Yerel Haberler
İzmir
IF Wedding Fashion İzmir 19 Kasım’da kapılarını açıyor 12 Kasım 2024 Salı - 09:45:35 Avrupa’nın en büyük moda fuarlarından IF Wedding Fashion İzmir-Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, 18. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Her geçen yıl daha da büyüyen fuar, sektörün temsilcilerini ve önde gelen isimlerini bu yıl 19-22 Kasım tarihleri arasında İzmir’de ağırlayacak. Dünyaca ünlü modacı Randy Fenoli de fuarda hem tasarımları ile hem de jüri üyesi olarak yer alacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından Ege Giyim Sanayicileri Derneği partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir - Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, 19 Kasım günü, modanın ve gelinliğin başkenti İzmir’de 18. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. IF Wedding Fashion İzmir, bir kez daha modaya yön verenlerin buluşma noktası olacak. Abiye, gelinlik, damatlık, aksesuar ile çocuk giyim ürünlerinin yer alacağı fuarda, Almanya’dan İtalya’ya, İsveç’ten ABD’ye, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Rusya ve Türk cumhuriyetlerine kadar birçok ülkeden profesyonel ziyaretçiler yer alacak. 2025 modasının sergileneceği, ünlü markaların ve genç yeteneklerin tasarımlarının yer aldığı renkli defilelere ev sahipliği yapacak fuar, iş birliği anlaşmaları ile sektöre ve ihracata da büyük katkı sağlayacak. Dünyaca ünlü modacı Fuar İzmir’de Ülkemizde de yayınlanan Amerika’nın ünlü reality şovlarından “Gelinliğe Evet De” programının yapımcı ve sunucusu dünyaca ünlü modacı Randy Fenoli de fuarda hem tasarımları ile hem de fuar kapsamında bu yıl 15’incisi düzenlenen Gelinlik Tasarım Yarışması’nda onur konuğu jüri üyesi olarak IF Wedding Fashion İzmir’de yer alacak. Tema: Köklere Dönüş Gelinlik ve abiye sektöründe önemli bir oyuncu olan Türkiye’nin, bu alandaki ihracatının yüzde 70’inin yapıldığı İzmir’de düzenlenecek fuar, şehrin sektördeki belirleyici konumunu güçlendirirken uluslararası rekabet gücünü de pekiştirecek. Uluslararası moda dünyasının yönünü belirleyecek IF Wedding Fashion İzmir kapsamında, bu yıl 15’incisi düzenlenen Gelinlik Tasarım Yarışması’nda finale kalan isimlerden ödül kazananlar, açılış günü düzenlenecek defilede belli olacak. “Köklere Dönüş” temalı yarışmada derece alanlar, sektöre sağlam adımlarla giriş yapmanın yanı sıra özel ödüller de kazanacak. Birinci olacak tasarımcı 75 bin TL para ödülünün yanı sıra IF Wedding Fashion İzmir 2025’te Performans Defilesi hakkı kazanacak. İkinci tasarımcı 50 bin TL, üçüncü tasarımcı ise 25 bin TL ödülün sahibi olacak. Tasarımcı adaylarına, profesyonel hayatlarındaki ilk defilelerini sergileme olanağı tanıyan Gelinlik Tasarım Yarışması’nda geçen yıl ödül kazanan Sercan İzci’nin “Persephone” isimli “Performans Defilesi” de modacı, katılımcı ve ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir; T.C. Ticaret Bakanlığı, T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği (İEOSB), Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF), Mimar Kemalettin Moda Merkezi Derneği, Moda Tekstil Konfeksiyoncular Sanayici İşadamları Derneği (MTK), İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası (İZTERKON), İzmir Moda Tasarımcıları Derneği (İMOD) destekleriyle gerçekleştiriliyor.
12 Kasım 2024 Salı - 09:24 Mutfakta yapay zeka devrimi Gastronomi uzmanları, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın mutfakları artık lezzet ve gastronomi ruhunun teknolojiyle buluştuğu yerler haline getirdiğine dikkat çekti. Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ve Gastronomi Öğrenci Topluluğu’nun koordine ettiği Gastro Ege, bu sene üçüncü kez ‘Teknoloji’ temasıyla düzenlendi. Sektörden uzmanlar, dijitalleşmenin, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın sektöre nasıl entegre olduğunu anlattı. Selçuk Yaşar Kampüsü’nde düzenlenen Gastro Ege kapsamında sponsor olan 43 marka, fuaye alanında kurulan stantlarda gün boyu yiyecek ve içecek takdimi yaptı. Sektörden uzman isimler ve şefler, gün boyu farklı konu başlıklarında söyleşiler gerçekleştirdi. Etkinlik boyunca gerçekleşen oturumlarda gastronominin teknolojik gelişmelerle nasıl şekillendiği, mutfakların sürdürülebilirlik ve verimlilik adına nasıl bir dönüşüm geçirdiği konuşuldu. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluk Başkanı Melisa Adıgüzel “Bu organizasyonun arkasında dev bir kadro ve planlı bir çalışma var. İlk kez öğrencilerin düzenlediği gastronomi zirvesinin üçüncüsüne imza attık. Öğrencilerle sektörden uzmanları ve firmaları buluşturmayı amaçladı” dedi. “İnsan dokunuşunu kaybetmemek önemli” Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Seda Genç ise, “Gastronomi dünyasının hızla evrilen yeni yüzüyle tanışmak ve bu alandaki dönüşümü anlamak için bir aradayız. Binlerce yıllık tarifler, geleneksel pişirme teknikleri ve malzemeler bize geçmişi anlatırken teknoloji bu hikayeye yeni bir anlam katıyor. Mutfaklar artık yalnızca lezzet oluşturan yerler değil aynı zamanda inovasyonun ve bilimin buluştuğu laboratuvarlar haline geldi. Gastronomi her geçen gün teknolojik yeniliklerle daha geniş bir perspektif kazanırken gastronominin ruhunu yaşatan şeyin insanın yenilikçi ve tutkusu olduğunu da unutmamak gerekir. Teknoloji yalnızca mutfağı daha ulaşılabilir, sürdürülebilir ve yenilikçi kılmak için bir araç. Asıl önemli olan bu yeniliklerin arkasında yatan insan dokunuşunu ve yaratıcılığını kaybetmemek” dedi. “Mutfakta robotlar geleceğin vazgeçilmez bir parçası” Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Mutfaklarda Devrim: Gastronomiye Yön Veren Akıllı Teknolojiler ve İnovatif Çözümler” adlı ilk oturuma konuşmacı olarak Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel katıldı. Türkiye’de gastronomideki ekipman ve teknoloji kullanımıyla ilgili konuşan Sevinçel, “Sektörde en büyük problem şu anda eleman sıkıntısı. Teknoloji bu gibi sorunlara çözüm üretmek için geliştiriliyor. Bizim sektörde teknoloji kullanımının üç temel amacı var; gıda güvenliği, verimliliği artırmak ve tüketicinin deneyimini yükseltmek. Kara fırınlarla başladık, onlar işin olmazsa olmazıydı. Yeni teknolojileri ne kadar kullanırsanız o kadar hayatınız kolaylaşıyor. Yeni teknolojik fırınlarda tek düğmeyle her şeyi yapabiliyorsunuz. Bugün dünyada en hızlı gelişen sektör indüksiyon. Verimliliği yüksek, çok hızlı ve kendini temizliyor. Yapay zeka ister istemez hayatımızın bir parçası haline gelecek. Sektörümüzde robotlar geleceğimizin vazgeçilmez parçası. Teknoloji israfı önlüyor, önüne geçiyor. Günümüzde bir buzdolabı, ekranında size ürünleri gösterip yemek tarifi verebiliyor” diye konuştu. Robot servis elemanı İkinci oturumda ise teknoloji şirketi Protel Simpra’nın Satış Direktörü Fatih Tenel, gastronomide bulut teknolojileri ve yapay zekanın etkisi hakkında konuştu. Firmanın ürettiği bulut sistemiyle çalışan pos cihazı ve robotlardan bahseden Tenel, şunları söyledi: “Restoranlar ve alışveriş merkezleri için geliştirilen bir servis robotumuz var. Bu robot, haritalama işlemiyle boş topluyor, masaya servis yapıyor ve sipariş