Yerel Haberler
Antalya
16 yaşındaki özel çocuk Bayram Efe müzik sevgisini bisikletine taşıdı 05 Aralık 2025 Cuma - 14:10:41 Antalya’nın Serik ilçesinde 9. sınıf özel birey öğrencisi Bayram Efe Baykan’ın en büyük tutkusu müzik dinlemek. Küçük yaşlardan itibaren elektronik eşyalara olan ilgi duyan Baykan’ın bu merakını gören öğretmenlerinde dikkatini çekti. Okul yönetimi de Bayram Efe’nin kendisinden istediği müzik sistemi malzemeleri alarak destek oldu. Kendi başına bisikletine bağladığı müzik sistemini açarak her gün okula gelen özel rehabilitasyon öğrencisi Bayram Efe, "Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Bisikletimi görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar" dedi. Bayram Efe Baykan, " Müzik sistemini aküye bağlayarak çalıştırdım. Ardından hoparlöre bağladım. Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Görenler video çekiyor. ’Sen mi yaptın ?’ diye soruyorlar. Ben yaptım deyince inanmıyorlar. 16 yaşındayım 9. sınıf öğrencisiyim. Kendim yaptım sadece babam suntayı kesmeye yardımcı oldu" dedi. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi kurucusu Olcay Akça, "Bayram Efe, bizim öğrencimiz. Yaklaşık 8 yıl oldu okulumuzda öğrenim göreli. İlk geldiğinde konuşma bozukluğu ve özgüveni problemi yaşıyordu. Dil terapisi ile Bayram Efe’de iyileşmeyi gördük ve konuşması düzeldi. Daha sonra büyüyünce elektronik eşyalara ilgi alakası arttı. Daha sonra bindiği bisiklete müzik sistemini kendisi bağladı. Bizde ona akü, teyp, hoparlör müzik malzemelerini aldık ve destek olduk. Tebrik ediyoruz. Okulunu çok seviyor. O bizi çok seviyor, Bizde onu karşılıksız çok seviyoruz" diye konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:55 Prof. Dr. Ömer Özkan: "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz" Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Fen Lisesi’nde öğrencilerle bir araya geldi Fen Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan Organ nakli konusunda inanılmaz ilerde olduklarını belirterek "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor" dedi. Meslek seçerken bu işi yapmak ister miyim sorusunu sorun Öğrencilerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, öğrencilerin kariyer kararlarının çok kritik bir aşamasında olduklarını vurguladı. Öğrencilerin sadece yüksek puan alıp imrenilen bir yere gitmesinin önemli olmadığını, asıl meselenin yapılan işi severek ve isteyerek devam ettirmek olduğunu belirten Özkan, herkesin hayran olduğu bir meslekte mutsuz olmanın hiçbir anlamı taşımadığını söyleyerek, öğrencilere tercihlerini yaparken "Bu işi yapmak ister miyim?" sorusunu sormalarını tavsiye etti. Tıp genel hekimlikle sınırlı değil Tıp alanının artık eskisi gibi genel bir hekimlikle sınırlı olmadığını, inanılmaz bir uzmanlaşma ve alt dallara ayrılma sürecinden geçtiğini aktaran Özkan, kendisinin de ilgilendiği organ nakli, organ üretimi, genetik ve immünoloji gibi konulara dikkat çekerek "Ortopediyi bile seçseniz eklemlerle, uzun kemiklerle, kapalı ameliyatlarla uğraşacaksınız. Göz dediğiniz küçücük bir yer, gözün önüyle uğraşan doktorlar ayrı farklı, gözün arkasıyla uğraşanlar farklı, gözün tansiyon ile uğraşan doktorlar farklı. Durum o kadar farklılaşmaya başladı." dedi. Hastayla iletişim psikolojik yükü aza indirir Öğrencilerin cerrahi operasyonlar sonucundaki psikolojik süreci nasıl yönettikleri sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Özkan, bir cerrahın ya da hekimin direkt insanla ve onun psikolojisiyle uğraştığını belirterek "Hastayı iyi bir şekilde karşılamak durumunu