SAĞLIK
Bolu’da yediği mantardan zehirlenerek baygın halde bulunmuştu: "Kimse mantar satın almasın" 05 Aralık 2025 Cuma - 22:03:09 Bolu’nun Mudurnu ilçesinde geçtiğimiz ay pazardan aldığı mantardan zehirlenen ve 2 gün sonra baygın halde bulunan 45 yaşındaki Turgut Varol’un, sağlık durumu iyiye gidiyor. Varol, zehirlendikten sonra yaptığı açıklamada, "Kimse mantar satın almasın" dedi. Bolu’da 17 Kasım’da Mudurnu Pazarı’ndaki bir satıcıdan aldığı mantardan zehirlenen Turgut Varol (45), 2 gün sonra ev sahibi tarafından baygın halde bulundu. Olayın ardından ambulansla Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Varol, 2 gün yoğun bakım ünitesinde tedavi altında kaldı Sonrasında tedavisinin tamamlanması için Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Burada sağlığına kavuşan Varol, Mudurnu’ya geri döndü. Sağlığı iyiye giden Turgut Varol, zehirlendiği günü, nasıl zehirlendiğini İHA’ya anlattı. "Mantarı yedikten sonra mide bulantısı başladı" Turgut Varol, "Mantardan dolayı zehirlendim. Mantarı aldım ama içerisinde zehirli madde olup olmadığını bilmiyordum. Mantarı aldım, eve geldim temizledim daha sonrasında tavaya attım. Akşamında da mantarı yedim. Yedikten sonra mide bulantısı başladı. 2 defa istifra ettikten sonrasını da hatırlamıyorum zaten. Beni ev sahibim Kenan abi bulmuş. En son hastaneye giderken gözümü açtığımı hatırlıyorum. Bana ambulansta ‘zehirlendin, seni hastaneye götürüyoruz’ dediler. Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2 gün kaldım. Ondan sonra beni Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne gönderdiler" dedi. "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım" Zehirlendiği mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldığını söyleyen Varol, "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım. Kanlıca Mantarı aldım, mantar bildiğim bir mantar aslında ama büyük ihtimal yanlarda duran diğer mantarlardan bulaşmıştır. Bundan sonra mantarı kendim toplarsam yerim. Benden sonra bayağı bir kişi zehirlenmiş. Ama onların yanında birileri olduğu için çabuk fark edip, hızlıca tedavi etmişler. Ben burada tek yaşadığım için beni 2 gün sonra bulmuşlar" dedi. "Kimse mantarı satın almasın" Kültür mantarından zehirlenen Turgut Varol, vatandaşların mantarı satın almamasını, kendilerinin toplamasını önerdi. Varol, "Bence kimse mantarı satın almasın. İsterlerse kendileri toplasınlar. Aldığınız mantara bakarak alıyorsunuz ama yandaki zehirli mantarlar diğer mantarı etkiliyor" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 18:04 Uşak’ta hemodiyaliz merkezi hizmete alındı Uşak’ın Karahallı ilçesinde hayırseverlerin destekleriyle hazırlanan Semra-Özkan Atak Hemodiyaliz Ünitesi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binası bahçesinde gerçekleştirilen açılış törenine, Uşak Valisi Naci Aktaş, AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, İl Emniyet Müdürü Taner Çiftçi, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Deniz Çezik, Karahallı Kaymakamı Ramazan Çelebi, İl Özel İdare Genel Sekreteri Sabri Ceylan, İl Sağlık Müdürü Tarık Acar ile siyasi parti temsilcileri, sağlık çalışanları, hayırseverler ve vatandaşlar katıldı. Tören, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Burada konuşma yapan Vali Aktaş, "Buradan şifa bekleyen tüm hastalarımıza Allah’tan şifa diliyorum. Burada ve diğer sağlık tesislerinde çalışan tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımıza işlerinde kolaylıklar diliyorum. Ünitenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi. Programda, Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binasının yenilenmesine