Yerel Haberler
Burdur
15 Aralık 2025 Pazartesi - 10:29 Serençay Kanyonu ve Teke Sarayı doğal güzelliğiyle geçmişe ışık tutuyor Burdur’un Günalan köyü ile Askeriye köyü arasında yer alan Serençay Kanyonu, sahip olduğu doğal yapısı ve tarihi mağara yerleşimleriyle dikkat çekiyor. Kanyon çevresinde bulunan M.S. 4 veya 6. yüzyılında yerleşim yeri olarak kullanılan Teke Saray’ı geçmişe ışık tutan önemli izleri taşıyor. Serençay Kanyonu’nun isminin, "seren" kelimesinin uzun anlamına gelmesinden dolayı bu şekilde adlandırıldığı rivayet ediliyor. Kanyonun sağ ve sol yamaçlarında, M.S. 4 veya 6. yüzyıla tarihlendirilen tarihi yerleşim alanları bulunuyor. Bölgeye ’Tekke Sarayı’ denmesinin nedeninin çobanların özellikle yağmurlu ve karlı havalarda keçi sürülerini burada dinlendirmesi olduğu belirtilirken keçi sürüsünün başındaki erkek keçiye ’tekke’ denilmesi nedeniyle bu ismin zamanla yerleştiği ifade edildi. Bölgede bulunan kayaların kolay bir şekilde oyulabildiği için halk arasında "Kadife Kale" olarak da bilinen bu yerleşim yerleri Genç Roma ya da Erken Hristiyanlık Dönemine ait olabileceğine yönelik çalışmalar yapıldı. Bölgeye, yabancı bilim insanları da zaman zaman gelerek çalışmalar yapılığı öğrenilirken 1835 yılında İngiliz gezgin Hamilton’un Burdur’a gelerek Kadife Kale’yi ziyaret ettiği ve eserlerinde buraya yer verdiği, ayrıca 1940 yılında bölgeyle ilgili bir doktora çalışmasının yapıldığı belirtildi. "Kanyonun içerisinde, sağlı sollu şekilde tarihi yerleşim alanları yer almaktadır" Burdur İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Koçibay, Serençay Kanyonu ve Tekke Sarayı’nın Burdur’un doğal ve tarihi güzelliklerinden biri olduğunu belirterek, "Serençay Kanyonu’nun, adını ’seren’ kelimesinin uzun anlamına gelmesinden aldığı rivayet edilmektedir. Serençay Kanyonu, Günalan köyü ile Askeriye köyü arasında uzanan Askeriye Çayı üzerinde bulunmaktadır. Kanyonun içerisinde, sağlı sollu şekilde tarihi yerleşim alanları yer almaktadır. Bu yerleşimlerin M.S. 4. ya da 6. yüzyıla tarihlendiği ifade edilmektedir. Mağaraların içerisinde geçmişte insan yerleşimlerinin olduğu bilinmektedir. Bölgeye geçmişte "Teke Sarayı" ismi verilmiştir. Bunun sebebi, geçmişte çobanların özellikle yağmurlu ve karlı havalarda keçi sürülerini burada dinlendirmeleridir. Keçi sürüsünün başındaki erkek keçiye ’teke’ denilmesi nedeniyle buraya Teke Sarayı adı verilmiştir. Serençay Kanyonu’na verilen bir diğer isim ise Kadife Kaledir. Bu ismin verilme sebebi, kanyon içerisinde bulunan kayaların kolay bir şekilde oyularak mağara haline dönüştürülebilmesidir" dedi. "Serençay Kanyonu, batılı bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir" Bölgenin önemine ilişkin bir çok çalışmanın yapıldığını anlatan Osman Koçibay, "Bu bölgenin önemine ilişkin olarak Prof. Dr. Mehmet Özsay, alanın Genç Roma ya da Erken Hristiyanlık Dönemine ait olabileceğini ifade etmektedir. Bu değerlendirmeye göre, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde Roma İmparatorluğu tarafından Hristiyanlara yönelik baskılar uygulanmıştır. Bu baskılardan kaçan bazı toplulukların, bu mağaralara gelerek ilk Hristiyanlık döneminde buralarda yaşadıklarına dair rivayetler bulunmaktadır. Mağaraların bazı bölümlerinde mezar alanlarının da yer aldığı belirtilmektedir. Serençay Kanyonu, batılı bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir. Hamilton, 1835 yılında Anadolu’ya geldiğinde Isparta’dan Burdur’a geçerken Kadife Kale’yi ziyaret etmiş ve burayla ilgili bilgilere eserinde yer vermiştir. Ayrıca 1940 yılında Türkiye’ye gelen bir bilim insanı tarafından bölgeyle ilgili bir doktora tezi hazırlandığı ifade edilmektedir" şeklinde konuştu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 10:28 Serençay Kanyonu ve Teke Sarayı doğal güzelliğiyle geçmişe ışık tutuyor Burdur’un Günalan Köyü ile Askeriye Köyü arasında yer alan Serençay Kanyonu, sahip olduğu doğal yapısı ve tarihi mağara yerleşimleriyle dikkat çekiyor. Kanyon çevresinde bulunan M.S. 4 veya 6. yüzyılında yerleşim yeri olarak kullanılan Teke Saray’ı geçmişe ışık tutan önemli izleri taşıyor. Serençay Kanyonu’nun isminin, "seren" kelimesinin uzun anlamına gelmesinden dolayı bu şekilde adlandırıldığı rivayet ediliyor. Kanyonun sağ ve sol yamaçlarında, M.S. 4 veya 6. yüzyıla tarihlendirilen tarihi yerleşim alanları bulunuyor. Bölgeye ’Tekke Sarayı’ denmesinin nedeninin çobanların özellikle yağmurlu ve karlı havalarda keçi sürülerini burada dinlendirmesi olduğu belirtilirken keçi sürüsünün başındaki erkek keçiye ’tekke’ denilmesi nedeniyle bu ismin zamanla yerleştiği ifade edildi. Bölgede bulunan kayaların kolay bir şekilde oyulabildiği için halk arasında "Kadife Kale" olarak da bilinen bu yerleşim yerleri Genç Roma ya da Erken Hristiyanlık Dönemine ait olabileceğine yönelik çalışmalar yapıldı. Bölgeye, yabancı bilim insanları da zaman zaman gelerek çalışmalar yapılığı öğrenilirken 1835 yılında İngiliz gezgin Hamilton’un Burdur’a gelerek Kadife Kale’yi ziyaret ettiği ve eserlerinde buraya yer verdiği, ayrıca 1940 yılında bölgeyle ilgili bir doktora çalışmasının yapıldığı belirtildi. "Kanyonun içerisinde, sağlı sollu şekilde tarihi yerleşim alanları yer almaktadır" Burdur İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Koçibay, Serençay Kanyonu ve Tekke Sarayı’nın Burdur’un doğal ve tarihi güzelliklerinden biri olduğunu belirterek, "Serençay Kanyonu’nun, adını ’seren’ kelimesinin uzun anlamına gelmesinden aldığı rivayet edilmektedir. Serençay Kanyonu, Günalan Köyü ile Askeriye Köyü arasında uzanan Askeriye Çayı üzerinde bulunmaktadır. Kanyonun içerisinde, sağlı sollu şekilde tarihi yerleşim alanları yer almaktadır. Bu yerleşimlerin M.S. 4. ya da 6. yüzyıla tarihlendiği ifade edilmektedir. Mağaraların içerisinde geçmişte insan yerleşimlerinin olduğu bilinmektedir. Bölgeye geçmişte "Teke Sarayı" ismi verilmiştir. Bunun sebebi, geçmişte çobanların özellikle yağmurlu ve karlı havalarda keçi sürülerini burada dinlendirmeleridir. Keçi sürüsünün başındaki erkek keçiye ’teke’ denilmesi nedeniyle buraya Teke Sarayı adı verilmiştir. Serençay Kanyonu’na verilen bir diğer isim ise Kadife Kaledir. Bu ismin verilme sebebi, kanyon içerisinde bulunan kayaların kolay bir şekilde oyularak mağara haline dönüştürülebilmesidir" dedi. "Serençay Kanyonu, batılı bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir" Bölgenin