anladığını belirtebilmek yeterince vakit harcayabilmek bu süreç içerisinde neler ile karşılaşabileceğini anlatabilirseniz o empati içerisinde hastayı az buçuk faydalı olduğunu hissederseniz siz. O olayın sonunda haz hissedersiniz, faydalı olmanın size verdiği hazzı hissedersiniz." şeklinde konuştu. Özkan, tıpta "komplikasyon" kavramının varlığını hatırlatarak, her şeyin yolunda gitmeyebileceğini, hastanın bilgilendirilmesinin (onam formu) etik ve kanuni bir sorumluluk olduğunu söyledi. Özkan, hastayla iletişimi iyi ayarlamanın psikolojik yükü en aza indirdiğini kaydetti. Yapay zeka insanların yüklediği bir kavram Yapay zekanın tıp sektörünü ne zaman işlevsiz hale getireceği sorusuna karşılık Prof. Dr. Ömer Özkan, yapay zekanın insanların yüklediği bir kavram olduğunu belirterek "Mutlaka etkisi çok fazla olacak. Ama yapay zeka dediğimiz olay bir yükleme. Sonuçta insanların yüklediği bir kavram. Yapay zeka organik zeka diye bir şey yapıyorum. Hani o sonuçta yapay zekayı belirleyen sizin organik zekâlarınız beyinleriniz. Şimdi sizin belirlediğiniz şeyler kadar gidiyor. Yapay zeka, günümüzde 2 tane ana kavram var. Bir insanların yüklediği kadar olur. Sizin beyninizin o kadar kapasitesi var ki belli bir kısmını kullandığınız için bizim yapay zekaya şu anda uğraşmamız gerekmiyor. Yapay zekaya yüklediğinizin tamamını kullanırsınız. Böyle bir avantajı var yapay zekanın ama günümüzde yapay zeka dediğiniz kavram web’e bakıyor, Google’a bakıyor bir yerlere bakıyor, oradan topladığı bilgilerle gidiyor" ifadelerini kullandı. Cerrah olduktan sonra mesai kavramı yok Doktor olmadan önce ve sonraki çalışma düzeni hakkındaki soruya Prof. Dr. Özkan, cerrahlıkta mesai kavramının lüks olduğunu belirterek "Çok çalışırdım. Doktor olduktan sonra da çok çalıştım ama mesela cerrah olduktan sonra zaten ayarı artık kendin yapmıyorsun. Eğer ben 3 saatte ameliyat yapacağım hocam dersen ameliyat 5 saat sürerse ne yapacaksın? Anlatabildim mi? Belki 10 saat sürecek olan ameliyatı 3 saatte bitireceksin. Mesai kavramı yok. O benim için çok lüks bir şey. Çok seviyorum" dedi. Özkan, gecenin ikisinde dahi zevkle işine gittiğini, bu durumun kendisi için inanılmaz bir haz ve zevk olduğunu ifade ederek "Sana ihtiyaç olduğunda faydalı olacağını hissettirdiysen ki çok önemli bir kavram, inanılmaz bir hazdır" şeklinde konuştu. Akademik ortamda sürekli araştırman gerekir Mesleğinize başladığınızdan beri teknoloji çok gelişti mi? Siz bunu nasıl takip ediyorsunuz? sorusuna Prof. Dr. Özkan, "Doktorluğun böyle bir şeyi var arkadaşlar maalesef mühendisliğinde bunlar stratejik mesleklerdir bence. Sürekli okumanız gerekiyor, takip etmeniz gerekiyor. Kongrelere katılmanız gerekiyor. Yayınlar yapmanız gerekir akademik ortamda. Bir muayenehane de olduğunuz zaman yayınları çok takip etmezsiniz. Artık yazı yazmak istemezsiniz. Araştırma yapmak istemezsin ama bir akademik ortamda sürekli araştırman gerekir. Sürekli yeni tedaviler bulunacaktır arkadaşlar." dedi. Özkan, mikro cerrahi alanındaki devrimden bahsederek 1905 yılında damarların birbirine dikilip kan akabileceğinin keşfedilmesiyle başlayan sürecin, günümüzde 0.2 mm (200 mikron) ve hatta 50 mikronluk iğnelerle dikiş atılan süper mikro cerrahiye evrildiğini anlattı. Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz Beyin ölümü kavramını açıklayan Özkan, beyin ölümünün gerçekleştiği hastaların kadavra olarak nitelendirildiğini ve bu kişilerden organ nakli yapıldığını söyledi. Özkan, "Organ nakli konusunda inanılmaz ilerdeyiz ama Türkiye’de organ nakillerinin yüzde sekseni canlıdan yapılırken, İspanya gibi ülkelerde yüzde sekseni beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan yapılıyor. Biz de yüzde yirmisi kadavradan yapılıyor. Bu durum sağlıklı bir insanda risk alarak organ alınmasına yol açıyor. Türkiye’de kadavradan organ bağışı bilincinin henüz yeterince gelişmedi" dedi. Organ üretimi ile ilgili çalışmalar Yapay organ çalışmalarının geleceği hakkındaki soruyu cevaplayan Prof. Dr. Özkan, "Organ üretimi dediğimiz şey rejeneratif tıptır. Rejeneratif tıpta doku üretimi diye bir kavram var, doku üretildi, tabakalar üretildi. Şimdi bunu 3 boyutlu üretebilir miyiz diye bir kavram var, 3 boyutlu da üretilmeye başlandı. Deri üretimleri var, mesane dokusunun böbrek dokusunun 2 boyutlu üretimi gerçekleştirildi bir laboratuvarda. Şimdi bunun 3 boyutlusu oluşturulmaya çalışılıyor. Bu oluşturduktan sonra bunların içine damar sokabilir miyiz diye uğraşılacak, yapıldıktan sonra da çok hızlı gidecek" dedi.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
ATASEM’de çölyaklı bireylere glütensiz mutfak eğitimi
01 Aralık 2025 Pazartesi - 11:28 ATASEM’de çölyaklı bireylere glütensiz mutfak eğitimi Antalya Büyükşehir Belediyesi Atatürk Sanat Eğitim Merkezi (ATASEM) tarafından ilk kez açılan "Glütensiz Mutfak Eğitimi" kursu yoğun ilgi görüyor. Kursta çölyak rahatsızlığı bulunan bireylere, yakınlarına ve bu alana ilgi duyan katılımcılara glütensiz malzemelerle ekmekten pastaya sevdikleri yiyecekleri hazırlayabilmeleri için uygulamalı eğitim veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl eğitim programına alınan ve çölyaklı bireylerin sağlıklı beslenmesine dair farkındalığı artırmayı amaçlayan "Glütensiz Mutfak Eğitimi" kursunun ilki, Antalya Büyükşehir Belediyesi ATASEM Kepez Kurs Merkezi’nde düzenleniyor. Önce mutfakta eğitim, sonra sertifika Her yıl binlerce kişiye iş ve meslek kapısı açan ATASEM’in ücretsiz sanat ve meslek edindirme kurslarında birinci dönem eğitimleri devam ediyor. Pastacılık, cilt bakımı ve makyaj, aşçı çırağı, el sanatları, sepet örücülüğü, yabancı dil ve elbise dikimi gibi geniş bir yelpazeye sahip kurslar arasında bu yıl en çok ilgiyi "Glütensiz Mutfak Eğitimi" görüyor. Kursiyerlere glütensiz beslenmenin önemi, glütensiz malzemelerle farklı tarifler, doğru pişirme teknikleri ve mutfak araçlarını hijyenik kullanma gibi konularda kapsamlı bilgiler veriliyor. Eğitim sonunda kursiyerlere Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika takdim ediliyor. Glütensiz ekmek, pasta ve pizza Glütensiz Mutfak Eğitimi kursunun eğitmeni Uzman Diyetisyen Gözde Yılmaz, "Çölyak bir glüten alerjisidir. Glüten alerjisi olan kişiler, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi ürünlerin hiçbirini tüketemezler. Kursumuza çölyak hastası ve glüten intoleransı olan kursiyerlerimiz ile yakınları ve bu alana ilgi duyan bireyler katılıyor. Ürün hazırlarken karabuğday unu veya sorgum unu kullanıyoruz. Glütensiz malzemelerle ekmekten pastaya, kekten pizzaya, kurabiyeden mercimek köftesine sevdikleri yiyecekleri hazırlamayı öğreniyorlar. Glütenli yapılan tüm ürünleri mutfağımızda glütensiz malzeme kullanarak da yapabiliyoruz" dedi. "Sınırlı menü yerine yepyeni tarifler" Bir buçuk yıldır çölyak hastası olan kursiyer Rabia Meryem Yaşar, "Çölyak alerjimi geç öğrendim, herkes kendini bu konuda kontrol ettirmeli. Evde sınırlı ürünler hazırlıyordum ama ATASEM’e gelince kendimi geliştirdim. Yepyeni tarifler öğreniyorum. Mutfakta çok dikkatli ve hijyenik olmamız gerektiğini öğrendim. Çölyaklı bireyler ‘Evde bir şey yapamıyorum, dışarıda çeşit yok’ demek yerine bence ATASEM’e gelmeli" diye konuştu. "Glütensiz beslenme romatizma ağrımı azalttı" Bir yıldır glütensiz beslendiğini söyleyen Derya Karaduman, "ATASEM’in bu kursu açmasına çok sevindim çünkü glütensiz beslenmek kısıtlı imkanlarla olduğu için evde zorlanıyordum. Kursta güzel ve lezzetli tarifler deniyoruz, bana çok şey kattı" dedi. Hatice Merve Demirel ise şunları söyledi; "Bir buçuk yıldır glütensiz besleniyorum. Romatizma hastalığım var. Glütensiz beslenmeye başladıktan sonra ağrılarımın yüzde 70 oranında azaldığını fark ettim. Glütensiz beslenmek bana iyi geldi. Evde kendi imkanlarımla hazır tariflerle ürünler yapıyordum. Dışarıda her yerde glütensiz ürün bulamadığım için arkadaşlarımla buluşmaya giderken bile kendi hazırladığım yiyecekleri yanımda götürüyorum. Kursa ekmek yapmayı öğrenerek başladık, İtalyan ekmeği, bafin, kek hazırladık. Bu kurs bizim için büyük kolaylık oldu." "Çok faydalı bir kurs" Kepez ATASEM kursiyerlerinden Tıp Doktoru Erol İnce, "Günlük hayatta tükettiğimiz yiyecekleri burada glütensiz yapmayı deniyoruz. Deneme-yanılma yöntemiyle yeni tarifler de keşfediyoruz; adeta AR-GE çalışması yapıyoruz diyebilirim. Örneğin glütensiz sarımsaklı ekmek yaptım, lezzetli olunca çok mutlu oldum. Kursumuz çok faydalı ve çok keyifli geçiyor. Glüten alerjisi ve hassasiyeti olan bireyler mutlaka bu kursa katılmalı" dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nden Döşemealtı’na 14 bin metrekarelik park
01 Aralık 2025 Pazartesi - 11:18 Büyükşehir Belediyesi’nden Döşemealtı’na 14 bin metrekarelik park Antalya Büyükşehir Belediyesi, Cittaslow Ağı koordinasyonuyla Sakin Mahalle (Slow Neighborhood) pilot bölgesi olarak belirlenen Döşemealtı ilçesi Yeşilbayır Mahallesi’nde yaklaşık 14 bin metrekarelik bir alana Cittaslow Metropol kriterlerine uygun park yapıyor. Ziyaretçilerine Döşemealtı’nın zenginliklerini sunacak parkta, açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi de bulunuyor. Parkın donatılarının da ekolojik ve çevre ile uyumlu olması da dikkat çekiyor. Peyzaj düzenlemesi yapılan parkın kısa süre sonra hizmete açılması hedefleniyor. Döşemealtı ilçesinin Yeşilbayır Mahallesi’nde yaklaşık 14 bin metrekarelik bir alana Cittaslow Metropol kriterlerine uygun inşa edilen park alanının çizgisel tasarımı planlanırken, Cittaslow (Sakin Şehir) hareketinin simgesi olan ve Döşemealtı ilçesinde birçok kaynak suyunun oluşturduğu Kırkgöz Sulak Alanı’nda endemik su salyangoz türü Theodoxus Altenai’nin kabuk yapısındaki döngüsel oluşumdan esinlenildi. Dört noktadan giriş sağlanabilen parkta, Döşemealtı’na ismini veren Derbent Boğazı’ndaki 2 bin yıl boyunca kullanılan antik döşeme yoluna ithafen, doğal taş görünümlü döngüsel yol tüm parkı dolaşıyor. Buna ek olarak, park içerisindeki kullanım alanlarında engelsiz erişim yolları da bulunuyor. Açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi Park alanında açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi de yer alıyor. Kadınlar Kahvesi, sosyal yaşama katılımı destekleyen ve özellikle kadınlar için topluluk duygusunu güçlendiren önemli bir mekan olarak tasarlandı. Kadınlar Kahvesi, geleneksel kahvehane kültürünü modern bir yaklaşımla yorumlayarak kadınların bir araya gelerek hem günlük hayatın yoğunluğundan uzaklaşmalarını hem de sosyalleşmelerini sağlayan bir buluşma noktası olarak düşünüldü. Döşemealtı halıları sergilenecek Park alanında ayrıca açık sergi alanı da bulunuyor. Bu alanda tarihi Döşemealtı halıları kalın su geçirmez camların altında