Yerel Haberler
Trabzon
Fındıkta fiyat belirsizliği sürüyor 26 Temmuz 2024 Cuma - 21:02:51 Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, fındık fiyatlarına ilişkin, "Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır” dedi. Her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’inin Türkiye’den karşılandığını belirten Pehlevan, “Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce’den Artvin’e, Trabzon’dan Gümüşhane, Tokat’a kadar 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direkt ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikaları oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız dünyada olmazsa olmaz kalitesinin değerini bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız” dedi. "Üreticinin fazla talebi yok" Üreticinin fazla bir talebi olmadığını ifade eden Pehlevan, “Üreticilerimizin çok fazla talebi yok. Sadece istenen üretim maliyetinin üzerine yaşam payının koyularak çiftçinin alın terinin karşılığını alacağı taban fiyatının açıklanması ve aracıların ise bu taban fiyatın altında fındık almasının önüne geçilmesidir. Aksi takdirde üretici bu ekonomik koşullarda mağdur olup zarar edecek, üretimden kopacak, kaybeden bütün paydaşlar ve hepsinden önemlisi ülkemiz olacaktır. Bugün yapılması gereken çiftçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil, üreticinin alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu da çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak piyasa şartlarının oluşturulmasıdır” diye konuştu. "Dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var" Pehlevan, “Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır. 90 yıllık tecrübeye sahip, kendi entegre tesislerinde ürünü işleyen ve aracı kullanmadan fındığı dış pazara sunma kabiliyeti olan ve dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var. Fındık fiyatına ayar verecek olan, güçlü devlet destekli alım politikası ile Fiskobirlik’tir. TMO ise almış olduğu fındığı üzerine belli bir kar koyarak satacağı yer yine üreticiye ayak oyunları yapan büyük aktörler. TMO’nun satış yapmış olduğu dönemde ise fındık fiyatlarındaki düşmelerden çiftçiler inanılmaz zararlar etmektedir. Fındık tarımının sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz olan, Fiskobirlik’in işlevsel hale getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve rekabet kurulunun sahada olmasıdır” dedi. "170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir" Fındık taban fiyatının 170 TL olması gerektiğini söyleyen Pehlevan, “Karadeniz’in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olması kabul edilemez. Geçtiğimiz yıla göre verimin yüksek olması beklenen bu yıl, fındık üreticisi umutsuz, çaresizlik ve belirsizlik içerisinde beklemektedir. En kısa zamanda belirlenen 120 TL maliyetin üzerine yüzde 30’luk yaşam payı ilave edilerek üreticiyi memnun edecek 170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir. Dünya fındık piyasasının yüzde 75’ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu fındık, yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Fındık üreticileri kaderine mahkûm edilmesin. Acilen TBMM’de iktidarı ve muhalefeti ile birlikte milli ürün olmanın bütün şartlarını taşıyan fındığın milli ve stratejik ürün kapsamına alınmasının mimarı sizler olun” diye konuştu.
26 Temmuz 2024 Cuma - 20:21 Trabzonspor, Stefan Savic ile 3 yıllık sözleşme imzaladı Trabzonspor, Karadağlı defans oyuncusu Stefan Savic ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Trabzonspor ile 3 yıllık sözleşme imzalayan Stefan Sevinc’in imza töreninde konuşan Başkan Yardımcısı Serkan Kılıç, "Transfer ettiğimiz oyuncumuzun özgeçmişi ve tecrübesi tartışılmaz. Tüm taraftarlarımız, yöneticiler ve teknik kadro kadar futbolun içerisindeler. Transfer etmiş olduğumuz oyuncunun kapasitesini tüm taraftarlarımız zaten biliyor. Takımımız için oldukça iyi bir transfer. Bulunduğu mevkide geçen yıllar yaşadığımız problemleri hep beraber tanıklık ettik. Kendisi o mevkiye alınabilecek en iyi oyuncu olarak düşünüldü ve alındı. İnşallah onun için de bizim için de iyi bir süreç olur. Oyuncunun geçmişteki futbol hikayesi ve tecrübesi üst seviyede böylesine bir oyuncuyu Trabzonspor’a getirmek bizim ve taraftarlarımız adına mutluluk verici. Transfer hepimize hayırlı olsun" dedi. "Trabzonspor benim için doğru bir kulüp" Trabzonspor’a transferinden dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Savic, "Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Benim buraya gelmemi çok isteyen ve bunun için fedakarlıklar yapan bir kulübe geldiğimin farkındayım. Trabzonspor benim için doğru bir kulüp. Çevreme de Trabzonspor’un benim için doğru yer olduğunu söyledim. Kafamda hiçbir şüphe olmadan buradayım. Bir an önce Trabzonspor forması ile sahaya çıkmayı ve takım arkadaşlarımla mücadele etmeyi istiyorum. Hepimiz adına başarılı bir sene olacağını umuyorum. Benim konuşma yerim sahanın içi. Artık sahanın içinde konuşma vakti. Sözlerimin bir kısmını da Atletico Madrid’e ayırmak istiyorum. Uzun yıllar boyunca formasını terlettiğim Atletico Madrid’e, Trabzonspor’a transferime izin verdiği için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Öte yandan Stefan Savic, 15 numaralı formayı giyecek. Trabzonspor, Stefan Sevinc’e her bir yıl için ise 2 milyon 500 bin Euro garanti ücret ve 500 bin Euro imza parası ödeyecek. Ayrıca, futbolcunun, 2025-2026 futbol sezonu tescil döneminde 5 milyon Euro ve 2026-2027 futbol sezonunda ise 4 milyon Euro karşılığında serbest kalma hakkı bulunduğu belirtildi.
26 Temmuz 2024 Cuma - 19:00 Ertuğrul Doğan: ”Yalçın Orhan’ı disipline sevk edeceğiz” Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Türkiye Futbol Federasyonu eski yönetim kurulu üyesi Mustafa Hacıkerimoğlu’nun kulüpten ihraç edilmesi için yönetim kuruluna çağrıda bulunduğu Türkiye Futbol Federasyonu İkinci Başkan Vekili ve eski Trabzonspor yöneticisi Yalçın Orhan’ı disipline sevk edeceklerini söyledi. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, bir yayın kuruluşuna konuşan Doğan’ı, “Kendisine Trabzonspor’un haklarını savunamadığını, dolayısıyla Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun görüşünün gerekli açıklamaları yaparak, insanları olan olaylar hakkında aydınlatarak, bir Trabzonlu duruşunu gösterip istifa etmesini talep ettim. Kendisi de bu talebi karşılıksız bıraktı. Görevi bırakmayacağını eski başkanla bir yol yürüdüğünü ve böyle bir şey yapmayacağını bize belirtti” diye konuştu. Eski TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye, İbrahim Hacıosmanoğlu’nu destekleyeceklerini ilettiğini belirten Doğan, “Bu seçimde kendisi hem federasyon başkanı beni ziyaret etti. Benim ofisimde seçimle alakalı görüşlerimizi sordu. Biz de mevcut eski Trabzonspor Başkanı’nın aday olduğunu, bizim onun dışında herhangi bir şekilde birini desteklememizin mümkün olmadığını, olamayacağını, listesine de herhangi bir Trabzonsporlu vermeyeceğimizi söyledim. Kendisi de Yalçın Oran’ın listede olacağını söyleyince ben kendisine böyle bir şey yapamayacağını, böyle bir şeyi yaparsa Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun seçimi kazansa bile birinci dakikadan bizim için yok hükmünde olacağını kendisinin yüzüne söyledim” dedi. “Disipline sevk edeceğiz” Orhan’ı yönetim kurulu kararıyla disipline sevk edeceklerini belirten Başkan Doğan, “Şampiyonluk yolu çok dikenli bir yol. Yıllarca Trabzonspor’un nasıl haklarını yendiğini taraftarlıktan yöneticiliğe geçtiğimiz süreçte daha net gördük. Trabzonspor’un şampiyonluklarının nasıl çalındığını çok daha net gördük. Şimdi Sayın Mustafa Bey’i İstanbul takımlarının hiçbiri kendisinin bu yönetimlerde olmasını istemiyor. Bu ne kadar doğru iş yaptığını gösteriyor. Biz her yerde, her şekilde herkese adalet diyoruz. Ama insanlar haksızlığı hak kabul ettikleri için bizim hakkımızı korumamızı farklı algılıyorlar. Mustafa Bey’in bir başvurusu oldu kulübümüze. Doğrudur. Şimdi tabii tüzükte belirlenen bazı şartlar var. Bu şartlar dahilinde ben daha önce de Yalçın Bey’in bu hareketle yönetimden vesaire istifa etmesi gerektiğini hep söylemiştim. Buralarda bulunmaması lazım. Kimsenin Trabzonspor camiasına bunu yaşatmaya hakkı yok. Yönetim kurulu kararıyla disipline sevk edeceğiz. Kurulun oradaki maddeler dahilinde ne karar vereceğini göreceğiz. Burası sonuçta Trabzonspor Kulübü’nün seni koyduğu bir pozisyon. Evet, Trabzonspor Kulübü’nün bir talebi olduğu zaman yönetim kurulunun, şahısların değil, yönetim kurulunun talebi olduğu zaman, bunların daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani insanlar yönetim kurulunun onu önerip koyduğu yerde bu kadar bağımsız hareket edemez. Bu yanlıştır. Ben bunu kabul etmiyorum. Zaten dediğim gibi sevk yapılacak. Ondan sonrasını göreceğiz” diye konuştu.
