Son Dakika
|
Depremde ailesinden 6 kişiyi kaybeden yaşlı kadının acısı dinmiyor
Tuzla’da kauçuk fabrikasında korkutan yangın
İBB davasında yeni karar: Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplar belli oldu
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Louvre Müzesi’nde su sızıntısı: Yaklaşık 400 nadir kitap hasar gördü
Formula 1’de şampiyon Lando Norris
Netanyahu: "Ateşkesin ikinci aşamasının yakında başlamasını bekliyorum"
Direksiyon başında sızıp kaza yapan sürücü, 3 saatlik uğraş sonunda cam kırılarak uyandırıldı
Maltepe’de 11 kişinin yaralandığı minibüsün devrilme anı kamerada
Komşusunun ağaç kesimine yardım ederken hayatını kaybetti
Uludağ yolu buz pistine döndü
SAĞLIK
Kırklareli’nde tarım fuarında sağlık bilgilendirmesi ve eğitim
07 Aralık 2025 Pazar - 17:06:48
Kırklareli İl Sağlık Müdürlüğü uzman ekipleri, tarım fuarı alanında kurdukları sağlık standında gün boyunca çeşitli konularda bilgilendirme yaparak, ücretsiz eğitimler verdi. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından fuar alanında açılan stantta, ziyaretçilere Acil Sağlık Hizmetleri’nin önemini vurgulamak, ilk yardım, göğüs basısı ve şok cihazı kullanımı konularında farkındalık oluşturmak, Fermuar Sistemi ile Yaşama Yol Ver projeleri çerçevesinde bilgilendirme, eğitim ve uygulama faaliyetleri gerçekleştirildi. Fuar ziyaretçileri, aldıkları eğitimlerle acil durumlarda nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda bilinçlenirken, aynı zamanda sağlık hizmetlerine ve sağlık personeline daha yakından tanıklık etme fırsatı buldu.
07 Aralık 2025 Pazar - 14:53
İnhisar’da sağlık seferberliği
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknik Bölümü işbirliğiyle İnhisar’da sağlık seferberliği başladı. Bilecik’in İnhisar ilçesinde ’7’den 70’e Sürdürülebilir Sağlık’ temalı Bilim Kafe etkinliği düzenlenirken, Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü personelleri ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu yöneticileri, akademisyenleri ve öğrencileri katıldı. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun farklı programlarından öğretim elemanları ve öğrenciler, Bilim Kafe formatında kurdukları stantlarda katılımcılarla bire bir etkileşime geçti ve detaylı bilgilendirmeler yaptı. "Heimlich manevrası ve kalp masajı gibi hayat kurtaran ilk yardım uygulamalarını maket üzerinde gösterdi ve kalp krizi konusunda hayati bilgiler paylaştı" Rektör Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Tıbbi Laboratuar Teknikleri Programı öğretim elemanları, tansiyon, diyabet, kolesterol ve kanser gibi hastalıkların yanı sıra akılcı ilaç kullanımı ve kan değerlerinin anlamları konularında detaylı açıklamalar yaparak, etkinlik alanını ziyaret eden vatandaşların tansiyonlarını ölçüp birebir bilgilendirme yapıldığı söyledi. Rektör Kaplancıklı, "Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programı öğretim elemanları ise, vatandaşların hastane hizmetlerine hızlı ve kolay ulaşımı için MHRS ve e-Nabız uygulamaları hakkında pratik bilgiler sundu ve akıllı telefon kullanan ziyaretçilere uygulama kullanımı konusunda yardımcı oldu. Optisyenlik Programı tarafından görme bozuklukları ve doğru gözlük seçimi konusunda bilinçlendirme yapılarak, gözlüklerin sadece optik mağazalardan temin edilmesi gerektiği vurgulandı. İlk ve Acil Yardım Programı ekipleri, heimlich manevrası ve kalp masajı gibi hayat kurtaran ilk yardım uygulamalarını maket üzerinde gösterdi ve kalp krizi konusunda hayati bilgiler paylaştı. Ameliyathane Hizmetleri Programı öğretim elemanları, ameliyat öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gereken bakım, beslenme ve anestezi süreçleri hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi. Son olarak, Diyaliz Programı öğretim elemanları ve öğrencileri, hazırladıkları görsellerle bilinçli su tüketiminin ve böbrek sağlığının önemine dikkat çekerek, soru-cevap etkinlikleriyle ziyaretçilerin bu konudaki bilinç düzeyini ölçtü ve su ikram ederek farkındalık oluşturdu" dedi.
07 Aralık 2025 Pazar - 14:27
Yıldırım’da kadim şifa programına yoğun ilgi
Yıldırım Belediyesi, ‘Kadim Hemşire’ olarak tanınan geleneksel bakım ve doğal tedavi uygulayıcısı Ayten Dide Uzunlar’ı Yıldırımlılarla buluşturdu. Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen program vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Programda, insanlığın yüzyıllar boyunca geliştirdiği geleneksel iyileştirme yöntemleri üstüne söyleşi gerçekleştirildi. Ayrıca Uzunlar; bitkisel tedavilerden nefes uygulamalarından, bütünsel sağlık yaklaşımının modern yaşamla ilişkisine, ses ve titreşimle şifa tekniklerinden doğu tıbbının prensiplerine kadar önemli konularda katılımcıları bilgilendirdi. Etkinliğin ardından yaptığı değerlendirmede, Kadim Şifa programına gösterilen yoğun ilgiden dolayı memnuniyetin ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Yıldırım’da kültürel ve toplumsal farkındalığı artıran programlara önem veriyoruz. Kadim şifa gibi köklü bir geleneği bilimsel bilgiler ışığında Yıldırımlı hemşehrimizle buluşturmuş olmaktan dolayı mutluyuz. Bu tür etkinliklerle hem kültürel mirasımızı tanıtıyor hem de hemşehrilerimizin bilinçlenmesine katkı sunuyoruz" diye konuştu.