önemine ilişkin bir çok çalışmanın yapıldığını anlatan Osman Koçibay, "Bu bölgenin önemine ilişkin olarak Prof. Dr. Mehmet Özsay, alanın Genç Roma ya da Erken Hristiyanlık Dönemine ait olabileceğini ifade etmektedir. Bu değerlendirmeye göre, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde Roma İmparatorluğu tarafından Hristiyanlara yönelik baskılar uygulanmıştır. Bu baskılardan kaçan bazı toplulukların, bu mağaralara gelerek ilk Hristiyanlık döneminde buralarda yaşadıklarına dair rivayetler bulunmaktadır. Mağaraların bazı bölümlerinde mezar alanlarının da yer aldığı belirtilmektedir. Serençay Kanyonu, batılı bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir. Hamilton, 1835 yılında Anadolu’ya geldiğinde Isparta’dan Burdur’a geçerken Kadife Kale’yi ziyaret etmiş ve burayla ilgili bilgilere eserinde yer vermiştir. Ayrıca 1940 yılında Türkiye’ye gelen bir bilim insanı tarafından bölgeyle ilgili bir doktora tezi hazırlandığı ifade edilmektedir" şeklinde konuştu.
Burdur’da 9 ayda 9 bin 48 asayiş olayı yaşandı
08 Ekim 2025 Çarşamba - 14:46 Burdur’da 9 ayda 9 bin 48 asayiş olayı yaşandı Burdur’da yılın ilk 9 ayında il genelinde 9 bin 48 asayiş olayı meydana gelirken suçlarla mücadelede önemli operasyonlar gerçekleştirildi. Eylül ayı genel güvenlik toplantısı Vali Tülay Baydar Bilgihan başkanlığında İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Balcı ve İl Emniyet Müdürü Vekili Hakan Çiğiltepe’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 2025 yılı ilk 9 aylık dönem içerisinde ait asayiş, terör, uyuşturucu, siber suçlar, organize suçlar ve trafik verileri kamuoyuyla paylaşıldı. İlk 9 aylık dönemde; il genelinde 9 bin 48 olay meydana geldiği eylül ayı içerisinde ise toplam bin 123 olay meydana geldiği ve meydana gelen olay sayısında geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 2 düşüş yaşandığı belirtildi. Terör ve asayiş olayları Terörle mücadele faaliyetleri çerçevesinde ilk 9 aylık dönemde; PKK/KCK kapsamında 2, FETÖ’ye yönelik 10 ve DEAŞ’a yönelik 9 olmak üzere toplam 21 operasyon gerçekleştirildi. 25 şüpheli gözaltına alınarak haklarında yasal işlem yapıldı. Asayiş olaylarında ilk 9 ayda kişilere karşı suçlarda; 2024 yılı aynı dönemine oranla, cinsel saldırı olaylarında yüzde 34, kişilerin huzur ve sükununu bozma olaylarında yüzde 9, kasten yaralama suçlarında yüzde 4 azalma sağlandı. Mal varlığına karşı suçlarda; 2024 yılı aynı dönemine oranla, otodan hırsızlık olaylarında yüzde 25, oto hırsızlığı olaylarında yüzde 25, evden hırsızlık olaylarında yüzde 22, işyerinden ve kurumdan hırsızlık suçlarında yüzde 18 azalma sağlandı. Aranan şahıs ve uyuşturucu ile mücadele 2025 yılı içerisinde ifadeye yönelik 764 şahıs yakalanarak işlem yapıldı, aranan 435 şahıs tutuklanırken toplamda bin 199 şahıs hakkında işlem yapıldı. 5 yıl ve üzeri kesinleşmiş hapis cezası bulunan 80 şahıs sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı. Ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 137 tabanca ve 221 av tüfeği olmak üzere toplam 358 silah ele geçirilirken, 400 şüpheli şahıs hakkında işlem yapıldı. Uyuşturucu ile mücadele faaliyetlerinde uyuşturucu imal ve ticaret suçundan 61, kullanmak ve diğer suçlardan 301 olmak üzere toplam 362 olay meydana geldi. Meydana gelen olaylarda 536 şüpheli gözaltına alınırken 77 şüpheli tutuklandı. Ayrıca operasyonlarda 5 kilo 252 gram, 629 tablet ve 113 kök farklı türde uyuşturucu ve uyarıcı madde ele geçirildi. Trafik denetimleri sürüyor Trafik denetimlerinde toplam 846 bin 260 araç ve sürücüsü sorgulandı, 2024 aynı dönemine oranla sorgulanan araç sayısı yüzde 25 artış gösterdi. Trafik yönünden kusurlu bulunan 67 bin 401 araca/sürücüsüne idari para cezası uygulandı. 2025 yılı içerisinde meydana gelen kazalarda 13 kişi hayatını kaybederken, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 35 azalma sağlandı. Eylül ayı içerisinde toplam 76 bin 634 araç ve sürücüsü sorgulandı, geçen yıl eylül ayına oranla sorgulanan araç sayısı yüzde 2 artış gösterdi. Yapılan denetimlerde trafik yönünden kusurlu bulunan 7 bin 365 araca/sürücüsüne idari para cezası uygulandı.
Burdur’da okullarda Filistin için farkındalık etkinliği
07 Ekim 2025 Salı - 15:43 Burdur’da okullarda Filistin için farkındalık etkinliği Burdur’da tüm okullarda eş zamanlı Gazze’deki zulme dikkat çekmek amacı ile Filistin farkındalık etkinlikleri düzenlendi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 81 ile gönderilen yazı kapsamında bugün Türkiye geneli tüm okullarda eşzamanlı Filistin ve Gazze temalı etkinlik düzenleneceğini duyurdu. Bu çerçevede Burdur’da il genelindeki okullarda, Filistin’de yaşanan insani krize dikkat çekmek ve öğrencilerde duyarlılık oluşturmak amacıyla gün boyu "Filistin Farkındalık Etkinlikleri" gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen etkinliklerde öğrenciler, Filistin halkının yaşadığı zorlukları anlatan resim çalışmaları yaptı, şiirler okudu ve kısa tiyatro gösterileri sergiledi. Okul koridorlarında hazırlanan tematik panolarda Filistin’deki çocukların yaşadığı acılara yer verildi. Etkinliklerde öğretmenlerin rehberliğinde yapılan sunumlarla öğrencilere Filistin’in tarihi ve kültürel yapısı tanıtıldı. Aynı zamanda, barış, adalet ve insan hakları kavramlarının önemi üzerine farkındalık çalışmaları yapıldı. "Öğrencilerin yaşanan haksızlıklara karşı duyarlı olmaları bizim için çok değerli" İl Milli Eğitim Müdürü Muhammed Özdemirci, etkinliklerin öğrencilerde bilinç ve empati geliştirmeyi amaçladığını belirterek, "Öğrencilerimizin dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan haksızlıklara karşı duyarlı olmaları bizim için çok değerli. Bu tür etkinliklerle çocuklarımızın vicdan, merhamet ve adalet duygularını güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Hayatını kaybeden sanatçıların sazları "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödüllü Bedel’e emanet
05 Ekim 2025 Pazar - 10:05 Hayatını kaybeden sanatçıların sazları "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödüllü Bedel’e emanet Burdur’da 40 yıldır babasından öğrendiği gibi müzik aletlerini yapan ve çeşitli çalgılardan oluşan bir koleksiyon meydana getirdiği evinin bir kısmını müzeye dönüştürüp 2017 yılında Yaşayan İnsan Hazinesi unvanına layık görülen, 2020 yılında yapılan törenle ödülünü alan Mehmet Bedel, hayatını kaybetmiş sanatçıların sazlarını alarak koleksiyon oluşturuyor. Burdur’da yaşayan Mehmet Bedel (61), çocukluğunda babasından öğrendiği müzik aletleri yapımına 40 yıldır devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanına ürettiği müzik aletlerini gönderen Bedel, çeşitli çalgılardan oluşan bir koleksiyon meydana getirdi ve evinin bir kısmını müzeye dönüştürdü. Bedel, 2017 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında UNESCO Bilim Kurulu tarafından verilen Yaşayan İnsan Hazinesi unvanına layık görüldü ve 2020 yılında yapılan törenle ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Hem müzik aletlerini yapan hem de çalan Bedel, iki oğluna da sanatını aktardı. Şimdilerde hayatını kaybetmiş sanatçıların sazlarını alan Bedel, atölyesinin bir odasını koleksiyon haline getirdi. Çöpe atılmaktan kurtardığı sazları koleksiyon haline getiren Bedel’in hedefi daha düzenli bir şekilde eserleri sergilemek istiyor. Bu sayede hem Teke yöresinde kullanılan sazların unutulmasının önüne geçeceğini ifade eden Bedel, sazlara yapımcıların isimlerini vererek yaşatmak istiyor. "Nesilden nesile, kuşaktan kuşağa kültürümüzü taşıyoruz" Babası sayesinde müzik aletlerini yapımına başladığını belirten Mehmet Bedel, "Babam müzik aletleri yapıyordu. Tabii ki ondan bizde de bu istek oluştu. Küçük yaşlarda babamı dinleyerek bizde de heves başladı. Daha sonrasında ben yapmaya başladım. Ortaokul ve lisede de yaparak ve aynı zamanda çalarak bu işi daha sonrasında işim haline getirdim. Talepler artıkça da biz de yoğun çalışma başladı. Sipsi başta olmak üzere çoban kavalı ağırlıkla o şekilde devam etti. Sonrasında da yapıp Türkiye’nin dört bir yanına göndermeye başladık. 40 yıldır da atölye ortamında müzik aletleri yapmaya devam ediyorum. Ben babamdan öğrendiğim gibi 2 çocuğum da başladı. 2 oğlum da hem yapıyor hem de çalıyor. Nesilden nesile, kuşaktan kuşağa bu kültürümüzü taşıyoruz" dedi. "Sazların kimisini eskiciden, hurdacıdan topladım" Koleksiyona başlama hikayesinin 30 yıl öncesine dayandığını söyleyen Bedel, "Koleksiyona babamın yaptığı bağlama ile başladım. Ondan sonra eski kişilerin bu sazları tabii ki çalan kişilerin vefat etmesi üzerine ben de bunları elde etmeye başladım. Bunların kıymetini bilmiyorlar. Kimisini eskiciden, hurdacıdan topaldım. Bu şekilde toplamaya başladım ve bir koleksiyon oldu. Sadece burada olanlar değil, başka yerlerde de sazlarım var. Bunları önümüzdeki günlerde düzenli bir şekilde sergilemek istiyorum. Bunları koleksiyon olarak bir yerde sergilemek istiyorum" şeklinde konuştu. "Çöpe atılacak olan sazları toplayıp yapımcıların isimleriyle yaşatmak istiyorum" Koleksiyonunda her türlü müzik aletinin olduğunu belirten Bedel, "Koleksiyonumda nefesli sazların her türlüsü var. Artık bu durum bizim Teke yöresini de aştı. Ulusal boyda sazlar vardı. Yurt dışından koleksiyonuma sazlar da geldi. Benim asıl amacım yerli ve Teke yöresinde kullanılan sazlar. Çeşit olarak da nefesli, yaylı, vurmalı, telli gibi her türlü saz var. Ben de bu sazları bu şekilde topluyorum. Yaşlı bir sanatçımızın sazı vardı, yakınları çöpe atmış. Ben çöpe atılacak olan sazları toplayıp yapımcıların isimleri ile yaşatmak istiyorum" diye konuştu.