katkı sağlayan hayırseverler Fehmi Zora ve Sinan Zora ile hemodiyaliz ünitesini yaptıran Özkan ve Semra Atak çiftine plaket takdim edildi. Duanın ardından açılış kurdelesi kesildi. Açılışın ardından Vali Aktaş, protokol üyeleri ve hayırseverler daha sonra yeni hemodiyaliz merkezini gezerek bilgi aldı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:56 Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma şartlarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma şartlarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:53 Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma koşullarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma koşullarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. (FB-YRT
Batman’da anlamlı etkinlik: ’Okulumda Kan’Panya Var’
28 Kasım 2025 Cuma - 10:04 Batman’da anlamlı etkinlik: ’Okulumda Kan’Panya Var’ Batman’ın Gercüş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kızılay işbirliğinde düzenlenen "Okulumda Kan’Panya Var" kan bağışı etkinliği başladı. "Okulumda Kan’Panya Var" etkinliği Gercüş Devlet Hastanesi önünde başladı. İki gün sürecek olan kampanya, vatandaşlara umut olmayı hedefliyor. Kan bağışı etkinliği, iki gün 10.00 ile 17.00 saatleri arasında Gercüş Devlet Hastanesi önünde gerçekleştirilecek. Kampanya, toplumsal dayanışmayı güçlendirmenin yanı sıra öğrencileri de aktif rol almaya teşvik ediyor. Etkinlik kapsamında, veliler ve gönüllüler kan bağışında bulunarak hayat kurtaracak. Öğrencilere ’Kahramanlık madalyası’ verilecek Özellikle dikkat çeken teşvik ise kampanyaya destek amaçlı bağışçı getiren her öğrenciye "Kahramanlık Madalyası" takdim edilecek olması. Bu uygulama ile genç nesillere yardımlaşma ve gönüllülük bilinci aşılanması amaçlanıyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kızılay yetkilileri, tüm Gercüş halkını bu anlamlı organizasyona destek olmaya ve kan bağışında bulunarak bir hayat kurtarmaya davet etti. Öğrenci Niray Keskin, ’’Babamla birlikte kan vermeye geldim. Babam Kızılaya kan verdi çok mutluyum. Kızılay yetkilileri tarafından bana da kahramanlık madalyası verildi’’ dedi. Edip Şen de ’’Kan vermek bedenen ve insanın sıhhati için faydalıdır. Bütün arkadaşlarımı kan vermeye davet ediyorum’’ diye konuştu.
İç organları ters olan hastanın safra kesesi ameliyatı başarıyla yapıldı
27 Kasım 2025 Perşembe - 16:32 İç organları ters olan hastanın safra kesesi ameliyatı başarıyla yapıldı Denizli Devlet Hastanesi’ne karın ağrısı şikayetiyle başvuran ve doğuştan tüm iç organları ters konumda bulunan 62 yaşındaki hastaya, kapalı yöntemle safra kesesi ameliyatı yapıldı. Nadir görülen bu vakada, başarılı operasyon sayesinde hasta sağlığına kavuştu. Doğuştan tüm iç organları ters konumda bulunan (situs inversus totalis) 62 yaşındaki Pevziye Dikbaş isimli hasta, karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye başvurdu. Hastanın, yapılan tetkikler sonucunda safra kesesi iltihabına bağlı ağrı yaşadığı tespit edildi. Daha önceki tetkiklerinde organlarının ters yerleşimli olduğunu bilen hasta, doktoruna güvenerek ameliyatı olmak istediğini ifade etti ve laparoskopik (kapalı) safra kesesi ameliyatı ile sağlığına kavuştu. Türkiye’de ve dünyada nadir görülen bu vakada, hastanın kalp, karaciğer, mide ve diğer iç organlarının ayna görüntüsü şeklinde ters konumda olduğu belirtildi. Ameliyatı gerçekleştiren Denizli Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Eşref Oğuz Özgür; nadir görülen bu vakanın kendileri için ilginç bir klinik tecrübe olduğunu belirterek ameliyat hakkında bilgi verdi. Özgür: "Hastamız, yaklaşık bir haftadır devam eden karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleriyle bize başvurdu. Daha sonra ultrason ve laboratuar tahlilleri yapıldı. Hastamıza safra kesesi iltihabı dediğimiz tıp dilinde akut kolesistit tablosu teşhisi kondu. Akut kolesistit, genellikle ani başlayan karın ağrıları ile kendini gösterse de, bu semptomların görüldüğü farklı hastalıklar da bulunduğundan detaylı muayene ve ultrason görüntülemesi oldukça önemlidir. Herhangi bir tetikleyici neden dolayısıyla (safra kesesi taşları) veya taşsız ortaya çıkabilen akut kolesistit, tedavi edilmemesi durumunda ölüme kadar varabilen ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle safra kesesi iltihabı belirtileri yaşayan hastaların bir an önce sağlık kuruluşlarına başvurarak muayeneden geçmesi gerekir. Bu hastamızda da operasyon gerektiği kendisine anlatılarak operasyon planlamamızı yaptık. Ama hastamızın ilginç bir özelliği vardı, doğuştan organları ters durumdaydı ve bu tıp dilinde situs inversus totalis olarak adlandırılıyor. Situs inversus totalis, akut abdominal ağrının tanı ve tedavisini güçleştiren çok nadir görülen bir anatomik anomali olup, viseral organların ayna görüntüsünde yer değiştirdiği durumdur. Hastamız geldiğinde bize bu bilgilendirmeyi yaptı, biz de görüntüleme yöntemleri ile durumu teyit ettik. Normalde safra kesemiz, karaciğer sağ lobun alt yüzeyinde yerleşimdedir. Safra kesesi, hastamızın sağ tarafında olması gerekirken sol tarafında, karaciğer sol lob sağda, sağ lob sol tarafta yer alıyordu. Kapalı (laparoskopik) ameliyat planlamasını, alışagelmişin dışında ters olarak hazırladık. Bu durum, cerrahi teknik olarak zorluk oluştursa da, ekibimiz operasyonu başarılı şekilde tamamladı ve hastamız sağlıkla taburcu edildi. Nadir görülen bir olgu olarak, bizim için klinik tecrübemize katkıda bulunan ilginç ve kayda değer bir vaka oldu" diye konuştu. Operasyonun güzel geçtiğini ve sağlığına kavuştuğunu belirten Pevziye Dikbaş ise "Doktorumuza çok teşekkür ediyorum, beni şikayetlerimden kurtardı, ellerine sağlık. Çok memnunum ve mutluyum. Allah doktorumuza da sağlık ve sıhhat versin" dedi.
Gıda zehirlenmelerinde bunlara dikkat
27 Kasım 2025 Perşembe - 16:32 Gıda zehirlenmelerinde bunlara dikkat Eskişehir’de bulunan Uzman Dr. Mehmet Uluğ, "Gıda zehirlenmesi mide bulantısı, kusma veya ishale neden olan klinik tablo olarak karşımıza çıkar. Çoğu zaman kendiliğinden düzelir ancak ihmal edilirse hayati risk oluşturabilir" dedi. Özel Ümit Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, gıda zehirlenmesi konusunda bilgilendirmede bulundu. Bakteri, virüs veya parazit gibi mikroorganizmaların toksinleri veya sporları ile kontamine olmuş yiyeceklerin tüketilmesinin gıda zehirlenmesine yol açtığını anlatan Dr. Uluğ, benzer tablonun hijyenik olmayan su tüketimi sonrası da görülebileceğini söyledi. Mikropların nasıl bulaştığını anlatan Dr. Uluğ, "Bunların içinde norovirüs ve rotavirüs ilk sırada yer alır. Bakteriler arasında ise Salmonella ve Escherichia coli (E. coli) öne çıkar. Parazitler, özellikle hijyenik olmayan su ve gıda tüketiminin yaygın olduğu bölgelerde daha sık görülür" diye konuştu. "Yiyecekler yeterince yıkanmaz veya pişirilmezse, içindeki mikroorganizmalar insanlara bulaşabilir" Mikropların yiyeceklere bulaşmasını ise 3 başlık altında sıralayan Dr. Uluğ, "El hijyeni eksikliği: Hasta veya taşıyıcı kişilerin yiyeceklere dokunmadan önce ellerini yıkamaması, mikropların direkt olarak yiyeceğe geçmesine yol açar. Yetersiz temizlik veya pişirme: Mikroplar yiyeceklerin üzerinde veya içinde yaşayabilir. Yiyecekler yeterince yıkanmaz veya pişirilmezse, içindeki mikroorganizmalar