26 Temmuz 2024 Cuma - 18:54 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen: “İt taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” Trabzon’daki Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, “Bu kanun inşallah çıktığında, uygulanmaya başlandığında görülecektir ki gerçekten de hayvanları koruma maksadıyla bu hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyecek. Birilerinin bundan siyaset üretmeye kalkması gerçekten korkunç. Bir de bu memlekette sayıları az da olsa iki grup var. Birisi it taparlar, birisi it savarlar. Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Başkan Genç, ülke genelinde bir can güvenliği sorunu olduğunu belirterek, “2018 yılında Trabzon Büyükşehir Belediyesi olarak burayı inşa ettik. 5-6 yıldır aktif olarak hizmet veriyor. Özellikle yeni bir yasanın, yeni bir düzenlemenin şu anda hazırlanmakta olduğu, yürürlüğe gelecek olduğu bir alanda biz belediyelerin, özellikle sokaktaki köpeklerin hem kısırlaştırılması hem sahiplendirilmesi adına olağanüstü bir sorumluluğa daha girmekte olduğumuzun bilincinde olarak şu anda barınağımızı değerli genel başkan yardımcımızla ve il başkanımızla ziyaret ediyoruz. Tabii tespitimiz şu; öncelikle ülke genelinde bir can güvenliği sorunudur. Bu tespiti yapacağız. Ama bir de bize emanet olan bu Allah’ın dilsiz kulları diye tanımladığımız bu canlara da sahip çıkacağız. O nedenle iki yönlü olarak değerlendirdiğimizde şu andaki mevzuata göre sokaktan al, kısırlaştır ve sokağa bırak yönteminden sokaktan al, olağanüstü bir şekilde çünkü popülasyonu kontrol altına almamız lazım. Olağanüstü bir şekilde kısırlaştırma yöntemi ve kısırlaştırdıktan sonra da bir sahiplenme seferberliğine doğru giden çok doğru bir anlayış var. Mevzuatımız da milletvekillerimiz, genel başkan yardımcımız ve Cumhurbaşkanımızın da talimatlarıyla bu şekilde düzenleniyor. Dolayısıyla sahiplendireceğiz ve popülasyonu kontrol altına alacağız. Bu nedenle mevcut yasamızda herhangi bir şekilde sokaktan köpekler toplanacak ve onlar itlaf edilecek gibi oluşturulan algının kesinlikle doğru olmadığı, bu tür spekülatif haberlerin tamamen siyasi amaçlı olduğu tespitini de yapmak istiyoruz” dedi. “11 bin 718 köpeğimizi de kısırlaştırmışız” Trabzon Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 2018 yılından itibaren 3 bin 5 köpeğin sahiplendirildiğini dile getiren Başkan Genç, "Biz Trabzon olarak olayı kontrol altına aldık. Şimdi bu barınağımız 2018 yılında hizmete alındı. 82 dönümlük bir alanda 14 bin metrekarelik kapalı alanımızda 3 bin 5 köpeğimizi sahiplendirmişiz. Sokaktan aldığımız köpeğimizi sahiplendirmişiz. Ve 11 bin 718 köpeğimizi de kısırlaştırmışız. Yani bu konuda adım atan bir yerel yönetim olarak bundan dolayı mutluyuz. Tabii ki bu sayıyı artıracağız. Hem parazit tedavisi, köpeğin tedavisi, rehabilitasyonu, aşılama, kısırlaştırma gibi bayağı bir faaliyetin içerisindeyiz. İnşallah yeni yasayla da birlikte bu işi daha bir kontrol altına alıp, bu anlayışla yola devam edeceğiz. İki ilçemizde iki tane fikrimiz var. Yine barınaklar da oluşturacağız. İnşallah bu sorun Trabzon’da hem o canlar için hem de güvenliğini teminle mükellef olduğumuz insanlarımız için bir sorun olmayacak” şeklinde konuştu. “İt taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen ise yaptığı konuşmada, hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyeceğini kaydederek, “Bu olay nereden başladı. Ben onları çok seviyorum ama bu kuçu kuçular insanlara zarar vermeye başladılar. Ama bir insana dahi zarar verse bunun istatistiği olmaz, bunun tedbirini almak gerekir. Ama bu tedbiri almak için illa da birilerinin dediği gibi onlara kıymak gerekmez. Hayvanların canına kıymadan, hayvanlara zarar vermeden insanları korumak mümkündür. Yani üçüncü yol her zaman mümkündür ki hepimiz Allah’ın kullarıyız. Biz de öyle, o küçük kuçu kuçular da öyle. Allah asla kullarını çözümsüz bırakmaz. Mutlaka bir yol vardır. İşte biz o yolun peşindeyiz. Cumhurbaşkanımızla birkaç defa bu mevzuyu onun başkanlığında oturduk, görüştük ve belli bir noktaya getirdik. Bu kanun inşallah çıktığında, uygulanmaya başlandığında görülecektir ki gerçekten de hayvanları koruma maksadıyla bu hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyecek. Birilerinin bundan siyaset üretmeye kalkması gerçekten korkunç. Bir de bu memlekette sayıları az da olsa iki grup var. Birisi it taparlar, birisi it savarlar. Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz. Büyük çoğunluğun, makul çoğunluğun o makul aklını bizim esas almamız gerekir. O çözüm vardır. İnşallah sokaklar daha güvenli hale gelecek. Ama mesela dükkanın önünde yıllardır orada yatan, oradaki esnafın beslediği bir kuçu kuçu vardır, ona da dokunmayın, o da orada dursun diyeceğiz ama sokakta işte çocuğun okula gitmesine ya da bir amcanın, teyzenin, ablanın, hanımefendinin, beyefendinin bir yere gitmesine mani olan bir durum varsa onlar da alınacak, buralara getirilecek. Ama buralar dediğim gibi gezme alanlarıyla, hastaneleriyle, bakımlarıyla tam teşekküllü bir tesis olacak. Dahası şu var biz sahiplendireceğiz. Yoğun bir sahiplendirme kampanyası yürüteceğiz. Burada benim çok kıymetli dostlarım var hayvanseverler. Onları bu kanunlaşma sürecindeki aktivasyonlarına tekrar geri davet ediyorum ki sahiplensinler. Bu işin yolu o. Sadece barınak olmaz. Aynı zamanda sahiplendirme. Sahiplendirme ve barınakla beraber ama barınakları gezme alanlarıyla düşünürüm. Yani kutular halindeki o kaldıkları yerlerden bahsetmiyorum. Gezme alanlarıyla birlikte bir tesis olacak buralar. Hastanesi de olacak. Öbür taraftan sahiplendireceğiz. Bunları yapmayan belediyelere de ceza gelecek. Yani hapis cezasına varıncaya kadar bu işin yaptırımı var. Devlet burada üzerine düşeni yapacak. Bizim belediyelerimiz üzerine düşeni yapacak. Ama aynı zamanda vatandaşlarımızdan da, vakıflarımızdan, derneklerimizden, kanaat önderlerimizden, hayvanseverlerden, duyarlı insanların hepsinden de yoğun