SPOR - 26 Mart 2024 Salı 12:42

Thomas Meunier: "25 yıldır bu sanatı icra ediyorum"

A
A
A
Thomas Meunier: "25 yıldır bu sanatı icra ediyorum"

Trabzonspor’un Belçikalı oyuncusu Thomas Meunier, futbolu sanat gibi gördüğünü belirterek, "25 yıldır bu sanatı icra ediyorum" dedi.

Trabzonspor’un ara transfer döneminde Bundesliga ekiplerinden Borussia Dortmund’dan kadrosunu kattığı Belçikalı sağ bek oyuncusu bordo-mavili kulübün dergisine röportaj verdi. Ocak ayında birkaç transfer teklifi aldığını belirten Meunier, "Ben de bunları kulübüme sundum. Maalesef kulüp tüm teklifleri reddetti. Benim için de ilginç bir durumdu çünkü o an Dortmund’da 4 sağ bek vardı. Ama günün sonunda ayrılmamı istemediler. Ancak 10 gün sonra bu kez kulüpten ayrılabileceğimi söylediler.

Transfer döneminin kapanmasına birkaç gün kalmıştı. Açıkçası kulübün yaptığı çok adil bir durum değildi. Ama ben hep saygılı olup hiçbir şey söylemedim. Ve bir kulüp bulmak zorundaydım. Çünkü planım mümkün olan en fazla sürede sahada olmak ve Belçika Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonası’na katılma hayalini canlı tutmaktı. Plan; her maçta oynamak, sağlıklı kalabilmek, kazanmak, ritim tutturmak, çünkü bu da sürecin bir parçası. Ve yine etrafımda pozitif bir atmosfer ve enerji bulunmasını sağlamak da hedeflerim arasındaydı. Trabzonspor da doğru zamanda geldi ve o anda benim için hem en iyi fırsat ve en iyi çözümdü. Doğrusunu söylemek gerekirse de hiç pişmanlık duymadım. Harika bir oyuncu grubumuz var. Doğru mantalite doğru disiplin. Takımla daha ileriye doğru yol alabilmek için sabırsızlanıyorum" dedi.

"Eski tarzda ama modern yeteneklere sahibim"

Meunier, sahada eski usul tarzda ama modern yeteneklere sahip bir oyuncu olduğunu vurgulayarak, "Asla pes etmem. Her maçta 12-13 kilometre civarında koşarım. Hep takımı düşünürüm. Kendimden çok fedakarlık yaparım çünkü bazen biraz daha fazlasını yapmaya, kişisel bir bakış açısıyla maçı değerlendirmeye çalışırım. Ama önceliğim hep takım arkadaşlarımın, pozisyonlarının dışına çıkmış olanların açıklarını kapatmaktır. Gerçek bir takım oyuncusuyum" ifadelerini kullandı.

Trabzonspor ile 18 aylık sözleşmesi bulunduğunu belirten Belçikalı oyuncu, "En az Haziran 2025’e kadar Trabzon’da olacağım. Bu benim için artık uzun dönem demek çünkü 22 yaşında değilim. Eylül ayında 33 olacağım. Sona başlangıçtan daha yakınım. Bu tarz bir tecrübenin de tadını çıkarmalıyım. Açık görüşlü birisiyim, Belçika’da, Fransa’da, Almanya’da oynadım. Yeni mücadeleler tanıyabilmek benim isteklerimden biriydi. Sonrasında da Türkiye’ye gelme imkanım oluştu. Bu, İspanya, İtalya, Rusya ya da herhangi bir yer de olabilirdi. Ama burada, Trabzon’da doğru kararı aldığımı düşünüyorum. Çünkü tesisleri gördüğümde, teknik ekibi gördüğümde, kulübün etrafındaki ve kulübün içindeki insanları gördüğümde çoğu şeyin mükemmele yakın olduğunu görüyorum" şeklinde konuştu.

"Futbolu bir sanat gibi görüyorum"

İstikrardan yana bir oyuncu olduğunu belirten Meunier, "Oynadığım her kulüpte kontratımın sonuna kadar devam ettim. Ben hep uzun dönemde düşünülen, kullanılan bir kişi oldum. Planım da bu. Eğer burada 2-3-4 yıl kalacaksam her şey istediğim gibi olmalı. Şu an içinde olduğum ortam da tam böyle bir ortam" açıklamasını yaptı.