insanlara bulaşabilir. Çapraz bulaşma: Aynı kesme tahtası veya bıçağın farklı gıdalarda kullanılmasıyla mikroplar bir gıdadan diğerine geçebilir" ifadelerini kullandı. "Belirtilerin ortaya çıkış süresi tüketilen gıdaya ve mikrobun türüne göre değişebilir" Dr. Uluğ, konuşmasının devamında gıda zehirlenmesinin en sık görülen belirtilerini şöyle sıraladı: "Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, sulu veya kanlı olabilen ishal, ateş, nadir durumlarda bulanık görme, baş dönmesi ve sinir sistemi bozuklukları (bulanık görme, baş dönmesi, kas-sinir fonksiyonlarında bozulma, hatta solunumu durdurabilecek düzeyde nörolojik etkiler) görülebilir. Çok çok nadir vakalarda bu durum solunum durmasına kadar ilerleyebilir. Ancak, bu belirtiler olağan dışıdır. Belirtilerin ortaya çıkış süresi tüketilen gıdaya ve mikrobun türüne göre değişebilir. Bu belirtiler hemen, saatler içinde veya günler, hatta haftalar sonra da ortaya çıkabilir." "Gıda zehirlenmesi hayati tehlikeye yol açabilir" Vakaların büyük bölümünün 1-2 gün içinde tedavi gerektirmeden düzeldiğini belirten Dr. Uluğ, bazı durumlarda ciddi komplikasyonların gelişebileceğini vurguladı. Özellikle uzun süren kusma ve bol sulu ishal nedeniyle oluşan sıvı kaybının 5 yaş altı çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde hayati tehlikeye yol açabileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, "24 saat içinde 5’ten fazla ishal, kusmuk veya dışkıda kan, bir günden uzun süren 37,8 derecenin üzerinde ateş ve şiddetli karın ağrısı görülmesi durumunda mutlaka hastaneye başvurulmalı. Özellikle 70 yaş ve üzeri vatandaşlar için bu konuda daha dikkatli olunmalı. Çok sulu ishal, aşırı halsizlik, yoğun susuzluk, ağız/dil kuruluğu, kas krampları, baş dönmesi, bilinç bulanıklığı veya uyku hali, koyu renkli idrar ve 5 saatten uzun süredir idrar yapamama gibi ise dehidratasyon (sıvı kaybı) belirtileridir" dedi. "Antibiyotik sadece ateş devam ediyor ve dışkıda kan varsa, hekim önerisiyle verilmelidir" İlk 24-48 saatte birçok hastanın hiçbir müdahaleye gerek duymadan düzeldiğini vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, kötüye gidiş durumunda kan testleri, dışkı tahlilleri ve etkeni belirlemeye yönelik özel testlerin yapıldığını dile getirdi. Tedavinin temel ilkesinin sıvı takviyesi olduğuna dikkat çeken Dr. Uluğ, ağızdan bol sıvı tüketimi, gerekirse damar içi sıvı tedavisi yapılabildiğini söyledi. Antibiyotiklerin bu tabloda en çok gereksiz kullanılan ilaçlar olduğuna vurgu yapan Dr. Uluğ, "İshal ve gıda zehirlenmelerinin büyük kısmının etkeni bakteri değildir. Bakteri olsa bile çoğu zaman antibiyotik gerekmez. Antibiyotik sadece ateş devam ediyor ve dışkıda kan varsa, hekim önerisiyle verilmelidir. Özellikle, kronik hastalığı olanlar bu ilaçları doktor önerisi olmadan asla kullanmamalı" diye konuştu. "Çiğ gıdaya dokunduktan sonra eller, bıçaklar ve kesme tahtaları mutlaka yıkanmalı" Dr. Uluğ, gıda zehirlenmesini önlemek için dikkat edilmesi gereken detayları ise şöyle sıraladı: "Tuvalet sonrası, bebek bezi değiştirirken, çöp attıktan sonra, burnu temizledikten sonra ve hayvan temasından sonra eller mutlaka yıkanmalı. Hasta olan kişiler işe veya okula gitmemeli, istirahat etmelidir. Pastörize edilmemiş veya iyi kaynatılmamış süt ve süt ürünleri tüketilmemeli. Meyve ve sebzeler tüketilmeden önce iyice yıkanmalı. Buzdolabı 4,4 derecenin altında, dondurucu ise -18 derecenin altında olmalı. Et ve deniz ürünleri tamamen pişmiş olmalı. Yumurtanın sarısı tam sertleşene kadar pişirilmeli. Çiğ gıdaya dokunduktan sonra eller, bıçaklar ve kesme tahtaları mutlaka yıkanmalı."