ama yoğun böyle bir-iki tane değil yoğun sahiplenme rica ediyorum. Özellikle istirham ediyorum” diye konuştu. “Al, bırak, gitsin dönemi bitti. Bunların hepsinin yaptırımı olacak” “Bunları üretenler de bulunacak, yakalanacak ve gereken yapılacak. Paraysa para cezası, hapisse hapis cezası neyse o” diyen Şen, “Bu sorunu çözmemiz lazım. Sokaklar güvenli olacak. Ama bu kuçu kuçuların, bu hayvanların canına zarar gelmeyecek. Bunların beklediği bizden gerçekten dört şey. Azıcık ilgi, azıcık sevgi, azıcık ekmek, azıcık su. Bu kadar. Biz insan olarak bunu yapabilecek bir varlığız, yapmamız gerekiyor. Yapacağız. İnsanlar da korunacak. Bu hayvanlara da zarar gelmeyecek. Üçüncü yol dediğim gibi mümkündür. Biz bu üçüncü yolu bulduk, çıkardık ve bunu uygulayacağız. Görevini yapmayana da ceza. Hapis cezası dahil ceza alıyor. İşte gördüm orada ben birkaç tane. Vahşi ırk deniliyor. Vahşi ırk diye bir şey yok. Bunlar köpek, köpekler evcildir. Vahşileştirilmiş. Yavrucaklar onlar. Nasıl? Alıyor. Üç ay, beş ay, bir sene beyefendinin, hanımefendinin ya da çocuğun karne hediyesi oluyor mesela. Alıyorlar, hevesleri geçiyor, atıyorlar sokağa. Yok böyle bir şey. Bunu yapamazsınız. Bu kadar insafsız olamazsınız. Ya almayın ya da aldıysanız sokağa bırakmayın. İkinci bir arıza durumu daha var. Bunların üretilmesi. Bunları üretenler de bulunacak, yakalanacak ve gereken yapılacak. Paraysa para cezası, hapisse hapis cezası neyse o. Ama bu bir kısım hayvancıkların yeniden üretilmesi, vahşileştirilerek birilerine verilmesi dönemi bitti. Onların sokağa bırakılma dönemi bitti. Al, bırak, gitsin dönemi bitti. Bunların hepsinin yaptırımı olacak” ifadelerini kullandı. “Trabzon’da bir tek hayvan öldürülmeyecek” Köpek sorununun çözümünü Trabzon’dan herkese göstereceklerini kaydeden Şen, “Büyükşehir belediye başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımızla konuşuyorduk. Trabzon’dan şöyle bir söz söylendi ve ben bunu Cumhurbaşkanımıza aynen böyle aktardım. Başkanlar dediler ki ’Trabzon’da bir tek hayvan öldürülmeyecek. Gerek yoktur, bir tek hayvan dahi öldürülmeden bu sorunun çözümü vardır. Biz bu çözümü Trabzon’da herkese göstereceğiz.’ İnşallah da ben bu sözü olduğu gibi aldım Cumhurbaşkanımıza aktardım. MYK toplantımızda özellikle Trabzon’u örnek verdim, başkanlarımı örnek verdim. Bu yapılacak ve bu örnek herkese gösterilecek. Bu gezegen hepimize yetecek kadar büyük bir yer. Bol yemekli bir yer. Yeter ki adam olalım. Yeter ki insan olalım. Hayvanların canına zarar gelmesi gerekmiyor. İnsanları, çocuklarımızı ve yavrularımı inşallah koruruz” dedi.
Fındıkta fiyat belirsizliği sürüyor
26 Temmuz 2024 Cuma - 21:02 Fındıkta fiyat belirsizliği sürüyor Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, fındık fiyatlarına ilişkin, "Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır” dedi. Her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’inin Türkiye’den karşılandığını belirten Pehlevan, “Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce’den Artvin’e, Trabzon’dan Gümüşhane, Tokat’a kadar 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75’i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direkt ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikaları oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız dünyada olmazsa olmaz kalitesinin değerini bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız” dedi. "Üreticinin fazla talebi yok" Üreticinin fazla bir talebi olmadığını ifade eden Pehlevan, “Üreticilerimizin çok fazla talebi yok. Sadece istenen üretim maliyetinin üzerine yaşam payının koyularak çiftçinin alın terinin karşılığını alacağı taban fiyatının açıklanması ve aracıların ise bu taban fiyatın altında fındık almasının önüne geçilmesidir. Aksi takdirde üretici bu ekonomik koşullarda mağdur olup zarar edecek, üretimden kopacak, kaybeden bütün paydaşlar ve hepsinden önemlisi ülkemiz olacaktır. Bugün yapılması gereken çiftçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil, üreticinin alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu da çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak piyasa şartlarının oluşturulmasıdır” diye konuştu. "Dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var" Pehlevan, “Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır. 90 yıllık tecrübeye sahip, kendi entegre tesislerinde ürünü işleyen ve aracı kullanmadan fındığı dış pazara sunma kabiliyeti olan ve dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var. Fındık fiyatına ayar verecek olan, güçlü devlet destekli alım politikası ile Fiskobirlik’tir. TMO ise almış olduğu fındığı üzerine belli bir kar koyarak satacağı yer yine üreticiye ayak oyunları yapan büyük aktörler. TMO’nun satış yapmış olduğu dönemde ise fındık fiyatlarındaki düşmelerden çiftçiler inanılmaz zararlar etmektedir. Fındık tarımının sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz olan, Fiskobirlik’in işlevsel hale getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve rekabet kurulunun sahada olmasıdır” dedi. "170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir" Fındık taban fiyatının 170 TL olması gerektiğini söyleyen Pehlevan, “Karadeniz’in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olması kabul edilemez. Geçtiğimiz yıla göre verimin yüksek olması beklenen bu yıl, fındık üreticisi umutsuz, çaresizlik ve belirsizlik içerisinde beklemektedir. En kısa zamanda belirlenen 120 TL maliyetin üzerine yüzde 30’luk yaşam payı ilave edilerek üreticiyi memnun edecek 170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir. Dünya fındık piyasasının yüzde 75’ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu fındık, yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Fındık üreticileri kaderine mahkûm edilmesin. Acilen TBMM’de iktidarı ve muhalefeti ile birlikte milli ürün olmanın bütün şartlarını taşıyan fındığın milli ve stratejik ürün kapsamına alınmasının mimarı sizler olun” diye konuştu.
