SAĞLIK
05 Aralık 2025 Cuma - 12:45 Görünmeyen düşman, karbonmonoksit Acıbadem Kayseri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmethan Turan, karbonmonoksit gazının tatsız, kokusuz ve renksiz olması nedeniyle fark edilmeden solunabildiğini belirterek, "Özellikle tünellerde ve kapalı otoparklarda çalışanların değerlerine baktırmaları gerekiyor" dedi. Karbonmonoksit zehirlenmesinin içeriğinde karbon olan maddelerin yanması sonucu ortaya çıkan gazın inhalasyonu ile geliştiğini anlatan Turan, "Bu gaz renksiz, kokusuz, tatsız hatta soluyan kişiyi rahatsız etmeyecek derecede olma özelliği taşıyan bir gazdır. Kişiler bunu yavaş yavaş da alabilir, uzun süreli de alabilir. Ani ve yüksek alımlarda karbonmonoksit seviyesinin belli bir derecenin üzerine çıktığında da buna biz karbonmonoksit zehirlenmesi diyoruz" ifadelerini kullandı. "Baş ağrısı, bulantı, uykuya meyil ve en sonunda bayılma, kendinden geçme gibi sessiz bir klinik tablo" Dr. Turan, karbonmonoksit zehirlenmesinin akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek "Akut olanlarda yani ani oluşanlarda hastalar genelde çok bir şey hissetmez. Birazcık baş ağrısı, bulantı, uykuya meyil ve en sonunda bayılma, kendinden geçme gibi sessiz bir klinik tablo oluşturur. Hastalar uyur ve uyanamaz; bu tablo onu yoğun bakıma kadar götürür. Kronik zehirlenmelerde ise daha çok tünel işçilerinde, kapalı otopark işlerinde veya kendi evinde kapalı otopark kullanan, uzun süre egzoz gazına maruz kalan kişilerde görürüz. Kronik baş ağrısı, uykusuzluk, ajitasyon, kas ve eklem ağrıları gibi durumlar gözükür" dedi. "Kışın, zehirlenme vakaları artıyor" Farklı nedenleri olan karbonmonoksit zehirlenmesi vakalarının kışın artığına dikkat çeken Dr. Turan, "Isınmak için kömür sobaları, doğal gaz kombileri gibi cihazların bakımının iyi yapılmaması karbonmonoksit sızıntısına ve dolayısıyla zehirlenmesini artıran önemli bir faktör. O nedenle düzenli bakım ve temizliğin yapılması çok önemli. Ayrıca otomobillerin çıkardığı zehirli gaz uzun süre maruz kalmak da aynı sonuca yol açıyor" dedi. "Otopark ve tünel işçileri risk altında" Sigara içenlerde değerlerin yükseldiğini söyleyen Turan, "Normalde insanlarda karbonmonoksit hemoglobin düzeyi yaklaşık yüzde 1 ile 3 arasında olur ama sigara içenlerde bu yüzde 10’a kadar çıkabiliyor. Yani bu da bir kronik karbonmonoksit zehirlenmesi oluyor bir nevi. Bir sonraki aşaması ise az önce bahsettiğim kapalı otopark ve tünel işçilerinde oluşanlar. Onlarda da yüzde 20’ye kadar, yaklaşık yüzde 30’a kadar bazen gözüküyor. Onlar da risk altındalar. Bu kişilerin çalıştığı şartlara dikkat edilmeli" dedi. Gazın kandaki oksijen kullanımını engelleyerek ciddi organ hasarına yol açabileceğini vurgulayan Turan, "Hemoglobin hücreleri karbonmonoksite oksijenden yaklaşık 200-300 kat daha duyarlı. Bu yüzden karbonmonoksit hemen bağlanıyor, oksijen serbest dolaşıyor ve hücrelere verilemiyor. Bu durum tüm organlarda oksijen eksikliğine neden olur. Kalpte olursa kalp krizi, böbrekte olursa böbrek yetmezliği, beyinde olursa felç gibi ciddi sonuçlara kadar gidebilir" diye konuştu. "Baş ağrısı ve halsizlik karbonmonoksitin ilk işaretleri olabilir" Halsizlik, baş dönmesi, bayılma, uykusuzluk gibi şikâyetlerin önemsenmesi gerektiğini dile getiren Turan, "Akut durumda ani kalp krizi, felç, solunum durması gibi durumlar gelişebilir. Bu nedenle karbonmonoksitin nereden çıkabileceğini bilmek ve buna göre önlem almak çok önemli. Eğer kapalı ve egzoz gazının yoğun olduğu ortamlarda sık bulunuyorsak, bu tür şikâyetlerimiz varsa mutlaka doktora başvurup kan gazı dediğimiz değerde hemoglobin düzeylerine baktırmalarını öneriyorum" uyarısında bulundu.
