Yerel Haberler
Bartın
Öğrenciler savcıyı sorguya çekti 25 Aralık 2025 Perşembe - 12:08:23 Bartın’da kariyer günleri çerçevesinde İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile buluşan Cumhuriyet Savcısı Doç. Dr. Fatih Ulaşan, savcılık mesleğini anlatarak, okul döneminden hatıralarını da paylaştı. İki eliyle de aynı anda yazarak not alabilme yeteneği bulunan Savcı Ulaşan, öğrencilerin ’’mafya ile karşı karşıya kaldınız mı, arkası kuvvetli şüpheliyle karşılaştınız mı, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz?’’ sorularına da samimiyetle cevap verdi. Bartın’ın Ulus ilçesinde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Fatih Ulaşan, kariyer günleri etkinlikleri kapsamında Şehit Mustafa Kemal Açıkgöz Anadolu İmam Hatip lisesinde öğrencilerle buluştu. Seminerde öğrencilik dönemlerini anlatan Savcı Fatih Ulaşan, öğrencilere başarılı olmak için istikrarlı ve yoğun bir çalışma temposuna girmeleri gerektiğini kaydetti. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Fatih Ulaşan, ’’Ben çok özel ders almadım. Bana göre liseler yeterliydi. En az günde 6-7 saat okuldan sonra ders çalışıyordum. Geleceğe hazırlık için de önemli. Hukuk fakültesine girdikten sonra da çalışmak zorundasınız. Üniversitede çalışma temponuzu devam ettirebilmeniz daha kolay olur. O ritmi yakalamanızda yardımcı olur’’ dedi Savcı ve hakim olmak isteyenlere hukuk fakültesi ve branşlaşma konularında da bilgiler veren Doç. Dr. Ulaşan, ’’Hukuk Fakültesi sadece ceza ile alakalı değildir. Hayatı tanımanızı da sağlar. Belli bir problemi çözmek için sadece hukuk kitaplarıyla yorum yapamazsınız. Başka branşlardan da destek almalısınız. Kamu yönetimi, siyaset, ekonomi hatta psikoloji dersleri vardır. Onlardan bir bütün olarak destek alıp hukuku daha çok özümseyebilirsiniz. Kendinizi geliştirmek için Hukuk Fakültesi iyidir. Ama ondan sonra avukat mı olursunuz, hakim savcı mı olursunuz, yoksa başka bir iş mi yaparsınız onu bilemiyorum. Tabii Hukuk Fakültesi mezunu olduğunuzda benim bildiğim kadarı birden çok mesleğe girebilir, sınavlarına katılabilirsiniz. Size geniş bir imkan sunar. Hukuk Fakültesi’nde bütün dersleri almalısınız. Bütün derslerde yetkin duruma geldiğinizde branşlaşma olur. Hakim ve savcılığa girdiğinizde branşlaşma olur. Mesela biz savcı olarak hukuku çok bilmek zorundayız. Zaten ilgimiz de o değil. Biz cezaya bakarız. Onun için ceza durumu bizim için daha önemlidir’’ ifadelerini kullandı. ’’Adalet Bakanlığı’nda branlaşma, düşünülen bir konu’’ Savcı Fatih Ulaşan, soru üzerine Adalet Bakanlığı’nda pilot uygulamalarla branşlaşma başladığını da belirterek, ’’Adalet Bakanlığı’nda branşlaşma ileride düşünülen bir konu. İlerde yapılacağını, hatta yapıldığına yönelik örnekleri var ama ileride daha detaylı şekilde uygulanacağını düşünüyorum’’ şeklinde konuştu. ’’Bu mesleğin manevi sorumluluğu gücünden daha fazla’’ Geçici bir hevesle hakim ve savcı olmak isteyen öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Savcı Ulaşan, ’’Bu mesleğe geçici bir hevesle girmeyin. Hayli zamanınızı alır. Hukuk Fakültesi, hakim savcı hazırlık. Bu süreç 7-10 yıl bir zamanınızı alır. Ondan sonra ‘bu mesleği sevmedim, bana göre değil’ derseniz, hayatınızı