alabiliyor. Yüksek taşıma kapasitesi ve hassas navigasyon sistemleriyle iş süreçlerini hızlandırıyor. Kendi insan kaynakları servisimizde robot kullanıyoruz. Bu robot birebir iş görüşmesi yapıyor, gelen cevaplara göre soru soruyor, yorum yapıyor. İşin en güzel tarafı, bizim verdiğimi kriterlere göre en sonunda bir rapor çıkarıyor. Bunun bir sonraki adımı da robotun restoranlarda hem paket servis siparişi hem de rezervasyon alması.” “Şefler ve teknoloji" Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu moderatörlüğündeki “Şefler ve Teknoloji: Mutfakta Devrim Yaratmak” adlı oturumda konuşan Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes ise teknolojinin gastronomi eğitiminde büyük bir yere sahip olması gerektiğini söyledi. Edes, “Teknoloji lezzeti ancak artırabilir, azaltmaz. Teknolojiyi sevdirmenin bir yolu da hayatı kolaylaştırdığını göstermek olmalı. Teknoloji bana ne getirirse ben onu uygulamaya çalışıyorum. Gastronomi eğitiminin içeriğinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Teknoloji konusu eğitimin büyük bir bölümünde yer almalı. Bıçak kullanmayı öğrenmek kadar basite indirgenmesi lazım” şeklinde konuştu. “Farklı branşlardaki teknolojiler mutfağa adapte ediliyor” Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar katıldı. Şef Maksut Aşkar, şunları söyledi: “Teknoloji mutfakta her bir hedefimize ulaşmamızı sağlıyor. Teknolojinin gelişim süreci ihtiyaçlardan kaynaklandı. En büyük ihtiyaçlardan biri pişirdiğimiz yemeği koruyabilmek için soğutabilecek ünitelerdi. Bir taze balığı eksi 80 derecede şoklarsan, çözüldüğü zaman taze şekilde tüketebilirsin. Mutfakta farklı branşlarda kullanılan teknolojilerin adaptasyonu söz konusu. Örneğin tıpta kullanılan “Freezedrier” aracı, dondurarak kuruma yöntemi kullanan bir alet. Şimdi mutfaklara girmiş durumda. Marketlerden aldığınız kurutulmuş meyveler, bu araçla donduruluyor.” Mobil uygulamayla ürün tedariği Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik ise restoran tedarik süreçlerinde dijital ve yeşil dönüşümü anlatarak, “Bir şef bir tabağı hazırlarken, o tabağın ortaya çıkması için gereken ürünlerin tedariği ile ilgili üreticilerle iletişime geçer, görüşmeler yapar. O tabağı her gün aynı standartta servis etmesi gerekir. Ortağım Bilge Gilicze ile kalite ve sürdürülebilirlik sorunlarını basite indirgeyip teknolojiyi içine katarak daha verimli, dijital ve sürdürülebilir bir gıda ekosistemi oluşturduk. Bir sipariş sistemi kurguladık. Tedarik süresinden yüzde 50 tasarruf ediyoruz. Ortalama yüzde 10 maliyet avantajı ile stok ve atık yönetimi sağlıyoruz” dedi. Etkinliğe; Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İge Pırnar, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Eylem Fadıloğlu, Dr. Öğretim Üyesi Duygu Çelebi Türkmen, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar, Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim, Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel, Protel Simpra Satış Direktörü Fatih Tenel, Atıksız Mutfak Şefi Özge Şahin, Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes, Öztiryakiler Danışman Şefi Hasan Fehmi Peker, Metro Toptancı Market Dijital Satış Müdürü Aycan Uygun, Konfrut AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Çiftçi Kurucu Başkanı Emrah İnce, Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras, Yaşar Birleşik Pazarlama Ev Dışı Tüketim Direktörü Ali Tavaslıoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uhri, Efe Distile İçecekler Uzmanı Bertuğ Açıkova, TWS Group Ege Bölge Müdürü Orçun Fuat Calba, Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik, Gurme TV Genel Müdürü Gülçin Polat, Dijital İçerik Üreticisi Deniz Sarıhanlıoğlu, Le Petit Restoran Satış Sorumlusu Berkay Bozaklı konuşmacı olarak katıldı.
IF Wedding Fashion İzmir 19 Kasım’da kapılarını açıyor
12 Kasım 2024 Salı - 09:45 IF Wedding Fashion İzmir 19 Kasım’da kapılarını açıyor Avrupa’nın en büyük moda fuarlarından IF Wedding Fashion İzmir-Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, 18. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Her geçen yıl daha da büyüyen fuar, sektörün temsilcilerini ve önde gelen isimlerini bu yıl 19-22 Kasım tarihleri arasında İzmir’de ağırlayacak. Dünyaca ünlü modacı Randy Fenoli de fuarda hem tasarımları ile hem de jüri üyesi olarak yer alacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından Ege Giyim Sanayicileri Derneği partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir - Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, 19 Kasım günü, modanın ve gelinliğin başkenti İzmir’de 18. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. IF Wedding Fashion İzmir, bir kez daha modaya yön verenlerin buluşma noktası olacak. Abiye, gelinlik, damatlık, aksesuar ile çocuk giyim ürünlerinin yer alacağı fuarda, Almanya’dan İtalya’ya, İsveç’ten ABD’ye, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Rusya ve Türk cumhuriyetlerine kadar birçok ülkeden profesyonel ziyaretçiler yer alacak. 2025 modasının sergileneceği, ünlü markaların ve genç yeteneklerin tasarımlarının yer aldığı renkli defilelere ev sahipliği yapacak fuar, iş birliği anlaşmaları ile sektöre ve ihracata da büyük katkı sağlayacak. Dünyaca ünlü modacı Fuar İzmir’de Ülkemizde de yayınlanan Amerika’nın ünlü reality şovlarından “Gelinliğe Evet De” programının yapımcı ve sunucusu dünyaca ünlü modacı Randy Fenoli de fuarda hem tasarımları ile hem de fuar kapsamında bu yıl 15’incisi düzenlenen Gelinlik Tasarım Yarışması’nda onur konuğu jüri üyesi olarak IF Wedding Fashion İzmir’de yer alacak. Tema: Köklere Dönüş Gelinlik ve abiye sektöründe önemli bir oyuncu olan Türkiye’nin, bu alandaki ihracatının yüzde 70’inin yapıldığı İzmir’de düzenlenecek fuar, şehrin sektördeki belirleyici konumunu güçlendirirken uluslararası rekabet gücünü de pekiştirecek. Uluslararası moda dünyasının yönünü belirleyecek IF Wedding Fashion İzmir kapsamında, bu yıl 15’incisi düzenlenen Gelinlik Tasarım Yarışması’nda finale kalan isimlerden ödül kazananlar, açılış günü düzenlenecek defilede belli olacak. “Köklere Dönüş” temalı yarışmada derece alanlar, sektöre sağlam adımlarla giriş yapmanın yanı sıra özel ödüller de kazanacak. Birinci olacak tasarımcı 75 bin TL para ödülünün yanı sıra IF Wedding Fashion İzmir 2025’te Performans Defilesi hakkı kazanacak. İkinci tasarımcı 50 bin TL, üçüncü tasarımcı ise 25 bin TL ödülün sahibi olacak. Tasarımcı adaylarına, profesyonel hayatlarındaki ilk defilelerini sergileme olanağı tanıyan Gelinlik Tasarım Yarışması’nda geçen yıl ödül kazanan Sercan İzci’nin “Persephone” isimli “Performans Defilesi” de modacı, katılımcı ve ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir; T.C. Ticaret Bakanlığı, T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği (İEOSB), Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF), Mimar Kemalettin Moda Merkezi Derneği, Moda Tekstil Konfeksiyoncular Sanayici İşadamları Derneği (MTK), İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası (İZTERKON), İzmir Moda Tasarımcıları Derneği (İMOD) destekleriyle gerçekleştiriliyor.