Muhasebe eğitimi aldığını ancak daha sonra sanat üzerine okumayı tercih ettiğini belirten Thomas Meunier, "Sahada yeteneklerimin olduğumu biliyordum çünkü topla oynamak, hareketler, Ronaldinho ve o tarzdaki, onlarla büyüdüğüm Brezilyalı oyuncular gibi yetenekler sergilemek benim için bir zevk. Sınıfta da kendimi çizim yaparken, resim yaparken bulmuştum. Yetenek ve orijinallikle ilgili bir konuydu. Bir özgürlük gibiydi, biraz da sahadaki özgürlük gibi. Fikrini kullanıp onu kağıda dökebilmek ya da bir tuvale. 3 yıllık bir sanat okuma imkanım vardı ve hala da çok ilgiliyim" dedi.

Meunier, futbola ilk başladığında bir dönem çalışmak zorunda kaldığını ve bir fabrikaya da girdiğini belirterek, "Benim için en iyisi futbol çünkü ben futbolu bir sanat gibi görüyorum. Yapabildiğim en iyi sanat tabii ki futbol. 25 yıldır bu sanatı icra ediyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse çizim yapmayı, grafitiler çizmeyi seviyorum. Bazen de masanın başına çocuklarımla geçiyorum ve ben çizmeye başlayınca onlar da aynısını yapıyorlar. Sanat aynı zamanda başkalarına aktarabileceğiniz de bir şey" diye konuştu

"Yerde bilerek yatan oyuncuya çok sinirlenirim"

Sahada bilerek kendini yere atan oyunculara çok sinirlendiğini belirten 32 yaşındaki futbolcu, "Bunu kabul edemiyorum. Çünkü sanki biri ayağınızı kırmışçasına ağlayıp, sonra hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp devam edemezsiniz. Bu hile yapmaya girer. Bu hakemlerle, rakiple, takım arkadaşlarınızla oynamaya, aldatmaya girer. Bu tarz davranışları sevmiyorum. Bazen o oyuncuyu tutup ayağa kaldırmak istiyorum. Ama bu durumda kart göreceğim için kendimi tutuyorum. Ben adil oyunu seviyorum. İyi bir agresiflik, iyi bir müdahale, bu tarz durumlarda her şey mümkün. Futbol bir temas sporu. Bazen fiziki, agresif olmak zorunda, ama bu terim olumlu açısından değerlendirilmeli. Hilecileri sevmiyorum. Her zaman da böyle oldu" ifadelerini kullandı.

Belçikalı oyuncunun ilk on biri

Belçikalı oyuncu, ’Antrenör olman halinde birlikte oynadığın en iyi oyunculardan nasıl bir 11 kurardın?’ sorusuna ise "Öncelikle asla bir antrenör olmayacağım. Eğer en iyi ilk 11’imi vermem gerekirse, zor bir soru. Çok fazla oyuncuyla birlikte oynadım çünkü. Şöyle bir 11 olabilir yine de, Courtois, Meunier, Thiago Silva, Vermaelen, Eren Elmalı, Motta, Bellingham, Neymar, Hazard, Mbappe, Haaland”