05 Aralık 2025 Cuma - 12:33 Kepez’den önce göz taraması, sonra gözlük Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, ilçedeki 97 okulda 20 bin 534 öğrenciye yapılan göz sağlığı taramasının ardından, görme sorunu tespit edilen öğrencilere gözlüklerini teslim etti. Kepez Belediyesi, öğrencilerin görme sorunlarının erken tespiti amacıyla yürüttüğü ücretsiz göz sağlığı taramalarına aralıksız devam ediyor. Belediye Sağlık Merkezi tarafından 2025–2026 Eğitim ve Öğretim yılının ara tatiline kadar 82 okulda 18 bin 137 öğrenciye göz taraması yapılmıştı. Okulların açılmasının ardından sürdürülen çalışmalarla birlikte tarama yapılan okul sayısı 97’ye, kontrol edilen öğrenci sayısı ise 20 bin 534’e ulaştı. Kepez Belediyesi, bir yandan sağlıklı nesiller için okullarda göz taramalarını sürdürürken, diğer yandan da hayırseverlerin destekleriyle göz bozukluğu tespit edilen öğrencilere gözlük desteğinde bulunuyor. Ara tatil öncesi yapılan taramalarda bin 917 öğrencinin gözlerinde problem tespit edilmişti. Güncellenen verilerle birlikte bu sayı 2 bin 747 çocuğa ulaştı. Okullarda göz taramalarına devam Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, okullardaki taramalarda görme problemi tespit edilen öğrencileri aileleri ile beraber bir kez daha makamda kabul ederek, gözlüklerini teslim etti. Göz taraması kapsamında bugüne kadar 97 okulda 20 bin 534 çocuğun göz sağlığının kontrol edildiğini, gözlerinde problem tespit edilen öğrenci sayısının ise 2 bin 747’ye ulaştığını açıkladı. Başkan Kocagöz, "Okullarda taramalarımız devam ediyor. Sağ olsunlar hayırseverlerimiz sayesinde, çocuklarımızın gözlük ihtiyaçlarını da karşılayacağız. Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz, her şeyimiz. Onları kendi evlatlarımızdan ayırmıyor, çok seviyoruz. Onlar için ne gerekiyorsa yapacağız. Hiçbir zaman yalnız değilsiniz, Kepez Belediyesi her zaman yanınızda olacak" dedi.
05 Aralık 2025 Cuma - 12:14 Zayıflama iğnelerinin alzheimer tedavisinde kullanılması araştırılıyor Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Talip Asil, obezite tedavisinde kullanılan bazı enjeksiyonların Alzheimer hastalığının ilerleyişini yavaşlatabileceğine ilişkin yeni bilimsel bulguların, "bilim dünyası açısından dikkat çekici ve umut verici" olarak değerlendirildiğini söyledi. İngiltere’de Imperial College London tarafından yürütülen araştırmada, metabolizma ve iştah düzenlenmesi amacıyla kullanılan enjeksiyon tedavilerinin Alzheimer hastalığındaki beyin hücresi kaybını yavaşlatabileceği ortaya konuldu. Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, yaş ortalaması 71 olan 169 Alzheimer hastası bir yıl boyunca takip edildi. Hastaların bir bölümüne metabolizmayı düzenleyici etkisi bulunan enjeksiyon tedavisi uygulanırken, diğer gruba plasebo verildi. Bir yıllık değerlendirme sonunda, tedavi uygulanan grupta beyin hacmi kaybının plasebo grubuna kıyasla yaklaşık yüzde 50 daha az olduğu belirlendi. Ayrıca bilişsel işlevlerde yüzde 18 oranında daha olumlu sonuçlar elde edildi. "Amiloid Odaklı Tedavilerin Ötesine Geçilebilir" Araştırmayı değerlendiren Prof. Dr. Talip Asil, "Alzheimer hastalığında uzun yıllardır çoğunlukla beyindeki amiloid birikimleri hedef alınıyordu. Bu araştırma ise tamamen farklı biyolojik yolların da tedavide etkili olabileceğine işaret ediyor. Metabolizma üzerinde etkili ilaçların beyin üzerinde koruyucu etki gösterebilmesi, yeni bir tedavi stratejisinin kapılarını aralayabilir" dedi. "Güvenliği Bilinen Tedavilerin Yeniden Kullanılması Süreci Hızlandırabilir" Prof.Dr. Asil, "Yeni bir molekül geliştirmek uzun yıllar alırken, mevcut tedavilerin farklı hastalıklarda test edilmesi hastalara daha hızlı fayda sağlayabilir. Araştırma ekibi, elde edilen sonuçların daha büyük gruplar üzerinde yapılacak yeni klinik çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Çalışmanın, demans ve Alzheimer tedavilerine yönelik yeni tedavi modelleri için güçlü bir bilimsel temel oluşturabileceği değerlendiriliyor" diye konuştu.