sergilenecek. Böylece bu değerli kültürel mirasın hem korunması hem de ziyaretçilerin yakından inceleyebilmesi sağlanacak. Bu alanın yanında ve park meydanında yer alan açık amfi ise toplumsal etkinlikler, sanat gösterileri ve kültürel buluşmalar için esnek bir mekan olarak tasarlandı. Böylece park alanı, hem geçmişin izlerini yaşatan hem de modern toplumsal ihtiyaçlara cevap veren bir kamusal alan olarak faaliyet gösterecek. Çevre dostu oyun parkı Parkta yer alacak oyun parkının malzemeleri de doğal ahşaptan imal edildi. Oyun grubu tasarlanırken çocukların bağımsız öğrenme becerilerini destekleyen Montessori yaklaşımı temel alındı. Oyun parkının zemini ise çocuklar için daha az karbon ayak izine sahip, sürdürülebilir, estetik, dayanıklı, sağlıklı ve güvenli bir oyun alanı oluşturulması amacıyla kauçuk malzeme yerine doğal ve çevre dostu zeytin çekirdeği kullanılacak. Bu uygulama sayesinde EPDM kauçuk malzeme kullanımı azaltılarak çevre dostu bir alternatif oluşturulacak.
Akdeniz’de balıkların rekabeti: Kızıldeniz’den gelen balık türleri, yerli balıkları baskıladı
01 Aralık 2025 Pazartesi - 10:50 Akdeniz’de balıkların rekabeti: Kızıldeniz’den gelen balık türleri, yerli balıkları baskıladı Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Konyaaltı Sahili’nde son 25 yılda dikkati çeken bir ekolojik değişim yaşandığını belirterek Kızıldeniz’den geçen türlerin yerli türleri baskılamaya başladığını söyledi. Gökoğlu, dalışlarda ilk karşılaştıkları türlerin Kızıldeniz’den gelen balıklar olduğunu ifade ederek, "Suya girdiğimiz andan itibaren ilk gördüğümüz onlar oluyor" dedi. 2000 yılından bu yana Antalya Sahillerinde araştırma ve eğitim amaçlı dalışlar yapan Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökoğlu, sualtındaki yaşamın değişiklik gösterdiğini kaydetti. Küresel ısınmanın denizlerdeki yaşamı da etkilediğine dikkat çeken Gökoğlu, Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen balık türlerinin, yerli türleri baskıladığını aktardı. Kızıldeniz’den geçen 4 farklı barbun türünün hızla çoğaldığını dile getiren Prof. Dr. Gökoğlu, yerli tekir barbununun gözlemlenmesinin zorlaştığını belirtti. Gökoğlu, "Bu barbun türü geldikten sonra yerli barbunları göremez olduk. Yerlerini işgal etmişler. Sürekli dibi karıştırıyor ve besinleri tüketiyorlar" ifadelerini kullandı. "Domuz balığı, sokar, balon balığı ve diğer türler hızla artıyor" Kızıldeniz’den geçen pek çok türde artış gözlemlediklerini vurgulayan Gökoğlu, domuz balığı, sokar, naylon balığı, balon balığı ve balıkçıların "Gümüş" olarak adlandırdığı türün de popülasyonunu artırdığını kaydetti. "Yerli balıkların yerini Kızıldeniz türleri almaya başladı. Mırmırımız, yerli tekir barbun, Melanur balığımız kaybolmaya başladı. Dalış yaptığımızda balon balıklarının da peşimizden tavuk sürüsü gibi geldiğini görüyoruz. Kızıldeniz’den geçen mağara balıkları da hâkim olmaya başladı. Müthiş bir değişim var Akdeniz’de" diyen Gökoğlu, kıyı popülasyonunun tamamen değiştiğini söyledi. "Çözümü yok, zamanla denge oluşacak" Bu değişimin temel nedenini küresel ısınma ve Kızıldeniz türlerinin hızlı çoğalma kapasitesi olarak değerlendiren Prof. Dr. Gökoğlu, durumun balıkçılık faaliyetlerini olumsuz etkilediğini belirtti. Balon balığının bilinen bir sorun olduğunu hatırlatan Gökoğlu, "Aslan balıkları değerlendirilmeye başlandı. Kardinal gibi tüketilmeyen türler de ekosistemi olumsuz etkiliyor. Çözümü yok, bu sulara giren artık Akdeniz’in balığı oldu. Türler rekabet ediyor ve zamanla denge oluşacaktır ancak şu anda oturmuş değil" dedi.