Mutfakta yapay zeka devrimi
12 Kasım 2024 Salı - 09:24 Mutfakta yapay zeka devrimi Gastronomi uzmanları, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın mutfakları artık lezzet ve gastronomi ruhunun teknolojiyle buluştuğu yerler haline getirdiğine dikkat çekti. Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ve Gastronomi Öğrenci Topluluğu’nun koordine ettiği Gastro Ege, bu sene üçüncü kez ‘Teknoloji’ temasıyla düzenlendi. Sektörden uzmanlar, dijitalleşmenin, robotik teknolojilerin ve yapay zekanın sektöre nasıl entegre olduğunu anlattı. Selçuk Yaşar Kampüsü’nde düzenlenen Gastro Ege kapsamında sponsor olan 43 marka, fuaye alanında kurulan stantlarda gün boyu yiyecek ve içecek takdimi yaptı. Sektörden uzman isimler ve şefler, gün boyu farklı konu başlıklarında söyleşiler gerçekleştirdi. Etkinlik boyunca gerçekleşen oturumlarda gastronominin teknolojik gelişmelerle nasıl şekillendiği, mutfakların sürdürülebilirlik ve verimlilik adına nasıl bir dönüşüm geçirdiği konuşuldu. Yaşar Üniversitesi Gastronomi Topluluk Başkanı Melisa Adıgüzel “Bu organizasyonun arkasında dev bir kadro ve planlı bir çalışma var. İlk kez öğrencilerin düzenlediği gastronomi zirvesinin üçüncüsüne imza attık. Öğrencilerle sektörden uzmanları ve firmaları buluşturmayı amaçladı” dedi. “İnsan dokunuşunu kaybetmemek önemli” Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Seda Genç ise, “Gastronomi dünyasının hızla evrilen yeni yüzüyle tanışmak ve bu alandaki dönüşümü anlamak için bir aradayız. Binlerce yıllık tarifler, geleneksel pişirme teknikleri ve malzemeler bize geçmişi anlatırken teknoloji bu hikayeye yeni bir anlam katıyor. Mutfaklar artık yalnızca lezzet oluşturan yerler değil aynı zamanda inovasyonun ve bilimin buluştuğu laboratuvarlar haline geldi. Gastronomi her geçen gün teknolojik yeniliklerle daha geniş bir perspektif kazanırken gastronominin ruhunu yaşatan şeyin insanın yenilikçi ve tutkusu olduğunu da unutmamak gerekir. Teknoloji yalnızca mutfağı daha ulaşılabilir, sürdürülebilir ve yenilikçi kılmak için bir araç. Asıl önemli olan bu yeniliklerin arkasında yatan insan dokunuşunu ve yaratıcılığını kaybetmemek” dedi. “Mutfakta robotlar geleceğin vazgeçilmez bir parçası” Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim’in moderatörlüğünde gerçekleşen “Mutfaklarda Devrim: Gastronomiye Yön Veren Akıllı Teknolojiler ve İnovatif Çözümler” adlı ilk oturuma konuşmacı olarak Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel katıldı. Türkiye’de gastronomideki ekipman ve teknoloji kullanımıyla ilgili konuşan Sevinçel, “Sektörde en büyük problem şu anda eleman sıkıntısı. Teknoloji bu gibi sorunlara çözüm üretmek için geliştiriliyor. Bizim sektörde teknoloji kullanımının üç temel amacı var; gıda güvenliği, verimliliği artırmak ve tüketicinin deneyimini yükseltmek. Kara fırınlarla başladık, onlar işin olmazsa olmazıydı. Yeni teknolojileri ne kadar kullanırsanız o kadar hayatınız kolaylaşıyor. Yeni teknolojik fırınlarda tek düğmeyle her şeyi yapabiliyorsunuz. Bugün dünyada en hızlı gelişen sektör indüksiyon. Verimliliği yüksek, çok hızlı ve kendini temizliyor. Yapay zeka ister istemez hayatımızın bir parçası haline gelecek. Sektörümüzde robotlar geleceğimizin vazgeçilmez parçası. Teknoloji israfı önlüyor, önüne geçiyor. Günümüzde bir buzdolabı, ekranında size ürünleri gösterip yemek tarifi verebiliyor” diye konuştu. Robot servis elemanı İkinci oturumda ise teknoloji şirketi Protel Simpra’nın Satış Direktörü Fatih Tenel, gastronomide bulut teknolojileri ve yapay zekanın etkisi hakkında konuştu. Firmanın ürettiği bulut sistemiyle çalışan pos cihazı ve robotlardan bahseden Tenel, şunları söyledi: “Restoranlar ve alışveriş merkezleri için geliştirilen bir servis robotumuz var. Bu robot, haritalama işlemiyle boş topluyor, masaya servis yapıyor ve sipariş alabiliyor. Yüksek taşıma kapasitesi ve hassas navigasyon sistemleriyle iş süreçlerini hızlandırıyor. Kendi insan kaynakları servisimizde robot kullanıyoruz. Bu robot birebir iş görüşmesi yapıyor, gelen cevaplara göre soru soruyor, yorum yapıyor. İşin en güzel tarafı, bizim verdiğimi kriterlere göre en sonunda bir rapor çıkarıyor. Bunun bir sonraki adımı da robotun restoranlarda hem paket servis siparişi hem de rezervasyon alması.” “Şefler ve teknoloji" Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu moderatörlüğündeki “Şefler ve Teknoloji: Mutfakta Devrim Yaratmak” adlı oturumda konuşan Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes ise teknolojinin gastronomi eğitiminde büyük bir yere sahip olması gerektiğini söyledi. Edes, “Teknoloji lezzeti ancak artırabilir, azaltmaz. Teknolojiyi sevdirmenin bir yolu da hayatı kolaylaştırdığını göstermek olmalı. Teknoloji bana ne getirirse ben onu uygulamaya çalışıyorum. Gastronomi eğitiminin içeriğinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Teknoloji konusu eğitimin büyük bir bölümünde yer almalı. Bıçak kullanmayı öğrenmek kadar basite indirgenmesi lazım” şeklinde konuştu. “Farklı branşlardaki teknolojiler mutfağa adapte ediliyor” Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras’ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar katıldı. Şef Maksut Aşkar, şunları söyledi: “Teknoloji mutfakta her bir hedefimize ulaşmamızı sağlıyor. Teknolojinin gelişim süreci ihtiyaçlardan kaynaklandı. En büyük ihtiyaçlardan biri pişirdiğimiz yemeği koruyabilmek için soğutabilecek ünitelerdi. Bir taze balığı eksi 80 derecede şoklarsan, çözüldüğü zaman taze şekilde tüketebilirsin. Mutfakta farklı branşlarda kullanılan teknolojilerin adaptasyonu söz konusu. Örneğin tıpta kullanılan “Freezedrier” aracı, dondurarak kuruma yöntemi kullanan bir alet. Şimdi mutfaklara girmiş durumda. Marketlerden aldığınız kurutulmuş meyveler, bu araçla donduruluyor.” Mobil uygulamayla ürün tedariği Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik ise restoran tedarik süreçlerinde dijital ve yeşil dönüşümü anlatarak, “Bir şef bir tabağı hazırlarken, o tabağın ortaya çıkması için gereken ürünlerin tedariği ile ilgili üreticilerle iletişime geçer, görüşmeler yapar. O tabağı her gün aynı standartta servis etmesi gerekir. Ortağım Bilge Gilicze ile kalite ve sürdürülebilirlik sorunlarını basite indirgeyip teknolojiyi içine katarak daha verimli, dijital ve sürdürülebilir bir gıda ekosistemi oluşturduk. Bir sipariş sistemi kurguladık. Tedarik süresinden yüzde 50 tasarruf ediyoruz. Ortalama yüzde 10 maliyet avantajı ile stok ve atık yönetimi sağlıyoruz” dedi. Etkinliğe; Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İge Pırnar, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Eylem Fadıloğlu, Dr. Öğretim Üyesi Duygu Çelebi Türkmen, Neo Lokal Kurucu Şefi Maksut Aşkar, Yiyecek ve İçecek İşletmeciliği Danışmanı Osman Serim, Electrolux Professional Ülke Müdürü Bülent Sevinçel, Protel Simpra Satış Direktörü Fatih Tenel, Atıksız Mutfak Şefi Özge Şahin, Eğitmen ve Danışman Şef Elif Edes, Öztiryakiler Danışman Şefi Hasan Fehmi Peker, Metro Toptancı Market Dijital Satış Müdürü Aycan Uygun, Konfrut AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Çiftçi Kurucu Başkanı Emrah İnce, Yemek Kültürü Araştırmacısı Nilhan Aras, Yaşar Birleşik Pazarlama Ev Dışı Tüketim Direktörü Ali Tavaslıoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uhri, Efe Distile İçecekler Uzmanı Bertuğ Açıkova, TWS Group Ege Bölge Müdürü Orçun Fuat Calba, Ingredy Uygulaması Kurucusu Betül Bildik, Gurme TV Genel Müdürü Gülçin Polat, Dijital İçerik Üreticisi Deniz Sarıhanlıoğlu, Le Petit Restoran Satış Sorumlusu Berkay Bozaklı konuşmacı olarak katıldı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Terörün sıfırlandığı bir Türkiye oluşturma mecburiyetimiz var”
11 Kasım 2024 Pazartesi - 17:08 TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Terörün sıfırlandığı bir Türkiye oluşturma mecburiyetimiz var” İzmir’de sivil toplum buluşmasında konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Terör örgütleri vasıtasıyla hizaya sokulmaya çalışılan bu coğrafyaya inat terörün sıfırlandığı bir Türkiye’yi oluşturmak mecburiyetindeyiz. Türk’ün Kürt’ün birbirine karşı en ufak düşmanlığı yoktur, bunun ispatı da İzmir şehrinin kendisidir” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İzmir Valiliği’ni ziyaret etti. Burada polis tören mangası tarafından karşılanan TBMM Başkanı Kurtulmuş’a, İzmir Valisi Süleyman Elban eşlik etti. Valilik şeref defterini imzalayan Kurtulmuş, daha sonrada İzmir İktisat Kongresi Binası’na geçerek sivil toplum buluşmasına katıldı. Siyasette çok önem verdikleri alanlardan birisinin de sivil toplumlar olduğuna dikkat çeken TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Sivil toplum; milletin gönüllü olarak organize olduğu, belli alanlarda odaklanarak, o odaklandıkları alanlarda kamunun dışında milletin menfaatlerine uygun bir şekilde faaliyet icra ettikleri alandır. Siyasetin ne kadar güçlü olduğunun önemli göstergelerinden birisi de sivil toplumun gücüdür. Sivil toplum ne kadar güçlüyse milletin siyaset mekanizmasına olan desteği ve katkısı da o kadar güçlüdür. Tarihsel olarak Cumhuriyet’imizin 2. asrını idrak ediyoruz. Bu sene Cumhuriyet’in 101. yılını kutladık. Bu 2. asrın ilk yıl dönümü demek. Önümüzde uzun bir süre var. Geçtiğimiz bir asırın içerisinde nice zorluklar ve güçlüklerle ülkemiz büyük bir mesafe kat etti. Geldiğimiz nokta hiç de küçümsenmeyecek bir noktadır. Bugün Türkiye, kendi adından dünyanın dört bir tarafında söz ettiren, sözünün kıymetinin arttığı bir ülke haline gelmiştir; ancak bizim milletimizin bir temel özelliği var. Hiçbir zaman önündeki mevcut durumla yetinmez. Mutlaka önüne yeni hedefler koyar. O hedeflere ulaşabilmek için imkanlarını seferber eder ve her hedefi gerçekleştirerek hep daha ileriye gider. Bizim de önümüzdeki hedefimiz Cumhuriyet’in ikinci asrını, dünyada birçok yerde çok daha etkili bir Türkiye haline gelmek. Bilimde, sanatta, sporda, sanayide, teknolojide, uluslararası ilişkilerde, bölgesel denklemlerde çok daha güçlü bir hale gelebilmek. Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni dönemin kapılarını sonuna kadar açmaktır. Herkesin elindeki imkanları sonuna kadar ve ortak hedefler, milli hedefler doğrultusunda kullanabilmesi lazım. Türkiye yüzyılından kastımız tek cümle; sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye demektir” açıklamalarında bulundu. “Sivil toplumun güçlü olması, sözü güçlü Türkiye’nin önemli ayaklarından birisi olacaktır” Bir ülkenin sözünün güçlü olması için önce millet-devlet kaynaşmasının gerçekleşmesi, devletin bütün kurumlarıyla birlikte etkin kurumsal bir kapasiteye, güçlü bir ekonomiye, güçlü bir bilim hayatına sahip olması, sanayi ve teknoloji alanında da dünya milletleriyle rekabet edebilecek bir güce ulaşabilmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Sivil toplumun da güçlü olması sözü güçlü Türkiye’nin önemli ayaklarından birisi olacaktır. Dosta güven düşmana korku salacak bir Türkiye. Bunu sadece savunma sanayi olarak söylemiyoruz. Dostlarımızın başarımızı gördükçe sevindiği, düşmanlarımızın görünce çekindiği bir Türkiye kurmak önümüzdeki yüzyılın asıl hedefidir. Güveni ve istikrarı sağlayarak yolumuza devam edersek, Türkiye bu hedeflerini gerçekleştirecektir. Fikirlerimiz, dünya görüşümüz, siyasetimiz farklı olsa da hepimizin aynı istikamete yürümeliyiz. Bu ülkenin daha güçlü olması için mücadele etmeli ve ülkeyi kalkındırmak için gayretli olmalıyız.” “Yeni dönemin en avantajlı ülkesi artık Türkiye’dir” Önümüzdeki dönemin dünyada yeni gelişmeleri yaşayacağımız bir dönem olduğunu vurgulayan Numan Kurtulmuş, artık eskisi gibi sadece bir ülke ya da güç merkezinin