Ağrısız tuzak: Murat Cemcir’in yaşadığı kanama 50 yaş üstünü vuruyor
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:10 Ağrısız tuzak: Murat Cemcir’in yaşadığı kanama 50 yaş üstünü vuruyor Ünlü oyuncu Murat Cemcir’in yoğun bakıma alınmasına neden olan divertikül kanaması, özellikle 50 yaş üstü bireylerde sinsi bir tehlike olarak öne çıkıyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, genellikle ağrısız gelişen ancak hayati risk taşıyan bu kanamalara karşı uyardı. İç kanama şüphesiyle hastaneye kaldırılan oyuncu Murat Cemcir’in yaşadığı süreç, gözleri divertikül hastalığına çevirdi. Konuya ilişkin önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Esin Korkut, "Divertikül kanaması, kalın bağırsak duvarında oluşan küçük cep şeklindeki çıkıntıların (divertikül) damarlarında meydana gelen yırtılma veya zedelenmedir. Genellikle ani gelişir ve ağrısız bir bağırsak kanaması olarak kendini gösterir" dedi. Çoğu zaman belirti göstermiyor Divertiküllerin özellikle kalın bağırsakta, küçük baloncuklar şeklinde ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Korkut, "Divertiküller yaşla birlikte özellikle 50 yaş üstü, yoğun kabızlık sorunu olan hastalarda görülüyor. Çoğu zaman herhangi bir şikâyet oluşturmadan kolonoskopide tesadüfen tespit ediliyor. Ancak komplikasyonlar ortaya çıktığında ciddi ağrı ve yoğun kanamaya yol açabiliyor" diye konuştu. Çarpıntı ve halsizliğe dikkat Divertiküler kanamaların genellikle parlak taze kan şeklinde ortaya çıktığını ve hemoroid kanamalarından ayırt edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Korkut, "Hastalar genellikle çarpıntı, halsizlik ve genel durum düşkünlüğü ile acil servislere başvuruyor. Tanı için kolonoskopi ya da kolonoskopiyle tanı koyamadığımız vakalarda tomografi ve BT anjiyografi uygulanıyor ve aynı seansta tedavi edilebiliyor" ifadelerini kullandı. Adım adım tedavi yöntemleri Özellikle ileri yaşta, kabızlık sorunu yaşayan ve ek hastalıkları olan, kan sulandırıcı kullanan hastaların risk altında olduğunu belirten Prof. Korkut, "Divertikülleri tesadüfen veya komplikasyon sonrası tespit edilen hastalarda lif tüketimini artırmak, bol sıvı almak, günlük egzersiz yapmak, sigara ve obeziteye dikkat etmek büyük önem taşıyor. Kan sulandırıcı kullanımı varsa mutlaka hekim kontrolünde alternatif seçenekler değerlendirilmeli" dedi. Divertiküler kanamaların basit kanamalar olmadığını, hayatı tehdit edebileceğini ifade eden Prof. Korkut, "Yüzde 80 oranında kanama kendi kendine durabiliyor. Gerekli durumlarda kolonoskopik girişimler veya nadiren cerrahi müdahaleler uygulanıyor. Tedavi sonrası yakın takip ile hastaların durumu stabilize ediliyor" diyerek sözlerini tamamladı.
Denizli’de gelen 475 bin çağrıda 104 bin hastaya ambulans hizmeti verildi
02 Aralık 2025 Salı - 17:02 Denizli’de gelen 475 bin çağrıda 104 bin hastaya ambulans hizmeti verildi Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, 1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kapsamında Denizli’de yürütülen acil sağlık hizmetleri hakkında bilgi vererek 112 çalışanlarının her şartta fedakarca görev yaptığını vurguladı, hafta kapsamında toplumun duyarlılığının arttırılmasının gerektiğini ifade etti. 112 Acil Sağlık Hizmeti çalışanlarının, vatandaşların en zor anlarında yanlarında olan görünmez kahramanlar olduğunu belirten Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, sahada görev yapan 112 çalışanlarının insan hayatını önceleyen bir sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini söyleyerek; "Acil Sağlık Hizmetlerinin sunulmasında büyük emeği olan ve hayatlarını can kurtarmaya adamış sağlık çalışanlarımızın, 112 Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kutlu olsun" dedi. Denizli’de acil sağlık hizmetlerindeki rakamları da paylaşan Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk; "İl geneli 39 Acil Sağlık İstasyonumuzda 589 sağlık çalışanımızla acil sağlık hizmetlerini yürütüyoruz. Vakaya ulaşma oranımız kent merkezimizde ilk 10 dakikada %95, kırsal alanlarda ise ilk 30 dakikada %96 civarındadır. İlimizde merkezde vakaya ulaşma süresi 5 dakika 20 saniye, kırsal bölgelerde ise 14 dakika 8 saniye olarak gerçekleşmektedir. Acil Çağrı merkezi bünyesinde bulunan Komuta Kontrol Merkezine yapılan ihbarların değerlendirilmesi neticesinde tüm acil vakalara acil sağlık hizmeti sunulmakta, 24 saat online takip edilmekte, dijital sistem ile ilimiz genelinden gelen çağrılar haritalar üzerinden izlenebilmektedir. 2025 yılında Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü İl Ambulans Servisi Başhekimliğine bağlı sağlık birimine aktarılan 475 bin 645 çağrıyı, sağlık birimimiz değerlendirdi ve 104 bin 340 hastaya 112 Acil Ambulans görevlendirmesi yapılarak müdahale ve nakil hizmeti sunuldu. Yine ilimizde 1 adet kar paletli ambulans, 1 adet 4 yaralı taşıma kapasitesi olan ambulans, 1 adet yoğun bakım ve obez ambulansı, 1 adet yeni doğan ambulansı, 1 adet motosikletli acil müdahale ekibi olmak üzere toplamda 111 adet 112 ambulansı ile hizmet veriyoruz" dedi. Hafta kapsamında Denizli İl Sağlık Müdürlüğü tarafından okullarda bilgilendirme çalışmaları, farkındalık etkinlikleri ve 112 Çağrı Merkezi’ne yönelik tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirileceğini ifade eden Uz.Dr. Berna Öztürk, 112’yi gereksiz aramaların acil müdahaleleri aksattığını hatırlattı ve sözlerini şöyle devam ettirdi: "112 Acil Sağlık Hizmeti çalışanlarımız canla başla çalışırken, 112 çağrı merkezine yapılan asılsız çağrılar, yanlış adres verilmesi, trafikte sürücülerin ambulansa yol vermemesi gibi nedenlerden dolayı maalesef ekiplerimizin vakalara ulaşması zorlaşıyor. 112 çağrı merkezinin saniyelerin bile kritik önem taşıdığı anlarda insanların yaşamla ölüm arasındaki çizgide uzanan bir hayat köprüsü olduğunu unutmayalım. 112, hayat kurtarmak için var. Lütfen acil olmayan durumlarda bu hattı meşgul etmeyelim" dedi.
Fatma ninenin 50 yıldır görmeyen sağ gözü ameliyat ile görmeye başladı
02 Aralık 2025 Salı - 16:41 Fatma ninenin 50 yıldır görmeyen sağ gözü ameliyat ile görmeye başladı Mersin’in Tarsus ilçesinde 80 yaşındaki kadının 50 yılı aşkın süredir görmeyen gözü yapılan operasyonla ışığa kavuştu. Kırklarsırtı Mahallesi’nde yaşayan 80 yaşındaki Fatma Çöküş’ün sağ gözü 25-30’lu yaşlarda görmemeye başladı. Doktorların sinirlerin öldüğünü artık göremez diyerek umut vermediği Çöküş’ün 50 yıldır görmeyen gözü Tarsus Devlet Hastanesi’ne atanan göz doktoru Ümit Yapıcı sayesinde görmeye başladı. Geçtiğimi ay ameliyata alınan Çöküş, başarılı operasyonun ardından 50 yılı aşkın süre sonra yeniden gördü. Artık gördüğünü belirten ve 50 yıllık görmeyen gözünün açıldığını belirten Fatma Çöküş, doktor Ümit Yapıcı, hastaneye ve bu imkanı sunan devlete teşekkür etti. Operasyonla ilgili bilgi veren Tarsus Hastanesi Göz Doktoru Operatör Dr. Ümit Yapıcı Dr. Yapıcı, "Fatma teyze yaklaşık 1 ay kadar önce polikliniğimize geldi. Sağ gözünde ileri derece katarakt vardı. Nerdeyse umudunu kesmişti o gözünden. Teyzeye sorduğumda sağ gözünün 50 yıldır görmediğini ve kimsenin ameliyat etmediğini söyledi. Teyzeyle konuştuk sağ olsun bana ve ekibime güvendi. Gerekli tetkiklerin ardından kendisinin ameliyatını planladık ve güzel bir ameliyat geçirdi. Ameliyattan sonra bize ışık gördüğünü söyledi o an çok duygusal bir andı. Umarım hayatı boyunca hep böyle şanslı karşılaşmalar yaşar ve böyle başka bir sağlık sorunu çekmez" dedi. Ameliyatta karşılaştıkları kataraktın çok sertleştiğine dikkat çeken Yapıcı, "Büyümeyen göz bebeğinden bir cihaz yardımıyla onu çıkarttık. Zor geçti. Ama güzel ve doğru bir teknikle ekip olarak güzel bir ameliyat geçirdik. Pencereden sert bir kayayı parçalayıp çıkarmak gibi düşünebilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu: "Son 20 yılda acil sağlık hizmetlerinde küresel bir başarı hikayesine imza attık"
02 Aralık 2025 Salı - 16:34 Bakan Memişoğlu: "Son 20 yılda acil sağlık hizmetlerinde küresel bir başarı hikayesine imza attık" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Son 20 yılda acil sağlık hizmetlerinde küresel bir başarı hikayesine imza attık. 480 olan istasyon sayımız bugün 3 bin 500’ü aştı. Ambulans filomuzu 40 kat büyüterek 6 bin 300’ün üzerine çıkardık" dedi. Bakan Memişoğlu, Otomatik Ekstrenal Defibrilatör (OED) Yaygınlaştırılması Programı’na katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Memişoğlu, OED cihazının, ani kalp durması geçiren kişilerde kalp ritmini otomatik olarak analiz eden ve gerektiğinde hayat kurtarıcı elektrik şoku veren taşınabilir tıbbi bir cihaz olduğunu ve bu cihazın teknolojik olarak hayati bir önem taşıdığını belirtti. OED cihazının, kullanıcıya sesli ve görsel komutlarla rehberlik ettiğini açıklayan Bakan Memişoğlu, 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek ‘Taşınabilir Otomatik Şok Cihazı Yönetmeliği’ ile birlikte, OED’nin halka açık alanlarda ulusal düzeyde yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini vurguladı. "Bugün Türkiye, en zorlu durumlarda hızlı ve etkili şekilde müdahale edebilen ülkelerden biridir" Türkiye’nin son 20 yılda sağlık yönetiminde geliştiğini ve gelişmeye devam ettiğini belirten Bakan Memişoğlu, "Bugün Türkiye, afetlerden salgınlara kadar en zorlu durumlarda hızlı ve etkili şekilde müdahale edebilen ülkelerden biridir. Artık sağlıkta dünyayı takip eden değil; deneyimiyle örnek alınan bir Türkiye var. İşte