Yerel Haberler
Aksaray
Aksaray’da zehrinin litresi 10 milyon dolar olan akrep satışına suçüstü operasyon
21 Kasım 2025 Cuma - 21:26 Aksaray’da zehrinin litresi 10 milyon dolar olan akrep satışına suçüstü operasyon Aksaray’da beslenmesi, ticareti yasak olan, keskin bir zehre sahip olup alerjik bünyeler ve çocuk ile yaşlılarda ölümcül etkisi olan Anadolu sarı akrebi satışı yapan şahıs, satış yaptığı esnada doğa koruma ekiplerinin yaptığı operasyonla suçüstü yakalandı. Zehrinin litresi 10 milyon dolar olan akreplere el konulurken şahsa 60 bin 187 lira para cezası kesildi. Olay, Yeni Sanayi Mahallesi’nde bulunan bir tesiste yaşandı. Edinilen bilgiye göre, doğa ve hayvanlarla ilgili çeşitli çalışmalar yapan Aksaray Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri bir şahsın bulundurması, beslenmesi, toplanması ve ticareti yasak olan Anadolu sarı akrebinin satışı yapılacağı bilgisine ulaştı. Bunun üzerine harekete geçen doğa koruma ekipleri kimliğini tespit ettikleri Musa B. (25) isimli şahsı takibe aldı. Yapılan takipte elindeki keskin bir zehre sahip olup alerjik bünyeler ve çocuk ile yaşlılarda ölümcül etkisi olan Anadolu sarı akrebini telefonla görüştüğü şahsa satmaya getiren Musa B., satış yaptığı esnada Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince suçüstü yakalandı. Doğa koruma ekipleri biri yavru diğeri genç olan 2 Anadolu sarı akrebine el koyarken, şahsa 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde 60 bin 187 lira idari para cezası kesti. Doğa koruma ekiplerinin yaptığı açıklamada, akrebin keskin bir zehre sahip olduğu, zehrin kozmetik sanayisinde ve antibiyotiklerin ham maddesinde kullanıldığı ve zehrin litresinin yaklaşık olarak 10 milyon dolar olduğu belirtildi. Öte yandan bu akrebin zehri sağlıklı yetişkinlerde 36-48 saat kadar çok şiddetli kramplar, spazmlar, titreme, aşırı üşüme gibi semptomlar gösterdiği ve ardından kendiliğinden bünyeden atıldığı, ancak alerjik bünyelerde, çocuklar ve yaşlılarda ölümcül etki gösterebileceği belirtildi. Öte yandan yakalanan akrebin zehrinin ise litre fiyatının 10 milyon dolar olduğu ifade edildi.
Tuz Gölü’nde sular çekildi, Pamukkale travertenlerini andırdı
21 Kasım 2025 Cuma - 12:42 Tuz Gölü’nde sular çekildi, Pamukkale travertenlerini andırdı Tuz Gölü’nde suların çekilmesiyle ortaya çıkan ilginç tuz kütleleri, bölgeyi ziyaret edenlerin ve fotoğraf meraklılarının yeni ilgi odağı oldu. Özellikle Aksaray’ın Eskil ilçesi yakınlarında görülen bu doğal yapılar, sosyal medyada paylaşılmaya başladıkça göle gelen ziyaretçi sayısında da artış yaşanıyor. Ankara, Konya ve Aksaray sınırlarında yer alan Tuz Gölü, yıl boyunca sunduğu eşsiz manzaralar ve doğal güzellikleriyle turistleri kendine çekiyor. Son dönemde su seviyesinin düşmesiyle yüzeyde beliren tuz kütleleri ise bölgenin doğal dokusuna farklı bir renk katıyor. Papatyayı ve mantarı andıran ilginç şekiller, fotoğrafçıların en çok ilgi gösterdiği noktalar arasında yer alıyor. Doğanın kartpostal gibi güzelliği etkiliyor Eskil yakınlarında oluşan tuz kütleleri, doğal bir süreç sonucunda ortaya çıkarken, gölün beyaz örtüsüyle birleşerek adeta kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra profesyonel ve amatör fotoğrafçılar da bu eşsiz manzarayı görüntülemek için bölgeye akın ediyor. Ankara’dan gelen Edip Doğanay, "14 yıllık evliyim, eşim Tuz Gölü’nü görmeyi çok istiyordu. Sosyal medyada Tuz Gölü’nden mantarı, papatyayı andıran oluşumların olduğunu gören oğlumun ısrarıyla Tuz Gölü’ne gelmeyi karar verdik. İyi ki gelmişim, çünkü çok farklı bir yapı var burada, mantar görünümlü oluşumlar Pamukkale’deki travertenlerine benziyor. Bu oluşumlarını herkesin gelip görmesini tavsiye ediyorum. Aynı zamanda Tuz Gölü’nün sağlık açısından da faydasını bildiğim için, her tarafımızı tuzladık, ayak sağlığına özellikle çok faydalı. Herkesin gelip görmesini tavsiye ederim" şeklinde konuştu. Hafize Doğanay, "Tuz Gölü’nü çok merak ediyordum. Oğlum sosyal medyadan görüp ısrarla gelmek istedi, biz de onu kırmayıp geldik. Suların çekilmesiyle oluşan görüntüler gerçekten çok güzel çok beğendik. Suyun içine girdik, çıplak ayakla dolaştık farklı, güzel bir gün oldu" diye konuştu. Doğanay çiftin oğulları Selim Doğanay ise "Ankara’dan geliyorum, 11 yaşındayım. Sosyal medyadan Tuz Gölü’ndeki mantar görünümlü tuzları gördüm, aileme ısrarcı oldum gelmemiz için. Beni kırmadılar getirdiler. Geldikten sonra mantar görünümlü oluşan tuzlu yapıları gördüm, ayağıma, elime, yüzüme her tarafıma tuz sürdüm. Doğa ile iç içe bir gün geçirdim" dedi
TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye’nin her yerinde sadece kardeşlik türküleri söylenecektir"
20 Kasım 2025 Perşembe - 21:22 TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye’nin her yerinde sadece kardeşlik türküleri söylenecektir" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "İnşallah 100 yılın 50 yılını esir almış terörden kurtularak, terörsüz bir Türkiye’yi inşa edecek ve Türkiye’nin her yerinde sadece kardeşlik türküleri söylenecektir" dedi. Bir dizi açılış ve programlar için Aksaray’a gelen TBMM Başkanı TBMM Numan Kurtulmuş, ilk olarak Aksaray Valisi Mehmet Ali Kumbuzoğlu’nu ziyaret etti. Ardından Aksaray Üniversitesi 2025-2026 Akademik Yılı açılışı dolayısıyla üniversitenin konferans salonunda düzenlenen programa katılan Kurtulmuş, Aksaray’ın Anadolu’nun kalbi olduğunu, böylesi güzel bir şehirde ve üniversitede öğrencilerle birlikte olmanın ayrıcalığını yaşadığını söyledi. Kurtulmuş, bu topraklarda yaşayan her gencin, üzerinden 102 yıl geçen milli mücadeleden bu yana iki temel duyguyu bugüne kadar birlikte taşıdıklarını dile getirdi. Bunlardan ilkinin milli ruhun esasını oluşturan özgürlük, diğerinin ise adalet duygusu olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Aksaray’daki böylesine önemli bir üniversitenin öğrencilerin de 100 yıl geçmiş olmasına rağmen aynı duyguya sahip olduklarını ve bu duygu içerisinde de aynı milli mücadele içerisindeymiş gibi önümüzdeki dönemin yoğun ve devasa sorunlarıyla da mücadele etme azim ve kararlılığı içerisinde olduğunu gayet iyi biliyorum. İnşallah bu anlamda kendinizi yetiştirerek, ilimi hikmetle ve irfanla buluşturarak dünyaya, dünyanın bütün sorunlarına karşı meydan okuyabilecek bir yetkinliğe sahip olacaksınız. Gençlerimizi hangi alanda yetişiyor olursa olsun bu ana çerçevede bu bilinçle yetiştirmek mecburiyetindeyiz" dedi. "Bugün devasa sorunlarla karşı karşıyayız" Kurtulmuş, küresel adalet arayışının bugünün dünyasının en önemli meselelerinin başında geldiğini bildirdi. Büyük kazanımlar elde edilen bir dönemde, teknolojinin en üst seviyede olduğu dönemlerden geçtiklerine değinen Kurtulmuş, "İnsanoğlunun hemen her şeye sahip olduğu ama birçok konuda da yoksunluk içerisinde olduğu bir dönemdeyiz. Yoksunlukların en başında gelen ise adalet yoksunluğu. Dolayısıyla hiç şüphesiz ki insan yitik olan şeyin peşinde koşar ve o yitik olanın peşinde mücadele eder. Bugün devasa sorunlarla karşı karşıyayız. İklim krizlerinden bölgesel çatışmalara, iç savaşlara, silahlanma yarışına ve iklim krizlerine bağlı olarak ortaya çıkan küresel kuraklık ve su krizlerine kadar çok büyük problemlerle boğuşuyoruz. Bunların hemen hemen her gün bizim gündemimizde etki ettiğini, artık hiçbir sorunun tek başına bir ülkenin, bir bölgenin ya da bir kıtanın sorunu değil, bütün insanlığın ortak sorunları olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu çerçevede bu sorunların en temelinde bu bütün sorunların kaynağında yatan hususun da küresel ölçekte bir adaletsizlik olduğunu gayet iyi şekilde biliyoruz" şeklinde konuştu. Kurtulmuş, dünyada adaleti tesis etmek üzerine kurulmuş olan bütün uluslararası kurum ve kuruluşlarının da neredeyse tamamen fonksiyonsuz hale geldiği bir sürecin içerisinde olduklarını söyledi. Başta dünyada savaşları ortadan kaldırmak için kurulmuş olan barışı ve yeryüzünde adaleti sağlamak için kurumsal varlığı ortada bulunan BM başta olmak üzere hemen hemen küresel kurumların tamamının fonksiyonsuz hale geldiğini belirten Kurtulmuş, "Bu kurumların tamamını ya sadece kağıt üzerinde bir güçten ibaret olduğunu ya da bir takım binalardan ibaret olduğunu gayet iyi biliyoruz. Dünya kendisi için çözümleri bulması gereken kurumların dahi artık sorun kaynağı haline geldiği bir noktadan geçiyor. En başta Birleşmişler Milletler Güvenlik Konseyi bugünkü yapısıyla dünyada savaşları durdurmak barışı sağlamak şöyle dursun kendisi çatışmaların tarafı haline gelmeye çalışıyor. Çünkü artık veto diplomasisi diyebileceğimiz uluslararası alanda yeni bir alan açılmıştır. BM’de dünya üzerinde söz sahibi olduğu iddiasıyla 2. Dünya Savaşı sonrası dengeleri sürdürmek isteyen 5 ülke sahip olduğu veto gücüyle birlikte dünyadaki herhangi bir sorunu çözümsüz hale gelmesini sağlayabilmektedir. Örnek mi istersiniz, Ukrayna krizi. Örnek mi istersiniz, iki seneyi aşkın süredir devam eden Gazze’deki insanlık suçları ve soykırımı. Maalesef bu veto diploması yoluyla dünyada veto gücünü kullanarak istediği etki alanını oluşturabilen ülkelerden birisi hangi konuyu veto ediyorsa o ne kadar büyük insanlık suçu olursa olsun, ne kadar büyük ortak sorun olursa olsun ne yazık ki çözülemiyor, çözümsüz halde bırakılıyor. En başta küresel adalet arayışında yeni bir küresel siyasi ve ekonomik mimariye ihtiyacımız olduğu ortadadır" diye konuştu. İklim kriziyle boğuşulduğuna değinen Kurtulmuş, "Niçin iklim krizlerinin yükünü minimal etkileri olan ülkeler ödeyecekte, dünyayı bu hale getiren, kirleten, iklimi perişan eden, bozan, büyük güçler niye bunun bedelini ödemeyecek. Böylesi çifte standartlı bir dünya düzeni nasıl ve ne kadar daha devam edebilecek. Onun için diyoruz ki bu sorunları çözebilmek için cesur ve güçlü sözlerle yolumuzu açmak, yolumuza devam etmek durumundayız" ifadelerini kullandı. "Tarih doğru tarafta duranları yazacaktır" Kurtulmuş, Filistin ve Gazze meselesinin özellikle büyük güçlerin ikiyüzlülüğünü de ayan beyan ortaya koyduğunu söyledi. Gazze’de yaşananların binde birinin dünyanın başka bir yerinde olsa, dünyada kıyamet koparacak olan ülkelerin insani kriz karşısında 100 bini aşkın insanın öldüğü bu soykırım karşısında bir kelime bile söylememiş olmalarının dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu ikiyüzlülük hükümetler tarafından ne kadar sürdürülürse sürdürülsün küresel adalet talebine sahip olan ve bunu dile getiren yeryüzünün insan ve vicdan sahibi özellikle gençleri meydanlara çıkmakta, sokaklarda toplanmakta ve siyonizmin insanlık dışı suçlarını avazı çıktığı kadar protesto ederek önlemeye gayret ediyorlar. Filistin davası, ikiyüzlülüğü de ortaya konulduğu bir yer. Aynı zamanda Filistin ve Gazze meselesi küresel adalet anlayışı içerisinde küresel vicdanın da test edildiği bir alandır. Tarih doğru tarafta duranları yazacaktır. Burada onurla ifade etmek isterim ki yeryüzünde millet ve devlet olarak hep beraber Filistin halkının yanında duran en önemli devlet Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türkiye sadece masum ve mazlum durmakta kalmadı her uluslararası platformda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere güç merkezli değil, hak ve adalet merkezli yeni bir dünya sistemin kurulması için avazımız çıktığı kadar bağırdık. Sözün en kuvvetlisini en zor platformlarda dile getirerek üzerimize düşenin bir kısmını hiç olmazsa yerine getirmeye gayret ettik" dedi. Türkiye’nin küresel adalet arayışının üç temel halkası olduğunu, bunlardan birincisinin mekan olarak Anadolu ve çevresi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Anadolu ve geniş gönül coğrafyalarda kim haksızlığa, kim zulme uğramışsa onun elinden tutmak, imdadına yetişmek bizim vazifemizdir. Çünkü bugünün dünyasının bize yüklediği bir borç olmanın ötesinde ecdadın bize bıraktığı tarihi bir mirasın gereğidir" diye konuştu. "Adaletin tesis edilmesi için gayret sarf edeceğiz" Anadolu ve gönül coğrafyasında yaşayanların hakkaniyet ve adalet terazisinde hakkını alması için mücadeleyi sürdürdüklerini vurgulayan Kurtulmuş, "Bu çerçevede her şeyden evvel böylesine geniş bir coğrafyaya bakabilmemiz için kendi iç cephemizi tahkim etme, evimizi tanzim etmemiz, hak ve özgürlükler çerçevesinde bu ülkenin 86 milyonunun eşit ve özgür yurttaş olduğu bir Türkiye’yi kurmamız mecburiyettir. Bunun için barışı, kardeşliği sağlayacağız, demokrasinin standartlarını yükselteceğiz. Bunun için adaleti bu ülkenin en ücra köşesine kadar yaygınlaştırarak, bu geniş coğrafyamızda da hakkaniyetin ve adaletin tesis edilmesi için gayret sarf edeceğiz" şeklinde konuştu. Kurtulmuş, küresel adalet arayışının ikinci halkasının sistem olarak devlet ve demokrasi olduğuna değinerek, "Bu toprakların kapısı milletimize açıldığından bu yana hep devleti, devlet-i aliye ve