en güzel dönemleri heba olabilir. Bu mesleği seçerken dikkat edin. Bu mesleğin manevi sorumluluğu, gücünden daha fazladır. Bizim gücümüz olabilir ama zannetmeyin ki, her zaman bu gücümüzü kullanıyoruz. Gücü adaletli bir şekilde kullanmakla hükümlüyüz. Çünkü karar verirken, hem manevi sorumluluklarımız var, hem de bizi denetleyen kurumlar vardır. Hiçbir zaman hakim savcı, tek güç olmaz. Karar vermede hakim ve savcı gerekir ama adaletli karar verdiğimiz takdirde, bu mesleğe devam edebiliriz. Bu mesleği seçerken, gücün dışında manevi sorumluluğu hesaba katarak girerseniz, sizin geleceğiniz için daha hayırlı olacağını düşünüyorum’’ ifadelerine yer verdi. Ulaşan, soru üzerine ise kendisini savcı olmaya iten faktörleri şöyle anlattı: ’’Çocukluk dönemimde de okumayı severdim. O yüzden Hukuk Fakültesi’ni seçtim. Ben daha fazla dışarıdayım. Olay olur, bir durum olur, kolluğu denetleme olur, suç olur. Genel olarak biz savcılar dışarıdayızdır. Hem dosyalara bakarız, hem de dışarıdayızdır. Hakimliğin tarafı daha çok dosya olduğu için bana da daha monoton geldiği için ben savcılığı tercih etmiştim.’’ İki eliyle de aynı anda yazabiliyor Savcı Ulaşan bir öğrencinin ’’İki elinizle de aynı anda not alabiliyormuşsunuz, bunu nasıl başardınız?" sorusuna ise ’’Yetenek diyelim. Öğrencilik döneminde gelişen bir yetenek. Daha hızlı yazabiliyorum. Benim yazım, çok iyi değildir. Not almam ya da aklımda tutmam gerektiğinde yazıya dökme çabam çift elle yazma yeteneğimin gelişmesinde bana yardımcı olmuştur’’ dedi. ’’Ölülerle psikolojik bağ kurmayız’’ Fatih Ulaşan başka bir öğrencinin, ’’Olay yerinde inceleme yapıyorsunuz, ölülerle duygusal bağ kuruyor musunuz, olaydan etkileniyor musunuz?’’ sorusuna, ’’Biz daha çok soruşturmayı, bundan sonrasının ne olacağını düşündüğümüz için ölülerle çok psikolojik bağ kurmayız. Mesela bir kaza olduğunu düşünürsek, hep şüpheliye ne yapacağımızı düşünürüz. Hep kafamız ordadır. Yani suçlu mudur, değil midir. Gözaltına alma, tutuklamaya sevk etme gibi yetkilerimiz olduğu için olayın sonrasını düşünürüz. Bu nedenle , ölüm mahallinden yada otopsi durumlarından etkilenmeyiz. Tabii etkilenecek olanlar, hassas olanlar varsa en azından savcılığı seçmesinler. Bunlar için hakimlik daha iyi olabilir. Çok daha az ölülerle muhatap olursunuz. Hakim ve savcılık mesleği, çok büyük, sorumluluk gerektiren meslektir. Manevi sorumluluğu çok daha ağırdır. Girdiğiniz zaman zaten oraya girmek için belli bir zaman harcamışsınızdır’’ ifadelerini kullandı. ’’Devletten büyük bir güç mü var’’ Savcı Ulaşan, ’’Arkası kuvvetli suçlu ya da şüphelilerle karşı karşıya kaldınız mı?’’ şeklindeki soruya ise, ’’Türkiye’de devlet var. Bartın’da devlet var. Devletten başka büyük bir güç mü var? Bizler de bu devletin savcılarıyız’’ ifadelerini kullandı. ’’Mafya ile karşılaşmadım’’ Bir başka öğrencinin, ’’Mafya babaları ile karşılaştınız mı, korktunuz mu?’’ sorusuna Ulaşan, ’’Mafya ile karşılaşmadım ama bize fark etmez. Bu mesleği seçerken her şeyi göze almıştık’’ dedi. ’’Yanlış kararın bir cezası vardır’’ Fatih Ulaşan, yanlış kararlarda sorumluluk kimin üzerinde olduğu yönündeki soruya ise, ’’Genelde sorumluluk hakimin üzerindedir. Ama sorumluluk kısmen, benim yani biz savcıların da üzerindedir. Kararı veren hakimdir. Hepimizin üzerinde belli bir sorumluk vardır. Karar verenler, iddia makamları. Ama birden çok itiraz ve temyiz makamları da vardır. Bunlar kullanılır. Yanlış kararın bir cezası vardır. Her meslekte olduğu gibi, hatanın derecesine bakılır. Nasıl bir hata yaptın, hangi şartlarda yaptın. Bunlara bakılır’’ şeklinde konuştu. Ulaşan, ’’Savcılık dışında ise hangi mesleği seçerdin’’ yönündeki soru üzerine ise, ’’Savcı olmasam ya Hukuk Fakültesi’nde akademisyen olmak isterdim ya da Dışişlerinde görev yapmak isterdim. Dışişleri bana daha yakındı’’ dedi. Seminerin ardından Okul Müdürü Hulusi Dökmeci ve öğrenciler, savcı Fatih Ulaşan’a teşekkür etti.
23 Aralık 2025 Salı - 12:48 Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta şoke eden araştırma Bartın’da gerçekleştirilen bilim kafe etkinliğinde konuşan BARÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu, antibiyotiklerin her geçen gün artan kullanımı nedeniyle etkisinin azaldığın ifade ederek, Kızılırmak Nehri’nden alınan su örneklerinde ise antibiyotik direnç genlerinin farklı türlere aktarıldığı tespit edildi. Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişimi Ofisi koordinasyonunda akademik çalışmaları ve bilimsel konuları toplumla etkili, anlaşılır ve erişilebilir bir şekilde buluşturmayı hedefleyen "Bilim Kafe" etkinlikleri kapsamında bir program gerçekleştirildi. BARÜ Bilim İletişimi Ofisi tarafından düzenlenen "Hastalıklarda Antibiyotiklerin Etkisiz Kaldığı Bir Dünyaya Ne Kadar Hazırız?" başlıklı söyleşide antibiyotik direncine yönelik yürütülen güncel çalışmalar uluslararası bir bakış açısıyla ele alındı. Türkçe ve İngilizce gerçekleşen sunumlarda, antibiyotik kullanımı, bakteriyel direnç, antibiyotik gen aktarımı, bekleyen tehlikeler ve antibiyotik tehdidinin ortadan kaldırılması gibi konularda yapılması gerekenler anlatıldı. ’’Antibiyotik direnci küresel krizdir’’ Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşide Londra Kingston Üniversitesinden Prof. Dr. Mouhamad Khoder, BARÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu ile BARÜ Merkezî Araştırma Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Cem Burak Yıldız konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliğin açılışında konuşan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, antibiyotik direncinin günümüzde küresel bir sağlık tehdidi hâline geldiğini vurgulayarak ’’Antibiyotikler, basit bir enfeksiyonun ölümcül olduğu dönemleri geride bırakmamızı sağlamış, modern tıbbın temel taşlarından biri olmuştur. Ancak günümüzde Dünya Sağlık Örgütünün de vurguladığı gibi antibiyotik direnci, bir sağlık sorunu olmasının yanı sıra farklı boyutları olan küresel bir krizdir. Bu konuda farkındalığın artırılması için üniversitelere ve bilim insanlarına büyük sorumluluk düşmektedir" dedi. BARÜ Merkezî Araştırma Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Yıldız, söyleşide antibiyotiklerin atık sularda bulunması ve bakterilerin bu maddelere karşı direnç kazanmasının oluşturabilecek problemlere değinileceğini aktardı. ’’Hayvan çiftliklerinde çok yüksek dozda kullanılıyor’’ Türkiye’nin antibiyotik tüketiminde OECD ülkeleri arasında