söylediği istikamette dünyadaki gelişmelerin olmayacağını ifade etti. Sözlerini sürdüren Kurtulmuş, şunları aktardı: “Dünya çok kutuplu düzene gidiyor ve artık dünyanın her yerinde farklı güç merkezlerinin ortaya çıkacağı gelişmeyi yaşayacağız. Bu dönemin en avantajlı ülkesi artık Türkiye’dir. Hem nüfusu hem ekonomik potansiyeli hem okuma yazma oranı hem jeostratejik önemi itibariyle dünyanın neredeyse tam merkezinde olan bir ülkedir. Kuzeyle de batıyla da doğuyla da güneyle de iletişim kurabilen ender ülkelerden birisidir. Ukrayna ile Rusya arasında devam eden gerilim ve çatışma döneminde neredeyse dünyada her iki tarafta görüşebilen tek ülke Türkiye oldu. Bizim en temel özelliklerimiz, karşılıklı rıza ve müzakere ile işlerin çözülmesi için diplomasi masasını sürekli açık tutmaktır. En zor konularda bile karşılıklı müzakere ile çözülmesinden başka yolu yoktur. Türkiye kendi milli eksenini takip ederek önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak fırsatları değerlendirecektir.” “Türkiye’nin bir tane eksen vardır, o da kendi milli eksenidir” “Türkiye ne zaman tam bağımsızlık yolunda adım atsa, kendi milli menfaatleri önceleyen süreç içine girse ve bazı oluşumlara karşı şahsiyetli duruşunu ortaya koysa, birileri ‘Türkiye’nin eksenini kaydırıyorsunuz’ diyor” diye konuşan Kurtulmuş, “Türkiye ekseni ne Doğu ne Batı’dır, Türkiye’nin bir tane eksen vardır o da kendi milli eksenidir. Bu milli ekseni takip ederken Avrupa ile de Amerika ile de doğu ile de batı ile de Müslüman dünyası ile de Hıristiyan dünyası ile de görüşeceğiz, müzakere edeceğiz alışverişimiz olacak. Bizim birisine dost olmamız için başkasına düşman olmamıza gerek yok. Tek önceliğimiz ülkemizin menfaatidir. Türkiye önümüzdeki dönemde çok daha güçlü olarak yoluna devam edecektir” ifadelerine yer verdi. “Filistin meselesi bugün başlamadı” Orta Doğu coğrafyasında yaşananların bir tesadüf olmadığına işaret eden Kurtulmuş, “İsrail’in saldırıları arkasında yatan husus, Filistin meselesi bugün başlamadı. 1917’de Osmanlı, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kaldığında İngiliz manda yönetiminin oraya gelmesiyle başladı. Önce o coğrafyada Yahudi yerleşim alanlarını açmaya ve eşzamanlı terör örgütünü kurarak İsrail’in kuruluşunu hazırladılar, bu oyunun birinci perdesiydi. İkinci perde ise ABD’nin Irak’ı işgali işe başladı. Sonra bu coğrafyada iki fay hattı üzerinden ülkeleri paramparça etmeye başladılar; birisi ırkçılık, diğeri mezhep. Irak, Suriye, Yemen Libya parçalandı, Mısır yönetilemez hale geldi. Hepsi bir şekilde siyasi türbülansın içine sokuldu. Bu kadar parçalanmaya çalışan bu coğrafyada istikrar adası olarak Türkiye bu günlere kadar geldi ve çok daha güçlü şekilde yoluna devam edecektir” açıklamalarına yer verdi. “Türk’ün Kürt’ün birbirine karşı düşmanlığı yoktur, ispatı da İzmir’dir” Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle kendi içimizi düzenlememiz, memleketimize ayrılık meselesini tamamıyla kenarı bırakmamız ve özellikle terör örgütleri vasıtasıyla hizaya sokulmaya çalışılan bu coğrafyaya inat terörün sıfırlandığı bir Türkiye’yi oluşturmak mecburiyetindeyiz. 40 yılı aşkın süredir bu memlekette etnik fitneyi oluşturmaya, ayrılıkçı siyaseti terör örgütleri marifetiyle kökleştirmeye çalışmalarına rağmen bu memlekette Türk’ün Kürt’ün birbirine karşı en ufak düşmanlığı yoktur, bunun ispatı da İzmir şehrinin kendisidir.” “Türkiye’nin teknolojide ilerleyebilmesi için her türlü çalışmayı yapacağız” Güçlü ve büyük Türkiye etrafında buluşmaktan başka çarenin olmadığını söyleyen Kurtulmuş, “Karşımızdaki emperyal planın, böl-parçala-iradesiz hale getir ve yönet şeklindeki tecelli ettiğini gördükten sonra bizim büyük bir imparatorluk birikimine sahip millet olarak başak yolu tercih etmemiz düşünülemez. Obamızı düzenleyeceğiz, farklılıklarımız zenginlik olarak görüp yolumuza devam edeceğiz. Demokrasimizi, fikir özgürlüklerini geliştireceğiz, Türkiye’deki güçlü siyaset mekanizmalarını daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye’nin sanayileşmesi, teknolojide ileriye gidebilmesi için her türlü çalışmayı yapacağız. Devlet ve millet olarak el ele mücadeleyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. “Bazen STK gücü hükümetlerin gücünden daha etkilidir” “Yüksek teknoloji ve yüksek teknolojilere dayalı Savunma Sanayi başta olmak üzere her alanda daha güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diye konuşan Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu: “Üniversitelerimizin daha güçlü hale gelmesi için hep beraber gayret edeceğiz. Bu ülkenin gençlerinin milli ve manevi değerler ekseninde daha güçlü gençler olması için gayret sarf edeceğiz. Bu fırsatların varlığı bizi çok daha dikkatli, birlik beraberlik içinde olmaya itiyor. Yardımlaşarak, birbirimize destek olarak yolumuza devam edeceğiz. Gönümüz arzu eder ki sivil toplum kuruluşlarımız kendi alanında ana akım olsun. Türkiye’nin hatta dünyanın en iyisi olsun. Bazen STK gücü hükümetlerin, devletin gücünden daha etkilidir. Devlet olarak bizim vazifemiz de sizlere, insanlığa ve ülkemize yapacağınız desteklere de sizlere yardımcı olmaktır.” “Sivil toplumun en güçlü olduğu şehir İzmir” İzmir Valisi Süleyman Elban ise Türkiye’de sivil toplumun en güçlü olduğu şehrin İzmir olduğunu belirterek, “Bu şehrin birçok özelliği var. Burası kurtuluşun, kuruluşun şehri. Özellikle kurtuluş mücadelesinde kahramanlıklarıyla destanlaşmış bir şehir ama bu şehir sivil toplum Türkiye’nin birçok yerinde göremeyeceğin kadar güçlü. Her birisi kurulduğu ve amaç edildiği tüzüklerinde belirtilen hedeflerine ulaşmak için samimi olarak gayret ederek kendilerinden ve enerjilerinden feragat ediyor” diye belirtti. Programa ayrıca; önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, partililer ve sivil toplum kuruluşları katıldı.
Başkan Tugay: "Biz kötü olalım istiyorlar"
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:49 Başkan Tugay: "Biz kötü olalım istiyorlar" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, CHP’deki kurultay söylemlerine karşı böyle bir ihtiyaç olmadığını ifade etti. Başkan Tugay, Sayıştay raporları ve belediye şirketlerinin zarar ettiğine ilişkin sorulara, “Belediyelere sahip çıkmak yerine yük oluşturuyorlar, tehdit ediyorlar, suçluyorlar. Kendileri hizmet etmiyor, yapmaları gerekeni yapmıyor. Biz kötü olalım istiyorlar” diye cevap verdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kovankayası Ağaçlandırma Sahası’nda düzenlendiği ağaçlandırma şenliği öncesi basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı. Başkan Dr. Cemil Tugay, gazetecilerin Sayıştay raporlarına ilişkin sorularına, “Tüm şirketlerimiz zarar ediyor diye bir şey yok. Şirketlerimizin bir kısmı aslında personel tedariki için çalışan şirketler. Burada şunu hatırlamak lazım; enflasyonla beraber bütün belediyeler ve iştirakleri üzerinde ciddi bir yük oluştu. Bu yükün getirdiği bir olumsuzluk var. Bir anda ücretler 4-5 kat, sonra 10 kat artınca, gelirler de ona paralel artmayınca Türkiye’deki bütün şirketler zarar etti. Her yerden tonlarca işçi çıkardılar. Bir sürü şirket faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Buna sadece belediye şirketi gözüyle bakmayın. Ülkenin ekonomisini çökerttiler. Ekonomiyi düzeltirlerse belediyeler de iyi olacak. Belediyelere yeni gelir kaynağı sağlasınlar. Belediyelere sahip çıkacak adımlar atsınlar” diye konuştu. “Hükümetin adım atması lazım” Belediyelerin halka hizmet eden kamu kurumları olduğunu, bu nedenle devletin sahip çıkması gerektiğini belirten Tugay, “Tam tersine üzerine yük oluşturuyorlar, tehdit ediyorlar, suçluyorlar. Ülkenin ekonomisini kim bu hale getirdi? Bunları hatırlamak lazım. SGK ve vergi borcu, şu an bütün kamu kurumlarını zorluyor. Hepsi tamamen personel ücretlerinden kaynaklanıyor. Bir faaliyetten olan borçlar değil. Bundan 4 sene önce ücretler kaç liraydı, şu an kaç lira diye bakın, en az 10 kat fark görürsünüz. Bunlarla beraber vergi de artıyor, SGK primi de artıyor. Bunları karşılayacak bir belediye geliri olmayınca bugünkü tablo ortaya çıkıyor. Bu konuda belediyelere destek olması için hükümetin adımlar atması lazım. Onlar ise daha çok belediyelere ceza keselim, tehdit edelim mantığındalar. Çalışmayalım istiyorlar. Kendileri hizmet etmiyor, yapmaları gerekeni yapmıyor. Biz kötü olalım istiyorlar” dedi. “CHP’nin şu an bir kurultay yapmaya ihtiyacı yok” Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki kurultay söylemleri hakkındaki soruyu yanıtlayan Başkan Tugay, şöyle konuştu: “Şu an bu ülkede tartışacağımız en son şey kurultay. Partinin dışarıdaki mücadeleye odaklanması gerekir. Normal gidişat içinde sorunlar olsa herkes sesini yükseltir. Ben de yükseltirim. 81 il başkanı kurultay tartışmasında ‘hata görüyoruz’ diye açıklama yaptı. Genel Başkanımız da ‘Biz de vatandaşımızın sorunlarını çözmeye kafa yormamız gerektiğini düşünüyoruz. CHP’nin şu an bir kurultay yapmaya ihtiyacı yok’ dedi. Ben Genel Başkanımızın açıklamasına katılıyorum. Çok haklı. Çok doğru”.
Geleceğin şampiyon yüzücüleri Aliağa’da Atatürk için yarıştı
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:41 Geleceğin şampiyon yüzücüleri Aliağa’da Atatürk için yarıştı Aliağa’da 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinlikleri kapsamında bu yıl ikincisi düzenlenen Atatürk’ü Anma Yüzme Yarışması’nda İzmir spor kulüplerinin genç yüzücüleri Aliağa Spor ve Yaşam Merkezi’nde (AYM) bir araya geldi. İzmir spor kulüpleri arasında yapılan yarışmaya 6 kulüpten, 7-14 yaş arası, 260 lisanslı yüzücü katıldı. AGM Spor Kulübü, İzmir Çelebi Spor Kulübü, Bergama Belediyesi Spor Kulübü, Okyanus Kolejleri, Kahraman Spor Kulübü, KZY Spor Panthers Team kulüplerinin genç yüzücüleri dereceye girebilmek için yarıştı. Aliağa Belediyesinin katkıları ve Aliağa Gençlik Merkezi (AGM) Spor Kulübünün ev sahipliğinde yarı olimpik havuzda gerçekleştirilen organizasyon genç yüzücülerin nefes kesen mücadelelerine sahne oldu. Genç yüzücüler serbest, kurbağalama, sırtüstü ve kelebek olmak üzere 4 kategoride mücadele ederken, genç yüzücülerin heyecanına aileler de tezahüratlarıyla ortak oldu. Yüzme yarışmasına ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını belirten AGM Spor Kulübü Başkanı Mustafa Bora, “Bu özel günde bu özel organizasyona ev sahipliği yapmaktan onur duyuyoruz. Yarışmaya katılan tüm sporcularımıza ve velilerimize, kulüplerimize, kulüp antrenörlerimize katılımları için teşekkür ediyoruz” dedi. “Burada olmaktan dolayı çok mutluyuz” Atatürk’ü Anma Yüzme Yarışması’na kulüp olarak ilk defa katıldıklarını dile getiren İzmir Çelebi Spor Kulübü Antrenörü Didem Yüzügülenç, “Bu yıl yarışlara ilk defa katılıyoruz. Böyle anlamlı bir günde bizleri davet ettikleri için Aliağa Belediyesi’ne teşekkür ederiz. Burada olmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi. “Öğrencilerimiz yüzme yarışmalarında çok motive oluyorlar” Yüzme yarışlarının öğrencileri için motivasyon kaynağı olduğunu ifade eden Okyanus Koleji Spor Kulübü Antrenörü Serhat Sezersan, “Biz her sene Aliağa Belediyesi’nin muhteşem organizasyonlarına katılıyoruz ve çok keyif alıyoruz. Öğrencilerimiz yüzme yarışmalarında çok motive oluyorlar. Özellikle bu tarz önemli günlerin tercih edilmesi bizlerde ayrı bir gurur ve duygu yaratıyor. Aliağa Belediyesi’ne çok teşekkür ederiz” dedi. “İzmir’deki en güzel organizasyonlardan biri” Aliağa Belediyesi tarafından düzenlenen yüzme yarışmasının İzmir’deki en güzel organizasyonlardan biri olduğunu söyleyen İzmir Kahraman Spor Kulübü Yöneticisi Turgay Cansever, “Bugün burada Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlamamızın 86. yılında minnet ve sevgiyle anıyoruz. Organizasyonun gerçekleşmesine önemli katkıları ve desteği olan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a teşekkürlerimi sunuyorum. Bu organizasyon resmi hakemler eşliğinde yapılıyor, bütün dereceler resmi olarak işleniyor. Bu organizasyon İzmir’deki en güzel organizasyonlardan biridir” dedi. “Böyle bir organizasyon İzmir’in hiçbir yerinde yok” Sporcularıyla birlikte 10 Kasım’da böyle bir ambiyansın içinde olmaktan mutluluk duyduklarını belirten Aliağa KZY Spor Kulübü Yönetim Başkanı Fırat Arslan, “Böyle bir organizasyon İzmir’in hiçbir yerinde yok. 10 Kasım Atatürk’ü Anma gününde böyle bir etkinlik gerçekleştirdikleri, bize bu ambiyansı yaşattıkları için Aliağa Belediye’mize teşekkür ederim” “Bu yarışmanın anlam ve önemi çok büyük” Yüzme yarışlarına katılmaktan dolayı heyecan duyduğunu ifade eden Bergama Belediyesi Spor Kulübü Antrenörü Fırat Ağrak, “Aliağa Belediyesi bu tarz organizasyonları güzel yapıyor. Burada yarışan tüm kulüplerle kardeş kulüpler gibiyiz. Bu yarışmanın anlam ve önemi çok büyük. Böyle bir günde bu güzel organizasyonda bulunmaktan dolayı çok mutluyuz. Aliağa Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” dedi. Yarışma sonunda düzenlenen törende; Aliağa Belediye Başkan Vekili Mesut Öztürk, Aliağa Belediyesi Personel Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmedali Özkurt ve AGM Spor Kulübü Başkanı Mustafa Bora dereceye giren sporculara ödüllerini takdim ettiler.
15 Ağustos’taki büyük yangının ardından İzmir’de ilk fidanlar toprakla buluştu
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:39 15 Ağustos’taki büyük yangının ardından İzmir’de ilk fidanlar toprakla buluştu İzmir’in Karşıyaka ilçesinde 15 Ağustos’ta çıkan, yüzlerce hektar ormanlık alanın zarar gördüğü bölgede ilk fidanlar toprakla buluştu. ’Milli Ağaçlandırma Günü’ programında konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Yanan ağaçla birlikte içimiz yanıyor, ciğerimiz yanıyor. Bunu önlemek için de daha gayretli bir şekilde mücadele etmemiz lazım. Önce korumak, yeşillendirmek, ağaçlandırmak ve mevcut olanı da gözümüzün içi gibi bakarak orman varlığımızı artırmak durumundayız” dedi. İzmir’in Karşıyaka ilçesinde 15 Ağustos’taki büyük orman yangınında zarar gören bin 500 hektarı aşkın alanda ilk fidanlar toprakla buluştu. ’Milli Ağaçlandırma Günü’ kapsamında Seyirtepe Orman Parkı’ndaki törende, zarar gören ormanlık alanlara ilk fidanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un da katıldığı programla dikildi. "Orman yangınlarından korunmanın yolu önce eğitimden başlıyor" TBMM Başkanı Kurtulmuş, orman yangınları konusunda önümüzde yıllarda çok daha dikkatli olunması gereken bir döneme girildiğini söyledi. Kurtulmuş, “Dünyanın farklı bölgelerinde çok yoğun orman yangınlarıyla karşılaşıyoruz, bundan sonra da karşılaşacağız çünkü bir taraftan insan eliyle yaygınlaşan orman yangınları, insan hatalarıyla yaygınlaşan orman yangınları ama esas itibariyle de dünyadaki iklim krizleri, kuraklık ve aşırı sıcaklık dolayısıyla ortamın yangına çok daha elverişli hale gelmesi nedeniyle çok sayıda orman yangınına şahit oluyoruz. Hiç şüphesiz, orman yangınlarından korunmanın yolu önce eğitimden başlıyor. Onun için burada bu genç evlatlarımızı, yarınların Türkiye’sini taşıyacak olan bu geleceğin nesillerini burada orman dikiminde bir araya getirmiş olmak fevkalade önemli bir derstir. Onlara saatlerce konuşmaktan çok daha tesirli olacak bir aksiyondur” dedi. "Mevcut olana gözümüzün içi gibi bakarak orman varlığımızı artırmak durumundayız" Kurtulmuş, Türkiye’nin su bakımından zengin bir bölge olmadığını ifade ederek, “İklim kuşağı itibariyle orman yangınlarına da bu tesir altında kalan bir ülkede yaşıyoruz. Bunun için çok uyanık olmamız, son yıllarda artan orman yangınlarına karşı mücadele kapasitemizi her yıl biraz daha artırarak devam etmemiz lazım. Hem kurumsal kapasitemizi artırıyoruz hem araç gereçlerimizi artırıyoruz hem ormancı kardeşlerimizin eğitimlerini çok daha profesyonel hale getiriyoruz. Bunlar hakikaten orman yangınlarıyla mücadelede sevinilecek bir gelişmedir ama her yanan ağaçla birlikte içimiz yanıyor, ciğerimiz yanıyor. Bunu önlemek için de daha gayretli bir şekilde mücadele etmemiz lazım. Önce korumak, sonra bugün burada da yaptığımız gibi yeşillendirmek, ağaçlandırmak ve mevcut olana da gözümüzün içi gibi bakarak orman varlığımızı artırmak durumundayız” diye konuştu. "Dünyayı kendi babasının malıymış gibi olduğunu düşünenlerin dünyaya vereceği hiçbir şey yoktur" Numan Kurtulmuş, son olarak şöyle devam etti: “Genç nesillere, burada yapılan dikim töreninde yapıldığı gibi dikili ağacı olmanın aslında sadece nesnel olarak bir ağaç dikmek değil, onun ötesinde; kainatla, evrenle barışık olmanın da bir göstergesi olduğunu öğretmemiz lazım. İnsanoğlu maalesef modern çağlardaki en büyük yanılgısı; kainata kendisine verilen, emrine müsahhar kılınan, emrine amade kılınan dünyanın ve kainatın zenginliklerini hemen şimdi bitireceği bir takım imkan olarak görmesi, bunu kendisinin malı-mülkü gibi görmesi, babasının mülkü gibi görmesi ve bunu sınırsız bir iştahla oradan gelir elde etmek, oradan menfaat elde etmek için kullanmasıdır. Bugün dünyanın birçok yerinde ormanların bir takım rant yerleri haline getirildiğini biliyoruz. Yine sanayileşmeyle birlikte, dünyanın birçok nehrinin zehir akar hale geldiğini biliyoruz. Başta Amazon ormanları olmak üzere, dünyanın birçok yerinde en güzel, kainatın en önemli varlıklarının nasıl talan edildiğini, nasıl insanlığın geleceğinden koparılarak atıldığını biliyoruz. Dolayısıyla öncelikle insanoğlunun bu yanılgıdan kurtulması lazım. Yeryüzü bizim babamızın malı değildir. Dünyayı kendi babasının malıymış gibi olduğunu düşünenlerin dünyaya vereceği hiçbir şey yoktur; sadece tahribattır.” "Toprak, su, canlı bizler için çok ama çok kıymetli" Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu da, “Bugünümüz, yarınımız için önemli bir etkinliği gerçekleştiriyoruz. Güçlü bir medeniyetin evlatları olarak; yeşile, çevreye, doğaya, canlıya saygısı, hürmeti, hassasiyeti yoğun bir medeniyetin evlatları olarak bugün burada hem bugünümüz hem yarınlarımız için fidanları toprakta buluşturacağız. Bizim kültürümüzde, medeniyetimizde, inancımızda ne diyor? ‘Yarın kıyametin kopacağını bilsen elindeki fidanı dik.’ O yüzden; toprak, su, canlı bizler için çok ama çok kıymetli. Bir mirasın ötesinde birer emanet. Tıpkı bu gençlerin bizler için birer emanet olduğu gibi. O yüzden çevremize hassasiyetimizi her zaman güçlü tutacağız. Çevre dostu, ağaç dostu, yeşile dost bir neslin daha güçlü yetişmesi için de ayrıca daha güçlü çalışmalarımızı yine birlikte gerçekleştireceğiz. Bir yandan iklim krizi, diğer yandan bizi ikaz eden yangınlar bunlara karşı duyarlılıkta elbette hem devlet politikamız açısından hem de bu anlamda bireyler olarak hassasiyetimiz açısından çok ama çok kıymetli” dedi. Mart 2025’e kadar 1 milyon 100 bin fidan dikilecek İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban ise Mart 2025’e kadar 1 milyon 100 bin fidan ve 8 ton tohumun toprakla buluşturulacağını söyledi. Elban, şu ifadelere yer verdi: “Bu sahada, gözümüzün gördüğü hemen hemen tüm alanlarda hazırlık çalışması neredeyse tamamlanmış durumda. Bu alana, Mart 2025’e kadar 1 milyon 100 bin fidan ve 8 ton tohum atarak, 2 bin 900 hektarlık yangında etkilenen alandaki bin 580 hektarlık orman alanını yeniden ayağa kaldıracağımız gibi bin 320 hektarlık alandaki; yerleşim yeri ve mera dışında kalan, orman olmayan diğer yerleri de ağaçlandırarak ormanımıza katacağız. Dolayısıyla 15 Ağustos’tan daha fazla ormanlık alana, daha fazla ağaca kavuşmuş olacağız. Bu alanın birkaç sene sonra yemyeşil orman olduğunu hep birlikte beraber görmüş olacağız.” Programa ayrıca; AK Parti İzmir Milletvekilleri, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Orman Bölge Müdürü Mahmut Yılmaz, askeri erkan, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Menemen FK, tam gaz devam
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:04 Menemen FK, tam gaz devam Menemen FK, TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta Ankara Demirspor’u deplasmanda 2-1 mağlup ederek arka arkaya ikinci galibiyetini elde etti. TFF 2. Lig Kırmızı Grup ekiplerinden Menemen FK, 11. hafta karşılaşmasında Ankara Demirspor ile karşı karşıya geldi. İzmir ekibi, deplasmanda oynanan müsabakayı 1-0 kazanmayı başardı ve liderlik mücadelesini devam ettirdi. Menemen FK Teknik Direktörü Burhanettin Basatemür de Ankara Demirspor karşılaşmasına dair açıklamalarda bulundu. Çok zor bir maçtan galip geldiklerini hatırlatarak oyuncularını tebrik eden Basatemür, “Oyuna iyi başlayan taraf bizdik. İlk yarının çoğu bölümünde de yine iyi oynayan pozisyon bulan taraf bizdik. Ama gol atamadık. İkinci yarı ise Ankara Demirspor’un daha iyi bir oyunu vardı, özellikle maçın son bölümlerinde yakaladıkları iki tane çok net pozisyon vardı. Bizim adımıza olumsuz olan taraflar bunlardı. İkinci yarı biraz tempomuz düştü. Tabii ligde böyle maçlar da olacak. Son bölümde sakatlıktan dolayı 10 kişi kaldık. Bu bölümde de en net pozisyonu rakibe vermiş olduk ama gol yemeden atlattık. Özellikle o pozisyonlarda da kalecimizin önemli iki tane kurtarışı vardı. Ama futbol böyle her zaman çok iyi oynayıp kazanamazsınız. Bazen böyle oynadığında, dengeli gittiğinde de kazanmak çok önemli. Bizim için çok avantajlı ve kazançlı bir maç oldu” diyerek sözlerini noktaladı.
Bucaspor 1928, yeni bir sayfa açtı
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:03 Bucaspor 1928, yeni bir sayfa açtı Bucaspor 1928, TFF 2. Lig Kırmızı Grup’taki 11. hafta mücadelesinde Belediye Derincespor’u 2-1 mağlup ederek yeni bir sayfa açtı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup ekiplerinden Bucaspor 1928, 11. hafta mücadelesinde Belediye Derincespor ile karşı karşıya geldi. Sarı-lacivertliler, teknik direktör Uğur Balcıoğlu’nun görevinden ayrılmasında sonra çıktığı ilk karşılaşmada hata yapmadı ve karşılaşmayı 2-1 kazanmayı başardı. Böylece yeni bir sayfa açan İzmir ekibi, iç sahada bu sezon itibarıyla oynadığı 6. maçında 5. galibiyetini elde etti. Sarı-lacivertliler, bu süreçte sadece 1 beraberlik aldı. Sarı-lacivertliler, play-off iddiasını güçlendirdi Bu sezon zaman zaman başarılı sonuçlar elde ederek şampiyonluk yarışında zirveye oynayan Bucaspor 1928, aldığı beraberlikler ve mağlubiyetlerle bu iddiasından uzaklaşsa da, play-off hattında yer alan en güçlü adaylar arasında yer alıyor. Şu ana kadar ligde oynadığı 11 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 mağlubiyete imza atan sarı-lacivertliler, topladığı 23 puanla 5. basamakta bulunuyor. İzmir ekibi, bu hafta evinde Belediye Derincespor’u mağlup ederek hem arkasında yer alan takımlarla arasında puan farkını korurken hem de zirveyle arasındaki farkı açmamış oldu. Gelecek hafta sonu düşme hattının hemen üzerinde yer alan Nazilli Belediyespor’a konuk olacak olan sarı-lacivertliler, rakibini yenerek yeni bir galibiyet serisine başlamayı hedefliyor.