devletin güçlü olması fikrini, ’devlet ebed müddet’ fikrini esas almış bir milletiz. Asıl olan milletin devletle birlikte güçlü olması ve millet-devlet ayrışması olmaksızın hep beraber kenetlenerek yoluna devam etmesidir" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin her yerinde sadece kardeşlik türküleri söylenecektir" Kurtulmuş, milli dayanışmayı artırma, birliği ve beraberliği pekiştirme mecburiyetinde olduklarını belirterek, "Yunus Emre’nin hepimizin bildiği sözünü bir kere daha hatırlatıyorum. ’Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz’. Asırların tecrübesini özetleyen bir cümledir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de yürüttüğümüz çalışmalar bunun bir parçası. İnşallah 100 yılın 50 yılını esir almış terörden kurtularak, terörsüz bir Türkiye’yi inşa edecek ve Türkiye’nin her yerinde sadece kardeşlik türküleri söylenecektir. Demokratik olgunluğumuz birliği, beraberliği, huzuru ve barışı sağlamaya yeter de artar bile. Yurt dışındaki bazı emperyalist odakların başımıza bela ettiği, vekalet unsuru olarak kullandığı bu terör örgütlerinin tamamını bir kenara bırakarak, bu ülkede yaşayanların bir ve beraber olduğunu bilerek yolumuza devam edeceğiz" dedi. "Adil bir dünyanın kurulduğunu mutlaka göreceksiniz" Kurtulmuş, adalet arayışının cesaret gerektirdiğini vurgulayarak, "Belki biz görmeyeceğiz ama bu salonda bulunan gençler, çok kısa bir süre içinde Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünyanın bu gayrı adil sisteminin dağıldığını ve yerine yepyeni adil bir dünyanın kurulduğunu mutlaka görecek. Bu, sizlere nasip olacaktır" dedi. Dünyanın zor bir dönemden geçtiğine değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye’ye büyük sorumluluklar düşüyor. Kaybedecek vaktimiz, bir tek günümüz ve insanımız olmadığını, ihmal edeceğimiz tek bir imkanımızın bulunmadığını paylaşmak istiyorum. Dışlamak, ötekileştirmek, yok saymak ve eyyamcılık kolaydır. Zor olan, bir fikre odaklanarak, o fikrin gerçekleşmesi için sonuna kadar mücadele etmek. Bu mücadelenin kapıları sonuna kadar açıktır. Türkiye’nin önünde bu bölgede güçlü ve lider ülke olmaktan başka hiçbir şans yoktur. Bu ülkede eyyamcılık yapan, gününü gün eden, bir takım iç ihtilaflarını esas meseleymiş gibi öne koyan bir Türkiye’nin inanın ki esamesi okunmaz. Birlik, beraberlik içerisinde bütün imkanlarımızı seferber ederek yolumuza devam edeceğiz. İnşallah 21. yüzyılı, güçlü Türkiye’nin yüzyılı yapacağız. Sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye’nin yüzyılı yapacağız. Bunun için gayret sarf edeceğiz." TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Aksaray’da, Hazreti Ali Şifa Camii ve Külliyesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Başkan Kurtulmuş, ikindi namazının ardından camideki vatandaşlarla selamlaştı ve cami hakkında bilgi aldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş, açılışının ardından bilim merkezinde sivil toplum örgütü başkanlarıyla bir araya geldi. Başkan Kurtulmuş burada da STK başkanlarıyla ekonomi ve çalışmaları değerlendirdi. Kurtulmuş son olarak Aksaray Spor Salonunda düzelenen Somuncu Baba Hazretlerini Anma 613. Vuslat Yıl Dönümü Programına katıldı.