Son Dakika
|
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Emanet kasasından altın çalıp İngiltere'ye kaçmıştı! Kırmızı bülten talebi!
Adalar Adliyesi adli emanetinde soygun
İmamoğlu iddianamesinden yeni detaylar!
Yemek programının şampiyonuna ait hamburgerci kurşunlandı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Formula 1’de şampiyon Abu Dabi’de belli olacak
Datça’da sağanak yağış ve fırtına kurumlar teyakkuza geçirdi
11. Yargı Paketi bazı değişikliklerle komisyonda kabul edildi
ABD ordusu, uyuşturucu taşıdığı iddia edilen bir tekneye daha saldırı düzenlendiğini duyurdu
Vicdansızlığı böylesi: Eskişehir’de boş arsada 8 kedi ölü bulundu!
Kapıkule’de tarihi eser operasyonu: Büyük İskender portreli sikkelerle yakalandılar
Rusya’da Snapchat'e erişim engeli getirildi
SAĞLIK
Van’da ölümcül damar yırtığı 15 kişilik ekip tarafından ameliyat edildi
05 Aralık 2025 Cuma - 14:38:39
Muş’tan aort damar yırtığı (Tip 1 diseksiyon) nedeniyle acil olarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Merkezine sevk edilen hasta, 8 saat süren başarılı bir operasyonla hayata tutundu. Muş’ta yaşayan 3 çocuk babası İsmail Kalır, kalp rahatsızlığı nedeniyle Van’a sevk edildi. Kalp Merkezi uzmanlarınca yapılan tetkiklerde, aorttaki yırtığın her iki şah damarını da etkilediği belirlendi. Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hülüsi Helvacı, Tahir Olgaç ve Uğur Postal tarafından gerçekleştirilen operasyona 15 kişilik ekip katıldı. Durumun aciliyeti üzerine hastaya cerrahi müdahale uygulandı. Yaklaşık 8 saat süren operasyonda, hastanın aort damarı ve aort kapağı değiştirildi, kalbin sağ koronerine by-pass yapıldı. Ayrıca her iki şah damarına da yapay damar greftleriyle by-pass işlemi gerçekleştirildi. Zorlu ameliyatın ardından İsmail Kalır’ın sağlık durumunun iyi olduğu ve taburculuk seviyesine geldiği bildirildi. "Hastamızı vakit kaybetmeden operasyona aldık" Konuya ilişkin gazetecilere açıklama yapan Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tahir Olgaç, yapılan incelemeler neticesinde hastanın acil olarak Van’a transferini talep ettiklerini belirtti. Durum müdahale edilmediğinde genellikle 24 saat içinde ölümle sonuçlanabilen son derece kritik bir tablo olduğunu ifade eden Op. Dr. Olgaç, "Ameliyat öncesi tüm hazırlıklarımızı hızla tamamlayarak hastamızı vakit kaybetmeden operasyona aldık. Yaklaşık 8 saat süren bu zorlu ameliyatta, yakın zamanda vefat eden Sırrı Süreyya Önder’e uygulanan operasyonun daha da kompleks bir versiyonunu gerçekleştirdik. Hastamızın aort damarını, aort kapağını değiştirdik; sağ koroner arterine bypass uyguladık. Ayrıca ‘Arkus Replasmanı’ dediğimiz ve total sirkülasyon arresti altında yapılan yöntemi kullanarak, hastayı derin hipotermiye alıp yaklaşık bir saat boyunca 18 derecede tuttuktan sonra ilgili damar segmentini değiştirdik. Yırtığın her iki şah damarına kadar ilerlemesi nedeniyle her iki şah damarına da bypass işlemi uyguladık" dedi. "Birinci günde bilinci açıldı" Zorlu operasyonun yaklaşık 15 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirildiğini dile getiren Olgaç, "Çok şükür ki hastamız ameliyat sonrası birinci günde bilinci açıldı ve herhangi bir nörolojik komplikasyon gözlenmedi. Yoğun bakımda 5 gün takip edilen hastamız daha sonra servise alındı ve burada rehabilitasyon süreci başlatıldı. Yaklaşık bir haftadır serviste izlenen hastamızı, herhangi bir aksilik olmaması durumunda önümüzdeki hafta taburcu etmeyi planlıyoruz" diye konuştu. "Son derece ölümcül bir tablo" Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hülüsi Helvacı ise hastalığın nadir görülmekle birlikte son derece ölümcül bir tablo olduğunu belirterek, "Genellikle bu tür ameliyatlarda aortun belirli bölümlerine müdahale edilir; ancak bu vakada hem iki şah damarını hem de aortun oldukça geniş ve uzun bir bölümünü içeren kapsamlı bir operasyon yapmak zorunda kaldık. Bu nedenle ameliyat, standart uygulamaların ötesinde daha ileri düzey bir cerrahi gerektirdi. Kemoterapi ilaçları ilgili branş hekimleri tarafından sonlandırıldı ve hastamız yakından izlenmektedir. Rehabilitasyon sürecinin tamamlanmasının ardından kendisini evine sağ salim göndermeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 14:35
Ankara Onkoloji Hastanesi’nde Dijital PET/BT ve Yapay Zeka Destekli Sistem hizmete girdi
Türkiye’de ileri görüntüleme alanında yeni bir dönem başlatan 5-Ring Dijital PET/BT ve Yapay Zeka Destekli Karar Destek Sistemi, SBÜ Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete alındı. SBÜ Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’nde yenilenen PET/BT ünitesi, Türkiye’de kullanım alanı genişliğiyle öne çıkan 5-Ring Dijital PET/BT sistemi ve Yapay Zeka Destekli Karar Destek Modülü ile hizmet vermeye başladı. Yeni nesil cihaz, kanser tanı ve tedavisinde doğruluğu artırmayı, süreçleri hızlandırmayı ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. Geniş görüntüleme alanına sahip dijital PET/BT sistemi; küçük tümör odaklarının erken tespiti, minimal kalıntı hastalığın görünür hale gelmesi, tedavi yanıtının milimetrik düzeyde hassasiyetle değerlendirilmesi ve gereksiz invaziv işlemlerin azaltılması gibi birçok avantaj sunuyor. Cihaz, özellikle kilo problemi olan, ağrılı, anksiyeteli ve pediatrik hastalarda yüksek görüntü kalitesi ve kısalmış tarama süresiyle hasta konforunu artırıyor. Sisteme entegre edilen yapay zeka modülü ise lezyon tespiti ve sınıflandırma doğruluğunu artırarak tedavi yanıtının objektif kriterlerle ölçülmesine, kişisel risk profilleri oluşturulmasına ve klinik kararların daha hızlı, daha öngörülebilir şekilde alınmasına imkan tanıyor. Onkoloji Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’nde ‘Nükleer Tıp Tanıtım Programı’, Prof. Dr. Gülin Uçmak ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş’ın katılımı ile gerçekleşti. "20-25 dakikalarda süren çekim sürelerini 5 dakikalara kadar indirdik" Nükleer tıp kliniklerinde kurulu olan PET/BT cihazının onkoloji hastalarında, tanıda, tedavi planlamasında ve takibinde en önemli moleküler görüntüleme modalitesi olduğunu belirten Uçmak, "Burada en önemli avantaj aslında hem moleküler ki hücresel düzeyde tutumları, tümör hücrelerini göstermesi ve tüm vücut tarama imkanı olması cihazlarda. Bu cihazımız üst düzey dijital PET/BT cihazı, son teknoloji donanımlı, yapay zeka ve akıllı algoritmalarla desteklenmiş bir cihaz. Daha önce yaklaşık 20-25 dakikalarda süren çekim sürelerini 5 dakikalara kadar indirdik. Ağrılı, anksiyeteli kanser hastalarında inanılmaz derecede konforu artırdı. Kilolu hastalarımızda çok kaliteli görüntüler elde ettik. Bu cihaz Türkiye’de en yüksek görüş alanlı dijital PET-BT cihazı. Çok kısa sürelerde çekimler yapmakla birlikte, görüntü kalitesinden ödün vermeden çok daha kaliteli PET görüntüleri elde etmeye başladık. Bu sayede de 5 milimetrelerin altındaki çok küçük tümör hücrelerini, lezyonları saptayabiliyoruz. Akıllı algoritmalarla bunların karakterizasyonunu çok daha doğru belirleyebiliyoruz. Dolayısıyla erken tanı doğru tedavi, doğru takip açısından özellikle kanser hastalarına çok büyük katkı sağladığımızı düşünüyorum" diye konuştu. Uçmak aynı zamanda, yeni cihazın özellikle meme, akciğer, kolon ve lenf sistemi kanserlerinde yüksek doğruluk sunduğunu, tüm vücudu tek seferde hızlı biçimde tarayarak tümör odaklarını diğer yöntemlere göre daha üstün şekilde gösterebildiğini belirtti. "Hastaya her aşamada konfor sağlamakta" Yapay zekanın özellikle onkoloji alanında, karar destek sistemi ile hekimlere büyük destek sağladığına değinen Altuntaş, "Tanı, tedavi ve takip süreçlerinde standardizasyonu sağlamakta. Yapay zeka veya dijitalleşme, kanserde onkoloji alanında tanı, tedavi, takip süreçlerinde standardizasyonu sağlamakta, süreçleri hızlandırmakta, kaliteyi artırmakta, verimliliği sağlamakta. Bu da hastaya her aşamasında ama her aşamasında konfor sağlamakta. Dijitalleşmenin getirdiği, teknolojinin getirdiği yöntemler aynı zamanda yapay zeka ile entegre olduğu zaman görüntünün kalitesini de artıyor. Görüntünün kalitesinin artmış olması daha erken aşamada, daha hızlı ve daha rasyonel bir tanı sürecini sağlamış oluyor. Bu sadece tanı sürecinde değil ama takipte de önemli. Çok erken düzeyde ve çok kısa sürede tespit etmiş oluyorsun. Bu da önemli bir gelişme. Hasta yakınlığının konforunu artırıyor. Burada 30 dakika kalmak istemezsiniz. Gözünüzü de kapatsanız kalmak istemezsiniz. 3-5 dakika indirilmiş olması hasta için çok büyük bir konfor. Tabii Türk ve Türkiye yüzünden konuşuyorsak bu tür dijitalizasyonu, yapay zekayı sistemlerimize entegre etmek lazım. Modern teknolojiyi kullanmak lazım. Bizim hastalarımız bunu hak ediyorlar. Biz de elimizden gelen gayreti akademisyen, yönetim olarak, devletin en üst kademesinden en alta kadar tüm aşamalarda altını, içini doldurmaya gayret ediyoruz" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:55
Prof. Dr. Ömer Özkan: "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz"
Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Fen Lisesi’nde öğrencilerle bir araya geldi Fen Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan Organ nakli konusunda inanılmaz ilerde olduklarını belirterek "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor" dedi. Meslek seçerken bu işi yapmak ister miyim sorusunu sorun Öğrencilerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, öğrencilerin kariyer kararlarının çok kritik bir aşamasında olduklarını vurguladı. Öğrencilerin sadece yüksek puan alıp imrenilen bir yere gitmesinin önemli olmadığını, asıl meselenin yapılan işi severek ve isteyerek devam ettirmek olduğunu belirten Özkan, herkesin hayran olduğu bir meslekte mutsuz olmanın hiçbir anlamı taşımadığını söyleyerek, öğrencilere tercihlerini yaparken "Bu işi yapmak ister miyim?" sorusunu sormalarını tavsiye etti. Tıp genel hekimlikle sınırlı değil Tıp alanının artık eskisi gibi genel bir hekimlikle sınırlı olmadığını, inanılmaz bir uzmanlaşma ve alt dallara ayrılma sürecinden geçtiğini aktaran Özkan, kendisinin de ilgilendiği organ nakli, organ üretimi, genetik ve immünoloji gibi konulara dikkat çekerek "Ortopediyi bile seçseniz eklemlerle, uzun kemiklerle, kapalı ameliyatlarla uğraşacaksınız. Göz dediğiniz küçücük bir yer, gözün önüyle uğraşan doktorlar ayrı farklı, gözün arkasıyla uğraşanlar farklı, gözün tansiyon ile uğraşan doktorlar farklı. Durum o kadar farklılaşmaya başladı." dedi. Hastayla iletişim psikolojik yükü aza indirir Öğrencilerin cerrahi operasyonlar sonucundaki psikolojik süreci nasıl yönettikleri sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Özkan, bir cerrahın ya da hekimin direkt insanla ve onun psikolojisiyle uğraştığını belirterek "Hastayı iyi bir şekilde karşılamak durumunu anladığını belirtebilmek yeterince vakit harcayabilmek bu süreç içerisinde neler ile karşılaşabileceğini anlatabilirseniz o empati içerisinde hastayı az buçuk faydalı olduğunu hissederseniz siz. O olayın sonunda haz hissedersiniz, faydalı olmanın size verdiği hazzı hissedersiniz." şeklinde konuştu. Özkan, tıpta "komplikasyon" kavramının varlığını hatırlatarak, her şeyin yolunda gitmeyebileceğini, hastanın bilgilendirilmesinin (onam formu) etik ve kanuni bir sorumluluk olduğunu söyledi. Özkan, hastayla iletişimi iyi ayarlamanın psikolojik yükü en aza indirdiğini kaydetti. Yapay zeka insanların yüklediği bir kavram Yapay zekanın tıp sektörünü ne zaman işlevsiz hale getireceği sorusuna karşılık Prof. Dr. Ömer Özkan, yapay zekanın insanların yüklediği bir kavram olduğunu belirterek "Mutlaka etkisi çok fazla olacak. Ama yapay zeka dediğimiz olay bir yükleme. Sonuçta insanların yüklediği bir kavram. Yapay zeka organik zeka diye bir şey yapıyorum. Hani o sonuçta yapay zekayı belirleyen sizin organik zekâlarınız beyinleriniz. Şimdi sizin belirlediğiniz şeyler kadar gidiyor. Yapay zeka, günümüzde 2 tane ana kavram var. Bir insanların yüklediği kadar olur. Sizin beyninizin o kadar kapasitesi var ki belli bir kısmını kullandığınız için bizim yapay zekaya şu anda uğraşmamız gerekmiyor. Yapay zekaya yüklediğinizin tamamını kullanırsınız. Böyle bir avantajı var yapay zekanın ama günümüzde yapay zeka dediğiniz kavram web’e bakıyor, Google’a bakıyor bir yerlere bakıyor, oradan topladığı bilgilerle gidiyor" ifadelerini kullandı. Cerrah olduktan sonra mesai kavramı yok Doktor olmadan önce ve sonraki çalışma düzeni hakkındaki soruya Prof. Dr. Özkan, cerrahlıkta mesai kavramının lüks olduğunu belirterek "Çok çalışırdım. Doktor olduktan sonra da çok çalıştım ama mesela cerrah olduktan sonra zaten ayarı artık kendin yapmıyorsun. Eğer ben 3 saatte ameliyat yapacağım hocam dersen ameliyat 5 saat sürerse ne yapacaksın? Anlatabildim mi? Belki 10 saat sürecek olan ameliyatı 3 saatte bitireceksin. Mesai kavramı yok. O benim için çok lüks bir şey. Çok seviyorum" dedi. Özkan, gecenin ikisinde dahi zevkle işine gittiğini, bu durumun kendisi için inanılmaz bir haz ve zevk olduğunu ifade ederek "Sana ihtiyaç olduğunda faydalı olacağını hissettirdiysen ki çok önemli bir kavram, inanılmaz bir hazdır" şeklinde konuştu. Akademik ortamda sürekli araştırman gerekir Mesleğinize başladığınızdan beri teknoloji çok gelişti mi? Siz bunu nasıl takip ediyorsunuz? sorusuna Prof. Dr. Özkan, "Doktorluğun böyle bir şeyi var arkadaşlar maalesef mühendisliğinde bunlar stratejik mesleklerdir bence. Sürekli okumanız gerekiyor, takip etmeniz gerekiyor. Kongrelere katılmanız gerekiyor. Yayınlar yapmanız gerekir akademik ortamda. Bir muayenehane de olduğunuz zaman yayınları çok takip etmezsiniz. Artık yazı yazmak istemezsiniz. Araştırma yapmak istemezsin ama bir akademik ortamda sürekli araştırman gerekir. Sürekli yeni tedaviler bulunacaktır arkadaşlar." dedi. Özkan, mikro cerrahi alanındaki devrimden bahsederek 1905 yılında damarların birbirine dikilip kan akabileceğinin keşfedilmesiyle başlayan sürecin, günümüzde 0.2 mm (200 mikron) ve hatta 50 mikronluk iğnelerle dikiş atılan süper mikro cerrahiye evrildiğini anlattı. Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz Beyin ölümü kavramını açıklayan Özkan, beyin ölümünün gerçekleştiği hastaların kadavra olarak nitelendirildiğini ve bu kişilerden organ nakli yapıldığını söyledi. Özkan, "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor. Bu durum sağlıklı bir insanda risk alarak organ alınmasına yol açıyor. Türkiye’de kadavradan organ bağışı bilincinin henüz yeterince gelişmedi" dedi. Organ üretimi ile ilgili çalışmalar Yapay organ çalışmalarının geleceği hakkındaki soruyu cevaplayan Prof. Dr. Özkan, "Organ üretimi dediğimiz şey rejeneratif tıptır. Rejeneratif tıpta doku üretimi diye bir kavram var, doku üretildi, tabakalar üretildi. Şimdi bunu 3 boyutlu üretebilir miyiz diye bir kavram var, 3 boyutlu da üretilmeye başlandı. Deri üretimleri var, mesane dokusunun böbrek dokusunun 2 boyutlu üretimi gerçekleştirildi bir laboratuvarda. Şimdi bunun 3 boyutlusu oluşturulmaya çalışılıyor. Bu oluşturduktan sonra bunların içine damar sokabilir miyiz diye uğraşılacak, yapıldıktan sonra da çok hızlı gidecek" dedi.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:55
Giresun’da hayat kurtaran yarış
Giresun’da "1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası" kapsamında düzenlenen Eğitim Ölçme ve Değerlendirme Yarışmasında sağlık çalışanları zamana karşı yarıştı. İl genelinden 30 ekibin katıldığı etkinlikte, acil sağlık hizmetleri personelinin acil durumlara müdahale becerileri ve kriz yönetimi performansı ölçüldü. Giresun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organize edilen etkinlik, Giresun Uygulama Otelinde gerçekleştirildi. Acil sağlık hizmetleri ekiplerinin sahadaki koordinasyonunu güçlendirmek, müdahale yeteneklerini artırmak ve ekipler arası iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenlenen yarışmaya, il genelindeki Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonlarını temsilen 150 sağlık personeli katıldı. Toplam 30 ekibin mücadele ettiği yarışma, gerçeği aratmayan senaryolar üzerine kurgulandı. Yarışmacılar; acil durum senaryoları, çocuk ve yetişkin ileri yaşam desteği ile travmalı hasta yönetimi olmak üzere 4 kritik etapta performans sergiledi. Hakem heyeti, ekipleri tıbbi müdahale hızı, doğru teknik kullanımı ve kriz anındaki ekip uyumu üzerinden değerlendirdi. Organizasyonda, sağlık çalışanlarının mesleki dayanıklılığını artırmak, saha tecrübelerini pekiştirmek ve acil sağlık hizmetlerinin önemine dair toplumsal farkındalık oluşturmak hedeflendi. Zorlu etapların tamamlanmasının ardından düzenlenen ödül törenine; Giresun Vali Yardımcısı Alpaslan Altınışık, İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İskender Aksoy, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Ünal Özek, İl Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Mesut Özdemir ve il dışından gelen gözlemci eğitmenler katıldı. Yapılan puanlamalar sonucunda Bulancak 2 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu 1’inci, Görele 1 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu 2’nci ve Merkez 6 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu 3’üncü oldu.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
03 Aralık 2025 Çarşamba- 11:20
Sivas Devlet Hastanesi doktorlarından büyük başarı
2
04 Aralık 2025 Perşembe- 10:36
İçtiği çay nefes borusuna kaçan genci Heimlich manevrası kurtardı
3
04 Aralık 2025 Perşembe- 12:36
Sosyal medya bağımlılığı beyni çürütüyor
4
04 Aralık 2025 Perşembe- 10:16
Menopoz kış aylarında sağlık risklerini arttırıyor
5
04 Aralık 2025 Perşembe- 12:34
65 yaşındaki adamın burnundan 100 gramlık taş çıkarıldı
02 Aralık 2025 Salı - 15:58
Karapınar’da kan bağışı etkinliği
Konya’nın Karapınar ilçesinde kan bağışı etkinliğinde 1 günde 102 ünite kan bağışlandı. Selçuk Üniversitesi Karapınar Aydoğanlar Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen kan bağışı kampanyasında bir günde 102 ünite kan toplandı. Akademik ve idari personel ile öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği etkinlikte, öğrenciler kan vermenin hem sağlık açısından faydalı olduğunu hem de ihtiyaç sahiplerine umut olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Okul yönetimi ise, kan bağışının toplumsal dayanışmanın önemli bir örneği olduğunu belirterek tüm bağışçılara teşekkür etti.
02 Aralık 2025 Salı - 15:19
Elazığ’da öğretmenlere diyabet eğitimi
Elazığ’da öğretmenlere yönelik diyabet hakkında eğitim düzenlendi. Okulda Diyabet Programı kapsamında İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde kent genelindeki öğretmenlere yönelik diyabet ve Glukagon uygulaması hakkında eğitim düzenlendi. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Cansu Gürbüz’ün sunumu gerçekleştirilen eğitimde; diyabet hastalığının tanısı, tedavisi, beslenme ve hipoglisemi yönetimi gibi konularda öğretmenlere bilgi verildi. Aynı zamanda diyabet eğitim hemşireleri tarafından da Glukagon uygulaması pratiklerle gösterildi. Cemil Meriç Fen Lisesi konferans salonunda düzenlenen eğitim çok sayıda öğretmen katıldı.
02 Aralık 2025 Salı - 14:54
Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci: "Obezite en büyük tehditlerden biri; dijitalleşme bireyi güçlendiriyor"
Obezitenin küresel ölçekte artan sağlık yükünün ele alındığı HIMSS Avrasya’da dijital sağlık uygulamaları ön plana çıktı. Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, "Ne yazık ki dünyada ciddi düzeyde obez insanlarımız var ve şu an en büyük hastalıklarımızdan birisi bu; dünyada bir milyar obez yaşıyor. Türkiye’de beş kişiden biri obez ve bizim beklemediğimiz kiloya sahip. Biz bireyin kendi sağlığını yönetmesini istiyoruz. Hekimle hasta arasındaki o bilgi asimetrisini azaltıp, hastanın kendi hastalıklarıyla alakalı bilgi yoğunluğunu daha yukarıya çekmek istiyoruz" dedi.
02 Aralık 2025 Salı - 14:38
Anaokuku öğrencilerine yönelik sağlık taraması
Afyonkarahisar’da 15 Temmuz Şehitler Anaokulunda öğrenim gören miniklere yönelik sağlık taraması gerçekleştirildi. Taramayı gerçekleştiren AFSÜ ekibinde, Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Afşin Kundak ve Doç. Dr. Ayşe Tolunay Oflu, İnt. Dr. Rida Nur Özaslan ve İnt. Dr. Ayşe Rabia Aydoğan ile Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Ana Bilim Dalından Dt. Huriye İşçi Uluışık yer aldı. 15 Temmuz Şehitler Anaokulu Müdürü Hülya Teke, ailelere çocuklarının sağlığı konusunda bilgilendirmeyi de içeren tarama programının, öğrenciler ve eğitimcilerin yanı sıra veliler tarafından da beğeniyle karşılandığını belirterek öğretmenler ve okul çalışanları adına AFSÜ ekibine teşekkür etti.
02 Aralık 2025 Salı - 14:13
Niğde Ömer Halisdemir Hastanesi’nde ameliyathaneler yeni alanda hizmete başladı
Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçen hafta sonu ameliyathane bölümünde meydana gelen yangının ardından, zarar gören birimlerin hizmet verebilmesi için hızlı bir çalışma yürütüldü. Yangının ardından operasyonların aksamaması amacıyla devreye alınan afet yönetimi planı kapsamında, ameliyathaneler kısa sürede hastane içinde hazırlanan yeni alana taşındı. Niğde İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "Afet yönetimi planlarımız doğrultusunda ameliyathaneleri ivedilikle hazırladığımız yeni alanlara taşıyarak hizmet vermeye başladık. Yaşanan olay dolayısıyla tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; sürecin en hızlı şekilde yönetilmesi için özveriyle çalışan tüm personellerimize teşekkür ediyoruz. Birlik ve koordinasyon içinde kesintisiz sağlık hizmeti sunmaya devam ediyoruz" denildi. Hafta sonu yaşanan yangında ameliyathane bölümünde yoğun duman oluşmuş, ekipler kısa sürede müdahalede bulunarak alevlerin diğer birimlere sıçramasını engellemişti.
02 Aralık 2025 Salı - 13:55
Nefes borusuna yemek kaçan yaşlı adamdan acı haber
Bolu’nun Hıdırşeyhler köyünde düzenlenen Hacet Bayramı’nda yediği et parçası nefes borusuna kaçan 72 yaşındaki Sami Ayvaz, 5 Ekim’den beri tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Ekim ayında geleneksel Hızırşah Hacet Bayramı etkinliğinde ikram edilen etli pilavdan yiyen Sami Ayvaz, bir süre sonra fenalaştı. Çevredekilerin, Ayvaz’ın nefes alamadığını fark etmesi üzerine durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, kalbi durduğu belirlenen Ayvaz’a uzun süre kalp masajı yaptı. Müdahale sonucu kalbi yeniden çalışan Ayvaz, ambulansla Abant İzzet Baysal Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Sami Ayvaz’ın 5 Ekim’den bu yana tedavisi sürüyordu. Sami Ayvaz’ın doktorların tüm müdahalelerine rağmen sağlık durumunun stabil hale gelmediği, yaklaşık iki aylık tedavi sürecinin ardından hayatını kaybettiği öğrenildi.
02 Aralık 2025 Salı - 13:52
Niğde Ağız ve Diş Hastanesi açılış için gün sayıyor
Niğde’de inşası tamamlanma aşamasına gelen Ağız ve Diş Hastanesi, 2026 yılının ilk aylarında hizmet vermeye hazırlanıyor. Modern mimarisi, geniş kullanım alanları ve hasta odaklı tasarımıyla dikkat çeken yeni sağlık tesisi, kentte önemli bir eksikliği giderecek. Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Doğan Bahadır İnan, hastanedeki çalışmaları yerinde inceleyerek bilgi aldı. Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, binanın hem çalışanların hem de hastaların konforu düşünülerek planlandığı, ferah bekleme alanları ile düzenli poliklinik yapısının hizmet kalitesini artıracağı belirtildi. Açıklamada ayrıca, hastanenin ulaşımı kolaylaştıracak 110 araçlık otoparka sahip olduğu ve hizmete açıldığında ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi önemli ölçüde artırarak kentteki ihtiyaca karşılık vereceği ifade edildi.
02 Aralık 2025 Salı - 13:50
Uzmanı uyardı: "Çocuklarda paketli gıda tüketimi obezite ve erken ergenliği artırıyor"
Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ruken Tekdemir, çocukların giderek artan paketli gıda tüketiminin sağlık üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu belirterek aileleri uyardı. Son yıllarda özellikle cips, çikolata, noodle ve gazlı içecek gibi ürünlerin tüketiminde büyük bir artış yaşandığını ifade eden Tekdemir, bu ürünlerin yüksek şeker, tuz, trans yağ ve katkı maddeleri içerdiğini vurguladı. Dr. Tekdemir, bu ürünlerin sadece kilo artışıyla sınırlı olmayan pek çok yan etkiye yol açtığını belirterek, "Yüksek tuz oranları böbrekler üzerinde zararlı etkilere neden olabilir. Yapay renklendirici ve tatlandırıcılar dikkat dağınıklığına ve dikkat eksikliğine sebep olabilir. Trans yağlar damar yapısına zarar vererek erken yaşta kolesterol hastalıklarının ortaya çıkmasına yol açabilir" dedi. Gazlı içeceklerdeki yüksek şeker ve asidin diş sağlığını olumsuz etkilediğini kaydeden Tekdemir, çocuklarda ciddi diş çürüklerinin ve tekrarlayan diş hekimi başvurularının bu nedenle arttığını söyledi. Paketli gıdaların kalorisi yüksek, besleyicilik değerinin oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Tekdemir bunun obeziteyi ve obezitenin yol açtığı komplikasyonları tetiklediğini ifade etti. Erken ergenlik vakalarında artış Dr. Tekdemir, kötü beslenme alışkanlıklarının erken ergenlik riskini de artırdığına dikkat çekerek, "Son yıllarda polikliniklerde obezite ve erken ergenlik nedeniyle başvurular belirgin şekilde çoğaldı. Bu durum özellikle kız çocuklarında daha sık görülüyor. En önemli sebeplerden biri besin değeri düşük, paketli ürünlerle beslenmedir" diye konuştu. Ailelere alternatif sağlıklı atıştırmalık önerisi Çocukları paketli gıdalardan tamamen uzak tutmanın zor olduğuna işaret eden Tekdemir, ailelere şu önerilerde bulundu: "Okul çevrelerinde, marketlerde bu ürünlerle sık karşılaşıyorlar. Bu nedenle çocukları tamamen kısıtlamak yerine evde hazırlanan sağlıklı atıştırmalıklarla desteklemek daha doğru olur. İçeriğini bildiğimiz sağlıklı şekerlemeler, ev yapımı meyve suları ve beslenme çantasına eklenen doğal yiyecekler hem onların bu isteğini karşılayabilir hem de sağlıklı beslenmelerine katkı sağlar." Dr. Tekdemir, ailelerin paketli gıda tüketimini mümkün olduğunca azaltması gerektiğini belirterek, çocuklara daha sağlıklı bir yaşam fırsatı sunmanın ancak doğru beslenme alışkanlıklarıyla mümkün olacağını vurguladı.
02 Aralık 2025 Salı - 13:46
Menteşe’de zincir market ve kasaplara kapsamlı gıda denetimi
Menteşe Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Gıda Kontrol Görevlileri, ilçe genelindeki zincir marketler ve kasaplarda gıda güvenliğini sağlamak amacıyla kapsamlı denetim gerçekleştirdi. Menteşe Belediyesi zabıtası, 1 veteriner ve 2 gıda mühendisinden oluşan denetim ekibi, ilçe merkezindeki zincir marketlerde ayrıntılı kontroller yaptı. Denetimlerde, temel gıda ve tüketim ürünlerinin reyon ile kasa fiyatlarının uyumu, işyerlerinin ruhsat durumu, ürünlerin son kullanma tarihleri, işletmelerin hijyen kurallarına uygunluğu, ürün depolama şartları ve ruhsata uygun satış yapılıp yapılmadığı incelendi. Süpermarketlerde yapılan kontroller sonucunda, son kullanma tarihi geçtiği tespit edilen ürünler reyonlardan kaldırıldı. Kasaplarda ise herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmadı. Denetim ekipleri ayrıca, son kullanma tarihi yaklaşan ürünlerle ilgili işletme görevlilerine gerekli uyarılarda bulundu.
02 Aralık 2025 Salı - 12:31
İlçedeki Devlet Hastanesi’nde ilk kez yapılan ameliyat başarılı geçti
Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesinde kasık bölgesinde ağrı ve şişlik şikâyetiyle hastaneye başvuran bir hasta, yapılan tetkiklerin ardından kasık fıtığı tanısıyla ameliyata alındı. Şuhut Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emre Bozdemir tarafından uygulanan ve tekrarlama riskini azaltan "yama ile fıtık onarımı" yöntemi başarıyla gerçekleştirildi. Ameliyat öncesi hastanın preoperatif değerlendirmesi, Anestezi Uzmanı Uzm. Dr. Seray Hisarkaya tarafından yapıldı. Hastaya genel anestezi (tamamen uyutma) ve spinal anestezi (belden uyuşturma) yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgilendirme yapıldı; riskler anlatıldı, uygulanacak anestezi yöntemi belirlenerek onayı alındı. Operasyonun sorunsuz şekilde tamamlandığı belirtilirken, aynı zamanda hastanenin emekli personeli olan hastanın, bir gece servis takibi sonrası sağlıkla taburcu edildiği bildirildi. Şuhut Devlet Hastanesi yetkilileri, modern cerrahi tekniklerin ve uzman kadronun desteğiyle hastalara güvenli sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini ifade ettiler.
02 Aralık 2025 Salı - 12:18
Vücudu köpek tarafından parçalanan Yunus enfeksiyonu atlattı, kolunu rahatça kullanmaya başladı
Samsun’da geçen yaz bir köpeğin saldırısı sonucu omzunun bir bölümü kopan 11 yaşındaki Yunus Aksoy, aylar süren tedavi ve enfeksiyonla mücadelenin ardından yeniden sağlığına kavuştu. Derin doku enfeksiyonu nedeniyle kolunu kullanamayan ve felç riski bulunan Yunus, başarılı cerrahi müdahaleler ve antibiyotik tedavisiyle iyileşti. Samsun’da köpek saldırısında omzunun bir bölümü kopan 11 yaşındaki Yunus Aksoy, geçirdiği operasyonlar ve uzun süren tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Yaklaşık 6 hafta süren antibiyotik tedavisiyle enfeksiyonu atlatan Yunus, kolunu yeniden rahatlıkla kullanmaya başladı. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Beyhan Bülbül ve ortopedi doktorlarının uyguladığı tedavi sayesinde yeniden şifa bulan Yunus, kendisini iyileştiren doktorlara teşekkür etti. "Ek bir komplikasyon gelişmedi ve enfeksiyonu atlatmış durumda" Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Beyhan Bülbül, Yunus hakkında bilgi vererek, "Yunus, sağ omzunda derin doku enfeksiyonu gelişen köpek ısırığı şikâyetiyle bize başvurmuştu. Ortopedi bölümü yara yerine ameliyathane şartlarında müdahale etti, temizledi. Yara alanı oldukça enfekte görünüyordu. Yara kültüründe dirençli bir mikroorganizma üredi. Altı haftalık antibiyotik tedavisinin ardından yara tamamen iyileşti. Yunus şu anda okuluna devam ediyor. Ek bir komplikasyon gelişmedi ve enfeksiyonu atlatmış durumda. Herhangi bir şikâyeti de yok" dedi. "Voleybol oynamaya başladı" Yunus Aksoy ise saldırı sonrası yeniden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını aktararak şunları söyledi: "Şu an durumum çok iyi. Arkadaşlarımla oyun oynayabiliyorum. Voleybol maçlarına gidiyoruz. Omzum iyileşti; yazı yazabiliyorum, ders yapabiliyorum. Okul voleybol takımımla Çarşamba ilçe birincisi olduk. Kendimi çok iyi hissediyorum. Arkadaşlarımla yeniden birlikte olduğum için çok mutluyum." Olayın geçmişi 25 Temmuz Cuma günü meydana gelen olayda Yunus Aksoy, arkadaşının evinin önünde top oynadıktan sonra bisikletiyle evine dönerken sahipli bir köpeğin saldırısına uğramıştı. Köpek, kaçmaya çalışan çocuğu önce kalçasından, ardından sırtından ve son olarak da omzundan ısırmıştı. Saldırı sırasında Yunus’un omzundaki et parçasının koptuğu ve çocuğun ağır yaralandığı ifade edildi. Olay sonrası Yunus önce Çarşamba Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış, akabinde ise Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı.
02 Aralık 2025 Salı - 11:40
‘Gelecek 10 yılda 7,7 milyon kişi HIV’den ölebilir’
Enfeksiyon ve Mikrobiyoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, dünyada gelecek 10 yıl içerisinde 7,7 milyon kişinin HIV enfeksiyonundan öleceğinin tahmin edildiğini söyledi. İnsan bağışıklık yetmezliği virüsünün (HIV) dünyada ciddi sağlık problemi olmaya devam ettiğini açıklayan Prof. Dr. Mustafa Sünbül, dünyada 2020 yılı itibarıyla 1,8 milyonu çocuk olmak üzere 38 milyon HIV hastasının olduğu tahmin edildiğini, bu hastaların yaklaşık 5’te birinin maalesef hasta olduğunu bilmediğini kaydetti. Dünyanın hemen her ülkesinde HIV’in görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Sünbül, "Hastalığın ilk tespit edildiği günden bu güne kadar 75,7 milyon kişi hastalığa yakalanmış ve bunlardan 32,7 milyonu ölmüştür. Geçtiğimiz yıl 690 bin kişi HIV enfeksiyonundan hayatını kaybetmiştir. Diğer yandan yine aynı yıl 1,5 milyon kişi hastalığa yakalanmıştır. Dünyada her gün 4 bin 500 kişiye hastalık bulaşmaktadır ve bunların da yüzde 59’u sahra altı Afrika’da yaşamaktadır. Gelecek 10 yıl içerisinde 7,7 milyon kişinin HIV enfeksiyonundan öleceği tahmin edilmektedir. HIV hastalığı bağışıklık sistemini etkileyerek bulaştığı kişiyi enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız hale getirir. Virüs bağışıklık sisteminin hücrelerini bozup harap ettiği için hastaların bağışıklık sistemi çöker. Hastalık yıllar içerisinde ilerleyerek AIDS aşamasına geçer. Hastaların HIV aşamasından AIDS kliniğine gelmesi yaklaşık 2-15 yıl sürmektedir. AIDS dönemi bazı kanserlerin ve ‘fırsatçı’ diye tanımlanan diğer enfeksiyonların tabloya eklendiği ileri aşamadır" dedi. "Grip benzeri bulgular görülebilir" HIV semptomlarının enfeksiyonun aşamasına göre değiştiğini ifade eden Liv Hospital Samsun Enfeksiyon ve Mikrobiyoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sünbül, "Hastalık mikrobu kişiye bulaştıktan birkaç hafta sonra ya hiçbir belirti olmaz veya ateş, baş ağrısı, ciltte döküntü ve boğaz ağrısı gibi grip benzeri bulgular ortaya çıkar. Daha sonra enfeksiyon ilerler ve bağışıklık sistemi gittikçe zayıflar. Lenf bezlerinde şişme, kilo kaybı, ateş, ishal ve öksürük başlar. Tedavi edilmeyen hastalarda ise verem, menenjit, ciddi diğer enfeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkar" diye konuştu. "Gebelikte anneden bebeğe de geçebiliyor" Bulaşma yolları ve risk gruplarından da bahseden Prof. Dr. Sünbül, "HIV hasta kişinin kan, süt, semen gibi vücut sıvıları ile bulaşır. Gebelikte anneden bebeğe geçer. Hasta kişi cinsel partnerine bulaştırır. Korunmasız ilişkide bulunanlar, damar içi uyuşturucu kullananlar, hastalık virüsünü taşıyan kişinin kan veya organının verildiği kişiler, steril olmayan aletlerle vücuduna dövme gibi uygulamalar yaptıranlar risk altındadır. Sifiliz, bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlarda risk artmaktadır. Ayrıca kaza ile hasta kişiye kullanılan iğnenin batması sonucu sağlık çalışanlarına da hastalık bulaşabilmektedir" şeklinde konuştu. "Aynı gün sonucu çıkan testle tanı konabilir" Prof. Dr. Mustafa Sünbül, hastalığın tanı ve tedavisi hakkında ise şunları söyledi: "Günümüzde HIV tanısı aynı gün sonuçlanan testlerle konulabilmektedir. Bu ise erken tanı ve tedaviyi kolaylaştırmaktadır. Hastalık mikrobu alındıktan sonraki ilk 28 gün içerisinde antikor pozitif olur. Tanı testleri vücutta gelişen antikoru tespit eder. İlk basamak testi pozitif çıkan hastanın doğrulama testi yapılmalıdır. Ayrıca HIV’in genetiğini (HIV-RNA) tespit eden ve daha erken hastalık tanısını koymaya yarayan pahalı testler de vardır. Ancak bu test daha çok tedavinin takibinde kullanılmaktadır. HIV hastalığında erken tanı ve erken tedavi çok önemlidir. Günümüzde hastalık değişik tedavi rejimleri ile tedavi edilebilmektedir. Bu tedaviler virüsün çoğalmasını engellemekte, böylece hastanın bağışıklık sisteminin düzelmesine ve güçlenmesine yardım etmektedir. Sonuçta virüsün bulaştığı kişinin (konak) bağışıklık sistemi fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserle mücadele kapasitesini yeniden kazanmaktadır. Yapılan çok sayıda çalışmaya rağmen hastalık için henüz etkili bir aşı geliştirilememiştir."
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder