Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Ankara
DEM Parti AK Parti’yi ziyaret etti
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:21:05
DEM Parti heyeti, AK Parti Grubu’nu ziyaret etti. DEM Parti, AK Parti Grubu’nu ziyaret etti. AK Parti heyeti, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten oluşuyor. AK Parti heyeti DEM Parti heyetini kapıda karşıladı. DEM Parti heyetinde ise TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol bulunuyor.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:15
DEM Parti, AK Parti’yi ziyaret etti
DEM Parti Ak Parti Grubu’nu ziyaret etti. DEM Parti Ak Parti’yi Ak Parti grubunda ziyaret eti. AK Parti heyeti AK Parti Grup Bakanı Abdulalh Güler, AK Parti Genel Bakanvekili Efkan Ala ve AK Genel Bakan Yardimcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’tem oluşuyor. Ak Parti heyeti DEM Parti heyetini kapıda kaıladı. DEM Parti Heyeti TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa milletvekili Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol bulunuyor.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:06
Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında
Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:36
Palandöken: "2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor"
Son yapılandırma ile devletin yaklaşık 156 milyar TL tahsil ettiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Artık 2026 yılına sayılı günler kaldı. Bildiğiniz üzere vatandaşımız, esnafımız, öğrencimiz; herkes borçlu, borçsuz, harçsız 2026 yılına girebilme ümidi taşıyor. Daha önce biliyorsunuz, 2023 yılında böyle bir uygulama yapıldı. Bu yapılandırma kapsamında insanlar borçlarının belirli bir bölümünü, hatta gerçekten çok büyük bir bölümünü yapılandırdı. Yaklaşık 156 lira civarında borç yapılandırıldı" dedi. "Kapsamlı yeniden yapılandırma esnaf için nefes olacak" Esnaf ve sanatkarların yeniden yapılandırma ile 2026’ya borçsuz girmek istediğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkaları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Biz af falan istemiyoruz. Biz diyoruz ki borcumuzu ödeyelim. Ancak mevcut imkânlar, iş yeri kiraları ve borç yükü buna engel oluyor. Bu da bununla sınırlı kalmamalı. Her türlü kredi kurumu borçlarından, köprü geçiş ücretlerine, idari para cezalarına kadar; ana parayı yatıran ya da taksitlendirme talep eden vatandaşımız bu yapılandırmadan yararlanabilmeli. Hem esnaf rahat etsin, hem hükümetimiz geçen seferkinin belki iki katını, iki buçuk katını tahsil edebilsin. Atıl kalan bu paralar da ekonomiye yeniden girmiş olacak. Bu yapılandırma olmazsa olmazdır. 2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor. Yeni bir beyaz sayfa açmak istiyor. Ticaretimizi idame ettirelim istiyoruz. Bankaya gidiyoruz, kredi alamıyoruz. Bir işimiz oluyor, çözmeye gidiyoruz, tapuda çözemiyoruz. İdari para cezalarından tutun, öğrenciyken alınmış kredilerin yapılandırılmasına kadar her şeyin yeniden düzenlenmesini vatandaş da istiyor, esnaf da istiyor. Bu bir haksızlık değil. Bu bir af değil. Sadece borçların ödenebilir hâle gelmesidir" diye konuştu. "Uzun vadeli yapılandırma artık ertelenemez bir ihtiyaçtır" Uzun vadeli yapılandırmanın artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Palandöken, "Düşünün, insanlar borcunu ödemek istiyor ama imkânsızlıktan ödeyemiyor. Gayrimenkullerinde haciz var, e-haciz var. Sosyal güvenlik prim borcunu yatıramıyor. Ama böyle bir yapılandırma yapılırsa, en azından devletimiz bu paraların önemli bir bölümünü tahsil edecek. Vatandaş da önümüzdeki dönemde ekonomik düzelmeyle, enflasyonun düşmesiyle birlikte bu yüklerden kurtulmuş olacak. Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz ısrarla söylüyoruz: Bu bir af değil. Bu bir yapılandırmadır ve yapılandırmanın ruhuna uygundur. Hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir sistemdir" şeklinde konuştu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:21
DEM Parti AK Parti’yi ziyaret etti
DEM Parti heyeti, AK Parti Grubu’nu ziyaret etti. DEM Parti, AK Parti Grubu’nu ziyaret etti. AK Parti heyeti, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten oluşuyor. AK Parti heyeti DEM Parti heyetini kapıda karşıladı. DEM Parti heyetinde ise TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol bulunuyor.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:15
DEM Parti, AK Parti’yi ziyaret etti
DEM Parti Ak Parti Grubu’nu ziyaret etti. DEM Parti Ak Parti’yi Ak Parti grubunda ziyaret eti. AK Parti heyeti AK Parti Grup Bakanı Abdulalh Güler, AK Parti Genel Bakanvekili Efkan Ala ve AK Genel Bakan Yardimcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’tem oluşuyor. Ak Parti heyeti DEM Parti heyetini kapıda kaıladı. DEM Parti Heyeti TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Şanlıurfa milletvekili Mithat Sancar ve Özgür Faik Erol bulunuyor.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 14:06
Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında
Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:36
Palandöken: "2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor"
Son yapılandırma ile devletin yaklaşık 156 milyar TL tahsil ettiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Artık 2026 yılına sayılı günler kaldı. Bildiğiniz üzere vatandaşımız, esnafımız, öğrencimiz; herkes borçlu, borçsuz, harçsız 2026 yılına girebilme ümidi taşıyor. Daha önce biliyorsunuz, 2023 yılında böyle bir uygulama yapıldı. Bu yapılandırma kapsamında insanlar borçlarının belirli bir bölümünü, hatta gerçekten çok büyük bir bölümünü yapılandırdı. Yaklaşık 156 lira civarında borç yapılandırıldı" dedi. "Kapsamlı yeniden yapılandırma esnaf için nefes olacak" Esnaf ve sanatkarların yeniden yapılandırma ile 2026’ya borçsuz girmek istediğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkaları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Biz af falan istemiyoruz. Biz diyoruz ki borcumuzu ödeyelim. Ancak mevcut imkânlar, iş yeri kiraları ve borç yükü buna engel oluyor. Bu da bununla sınırlı kalmamalı. Her türlü kredi kurumu borçlarından, köprü geçiş ücretlerine, idari para cezalarına kadar; ana parayı yatıran ya da taksitlendirme talep eden vatandaşımız bu yapılandırmadan yararlanabilmeli. Hem esnaf rahat etsin, hem hükümetimiz geçen seferkinin belki iki katını, iki buçuk katını tahsil edebilsin. Atıl kalan bu paralar da ekonomiye yeniden girmiş olacak. Bu yapılandırma olmazsa olmazdır. 