Gökmen Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İletişim Başkanı Fahrettin Altun: "Hakikat krizi derinleşiyor" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ’16. Geleneksel Küresel İletişim Derneği Konferansı’nda yaptığı konuşmada, "Yeni medya düzeniyle beraber kullanılan bu enstrümanlarla beraber maalesef yalan artık adeta ışık hızıyla yayılır hale geldi. Hakikat krizi bugün toplumları, bireyleri tehdit eden başlıca meydan okumalardan biridir. Hakikat krizi derinleşiyor" dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’da düzenlenen 16. Geleneksel Küresel İletişim Derneği Konferansı’na katıldı. İletişim Başkanı Altun, yaptığı konuşmada, "Her yenilikte olduğu gibi dijitalleşmenin de elbette avantajları ve dezavantajları var. Dijitalleşmenin olumlu yönlerinden maksimum verim almak, olumsuzluklarını da ortadan kaldırmak temel gayemiz olmalı. Bu noktada veri güvenliğinin sağlandığı, kendisini her türlü otoritenin üzerinde gören sosyal medya ve teknoloji şirketlerinin hukukun sınırlarının içerisine çekildiği, doğru bir şekilde regüle edilebildiği, dezenformasyonun kolaylıkla teşkil edilip, itibarsızlaştırılabildiği ve hakikatin esas itibarıyla egemen olduğu bir iletişim ekosistemine ihtiyacımız var. Yakın zamanda şahitlik ettiğimiz Rusya-Ukrayna Savaşı ve tüm şiddetiyle devam eden İsrail’in Gazze’deki pervasız katliamları, soykırım faaliyetleri, tüm bu krizlerde dijital mecralar küresel kamuoyunu manipüle etmek için yoğun bir şekilde maalesef kullanıldı" dedi. "Biz insanlık olarak bir Frankenstein sendromu yaşıyoruz” İletişim Başkanı Altun konuşmasının devamında, “Biz insanlık olarak bir Frankenstein sendromu yaşıyoruz. Bugün insanlık, kendi eliyle ürettiği teknolojilerin vesayeti altına girmiş durumdadır. Ne yazık ki insanlık bu dijital, yeni teknolojilerin yol açtığı sınamalara karşı etkili politikalar, stratejiler, cevaplar ve etik kodlar geliştirmeyi başarabilmiş değil. Son yıllarda sıkça gündeme gelen mahremiyet, veri güvenliği, siber tehditler, hibrit savaşlar, dijital faşizm gibi birçok soruna karşı ne yazık ki insanlık kapsamlı stratejiler ve politikalar üretemedi. Aksine toplumların ve bireylerin etkileşim imkanlarını genişleten birçok teknolojik yenilik dezenformasyon, mezenformasyon ve kitle manipülasyonu gibi sebeplerle kötücül odakların yıkıcı faaliyetleri için birer silaha dönüştü. Yeni medya düzeniyle beraber kullanılan bu enstrümanlarla beraber maalesef yalan artık adeta ışık hızıyla yayılır hale geldi. Hakikat krizi bugün toplumları, bireyleri tehdit eden başlıca meydan okumalardan biridir. Hakikat krizi derinleşiyor” dedi.
Kütahya Türk Sağlık-Sen hemşireye yapılan saldırıyı kınadı Kütahya’da Altıntaş İlçe Devlet Hastanesi’nde acil serviste görevli hemşire Gülizar Durmaz, hasta yakını tarafından darp edildi. Saldırıyı gerçekleştiren zanlı hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Türk Sağlık-Sen Kütahya Şube Başkanı Hasan Gök, olayın ardından yaptığı açıklamada hemşireye ve 112 Acil Sağlık ekibine yapılan saldırıları kınadı. Gök, sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Saldırıya uğrayan hemşire Gülizar Durmaz, 12 Mayıs’ta acil serviste görev yaptığı sırada hasta yakını tarafından darp edildiğini ifade etti. Durmaz, yaşanan olaydan dolayı psikolojik olarak da etkilendiğini belirtti. Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Hasan Gök, yaptığı açıklamada, "Hastanemiz çalışanları sadece fiziki şiddete değil, psikolojik şiddete de maruz kalmaktadır. Küçücük ilçe hastanesinde bu olayların yaşanması, sağlık çalışanlarına zarar verdiği gibi ilçe halkının da kesintisiz hizmet almasına engel olacaktır. Yetkilileri bu konuda acilen tedbir almaya davet ediyorum. Ülkemizde 1 milyona yakın sağlık çalışanı bulunmaktadır. Tüm sağlık çalışanları şiddet gören arkadaşlarımızın yanındadır. Sendika olarak arkadaşımızın yanındayız ve bu olayın takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilmesini isteriz. Son olarak darp edilen arkadaşlarımıza tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, Altıntaş ilçemizin bu gibi olaylar ile kamuoyunda gündem olmamasını temenni ediyorum" dedi.
İstanbul Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto İETT Genel Müdürlüğünde çalışan özel halk otobüsü sahipleri, İBB’den ücret alamadıkları gerekçesiyle Saraçhane’de protesto düzenledi. İstanbul’da 3 bin 41 İETT Özel Halk Otobüsü sahibini temsilen bir araya gelen otobüs sahipleri, Saraçhane’de bulunan İBB binası önünde toplanarak protesto yaptı. Ellerine pankart alan araç sahipleri, İBB tarafından ödenmesi gereken ücretlerini alamadıklarını, araçlara konulan kameralarla sürekli ceza kesildiğini ve baskı altına alındıklarını öne sürdü. “Biz bürokratların sözüne güvenmiyoruz” Protestoda halk otobüsü esnafı adına konuşan Erhan Güneş, "Özel halk otobüsü esnafı olarak ne istiyoruz: Bizim iki önemli problemimiz var. Bir ödemeler. Ödemelerle ilgili İBB bürokratlarıyla 5 yıldır görüşme içerisindeyiz. Fakat her seferinde bu ay düzelecek, seçimden sonra düzelecek bu şekilde süregelen bir durum oldu. Bu iş sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Bizim İBB bürokratlarından ve Ekrem Başkan’dan şunu istiyoruz: Derhal 5 şirket ve 3 kooperatife ödemelerin zamanında yapılacağı ve içeride biriken 4 buçuk milyar lira alacağın programlı bir şekilde hangi tarihlerde ödemenin yapılacağı esnafa bildirilmesini talep ediyoruz. Biz bürokratların sözüne güvenmiyoruz” dedi. “İETT Genel Müdürlüğü sahada çalışan arkadaşlarımıza çok kötü bir mobbing uyguluyor” “Biz İETT Genel Müdürlüğü ile ilgili çok büyük bir problem yaşıyoruz. İETT Genel Müdürlüğü sahada çalışan arkadaşlarımıza çok kötü bir mobbing uyguluyor" diyen Erhan Güneş, "Araçlarımızda şoförlerimiz çalışamayacak duruma gelmiş. Aracın ön tarafına şoförün gözünün ortasına kamera koymuş. Kulağını kaşısa rapor, su içse rapor, elma yese rapor bu mobbingin kaldırılmasını talep ediyoruz. İçeride 4 aylık bir ödememiz var. Bu 3 bin 41 aracın ödemesi 5 yıldır her ay içeri gire gire 4 buçuk milyar lirayı bulmuştur” şeklinde konuştu. Açıklamamın ardından binaya giren Erhan Güneş ve beraberindeki heyet, İBB yetkilileri ile görüştü. Heyet, 1 buçuk saate yakın süren görüşmenin ardından kendilerini bekleyen kalabalığı bilgilendirdi.
Yozgat Yozgat’ta farkındalık yürüyüşü yapıldı Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından Aile Haftası ve Engelliler Haftası çerçevesinde ‘Farkındalık Yürüyüşü’ gerçekleştirildi. Şehir terminali önünden başlayıp, Cumhuriyet Alanı’nda son bulan yürüyüşe Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, İl Jandarma Komutanı Albay Nejdet Özcan, kurum müdürleri, engelli vatandaşlar ile Yozgat Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personelleri katıldı. "Biz Büyük Bir Aileyiz" yazılı dövizlerleri ve Türk Bayraklarını taşıyan Vali Özkan, il protokolü, müdürlük personeli, kurum amirleri ve vatandaşlar, Cumhuriyet Alanı’na kadar yürüdü. Cumhuriyet Alanı’nda Atatürk anıtı önünde fotoğraf çekiminin ardından etkinlik tamamlandı. Yürüyüş sonrasında konuşan Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, " Aileye verdiğimiz önemi vurgulamak üzere yaptığımız hem de Engelliler Haftası nedeniyle, özel insanlarımızın, hayatını daha da kolaylaştırmak ve bu noktada farkındalığı arttırmak üzere düzenlemiş olduğumuz yürüyüşü tamamladık. Allah devletimizden dirliği, milletimizden birliği eksik eylemesin. Özel insanlarımızın, güzel insanlarımızın hayatını kolaylaştırmak onların yaşamlarına katkı sunmak bizlerin görevi. Bu vesile ile ben tekrardan Aile Haftası sebebiyle ailelerimizin evlerinde huzur ve birlik diliyorum ve Engelliler Haftası nedeniyle de engellilerimizin yaşamını kolaylaştırmak için herkesin katkılarını bekliyoruz’’ dedi.