bu sağlam altyapının üzerine bugün, teknolojik bir atılımı daha ekliyoruz. Acil durumlarda saniyelerin hayati önem taşıdığı o kritik anlar için, ASELSAN iş birliği ve yerli mühendisliğimizin gücüyle geliştirilen OED projesini hayata geçiriyoruz. Bu proje, Türkiye’nin sağlık vizyonunda tarihi bir eşiktir. Bizler, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunun temsilcileri olarak; teknolojiyi insan hayatının hizmetine sunmayı en büyük görev addediyoruz. Sağlıkta son çeyrek asırda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrim, bugün dijitalleşme ve yerli üretimle taçlanmaktadır. ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuz, veriyi bilgiye, bilgiyi ise hikmete ve hizmete dönüştüren bir anlayışı temsil ediyor. Bugün tanıtımını yaptığımız Otomatik Şok Cihazları, kalp durması gibi müdahalenin saniyelerle ölçüldüğü anlarda, ambulans ekibimiz ulaşana kadar vatandaşımızın hayata tutunmasını sağlayacak bir yaşam köprüsüdür. ASELSAN imzalı bu yerli cihazlarımız, kullanıcı dostu arayüzü, Türkçe sesli komut sistemi ve ‘sizi yönlendiren akıllı teknolojisi’ ile vatandaşlarımızı o anın kahramanı yapabilecek donanımdadır. Cihaz, ritmi analiz eder, şok gerekip gerekmediğine karar verir. Hazırladığımız ‘OED Yönetmeliği’ ile 2026-2028 yıllarını kapsayan stratejik planımız çerçevesinde; havaalanları, AVM’ler, istasyonlar gibi insan yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda bu cihazların bulundurulmasını kademeli olarak artıracağız" diye konuştu. "Amacımız vatandaşlarımızın ilk yardım bilincini güçlendirerek her kişiyi potansiyel bir hayat kurtarıcı haline getirmektir" OED’nin kalp krizi ve kalp durması gibi durumlarda kurtarıcı bir rol oynayacağını vurgulayan Bakan Memişoğlu, toplumsal bilinç açısından bu cihazı herkesin kullanabilme kabiliyeti olması gerektiğini vurgulayarak, "Amacımız şudur. Nasıl ki ambulanslarımız trafikte milletimizle güçlü bir iş birliği içinde hareket ediyorsa, bu uygulamayla acil sağlık zincirinin ilk halkasını güçlendiriyor, her bir vatandaşımıza ‘Kalp Durduğunda Siz Durmayın’ diyoruz. Bu aynı zamanda bir toplumsal dayanışma çağrısıdır. Amacımız vatandaşlarımızın ilk yardım bilincini güçlendirerek, her kişiyi potansiyel bir hayat kurtarıcı haline getirmektir. Herkesi hayat kurtarmaya hazır, sağlık ordumuzun gönüllü bir üyesi olmaya davet ediyorum. ‘İlk yardım hayat kurtarır’ anlayışını, artık sadece bir motto değil, toplumumuzun ortak bir refleksi haline getirmeliyiz. Türkiye’nin sağlık teşkilatı, artık yalnızca kendi vatandaşına değil, ihtiyaç duyan tüm insanlara ulaşabilen bir kapasiteye sahiptir. Acil durumlarda hızlıca harekete geçen ve sahayı organize eden yapımız, Türkiye’nin bu alandaki kabiliyetini gösteriyor. Özellikle Gazze’de yaşanan insanlık dramında, dünya sessiz kalıp adeta bir film izler gibi olan biteni izlerken Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı liderliğinde tarihe geçen bir duruş sergilemiştir. Son 20 yılda acil sağlık hizmetlerinde küresel bir başarı hikayesine imza attık. 480 olan istasyon sayımız bugün 3 bin 500’ü aştı. Ambulans filomuzu 40 kat büyüterek 6 bin 300’ün üzerine çıkardık. 2025’in ilk 10 ayında 6 milyon vatandaşımıza ulaştık. Ekiplerimiz, helikopter ve uçak ambulanslarımızla 5 bin 500’den fazla hastaya müdahale etti. Tüm bu teknolojilerin, binaların, cihazların ruhu sizlersiniz" şeklinde konuştu. Programın ardından Bakan Memişoğlu, sağlık çalışanları ile birlikte toplu hatıra fotoğrafı çekindi.