ESOGÜ’den 1 Aralık Dünya AIDS Günü açıklaması
27 Kasım 2025 Perşembe - 16:30 ESOGÜ’den 1 Aralık Dünya AIDS Günü açıklaması Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, "2024 yılında 1,3 milyon yeni enfeksiyon ve yaklaşık 630 bin AIDS-ilişkili ölüm gerçekleşmiştir. Bu veriler, HIV/AIDS’in hâlâ ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu göstermektedir" dedi. Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklamada bulundu. 2025 yılı itibariyle dünya genelinde yaklaşık 40,8 milyon kişinin HIV ile yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Kartal, "Ülkemizde 1985’ten bu yana bildirilen toplam HIV pozitif vaka sayısı 45 bin 835, bildirilen AIDS vaka sayısı ise 2 bin 438’dir. 2024 yılı boyunca bin 527 yeni HIV vakası ve 40 yeni AIDS vakası bildirilmiştir. Vakaların yaklaşık yüzde 81,8’inin erkek, yüzde 18,2’sinin kadın olduğu ve en çok 25-34 yaş grubunda olduğu görülmektedir. Dünyada HIV ile yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 87’si kendi durumunu bilmekte, ancak antiretroviral tedaviye erişim oranı yüzde 77 civarında ve viral baskılanma oranı ise daha düşük kalmaktadır. Günümüzde HIV her ne kadar erken tanı ve etkili tedaviler sayesinde yönetilebilir bir sağlık durumu hâline gelmiş ise de bu hizmetlere erişim dünya genelinde maalesef eşit değildir. Bu nedenle 2030 yılına kadar AIDS’i bir halk sağlığı tehdidi olmaktan çıkarma hedefine ulaşmak için yapılması gereken daha çok şey vardır" ifadelerini kullandı. "Erken tanı için düzenli test uygulamalarının teşvik edilmesi önemli" Türkiye’de 2019 yılında başlayan ‘Türkiye HIV/AIDS Kontrol programı’ ile insan haklarını gözeterek, hastalığın edinilmesinde rol alan faktörlerle mücadele etmek, her bireyin tanı, tedavi, bakım ve desteğe eşit ulaşımını sağlayarak, toplumun sağlığını korumanın ve geliştirmenin amaçlandığını belirten Prof. Dr. Kartal, açıklamasının devamında, "HIV ile yaşayan, HIV riski altında olan bireylerin korunma yöntemlerini bilmesi, sağlık hizmetlerine kesintisiz erişimi, erken tanı için düzenli test uygulamalarının teşvik edilmesi ve toplumdaki damgalanmanın azaltılması toplum sağlığı için kritik öneme sahiptir. Bu yılın teması ‘Tüm Şartlarda AIDS ile Mücadele Devam’ olarak belirlenmiş olup, insan hakları merkeze alınarak toplumların öncülüğünde AIDS’in sona erdirilebileceğine inançtır. Bu Dünya AIDS Günü’nde toplumun her kesiminin erken tanı, korunma yöntemleri ve eşit sağlık hakkı konularında bilinçlendirilmesine davet edilmektedir" diye belirtti.
Öğretmenler kan bağışında bulundu
27 Kasım 2025 Perşembe - 15:14 Öğretmenler kan bağışında bulundu 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri çerçevesinde, Muğla Valiliğinin himayelerinde ve İl Millî Eğitim Müdürlüğünün koordinasyonunda, ‘Kan Dostum Öğretmenim’ kan bağışı kampanyası düzenlendi. Şifa Hatun Muğla Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde gerçekleştirilen etkinlikte, öğretmenler başta olmak üzere öğrenciler ve veliler gönüllü olarak kan vererek kampanyaya destek oldu. Okulun sağlık alanı/dalı öğretmen ve öğrencileri kampanyanın her aşamasında gönüllü görev alarak örnek bir toplumsal duyarlılık sergiledi. Program kapsamında okul içerisinde hazırlanan bilgilendirme alanlarında Türk Kızılay Kan Alma Merkezi ekipleri tarafından katılımcılara kan bağışının önemi, bağış süreçleri ve acil kan ihtiyaçları konusunda bilgilendirmeler yapıldı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, kan bağışının toplumsal dayanışmayı güçlendiren hayati bir sorumluluk olduğu vurgulandı. Millî Eğitim Müdürü Emre Çay, kampanya sürecini yerinde incelemek üzere okulu ziyaret ederek kan bağışına destek veren Türk Kızılay Kan Alma Merkezi çalışanlarına, özveriyle görev yapan öğrenci ve öğretmenlere emekleri için teşekkür etti. Eğitim camiasının sadece sınıf içinde değil, toplumsal sorumluluk alanlarında da örnek teşkil ettiğini ifade eden İl Müdürü Çay, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle gerçekleştirilen bu anlamlı etkinliğin, öğretmenlik mesleğinin iyilik, fedakârlık ve dayanışma değerleriyle bütünleşen yönünü bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.
