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, CHP Akhisar İlçe Başkanı Hayriye Hacet ve parti örgütü tarafından karşılandı. Başkan Zeyrek, kendisini coşkuyla karşılayan parti örgütüyle tek tek selamlaştı. Başkan Zeyrek’i tebrik eden CHP Akhisar İlçe Başkanı Hayriye Hacet, “Siz değerli başkanlarımızı burada ağırlamak bizim için büyük onur ve gurur. Büyük değişimlere birlikte imza atıyoruz. Bu başarının mimarları sizlersiniz” ifadelerini kullandı. Yerel seçimler öncesi verdiği sözleri bir bir hayata geçiren Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Yaşanılabilir bir Manisa, Türkiye için çalışıyoruz. 45 günde, suyun ilk 2 tonunu 1 lira yaptık, sonraki kademelerinde yüzde 30 indirim sözümüzü yerine getirdik. Hem sözümü yerine getirmenin, hem de vatandaşlarımızı mutlu etmenin onurunu yaşıyoruz. Halk ekmek için de İstanbul, Kocaeli ve Çerkezköy’de incelemelerde bulunduk. Yakın zamanda da halk ekmek 5 TL olacak. Burada, sizlerin ve bize inanan herkesi katkı var” dedi. Başkan Zeyrek, toplu taşıma esnafını da unutmadı Yüksek yakıt fiyatları nedeniyle ekonomik olarak zor günler geçiren toplu taşıma esnafına da kısa süre içerisinde verdikleri desteklere dikkat çeken Başkan Zeyrek, “Mecliste halk otobüslerinin mağduriyetini gidermek adına katılım paralarından feragat ettik. 6,5 liralık olan ödemeyi 10,25 liraya çıkarttık. Hepimizin vergilerini hakkaniyete aktarıyoruz. Halkımızın her bir kuruşuna sahip çıkıyoruz. Sizlerden sadece şunu istiyorum. Konforlu ve güler yüzlü hizmet verilsin. Vatandaş durakta beklemesin. Manisa’da yaşayan herkese desteğimiz olacak. Lüzumsuz şekilde harcanan paraların ve ihalede usulsüz harcanan paraların önünü kestik. Otobüslerde eski başkanın fotoğraf ve ismi vardı. Artık yok. Belediye araçlarında yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı olacak” dedi. Konuşmasının son bölümünde Başkan Zeyrek, oto terminal, ring yolu gibi ilçenin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini de paylaştı. 10 numara ulaşım sözü Ziyarette yer alan Akhisar Şehir İçi Özel Halk Otobüsü Taşıma Kooperatifi Başkanı Fethi Tunç, Başkan Zeyrek’in toplu taşıma esnafı için açıkladığı destekler için memnuniyetini paylaştı. Başkan Tunç, “Size teşekkür ediyorum. Sizlerin desteğiyle 10 numara ulaşım sağlayacağız” diye konuştu.