en üst sıralarda olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nakipoğlu, Türkiye’deki antibiyotik kullanımın en yaygın olduğu yerlerin ise hayvan çiftlikleri olduğunu kaydetti. Nakipoğlu, "Antimikrobiyal direnç mikroorganizmaların üzerine etki edecek şekilde tasarlanmış ilaçlara karşı direnç geliştirme olgusudur. Dolayısıyla 20-30 yıl önce belli bir dozda kullanılan antibiyotikler, bugün veya yakın bir gelecekte aynı dozda etki etmeyecektir. Akut bir şekilde ortaya çıkan dirençli bakteriler, insanların hastaneye yatış sürelerini uzattığı gibi hatta ölüme varan sonuçlara yol açabilir. Antibiyotikler özellikle hayvan çiftliklerinde kapalı ortamlarda yetiştirilme süreçlerinde çok yüksek dozlarda kullanılıyor. Evlerimizde, hastanelerimizde kullandığımız antibiyotikten daha fazlasını hayvan çiftliklerinde kullanıyoruz. İster büyükbaş, ister küçükbaş olsun, isterse kanatlı hayvan yetiştirilen tesislerde olsun. Bu kapalı ortamlarda yetiştirilme süreçlerinde çok yüksek dozlarda antibiyotik tüketiliyor’’ dedi. Su kaynaklarını tehdit ediyor Bakteriyel direncin yayılması konusunda uyarılarına devam eden Dr. Öğretim Üyesi Nakipoğlu, ‘’Antibiyotikler tamamen sindirilmeden dışarı atıldığı için bunlar yüzey sularında zamanla birikiyor. Burada dikkat çekilmesi gereken atık su arıtma tesisleri. Atık su arıtma tesislerinin yeterliliği kritik bir öneme sahip. Antibiyotik direnç genlerinin aktarımın türler arasında gerçekleştiğini tespit ettik. Özellikle Kızılırmak üzerinde bir çalışmamız olmuştu. Oradan aldığımız su örneklerinden izole ettiğimiz bakterilerde, bu direnç genlerinin türler arasında da aktarıldığını tespit etmiştik’’ şeklinde konuştu. Mustafa Nakipoğlu, gerçekleştirdiği sunumda Ekonomik İşbirliği Ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nin değerlendirmede yeterli önlemlerin alınmaması durumunda Türkiye’de tüm enfeksiyonlar içerisinde dirençli enfeksiyonların oranın 2035 yılında yüzde 40 oranına çıkarak, tüm ülkeler arasında Türkiye’nin Hindistan’dan sonra ikinci sıraya yerleşeceğinin tahmin edildiğini de ifade etti. Atık sular antibiyotikten arındırılacak Ülke genelinde yapılan antibiyotik farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiğini de hatırlatan Dr. Nakipoğlu, Bartın Üniversitesi ile İngiltere’deki Kingston Üniversitesi’nin sularda biriken antibiyotik kalıntılarının önüne geçebilmek amacıyla çalışma yürütüldüğünü de aktardı. Nakipoğlu, ‘’Projede antibiyotik kalıntılarının yüzey sularında birikmesinin önüne geçmek için özel antibiyotik giderim sistemleri geliştirmek istiyoruz. Böylece Londra Kingston Üniversitesi iş birliğiyle hem sağlık hem çevre odaklı bir yaklaşım ortaya koyuyoruz" diye konuştu. Londra Kingston Üniversitesinden Prof. Dr. Mouhamad Khoder ise su ortamındaki antibiyotik kalıntılarını gidermeyi hedefleyen "Antibiyotiklerin Biyolojik ve Çevresel Ortamlardan Uzaklaştırılması Yoluyla Antimikrobiyal Direncin Ele Alınması" başlıklı proje hakkındaki sunumunda yürütülen çalışmaları kapsamlı bir şekilde anlattı.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 15:51 BARÜ, 9 farklı göstergede Türkiye’nin en başarılı üniversiteleri arasında Bartın Üniversitesi (BARÜ) Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"e göre 9 farklı göstergede ilk 20’de yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 67 farklı gösterge doğrultusunda Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizlerin yer aldığı "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Üniversitelere yönelik en kapsamlı değerlendirmelerden biri olan rapora göre Bartın Üniversitesi (BARÜ) kalite, erişilebilirlik ve uluslararası sıralamalardaki yükselişiyle farklı göstergelerde Türkiye’de ilk 20 üniversite arasında yer almayı başardı. YÖK raporu, üniversiteleri "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" olmak üzere 5 ana kategori altında değerlendirip üniversitelerin yükseköğretime yaptıkları katkı ve sağladıkları gelişmeye göre hazırlandı. BARÜ, her gösterge için ilk 20’de yer alan üniversitelerin açıklandığı raporda 9 göstergede 201 üniversite arasından Türkiye’nin en iyileri arasına girdi. BARÜ, engelsiz üniversite çalışmalarıyla 2 göstergede ilk 5’te BARÜ engelsiz üniversite olma yolundaki çalışmalarıyla sahip olduğu 40 erişilebilirlik bayrak ve nişanlarıyla ise engelsiz bayrak ödül sayısının en yüksek olduğu üniversiteler arasında ilk 5’te yer aldı. BARÜ, erişilebilir bilgi kaynaklarına yönelik kütüphanelerde sesli kitap ve engelli dostu kaynak sayısına göre hazırlanan listede ise 1 milyonu aşan kaynağıyla 5’inci oldu. BARÜ, "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın" alanlarında üst sıralarda BARÜ, ders işleyişinden memnuniyet yüzdesinin en yüksek olduğu üniversiteler arasında 7’nci, öğretim üyelerinden memnuniyet yüzdesinin en yüksek olduğu üniversiteler arasında 13’üncü, TÜBİTAK BİDEB kapsamında en fazla destek alan üniversiteler arasında 8’inci oldu. Öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri göstergesinde ise BARÜ, 214 projesiyle 12’nci sıraya yerleşti. Son olarak kariyer merkezinin gerçekleştirdiği faaliyet sayısında da BARÜ, istikrarlı gelişimini bir kez daha ortaya koydu. Uluslararası sıralamalarda başarısıyla adından söz ettiren BARÜ Times Higher Education (THE) Dünya Sıralaması’nda en başarılı Türk üniversiteleri arasında 13’üncü, UI GreenMetric Yeşil Üniversite Sıralaması’nda en iyi sıralamaya sahip üniversiteler arasında 13’üncü, THE Etki Sıralamaları kapsamındaki iklim eylemi kategorisindeki üniversiteler göstergesindeyse 18’inci oldu. "Yükseköğretim hedeflerine katkı sunmayı sürdüreceğiz" Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Yükseköğretim Kurulumuz (YÖK) tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan ‘Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025’te birçok alanda Türkiye’nin en başarılı üniversiteleri arasında yer almamız bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Eğitim-öğretimden araştırma-geliştirmeye, uluslararasılaşmadan erişilebilirliğe kadar farklı göstergelerde elde edilen bu başarı, sürdürülebilir gelişim anlayışımızın bir sonucudur. Bu süreçte üniversitelerimize sunduğu desteklerden dolayı YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar ve YÖK üyelerimize teşekkür ediyorum. Bartın Üniversitesi olarak ülkemizin gelecek vizyonu doğrultusunda hazırlanan yükseköğretim hedeflerine katkı sunmaya devam edeceğiz" dedi.
Motosiklet kaskı çalan şahısların o anları kamerada
14 Mayıs 2025 Çarşamba - 09:14 Motosiklet kaskı çalan şahısların o anları kamerada Bartın’da bir kafe önüne park edilen motosikletin direksiyonuna asılı 2 kaskın çalınma anları kameralara yansıdı. Şahıslar ise polisin yürüttüğü titiz çalışma ile yakalandı. Edinilen bilgiye göre Tersane Caddesi Yalı mevkiisinde bulunan bir kafeye giden 2 arkadaş, motosikleti ise kafenin karşısında bulunan alana park etti. Gece kafeden çıkan arkadaşlar motosiklete döndüklerinde biri 3 bin TL, diğeri 2 bin TL olan iki kaskın da yerinde olmadığını fark etti. Şahısların ihbarı üzerine bölgede inceleme yapan Asayiş Şubesi Hırsızlık bürosu ekipleri, yaptığı incelemelerin ardından çevredeki güvenlik kamera görüntülerini inceledi. Saniye saniye güvenlik kameralarına yansıdı Yaşanan hırsızlık anı ise saniye saniye güvenlik kameralarına yansıdı. Çevredeki iş yerlerinin kamerasına yansıyan görüntülerde, park alanında bekleyen motosikletli kişiler, bir başka motosikletin yanlarına park ederek üzerindekilerin kafeye gitmesinin ardından harekete geçtikleri görüldü. Yaşananların saniye saniye yansıdığı görüntülerde, harekete geçen şahısların bir süre etrafı gözlemeleri, kendilerini gören olmadığına kanaat getirmelerinin ardından ise kaskları almaları ve hızla motosiklet ile bölgeden uzaklaşmaları yer aldı. Kısa sürede yakalandılar Şahısların eşkalini belirleyen ekipler, yürüttükleri titiz çalışma ile kısa sürede zanlıların kimliklerine de ulaştı. kaskları çalanların A.K ve A.A olduğu belirleyen polisler, 2 şahsıda yakaladı. Ekipler şahıslarla birlikte çalınan kaskları da ele geçirdi. Bulunan kaskların sahiplerine teslim edileceği belirtildi.
Bartın’da 8 saatte 174 kişi kan bağışında bulundu
12 Mayıs 2025 Pazartesi - 19:38 Bartın’da 8 saatte 174 kişi kan bağışında bulundu Bartın’da "Damar yolundan hayat yoluna: Birbirimize candan bağlıyız" sloganıyla kan bağışı dazenlendi. Kampanyanın ilk gününde 8 saat içerisinde 174 kiş kan bağışında bulundu. Bartın Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan çadırda kan bağış kampanyası başlatıldı. 12-17 Mayıs tarihleri arasında saat 10.30 ile 19.00 arasında gerçekleştirilen kampanyanın açılış programına Bartın Valisi Nurtaç, AK Parti Bartın Milletvekili Yusu Ziya Aldatmaz, Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, askeri erkan, polis müdürleri, kurum amir ve müdürleri katıldı. Vali Arslan, yaptığı konuşmada vatandaşları bu yıl 6.’sı düzenlenen kan bağışı kampanyasına katılmaya davet ederek, "Bugün ilimizde 6.’sını düzenlediğimiz ’Damar yolundan hayat yoluna: Birbirimize candan bağlıyız’ kan bağışı kampanyasını başlattık. 12-17 Mayıs tarihleri arasında sabah 10.30 ve akşam 19.00 arasında gerçekleştirilecek. Herkesi kan vermeye bekliyoruz. Kan vermek bir ülke için önemlidir ama bizim için çok daha kıymetli. Bir hayat kurtarmak hepimiz için büyük önem arz ediyor. Kan veren insan hayat kurtarmakla kalmıyor, kendi sağlığı için ne kadar faydalı olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bartın’ımızın ne kadar duyarlı olduğunu biliyoruz. Bu hafta boyunca yürüteceğimiz kampanyaya candan destek bekliyoruz" dedi. Bazı kurum amir ve müdürlerinin de kan bağışında bulunduğu kampanyada 8 saat içerisinde 184 ünite kan toplandı. 223 kişinin kan bağış kampanyası için başvuruda bulunduğu fakat 48 kişinin ilaç kullanması, diyabet hastası olması gibi çeşitli nedenlerle kan veremediği öğrenildi.
Sahte polis vurgununda 5 tutuklama
11 Mayıs 2025 Pazar - 01:44 Sahte polis vurgununda 5 tutuklama Kendisini polis olarak tanıtan çeteye yönelik İstanbul ve Yalova’da yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 6 kişiden 5’i tutuklandı. Bartın’da yaşayan A.S. isimli şahıs, kendisini polis olarak tanıtan şahısların kendisini 3 milyon TL tutarında dolandırdığı yönündeki şikayetin ardından Bartın Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’ne bağlı Dolandırıcılık Bürosu polisleri İstanbul ve Yalova’daki 9 adresi iş zamanlı operasyon düzenlemiş ve operasyonlarda K.O, A.G, A.S, H.Y, M.S, M.Ç.B gözaltına alınmıştı. Bartın’a getirilen zanlılar, emniyetteki işlemler ve hastanedeki sağlık raporundan sonra ise Bartın Adliyesi’ne götürülmüştü. Zanlılar savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk idildi. Şahıslardan A.S.,K.O., A.G.,H.Y. ve M.S., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gözaltındaki M.B ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle gerçekleştirilen operasyon öncesinde ise dolandırıcılık bürosu ekiplerinin sante polislerin her adımını takip ettiği öğrenildi. Şüpheli şahısların banka hesap hareketlerini inceleyerek analiz eden polisler toplamda 500 saatlik güvenlik kamera kayıtlarını izleyerek, inceledi. Şüphelilerinden M.S’nin İstanbul’dan Bartın il merkezine 4 araç değiştirerek geldiği, şahsın tanınmamak amacı ile farklı bölgelerde 3 kez kıyafet değişikliği yaptığını belirlendi. Şüphelilerden M.S’nin mağdur A.S’ye ait paradan 1 buçuk milyon TL’lik kısmını elden teslim aldığı anlara ait güvenlik kamera görüntülerine de ulaşan ekipler, evlerde yapılan aramalarda da nitelikli dolandırıcılık olayında kullanıldığı değerlendirilen muhtelif banka kartları ve çok sayıda dijital materyal ele geçirmişti.
Engelli Deha’nın en mutlu günü
10 Mayıs 2025 Cumartesi - 15:42 Engelli Deha’nın en mutlu günü Bartın’da gerçekleştirilen engeliler haftası etkinliklerine katılan otizmli Deha Kartal büyük mutluluk yaşadı. Merkez Komutanı Bilgi’nin omzuna elini atarak yürüyen Deha, polis telsizi ile anons yaparak trafik aracıyla tur attı. Türkiye’de 10-16 Aralık’ta kutlanan Engelliler Haftası nedeniyle Bartın’da etkinlik düzenlendi. Bartın Belediyesi Sosyal Tesisleri önünde toplanan engelliler, il protokolü ile birlikte Cumhuriyet meydanına kadar yürüdü. Kimi engelli tekerlekli, akülü sandalye ile kimileri ise koltuk değnekleri ile yürüdü. Yürüyüşe katılan otizmli Deha Kartal da, Merkez Komutanı Dz. P. Kd. Alb. Erdal Bilgi ile birlikte yürüdü. "Komutanım" diye hitap ettiği albay Bilgi’nin omzuna elini atan Deha Kartal, bir süre bu şekilde yürüdü. Kartal, Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen çelenk bırakma, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından ise alanda görev yapan ve çok sevdiği polislerin yanına gitti. Telsiz ile anons etmek ve polis aracıyla devriye atmak isteyen Deha’nın bu talebi polisler tarafından geri çevrilmedi. Polislerin telsizi ile haber merkezini anons eden Deha, meydanda basın açıklamasının yapıldığını ifade ederek, bölgeye ekip istedi. Kartal, sonraki anonsunda ise Engelliler Gününü kutladı. Deha ve engelli bir arkadaşı, Şehir İçi Trafik Şubesi ekipleri tarafından, resmi araçla şehir turuna çıkarıldı. Deha Kartal, polis aracına biner binmez ise içerideki megafonu alarak, hatalı park eden araçların plakalarını anons etti. Etkinlik ise yapılan konuşma ve çekilen hatıra fotoğrafının ardından sona erdi.