Erol Bulut: "İstifamla çok fazla şeyin değişeceğini düşünmüyorum"
30 Kasım 2025 Pazar - 20:45 Erol Bulut: "İstifamla çok fazla şeyin değişeceğini düşünmüyorum" Antalyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut, istifasıyla burada çok fazla şeyin değişeceğini düşünmediğini belirterek, şanssız olduklarını söyledi. Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında Antalyaspor evinde karşılaştığı Göztepe’ye 2-1 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Antalyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut, "Aldığımız mağlubiyet bizi çok üzdü. Maçın gidişatına baktığımızda tipik bir beraberlik maçı vardı. Duran toplardan, iki takımda gol bulabilecek bir ortam vardı. Rakibin taç atışlarıyla gol bulmaya çalışacağını biliyorduk. Maç içinde zaten pek pozisyon vermedik. Yaptığımız gereksiz bir faul sonrası yediğimiz birinci gol, ikincisi ise bizim sürekli çalıştığımız kenar ortalarda rakibin tehlikeli olabileceğini söyledik. Nitekim ikinci golü yiyip, biz ikinci golü bulamayınca doğal olarak mağlup olduk. Maçın gidişatına baktığımızda beraberlik maçıydı" diye konuştu. Takımın başına geldiği zaman ilk olarak fiziksel gücünü arttırmayı hedeflediklerini belirten Bulut, "Geldiğimde zaten takımın kötü bir gidişatı vardı. İlk başta takımın daha dirençli olabilmesi için fiziksel gücünü arttırmaya çalıştık. Orada başarılı olduk ama bireysel hataları minimuma indirmede maalesef başarılı olamadık. Defansta her yaptığımız ufak hatada maalesef rakibimiz bizi cezalandırdı. Biz rakibi yakaladığımızda cezalandıramadık. Sonuçta güzel oyunla maçı kazanamıyorsun. Göztepe’nin oynadığı futbol göze hoş gelmeyen bir futbol, defansın arkasına attığı uzun toplarla gol atmaya çalıştılar, bunu da başardılar. Duran toplardan, uzun ortalardan, kenar ortalardan gol bulmaya çalıştılar. Forvetleri kafa toplarında iyi, stoperleri defansta iyi, orta saha da onlara katkı sağlıyor. Nitekim takım şu anda 4. sırada. Biz buna aynı şekilde karşılık vermeye çalıştık. İlk yarı başarılı olduk, ikinci yarıda istediğimiz başarıyı göstermedik. İki pozisyonda yediğimiz 2 golle maçı kaybettik" ifadelerini kullandı. "Hiç taraftara yönelik oyuncu değiştirmedim" Her zaman sahadaki futbolcularının arkasında olduğunun altını çizen Erol Bulut, "Ben bugüne kadar teknik direktörlük görevimde hiç taraftara yönelik oyuncu değiştirmedim. Belki bugün o şekilde denk gelmiştir ama ben taraftarın isteğiyle hiçbir zaman oyuncu değiştirmedim. Onlar belki maçta futbolcuyu sahada görmek ister. Her zaman futbolcumun arkasındayım. Giren futbolcular kötü oynayabilir, hata yapabilir, bunun sorumluluğu bende. Taraftarın istediği oyuncu da oyuna girip hata yapabilir. Dediğim gibi ben taraftarın isteğine göre oyuncu değiştirmedim, hiçbir zaman da değiştirmeyeceğim. Ekibimle istişare ederek hangi değişiklik doğru ise o değişikliğe giderim" şeklinde konuştu. "İstifamla şu an burada çok fazla şeyin değişeceğini düşünmüyorum" Taraftarın istifa çağrısına da değinen Bulut, "İstifa konusunda bazı şeyler iyi gitmediğinde taraftar mutsuzluğunu dile getiriyor. Genelde hocalar faturasını ödüyorlar. İçindeki durumu bildikleri halde onlar 6-7 haftadır neler olduğunu iyi biliyorlar. Onları biraz daha konuşmaları gerektiğini düşünüyorum, bana istifa çağrısı yapmaktansa. Benim istifamla şu an burada çok fazla şeyin değişeceğini düşünmüyorum. Şanssızlıklar biraz Antalyaspor tarafında, Konya’da direkten dönen topumuz gol olmuş olsa galip olacaktık. Şansızlıklar bizden tarafta. Bazı pozisyonlarda yetersizliğimiz var. Defansta bir yoğunluk var, hücuma katkıda bir yoğunluk var. Merkezde bir sakatlıkta sorun yaşıyoruz. Taraftar baskısıyla iç sahada kazanmak zorundayız ama deplasmanda takım biraz daha rahat oynuyor. Tabii ki iç sahada taraftarımızın önünde galibiyetle sonuçlanmasını isteriz. Kazanabileceğimiz, kaybetmememiz gereken bir maçtı. Hatalarımız rakip tarafından cezalandırıldı ama biz bunu başaramadık. En büyük sorunumuz o" diyerek sözlerini tamamladı.
Stanimir Stoilov: "Galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum"
30 Kasım 2025 Pazar - 20:42 Stanimir Stoilov: "Galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum" Göztepe Teknik Direktörü Stanimir Stoilov, Antalyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, "Galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum" dedi. Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında Göztepe, deplasmanda Antalyaspor’u 2-1 mağlup tti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Göztepe Teknik Direktörü Stanimir Stoilov, açıklamalarda bulundu. Stoilov, "Bizim adımıza çok önemli bir 3 puan aldığımızı düşünüyorum. İlk 65 dakikaya baktığımızda deplasmanda en iyi oyunumuzu oynadığımızı söyleyebilirim. Özellikle ilk yarı ve ikinci yarının ortasına kadar gerçekten çok iyiydik ve bugün maçta 2 takım da duran toplardan goller buldu. Bu aslında bizim adımıza önemli bir örnek teşkil ediyor. Savunma anlamında normalde duran toplarda iyiyiz ama bugün maalesef gol yedik. Bunun tekrarlanmaması gerekiyor" diye konuştu. "Galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum" Antalyaspor’un maçı çevirmek için elinden gelen gayreti gösterdiğini belirten Stoilov, "Aynı zamanda duran toplardan gol atmaya da devam etmeliyiz. Son bölümde kontrataklar yakaladık ama orada yine bunları değerlendiremedik. Antalya da maçı çevirmek için elimden geleni yaptı, iyi bir takım ama bugün maçın geleneğine baktığımızda galibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum. Aynı zamanda şunu da belirtmek istiyorum, burası gerçekten çok güzel bir stadyum ama saha gerçekten çok kötüydü. Bu saha Süper Lig seviyesinde bir saha değil ve 2 takımın adına da sakatlıklara neden olabilecek büyük sıkıntılara neden olabilecek bir saha maalesef" ifadelerini kullandı.
Trendyol Süper Lig: Antalyaspor: 1 - Göztepe: 2 (Maç sonucu)
30 Kasım 2025 Pazar - 19:20 Trendyol Süper Lig: Antalyaspor: 1 - Göztepe: 2 (Maç sonucu) Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında Antalyaspor, konuk ettiği Göztepe’ye 2-1 mağlup oldu. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48 dakikada kaleyi sağ çaprazdan gören noktada kazanılan serbest vuruşu kullanan Efkan Bekiroğlu’nun ortasında Taha Altıkardeş’in kafa vuruşuyla top ağlara gitti. 1-1 52. dakikada Göztepe, sol kanattan Cherni’nin ceza sahasına ortasında Juan, penaltı noktasına yakın noktadan yaptığı kafa vuruşunda top filelere gitti. 2-1 Stat: Corendon Airlines Hakemler: Adnan Deniz Kayatepe, Murat Tuğberk Curbay, Esat Sancaktar Antalyaspor: Abdullah Yiğiter, Samet Karakoç, Kenneth Paal (Van de Streek dk. 86), Hüseyin Türkmen, Ramzı Safuri (Lautaro Giannetti dk. 56), Abdulkadir Ömür (Engin Poyraz Efe Yıldırım dk. 56), Jesper Ceesay, Nikola Storm (Dario Saric dk. 71), Yohan Boli, Veysel Sarı Yedekler: Kağan Arıcan, Bahadır Öztürk, , Bachir Gueye, Ensar Buğra Tivsiz, Doğukan Sinik, Ege İzmirli, Teknik Direktör: Erol Bulut Göztepe: Mateus Lis, Arda Okan Kurtulan (Ogün Bayrak dk 90+3), Taha Altıkardeş, Heliton, Efkan Bekiroğlu (Junior Olaitan dk. 75), Amin Cherni (İsmail Köybaşı dk. 90+3), Novatus Miroshi, Malcom Bokele, Anyhony Dennis (Ahmet Ildız dk. 90+2), Janderson, Juan (Allan Godoi dk. 89) Yedekler: Ekrem Kılınçarslan, Rhaldney, Teixeira, Bouajila Teknik Direktör: Stanimir Stoilov Goller: Veysel Sarı (dk. 40) (Antalyaspor), Taha Altıkardeş (dk. 48), Juan(dk. 52) (Göztepe) Sarı kartlar: Heliton, Janderson(Göztepe)
Trendyol Süper Lig: Antalyaspor: 1 - Göztepe: 0 (İlk yarı)
30 Kasım 2025 Pazar - 18:13 Trendyol Süper Lig: Antalyaspor: 1 - Göztepe: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında Antalyaspor, Göztepe’yi konuk ediyor. Karşılaşmanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 1-0’lık üstünlüğüyle sonuçlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 4. dakikada sol kanattan Abdulkadir Ömür’ün pasında ceza sahası çaprazında topla buluşan Mady Boli’nin vuruşunda kaleci Heliton meşin yuvarlağı kornere çeldi. 25. dakikada sağ kanattan Efkan Bekiroğlu’nun kullandığı köşe atışında Heliton’un kafa vuruşunda top üstten auta çıktı. 39. dakikada ceza sahası sol çaprazdan Safuri’nin kullandığı serbest vuruşta top üst direkten oyun alanına geri döndü. 40. dakikada sağ kanattan Safuri’nin kullandığı serbest vuruşta, penaltı noktası yakınında iyi yükselen Veysel Sarı’nın kafayla topu ağlara gönderdi. 1-0 Stat: Corendon Airlines Hakemler: Adnan Deniz Kayatepe, Murat Tuğberk Curbay, Esat Sancaktar Antalyaspor: Abdullah Yiğiter, Samet Karakoç, Kenneth Paal, Hüseyin Türkmen, Ramzı Safuri, Abdulkadir Ömür, Jesper Ceesay, Nikola Storm, Yohan Boli, Veysel Sarı Yedekler: Kağan Arıcan, Bahadır Öztürk, Van de Streek, Bachir Gueye, Ensar Buğra Tivsiz, Lautaro Giannetti, Doğukan Sinik, Dario Saric, Ege İzmirli, Engin Poyraz Efe Yıldırım Teknik Direktör: Erol Bulut Göztepe: Mateus Lis, Arda Okan Kurtulan, Taha Altıkardeş, Heliton, Juan, Efkan Bekiroğlu, Amin Cherni, Novatus Miroshi, Malcom Bokele, Anyhony Dennis, Janderson Yedekler: Ekrem Kılınçarslan, Allan Godoi, Rhaldney, Ahmet Ildız, Junior Olaitan, İsmail Köybaşı, Teixeira, Bouajila, Ogün Bayrak Teknik Direktör: Stanimır Stoilov Gol: Veysel Sarı (dk. 40) (Antalyaspor)