07 Aralık 2025 Pazar - 10:47
Kışın terin soğuması ve ani hareketsizlik kas yaralanmalarına davetiye çıkarıyor
Soğuk havalarda dışarı çıkarken kalın giyinilmesi ve su tüketiminin önemini vurgulayan Fizyoterapist Reşat Hamurcu, egzersiz sonrası vücudu aniden soğutmanın ve terin üzerinde kurumasına izin vermenin ciddi kas yaralanmalarına neden olabileceğini belirtti. Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Merkezi Müdür Yardımcısı Fizyoterapist Reşat Hamurcu, kış aylarında soğuyan havalarla birlikte vatandaşların eve kapandığını, buna bağlı olarak fiziksel aktivitelerin azaldığını söyledi. Hareketsizliğin kas ve eklem rahatsızlıklarını beraberinde getirdiğine dikkati çeken Hamurcu, şunları kaydetti: "Sürekli evde bulunanlar ufak aktiviteler yapabilirler. Dışarıya çıkacak vatandaşlarımız ise sokağa çıkmadan önce 10-15 dakika evde ısınma hareketleri yapmalı. Dışarı çıkarken kalın ve pamuklu giysiler tercih edilmeli. Terlendiği zaman o terin soğuması ile büyük kas yaralanmaları ortaya çıkabiliyor. Su tüketimini artırmamız gerekiyor. Kışın su tüketimi daha az gibi görünüyor ama kasların elastik sitemini korumak için su ihtiyacımız var" dedi. Hamurcu, egzersiz veya yürüyüş sonrası vücudu aniden soğutmanın riskli olduğunu vurguladı. Teknolojik aletlerin kullanımına bağlı duruş bozukluklarına da değinen Reşat Hamurcu, "Evde internet, televizyon ve telefonla geçirilen vakit artıyor. Bu durum postürümüze (duruş) zarar veriyor. Sabit pozisyonda uzun süre kalmamak ve hareket halinde olmak sağlığımız için önemlidir" ifadelerini kullandı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
04 Aralık 2025 Perşembe- 15:25
Samsun’a 100 yeni ambulans: Filodaki araç sayısı 60’tan 160’a çıkıyor
2
05 Aralık 2025 Cuma- 11:51
Uzmanından uyarı: "Zatürre yüksek ölüm oranı olan bir hastalık"
3
06 Aralık 2025 Cumartesi- 15:37
Gaziantep’te kanseri yenen Melih Tuğra için gökyüzüne balonlar bırakıldı
4
03 Aralık 2025 Çarşamba- 09:34
"Obezite cerrahisinin başarısı, kurallara harfiyen uyuma bağlı"
5
06 Aralık 2025 Cumartesi- 11:18
MEAH’ta karbonmonoksit uyarısı
15 Kasım 2025 Cumartesi - 11:14
EÜ’den Dünya Diyabet Gününde farkındalık oluşturan etkinlik
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü" dolayısıyla bir etkinlik düzenledi. EÜ Tıp Fakültesi 20 Mayıs Amfisinde gerçekleştirilen etkinlikte, diyabet konusunda farkındalık oluşturmak ve güncel bilimsel gelişmeleri paylaşmak amacıyla akademisyenler, aileler ve çocukları bir araya geldi. Etkinlikte, Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Damla Gökşen, "Diyabet Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar ve Geleceğe Bakış: Tip 1 Diyabetin Yol Haritası" başlıklı sunumuyla yer alırken; Çocuk Hastanesi Diyabet Hemşiresi Dr. Hemşire Günay Demir ve Diyabet Eğitim Hemşiresi Hafize Işıklar ise, "İnsülin İnfüzyon Pompaları ve Sürekli Glukoz Ölçüm Sistemleri: Kime, Neden, Hangisi?" konulu sunumlarıyla diyabet yönetimindeki teknolojik gelişmelere ilişkin bilgi paylaştı. Prof. Dr. Damla Gökşen, sunumunda Tip 1 Diyabet’in karmaşık doğasına ve küresel yayılımına dikkat çekti. Hastalığın kalıcı olduğunu ve kan şekeri yönetiminin göründüğünden çok daha karmaşık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökşen, "Tanı anında diyabet yönetimi için gerekli tüm konuların eğitimi verilmektedir, ancak bilgilerin tekrarı ve pekiştirilmesi her zaman gereklidir" dedi. Küresel rakamların ciddiyetine dikkat çeken Gökşen, "Dünyada tanı konmuş yaklaşık 9 milyon diyabetli var ve bu sayının 2040 yılında iki katına çıkacağı öngörülüyor. Özellikle çocuklarda glikoz seviyesini ideal aralıkta tutmak birden çok faktöre bağlıdır. Bu süreç, hem aile hem de diyabet ekibi için oldukça zorlayıcıdır" diye konuştu. "Sensör okur-yazarlığı şart" Dr. Hemş. Günay Demir, güncel diyabet yönetim teknolojileri üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Demir, sunumda diyabetli bireylerin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen sürekli glukoz izlem sistemleri (CGMS) ve insülin infüzyon pompa sistemleri detaylı olarak ele alarak incelenen cihazların sensör ömrü, ısınma süresi ve uzaktan izleyebilen kişi sayısı gibi kritik özellikleri karşılaştırıldı. Demir "Sensörlerin sunduğu eğilim ve alarmları doğru okuyabilmek için sensör okuryazarlığı şart; bunun için mutlaka eğitim almak ve yemek-egzersiz gibi olay girişlerini düzenli kaydetmek gerekiyor. Sensör okuryazarlığı, gün içindeki verileri bilinçli takip edip doğru yorumlama becerisi sağlar" dedi. "Sensörler sayesinde kan şekerini anlık ve eksiksiz takip ediyoruz" Hemşire Hafize Işıklar ise, "Bugün, insülini keşfeden Frederick Banting’in doğum günü olan 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde sizlere, kan şekeri izleminde bir devrim olan sensörler ve pompalardan bahsetmek istiyorum. Eskiden parmaktan ölçümle günün sadece belirli anlarını görerek büyük resmi tahmin etmeye çalışırken, sensörler sayesinde artık tablonun bütününü anlık olarak izleyebiliyoruz. Örneğin, parmak ölçümleriniz hedef aralıkta görünse bile, sensör verilerini incelediğinizde gece fark etmediğiniz bir kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) yaşadığınızı veya yemek sonrası yaptığınız insülinin fazla geldiğini fark edebilirsiniz. Bu da bize, insülin dozlarımızı daha doğru ayarlama imkânı tanır" dedi. Etkinlik, çocuklar için müzik, dans ve sürprizlerle sona erdi.