2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor. Yeni bir beyaz sayfa açmak istiyor. Ticaretimizi idame ettirelim istiyoruz. Bankaya gidiyoruz, kredi alamıyoruz. Bir işimiz oluyor, çözmeye gidiyoruz, tapuda çözemiyoruz. İdari para cezalarından tutun, öğrenciyken alınmış kredilerin yapılandırılmasına kadar her şeyin yeniden düzenlenmesini vatandaş da istiyor, esnaf da istiyor. Bu bir haksızlık değil. Bu bir af değil. Sadece borçların ödenebilir hâle gelmesidir" diye konuştu. "Uzun vadeli yapılandırma artık ertelenemez bir ihtiyaçtır" Uzun vadeli yapılandırmanın artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Palandöken, "Düşünün, insanlar borcunu ödemek istiyor ama imkânsızlıktan ödeyemiyor. Gayrimenkullerinde haciz var, e-haciz var. Sosyal güvenlik prim borcunu yatıramıyor. Ama böyle bir yapılandırma yapılırsa, en azından devletimiz bu paraların önemli bir bölümünü tahsil edecek. Vatandaş da önümüzdeki dönemde ekonomik düzelmeyle, enflasyonun düşmesiyle birlikte bu yüklerden kurtulmuş olacak. Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz ısrarla söylüyoruz: Bu bir af değil. Bu bir yapılandırmadır ve yapılandırmanın ruhuna uygundur. Hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir sistemdir" şeklinde konuştu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 11:58
Bakan Güler: "PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı"
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık" dedi.Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıl sonu değerlendirme toplantısı çerçevesinde Ankara’da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Güler, Bakanlığının 2025 yılı faaliyetlerinin yanı sıra 2026 yılına ilişkin yapılan hazırlıklara ilişkin açıklamalarda bulundu."Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı fesih kararından itibaren ise 69 PKK’lı terörist teslim olmuştur"Güler, 2025 yılının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) üstün gayretleriyle sürdürülen terörle mücadelede elde edilen başarıların neticesinde yeni bir sürecin başladığı bir yıl olduğunun altını çizerek, "Terör örgütünün fesih kararı sonrası teslim olan terörist sayısında artış olduğunu da izliyoruz. Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı fesih kararından itibaren ise 69 PKK’lı terörist teslim olmuştur. Sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama-tarama mağara sığınak barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarımız devam ediyor. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Başta PKK-YPG-SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına farklı adlar altında faaliyet göstermesine kısacası hiçbir terör oluşumuna ve oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim" ifadelerine yer verdi.Irak ile ilişkilerin son dönemde heyetler arası karşılıklı ziyaretler ve imzalanan anlaşmalarla birlikte olumlu yönde ivme kazandığına dikkati çeken Güler, bölgenin terörden arındırılmasına ilişkin hem Merkezi Irak Hükümeti hem de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile anlayış birliği sağlandığını dile getirdi."SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu gerekmektedir"Güler, Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesinin Türkiye’nin milli güvenliği açısından hayati önemde olduğunu dile getirerek, "SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı ve adem-i merkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye olarak, süreci en başından itibaren çok yakından ve titizlikle takip ediyoruz" diye konuştu."İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye’ye saldırarak çözemeyeceğini idrak etmeli"İsrail’in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımının, bölgedeki dengeleri daha da zedelemediğini aktaran Güler, "İsrail’in nefret dili kullanarak Türkiye’yi bölge için tehdit gösteren açıklamalarının aksine Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde, istikrarın korunmasına ve terörle mücadele hedefine odaklanmıştır. Buna karşın, İsrail’in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askerî tutum ve oluşturmak istediği Suriye, Türkiye’nin de doğrudan millî güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı oluşturmaktadır. İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye’ye saldırarak, onu istikrarsızlaştırarak çözemeyeceğini idrak etmeli; Suriye’nin yeni yönetimiyle işbirliği temelinde, iyi komşuluk ve mütekabiliyet prensiplerine uygun olarak ilişki kurmalıdır" ifadelerine yer verdi."Hudutlarda 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 terörist ve bin 880 kilogram uyuşturucu madde yakalandı"Hudutların mevcut ve muhtemel tehditlere göre alınan tedbirlerin sürekli olarak yenilendiği bir anlayışla ve dünya standartlarında korunduğunu söyleyen Güler, "Hudutlarımızda yasa dışı geçişler kaçakçılık ve diğer tüm tehditlere karşı sürdürülen etkin mücadele kapsamında 1 Ocak’tan itibaren 65 bin 350 kişinin geçişi engellenmiş yakalanan 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 terörist ve bin 880 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir" dedi.Türkiye’nin sınır güvenlik sisteminin olağanüstü gayreti teknolojik altyapının sürekli geliştirilmesi ve çok katmanlı güvenlik anlayışıyla etkileyici ve örnek seviyede olduğunu söyleyen Güler, hudut güvenlik sistemimiz pek çok NATO ve bölge ülkesi tarafından örnek alınan bir model haline de geldiğini belirtti.Güler, TSK’nın Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin milli çıkarlar doğrultusunda yürütüldüğünü ve uluslararası hukuka dayalı, yapıcı ve sorumlu bir duruş da sergilendiğini kaydederek, "Yunanistan’ın bölgede zaman zaman gündeme getirdiği tek taraflı girişimlere karşı da gerekli diplomatik adımlar atılmakta uluslararası hukuk temelinde ve mütekabiliyet esasıyla her türlü tedbir tavizsiz şekilde hayata geçirilmektedir. Zaman zaman iki ülkenin liderleri tarafından ortaya konan yapıcı çalışmaları sekteye uğratmaya yönelik eylem ve söylemlerle karşılaşıyoruz. Türk ve Yunan halkları arasına fitne sokmak suretiyle siyasi kariyer yapma çabası içinde olanlar tehdit paranoyasından kurtulmalı süreci baltalamaktan vazgeçmelidirler. Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine tehdit oluşturmayan hiç kimse için tehdit değildir. Ancak ülkemize yönelebilecek her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır" değerlendirmesinde bulundu."Türkiye’nin KKTC’nin haklarını korumak için her türlü askerî ve siyasi tedbiri alma kararlılığı tamdır"Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlamaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağının da altını çizen Güler, bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunduklarını söyledi. Güler, "Ada’da adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün yegâne yolu Kıbrıs Türklerinin iki devletli eşit, egemen ve eşit uluslararası statüsünün tanınması olduğu gerçeğini uluslararası platformlarda tüm muhataplarımıza açık ve net şekilde ifade ediyoruz. Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölge içinden veya dışından aktörlerle geliştirmeye çalıştığı askerî ve siyasi iş birlikleri ile silahlanma faaliyetlerinin Ada’daki barış ortamına hizmet etmediği aksine gerginliği tırmandırdığı da açıktır. Anavatan ve garantör ülke olarak Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve menfaatlerini korumak için her türlü askerî ve siyasi tedbiri alma kararlılığı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tamdır" dedi."Türkiye, Gazze’de güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için hazır"Türkiye’nin İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal ilhak politikalarının sona ermesi çağrısında bulunduğunu ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet ettiğini söyleyen Güler, bu çerçevede Ekim ayında Türkiye’nin de yoğun çabasıyla İsrail ve Filistin arasında ateşkese varıldığını hatırlattı. Güler, "Gazze’de insani yardım faaliyetlerine katılmak, güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde tüm kurumları ile her türlü platformda her zaman yardıma hazır olduğunu dile getirmek istiyorum" dedi.Karadeniz’de, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bölgesel güvenlik ve istikrar açısından hassasiyetini koruduğunu söyleyen Güler, Türkiye savaşın başladığı ilk günden bu yana "Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz" anlayışıyla adil bir barışın tesisine yönelik çok boyutlu ve samimi girişimlerini sürdürdüğünü söyledi.Güler, bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tarafsız dikkatli ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ettiklerini dile getirdi.Türkiye’nin NATO’ya katkısının ve taahhütlerinin kesintisiz ve örnek teşkil edecek bir şekilde başarıyla sürdüğünü söyleyerek, "Bu kapsamda ülkemiz, 2025 yılında NATO’nun Deniz Komuta Kontrol yapısındaki 5 görev gücünden 2’sinin komutasını üstlenmiş, yılın ilk yarısında Akdeniz ve Ege’deki NATO deniz görev gruplarına komuta etmiş, Macaristan, Bulgaristan, Slovakya ve Polonya’daki İleri Kara Birliklerine aktif katkılar sağlamıştır. NATO Mukabele Kuvveti Hava Komuta Kontrol, NATO Amfibi Görev Kuvveti Komutanlığı ve Çıkarma Kuvveti Komutanlığı görevlerini 2025-2026 döneminde yürüteceğiz" ifadelerini kullandı.TSK’nın yüksek hazırlık seviyesini muhafaza etmek, etkinliğini ve caydırıcılığını daha da artırmak amacıyla ulusal ve uluslararası eğitim ve tatbikat faaliyetlerini de aralıksız sürdürdüğünü de söyleyen Güler, şu ifadelere yer verdi:"Kara Kuvvetlerimiz, 16 bölgede aynı anda harekât icra etmiş ve etmekte, Deniz Kuvvetlerimiz, 141 bin saat seyir gerçekleştirmiş, Hava Kuvvetlerimiz, 75 bin 647 sorti, 120 bin 649 saat uçuş yapmıştır. Farklı coğrafyalarda 70 bin personel ile 20 görev icra edilmektedir. 1 Ocak’tan itibaren 43’ü NATO, 29’u Millî, 59’u Davet ve 24’ü Özel olmak üzere toplam 155 tatbikat icra edilmiştir."Güler, İspanya ile yapılan Hürjet ve Endonezya ile yapılan Millî Muharip Uçak (KAAN) anlaşmalarının, Açık Deniz Karakol Gemisi Akhisar’ın NATO ve AB üyesi bir ülkeye yapılan ilk muharip gemi ihracatı kapsamında Romanya’ya satışı, seri üretimine başlanan Altay tankının Türkiye’nin Savunma Sanayi alanındaki gelişimini ortaya koyduğunu söyledi.Bayraktar Kızılelma İnsansız Savaş Uçağı’nın, Aselsan üretimi Murad Aesa radarını kullanarak Karadeniz’de TÜBİTAK-SAGE tarafından geliştirilen Gökdoğan Görüş Ötesi Hava-Hava Füzesi ile dünyada bir ilki gerçekleştirdiğini ve havadaki hedefi başarıyla imha ettiğini hatırlatan Güler, KAAN, Hürjet ve Kızılelma’yla ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep geldiğini dile getirdi.Güler, şu ifadelere yer verdi:"Millî Uçak Gemimizin üretilmesi çalışmalarına, çelik kubbenin de bir parçası olarak hava savunma yeteneklerimize önemli katkılar sağlayacak TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ile ’Millî Denizaltı’mızın (MİLDEN) ilk test bloğu inşalarına da başlanmıştır. ASFAT Anonim Şirketimiz, hem yurt içinde hem de dost ve müttefik ülkelerle yürütülen kritik projelerde büyük başarılara da imza atmaktadır. Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz ise sahip olduğu köklü tecrübe ve teknik altyapı ile millî mühimmat üretimini geliştirmeye devam etmektedir. Bakanlığımızı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizi hedef alan gerçeklikten uzak, maksatlı ve sistematik dezenformasyon çabalarını yakından takip etmekteyiz.""SDG konusunda ABD ile görüş farklılığımız azalıyor"Toplantı, Bakan Güler’in açıklamalarının ardından basın mensuplarının soru-cevap bölümüyle devam etti.Güler, SDG konusunda ABD ile görüş ayrılığı olup olmadığına ilişkin sorulan soruya, "SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ABD’nin düşünceleri epey değişti. ABD’li dostlarımız şu anda gerçekleri daha iyi görüyor ve bu konudaki görüş farklılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açık açık ifade ettik. Bu konudan geri adım yok. Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar. SDG de entegrasyondan bahsediyor ama onların bahsettiği birlik halinde entegrasyon. Birlik olarak değil ferdi olarak entegre olmaları lazım. Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz" diye konuştu.SDG’nin Suriye ordusuna entegre olmaması halinde ise Bakan Güler, "İhtiyaç duyulduğunda gerekeni kimseye sormadan yaparız" dedi.Suriye’ye terörle mücadele konusunda eğitim verildiğini hatırlatan Güler, "Azerbaycan’a, Libya’ya ve Somali’ye eğitim desteğini nasıl sağladıysak aynısını onlara da sağlayabiliriz. Eğitimlerine Türkiye’de başladık ve devam ediyoruz. Suriye’nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz" şeklinde konuştu."PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı"Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Güler, "TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.İsrail-İran savaşı esnasında İran’daki PJAK’lı teröristlerin, İran’da yönetimin değişeceğini düşündüğünü söyleyen Güler, "İsrail-İran arasındaki çatışma istedikleri şekilde sonuçlanmadı ve İran PJAK’a operasyon yaparak ağır zayiat verdirdi. Terör örgütü PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatı İran’a aktarmaya çalıştı. Biz bunları her gün İran’a bildirdik. Onlar da fırsat buldukça operasyonlar icra ediyorlar. İran da bu vesileyle terör örgütü PJAK’ın gerçek yüzünü daha iyi görmüş oldu" ifadelerine yer verdi."Düşen C-130 tipi kargo uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ’ta incelenmeye devam ediyor"Azerbaycan’dan dönerken düşen C-130 kargo uçağına ilişkin de konuşan Güler, "1C-130’ları 1964’te kullanmaya başladık. O günden bu yana böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130’lar bugün hala dünyada en emniyetli uçaklar olarak tam 70 ülke tarafından kullanılıyor. Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık. Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ’ta incelenmeye devam ediyor. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Daha tamamlanmadı. Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız" açıklamasında bulundu.Bakan Güler, 15 Aralık’ta F-16’lar tarafından vurularak düşürülen İHA’nın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’de kullanılan bir İHA olduğunu ve kontrolden çıktığını dile getirdi. Enkaz arama çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Güler, İHA’nın enkazının ulaşıldığında yapılacak incelemeyle kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi."Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek"Türkiye’nin Eurofıghter tedarikine ilişkin de bilgilendirmelerde bulunan Güler, şu ifadelere yer verdi:"Biz İngiltere ile yaptığımız anlaşma ile 20 tane yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz. Üretilecek Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek. Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar’dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar’daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız. Umman’dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman’dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz. Biz Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleriyle birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda kendi milli yazılımlarımızla kendi mühimmatımızı da kullanabileceğiz. Bu süreçte de Meteor füzesinden daha iyisini yaparak, isterlerse de onlara satacağız.""Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara da hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberlere ilişkin bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz"Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin bir araya gelmesinin ve anlaşmalar imzalamasının Türkiye için bir tehdit oluşturamayacağını söyleyen Güler, "Biz de birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz. Ama bu anlaşmaları belli bir ülkeye karşı yapmıyoruz. Gayri askeri statüdeki adalara da İsrail’den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor. Buralar adı üzerinde Gayri Askeri Statüdeki Adalar, yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Öyle çok fazla heveslenmesinler. Yunanistan Savunma Bakanı Dendias 2030 diye bir projeksiyon açıkladı. Artık kadınları da askere alalım diyorlar. Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden neredeyse kimse yok. Yani personel temini onlar için büyük bir sorun" değerlendirmesinde bulundu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 11:14
Bakan Güler: "PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı"
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık" dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıl sonu değerlendirme toplantısı çerçevesinde Ankara’da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Güler, Bakanlığının 2025 yılı faaliyetlerinin yanı sıra 2026 yılına ilişkin yapılan hazırlıklara ilişkin açıklamalarda bulundu. "Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı fesih kararından itibaren ise 69 PKK’lı terörist teslim olmuştur" Güler, 2025 yılının Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) üstün gayretleriyle sürdürülen terörle mücadelede elde edilen başarıların neticesinde yeni bir sürecin başladığı bir yıl olduğunun altını çizerek, "Terör örgütünün fesih kararı sonrası teslim olan terörist sayısında artış olduğunu da izliyoruz. Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı fesih kararından itibaren ise 69 PKK’lı terörist teslim olmuştur. Sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama-tarama mağara sığınak barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarımız devam ediyor. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Başta PKK-YPG-SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına farklı adlar altında faaliyet göstermesine kısacası hiçbir terör oluşumuna ve oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim" ifadelerine yer verdi. Irak ile ilişkilerin son dönemde heyetler arası karşılıklı ziyaretler ve imzalanan anlaşmalarla birlikte olumlu yönde ivme kazandığına dikkati çeken Güler, bölgenin terörden arındırılmasına ilişkin hem Merkezi Irak Hükümeti hem de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile anlayış birliği sağlandığını dile getirdi. "SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu gerekmektedir" Güler, Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesinin Türkiye’nin milli güvenliği açısından hayati önemde olduğunu dile getirerek, "SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı ve adem-i merkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye olarak, süreci en başından itibaren çok yakından ve titizlikle takip ediyoruz" diye konuştu. "İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye’ye saldırarak çözemeyeceğini idrak etmeli" İsrail’in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımının, bölgedeki dengeleri daha da zedelemediğini aktaran Güler, "İsrail’in nefret dili kullanarak Türkiye’yi bölge için tehdit gösteren açıklamalarının aksine Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde, istikrarın korunmasına ve terörle mücadele hedefine odaklanmıştır. Buna karşın, İsrail’in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askerî tutum ve oluşturmak istediği Suriye, Türkiye’nin de doğrudan millî güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı oluşturmaktadır. İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye’ye saldırarak, onu istikrarsızlaştırarak çözemeyeceğini idrak etmeli; Suriye’nin yeni yönetimiyle işbirliği temelinde, iyi komşuluk ve mütekabiliyet prensiplerine uygun olarak ilişki kurmalıdır" ifadelerine yer verdi. "Hudutlarda 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 terörist ve bin 880 kilogram uyuşturucu madde yakalandı" Hudutların mevcut ve muhtemel tehditlere göre alınan tedbirlerin sürekli olarak yenilendiği bir anlayışla ve dünya standartlarında korunduğunu söyleyen Güler, "Hudutlarımızda yasa dışı geçişler kaçakçılık ve diğer tüm tehditlere karşı sürdürülen etkin mücadele kapsamında 1 Ocak’tan itibaren 65 bin 350 kişinin geçişi engellenmiş yakalanan 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 terörist ve bin 880 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir" dedi. Türkiye’nin sınır güvenlik sisteminin olağanüstü gayreti teknolojik altyapının sürekli geliştirilmesi ve çok katmanlı güvenlik anlayışıyla etkileyici ve örnek seviyede olduğunu söyleyen Güler, hudut güvenlik sistemimiz pek çok NATO ve bölge ülkesi tarafından örnek alınan bir model haline de geldiğini belirtti. Güler, TSK’nın Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin milli çıkarlar doğrultusunda yürütüldüğünü ve uluslararası hukuka dayalı, yapıcı ve sorumlu bir duruş da sergilendiğini kaydederek, "Yunanistan’ın bölgede zaman zaman gündeme getirdiği tek taraflı girişimlere karşı da gerekli diplomatik adımlar atılmakta uluslararası hukuk temelinde ve mütekabiliyet esasıyla her türlü tedbir tavizsiz şekilde hayata geçirilmektedir. Zaman zaman iki ülkenin liderleri tarafından ortaya konan yapıcı çalışmaları sekteye uğratmaya yönelik eylem ve söylemlerle karşılaşıyoruz. Türk ve Yunan halkları arasına fitne sokmak suretiyle siyasi kariyer yapma çabası içinde olanlar tehdit paranoyasından kurtulmalı süreci baltalamaktan vazgeçmelidirler. Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine tehdit oluşturmayan hiç kimse için tehdit değildir. Ancak ülkemize yönelebilecek her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır" değerlendirmesinde bulundu. "Türkiye’nin KKTC’nin haklarını korumak için her türlü askerî ve siyasi tedbiri alma kararlılığı tamdır" Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlamaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağının da altını çizen Güler, bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunduklarını söyledi. Güler, "Ada’da adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün yegâne yolu Kıbrıs Türklerinin iki devletli eşit, egemen ve eşit uluslararası statüsünün tanınması olduğu gerçeğini uluslararası platformlarda tüm muhataplarımıza açık ve net şekilde ifade ediyoruz. Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölge içinden veya dışından aktörlerle geliştirmeye çalıştığı askerî ve siyasi iş birlikleri ile silahlanma faaliyetlerinin Ada’daki barış ortamına hizmet etmediği aksine gerginliği tırmandırdığı da açıktır. Anavatan ve garantör ülke olarak Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve menfaatlerini korumak için her türlü askerî ve siyasi tedbiri alma kararlılığı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tamdır" dedi. "Türkiye, Gazze’de güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için hazır" Türkiye’nin İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal ilhak politikalarının sona ermesi çağrısında bulunduğunu ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet ettiğini söyleyen Güler, bu çerçevede Ekim ayında Türkiye’nin de yoğun çabasıyla İsrail ve Filistin arasında ateşkese varıldığını hatırlattı. Güler, "Gazze’de insani yardım faaliyetlerine katılmak, güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmak için devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde tüm kurumları ile her türlü platformda her zaman yardıma hazır olduğunu dile getirmek istiyorum" dedi. Karadeniz’de, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bölgesel güvenlik ve istikrar açısından hassasiyetini koruduğunu söyleyen Güler, Türkiye savaşın başladığı ilk günden bu yana "Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz" anlayışıyla adil bir barışın tesisine yönelik çok boyutlu ve samimi girişimlerini sürdürdüğünü söyledi. Güler, bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tarafsız dikkatli ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ettiklerini dile getirdi. Türkiye’nin NATO’ya katkısının ve taahhütlerinin kesintisiz ve örnek teşkil edecek bir şekilde başarıyla sürdüğünü söyleyerek, "Bu kapsamda ülkemiz, 2025 yılında NATO’nun Deniz Komuta Kontrol yapısındaki 5 görev gücünden 2’sinin komutasını üstlenmiş, yılın ilk yarısında Akdeniz ve Ege’deki NATO deniz görev gruplarına komuta etmiş, Macaristan, Bulgaristan, Slovakya ve Polonya’daki İleri Kara Birliklerine aktif katkılar sağlamıştır. NATO Mukabele Kuvveti Hava Komuta Kontrol, NATO Amfibi Görev Kuvveti Komutanlığı ve Çıkarma Kuvveti Komutanlığı görevlerini 2025-2026 döneminde yürüteceğiz" ifadelerini kullandı. TSK’nın yüksek hazırlık seviyesini muhafaza etmek, etkinliğini ve caydırıcılığını daha da artırmak amacıyla ulusal ve uluslararası eğitim ve tatbikat faaliyetlerini de aralıksız sürdürdüğünü de söyleyen Güler, şu ifadelere yer verdi: "Kara Kuvvetlerimiz, 16 bölgede aynı anda harekât icra etmiş ve etmekte, Deniz Kuvvetlerimiz, 141 bin saat seyir gerçekleştirmiş, Hava Kuvvetlerimiz, 75 bin 647 sorti, 120 bin 649 saat uçuş yapmıştır. Farklı coğrafyalarda 70 bin personel ile 20 görev icra edilmektedir. 1 Ocak’tan itibaren 43’ü NATO, 29’u Millî, 59’u Davet ve 24’ü Özel olmak üzere toplam 155 tatbikat icra edilmiştir." Güler, İspanya ile yapılan Hürjet ve Endonezya ile yapılan Millî Muharip Uçak (KAAN) anlaşmalarının, Açık Deniz Karakol Gemisi Akhisar’ın NATO ve AB üyesi bir ülkeye yapılan ilk muharip gemi ihracatı kapsamında Romanya’ya satışı, seri üretimine başlanan Altay tankının Türkiye’nin Savunma Sanayi alanındaki gelişimini ortaya koyduğunu söyledi. Bayraktar Kızılelma İnsansız Savaş Uçağı’nın, Aselsan üretimi Murad Aesa radarını kullanarak Karadeniz’de TÜBİTAK-SAGE tarafından geliştirilen Gökdoğan Görüş Ötesi Hava-Hava Füzesi ile dünyada bir ilki gerçekleştirdiğini ve havadaki hedefi başarıyla imha ettiğini hatırlatan Güler, KAAN, Hürjet ve Kızılelma’yla ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep geldiğini dile getirdi. Güler, şu ifadelere yer verdi: "Millî Uçak Gemimizin üretilmesi çalışmalarına, çelik kubbenin de bir parçası olarak hava savunma yeteneklerimize önemli katkılar sağlayacak TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ile ’Millî Denizaltı’mızın (MİLDEN) ilk test bloğu inşalarına da başlanmıştır. ASFAT Anonim Şirketimiz, hem yurt içinde hem de dost ve müttefik ülkelerle yürütülen kritik projelerde büyük başarılara da imza atmaktadır. Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz ise sahip olduğu köklü tecrübe ve teknik altyapı ile millî mühimmat üretimini geliştirmeye devam etmektedir. Bakanlığımızı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizi hedef alan gerçeklikten uzak, maksatlı ve sistematik dezenformasyon çabalarını yakından takip etmekteyiz." "SDG konusunda ABD ile görüş farklılığımız azalıyor" Toplantı, Bakan Güler’in açıklamalarının ardından basın mensuplarının soru-cevap bölümüyle devam etti. Güler, SDG konusunda ABD ile görüş ayrılığı olup olmadığına ilişkin sorulan soruya, "SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ABD’nin düşünceleri epey değişti. ABD’li dostlarımız şu anda gerçekleri daha iyi görüyor ve bu konudaki görüş farklılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açık açık ifade ettik. Bu konudan geri adım yok. Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar. SDG de entegrasyondan bahsediyor ama onların bahsettiği birlik halinde entegrasyon. Birlik olarak değil ferdi olarak entegre olmaları lazım. Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz" diye konuştu. SDG’nin Suriye ordusuna entegre olmaması halinde ise Bakan Güler, "İhtiyaç duyulduğunda gerekeni kimseye sormadan yaparız" dedi. Suriye’ye terörle mücadele konusunda eğitim verildiğini hatırlatan Güler, "Azerbaycan’a, Libya’ya ve Somali’ye eğitim desteğini nasıl sağladıysak aynısını onlara da sağlayabiliriz. Eğitimlerine Türkiye’de başladık ve devam ediyoruz. Suriye’nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz" şeklinde konuştu. "PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı" Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Güler, "TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ’Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek" değerlendirmesinde bulundu. İsrail-İran savaşı esnasında İran’daki PJAK’lı teröristlerin, İran’da yönetimin değişeceğini düşündüğünü söyleyen Güler, "İsrail-İran arasındaki çatışma istedikleri şekilde sonuçlanmadı ve İran PJAK’a operasyon yaparak ağır zayiat verdirdi. Terör örgütü PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatı İran’a aktarmaya çalıştı. Biz bunları her gün İran’a bildirdik. Onlar da fırsat buldukça operasyonlar icra ediyorlar. İran da bu vesileyle terör örgütü PJAK’ın gerçek yüzünü daha iyi görmüş oldu" ifadelerine yer verdi. "Düşen C-130 tipi kargo uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ’ta incelenmeye devam ediyor" Azerbaycan’dan dönerken düşen C-130 kargo uçağına ilişkin de konuşan Güler, "1C-130’ları 1964’te kullanmaya başladık. O günden bu yana böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130’lar bugün hala dünyada en emniyetli uçaklar olarak tam 70 ülke tarafından kullanılıyor. Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık. Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ’ta incelenmeye devam ediyor. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Daha tamamlanmadı. Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız" açıklamasında bulundu. Bakan Güler, 15 Aralık’ta F-16’lar tarafından vurularak düşürülen İHA’nın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’de kullanılan bir İHA olduğunu ve kontrolden çıktığını dile getirdi. Enkaz arama çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Güler, İHA’nın enkazının ulaşıldığında yapılacak incelemeyle kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi. "Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek" Türkiye’nin Eurofıghter tedarikine ilişkin de bilgilendirmelerde bulunan Güler, şu ifadelere yer verdi: "Biz İngiltere ile yaptığımız anlaşma ile 20 tane yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz. Üretilecek Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek. Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar’dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar’daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız. Umman’dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman’dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz. Biz Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleriyle birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda kendi milli yazılımlarımızla kendi mühimmatımızı da kullanabileceğiz. Bu süreçte de Meteor füzesinden daha iyisini yaparak, isterlerse de onlara satacağız." "Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara da hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberlere ilişkin bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz" Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin bir araya gelmesinin ve anlaşmalar imzalamasının Türkiye için bir tehdit oluşturamayacağını söyleyen Güler, "Biz de birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz. Ama bu anlaşmaları belli bir ülkeye karşı yapmıyoruz. Gayri askeri statüdeki adalara da İsrail’den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor. Buralar adı üzerinde Gayri Askeri Statüdeki Adalar, yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Öyle çok fazla heveslenmesinler. Yunanistan Savunma Bakanı Dendias 2030 diye bir projeksiyon açıkladı. Artık kadınları da askere alalım diyorlar. Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden neredeyse kimse yok. Yani personel temini onlar için büyük bir sorun" değerlendirmesinde bulundu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 10:40
Eski milli halterci Halil Mutlu, ilkokul öğrencileriyle buluştu
Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu eski milli halterci Halil Mutlu, Gazi Osman Paşa İlkokulu öğrencilerle bir araya gelerek öğrencilerin merak ettikleri soruları yanıtladı. Halter tarihinde önemli bir yere sahip olan, 3 kez olimpiyat şampiyonu, 5 kez dünya şampiyonu ve 10 kez de Avrupa şampiyonluğu yaşayan, 20’den fazla dünya rekoru kıran ’Dinamo’ lakaplı eski milli halterci Halil Mutlu, Gazi Osman Paşa İlkokulu öğrencileriyle buluştu. Öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Mutlu; spor hayatına nasıl başladığını, karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların üstesinden nasıl geldiğini anlattı. Küçük yaşlarda spora yönelmenin önemine değinen Halil Mutlu, düzenli çalışmanın ve hedef koymanın başarıdaki rolüne dikkat çekti. Samimi anların yaşandığı buluşmada Mutlu, öğrencilerin sorularını tek tek yanıtladı ve kariyerinde başına gelen olumlu ve olumsuz yönleri öğrencilerle paylaştı. Öğrencilerden gelen ’Şampiyon olmak zor muydu, günde kaç saat çalışıyordunuz ve spor yaparken dersler nasıl yürütülmeli?’ gibi soruları yanıtlayan Halil Mutlu, eğitimle sporun birlikte yürütülebileceğini ifade etti. Buluşmanın sonunda öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren eski milli halterci, çocuklara spor yapmayı sevmeleri ve hayallerinden vazgeçmemeleri yönünde tavsiyelerde bulundu. "Çocuklarımıza örnek olmaya çalıştık" Öğrencilere spor yapmayı sevmeleri ve hayallerinden vazgeçmemelerini söyleyen Halil Mutlu, "Gençlerle beraber olmak, onlarla enerjinizi paylaşmak çok güzeldi. Çocuklarımıza bir şeyler vermek istiyoruz. Güzel bir söyleşi oldu. Çocuklarımıza örnek olmaya çalıştık. Bir şeyi ne kadar istiyorlarsa, o kadar zaman ayırmaları gerektiğini söyledik. Hepsinin hayalleri var" şeklinde konuştu. Düzenlenen etkinliğe eski milli halterci Halil Mutlu’nun yanı sıra Yenimahalle Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu da katılım sağladı.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 10:03
Karayollarının huzur ve güvenliği Otoyol Jandarma Timlerine emanet
Karayollarında görevli Jandarma Otoyol Timleri, sorumluluk bölgelerinde meydana gelebilecek tüm olaylara karşı aldıkları tedbirlerle huzur ve güvenliğin sağlanmasına yardımcı oluyor. Her an teyakkuzda olan Otoyol Timleri, trafik kazaları ve benzeri durumlara müdahalenin yanı sıra suç ve suçlularla mücadelede de etkin rol üstleniyor.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 09:22
Ankara’da öğretmenleriyle alay edip video çeken öğrencilere verilen cezalar belli oldu
Ankara’da Kocatepe Mimar Kemal Anadolu Lisesi’nde, sınıfta öğretmenlerine saygısızca hareketlerde bulunarak o anları kayıt altına alan öğrencilere verilen cezalar belli oldu. 5 öğrenciye örgün eğitim dışına çıkarılma, 2 öğrenciye de okul değişikliği cezası verildi. Olay, Çankaya ilçesindeki Kocatepe Mimar Kemal Anadolu Lisesi’nde meydana geldi. Sınıfta öğretmenlerini sözde tiye alan lise öğrencileri, saygısızca davranışlarda bulundu. Öğretmenin ’oğlum otur yerine’ diyerek uyardığı öğrenciler, tüm yaşananları da marifetmiş gibi kayıt altına aldı. Öğretmeniyle yakın temasta bulunan, yanağından makas alan ve ’dedem’ diyerek sarılan bir öğrenci ise öğretmeninin sözünü dinlemeyerek sınıfta koşturmaya başladı. Olayın ardından öğrenciler hakkında soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonucu 5 öğrenciye örgün eğitim dışına çıkarılma, 2 öğrenciye de okul değişikliği cezası verildi.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 08:33
6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütü çökertildi:61 gözaltı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek operasyonlarda 61 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 6 ilde dolandırıcılık ve tefecilik yapan 9 ayrı Organize Suç Örgütüne yönelik son 2 haftadır Jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarla; hesaplarında son 2 yılda 2 Milyar 408 Milyon TL işlem hacmi bulunan 61 şüpheliyi yakaladıklarını kaydederek şunları dedi: "Bu organize suç örgütü üyelerinin işleyebileceği tefecilik, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçlardan vatandaşlarımızın zarar görmesini engelledik. 46’sı tutuklandı. 15’i hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Jandarma KOM ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Daire Başkanlıklarımız koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; Gaziantep’te; "sahte yatırım danışmanlığı" ilanı aracılığıyla para talep ederek vatandaşlarımızı dolandırdıkları, Muğla’da; sosyal medya hesapları üzerinden irtibata geçerek, sahte yatırım sitelerine yönlendirip 244 vatandaşımızı dolandırdıkları, Balıkesir’de; uyuşturucu ticaretini organize şekilde yürüttükleri ve tefecilik yaptıkları, Diyarbakır’da; baskı, darp, cebir ve tehditle arazilerin tapularını kendi üzerlerine almaya çalıştıkları, Zonguldak’ta; sosyal medya hesapları aracılığıyla, sahte "sınavsız ehliyet" ilanı ile dolandırıcılık yaptıkları ve Sivas’ta: tefecilik yaptıkları tespit edildi. Bu şahıslar hakkında Savcılıklarımızca soruşturma başlatıldı. Emeği geçenleri tebrik ediyorum."
20 Aralık 2025 Cumartesi - 00:11
2026 Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri tamamlandı
TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri tamamlandı. TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri tamamlandı. Yarın da, 2024 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri yapılacak. TBMM Genel Kurulu’nda 8 Aralık’ta başlayan görüşmelerde genel konuşmaların ardından bakanlıklar ile ilgili kurumların bütçeleri görüşülerek oylamalar yapıldı. 18-19 Aralık tarihlerinde 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi maddeleri görüşüldü. Maddelerin oylaması yapıldı fakat bütçe teklifi oylaması Pazar günü yapılacak.
19 Aralık 2025 Cuma - 23:32
Bakan Kacır: "Bugün ASELSAN’ımız bir AB ve NATO üyesi olan Polonya’ya 410 milyon dolarlık elektronik harp sistemleri ihracatını duyurdu"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bugün ASELSAN’ımız bir Avrupa Birliği ve NATO üyesi olan Polonya’ya 410 milyon dolarlık elektronik harp sistemleri ihracatını duyurdu" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM Genel Kurulu’nda düzenlenen 2026 bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını cevapladı. Kacır, Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı’na ilişkin olarak, "Bu programla şehirlerimizin sahip olduğu potansiyellerin değerlendirilmesine, atıl kaynakların harekete geçirilmesine, bölgelerin yetkinlik ve teknoloji üretim düzeyinin geliştirilmesine, ithal girdilerin yerleştirilerek tedarik zincirinin güçlendirilmesine ve cari açığın azaltılmasına katkı sağlanması amacıyla her şehrimizde dört yatırım konusu olmak üzere, toplam 324 yatırım konusu belirledik ve kamuoyuna ilan ettik. Bu yatırım konularına yönelik başlattığımız Yerel Kalkınma Hamlesi Programı’nda ilk çağrımız da 418 milyar liralık yatırım ve 47 binden fazla istihdam hedefi olan 696 proje başvurusu aldık. Bu programa yapılan yüksek sayıdaki başvuru, bölgelerin potansiyellerinin ortaya çıkarılması ve katma değerli üretime yönelik yatırım iştahının güçlü şekilde devam ettiğini ispatlamaktadır. Bu yatırımlarda 240 milyon liraya kadar finansman desteği, yatırımların yüzde 50’si kadar vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi, özellikle burada zikredilen Muş, Ağrı, Tunceli gibi şehirlerimizde, altıncı bölge şehirlerimizde 14 yıl sürelere erişen sigorta primi destekleri sunuyoruz. Bu kapsamda, Muş’ta asgari 500 büyükbaş kapasiteli entegre besi ve et ürünleri işleme tesisi, yine asgari 500 büyükbaş kapasiteli entegre süt üretim ve işleme tesisi, en az 4 yıldızı termal otel ve sağlık merkezi yatırımı ve entegre kaz yetiştirdiği ve ürünleri işleme tesislerini bu program kapsamında destekliyoruz ve bunlara yönelik başvuru almaya başladık. Yine, Tunceli’de program kapsamında 5 yıldızlı konaklama tesisi, 4 yıldız ve üzeri termal konaklama kompleksi, doğa temelli turizm merkezi ve asgari 500 büyükbaş kapasiteli entegre süt üretim ve işleme tesisi yatırımlarını bu program kapsamında destekliyoruz. Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki ilk çağrımız da Tunceli’de bu başlıklara yönelik 5 yatırım başvurusu aldık ve bunların toplam yatırım öngörüsü 1,2 milyar lira düzeyinde. Yine, Ağrı’da asgari 500 büyükbaş kapasiteli entegre besi, et ürünleri ve süt ürünleri tesisleri ve yine en az 4 yıldızlı konaklama tesisi ve koyun yapağı işleme tesislerine de ilk çağrımız da 2,5 milyar lira yatırım öngörüsüyle 6 başvuru aldık. Bunlar aslında attığımız adımların ne kadar güçlü şekilde karşılık bulduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. Çelik Kubbe ile ilgili soruya Kacır, "Çelik Kubbe Türkiye’nin hava sahasını her türlü havadan gelebilecek tehdit türlerine; uçaklara, helikopterlere, İHA’lara, seyir füzelerine, balistik füze tehditlerine karşı korumak amacıyla radarlar, sensörler, komuta kontrol sistemleri ve kısa, orta, uzun menzilli hava savunma silahlarımıza entegre bir ağ altında birleştiren milli hava ve füze savunma mimarisidir. Bu programla amacımız havadan gelebilecek ileri teknolojide yeni nesil tehditlere ve giderek karmaşıklaşan tehdit ortamına karşı ülkemizin hava savunmasını daha güçlü, daha etkin, daha çevik hale getirmektir. Çelik Kubbe’nin sistemler sistemi yapısı sayesinde farklı kaynaklardan gelen her türlü sensör verisi gerçek zamanlı olarak bir araya getiriliyor ve tek bir operasyon resmine dönüştürülmüş oluyor" şeklinde konuştu. ASELSAN ile ilgili olarak Kacır, "Bu yıl ASELSAN 300 milyon dolarlık bir yatırımla Çelik Kubbe’nin unsurlarının seri üretimini başlattı. İnşallah, devreye alacağımız 1,5 milyar dolarlık Oğulbey yatırımını da tamamladığımızda seri üretim kabiliyetlerimiz hızlanacak. Bu yıl Çelik Kubbe unsurlarının teslimatlarına başladık. 47 sistemi Türk Silahlı Kuvvetlerimize büyük bir gururla teslim ettik. Bunun yanında özellikle füze programımızı da güçlü şekilde sürdürüyoruz. Caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarabilmek adına 2 bin kilometre menzilli füzeleri de yerli ve milli olarak üreteceğiz. Ben saygıdeğer milletvekillerimizle bir gurur haberini daha paylaşmak istiyorum. Bugün ASELSAN’ımız bir Avrupa Birliği ve NATO üyesi olan Polonya’ya 410 milyon dolarlık elektronik harp sistemleri ihracatını duyurdu. İnşallah önümüzdeki hafta bundan daha büyüğünü de milletimizle paylaşacağız" dedi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder