SAĞLIK - 06 Ocak 2025 Pazartesi 11:44

İki yılda bir meyve veren ağacın meyvesi, olgunlaşınca değil çürüyünce tüketiliyor

A
A
A

Sivas’ın yüksek rakımlarında iki yılda bir olgunlaşıp çürümeye başlayınca tüketilen üvez meyvesinin insan sağlığına olan faydaları saymakla bitmiyor.

Sivas’ta doğada kendiliğinden yetişen Üvez ağaçları iki yılda bir meyve veriyor. Olgunlaşan meyveler Ağustos ve Eylül aylarında toplanarak çürümeye bırakılıyor. Çürük tüketilen meyvenin kalp ve cilt hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık problemine iyi geldiği düşünülüyor. Meyve ishal vakalarının hızlıca çözümü içinde tüketiliyor.

İki yılda bir meyve veren ağacın meyvesi, olgunlaşınca değil çürüyünce tüketiliyor

Tezgâhta yerini aldı

Bir yıl aradan sonra geçtiğimiz yıl Ağustos ve Eylül aylarında toplanıp çürümeye bırakılan Üvez meyveleri Sivas’ta tezgâhlarda yerini aldı. Kilosu 100 TL’den satılan meyve şifa arayanlara umut oluyor.

İki yılda bir meyve veren ağacın meyvesi, olgunlaşınca değil çürüyünce tüketiliyor

Sivas’ta aktarlık yapan Orhun Özfidancı, meyvenin birçok hastalığa iyi geldiğini belirterek, “Sivas’ta Koyulhisar, Suşehri bölgesinde yetişmektedir. Sindirim sistemine, kalp damara hastalıklarına, tansiyona, kadın hastalıklarına iyi gelir ve düzenli kullanıldığı zaman ise cilt bakımına da faydası olan çok şifalı bir meyvedir. Bu meyve, 2 senede bir yetişir ve en son biz bu meyveyi 3 sene önce satmıştık. Kasım, Aralık ve Ocak ayları gibi çıkar ve olgunlaşması beklenir. Sertleşip siyahlaştığı zaman ise tezgâhlarda satılmak için yerini alır. Kilosunu 100 liradan satıyoruz. Sivas’ta halk arasında birçok bitkinin ve meyvenin yerel isimleri vardır. Tezgâhlarda satışa çıktığı zaman çok talep gören bir meyve ve satışı için zaman aralığı da dar olan meyvedir. Ancak şuanda çok fazla talep var. Satışlarımız Ocak ayının sonlarına kadar devam eder ve daha da bulamazsınız. 2 yılda bir yetişmesine rağmen toplanması ve temizlenmesi zor bir meyvedir. Müşterilerimizden bazıları faydalı olduğu için çocuklukları tüketsin diye alırken bazı müşteriler eskiyi hatırlamak amacıyla alıyorlar” dedi.

İki yılda bir meyve veren ağacın meyvesi, olgunlaşınca değil çürüyünce tüketiliyor

Salim Kalaycı, “Vez meyvesini çocukluğumdan beri tüketiyorum. Çocukluğumda bu meyvenin ağacı bizim bahçemizde de vardı. Yaklaşık 15 yıldır yememiştim ve tekrardan çocukluğuma döndüm. Görünüş itibariyle adına ‘Gıdi boku’ da deniyor. Halk tabiriyle ‘Gıdi boku’, keçi pisliği demektir. Burada görünce bende aldım” diye konuştu.

Yunus Çiftci - Ennur Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.