Yerel Haberler
Bitlis
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:06 Vali Karakaya, 2025 yılında Bitlis’te yaşanan asayiş olaylarını değerlendirildi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, 2025 yılında il genelinde meydana gelen asayiş olaylarını değerlendirdi. Valilik toplantı salonundaki toplantıda konuşan Vali Karakaya, rakamlarla gerçekleştirilen operasyonları ve yakalamaları açıkladı. "Bizler göreve başladığımız ilk günden itibaren Bitlisli hemşerilerimize en iyi şekilde hizmet etmek için arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diyen Vali Karakaya Türkiye’nin ve Bitlis’in huzuru ve güveni için 7 gün 24 saat hesabıyla çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi. İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı emrinde olmak üzere yaklaşık 9 bin personelle Bitlislilerin ve şehre gelen misafirlerin huzur ve güvenliği için çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Vali Ahmet Karakaya, açıklamasında şunları söyledi. "Güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla bitme noktasına gelen terör örgütleri ile mücadele ilimizde de devam etmektedir. 1 Ocak’tan bugüne kadar Jandarma ve Emniyet birimlerimizin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği 3 bin 294 kırsal, 34 şehir operasyonunda 67 şahıs gözaltına alınmış, gözaltına alınan bu şahıslardan 14’ü tutuklanmış, 24 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Organize suçlarla ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde yürütülen kararlı ve titiz çalışmalar neticesinde 6 Operasyon başarıyla gerçekleştirilmiş, 4 organize suç örgütü çökertilerek, 134 şahıs gözaltına alınarak, 45 şahıs tutuklanmış ve 36 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Asayiş olaylarında kişilere karşı işlenen suçlarda, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz, hakaret, çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama, cinsel saldırı ve tehdit olaylarında 2024 yılına göre yüzde 6 oranında düşüş gerçekleşmiştir" dedi. Vali Karakaya, motosiklet hırsızlığı, evden hırsızlık, işyerinden ve kurumdan hırsızlık, yağma (gasp) ve dolandırıcılık olaylarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 düşüş sağlandığını ifade ederek açıklamasına şöyle devam etti. "Son 1 yıl içerisinde kesinleşmiş hapis cezası ile aranan 620 şahıs yakalanarak Ceza İnfaz Kurumlarına teslim edilmiş, ifade için aranan 2 bin 611 şahıs yakalanarak gerekli adli işlemler yapılmıştır. Ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığı kapsamında 134 tabanca, 29 kurusıkı tabanca, 10 uzun namlulu tüfek ve 130 av tüfeği ele geçirilmiş, 370 şüpheli şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında ise geride bıraktığımız son 1 yılda uyuşturucu imal ve ticareti suçundan 121 operasyon icra edilmiş, 278 şahıs gözaltına alınmış, 137 şahıs tutuklanmış ve 15 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Uyuşturucu kullanmak suçundan 600 olay meydana gelmiş, 611 şüpheli şahsa gerekli adli işlemler yapılmıştır. Gerçekleşen bu olaylar neticesinde 72 kilogram metamfetamin, 65 kilogram esrar, 3 kilogram eroin, 2 kilogram afyon sakızı, 171 gram kokain, 3 kilogram bonzai, 402 adet sentetik ecza hapı, 42 adet captagon hap, 180 adet ecstasy hap ve bin 529 kök hint keneviri ele geçirilmiştir. Uyuşturucu ile mücadelede en büyük önceliğimiz gençlerimizi ve toplumumuzu korumaktır. Bu doğrultuda güvenlik birimlerimizce yürütülen çalışmalar azim, kararlılık ve koordinasyon içinde devam edecektir. Siber suçlar ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde siber, güvenlik, terör, kaçakçılık, narkotik ve asayiş suçları olmak üzere toplam 1.030 suç unsuru şahıs ve hesap tespit edilmiş, terörle iltisaklı 74 şahıs, ödeme yasadışı bahis ve bilişim suçlarından 61 şahıs ve çevrimiçi çocuk istismarı suçu kapsamında ise 17 şahıs gözaltına alınmış, 54 şahıs tutuklanmıştır. Trafik denetimlerimizde 2024 yılında 389 bin 832 araç denetlenmiş, 86 bin 84 araca işlem yapılmış, 2025 yılında ise 582 bin 451 araç denetlenmiş 134 bin 598 araca işlem yapılmış, 2024 yılında 4 bin 149 ticari taksi denetlenmiş, 354 ticari taksiye işlem yapılmış, 2025 yılında ise 5 bin 725 ticari taksi denetlenmiş, 480 ticari taksiye işlem yapılmıştır" diye konuştu. "2025 yılı içerisinde Van Gölü’nde 2520 saat seyir icra edilmiş, icra edilen görev süresince 138 adet tekne kontrol edilerek toplam 32 tekneye yasal işlem uygulanmıştır" diyen Vali Karakaya, "3725 şahsın sorgulaması yapılarak aranma kaydı bulunan 3 şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız mavi vatanımızın dört bir yanında olduğu gibi Van Gölü’nde de huzuru ve güveni tesis etmek için canla başla çalışmalarını sürdürmektedir. İlimizde uluslararası koruma altında 80, ikamet izni bulunan 246 yabancı uyruklu şahıs ve geçici koruma altında 997 Suriyeli bulunmaktadır. 