Trabzonspor, Stefan Savic ile 3 yıllık sözleşme imzaladı
26 Temmuz 2024 Cuma - 20:21 Trabzonspor, Stefan Savic ile 3 yıllık sözleşme imzaladı Trabzonspor, Karadağlı defans oyuncusu Stefan Savic ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Trabzonspor ile 3 yıllık sözleşme imzalayan Stefan Sevinc’in imza töreninde konuşan Başkan Yardımcısı Serkan Kılıç, "Transfer ettiğimiz oyuncumuzun özgeçmişi ve tecrübesi tartışılmaz. Tüm taraftarlarımız, yöneticiler ve teknik kadro kadar futbolun içerisindeler. Transfer etmiş olduğumuz oyuncunun kapasitesini tüm taraftarlarımız zaten biliyor. Takımımız için oldukça iyi bir transfer. Bulunduğu mevkide geçen yıllar yaşadığımız problemleri hep beraber tanıklık ettik. Kendisi o mevkiye alınabilecek en iyi oyuncu olarak düşünüldü ve alındı. İnşallah onun için de bizim için de iyi bir süreç olur. Oyuncunun geçmişteki futbol hikayesi ve tecrübesi üst seviyede böylesine bir oyuncuyu Trabzonspor’a getirmek bizim ve taraftarlarımız adına mutluluk verici. Transfer hepimize hayırlı olsun" dedi. "Trabzonspor benim için doğru bir kulüp" Trabzonspor’a transferinden dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Savic, "Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Benim buraya gelmemi çok isteyen ve bunun için fedakarlıklar yapan bir kulübe geldiğimin farkındayım. Trabzonspor benim için doğru bir kulüp. Çevreme de Trabzonspor’un benim için doğru yer olduğunu söyledim. Kafamda hiçbir şüphe olmadan buradayım. Bir an önce Trabzonspor forması ile sahaya çıkmayı ve takım arkadaşlarımla mücadele etmeyi istiyorum. Hepimiz adına başarılı bir sene olacağını umuyorum. Benim konuşma yerim sahanın içi. Artık sahanın içinde konuşma vakti. Sözlerimin bir kısmını da Atletico Madrid’e ayırmak istiyorum. Uzun yıllar boyunca formasını terlettiğim Atletico Madrid’e, Trabzonspor’a transferime izin verdiği için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Öte yandan Stefan Savic, 15 numaralı formayı giyecek. Trabzonspor, Stefan Sevinc’e her bir yıl için ise 2 milyon 500 bin Euro garanti ücret ve 500 bin Euro imza parası ödeyecek. Ayrıca, futbolcunun, 2025-2026 futbol sezonu tescil döneminde 5 milyon Euro ve 2026-2027 futbol sezonunda ise 4 milyon Euro karşılığında serbest kalma hakkı bulunduğu belirtildi.
Ertuğrul Doğan: ”Yalçın Orhan’ı disipline sevk edeceğiz”
26 Temmuz 2024 Cuma - 19:00 Ertuğrul Doğan: ”Yalçın Orhan’ı disipline sevk edeceğiz” Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Türkiye Futbol Federasyonu eski yönetim kurulu üyesi Mustafa Hacıkerimoğlu’nun kulüpten ihraç edilmesi için yönetim kuruluna çağrıda bulunduğu Türkiye Futbol Federasyonu İkinci Başkan Vekili ve eski Trabzonspor yöneticisi Yalçın Orhan’ı disipline sevk edeceklerini söyledi. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, bir yayın kuruluşuna konuşan Doğan’ı, “Kendisine Trabzonspor’un haklarını savunamadığını, dolayısıyla Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun görüşünün gerekli açıklamaları yaparak, insanları olan olaylar hakkında aydınlatarak, bir Trabzonlu duruşunu gösterip istifa etmesini talep ettim. Kendisi de bu talebi karşılıksız bıraktı. Görevi bırakmayacağını eski başkanla bir yol yürüdüğünü ve böyle bir şey yapmayacağını bize belirtti” diye konuştu. Eski TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye, İbrahim Hacıosmanoğlu’nu destekleyeceklerini ilettiğini belirten Doğan, “Bu seçimde kendisi hem federasyon başkanı beni ziyaret etti. Benim ofisimde seçimle alakalı görüşlerimizi sordu. Biz de mevcut eski Trabzonspor Başkanı’nın aday olduğunu, bizim onun dışında herhangi bir şekilde birini desteklememizin mümkün olmadığını, olamayacağını, listesine de herhangi bir Trabzonsporlu vermeyeceğimizi söyledim. Kendisi de Yalçın Oran’ın listede olacağını söyleyince ben kendisine böyle bir şey yapamayacağını, böyle bir şeyi yaparsa Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun seçimi kazansa bile birinci dakikadan bizim için yok hükmünde olacağını kendisinin yüzüne söyledim” dedi. “Disipline sevk edeceğiz” Orhan’ı yönetim kurulu kararıyla disipline sevk edeceklerini belirten Başkan Doğan, “Şampiyonluk yolu çok dikenli bir yol. Yıllarca Trabzonspor’un nasıl haklarını yendiğini taraftarlıktan yöneticiliğe geçtiğimiz süreçte daha net gördük. Trabzonspor’un şampiyonluklarının nasıl çalındığını çok daha net gördük. Şimdi Sayın Mustafa Bey’i İstanbul takımlarının hiçbiri kendisinin bu yönetimlerde olmasını istemiyor. Bu ne kadar doğru iş yaptığını gösteriyor. Biz her yerde, her şekilde herkese adalet diyoruz. Ama insanlar haksızlığı hak kabul ettikleri için bizim hakkımızı korumamızı farklı algılıyorlar. Mustafa Bey’in bir başvurusu oldu kulübümüze. Doğrudur. Şimdi tabii tüzükte belirlenen bazı şartlar var. Bu şartlar dahilinde ben daha önce de Yalçın Bey’in bu hareketle yönetimden vesaire istifa etmesi gerektiğini hep söylemiştim. Buralarda bulunmaması lazım. Kimsenin Trabzonspor camiasına bunu yaşatmaya hakkı yok. Yönetim kurulu kararıyla disipline sevk edeceğiz. Kurulun oradaki maddeler dahilinde ne karar vereceğini göreceğiz. Burası sonuçta Trabzonspor Kulübü’nün seni koyduğu bir pozisyon. Evet, Trabzonspor Kulübü’nün bir talebi olduğu zaman yönetim kurulunun, şahısların değil, yönetim kurulunun talebi olduğu zaman, bunların daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani insanlar yönetim kurulunun onu önerip koyduğu yerde bu kadar bağımsız hareket edemez. Bu yanlıştır. Ben bunu kabul etmiyorum. Zaten dediğim gibi sevk yapılacak. Ondan sonrasını göreceğiz” diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen: “İt taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz”
26 Temmuz 2024 Cuma - 18:54 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen: “İt taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” Trabzon’daki Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, “Bu kanun inşallah çıktığında, uygulanmaya başlandığında görülecektir ki gerçekten de hayvanları koruma maksadıyla bu hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyecek. Birilerinin bundan siyaset üretmeye kalkması gerçekten korkunç. Bir de bu memlekette sayıları az da olsa iki grup var. Birisi it taparlar, birisi it savarlar. Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan Başkan Genç, ülke genelinde bir can güvenliği sorunu olduğunu belirterek, “2018 yılında Trabzon Büyükşehir Belediyesi olarak burayı inşa ettik. 