Dermatoloji Uzmanı Muhammed Burak Yücel uyardı: "Sahte botoks gerçekten ölüm saçıyor"
27 Kasım 2025 Perşembe - 15:12 Dermatoloji Uzmanı Muhammed Burak Yücel uyardı: "Sahte botoks gerçekten ölüm saçıyor" Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Muhammed Burak Yücel, hekim dışı botoks uygulamalarında kullanılan toksinlerin tehlikeli komplikasyonlara yol açtığını söyleyerek, "Sahte botoks gerçekten ölüm saçıyor" dedi. Sahte ürünlerde ve hekim dışı uygulamalarda beklenmeyen durumlarla karşılaşılabildiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Muhammed Burak Yücel, "Bu önemli bir konu. Özellikle son zamanlarda popülaritesi artmış iki konu, botoks ve dolgu. Toksin uygulamaları biz daha çok dinamik kırışıklıklarda yani henüz oturmamış ve cilde de bir anlamda yatırım gibi düşünebileceğimiz uygulamalar. Bunları genelde 18 yaşından sonra hastalarımız talep etmekteler. Göz çevresinde, alında ve yüzde belirli kaslara enjeksiyon yaparak bunların aktivitelerini belirli süre iptal etmeye ya da azaltmaya yönelik uygulamalara toksin uygulamaları diyoruz. Şu anda Türkiye’de lisanslı olarak kullanabileceğimiz 4 tane yasal toksin var. Bununla birlikte hem uygulayıcıların artması hem de merdiven altı uygulamaların artması ile birlikte sahte uygulama ve uygulayıcılar da çok fazla artmış durumda. Buna özellikle dikkat edilmesi bizim için önemlidir. Burada şöyle bir tehlikeye dikkat çekmek lazım. Sahte toksinlerde biz içeriğinde ne olduğunu bilmiyoruz açıkçası. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın onayladığı toksinlerde bunların dozları, hangi dozun nereye uygulanacağı tecrübeli uygulayıcılarda bellidir. Fakat sahte ürünlerde içerisinde ne olduğunu, sterilize olup olmadığını bilmediğimiz için beklenmeyen komplikasyonlarla karşılaşmamız aslında çok yüksek ihtimalli bir durum" dedi. Yücel, sahte toksinlerde birkaç farklı durumla karşılaşılabileceğini söyleyerek, "Bunlar nedir diyecek olursak da en az korkulandan başlamak gerekirse toksinin hiçbir etkisi olmayabilir. Yani normalde aynı dozu verdiğimiz, aynı kas grubunu uyarmayı seçtiğimiz zaman beklenen hiçbir etkiyi görmeyebiliriz. Bu karşılaşacağımız en düşük yan etki diyebiliriz. Bununla birlikte steril şartlara uyulmadığı takdirde uygulama yerindeki enfeksiyonlar, bazen bunların doku kayıplarına kadar gidebildiği komplikasyonlar görebilmekteyiz. Tabi en korktuğumuz komplikasyonlar botulismus dediğimiz hastayı solunum yetmezliğinden yoğun bakıma kadar uç komplikasyonlara da son zamanlarda çok sık rastlamaya başladık. Bunun en temel sebebi hem sahte uygulayıcıların yani hekim dışı uygulayıcıların artmasından hem de piyasadaki merdiven altı mekanlarda sahte toksin kullanımının artmasıyla bunlar da doğru orantılı olarak artmış durumda. Buradan şunu söyleyebiliriz, hem hekim dışı uygulayıcılardan kaçınmalarını hem de piyasanın gerçekleri ile uyuşmayacak çok ucuz rakamlara verilen fiyatlara çok da itibar etmemeleri komplikasyonlardan kaçınmaları da temel etkenlerden diyebiliriz" ifadelerini kullandı. "Sahte botoks ölüm saçıyor" Sahte toksinle yapılan botoks uygulamasının ölüme neden olabildiğini söyleyen Yücel, "Bu uygulamalar ölüm saçıyor diyebiliriz. Çünkü insan başına gelmediğinde anlamıyor. Kimse için temenni etmiyoruz ama uygulamadan 2-3 hafta sonra bulanık görme, çift görme gibi durumlarla başlayıp konuşmada bozulma, yutkunmada bozulma ve son evrede solunum yetmezliğine, hastanın yoğun bakıma gitmesine ve belki haftalarca yoğun tedaviler almasına ki bu toksinin temizlenmesi de ayrı bir tedavi konusu bunlarla karşılaşabiliyoruz. Dolayısıyla mutlaka şunu söylemek lazım, sahte botoks gerçekten ölüm saçıyor. Bu toksin uygulamalarını mutlaka güvenilir, prestijli kurumlarda ve deneyimli ellerde yaptırmakta büyük yarar var" dedi.
Kepez Belediyesi, "Sağlığı Geliştiren Belediye" unvanını korudu
27 Kasım 2025 Perşembe - 14:10 Kepez Belediyesi, "Sağlığı Geliştiren Belediye" unvanını korudu Kepez Belediyesi, Sağlık Bakanlığı’nın sağlıklı şehir bilinci oluşturmak amacıyla başlattığı "Sağlığı Geliştiren Belediye Unvanı"nı bir kez daha almaya hak kazandı. Bu yıl da Antalya’da ‘Sağlığı Geliştiren Belediye Denetimi Sertifikası’nı alan belediye yine Kepez Belediyesi oldu. Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıklı Yaşamı Teşvik etmek ve yaygınlaştırmak" amacıyla başlattığı proje kapsamında Kepez Belediyesi, halk sağlığını önceleyen çalışmalarıyla bir kez daha önemli bir başarıya imza attı. 2023 yılında Antalya’da "Sağlığı Geliştiren Belediye Unvanı"nı alan ilk belediye olan Kepez Belediyesi, bu yıl da Sağlık Bakanlığı’nca bir kez daha aynı unvanla taltif edildi. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından "Sağlığı Geliştiren Belediye Denetim Sertifikası", Kepez Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Vahap Alagöz’e takdim edildi. Sertifika tesliminde konuşan Dr.Alagöz, "Kepez Belediyesi olarak, halk sağlığını güçlendiren uygulamaları hayata geçirmek için çevre sağlığından gıda güvenliğine, aktif yaşam alanlarından toplum sağlığı eğitimlerine kadar birçok alanda düzenli ve sürdürülebilir çalışmalar yürütüyoruz. Belediye Başkanımız Mesut Kocagöz’ün önderliğinde yürüttüğümüz bu çalışmaların ulusal standartlara uygunluğu, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen sertifika programı kapsamında aldığımız "Sağlığı Geliştiren Belediye" ödülü ile tescillenmiş ve sertifika almaya hak kazanmıştır. Bu başarı; Başkanımız Mesut Kocagöz’ün liderliğinde sağlık personellerimiz, saha ekiplerimiz ve sağlıklı bir Kepez için emek veren tüm vatandaşlarımızla birlikte oluşturduğumuz güçlü yapının bir sonucudur. Daha sağlıklı, daha güvenli ve daha mutlu bir Kepez için birlikte üretmeye, birlikte gelişmeye ve birlikte büyümeye devam edeceğiz" dedi. Sağlıklı bir kepez Kepez Belediyesi, çevre sağlığından gıda güvenliğine, aktif yaşam alanlarından toplum sağlığı eğitimlerine kadar pek çok alanda yürüttüğü hizmetleri düzenli denetim ve ölçme-değerlendirme süreçleriyle güçlendiriyor. Bu kapsamlı çalışmalar; sağlıklı kent standartlarını karşılayan, sürdürülebilir ve halk odaklı bir belediyecilik anlayışını ortaya koyuyor. Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün önderliğinde hayata geçirilen bu projeler, Kepez’i sağlıklı yaşam kültürünün desteklendiği örnek bir şehir haline getirmeye devam ediyor. Bu sürdürülebilir unvan, belediyenin ulusal kriterlere uygun şekilde halk sağlığını geliştiren programlar yürüttüğünü resmi olarak belgelemiş oluyor. Elde edilen başarı; sağlık profesyonellerinden saha ekiplerine, belediye personelinden sağlıklı bir yaşam için katkı sunan tüm Kepezlilere kadar güçlü bir dayanışmayı ortaya koyuyor. Kepez Belediyesi, daha sağlıklı, daha güvenli ve daha mutlu bir şehir için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmeye devam edecek.