15 Kasım 2025 Cumartesi - 11:03
Kamu kurumlarında tütün ile mücadelede etkin çalışma
Kamu kurum ve kuruluşlarının kapalı alanlarında tütün ürünlerinin kullanımının önlenmesi amacıyla kurum temsilcilerine yönelik eğitim düzenledi. Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, tütün kullanımının zararlarına dikkat çekmek ve kamu kurumlarının kapalı alanlarında tütün ürünü tüketilmesine dair yaptırımların uygulanabilirliğinin arttırılabilmesi amacıyla kamu kuruluşlarından temsilcilere güncelleme eğitimi düzenledi. Bursa Vali Yardımcısı Hulusi Doğan’ın da katıldığı eğitimde, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. İrfan Oğuz’un yanı sıra kamu kurumlarında tütün kullanımına karşı idari yaptırım yetkisi bulunan personeller de yer aldı. Eğitimin açılış konuşmasını yapan Bursa Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, son yıllarda tütün kullanımı ve dumansız hava sahası ile ilgili ciddi bir mesafe kat edildiğini söyledi. Her vatandaşın tütün kullanımının zararlarına karşı bilinçli olması gerektiğini ifade eden Doğan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da önderliğinde son yıllarda tütün kullanımı ile mücadele edilmesi için bir ortam oluşturuldu. Tütün kullanımının zararlarını ailemize, iş arkadaşlarımıza, çevremize, bulunduğumuz her ortamda anlatmalıyız. Bu konuyu gündemden hiç düşürmemeliyiz" ifadelerini kullandı. Eğitim çalışmasına katılan personellerin çalıştıkları kamu kurumlarında tütün kullanımının zararları hakkında farkındalık oluşturmasını beklediklerini dile getiren Doğan, kamu kurumlarının bu konuda toplumsal duyarlılık göstererek tütün kullanımı ile mücadelede topluma da ön ayak olmasını beklediklerini dile getirdi.
15 Kasım 2025 Cumartesi - 11:02
Gıda zehirlenmelerine karşı Bakanlıklardan peş peşe uyarılar geldi
Türkiye’nin farklı illerinde son haftalarda art arda görülen gıda zehirlenmesi vakaları kamuoyunda endişee sebep olurken, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı vatandaşlara yönelik kapsamlı uyarılarda bulunuyor. Yetkililer, özellikle doğadan gelişigüzel toplanan zehirli bitkiler ile toplu yemek organizasyonlarında hazırlanan gıdaların, vakalardaki artışta belirleyici olduğunu vurguluyor. Uzmanlara göre, görünüşte masum görünen bazı bitkiler sinir sistemini etkileyen güçlü toksinler içeriyor. Bu maddeler kısa sürede görme kaybı, bilinç bulanıklığı ve solunum yetmezliği gibi ağır tablolara yol açabiliyor. Bakanlık, etiketsiz, menşei belirsiz ve kayıt dışı ürünlerin tüketilmesinin ciddi sağlık riski oluşturduğuna işaret ediyor. İnternet ve sosyal medya üzerinden satılan "organik" veya "ev yapımı" ürünlerde de denetim dışılık riski bulunduğu belirtiliyor. Toplu yemeklerde art arda vakalar Son dönemdeki çok sayıda zehirlenme olayı düğünler, eğlenceler, mevlit ve taziye yemekleri ile çeşitli yurtlarda verilen toplu yemekler gibi kalabalık organizasyonlarda yaşandı. Bu vakaların çoğunda tek tencerede pişirilen yemeklerin uzun süre bekletilmesi, uygunsuz taşıma şartları , çapraz bulaşma ve yetersiz hijyen uygulamalarının öne çıktığı bildiriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı denetimleri sıklaştırdı, yaptırımları artırdı Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 ilde yürüttüğü gıda denetimlerinde toplu tüketim yerlerinin kayıt/onay durumlarını, hijyen şartlarını ve muhafaza sıcaklıklarını düzenli olarak kontrol ediyor. 2025 yılı içerisinde yapılan 1 milyon 103 bin 52 denetimde uygunsuzluk tespit edilen işletmelere 25 bin 749 idari para cezası uygulanırken, toplam 2 milyar 206 milyon 162 bin 590 TL tutarında yaptırım kararı alındı ve 495 işletme hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusu yapıldı. Ayrıca, İstanbul ilinde faaliyette olan 135 bin 717 gıda işletmesinde 2025 yılı boyunca bugüne kadar 192 bin 148 adet resmî kontrol yapıldı; 8.026 işletmeye idari para cezası uygulandı ve 79 dosya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu şeklinde iletildi. Bunun yanı sıra, Beşiktaş İlçesi Ortaköy Mahallesinde faaliyet gösteren 138 gıda işletmesine 202 adet resmî kontrol gerçekleştirildi. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları sürüyor Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicilerin gıda okuryazarlığını artırmak amacıyla sosyal medya kampanyaları, okul eğitimleri ve işletmelerde bilgilendirme faaliyetleri yürütüyor. Türkiye, bu yıl Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin #SafeSafe2Eatpanyasına da katıldı. ‘Erken Bildirim Programı’ ile salgınlar yakından izleniyor Sağlık Bakanlığı ve il sağlık müdürlükleri tarafından yürütülen "Gıda Kaynaklı Zehirlenmelerde Erken Bildirim Programı" sayesinde ise olası salgın belirtileri hızlı şekilde takip ediliyor. Şikâyet üzerine yapılan kontrollerde ürünlerden numune alınarak Halk Sağlığı Laboratuvarlarında inceleniyor. Uygunsuzluk tespit edilmesi hâlinde konu hem savcılığa hem de ilgili kurumlara eş zamanlı olarak iletiliyor. Vatandaşlara uyarılar: İşte dikkat edilmesi gerekenler Yemekler pişirildikten sonra en kısa sürede tüketilmeli; oda sıcaklığında uzun süre bekletilmemeli Sıcak tutulacak gıdalar 65C’nin altına düşmemeli, bu sıcaklıkta 3 saatten fazla bekletilmemeli. Catering firmalarının Bakanlık İşletme Kayıt Belgesine sahip olup olmadığı kontrol edilmeli. Çiğ ve pişmiş ürünler aynı ekipmanla hazırlanarak çapraz bulaşmaya yol açılmamalı. Et, pilav ve salatalar kapalı kaplarda taşınmalı. Kullanılan suyun içilebilir nitelikte olması sağlanmalı; kuyu veya tanker suları için analiz raporu bulunmalı. Artan yemekler ertesi gün yeniden ısıtılarak servis edilmemeli. Belirti gösteren kişiler (bulantı, karın ağrısı, halsizlik) hemen 112’ye yönlendirilmeli. Toplu yemek sağlayan işletmeler her öğünden en az 72 saat numune saklamak zorunda. Gıda güvenliği için temel kurallar Açıkta satılan gıdalar mümkün olduğunca tercih edilmemeli. Doğadan toplanan mantar, meyve ve otlar uzman onayı olmadan tüketilmemeli. Bozulmuş, şişmiş, rengi değişmiş konserveler kesinlikle yenmemeli. Şüpheli ürünler ALO 174 Gıda Hattı veya WhatsApp İhbar Hattı üzerinden bildirilmeli. Vakayla ilişkili örnek ürün ve ambalajlar saklanmalı.
15 Kasım 2025 Cumartesi - 10:38
Bayburt Devlet Hastanesinde temizlik görevlisine şiddet iddiası
Bayburt Devlet Hastanesinde görevli bir sağlık çalışanının mesai arkadaşı tarafından darp edildiği iddiasıyla ilgili Öz Sağlık-İş Sendikası Bayburt Şubesi tarafından basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada sağlıkta şiddet kınandı. Öz Sağlık-İş Sendikası Bayburt Şube Başkanı Murat Şahinoğlu, hastane bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Ramazan Sayan’ın, ecza deposunda görevli Muharrem Turhan tarafından tekme ve yumrukla darbedildiğini belirtti. Şahinoğlu, Sayan’ın yalnızca görev gereği sıhhi malzeme ve ilaç almak üzere kurum eczanesine gittiğini ancak son süreçte beş kez benzer biçimde sözlü şiddete ve aşağılamaya maruz kaldığını ifade etti. Önceki gün yaşanan son olayda ise Turhan’ın, herkesin gözü önünde Sayan’a fiziksel şiddet uyguladığını dile getirdi. Darp nedeniyle yüzünden yaralanan Sayan’ın rapor aldığını kaydeden Şahinoğlu, "Bu olayı basit bir sağlıkta şiddet vakası olarak görmüyoruz. Aynı kurumda görev yapan, aynı iş kolunda sağlık hizmeti veren bir çalışanın, sırf işçi olduğu için bir diğer sağlık çalışanını hor görmesini, aşağılamasını, psikolojik şiddete tabi tutmasını, tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de fiziksel şiddet uygulamasını anlamak, kabullenmek mümkün değildir. Sağlık personelinin dışarıdan gelen saldırılar karşısında birlik beraberlik sergilemeleri gerekirken, bu şiddetin bir sağlık personeli tarafından uygulanması ancak vandallık, öfke kontrolsüzlüğü ve bilerek/isteyerek şiddet uygulaması ile açıklanabilir" dedi. Olay anına tanıklık eden başka sağlık personelinin beyaz kod vermemesinin ayrıca açıklama gerektirdiğini söyleyen Şahinoğlu, sürecin adli mercilere taşındığını ve suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlattı. Şahinoğlu, Bayburt İl Sağlık Müdürü Harun Sivlim’e ve hastane yönetimine hızlı bir şekilde kurum içi soruşturma başlatmaları nedeniyle teşekkür etti. Sendika olarak üyelerinin yanında olduklarını vurgulayan Şahinoğlu, "Ramazan kardeşimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Mesai arkadaşına saldıran bu kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasını bekliyoruz. Olayın takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.
15 Kasım 2025 Cumartesi - 09:27
Uzmanı uyardı: "Kalp hastaları soğuk havada daha dikkatli olmalı"
Sivas Medicana Hastanesi Kalp Damar Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Hasan Yücel, soğuk havaların kalp damar hastaları için ciddi riskler oluşturduğunu söyleyerek, kış aylarında dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Kış aylarının gelmesiyle birlikte düşen hava sıcaklıkları, kalp ve damar hastalıkları olan bireyler için önemli riskler oluşturuyor. Soğuk havada damarlarda meydana gelen büzüşmenin (vazokonstriksiyon) kalp hızını artırarak tansiyon yükselmesine sebep olabiliyor. Yetersiz sıvı tüketimi nedeniyle kan yoğunluğunun artması da kalp damar sistemi üzerinde ek bir yük oluşturuyor. Adrenalin gibi hormonların artışı, kalp hızını yükselterek stres düzeyini artırırken göğüs ağrısı ve nefes daralması riskini de çoğaltıyor. Stent takılmış, bypass operasyonu geçirmiş, hipertansiyon hastası, kolesterolü yüksek, ileri yaşta olan ve sigara kullanan bireylerin soğuk havalarda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bu kişilerin aşırı efor gerektiren aktivitelerden uzak durmaları, kalın giyinmeleri ve mümkünse çok soğuk havalarda dışarı çıkmamaları öneriliyor. Ayrıca soğuk havalarda azalan sıvı tüketiminin artırılması da önem taşıyor. Uzmanlar tarafından beslenme açısından tuzlu ve yağlı gıdalardan uzak durulması, lifli gıdalar, sebze ve balığın tercih edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Medicana Hastanesi Kalp Damar Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Hasan Yücel, soğuk havalarda vücut ısısının düşmesiyle damarlarda belirgin bir büzüşme yaşandığını belirterek, "Kalp damar hastalığı olan bireylerin hem yaşam tarzına hem de beslenmelerine daha fazla dikkat etmeleri büyük önem taşıyor" dedi. "Daha fazla özen göstermeleri gerekiyor" Soğuk havalarda kalbin daha fazla zorlandığını ifade eden Hasan Yücel, "Kış aylarının gelmesiyle kalp damar rahatsızlıkları olan hastalarımızın soğuk havalarda kalplerine daha fazla özen göstermeleri gerekiyor. Özellikle soğuk havalarda damarlarda bizim vazokonstriksiyon dediğimiz damar büzüşmesi olayı, kalp hızının artışına, tansiyon yükselmesine ve kalbin zorlanmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıyeten yeterli sıvı alınmamasından dolayı damarlar içindeki kan yoğunluğunun artması, damar rahatsızlıkları olan hastalarımızı kötü etkilemektedir. Damarların büzüşmesi, kasılması olayı kış aylarında daha belirgin olmakta, bu da tansiyon artışı oranlarını yükseltmektedir. Özellikle adrenalin gibi hormonlar kalbin hızını artırıp tansiyon yükselmelerine sebebiyet vererek stres oluşturmaktadır ve hastalarımızın soğuk havalarda bunlara dikkat etmesi gerekmektedir. Kalp damar rahatsızlığı olan, damarında stent olan, baypas geçirmiş olan hastalarımızla beraber hipertansiyonu olan, kolesterolü yüksek olan, sigara içen hastalar ve yaşı ileri olan hastalar soğuk havalarda daha dikkatli olmalıdırlar. Aşırı yoğun fiziksel aktivitelerden kaçınmalıdırlar, kalın giyinmeleri gerekmekte, çok soğuk havalarda mümkünse dışarı çıkmamaları gerekmekte, ağır efor isteyen işlemler yapmamalarını istemekteyiz" dedi. "Vücut ısısını korumak önemli" Kış aylarında kalp rahatsızlıkları olan hastaların beslenmelerine de dikkat etmesinin önemine vurgu yapan Yücel, " Kullandıkları ilaçları düzenli kullanıp doktor kontrolünü aksatmamaları gerekmektedir. Ayrıca soğuk havalarda sıvı alımı azaldığı için sıvı tüketimine dikkat etmeleri gerekmektedir. Soğuk havalarda vücut ısısını korumak önemli. Damarlarda kasılma, büzüşme (vazokonstriksiyon) oluşmakta ve kalp hızı artmakta, bu da soğuk havalarda dışarı çıktığımızda efor kapasitemizin azalmasına, nefes daralmasına ve göğüs ağrısına sebebiyet vermektedir. Beslenme noktasına da değinecek olursak, tuzlu ve yağlı gıdalardan uzak durmamız gerekmektedir. Tuz alımından sonra tansiyon yüksekliği kalbe yük oluşturmaktadır. Kanın yoğunluğunun artmasına bağlı olarak yağlı tüketimler kolesterol artışına sebebiyet vermekte, damarda plak oluşumuna ve kan akışının yavaşlamasına sebebiyet vermektedir. Yaz kış fark etmeksizin yağlı ve tuzlu gıdalardan kalp damar hastalığı olan kişilerin uzak durması gerekmektedir. Beslenme konusunda lifli gıdalar, bitki ve sebzeler tüketmemiz lazım. Balık tüketimi ve bol su tüketimine önem vermemiz gerekmektedir. Bunlara dikkat edilmediği durumlarda yeniden damar tıkanıklıkları oluşabilir, kalp spazmı dediğimiz hadiseler olabilir ve göğüs ağrısı oluşabilir. Kalp krizi, felç ve inme gibi durumlar tetiklenebilir. Kış aylarında kalp rahatsızlıkları olan hastalarımızın yaşamlarına ve beslenmelerine dikkat etmeleri, ilaçlarını düzgün kullanıp kontrollere önem vermeleri gerekmektedir" diye konuştu.
14 Kasım 2025 Cuma - 21:42
DUS ve YDUS sınavları yılda bir kezyapılacak
Sağlık Bakanlığı tarafından senede iki kere yapılan Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) ve Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nın (YDUS) artık yılda bir kez yapılacağı açıklandı. Sağlık Bakanlığı tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) ve Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nın (YDUS) 2023 yılından itibaren yılda ikişer kez gerçekleştirilmesine karar verilmiş olup bu durum sınav takvimlerinde de ilan edilmekteydi. ÖSYM tarafından TUS, YDUS, DUS ve EUS olmak üzere sınavlar yılda 7 adet yapılmakla birlikte, bu sınavların sonuçlarıyla 20 yerleştirme işlemi yapılmaktadır. Adayların yerleştirilmesi döneminin diğer sınav tarihinin uygulandığı anlara denk gelmesi önemli sorunlara sebep olmaktadır. 24 Eylül tarihli Tıpta Uzmanlık Kurulu kararıyla DUS ve YDUS’un yılda bir defa TUS’un ise yine yılda 2 defa yapılmasının uygun olacağına karar verilmiştir. DUS ve YDUS sınavlarında eğitime alınacak öğrenci sayılarına ilişkin kontenjanlar Bakanlığımızın sağlık insan gücü planlama çalışmaları kapsamında farklı birimlerimizin ve dış paydaşlarımızın da katılımıyla koordineli olarak ve bilimsel temeller ışığında yürütülmektedir. Bu sebeple sınavlarda açılacak yıllık toplam kontenjanlarda sınavların yılda bir defa yapılmasından kaynaklanan bir değişiklik olmayacaktır" ifadelerine yer verildi.
14 Kasım 2025 Cuma - 19:49
Mavi balonlar diyabete farkındalık için gökyüzüne bırakıldı
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında hastalığa dikkat çekildi. Sağlık çalışanlarına yönelik eğitimlerin verildi ve vatandaşların bilgilendirildiği etkinlikte diyabet farkındalığının rengi mavi balonlar gökyüzüne bırakıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimlerinin mesleki gelişimlerini desteklemek ve klinik entegrasyon süreçlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen "Tanıdan Tedaviye Güncel Yaklaşımlar" eğitim programı Kasım Ayı konusu Dünya Diyabet Gününde "Diyabet" olarak belirlendi. Bu kapsamda Denizli’de görev yapan Aile Hekimlerinden oluşan birinci gruba eğitim düzenlendi. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Aytekin Polat’ın günün anlam ve önemine değinen konuşmasıyla başlayan program; Dahiliye Uzmanı Dr. Mustafa İz’in eğitimi ile devam etti. Yine diyabet günü kapsamında Merkez ve ilçelerde sağlık tesislerinde birçok etkinlikler düzenlendi. Kurulan stantlarda vatandaşlara diyabetin nedenleri, korunma yöntemleri ve erken teşhisin önemi anlatılırken, isteyen vatandaşların kan şekeri ölçümleri ücretsiz olarak gerçekleştirildi. İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı ekibi tarafından diyabet farkındalığının rengi olan mavi balonlar gökyüzüne bırakılarak Diyabet Hastalığına dikkat çekildi. "Diyabet önlenebilir bir hastalıktır" Denizli İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Berna Öztürk, diyabet hastalığının özellikle tüm dünyada ölüme neden olan bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında yer aldığını belirterek; "Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Diyabetin ortaya çıkması ile birlikte normal değerlerin üzerinde seyreden kan şekeri sinir sistemi, göz, kalp ve böbrek gibi organlarda akut ve kronik komplikasyonalara neden olabilmekte, bunun bir sonucu olarak da bu organların işlevlerinde önemli sorunlara yol açabilmektedir. Diyabetin temel nedenlerine bakıldığında; kentleşme, yaşlanan bir nüfus, sağlıksız beslenme, azalan fiziksel aktivite ve dolayısıyla obezitenin çok önemli etkileri olduğu görülmektedir. Uluslararası Diyabet Federasyonu 2024 yılı verilerine göre dünyada 589 milyon insan diyabetlidir. Diyabetli insanların yaklaşık yüzde 50’sine tanı konulmamıştır. Diyabetli 430 milyon kişi çalışma hayatındadır. Dünya Diyabet Günü 2024-2026’nın teması ‘Diyabet ve Esenlik’tir. Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından 2025 yılı için Diyabet Gününün odak noktasının ‘işyerinde diyabet’ olması hedeflendiği belirtilmektedir. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun projeksiyonlarına göre 2050 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1’i, yani yaklaşık 853 milyon kişi diyabet hastası olacak; bu da yüzde 45’lik bir artış anlamına gelmektedir" dedi.