5-6 yıldır aktif olarak hizmet veriyor. Özellikle yeni bir yasanın, yeni bir düzenlemenin şu anda hazırlanmakta olduğu, yürürlüğe gelecek olduğu bir alanda biz belediyelerin, özellikle sokaktaki köpeklerin hem kısırlaştırılması hem sahiplendirilmesi adına olağanüstü bir sorumluluğa daha girmekte olduğumuzun bilincinde olarak şu anda barınağımızı değerli genel başkan yardımcımızla ve il başkanımızla ziyaret ediyoruz. Tabii tespitimiz şu; öncelikle ülke genelinde bir can güvenliği sorunudur. Bu tespiti yapacağız. Ama bir de bize emanet olan bu Allah’ın dilsiz kulları diye tanımladığımız bu canlara da sahip çıkacağız. O nedenle iki yönlü olarak değerlendirdiğimizde şu andaki mevzuata göre sokaktan al, kısırlaştır ve sokağa bırak yönteminden sokaktan al, olağanüstü bir şekilde çünkü popülasyonu kontrol altına almamız lazım. Olağanüstü bir şekilde kısırlaştırma yöntemi ve kısırlaştırdıktan sonra da bir sahiplenme seferberliğine doğru giden çok doğru bir anlayış var. Mevzuatımız da milletvekillerimiz, genel başkan yardımcımız ve Cumhurbaşkanımızın da talimatlarıyla bu şekilde düzenleniyor. Dolayısıyla sahiplendireceğiz ve popülasyonu kontrol altına alacağız. Bu nedenle mevcut yasamızda herhangi bir şekilde sokaktan köpekler toplanacak ve onlar itlaf edilecek gibi oluşturulan algının kesinlikle doğru olmadığı, bu tür spekülatif haberlerin tamamen siyasi amaçlı olduğu tespitini de yapmak istiyoruz” dedi. “11 bin 718 köpeğimizi de kısırlaştırmışız” Trabzon Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 2018 yılından itibaren 3 bin 5 köpeğin sahiplendirildiğini dile getiren Başkan Genç, "Biz Trabzon olarak olayı kontrol altına aldık. Şimdi bu barınağımız 2018 yılında hizmete alındı. 82 dönümlük bir alanda 14 bin metrekarelik kapalı alanımızda 3 bin 5 köpeğimizi sahiplendirmişiz. Sokaktan aldığımız köpeğimizi sahiplendirmişiz. Ve 11 bin 718 köpeğimizi de kısırlaştırmışız. Yani bu konuda adım atan bir yerel yönetim olarak bundan dolayı mutluyuz. Tabii ki bu sayıyı artıracağız. Hem parazit tedavisi, köpeğin tedavisi, rehabilitasyonu, aşılama, kısırlaştırma gibi bayağı bir faaliyetin içerisindeyiz. İnşallah yeni yasayla da birlikte bu işi daha bir kontrol altına alıp, bu anlayışla yola devam edeceğiz. İki ilçemizde iki tane fikrimiz var. Yine barınaklar da oluşturacağız. İnşallah bu sorun Trabzon’da hem o canlar için hem de güvenliğini teminle mükellef olduğumuz insanlarımız için bir sorun olmayacak” şeklinde konuştu. “İt taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz” AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen ise yaptığı konuşmada, hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyeceğini kaydederek, “Bu olay nereden başladı. Ben onları çok seviyorum ama bu kuçu kuçular insanlara zarar vermeye başladılar. Ama bir insana dahi zarar verse bunun istatistiği olmaz, bunun tedbirini almak gerekir. Ama bu tedbiri almak için illa da birilerinin dediği gibi onlara kıymak gerekmez. Hayvanların canına kıymadan, hayvanlara zarar vermeden insanları korumak mümkündür. Yani üçüncü yol her zaman mümkündür ki hepimiz Allah’ın kullarıyız. Biz de öyle, o küçük kuçu kuçular da öyle. Allah asla kullarını çözümsüz bırakmaz. Mutlaka bir yol vardır. İşte biz o yolun peşindeyiz. Cumhurbaşkanımızla birkaç defa bu mevzuyu onun başkanlığında oturduk, görüştük ve belli bir noktaya getirdik. Bu kanun inşallah çıktığında, uygulanmaya başlandığında görülecektir ki gerçekten de hayvanları koruma maksadıyla bu hayvanların canlarına herhangi bir zarar gelmeyecek. Birilerinin bundan siyaset üretmeye kalkması gerçekten korkunç. Bir de bu memlekette sayıları az da olsa iki grup var. Birisi it taparlar, birisi it savarlar. Bu it taparların ve it savarların aklıyla hiçbir şey yapılamaz. Büyük çoğunluğun, makul çoğunluğun o makul aklını bizim esas almamız gerekir. O çözüm vardır. İnşallah sokaklar daha güvenli hale gelecek. Ama mesela dükkanın önünde yıllardır orada yatan, oradaki esnafın beslediği bir kuçu kuçu vardır, ona da dokunmayın, o da orada dursun diyeceğiz ama sokakta işte çocuğun okula gitmesine ya da bir amcanın, teyzenin, ablanın, hanımefendinin, beyefendinin bir yere gitmesine mani olan bir durum varsa onlar da alınacak, buralara getirilecek. Ama buralar dediğim gibi gezme alanlarıyla, hastaneleriyle, bakımlarıyla tam teşekküllü bir tesis olacak. Dahası şu var biz sahiplendireceğiz. Yoğun bir sahiplendirme kampanyası yürüteceğiz. Burada benim çok kıymetli dostlarım var hayvanseverler. Onları bu kanunlaşma sürecindeki aktivasyonlarına tekrar geri davet ediyorum ki sahiplensinler. Bu işin yolu o. Sadece barınak olmaz. Aynı zamanda sahiplendirme. Sahiplendirme ve barınakla beraber ama barınakları gezme alanlarıyla düşünürüm. Yani kutular halindeki o kaldıkları yerlerden bahsetmiyorum. Gezme alanlarıyla birlikte bir tesis olacak buralar. Hastanesi de olacak. Öbür taraftan sahiplendireceğiz. Bunları yapmayan belediyelere de ceza gelecek. Yani hapis cezasına varıncaya kadar bu işin yaptırımı var. Devlet burada üzerine düşeni yapacak. Bizim belediyelerimiz üzerine düşeni yapacak. Ama aynı zamanda vatandaşlarımızdan da, vakıflarımızdan, derneklerimizden, kanaat önderlerimizden, hayvanseverlerden, duyarlı insanların hepsinden de yoğun ama yoğun böyle bir-iki tane değil yoğun sahiplenme rica ediyorum. Özellikle istirham ediyorum” diye konuştu. “Al, bırak, gitsin dönemi bitti. Bunların hepsinin yaptırımı olacak” “Bunları üretenler de bulunacak, yakalanacak ve gereken yapılacak. Paraysa para cezası, hapisse hapis cezası neyse o” diyen Şen, “Bu sorunu çözmemiz lazım. Sokaklar güvenli olacak. Ama bu kuçu kuçuların, bu hayvanların canına zarar gelmeyecek. Bunların beklediği bizden gerçekten dört şey. Azıcık ilgi, azıcık sevgi, azıcık ekmek, azıcık su. Bu kadar. Biz insan olarak bunu yapabilecek bir varlığız, yapmamız gerekiyor. Yapacağız. İnsanlar da korunacak. Bu hayvanlara da zarar gelmeyecek. Üçüncü yol dediğim gibi mümkündür. Biz bu üçüncü yolu bulduk, çıkardık ve bunu uygulayacağız. Görevini yapmayana da ceza. Hapis cezası dahil ceza alıyor. İşte gördüm orada ben birkaç tane. Vahşi ırk deniliyor. Vahşi ırk diye bir şey yok. Bunlar köpek, köpekler evcildir. Vahşileştirilmiş. Yavrucaklar onlar. Nasıl? Alıyor. Üç ay, beş ay, bir sene beyefendinin, hanımefendinin ya da çocuğun karne hediyesi oluyor mesela. Alıyorlar, hevesleri geçiyor, atıyorlar sokağa. Yok böyle bir şey. Bunu yapamazsınız. Bu kadar insafsız olamazsınız. Ya almayın ya da aldıysanız sokağa bırakmayın. İkinci bir arıza durumu daha var. Bunların üretilmesi. Bunları üretenler de bulunacak, yakalanacak ve gereken yapılacak. Paraysa para cezası, hapisse hapis cezası neyse o. Ama bu bir kısım hayvancıkların yeniden üretilmesi, vahşileştirilerek birilerine verilmesi dönemi bitti. Onların sokağa bırakılma dönemi bitti. Al, bırak, gitsin dönemi bitti. Bunların hepsinin yaptırımı olacak” ifadelerini kullandı. “Trabzon’da bir tek hayvan öldürülmeyecek” Köpek sorununun çözümünü Trabzon’dan herkese göstereceklerini kaydeden Şen, “Büyükşehir belediye başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımızla konuşuyorduk. Trabzon’dan şöyle bir söz söylendi ve ben bunu Cumhurbaşkanımıza aynen böyle aktardım. Başkanlar dediler ki ’Trabzon’da bir tek hayvan öldürülmeyecek. Gerek yoktur, bir tek hayvan dahi öldürülmeden bu sorunun çözümü vardır. Biz bu çözümü Trabzon’da herkese göstereceğiz.’ İnşallah da ben bu sözü olduğu gibi aldım Cumhurbaşkanımıza aktardım. MYK toplantımızda özellikle Trabzon’u örnek verdim, başkanlarımı örnek verdim. Bu yapılacak ve bu örnek herkese gösterilecek. Bu gezegen hepimize yetecek kadar büyük bir yer. Bol yemekli bir yer. Yeter ki adam olalım. Yeter ki insan olalım. Hayvanların canına zarar gelmesi gerekmiyor. İnsanları, çocuklarımızı ve yavrularımı inşallah koruruz” dedi.
Burası ne Ege ne Akdeniz burası Karadeniz
26 Temmuz 2024 Cuma - 09:54 Burası ne Ege ne Akdeniz burası Karadeniz Trabzon’un Araklı ilçesine bağlı Kalecik ve Konakönü mahalleleri arasında bulunan bölgedeki koylar, doğal güzellikleriyle hayran bırakıyor. Akdeniz ve Ege’deki koyları aratmayan bölge turizm açısından da bakir bir bölge olarak dikkat çekiyor. Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımında Trabzon’da sahilden yol geçmeyen tek bölge olarak bilinen Kalecik ve Konakönü mahallelerinde bulunan tarihi binalar, plajlar ve doğal koylar görsel güzellikleriyle öne çıkarken, turizme göz kırpıyor. "Burayı koruyanlardan Allah razı olsun" Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımı sırasında yolun mahallelerinden geçmemesi için çok mücadele verildiğini belirten Kalecik Mahallesi muhtarı Abdurrahman Civelek, “Zamanında burada Karadeniz Sahil Yolu’nun geçmemesi için çok mücadele verildi. Daha sonra burası SİT alanı ilan edildi. Burayı koruyanlardan Allah razı olsun. Biz de bugüne kadar mahalleli olarak elimizden geldiği kadarıyla korumaya özen gösteriyoruz. Karadeniz Sahil Yolu’nun buradan geçmemesi mahalle için avantaj oldu dolayısıyla tarihi doku, sahillerimiz için iyi oldu. Otobandan gitmeyip bu yolu tercih edenler çok oluyor. Küçük kale olarak geçtiği için ismi Kalecik olarak kaldı” dedi. "Koylarımızın Akdeniz’den Ege’den bir farkı yok" Bölgedeki koyların Akdeniz’den Ege’den bir farkı olmadığını kaydeden Civelek, “Koylarımız güzel biz buralarda büyüdük. Muzdarip olduğumuz konu, vatandaşın buralara özen göstermeyip yiyip içip çöpünü bırakması. Şu anda buralarda çöpler mevcut. Her gün, belediye olsun, dernek, muhtarlık olarak temizlememize rağmen kirlilikten çok şikayetçiyiz. Burada iki sene içerisinde yapılan tadilatın yüzde 80’ini kırdılar, ağaçları kesip yaktılar. Biz elimizden geldiği kadar korumaya çalışıyoruz ancak biraz zor oluyor. Buraları turizme açılsa iyi olur. Kalecik, Konakönü doğal kalan yerler. Buraların bir Antalya’dan Akdeniz’den, Ege’den bir farkı yok. Turizm açısından buralar bakir bölgeler” diye konuştu.
Doğu Karadeniz’den yeni ‘Siber Uzmanlar’ yetişecek
25 Temmuz 2024 Perşembe - 14:33 Doğu Karadeniz’den yeni ‘Siber Uzmanlar’ yetişecek Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ve Trabzon Üniversitesi arasında Kalkınma Ajansları Siber Vatan Programı kapsamında “Siber Güvenlik Eğitimi” iş birliği protokolü imzalandı. KTÜ Rektörlük makamında düzenlenen protokol imza törenine KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Genel Sekreteri Kemal Akpınar, üniversite ve ajans yetkileri katıldı. Trabzon Üniversitesi’nde düzenlenen protokol imza törenine ise Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu, DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar, üniversite ve ajans yetkileri katıldı. İmza törenlerinde konuşan DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar, Kalkınma Ajanları Siber Vatan Programı’nın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi işbirliğinde, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda kalkınma ajansları, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ve üniversiteler tarafından uygulandığını hatırlattı. Akpınar, Siber Vatan Programı ile ilgili olarak “Kalkınma Ajansları Siber Vatan Programı ülkemizin siber güvenlik uzmanı ihtiyacının karşılanması hedefine yönelik olarak üniversitede öğrenim gören öğrencilerin Dijital Teknolojiler, Siber Güvenlik ve Yazılım alanlarında istihdam edilmesine katkı sağlamak, inovatif fikirlerin ürün veya hizmete dönüşmesini sağlamak ve tekno-girişimcilik konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla yürütülecek. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ilk kez Trabzon’da uygulanacak olan program kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Trabzon Üniversitesi’nin farklı bölümlerinde öğrenim gören lisans düzeyindeki öğrencilere siber güvenlik eğitimleri verilecek. Kursiyerlere yaklaşık 200 saatlik yüz yüze siber güvenlik uzmanlığına hazırlık, beyaz şapkalı hacker, sızma testi, adli analiz, tersine mühendislik, malware analizi, web güvenliği, bilişim hukuku, saldırı tespit ve kayıt yönetimi gibi teknik ve uygulamalı eğitimler verilecek. Bu eğitimler içinde web güvenliği, zararlı yazılım analizi, yapay zeka ve blok zincir, mobil uygulama ve oyun geliştirme konuları ise halihazırda uzmanlaşılan 4 tematik alan olarak karşımıza çıkıyor. Vizyon buluşmaları, proje yarışmaları (Teamscamp), eğitim kampları (Bootcamp), saha gezileri ve konferans gibi çeşitli faaliyetlerinden oluşan program tamamen ücretsiz olup yaklaşık 18 ay sürecek. Teknik eğitimlerde başarı gösteren öğrencilere Türkiye Siber Kümesine üye firmalarda ve çeşitli kurum ve kuruluşlarda staj yapma ve istihdam imkânı sağlanacak. Siber Vatan Programı ile birlikte Doğu Karadeniz Bölgesi’nde gençlerin yüksek teknolojili sektörlerde istihdam edilebilmelerine önemli katkı sağlanması hedeflenmektedir” bilgilerini paylaştı. Öte yandan bugüne kadar 9 Kalkınma Ajansı tarafından 19 ilde uygulanan program sonucunda binden fazla öğrenciye 120 eğitim verilirken, 200’ün üzerinde öğrencinin istihdamına katkı sağlandığı ve 7 genç girişimcinin ortaya çıktığı belirtildi.
Trabzon’da turizm sezonu sancılı geçiyor
25 Temmuz 2024 Perşembe - 10:02 Trabzon’da turizm sezonu sancılı geçiyor Trabzon’da Temmuz ayı itibariyle otellerdeki doluluk oranı yüzde 50 seviyelerine gerilerken, bunda yüksek gelirli Arap turist yerine artık şehri orta ve düşük gelirli Arap turistlerin ziyaret etmesinin etkili olduğu belirtildi. Karadeniz Bölgesi’nin turizm merkezi olma yolunda ilerleyen Trabzon, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden gelen turistlerin kentten vazgeçmeye başlamasıyla gerileme yaşadı. Her yıl yüzde 100 doluluk oranlarına ulaşan oteller bu yıl yüzde 50 seviyelerinde kaldı. Orta ve düşük gelirli Arap turistlerin tercih ettiği Trabzon’da kayıt dışı oteller de turizmcileri etkiledi. Trabzon turizmi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Zorlu Grand Otel Genel Müdürü Serkan Serdar, bu yıl ciddi bir düşüşle karşı karşıya geldiklerini söyledi. Pandemiden sonra potansiyel oluştuğunu kaydeden Serdar, “İnsanlar sonuçta evlerinde kapalı kaldılar ve bu süreçten sonra ciddi bir talep oluştu. Bu bölgemizi çok yanılttı. Bir sonraki sene ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. Otel doluluklarının esasında gevşeme oldu. Bu sene çok daha büyük hissedildi. Tabii bunun belli sebepleri var. Yani enflasyonun çok yüksek olması, fahiş fiyat politikaları olarak adlandırdığımız otel fiyatlarının dışında da dışarıda harcama yapan müşteri profilinin yüksek bulması ciddi bir negatif etken. Geçtiğimiz senelerde 200-300 liraya yemek yiyebilen turist şu anda belki de üç katı fiyatı ödemek zorunda. Burada da esnafa yüklenmemek lazım. Sonuçta o oranda maliyetleri artıyor. Yani durup dururken çıkartılmış bir fiyat politikası değil. Maliyetlerle endeksli karlılığını da üzerine koyduğunda bu rakamlara satmak zorunda kalıyor” dedi. “Profilde ciddi bir kaybımız var” Alışveriş yapacak müşteri profilinde ciddi bir kayıp olduğunu söyleyen Serdar, “Profilde ciddi bir kaybımız var. Özellikle bizim bölgemize gelen turistin tatil amaçlı olmasının yanında, alışveriş amaçlı gelenleri de mevcuttu. Ama alışveriş yapacak müşteri profilinde ciddi bir kayıp var. Neden kayıp? Sosyal aktivite olarak da Trabzon’da bazı eksiklerimiz var. Yani 2014-2015 senesinden bu yana seyreden bu turist potansiyeli maalesef elimizde tutmak adına sosyal aktivitelerle kalınacak gün sayısını arttırmakta bazı problem çektik. En önemli sebebi de çocuklardır. Bizler de tatile gidiyoruz. Tatile gittiğimizde çocuklarımızın yönlendirmesiyle tatil sürelerimizi belirliyoruz. Mekanda kalış sürelerimizi belirliyoruz. Şimdi Orta Doğu misafirlerinin özellikle Katar, Abu Dabi, Dubai, Kuveyt’ten gelen müşteri profili genelde çocuklu aileler. Çocuklu ailelerin ebeveynlerini memnun etmek edebiliyor ama çocuklarını memnun edemiyoruz. Çünkü çocuklarının sosyal aktiviteye ihtiyacı var. İkinci gününden sonra sıkıldıklarını telaffuz ederlerse ebeveynlere, ebeveynler bir daha ki sene burayı tercih etmeme üzerine kurgular tatillerini. Biz bu süreçleri hep yaşadık. Kayıpların da özellikle üst sekmen ana başlangıç noktası budur. Şimdi ciddi bir profilde düşüş söz konusu. Ortalama gelirleri 10-11 bin dolar civarında olan turist potansiyeline şu anda hitap ediyoruz. Bu çok büyük sıkıntı. Şimdi görüştüğümüz esnaflar da aynı şeyi söylüyor. Geçen senenin yüzde 50 altında satışlarının olduğunu söylüyorlar. Ciddi bir problemle karşı karşıya” şeklinde konuştu. “20-30 dolarlara konaklatılan Orta Doğu pazarı var” Trabzon’un para harcayan turist profilini kaybettiğini kaydeden Serdar, “Oteller resmi, turizm işletme belgeli, belirli hizmet kalitesinde kriterlerinde bulunan tesisler. Dolayısıyla burada verdiğimiz hizmetin karşılığında da belirli bir rayiç var. Bu rayiçleri ödeyerek insanlar konaklamalarını yapıyorlar. Memnuniyetlerini sağlatabiliyorduk. Ama son dönemde bakıyorum işte günübirlik evler, bazı tesis adı altında kayıtla hiç alakası olmayan belgesiyle hiç alakası olmayan tesislerle kişi başı 20-30 dolarlara konaklatılan Orta Doğu pazarı var. Şimdi bu Orta Doğu pazarının bu müşteri potansiyeli üst segment müşteri potansiyelinin gitmesine sebebiyet verir. Çünkü bir destinasyonu kendi bölgesindeki daha az ortalama geliri olan bölge tercih etmeye başladığında üst segment başka alternatifler arar. Şu anda Trabzon’un yaşadığı problem budur. O zaman da dedik ki biz Trabzon’un değerine uygun fiyat politikaları uygulayalım. Değişken fiyat politikaları uygulanmasın. Yani okullar açıldığında kapandığında 150 Euro’ya satılmış oda okulların açıldığı gün 50 Euro’ya düşemez. Bunun bir orta sezonu olması lazım. Yani bunlar hep yanlış fiyat politikalarından da bu duruma geldi. Ama ben hala şahsen söylüyorum. Trabzon’da oteller pahalı değil. Bir algı oluşturuluyor. Oteller çok pahalı. Dolayısıyla müşteri bundan dolayı gelmiyor. Bizim otelimizde 5-6 senedir fiyatlarımız hep aynı. Yüzde 5-10 aşağı yukarı oynar. Ya bunu birçok yerden de teyit edebiliriz. Birçok yine 4 ve 5 yıldızlı otelin fiyat politikalarına görebilirsiniz. Bu fiyat politikaları üç aşağı beş yukarı hep aynı marjlardadır. Çünkü adam bu rakamlardan para kazanabiliyor. Hep rakamlarda da tuttu satılabilir seviyedeydi. Pahalı olan kısım bizim enflasyona endeksli olarak dışarıda satın alma gücünün eksilmesi. Örneklerden bir tanesi Orta Doğu pazarına gitmeyelim. Bu sene gurbetçi sayısında da ciddi düşüş var. Neden? Geçmiş senelerde gurbetçiden geçilmiyor da şimdi gurbetçi gelmiyor. Çünkü Türkiye pahalı. Türkiye şu anda atıyorum alacağı bir yabancı marka ayakkabıyı Berlin’de çok daha uyguna alabiliyor. Adam da bu sefer gelmiyor. Burada harcayacağı parayı diyor ki ya yakın bir destinasyonda harcarım diyebiliyor. Gurbetçilerde de ciddi bir kayıp var bizim. Bunu böyle algılamak lazım. Son dönemde ısrarla oteller çok pahalı deniyor. Bu bizim bölgemiz için geçerli değil. Bizi Bodrum, Ege Bölgesi ve Antalya bölgesiyle mukayese etmek doğru değil. Onların da yaz sezonunda farklı fiyat politikaları var. Kabul ediyorum. Satılabiliyorsa ne ala. Ama satılmıyorsa böyle yüksek rayişlerdeyse zaten onlar revize de eder. Ama ben de bir haftalık konaklamada yemesi içmesi 50-60 bin liraya konaklayan bir Ortadoğu misafiri Antalya’da şu anda 200 bin liradan aşağıyı konaklayamaz. Yani ben bu daha uygunum bölge olarak. Ama nedense son dönemde biraz Trabzon otelcilerinde böyle fiyatları hep yüksek tuttular. Daha fazla para kazanmak istiyorlar. Dolayısıyla turisti de kaçırdılar gibi bir algı oluşturdular. Hiç alakası yok. Esas ana sebebi alt profile hizmet ediyor olmamız, para harcayan profili kaçırıyor olmamız ve bundan da en fazla esnaf etkilendi bu sene” diye konuştu. “Pazarları biraz arttırmamız gerekiyor” Orta Doğu pazarındaki kaybın devam edeceğini vurgulayan Serdar, “Trabzon sonuç itibariyle eksikleriyle birlikte bir turizm destinasyonu. Biz Orta Doğu pazarında kaybımız var ise bunu kompanse edecek pazarlarımız var. Kültür varlıklarımız var. Sümela gibi inanç turizmine hizmet edebilecek satış argümanlarımız var. Yumurtaları aynı sepete koymamak lazım. Orta Doğu pazarında herhangi bir problem olduğunda tüm Trabzon etkilendi. Pazarları biraz arttırmamız gerekiyor. Onun için biraz inanç turizmi, biraz Uzakdoğu’ya hitap edebilecek kültür varlıklarımızı revize edip, daha gezilebilir, daha fotoğraf çekilebilir hale dönüştürmemiz lazım. Bu bölgelerin lansmanını bir tık daha fazla yapmamız gerekiyor. Çünkü Orta Doğu pazarında bu kayıp tahmin ediyorum önümüzdeki senede devam edecek” ifadelerini kullandı. “Yüzde 35 bandında ciddi bir kayıp var” Otellerdeki doluluk oranını değerlendiren Serdar şöyle konuştu: “Şuanda otellerde doluluk oranı yüzde 50-60 bandındadır. Şehrin ortalamasında bence 50’yi bulmuyor olabilir. Resmi oteller için söylüyorum. Ama bütününde gayri resmiler de var. Gayri resmilerle birlikte en fazla yüzde 50-55 bandındadır. Bence çok büyük bir kayıp. Yani yüzde 35 bandında ciddi bir kayıp var. Esnaf da çok etkilendi. Benim tedarikçilerim de etkilendi. Trabzon satılabilir bir mekan. Ama biz çok hata yaptık. Yani bölge olarak özellikle bu daire satışlarında bunu artık yalnızca Trabzon’un problemi değil. Belki Türkiye’nin problemi oldu. Satılan dairelerin devre mülk mantığında Orta Doğu misafiri tarafından ticarethane olarak kullanılması da Trabzon’da ayrı bir problem oldu. Yani yalnızca kayıt dışı işletmeler değil bir de bu profilde var. Dış hatlardaki misafir karşılamalarında daire sahipleri misafir karşılıyorlar. Yani işte bugün amcasının oğlunu 15 gün konaklatıyor. Ertesi gün dayısının oğlunu konaklıyor. Adam amorti etti zaten aldığı dairenin fiyatını. Para kazanıp gitti. 100 bin doları aldığı daireyi, 300 bin dolara satan Orta Doğu misafirlerini görüyor. Onlar misafir demiyorum artık onlar ticaret yapıyorlar. Bunların önüne geçebilmek için kanunu doğru uygulamak lazım. Göz yummamak lazım. Ben Berlin’de bunu yapamıyorsam, Amsterdam’da bunu yapamıyorsam, Trabzon’da da bunun yapılamaması lazım. Yani gidip istediğin yerde istediğin şekilde yaşam süremezsiniz. Turist, turist gibi yaşamak zorunda.” “Mahalle aralarında Orta Doğu misafirlerinin çocukları futbol topu oynuyor” Orta Doğu’dan gelen turistlerin günübirlik evlerde kaldığını belirten Serdar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahalle aralarında Orta Doğu misafirlerinin çocukları futbol topu oynuyor. Yani orada maç yapıyorlar kendi aralarında. Şimdi bunlar turist, bunlar yani oturma izinli Orta Doğu misafiri olarak burada yaşayamazlar. Turist gibi gelecek, görecek, tecrübe edecek bizim yaşantımızı. 15 gün sonra gidecek, diğerleri gelecek. Yani turistin amacı bu ama biz yerleşik düzene soktuk insanları. Ve ilerleyen dönemde bu ciddi bir problem ve şehre gelir anlamında katkısı olmayacak. Marketlere gidiyorsunuz. 5 kişi Orta Doğu misafiri marketten alışveriş yapıyor. Bunu gidip oteller yemiyorlar. Tuttukları günübirlik evlerde kendi evleri gibi orada yemeklerini pişiriyorlar. Restoranlar ve oteller nasıl kazanacak. Şehre inmeyen Arap turistten nasıl Trabzon faydalanacak? Trabzon’un genelinde büyük bir gelir kaybıyla karşı karşıyayız.” “Alışveriş grupları bizim Trabzon’un önemli bir potansiyelidir” Trabzon’un şehir merkezinde geçmiş yıllara oranla yoğunluk olmadığını kaydeden Serdar, “Normalde Maraş Caddesi’nde adım adım atılmayacak derecede kalabalık olurdu. Caddede böyle bir popülasyon yok şu anda. Esnafa da soruyoruz cirolarında yüzde 45-50 bandında düşüş var. Bu TL bazında düşüş yani. Çok ciddi sıkıntı. Yüksek sezonda böyle bir handikapla karşı karşıya kalmış esnaf. Düşük sezonda ne yapacağım diye kara kara düşünüyor büyük bir problem. Ama şöyle de bir durum var. Maraş Caddesi’ne ve Uzun Sokak’a gelinebilmesi içinde biraz marka değerinin de arttırılması lazım. Aynı mağazalardan 20 tane varsa büyük problem vardır. Bunun planlamasında da bir problem var. Ya o yapıyor ben de yapayım. Biri köfteci açıyor ötekisi de köfteci açıyor. Yani iş geliştirmeyle ilgili de problemlerimiz var. Maraş Caddesi’ne geldiğimizde bakıyorum marka olarak sunabileceğim hiçbir şey yok. Adam burada da bu varmış diyemiyor yani. Dolayısıyla da belki alternatif yerleri bu sebepten dolayı da tercih etmiş olabilir. Bunlar Orta Doğu misafirinin tercih ettiği konulardır. Markaya gelir. Uygun alışveriş yapabilirse daha fazla kalır. Yalnızca Orta Doğu misafiri için söylemiyorum bunu. İran’dan gelen misafir portföyümüz de aynı. Gürcistan’dan gelen de aynı. Azerbaycan’dan gelen de aynı. Alışveriş grupları bizim Trabzon’un önemli bir potansiyelidir” dedi.
Trabzonspor, Avrupa’da 150. maçına çıkacak
24 Temmuz 2024 Çarşamba - 12:29 Trabzonspor, Avrupa’da 150. maçına çıkacak Trabzonspor, Avrupa kupalarında 150. maçına Ruzomberok karşısında çıkacak. Bordo-mavililer, geride kalan 149 maçta 54 galibiyet, 37 beraberlik ve 58 mağlubiyet aldı. Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi 2. Eleme Turu’nda 25 Temmuz Perşembe günü deplasmanda Slovakya’nın Ruzomberok takımıyla karşılaşacak. MFK Ruzomberok Stadyumu’nda saat 19:30’da başlayacak karşılaşmayı Almanya Futbol Federasyonu’ndan Bastian Dankert yönetecek. Dankert’in yardımcılıklarını ise Lasse Koslowski ve Rene Rohde yapacak. Trabzonspor’da sakatlığı nedeniyle yeni transfer Barisc, kadrodan çıkartıldı. Yeni transfer Pedro Malheiro ise kafileye dahil edildi. Kamp çalışmalarında yer alan Serkan Asan ve Fountas da deplasman kafilesinde yer almadılar. Trabzonspor, Avrupa’da 150. maçına çıkacak UEFA Avrupa Ligi 2. Eleme Turu’nda yarın Slovakya’nın Ruzemberok takımı ile deplasmanda karşılaşacak Trabzonspor, Avrupa kupalarındaki 150. maçına çıkacak. Bordo-mavililer, geride kalan 149 müsabakada 54 galibiyet, 37 beraberlik ve 58 mağlubiyet aldı. Bu maçlarda rakip fileleri 190 kez havalandıran Karadeniz ekibi, kalesinde ise 205 gol gördü. Trabzonspor, 1976-1977 sezonunda başladığı Avrupa serüveninde UEFA Şampiyonlar Ligi’nde (Şampiyon Kulüpler Kupası) 30, UEFA Avrupa Ligi’nde (UEFA Kupası) 93, Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda 12, UEFA Intertoto Kupası’nda 8 ve UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde 6 karşılaşma oynadı.