Yerel Haberler
İzmir
Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Ünsal: "Turizmi planlı yönetmezsek nitelikli turisti çekemeyiz"
28 Aralık 2025 Pazar - 12:51 Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Ünsal: "Turizmi planlı yönetmezsek nitelikli turisti çekemeyiz" Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Kerem Ünsal, yılbaşı dönemine ilişkin rezervasyon durumunu ve Alaçatı’nın turizm geleceğine dair değerlendirmelerini paylaştı. Ünsal, yılbaşı için Alaçatı’da konaklama rezervasyonlarının şu an itibarıyla yaklaşık yüzde 40 seviyelerinde olduğunu belirterek, bölgenin son dakika rezervasyonlarına alışık bir yapısı bulunduğunu ancak bu yıl ekonomik şartlar nedeniyle sürecin temkinli izlenmesi gerektiğini söyledi. Geçmiş yıllarda yılbaşı haftasına girildiğinde talepte artış yaşandığını hatırlatan Ünsal, "Bu artışın hızını ve seviyesini önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz. Açık olan tesislerin önemli bir bölümünün makul doluluk oranlarına ulaşmasını bekliyoruz ancak kesin rakamlar için son haftayı görmek daha sağlıklı" dedi. Restoranlardaki doluluk oranlarının ise şu an ortalama yüzde 50 seviyelerinde seyrettiğini ifade eden Ünsal, yılbaşı programlarının netleşmesiyle birlikte bir miktar hareketlilik beklediklerini, buna rağmen işletmelerin süreci ihtiyatlı planlaması gerektiğini vurguladı. Ünsal, "Alaçatı’da yılbaşına yönelik ilgi var ancak sektör olarak beklentilerimizi kontrollü ve gerçekçi bir çerçevede tutmayı önemsiyoruz" diye konuştu. "Turizm Master Planı olmadan sağlıklı yönetim mümkün değil" Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen "Kentsel Tasarım Rehberi" bilgilendirme toplantısını da değerlendiren Kerem Ünsal, toplantıyı son derece önemli bulduklarını belirterek, Alaçatı’nın kimliğini korumaya yönelik her çalışmada belediyenin yanında olduklarını ifade etti. Ünsal, amaçlarının eleştirmek değil, çözümün bir parçası olmak olduğunu dile getirdi. Alaçatı’nın ana ve sürdürülebilir gelir kaynağının turizm olduğuna dikkat çeken Ünsal, "Alaçatı’nın bir mahalle gibi değil, bir turizm destinasyonu olarak ele alınması ve yönetilmesi gerekir. Bugün en temel eksikliğimiz, Alaçatı’ya özel bir Turizm Master Planı’nın olmamasıdır" dedi. Bu plan olmadan gürültü, sokak düzeni, altyapı kapasitesi ve tanıtımın sağlıklı şekilde yönetilemeyeceğini vurgulayan Ünsal, turizmle ilgili konuların farklı birimlere dağılmış olmasının kalıcı çözümleri zorlaştırdığını söyledi. Ünsal, "Turizmin sahada bir sahibi olmalıdır" ifadelerini kullandı. "Nitelikli turist için temel sorunlar çözülmeli" Gürültü kirliliği, sokak işgalleri ve altyapı sorunları çözülmeden nitelikli turistin Alaçatı’ya çekilemeyeceğini belirten Ünsal, bu sorunlar giderilmeden yapılan tanıtım çalışmalarının da eksik kalacağını ifade etti. Personel konaklamasının Alaçatı’daki en önemli sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Ünsal, işletmelerin çalıştıracak personel bulmakta zorlandığını, bunun temel nedeninin barınma sorunu olduğunu söyledi. Bu konunun yalnızca işletmecilerin değil, destinasyonun sürdürülebilirliği açısından kamusal bir sorun olduğunun altını çizdi. Ünsal, kaymakamlık ve belediyeye çeşitli proje önerileri sunduklarını belirterek, "Uygun bir alan sağlandığı takdirde yatırımını sektör olarak yapabilir, işletmesini üstlenebiliriz. Kamudan beklentimiz alan ve planlama desteğidir" dedi. "Tanıtımda hedef odaklı yeni bir yaklaşım şart" Tanıtım çalışmalarında da plansızlık yaşandığını dile getiren Ünsal, klasik fuar anlayışıyla, hedefi ve ölçümü net olmayan çalışmalara kaynak ayrıldığını söyledi. Daha düşük bütçelerle dijital ve hedef odaklı tanıtım yapılabileceğini ifade eden Ünsal, Alaçatı’da bu sürece katkı sunmaya hazır, yabancı dil bilen gençler ve deneyimli sektör temsilcileri bulunduğunu kaydetti. Belediyenin Alaçatı’ya özel bir Turizm Master Planı oluşturması, bunu uygulayacak bir koordinasyon yapısı kurması ve personel konaklaması gibi temel sorunlara somut adımlar atması halinde, planlamadan uygulamaya kadar her aşamada destek vermeye hazır olduklarını belirten Ünsal, "Alaçatı’nın kimliğini korumanın yolu, turizmi doğru, planlı ve birlikte yönetmekten geçiyor" dedi.
Adet sancılarının çaresi mutfakta
28 Aralık 2025 Pazar - 12:19 Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."
İzmir ulaşımına yılbaşı düzenlemesi
28 Aralık 2025 Pazar - 10:58 İzmir ulaşımına yılbaşı düzenlemesi İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu ulaşım kurum ve kuruluşları, yılbaşı gecesine özel sefer düzenlemesi yaptı. ESHOT, İZULAŞ, İZDENİZ, metro ve tramvay işletmeleri 31 Aralık gecesi sefer saatlerini uzattı. Ayrıca Büyükşehir-TCDD ortaklığıyla işletilen İZBAN da ek seferlerle hizmet verecek. 1 Ocak’ta İZBAN ücretsiz olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmirlilerin yılbaşı gecesi ulaşım sorunu yaşamaması için gerekli hazırlık ve düzenlemeleri yaptı. ESHOT Genel Müdürlüğü, 31 Aralık akşamı, aktarma merkezleriyle bağlantılı çalışan ve ana arterlerde sefer yapan 64 hatta son sefer saatlerini uzattı. Son sefer saatleri, hatların yolcu durumuna göre saat 01.00 ile 02.05 saatlerine kadar uzatıldı. Ayrıca 00.00 ile 06.00 saatleri arası çalışan 910 numaralı Gaziemir-Konak, 920 numaralı Çiğli-Konak, 930 numaralı Bornova-Konak, 940 numaralı Buca-Konak, 950 numaralı Narlıdere-Konak Baykuş seferleri de 30 dakikada bir Konak Bahribaba otobüs peronlarından servis yapacak. Resmi tatil olan 1 Ocak 2026’da ise pazar günü sefer tarifesi uygulanacak. Yılbaşı gecesi sefer saatleri uzatılan hatlara ve sefer programlarına, ESHOT mobil uygulamasından ve www.eshot.gov.tr adresinden ulaşılabilir. Metro ve tramvayda sabaha kadar sefer var İzmir Metrosu ile Konak ve Karşıyaka tramvayları da yılbaşı gecesi sabaha kadar hizmet verecek. Metroda 31 Aralık 2025 Çarşamba gecesi 00.20-01.00 saatleri arasında 20 dakikada bir; 01.00-05.00 saatleri arasında 60 dakikada bir sefer yapılacak. Konak tramvayında; 22.30-00.50 saatleri arasında 12,5 dakikada bir; 00.50-01.20 saatleri arasında 15 dakikada bir; 01.20-02.00 saatleri arasında 20 dakikada bir; 02.00-03.00 saatleri arasında 30 dakikada bir, 03.00-05.00 saatleri arasında ise 60 dakikada bir sefer olacak. Karşıyaka tramvayı ise 00.20-05.20 saatleri arasında 60 dakikada bir çalışacak. Deniz ulaşımı gece de devam edecek İZDENİZ gemileri, 31 Aralık 2025 Çarşamba günü hafta içi tarifesi ile çalışacak. 2025’in son gününü 1 Ocak 2026’ya bağlayan gece ek seferler düzenlenecek. Bu seferlerde, Baykuş seferleri ücret tarifesi geçerli olacak. 00.45’te Karşıyaka’dan, 01.05’te Alsancak’tan kalkacak seferler, birer saat arayla Karşıyaka’dan 04.45 ve Alsancak’tan 05.05’e kadar devam edecek. Gemiler, 1 Ocak 2026 Perşembe günü ise hafta sonu tarifesine göre çalışacak. 1 Ocak’ta feribot seferleri karşılıklı olarak 11.00’de başlayacak. Yolcu gemilerinin ilk sefer saati ise 07.20 olacak. İZDENİZ Genel Müdürlüğü, yolcu yoğunluğunu karşılamak için yedek gemileri de hazır bekletecek. İZBAN da ilave seferler yapacak İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TCDD ortaklığıyla işletilen İZBAN’da da yılbaşı gecesine özel ilave seferler yapılacak. 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan saatlerde, 6 ek sefer yapılacak. 02.15’te Aliağa-Tepeköy, 02.26’da Tepeköy-Aliağa, 02.30’da Alsancak-Menemen, 02.30’da Alsancak-Cumaovası, 03.36’da Menemen-Alsancak, 03.56’da ise Cumaovası-Alsancak seferleri olacak. İZBAN ayrıca 1 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında ücretsiz hizmet verecek. Tüm ulaşım modlarında ayrıntılı hat ve sefer programları; kurumların resmi internet sitelerinden, sosyal medya hesaplarından ve mobil uygulamalarından görülebilir.
İzmir Doğal Yaşam Parkı’na siyah jaguar ve bozayı geldi
28 Aralık 2025 Pazar - 10:50 İzmir Doğal Yaşam Parkı’na siyah jaguar ve bozayı geldi 2025 yılı içerisinde yaklaşık bir milyon ziyaretçiyi ağırlayan İzmir Doğal Yaşam Parkı, nesli tükenme tehlikesi altındaki jaguar ve bozayılara da kucak açtı. "Jüliet" isimli dişi siyah jaguar ve "Yumuk" isimli boz ayı Doğal Yaşam Parkı’nın yeni sakinleri oldu. 2025 yılı içerisinde yaklaşık bir milyon ziyaretçiyi ağırlayan İzmir Doğal Yaşam Parkı, nesli tükenme tehlikesi altındaki iki önemli türü daha koruma altına aldı. Bu kapsamda park, Kocaeli Darıca’daki özel bir hayvanat bahçesinden transfer edilen dişi siyah jaguar ile 20 yaşındaki dişi bozayıyı bünyesine kattı. İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda halen bir erkek ve iki dişi olmak üzere üç bozayı bulunurken, yeni transferle birlikte ayı grubu da güçlendirildi. Bu transferle birlikte İzmir Türkiye’deki tek jaguara ev sahipliği yapmaya başladı. Yumuk artık İzmir’de yaşayacak İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Biyolog Serkan Eğrilmez, bozayının yıllardır Darıca’daki özel bir hayvanat bahçesinde yalnız yaşadığını belirterek, bu yalnızlığa son vermek amacıyla transfer sürecinin başlatıldığını söyledi. Eğrilmez, "Yumuk artık burada, diğer ayılarla birlikte yaşayacak. Amacımız bu türleri korumak, yaşatmak ve yeniden doğaya kazandırmak. Bu amaçla da Yumuk’un Doğal Yaşam Parkı’ndaki ayı grubuna katılmış olmasından mutluyuz" dedi. Bozayıların gerek dünyada gerekse Türkiye’de sayılarının her geçen gün azaldığına dikkat çeken Eğrilmez, kaçak avcılık, yaşam alanlarının daralması, yol ve baraj projeleri ile trafik kazalarının bu azalmanın başlıca nedenleri olduğunu vurguladı. Parkta ayı yavrusu elde etmeyi hedeflediklerini ifade eden Eğrilmez, bunun türün sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu dile getirdi. Korunan türlerden jaguar da İzmir’e emanet Doğal Yaşam Parkı’na kazandırılan bir diğer önemli tür ise Juliet adı verilen dişi siyah jaguar oldu. Orta ve Güney Amerika kökenli olan jaguarların doğal yaşam alanlarında hızla yok olduğuna dikkat çekilirken, geçmişte Amerika ve Meksika’da da yaşayan bu türün artık bu bölgelerde görülmediği belirtildi. Jaguarların, uluslararası kırmızı listelerde yer alan korunan türler arasında bulunduğu ifade edildi. Serkan Eğrilmez, parkta daha önce jaguar bulunmadığını belirterek, ziyaretçilerin artık siyah bir jaguarla karşılaşacağını söyledi. Siyah jaguarın ayrı bir tür olmadığına dikkat çeken Eğrilmez, "Jaguarlar normalde sarı-kahverengi tüyler üzerinde siyah desenlere sahiptir. Ancak bu desenler vücudun tamamını kapladığında hayvan siyah görünür ve bu bireyler siyah jaguar olarak adlandırılır. Şu anda Türkiye’de yalnızca bir jaguar bulunuyor ve o da İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndaki siyah jaguar" dedi. Jaguar için özel barınak İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği (EAZA) üyesi olduğunu hatırlatan Eğrilmez, "Birlik ile iletişime geçerek Avrupa’dan bir jaguarı daha parkımıza kazandırmayı ve jaguar sayısını artırmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Jaguarların diğer kedi türlerinden farklı özellikler taşıdığını vurgulayan Eğrilmez, "Jaguarlar suyu sever, yüzmekten hoşlanır ve yüksek alanlarda uyumayı tercih eder. Bu nedenle parkta onun doğal yaşam alışkanlıklarına uygun özel bir barınak tasarladık. Yaban hayatında olduğu gibi burada da yalnız yaşayacak. Ziyaretçilerimiz jaguarı tek başına görecek" diye konuştu.