1 Ocak 2025 tarihinden bugüne kadar; düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik 211 operasyon gerçekleştirilmiş, 152 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 578 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Yakalanan organizatörlerden 88 şahıs tutuklanmış, 64 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Yakalanan düzensiz göçmenler İl Göç İdaresi Müdürlüğümüzce sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilmişlerdir. Ayrıca 3 mobil göç noktası aracında 9.242 kişinin kimlik denetimi yapılmıştır. Düzensiz göçle ve göçmen kaçakçılığıyla olan mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. 2026 yılını karşıladığımız bugünlerde vatandaşlarımızın yeni yıla huzurlu ve güvenli girebilmeleri için Emniyet ve Jandarma birimlerimiz 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 150 ekip ve 760 personel ile gerekli güvenlik önlemlerini alacaklardır. Kadim Şehir Bitlis’imizin huzur ve güvenliği; görevlerini büyük bir fedakârlık, cesaret ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getiren kahraman güvenlik güçlerimizin üstün gayretleri sayesinde teminat altındadır. Güvenlik güçlerimizle omuz omuza verilen bu kararlı mücadele, ilimizde kamu düzeninin ve toplumsal huzurun güçlenerek devam etmesini sağlamaktadır. Bu vesileyle şehrimizin güvenliğini tesis etmek için gece gündüz demeden fedakârca çalışan emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatımızın kıymetli mensuplarına teşekkür ediyorum. Kıymetli Bitlisli hemşerilerimin yeni yılını kutluyor, saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" şeklinde konuştu.
25 Aralık 2025 Perşembe - 10:37 Van Gölü yüzeyindeki köpüklenme şaşırttı Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü yüzeyinde oluşan köpüklenme ilginç görüntüler oluşturdu. Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyünün Van Gölü açıklarında görünen köpüklenme havadan görüntülendi. Alkali karaktere sahip olduğu için köpüklenmeye yatkın olan Van Gölü yüzeyinde oluşan kilometrelerce uzunluğundaki beyaz köpüklenme akademisyen ve fotoğraf sanatçısı Veysel Akşahin tarafından görüntülendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversite (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip sularının kıyıya yakın yerlerde yer değiştirdiğini belirtti. Gölün altındaki karbonatça zengin suyun yüzeye doğru hareket ettiğini ifade eden Akkuş, rüzgarın etkisiyle köpürmeler oluştuğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve sahip olmuş olduğu su kalite kriterleri ile özel bir ekosistem. Yani pH seviyesi 9.2’lerde, tuzluluk ise binde 21’lerde. pH seviyesinin yüksek oluşuyla beraber aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Alkali karaktere sahip olan Van Gölü’nün son günlerde Tatvan tarafında kıyıya yakın bölgelerinde köpüklenme olduğunu gösteren görüntüler görüyoruz. Yani adeta gölün yüzeyi kar yağmış gibi köpük öbeklerinden oluşuyor. Öncelikle alkali karakterdeki göller köpürmeye daha yatkın konumda bulunuyorlar. Özellikle rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip suları kıyıya yakın yerlerde yer değiştiriyor. Yani alttaki karbonatça zengin su yüzeye doğru hareket ediyor. Yüzey daha planktonlarca yoğun, organik madde yüzeye geliyor ve Van Gölü’nün yüzeyinde biz köpürmeler olduğunu görüyoruz. Bu tip durumları hemen kirlilikle veya olumsuz bir durumla bağdaştırmak aslında doğru değil. Bu durum aslında Van Gölü’nün bize ne kadar özel bir ekosistem olduğunu gösteriyor. Alkali karakteriyle beraber Van Gölü adeta kıyıdaki insanlara görsel bir şölen oluşturuyor. Rüzgarla beraber dalgalar ortaya çıkıyor ve su köpürmeye başlıyor. Köpüren su ana akıntı hatlarıyla beraber hepsi birden bir alana toplanıyor ve akıntı yönünde harekete başlıyor. Bu elbette ki fotoğrafçılar ya da drone çekimi yapan insanlar için bulunmaz fırsatlardan birisi. İşte bu Van Gölü’nün ne kadar özel bir ekosistem olduğunun göstergelerinden birisi" dedi.
25 Aralık 2025 Perşembe - 10:35 Van Gölü yüzeyinde ilginç görüntü şaşırttı Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü yüzeyinde oluşan köpüklenme ilginç görüntüler oluşturdu. Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Adabağ köyünün Van Gölü açıklarında görünen köpüklenme böyle görüntülendi. Alkali karaktere sahip olduğu için köpüklenmeye yatkın olan Van Gölü yüzeyinde oluşan kilometrelerce uzunluğundaki beyaz köpüklenme akademisyen ve fotoğraf sanatçısı Veysel Akşahin tarafından görüntülendi. Van Yüzüncü Yıl Üniversite (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip sularının kıyıya yakın yerlerde yer değiştirdiğini belirtti. Gölün altındaki karbonatça zengin suyun yüzeye doğru hareket ettiğini ifade eden Akkuş, rüzgarın etkisiyle köpürmeler oluştuğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanı ile beraber ülkemizin en büyük gölü ve sahip olmuş olduğu su kalite kriterleri olaraktan özel bir ekosistem. Yani pH seviyesi 9.2’lerde, tuzluluk ise binde 21’lerde. pH seviyesinin yüksek oluşuyla beraber aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Alkali karaktere sahip olan Van Gölü’nün son günlerde Tatvan tarafında kıyıya yakın bölgelerinde köpüklenme olduğunu gösteren görüntüler görüyoruz. Yani adeta gölün yüzeyi kar yağmış gibi köpük öbeklerinden oluşuyor. Öncelikle alkali karakterdeki göller köpürmeye daha yatkın konumda bulunuyorlar. Özellikle rüzgârların yoğun olduğu bu dönemde rüzgârlarla beraber yüzey suları ile dip suları, dip suları kıyıya yakın yerlerde yer değiştiriyor. Yani alttaki karbonatça zengin su yüzeye doğru hareket ediyor. Yüzey daha planktonlarca yoğun, organik madde yüzeye geliyor ve Van Gölü’nün yüzeyinde biz köpürmeler olduğunu görüyoruz. Bu tip durumları hemen kirlilikle veya olumsuz bir durumla bağdaştırmak aslında doğru değil. Bu durum aslında Van Gölü’nün bize ne kadar özel bir ekosistem olduğunu gösteriyor. Alkali karakteriyle beraber Van Gölü adeta kıyıdaki insanlara görsel bir şölen oluşturuyor. Rüzgarla beraber dalgalar ortaya çıkıyor ve su köpürmeye başlıyor. Köpüren su ana akıntı hatlarıyla beraber hepsi birden bir alana toplanıyor ve akıntı yönünde harekete başlıyor. Bu elbette ki fotoğrafçılar ya da dron çekimi yapan insanlar için bulunmaz fırsatlardan birisi. İşte bu Van Gölü’nün ne kadar özel bir ekosistem olduğunun göstergelerinden birisi" dedi. (ÖO-MSA-Y
Bitlis’te kurslarda üretilen el emeği ürünler yıl sonu sergisiyle görücüye çıktı
28 Mayıs 2025 Çarşamba - 15:46 Bitlis’te kurslarda üretilen el emeği ürünler yıl sonu sergisiyle görücüye çıktı Bitlis’te halk eğitim merkezlerindeki çeşitli kurslarda üretilen el emekleri düzenlenen yıl sonu sergisi ile görücüye çıktı. Bitlis Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Bitlis Belediyesi ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına bağlı aile destek merkezilerindeki kursiyerlerin yıl içerisinde ürettikleri el emeği göz nuru ürünler düzenlenen sergi ile vatandaşların beğenisine sunuldu. Merkez önünde düzenlenen açılış programında konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, özellikle kadınlara yönelik açılan kursların öğrenmenin yanında bir rehabilitasyon merkezi olarak görev yaptığını belirterek, "Halk eğitim kursları önemli. Devletimizde halk eğitim merkezlerini çok aktif bir şekilde kullanıyor. Halk eğitim merkezlerinde bu kurslardan daha çok hanımlar istifade ederek farklı alanlarda kurslarda kendilerini geliştirme imkanı buluyorlar. Hanımların üretim süreçlerine katılmadığı ve sosyalleşemediği bir ortamda ülkemizin de kalkınması mutlaka yarım kalacaktır. Bu çerçevede halk eğitim merkezlerinin, yaygın eğitimin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Halk eğitim merkezlerinde ve yaygın eğitim kurumlarımızda gerek okuma-yazma kursları, gerek sanatsal ve kültüre dair kurslarda tek amaç insanlarımız bir şeyler öğrensin mi? Hayır. Öğrenmenin yanı sıra aslında bir nevi rehabilitasyon merkezidir. Bir nevi sosyalleşme ve hanımların kendilerini ifade edebildiği merkezlerdir. Belli bir düzen ve disiplin içerisinde ama samimiyetin başta kadınlar olmak üzere bütün vatandaşlarımız istediği şekilde uygun kurslardan faydalanmaktadır. İlimizde yaklaşık 5 bin vatandaşımız, bunların ekseriyeti hanımefendiler olmak üzere bu kurslardan faydalanmış durumda. Bir sonraki yıl için hedef koyuyoruz. Tabii ki kaliteden ve nitelikten taviz vermeksizin 10 bin kursiyer sayısı olarak iki katını düşünmek lazım. Çünkü Bitlis hem bundan daha fazlasına ihtiyacı var hem de daha fazlasını yapabilir. Bu sergide emeği geçen kurs hocalarımızı ve kursiyerlerimizi tebrik ediyorum" dedi. İl Milli Eğitim Müdürü Vedat Kaya ise, "Büyük bir azim ve sabırla ürettikleri ürünlerini sergileyen kursiyerlerimizi kutluyorum. Hayat boyu öğrenme sadece sınıfla sınırlı değil. Bireylerin yaşamı boyunca ihtiyaç duydukları alanlarda kendilerini geliştirmeleri için uygulanan sahadaki eğitim sürecidir. Bu sergide emeği geçen herkesi kutluyorum sergimizin hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Cemalettin Duman ise 200’ün üzerinde kursta eğitim gören 4 bin 860 kursiyerin değişik alanlarda kurs aldığını belirterek, "Öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir. Gelişmek insanın doğasında vardır. Kendini geliştiren bireyler toplumların kalkınmasında önemli bir role sahiptirler. Bu bilinçle Bitlis Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü olarak bireylerin potansiyellerini keşfetmeleri, geliştirmeleri ve sürdürmeleri için çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Çağımızın gereklilikleri doğrultusunda bireylerin eğitim, sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda kişisel ve mesleki bilgi, yeterlilik ve becerilerinin gelişimlerine katkı sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin kültürel zenginliklerini yaşatarak geleceğe taşıma misyonuyla hareket eden halk eğitimi merkezimizde, her yaştan vatandaşımız için ihtiyaç duyulan her alanda kurslar düzenliyoruz. Bu ilkelerden yola çıkarak Bitlis Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü 2024-2025 eğitim öğretim yılında okuma yazma kursları, mesleki, eğitici, kültürel, din eğitimi ve spor dallarında toplam 262 kurs açmıştır. Bu kurslarımızda 3 bin 810’u kadın, bin 50’si erkek olmak üzere toplam 4 bin 860 kişiye eğitim verilmiştir. Ayrıca liselerden mezun olmuş gençlerimizi üniversite sınavlarına hazırlamak üzere 72 öğrencimize destekleme ve yetiştirme kurslarında eğitim verilmiştir" diye konuştu. Konuşmaların ardından program kurdele kesimi ve serginin gezilmesi ile sona erdi.
Bitlis’teki kurslarda üretilen el emekleri yılsonu sergisiyle görücüye çıktı
28 Mayıs 2025 Çarşamba - 15:40 Bitlis’teki kurslarda üretilen el emekleri yılsonu sergisiyle görücüye çıktı Bitlis Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından düzenlenen çeşitli kurslarda üretilen ürünler düzenlenen yılsonu sergisi ile görücüye çıktı. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Bitlis Belediyesi ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına bağlı aile destek merkezilerindeki kursiyerlerin yıl içerisinde ürettikleri el emeği göz nuru ürünler düzenlenen sergi ile vatandaşların beğenisine sunuldu. Bitlis Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü önünde düzenlenen açılış programında konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, özellikle kadınlara yönelik açılan kursların öğrenmenin yanında bir rehabilitasyon merkezi olarak görev yaptığını belirterek, "Halk eğitim kursları önemli. Devletimizde halk eğitim merkezlerini çok aktif bir şekilde kullanıyor. Halk eğitim merkezlerinde bu kurslardan daha çok hanımlar istifade ederek farklı alanlarda kurslarda kendilerini geliştirme imkanı buluyorlar. Hanımların üretim süreçlerine katılmadığı ve sosyalleşemediği bir ortamda ülkemizin de kalkınması mutlaka yarım kalacaktır. Bu çerçevede halk eğitim merkezlerinin, yaygın eğitimin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Halk eğitim merkezlerinde ve yaygın eğitim kurumlarımızda gerek okuma-yazma kursları, gerek sanatsal ve kültüre dair kurslarda tek amaç insanlarımız bir şeyler öğrensin mi? Hayır. Öğrenmenin yanı sıra aslında bir nevi rehabilitasyon merkezidir. Bir nevi sosyalleşme ve hanımların kendilerini ifade edebildiği merkezlerdir. Belli bir düzen ve disiplin içerisinde ama samimiyetin başta kadınlar olmak üzere bütün vatandaşlarımız istediği şekilde uygun kurslardan faydalanmaktadır. İlimizde yaklaşık 5 bin vatandaşımız, bunların ekseriyeti hanımefendiler olmak üzere bu kurslardan faydalanmış durumda. Bir sonraki yıl için hedef koyuyoruz. Tabii ki kaliteden ve nitelikten taviz vermeksizin 10 bin kursiyer sayısı olarak iki katını düşünmek lazım. Çünkü Bitlis hem bundan daha fazlasına ihtiyacı var hem de daha fazlasını yapabilir. Bu sergide emeği geçen kurs hocalarımızı ve kursiyerlerimizi tebrik ediyorum" dedi. Bitlis Milli Eğitim Müdürü Vedat Kaya ise "Büyük bir azim ve sabırla ürettikleri ürünlerini sergileyen kursiyerlerimizi kutluyorum. Hayat boyu öğrenme sadece sınıfla sınırlı değil. Bireylerin yaşamı boyunca ihtiyaç duydukları alanlarda kendilerini geliştirmeleri için uygulanan sahadaki eğitim sürecidir. Bu sergide emeği geçen herkesi kutluyorum sergimizin hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Cemalettin Duman ise 200’ün üzerinde kursta eğitim gören 4 bin 860 kursiyerin değişik alanlarda kurs aldığını belirterek, "Öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir. Gelişmek insanın doğasında vardır. Kendini geliştiren bireyler toplumların kalkınmasında önemli bir role sahiptirler. Bu bilinçle Bitlis Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü olarak bireylerin potansiyellerini keşfetmeleri, geliştirmeleri ve sürdürmeleri için çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Çağımızın gereklilikleri doğrultusunda bireylerin eğitim, sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda kişisel ve mesleki bilgi, yeterlilik ve becerilerinin gelişimlerine katkı sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin kültürel zenginliklerini yaşatarak geleceğe taşıma misyonuyla hareket eden halk eğitimi merkezimizde, her yaştan vatandaşımız için ihtiyaç duyulan her alanda kurslar düzenliyoruz. Bu ilkelerden yola çıkarak Bitlis Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü 2024-2025 eğitim öğretim yılında okuma yazma kursları, mesleki, eğitici, kültürel, din eğitimi ve spor dallarında toplam 262 kurs açmıştır. Bu kurslarımızda 3 bin 810’u kadın, bin 50’si erkek olmak üzere toplam 4 bin 860 kişiye eğitim verilmiştir. Ayrıca liselerden mezun olmuş gençlerimizi üniversite sınavlarına hazırlamak üzere 72 öğrencimize destekleme ve yetiştirme kurslarında eğitim verilmiştir" diye konuştu. Konuşmaların ardından çocuklardan oluşan mankenlerin sunduğu gösterinin ardından halkoyunları ekibi gösterisini sundu. Program kurdele kesimi ve serginin gezilmesi ile sona erdi.
Adilcevaz’da renkli yıl sonu sergisi
28 Mayıs 2025 Çarşamba - 09:01 Adilcevaz’da renkli yıl sonu sergisi Bitlis’in Adilcevaz Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından Hayat Boyu Öğrenme Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen sergi büyük ilgi gördü. Van Gölü sahilinde bulunan Sevgi Parkı’nda gerçekleştirilen etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından sahnelenen çeşitli etkinlikler izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Minik öğrencilerin gerçekleştirdiği defile gösterisi büyük beğeni toplarken halk oyunları gösterileri de programa renk kattı. Etkinlikler sonrasında protokol üyeleri hep birlikte serginin açılış kurdelesini kesti. Açılışın ardından yıl boyunca çeşitli kurslarda üretilen el sanatları, giyim, resim, ahşap işleri gibi birçok alanda hazırlanan eserlerin yer aldığı sergi gezildi. Katılımcılar kursiyerlerin emekleriyle hazırladığı ürünleri ilgiyle inceledi. Sergi boyunca kursiyerlere ve eğitmenlere desteklerinden dolayı teşekkür edildi. Adilcevaz Halk Eğitim Merkezi Müdürü Selma Medeni Aslanlı, hayat boyu öğrenmenin toplum için önemine dikkat çekerek, bu tür etkinliklerin her yıl daha da geliştirileceğini belirtti. İlçe Milli Eğitim Müdürü Emre Yılmaz ise etkinliğe katılanlara teşekkür ederken, kursiyerlere ise başarılar diledi. Usta öğretici Arzu Beşkardeş de, kadınların büyük bir emek sarf ettiklerini belirterek, "Bu güzel çalışmanın meyvesini bayanlarımız inşallah alacaklar. Sergiye katılan ve emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ederim" dedi. Serginin açılışına Adilcevaz Kaymakamı Nurhalil Özçelik, Adilcevaz Belediye Başkanı Abdullah Akbaba, Bitlis Milli Eğitim Müdürü Vedat Kaya, Adilcevaz İlçe Milli Eğitim Müdürü Emre Yılmaz, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
Bitlisli miniklerden halkoyunları yarışmasında büyük başarı
28 Mayıs 2025 Çarşamba - 09:00 Bitlisli miniklerden halkoyunları yarışmasında büyük başarı Bitlis Selahaddin Eyyubi Ortaokulu Halk Oyunları Ekibi, Batman’da düzenlenen Kulüpler Arası Halk Oyunları Grup Yarışması’nda birinci oldu. Bitlis’in kültürel değerlerini yaşatmak ve tanıtmak amacıyla uzun süredir çalışmalarını sürdüren Selahaddin Eyyubi Ortaokulu Halk Oyunları Ekibi, Batman’da düzenlenen Kulüpler Arası Halk Oyunları Grup Yarışmaları’nda birincilik elde ederek şehre büyük bir gurur yaşattı. Şehr-i Bitlis Spor Kulübü çatısı altında yarışmaya katılan minik yetenekler, gösterdikleri performansla izleyenlerden tam not aldı. Yıl boyunca Bitlis’in yanı sıra Kars, Mardin ve Düzce gibi farklı illerde düzenlenen yarışmalarda da önemli dereceler elde eden ekip, disiplinli çalışmaları ve sahne performanslarıyla adından söz ettiriyor. Batman’daki başarılarıyla adeta taçlanan bu yolculuk, Bitlis’in halk oyunları alanındaki potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. Selahaddin Eyyubi Ortaokulu Müdürü Fuat Karasu, elde edilen başarıdan dolayı büyük bir gurur duyduklarını belirterek, "Öğrencilerimizin azmi, gayreti ve özverili çalışmaları sayesinde bu önemli başarıya ulaştık. Onları en iyi şekilde hazırlayan değerli hocamız Ferit Yılmaz’a ve emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizi tek tek kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz" dedi.
Prof. Dr. Nevin Şanlıer: "Her 10 çocuktan 2 tanesi obezite"
27 Mayıs 2025 Salı - 09:11 Prof. Dr. Nevin Şanlıer: "Her 10 çocuktan 2 tanesi obezite" Ankara Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Obezite Diyetisyenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Nevin Şanlıer, "Türkiye’de maalesef ben 10 yıl sonra çocuklarımızın obeziteyle çok mücadele edeceğini düşünüyorum. Her 10 çocuktan 2 tanesi obezite. Yani yüzde 10 civarında. Yani hafif şişman değil benim söylediğim, gerçekten morbid obezite dediğimiz obezite. Birçok tedavi yöntemleri var. Ama biz tabii diyetisyenler olarak beslenmeyle bu işin çözüme ulaşacağını düşünüyoruz" dedi. Beslenme, fizik tedavi, fizyoterapi ve sağlıklı beslenme ile ilgili çalıştaya katılmak üzere Bitlis’e gelen Prof. Dr. Nevin Şanlıer, obezitenin erkeklere nazaran kadınlarda daha çok görüldüğünü ve ciddi hastalıklara yol açtığını kaydetti. Obezitenin kanser hastalığı başta olmak üzere migren, şizofreni ve kalp rahatsızlığı gibi hastalıkları beraberinde getirdiğini beliren Prof. Dr. Şanlıer, "Obezite çok önemli bir halk sağlığı problemi. Bizim ülkemizde de hem yetişkinler için hem de çocuklar için sıkıntılı bir durum" dedi. Şanlıer, obezitenin tüm dünya ülkelerini ilgilendiren bir sorun olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Ben obezite demiyorum, globuzite diyorum. Çünkü global düzeyde, dünya çapında bütün dünya ülkelerini ilgilendiren çok önemli bir konu. Çocukluk çağından başlamak üzere aslında bebeğin beslenmesi anne karnında başlıyor. Anne karnından annenin beslenmesiyle başlayan bir süreç ölene kadar sürüyor. Eskiden bir dirhem et bin ayıp örter diyorduk. Şimdi bütün ayıplarımızı obezite ortaya çıkarıyor. Çünkü tepeden tırnağı, yani bugün yapılan çalışmalarda migren, kanser, hatta şizofreni, depresyondan tutun osteoporoza kadar pek çok hastalıkla, kalp hastalıkları, diyabetle ilişkisinin olduğunu biliyoruz." "Artık dünyada insan ömrü artarken sanırım bir taraftan da azalacak" Prof. Dr. Şanlıer, kadınların erkeklere nazaran biraz daha obez olduğunu sözlerine ekleyerek, "Obezite, vücut ağırlığındaki özellikle yağ miktarının artması demek. Erkeklerde bu oranın yüzde 25’in üzerinde olması, kadınlarda da yüzde 32’nin üzerinde olması obezite olarak tanımlanıyor. Bizim ülkemize baktığımız zaman kadınlar biraz daha erkeklere göre daha obez. Son verilerde erkeklere göre bir buçuk kat daha fazla olduğunu görüyoruz. Ama erkeklerde de maalesef özellikle karında biriken yağlar, bizim metabolik sendrom dediğimiz diyabet, obezite, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon disiplini dediğimiz hastalıkların üçünü kapsıyorsa biz buna metabolik sendrom diyoruz. Bu metabolik sendrom eskiden sadece yetişkinlerin problemiydi. Ancak şu an çocuklarda da metabolik sendromu görüyoruz. Artık dünyada insan ömrü artarken sanırım bir taraftan da azalacak. Çünkü bulaşıcı olmayan dejeneratif bu hastalıklar sebebiyle hepimizin herhalde yaşam süresi kısalacak. Obezite başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar bütün dünyada şimdi ikinci sırada. Kanserden ölümler görülme oranı da yüksek ve beslenmeyle de çok ilişkilendiriliyor. Özellikle de bizim son yıllarda beslenme tarzımızın değişmesi, batı tipi beslenme dediğimiz testop tarzı besinlerin çok fazla kullanılıyor olması, evde çok tencere yemeklerinin yapılmaması açıkçası bu beni çok üzüyor. Bu sebeple daha çok doymuş yağ oranı yüksek, protein oranı yüksek besinler çok fazla tüketiliyor. Buna bağlı olarak da tabii ki obezite oluşuyor. Obezite gelişmiş ülkelerin sorunu mu? Hayır. Az gelişmiş ülkelerin ya da gelişmemiş ülkelerin de sorunu. Çünkü gelişmişlik derecesi arttıkça protein ve doymuş yağ alımı artarken az gelişmiş ülkelerde de karbonhidrattan beslenme tarzı artıyor. Bu nedenle de obeziteyi sıklıkla görüyoruz. Yine Türkiye’de maalesef ben 10 yıl sonra çocuklarımızın obeziteyle çok mücadele edeceğini düşünüyorum. Her 10 çocuktan 2 tanesi obezite. Yani yüzde 10 civarında. Yani hafif şişman değil benim söylediğim, gerçekten morbid obezite dediğimiz obezite. Birçok tedavi yöntemleri var. Ama biz tabii diyetisyenler olarak beslenmeyle bu işin çözüme ulaşacağını düşünüyoruz" diye konuştu. "Yaz aylarında günde en az 12 bardak su tüketilmeli" Şanlıer, kırmızı etin yerine daha çok beyaz et tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, "İlaç tedavileri, ameliyatlar yapılabiliyor ama yaşam kalitesini arttırmak adına bir beslenme planıyla, yani kişinin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, özel durumuna ya da herhangi bir hastalığı varsa buna göre biz beslenme planlarımızı yapıyoruz. Herkesin beslenme planı farklıdır, parmak izi gibidir. Kişiye özel olması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar da Akdeniz tipi beslenme. Yani ne demek? Her şeyin doğalını kullanmayı tavsiye ediyorum. Bol su tüketelim. Hele şimdi yaz geliyor, 12 bardak su içelim. Bunun dışında tam tahıllardan yapılan ekmek, tam buğday unundan yapılan ekmek, makarna, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, kuru baklagilleri mutlaka soframızdan eksik etmeyelim mümkün olduğu kadar. Kırmızı etin miktarını azaltalım, haftada 2-3’e düşürelim. Daha çok beyaz etleri tüketmekte fayda var. Bol sebze meyve, tabii meyve ile oturup bir kasa meyve yemeyeceğiz. Bizim ihtiyacımız olan günde 2-3 porsiyon, buna göre 2-3 porsiyon tüketmek lazım. Süt, yoğurt, ayran biliyorum Doğu Anadolu’nun çok sofralarında eksik etmediği bir besin. Özellikle yoğurt. Bunun tüketimini de arttırarak sağlıklı beslenme sağlayabiliriz. Aynı zamanda iyi yağlar kullanalım. İyi yağlar dediğimiz zaman mesela ben salatama zeytinyağı kullanabilirim ama yemeklerde ayçiçek yağı, en azından üç tür yağı karıştırarak yemeklerinize ilave etmenizde yarar var diye düşünüyorum. Aynı zamanda da fiziksel aktivite. Maalesef çocuklarımız, hepimiz aslında televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar, bunların başında çok vakit kaybediyoruz. Hareketli olmak lazım, daha aktif yaşamak lazım. En azından haftada 3-4 kez, yarım saat, 45 dakika, gücümüz yetiyorsa 1 saat yanımızdaki biriyle konuşabilecek düzeyde yürüyüş yapsak bile spor salonuna gitmemize gerek yok. Bu yürüyüşü yapmamız bile bizim için bir fiziksel aktivite olacaktır. Obeziteli vatandaşlarımızın vücut ağırlıklarını öğrenerek en yakın sağlık kuruluşlarına veyahut da diyetisyen arkadaşlarımızın olduğu birimlerde gidip sağlıklı beslenme önerileri almalarında yarar var. Çünkü obezite artık ayıplarımızı ortaya çıkarıyor. Bizler insan olarak sağlıklı yaşama hakkımız olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de lütfen sağlıklı beslenelim, yeterli, dengeli beslenelim. Özellikle çocuklarımıza şeker içeren meşrubatlar, gazlı içecekler, kızartmalar, paketli ürünleri tükettirmeyelim. Anne baba olarak ısrara bazen dayanamıyoruz ama lütfen hiç tükettirmeyelim. Çok istiyorlarsa ayda bir iki kez olabilir, öyle tükettirelim, daha fazla tükettirmeyelim diyorum" şeklinde konuştu.
Bitlis balı Paris’te bir kez daha ’Altın Bal’ ödülü aldı
26 Mayıs 2025 Pazartesi - 09:03 Bitlis balı Paris’te bir kez daha ’Altın Bal’ ödülü aldı Fransa’nın başkenti Paris’te 200 katılımcının katıldığı uluslararası bal yarışmasında Bitlis balı, ’Altın Bal’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’nin en önemli bal merkezlerinden olan Bitlis’te, zengin floraya sahip yüksek rakımlı yaylalarda üretilen bal, sahip olduğu kaliteyi de başarıyla ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde uluslararası bal yarışmaları için Paris’teki laboratuvarlara gönderilen Bitlis balı; prolin değeri, nem oranı ve polen sayımı bakımından altın bal ödülüne layık görüldü. Yaklaşık 200 arıcının katıldığı bu değerlendirmede Bitlis balının en iyi dereceyi alması, kentteki arıcılara büyük mutluluk yaşattı. Bitlisli arıcı Serdar Naci Ersan, kentin yüksek rakımlı ve zengin bitki örtüsüne sahip yaylalarında ürettiği bal ile Paris’teki uluslararası bal yarışmasına başvurduğunu belirtti. Balları 2 bin 500 rakımın üzerinde olan yaylalarda ürettiklerini ifade eden Ersan, "Öncelikle şunu en başında belirtmek isterim ki ülkemiz, zengin bitki örtüsü ve uygun iklim şartları sayesinde dünyanın önde gelen bal ülkesidir. Ülkemizde üretilen ballar, özellikle Doğu Anadolu’da üretilen ballar bir parantez daha açarak Bitlis bölgesinde üretmiş olduğumuz ballar endemik ve tıbbi bitki çeşitliliği ve bolluğu ile dünyada eşi benzeri olmayan özelliklerdedir. Biraz daha detaylandırmak gerekirse yaklaşık bin 200 çeşit bitkinin bulunduğu yüksek rakımlı yaylalarda ürünlerimizi üretmekteyiz. Bu özelliklerin hepsi toplandığında Bitlis balının diğer dünya ballarından üstün olduğunu göstermektedir" dedi. Ersan, daha önce dünyanın en prestijli bal yarışmaları olan Fransa ve Londra bal yarışmalarında son 3 yıldır üst üste ’Altın Bal’ ödülü aldıklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Aldığımız bu kalite ödülleri de üretmiş olduğumuz bu ürünlerin bir nevi kalite garantisi etiketi ve bizler için de gayretlerimizin takdiri göstergesindedir. Üretmiş olduğumuz bu yüksek katma değerli ürünümüzü ilimiz Bitlis adına tarihinde bir ilki daha gerçekleştirerek Avrupa’ya ihracatını yapmış bulunmaktayız. İlimizde üretilen bu eşsiz ürünler artık Avrupa’nın tüm ülkelerine tedariki sağlanacaktır ve prestijli satış mağazaları tarafından raflarda yerini alacaktır. Yaptığımız ihracatın ülkemize ve ilimize ekonomik olarak katkı sunacağı için bu durumdan oldukça mutluyuz. Hedefimiz ilimiz Bitlis’te üretilen bu özel ve kadim balların tüm dünya ülkeleri tüketicilerinin damak tadıyla buluşmasıdır."
Bitlis balı Paris’te bir kez daha ‘Altın Bal’ ödülü aldı
26 Mayıs 2025 Pazartesi - 09:00 Bitlis balı Paris’te bir kez daha ‘Altın Bal’ ödülü aldı Fransa’nın başkenti Paris’te 200 katılımcının katıldığı uluslararası bal yarışmasında, Bitlis balı ‘Altın Bal’ ödülüne layık görüldü. Türkiye’nin en önemli bal merkezlerinden olan Bitlis’te, zengin floraya sahip yüksek rakımlı yaylalarda üretilen bal, sahip olduğu kaliteyi de başarıyla ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde uluslararası bal yarışmaları için Paris’teki laboratuvarlara gönderilen Bitlis balı; prolin değeri, nem oranı ve polen sayımı bakımından altın bal ödülüne layık görüldü. Yaklaşık 200 arıcının katıldığı bu değerlendirmede Bitlis balının en iyi dereceyi alması, kentteki arıcılara büyük mutluluk yaşattı. Bitlisli arıcı Serdar Naci Ersan, kentin yüksek rakımlı ve zengin bitki örtüsüne sahip yaylalarında ürettiği bal ile Paris’teki uluslararası bal yarışmasına başvurduğunu belirtti. Balları 2 bin 500 rakımın üzerinde olan yaylalarda ürettiklerini ifade eden Ersan, "Öncelikle şunu en başında belirtmek isterim ki ülkemiz, zengin bitki örtüsü ve uygun iklim şartları sayesinde dünyanın önde gelen bal ülkesidir. Ülkemizde üretilen ballar, özellikle Doğu Anadolu’da üretilen ballar bir parantez daha açarak Bitlis bölgesinde üretmiş olduğumuz ballar endemik ve tıbbi bitki çeşitliliği ve bolluğu ile dünyada eşi benzeri olmayan özelliklerdedir. Biraz daha detaylandırmak gerekirse yaklaşık bin 200 çeşit bitkinin bulunduğu yüksek rakımlı yaylalarda ürünlerimizi üretmekteyiz. Bu özelliklerin hepsi toplandığında Bitlis balının diğer dünya ballarından üstün olduğunu göstermektedir" dedi. Ersan, daha önce dünyanın en prestijli bal yarışmaları olan Fransa ve Londra bal yarışmalarında son 3 yıldır üst üste ‘Altın Bal’ ödülü aldıklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Aldığımız bu kalite ödülleri de üretmiş olduğumuz bu ürünlerin bir nevi kalite garantisi etiketi ve bizler için de gayretlerimizin takdiri göstergesindedir. Üretmiş olduğumuz bu yüksek katma değerli ürünümüzü ilimiz Bitlis adına tarihinde bir ilki daha gerçekleştirerek Avrupa’ya ihracatını yapmış bulunmaktayız. İlimizde üretilen bu eşsiz ürünler artık Avrupa’nın tüm ülkelerine tedariki sağlanacaktır ve prestijli satış mağazaları tarafından raflarda yerini alacaktır. Yaptığımız ihracatın ülkemize ve ilimize ekonomik olarak katkı sunacağı için bu durumdan oldukça mutluyuz. Hedefimiz ilimiz Bitlis’te üretilen bu özel ve kadim balların tüm dünya ülkeleri tüketicilerinin damak tadıyla buluşmasıdır."