ÇEVRE - 04 Ekim 2024 Cuma 10:13

Prof. Dr. Hakan Ersoy: "Derelerin sularını doğru projelerle denizle buluşturmalıyız"

A
A
A
Prof. Dr. Hakan Ersoy: "Derelerin sularını doğru projelerle denizle buluşturmalıyız"

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Karadeniz Sahil Yolu boyunca viyadüklerin bulunduğu noktalardaki menfezler taş ve ağaç parçaları nedeniyle tıkanınca sel, su baskınları ve afetler kaçınılmaz oluyor. Uzmanlar, denizle yerleşim yerleri arasındaki kot farkının düşürülmesinin yanı sıra derelerin sularını denize taşıyacak menfezlerin doğru şekilde projelendirilmesinin afet riskini azaltacağına inanıyor.


Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yıllardır kabus haline gelen sel ve heyelanlar hayatı olumsuz etkiliyor. Son 90 yılda 700’ün üzerinde kişinin hayatını kaybettiği sel gerçeği her yıl yaşanan olumsuzluklar nedeniyle tekrar tekrar hatırlanıyor. Dere yatakları çevresindeki tahribat ve yapılaşma ani yağışlarda sel, heyelan ve taşkın riskine neden olurken, Karadeniz Sahil Yolu’nda özellikle viyadüklerin yapıldığı noktalara konulan menfezlerin bir çok noktada sel riskini arttırdığı gözleniyor. Menfezler taş ve ağaç parçaları nedeniyle tıkanınca sel, su baskınları ve afetler kaçınılmaz oluyor.


20 Eylül 2024 tarihinde Trabzon’un Sürmene, Araklı, Arsin ve Yomra ilçelerinde etkili olan 1 kişinin hayatını kaybettiği milyonlarca lira maddi hasarın oluştuğu sel felaketinde en dikkat çeken noktalar sel sularını denize buluşturan menfezler oldu. Sürmene ilçesinde Karadeniz Sahil Yolu’nun viyadüğünün hemen alt kısmında yer alan Çavuşlu mahallesinde odun parçaları ve çöplerle ile tıkanan menfez su birikintisine neden oldu. Denizle buluşamayan sel suları nedeniyle çok sayıda işyerinde maddi hasar meydana geldi, bir kişi sel sularına kapılarak hayatını kaybetti.



"Yol bir bent etkisi oluşturdu"


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi (UYGAR) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, geçmişte menfezlerin doğru projelendirilemediğine dikkat çekti. Ersoy “Karadeniz Sahil Yolunun yapıldığı yıllardan beri bunu ilk 2015 yılında Hopa’da yaşadık. Türkiye’nin yağış ortalamasının üçte biri bir gecede Hopa’ya yağdı. 90 yıllarında aynı miktardaki şu Hopa’da herhangi bir olaya meydan vermezken 2015 yılında 9 kişinin hayatına sebep oldu. Yol bir bent etkisi oluşturdu. Aynı şekilde bunu Giresun’da yaşadık. Ordu’da yaşadık. Sürmene’de yaşadık. Dolayısıyla yine sorun gelen yükü serbest ortama yani denize taşıyacak menfezlerin tam olarak doğru projelendirilmemesi. Yani biz şu anda hiç kimseyi suçlamıyoruz ama şunu da soruyoruz doğru ilaç, doğru tedavidir. Demek ki doğru projelendirilmemiş. Sahil yolu tabii ki kısmen de çok büyük artıları olduğu gibi dezavantajları da var” dedi.



“Ulusal Deprem Acil Eylem Planı gibi heyelan ve taşkınlar için de bir acil eylem planı hazırlanmalı”


"Tüm deprem için nasıl ülke olarak birlikte bir araya geldiysek Ulusal Deprem Acil Eylem Planı hazırlandıysa Karadeniz Bölgesi’nin de depremi de seldir, heyelandır" diyen Ersoy "Dolayısıyla bu bir ulusal problem olmak zorunda. Sorunu sadece lokal anlamda meydana gelen problemleri çözmek yerine değil nasıl bir deprem planı oluşturuldu, ülke seferber oldu, deprem konusunda bundan sonra yaşayacağımız problemleri ileride karşılaşmamak adına bir projeler grubu oluşturulduysa Doğu Karadeniz Bölgesi gibi bölgede de bu heyelan ve taşkınlar adı altında böyle bir plan hazırlanmalı. Buna karşı projeler desteklenmeli. Dolayısıyla Doğu Karadeniz’i yalnız bırakmamak lazım. Oturup ortak akılla üniversite, kamu, sanayi belki de bir araya gelip bir devlet politikası halinde bu işi çözebiliriz. Yerel imkanlarla biz Karadeniz’i kurtaramayız” ifadelerini kullandı.



Prof. Dr. Hakan Ersoy: "Derelerin sularını doğru projelerle denizle buluşturmalıyız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Kar yağışını duyan soluğu burada aldı Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, Karabük’ün yüksek kesimlerine akın ederek ateş yakıp fotoğraf çektirirken karın keyfini doyasıya çıkardı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı gecenin ilerleyen saatlerinde de etkisini sürdürdü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarısının ardından özellikle yüksek rakımlı bölgelerde başlayan kar yağışı, Safranbolu-Bartın kara yolunu beyaza bürüdü. Karayolları ekipleri, daha önce yaptıkları hazırlıklar kapsamında bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, bin 30 rakımlı Ahmetusta Geçidi’ne akın etti. Bölgeye gelenler ateş yakarak ısınırken, bol bol fotoğraf çektirip karın keyfini çıkardı. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri de bölgede denetim yaptı. Ekipler, kış lastiği bulunmayan sürücüleri olası olumsuzluklara karşı uyararak, bölgeyi terk etmeleri gerektiğini bildirdi. Sürücülere kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyarılarda bulunuldu. Ahmetusta mevkiinde kar yağışının fazla olduğunu öğrendikten sonra eşi ve arkadaşları ile bölgeye geldiklerini ifade eden Selver Yıldırım, araçta kış lastiği bulunmasına rağmen gelmekte zorlandıklarını belirtti. Yıldırım, kar yağışı sonradan bölgedeki atmosferi güzel bulduğunu aktararak çok eğlendiklerini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesinden kar için Safranbolu’ya Doğan marka otomobille gelen Alperen Demirkul, "Çok mutluyuz. Aracımızla gelirken biraz zorlandık ama burası beklentimizi karşıladı. Bütün gençler burada. Ekipler de çalışmalarını sürdürüyor" diye konuştu.