14 Kasım 2025 Cuma - 18:01
Sokaktaki yiyeceklerden zehirlenmelere karşı uzmanlardan dikkat çeken uyarılar
Almanya’dan İstanbul’a tatil için gelen ve gıda zehirlenmesi iddiasıyla anne ve 2 çocuğunun hayatını kaybettiği, babanın ise yoğun bakımda tedavisinin sürdüğü olay sonrası uzmanlar, "Bahsi geçen ürünler sokak lezzetleri, her gün birkaç tane vaka acil servislere başvuruyor. Hijyeninden mümkün olduğunca emin olduğumuz yerleri tercih etmeye çalışmalıyız. 2-3 gün önce de 6 saat önce de aldığın bir gıda zehirleyebilir. Çok yoğun bulaş olan gıdaları tükettiğimizde daha ağır seyredecektir, ölümcül olabilecek sonuçlara neden olabilir" diyerek uyardı. Almanya’dan İstanbul’a tatil için gelen ve iddiaya göre Beşiktaş’ta midye gibi yiyecekler tüketen Servet ve Çiğdem Böcek çifti ile çocukları 6 yaşındaki Kadir ile 3 yaşındaki Masal, Fatih’te kaldıkları otelde gece saatlerinde rahatsızlanmaları sonrası hastaneye gitmişti. Anne ve çocukların hayatını kaybettiği olayda babanın tedavisi yoğun bakımda sürüyor. Uzmanlar benzer olaylarla karşılaşmamak için gıda zehirlenmelerine karşı uyardı. Biruni Üniversite Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Dr. Gültekin Akyol, Dahiliye Uzmanı Dr. Zübeyde Yüce Alğan, gıda zehirlenmesi belirtilerine ilişkin bilgi vererek, önemli tavsiyelerde bulundu. "Toksinler özellikle bu sokak lezzetlerinin içinde yer alabiliyor" Ürünlerin tüketildiği noktaların güvenilir olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Gültekin Akyol, "Öncelikle başsağlığı dileyelim, bahsi geçen ürünler sokak lezzetleri olarak geçen ürünler. Şu anda gündeme geldi ama her gün ortalama birkaç tane vaka acil servislere başvuruyor tabii ki çok basit şekillerde hastalar bulantı, kusma, ishal şikayetleriyle gelebiliyor. Toksinler özellikle bu sokak lezzetlerinin içinde yer alabiliyor. Midyeden örnek vermemiz gerekirse, temizlenme süreçleri çok önemli. Miktarı çok fazla tüketildiği için pilav da mevcut ve çok çabuk bozulabilen ürünler. Saklanma koşulları, tezgahta satılan ürünler takipleri, denetlenmeleri çok önemli. İsmi geçen ürünlerden kokoreçten bahsedecek olursak zaten bağırsaktan üretilen bir ürün olduğu için temizliğinin güzel yapılması gerekiyor. Köfte veya sokakta satılan diğer ürünlere baktığımız zaman soğuk sandviçler olsun eğer güzel alanlarda, doğru şekillerde muhafaza edilmezse bulaş riski çok fazla. Kumpirin içinde örneğin, salataları koyduğumuz zaman güzel yıkanıp yıkanmaması önemli. Yoğurt ve süt ürünleri de mevcut, bunlar çok hızlı bozulan ürünler. Düzgün şartlarda dolaplarda saklanmadıysa, üretim şartları sorunluysa çok hızlı bir şekilde bulantı, kusma, aşırı sıvı kaybı ve buna bağlı olarak zehirlenme tablolarına neden olabilir. Genelde zehirlenme hastalarına aynı şekilde yaklaşırız, semptomlarını gidermeye çalışırız, sıvı kaybını ortadan kaldırmaya çalışırız. Büyük olasılıkla öncelikle bu müdahaleler yapılmıştır. Bu kadar hızlı ilerlemesine bağlı olarak botulinum toksin olabileceğinden şüpheleniyorum ama bunu kan tahliliyle anlamak mümkün değil. Otopsi dönemlerinde ortaya çıkacaktır" diye konuştu. "Şu dönemde en sık tavukla karşılaşıyoruz" Bu tür zehirlenmelerin ilk 6-12 saat içinde çok hızlı ishal ve sıvı kaybına neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Akyol, "Zehirlenme ne yazık ki tavuk sonrasında çok fazla gözüküyor. Burada hijyen koşulları ön plana çıkıyor, ‘Eldiven taktık, hijyen sağladık’ gibi bir düşünce oluyor. Aynı eldivenle herkese servis yapılıyor, eldiven değiştirilmiyor, para alınıp veriliyor, bunlar bulaş riskini artırıyor. Salata ile çiğ tavuğun aynı tahtada kesilmesi bunlar hızlı bulaşlara neden oluyor. İlk 6-12 saat içinde çok hızlı bir şekilde ishal şikayetleri, sıvı kaybı ilerleyen dönemlerde tansiyon düşüklüğü ve kalp durmasına bile neden oluyor. Şu dönemde en sık tavukla karşılaşıyoruz diyebilirim. Kumpir veya midyede farklı süreçlerde başlayabilir, Kusmanın artması ve kusmanın özellikle fışkırır dediğimiz tarzda olması hemen acile gelmemiz gerektiğini gösteriyor. Midye, içinde pilav da olduğu için bu da doğru şartlarda eğer korunmazsa hızlı bir şekilde toksinlere neden olabilir bu yüzden midye tüketmek aslında biraz tehlikeli. Bir tane değil çok fazla yediğimiz için bu seferde etkilerini çok daha fazla artırıyoruz ne yazık ki. Hijyeninden mümkün olduğunca emin olduğumuz yerleri tercih etmeye çalışmalıyız. Botulinum toksin tarzında bir toksinse tek bir tane midye yemek bile bu şikayetleri ortaya çıkartabilir. Özellikle tavuk zehirlenmelerinde hızlı müdahale edilmezse çok fazla, hızlı bir şekilde sıvı kaybı hem kusma hem ishalle ölümcül noktalara getirebiliyor. Güzel temizlenmiş, iyi hazırlanmış bir midyede böyle bir tablo oluşmasını beklemiyoruz" dedi. "Ölümcül olabilecek sonuçlara neden olabilir" Gıdayı aldıktan sonra 6 ila 72 saat arasında geçen sürenin önemli olduğunu söyleyen Dahiliye Uzmanı Dr. Zübeyde Yüce Alğan, "2-3 gün önce yediğin bir gıda da zehirleyebilir, 6 saat önce aldığın bir gıda da zehirleyebilir. Eğer sıvı kaybı çok fazla olursa bu diğer organlara da yansıyacaktır. Yaşı daha küçük olanların ve yaşlı olanların bağışıklık sistemleri daha zayıf oldukları için daha çok etkilenirler. Genelde çocukluk ve ileri yaş çağında gıda zehirlenmesini daha ağır olarak görürüz. Genelde yatışları daha uzun süreli yatışlar olur. Hangi ısıda pişirildi bu gıdalar? Kısa süreli ve daha düşük ısılarda bir pişirme varsa zararlı olan toksin, bakteri ve virüsler gıdanın içinde var olmaya devam edecektir. Miktarı önemli, çok az bir miktarda bulaş olan gıdayı tükettiğimizde daha kısa sürede iyileşirken çok yoğun bulaş olan gıdaları tükettiğimizde daha ağır seyredecektir. Ayrıca bazı virüsler toksin üretirler. Botulinum diye bir toksin vardır ve çok ağır seyreder. Kişinin nörolojik sistemini, beynini etkiler. Vücutta hastanın kaybına kadar gidebilecek sıvı kaybına ve zehirlenmeye neden olabilir. Bunlar genelde et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerinde ortaya çıkar. Balık mesela midyede ortaya çıkan bir çeşidi vardır. Doğru ısılarda pişirdik ve beklettik, uzun süre dışarıda, oda ısısında beklediği zaman yine kontaminasyon olacaktır. Bu bakteriler ve toksinler karaciğer yetersizliğine neden olabilir, ölümcül olabilecek sonuçlara neden olabilir. 48 saati geçmiş, son 5 saattir idrar çıkışı yoksa bilinç bulanıklığı, çift görme, bulanık görme gibi şikayetleri varsa ateşi çok yüksekse bu hastanın bir an önce hastaneye alınıp sıvı dengesinin, elektrolit bozukluğunun tedavi edilmesi gerekir. Hava alan bir konserve kavanozu varsa ondan da olabilir ve çok ağır gıda zehirlenmesi olabilir" şeklinde konuştu.
14 Kasım 2025 Cuma - 17:58
ESOGÜ Hastanesi’nde ‘Dünya Diyabet Günü Farkındalık Etkinliği’
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenledi. Etkinlik kapsamında ESOGÜ Hastanesi poliklinikler girişinde kurulan stantta hasta ve yakınlarına bilgiler verildi. ESOGÜ Hastane Başhekim Yardımcısı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Yıldız; İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Genel Dahiliye, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalları adına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr Yıldız, "Diabetes Mellitus (DM), pankreasın yeterli insülin üretememesi veya vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan ve ömür boyu devam eden kronik bir hastalıktır. Günümüzde diyabet, sıklığı ve oluşturduğu sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi her geçen gün artan önemli ve öncelikli sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet görülme hızı artmaktadır" dedi. "Yanlış beslenme ve hareketsizlik obezite ve diyabet tanı hızını arttırmaktadır Prof. Dr. Yıldız, konuşmasının devamında, "Geçmişte ‘insüline bağımlı olmayan diyabet’, ‘erişkin diyabet’ veya ‘tip II diyabet’ olarak da isimlendirilen tip 2 diabetes mellitus tüm diyabet olgularının yüzde 90’dan fazlasını oluşturmaktadır ve en yaygın görülen diyabet formudur. Tip 2 diyabet, obezite ve fiziksel inaktiviteye bağlı olarak genellikle daha sık görülmektedir. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen ve giderek artan insülin direnci ve zamanla azalan insülin salınımı söz konusudur. Yanlış beslenme ve hareketsizlik son yıllarda gençlerde ve hatta çocuklarda da obezite ve diyabet tanı hızını arttırmaktadır. Tanısında gecikme ve hastaların takip uyumundaki sorunlardan dolayı tedavileri de yeterli olamamaktadır. Kontrolsüz diyabet, hiperglisemiye yol açarak zamanla kalp-damar sistemi hastalıkları başta olmak üzere göz, böbrek, sinir sistemi dahil vücudun bütün sistemlerini etkileyen komplikasyonların gelişmesine neden olur" ifadelerini kullandı. "Diyabet toplumsal olarak insan sağlığını olumsuz etkilemekte" Kardiyovasküler hastalıkların sıklığı yaygınlığının ve ölümle sonuçlanma oranının diyabetli bireylerde, diyabeti olmayan akranlarına kıyasla 2 ila 8 kat daha yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldız, sözlerine şöyle devam etti: "Ayrıca, diyabetli bireylerde infeksiyon gelişme riski, diyabeti olmayanlara oranla daha yüksektir. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travma-dışı amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Diyabetli bireylerde alt ekstremite amputasyon riski diyabeti olmayanlara oranla 25 kat yüksektir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet en sık görme kaybı ve körlük nedenlerinden biridir. Dünyada artık bir epidemi olarak nitelendirilen diyabet hem bireysel hem de toplumsal olarak insan sağlığını olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini ciddi anlamda bozmakta ve ekonomik olarak yük getirmektedir. Bu hastalıklar sağlıklı yaşam yıllarından çalmakta, daha kısa ve kalitesiz yaşama sebep olmaktadır." "Hastalığın kontrolünün sağlanması önemlidir" ESOGÜ Hastane Başhekim Yardımcısı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Yıldız, "Her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet günü olarak çeşitli farkındalık aktiviteleriyle anılmakta ve Diyabet hastalığının önemine dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Diyabet Federasyonu tarafından 1921’de İnsülini keşfederek sayısız hayatı kurtaran Fredrick G. Banting’in doğum günü olan 14 Kasım Dünya Diyabet günü olarak ilan edilmiş ve 2007 yılından itibaren de resmi olarak kutlanmaktadır. Bu yıl 14 Kasım teması olarak, ‘Diyabet ve Esenlik’ vurgulanmaktadır. Diyabet hastalarının özellikle yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve hastalığın kontrolünün sağlanması önemlidir" şeklinde konuştu. ESOGÜ İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aysen Akalın ve Prof. Dr. Göknur Yorulmaz ile Tıp Fakültesi öğrencileri katıldı.
14 Kasım 2025 Cuma - 16:22
Sarıgöl’de kan bağış kampanyasına yoğun ilgi
Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde Kızılay tarafından düzenlenen kan bağış kampanyasında bir günde 30 ünite kan toplandı. Manisa Türk Kızılay’ı ile Sarıgöl Türk Kızılayı tarafından ortaklaşa düzenlenen kan bağış kampanyası vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Sarıgöl Hükümet Konağı bahçesinde Kızılay’a ait kan alım aracında gerçekleştirilen kampanyada vatandaşlardan 30 ünite kan toplandı. Sarıgöl Kızılay Şube Başkanı Yusuf Tüfekçi, ilçede belirli dönemlerde kan bağışı kampanyaları düzenlediklerini belirterek, "İlçemizde belirli zamanlarda vatandaşlarımızdan kan bağışı alımları yapmaktayız. Kan bağışında bulunan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ederim. Bir ünite kan, üç hayat kurtarmaktadır. Sağlıklı ve yaşı uygun olan her vatandaşımızı kan bağışına davet ediyorum" dedi.
14 Kasım 2025 Cuma - 16:19
Tunceli’de diyabet farkındalığı için eğitim
Dünya Diyabet Günü kapsamında, Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarına diyetisyen Zehra Kızılkan tarafından diyabet farkındalığını artırmaya yönelik eğitim verildi. Programda, diyabetin belirtileri, korunma yolları ve sağlıklı yaşamın günlük hayattaki önemi ele alındı. Tunceli İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Dünya Diyabet Günü kapsamında çalışanlarına yönelik farkındalık eğitimi düzenledi. Diyetisyen Zehra Kızılkan’ın sunumuyla gerçekleşen programda, diyabetin toplumda görülme sıklığının giderek arttığına dikkat çekilerek erken tanı ve bilinçli yaşam alışkanlıklarının önemine değinildi. Kızılkan, katılımcılara diyabetin nedenleri, türleri, belirtileri ve tedavi süreçleri hakkında bilgi verdi. Sağlıklı yaşamın diyabet riskini büyük ölçüde azalttığını belirten Kızılkan, özellikle dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve düzenli egzersizin günlük rutin haline getirilmesi gerektiğini ifade etti.
14 Kasım 2025 Cuma - 16:18
Prof. Dr. Baldane: "Her iki diyabet hastasından biri hastalığının farkında değil"
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Baldane, her iki diyabet hastasından birinin hastalığının farkında olmadığını söyledi. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diyabet Federasyonunun öncülüğünde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alan diyabet konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla dünya çapında etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl da "İş Yerinde Diyabet" ana temasıyla hastalığa karşı farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. "İki hastadan biri farkında değil" Hastalıkla ilgili bilgi veren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Baldane, dünyada 500 milyonun üzerinde diyabetli birey olduğunu, bu sayının 2045 yılında 750 milyonun üzerine çıkacağının tahmin edildiğini söyledi. Hastalıkla ilgili bilgi eksikliği ya da ihmalden dolayı çoğu bireyin şeker hastalığının farkında olmadığını anlatan Baldane, "Her iki diyabetli bireyden biri hastalığının farkında değil. Çok fazla su tüketiliyor ve sık tuvalet ihtiyacı duyuluyorsa hekime başvurulmalıdır. Diyabet riski ihmal edilmemelidir" dedi. "İş Yerinde Diyabet" temasının diyabetli bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekilmesi ve işverenin konuya ilişkin farkındalığının artırılması için önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baldane, "Diyabet çalışma hayatına engel bir hastalık değil. Diyabet hastaları gün içerisinde kan şekerini ölçmek durumunda kalabilirler. Birkaç dakika alacak bu işlem için diyabetlilere zaman tanınması önemli. Yine diyabet hastaları hastalıklarını daha iyi yönetebilmek için insülin kalemi, kan şekeri ölçüm cihazı gibi bazı cihazlara ihtiyaç duyabilir. Bu cihaz ve malzemelerin diyabet hastalarının ulaşabileceği uygun bir ortamda saklanması kıymetli. Diyabetli bireyin çalıştığı ortamın lavaboya ulaşması açısından uygun hale getirilmesi onlar için bir konfor sağlayabilir" dedi. "Ya diyet ya diyabet" Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde diyabete yönelik güncel tedavi ve tarama imkanlarının sunulduğunu anlatan Baldane, "İlerleyici bir hastalık ve tedavi kurallarının yanında beslenme tedavisine de uyulması çok önemli. Beslenme tedavisinin yanında bazı medikal tedavileri de diyabet hastalığı için kullanıyoruz. Beslenme tedavisi çok önemli ama beslenme tedavisinden kastım; bitkisel tedavi olarak isimlendirilen tedaviler değil. Diyabetin tedavisinde medikal tedavi kullanılmak zorunda olduğunda mutlaka bir hekim kontrolünde bu tedavilerin yürütülmesi gerekiyor. Dışarıda bitkisel ilaç olarak pazarlanan ilaçların diyabet tedavisinde yeri maalesef yok" diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder