Yerel Haberler
Burdur
Zorla girdiği evde "Karımı boşayıp seni alacağım" diyen alkollü şahıs kabus dolu anlar yaşattı
23 Nisan 2025 Çarşamba - 10:57 Zorla girdiği evde "Karımı boşayıp seni alacağım" diyen alkollü şahıs kabus dolu anlar yaşattı Burdur’un Gölhisar ilçesinde 61 yaşındaki kadının evine zorla giren alkollü şahıs, yaşanan arbede sonrası kadının oğlu tarafından etkisiz hale getirilerek polise teslim edildi. Gözaltına alınan şahıs, aynı olaydan üçüncü kez çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Karara tepki gösteren 61 yaşındaki kadın, "Şahıs gündüz vakti beni korkutarak evime girdi. Tutuklanmasını talep ediyorum. Ben ölünce mi adalet yerini bulacak?" dedi. Olay, 4 Nisan’da saat 18.10 sıralarında Konak Mahallesi Demokrasi Caddesi’nde bulunan müstakil bir evde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 1.80 promil alkollü olduğu tespit edilen İ.Ş. (53), 15 ABF 012 plakalı aracıyla Fatmana Aksoy (61) isimli kadının evine geldi. Fatmana Aksoy’un kapıyı açmaması üzerine kapı kilidini kırarak içeri giren İ.Ş., kadına "Karımı boşayıp seni alacağım" dedi. Fatmana Aksoy kapıları kilitleyip korkuyla evinin penceresinden çatıya çıkarak oğlunu aradı. Kısa sürede olay yerine gelen Aksoy’un oğlu Mustafa Aksoy, şahsı yatak odasının penceresinden kaçmaya çalışırken yakaladı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildiren Mustafa Aksoy, İ.Ş.’yi polise teslim etti. Karakoldaki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen İ.Ş., mahkemede verdiği ifadede eve neden gittiğini hatırlamadığını söyleyerek, "Fatmana Aksoy’un oğlunu tanırım. Alkollüydüm, beni arayıp çağırdığını duydum ama gerçekten çağırdı mı hatırlamıyorum. Suçsuzum" dedi. İ.Ş.’nin daha önce Fatmana Aksoy’un yakınındaki bir evi gözetlerken yakalandığı, yapılan şikayet sonrası polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı ve ifadesinde komşuları gözetlemek amacıyla değil Fatmana Aksoy ile görüşmek amacıyla orada bulunduğunu belirtmesinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi. Olayın ardından Fatmana Aksoy ile gönül ilişkisi olduğunu iddia eden İ.Ş.’nin bu sözleri üzerine Mustafa Aksoy, annesiyle hiçbir ilişkisi olmayan bu kişiden rahatsızlık duyduğunu belirterek şikâyetçi oldu. "Şüpheliyi yatak odasında yakaladım" 4 Nisan tarihindeki olayda annesinin evine gelen şahsı fark ederek kapıları kilitleyip çatıya çıktığını ve kendisini aradığını anlatan Mustafa Aksoy, "Annem beni aradığında iş yerindeydim. Bir yandan olay yerine hareket ederken, bir yandan da evimize polis ekibi yönlendirilmesini istedim. Eve geldiğimde şahsı önceki olaydan sonra taktırdığımız kamera cihazının kayıt ünitesi yakınlarında, evin yatak odasında dolaşırken yakaladım. Şahsın beni itmesiyle koltuğa düştüm. Bu sırada göz ucuyla annemi çatıda gördüm. Kısa süren bir arbedenin ardından yeniden 112’yi aradım. Ancak şahıs küfür ederek telefonu elimden aldı ve aramamı engelledi. Sonrasında tekrar etkisiz hale getirip, polis ekiplerine teslim ettim" dedi. Mustafa Aksoy, olayın ardından Gölhisar Cumhuriyet Savcılığı’nın şahsın tutuklanması talebiyle İ.Ş.’yi mahkemeye sevk ettiğini ancak mahkemenin "önceki olayın adli sonucu yok, başka bir suçu da bulunmuyor" gerekçesiyle serbest bıraktığını belirtti. Daha önce takipsizlikle sonuçlanan dilekçesini yeniden savcılığa sunduğunu söyleyen Aksoy, savcılığın da tutuklama talebinde bulunduğunu, 16 Nisan’da görülen duruşmada İ.Ş.’nin yine serbest bırakıldığını, savcının üçüncü kez tutuklama talebi doğrultusunda 18 Nisan’da üçüncü kez mahkemeye çıkarılan İ.Ş.’nin bu mahkemeden de adli kontrol alarak serbest bırakıldığını söyledi. "Ben ölünce mi adalet yerini bulacak?" Yaşananlara tepki gösteren mağdur Fatmana Aksoy ise, "Şahıs gündüz vakti beni korkutarak evime girdi. Tutuklanmasını talep ediyorum. Ben ölünce mi adalet yerini bulacak?" diyerek tepkisini dile getirdi. Oğlu Mustafa Aksoy ise, "Alkollü olduğunu beyan eden bu kişi, kapılarımızı kırarak tek başına yaşayan 61 yaşındaki annemin evine saldırıp tacizde bulundu. Ben bu şahsı darp etmeden emniyete teslim ettim. Eğer ben 2 dakika daha geç kalsaydım olaylar çok daha kötü bir hâle gelebilirdi. Bunların hepsi göz ardı edildi" dedi. İ.Ş.’nin evin etrafında aracıyla dolaşarak evin önüne aracı park etmesi ve eve polislerin gelişi ise güvenlik kamerasına yansıdı.
Kafa kafaya çarpışan iki otomobil yanarak hurdaya döndü: 1 ölü, 4 yaralı
21 Nisan 2025 Pazartesi - 21:16 Kafa kafaya çarpışan iki otomobil yanarak hurdaya döndü: 1 ölü, 4 yaralı Burdur merkeze bağlı Yazıköy’de kafa kafaya çarpışan iki otomobi yanarken, kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi yaralandı. Kaza, saat 19.10 sıralarında merkeze bağlı Yazıköy köyü Burdur-Çardak Lavanta yolunun 5’inci kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Ramazan C.(48) idaresindeki 15 HC 393 plakalı MG marka otomobil ile Ünal Demir (68) idaresinde 15 DN 688 plakalı Fiat Tofaş marka otomobil kafa kafaya çarpıştı. Kazada sürücü Ünal Demir ile diğer aracın sürücüsü Ramazan C. ve aynı araçta yolcu olarak bulunan Makbule C., Hakkı C. ve Defne C. yaralandı. Yaralılar köylüler tarafından araçlardan çıkarıldıktan sonra iki otomobil de alev alarak yanmaya başladı. 112 Acil Çağrı Merkezine yapılan ihbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan yaralılar ambulanslar ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Ünal Demir, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Hastanede tedavisi süren diğer yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, iki araçta tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Kazanın 15 DN 688 plakalı Fiat Tofaş otomobilin şerit ihlali yapması sonucu meydana geldiği idida edildi. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
Burdur’da aracının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için müebbet ceza talebi
21 Nisan 2025 Pazartesi - 14:13 Burdur’da aracının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için müebbet ceza talebi Burdur’un Bucak ilçesinde, aracının önünü kesip halasının oğlunu tüfekle öldüren, araçtaki 2 kişiyi de yaralayan şahıs ile eşi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Onur A. ifadesinde, o gün Beytullah Soylu’nun önce kendi aracının önünü kestiğini, olay yerinden ayrıldıktan sonra çadıra giderek tüfeği aldığını ve Beytullah’ın aracının önünü kesip korkutmak amacıyla ateş ettiğini, öldürme kastı bulunmadığını ve pişman olduğunu iddia etti. Olayla ilgili tutuklu yargılanan iki sanık hakkında "kasten öldürme" suçundan müebbet, "olası kasıtla yaralama" suçundan ise ayrı ayrı 1,5 ile 4,5 yıl arası hapis cezası; tutuksuz yargılanan iki sanık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Geçen yıl 22 Eylül’de saat 20.00 sıralarında yaşanan olayda, Burdur’un Bucak ilçesi Yunus Emre Mahallesi Yıldırım Caddesi ile 811 Sokak kesişiminde, aralarında daha önceden husumet bulunan halasının oğlu Beytullah Soylu’nun (24) kullandığı ve Durmuş S., Özcan S. (20) ile Bekir Ö.’nün (18) yolcu olarak bulunduğu 15 ACV 879 plakalı otomobilin önü, Onur A. (24) tarafından 07 AFZ 189 plakalı otomobil ile kesildi. Araç içerisinde oturduğu yerden Beytullah Soylu’nun aracına doğru tüfekle 2 el ateş eden Onur A., olay yerinden uzaklaştı. Açılan ateş sonucu göğsünden vurulan Beytullah Soylu bilincini kaybetti. Yokuş aşağı kayan otomobil, park halindeki başka bir araca çarparak durabildi. Araçtaki Bekir Ö. ve Özcan S. ise vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Beytullah Soylu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bir evde saklanırken yakalandı Cinayetin ardından kaçan Onur A., polis ekiplerince yapılan çalışmalar sonucunda suç aleti tüfek ile birlikte bir evde saklanırken yakalandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, suç delillerini gizlediği ve Onur A.’nın saklanmasına yardım ettiği belirlenen babası Yaşar A. (48), eşi Şerife A. (21), arkadaşları Beytullah T. (34) ve Erkan A. (32) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen şahıslardan Onur A. ve eşi Şerife A., Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanırken; arkadaşları Beytullah T. ve Erkan A. adli kontrol şartıyla, babası Yaşar A. ise serbest bırakıldı. "Korkutmak istemiştim, öldürme kastım yoktu" Katil zanlısı Onur A.’nın iddianamede yer alan savunmasında, "Olay günü arkadaşlarımla alkol aldık. Sonra Şerife’yle buluşacaktım. Yolda giderken Özcan Soylu ve Özkan A. aracımla önümü kesti, kaldırıma çıkıp oradan uzaklaştım. Adliyeye kadar beni takip ettiler, sonra peşimi bıraktılar. Yanımdaki arkadaşlarımdan İbrahim’i eski İmam Hatip civarında, diğerlerini ise bir benzinlik yakınında bıraktım. Şerife’yi arayıp buluşmak istedim. Aynı zamanda Erkan A.’yı da aradım. Ona "Kuzenlerim beni sıkıştırdı, aracıma çarpmaya çalıştılar" dedim. Erkan da Şerife’yi Turbo yoluna getirdi, orada aracıma aldım. Erkan’a alkol alması için para verdim. Sonra Şehitler Mezarlığı üst tarafına gittik, birlikte alkol aldık. Tuvalet ihtiyacım için Şerife’yle arabaya binip Hacı Sarılar Mezarlığı yanındaki camiye gittik. Camiden çıktıktan sonra Özcan Soylu’nun babasını arayıp, oğlunun yaptıklarını anlatmak ve uzlaşmak istedim. Tam o sırada Beytullah Soylu’nun arabası tekrar yanımıza geldi, ben de hızlıca uzaklaştım. Çadıra gittim. Orada babama ait silahı aldım. Babam beni durdurmaya çalıştı ama dinlemedim. Yolda Beytullah’ın kullandığı aracı görünce, korkutmak için Şerife’nin yanındaki koltukta duran silahı kendim aldım ve aracın içinden, hedef gözetmeden iki el ateş ettim. Kafam eğikti, sadece korkutmak istedim. Silahı Şerife vermedi, ben kendim aldım. Toplamda beş mermi vardı, sadece iki kez ateş ettim, sonra devam etmedim. Daha sonra Şerife’yle birlikte çadıra döndük, Erkan da oradaydı. O bana "Ne oldu?" dedi, ben de "Vurdum herhalde" dedim. Silahı saklamaya çalıştım ama babam izin vermedi. Erkan, kendi aracını gösterip "bin arabaya" dedi. O sırada olaydan haberi yoktu. Erkan ve Şerife beni okulun yanına bıraktı. Sonra tekrar Erkan’ın evine gittim. Erkan’dan beni Beytullah T.’nin evine bırakmasını istedim, beni bıraktılar. Oradan montumu alıp tekrar okula döndüm, orada alkol içtim. Sonra yine Erkan’ın evine geçtim, Şerife de oradaydı. Şerife "kaçalım" dedi ama ben "teslim olalım" dedim. Tam kapıdan çıkarken polisler geldi, ben de teslim oldum. Şerife’nin dediği gibi Beytullah’tan bizi saklamasını istemedim. Kimseyi özellikle hedef almadım. Olay anlattığım gibi oldu, çok pişmanım. Bu insanların bana düşmanlığı, eşim Şerife’nin geçmişte Durmuş’la olan ilişkisi ve benim onları işledikleri bir suçtan ihbar etmem yüzündendi" dedi. Şerife A.: "Silahı ben verdim, sık dedim" Tutuklu yargılanan Şerife A. da iddianamedeki ifadesinde, "Ben Onur A.’nın eşiyim, aramızda boşanma davası var. Bir süre Erkan A.’nın yanında kalıyordum. Olay günü Onur’la görüşmek istedim, Erkan’la birlikte yanına gittik. Onur takip edildiğini söyleyip buluşmak istemedi ama ben ısrar ettim, onu takip ettik. Tepelik bir yerde Onur durdu, Erkan alkol aldı. Sonra Onur tuvalet ihtiyacı için camiye gitti, çıktıktan sonra üç kişiyle karşılaştık. Onur babasını arayıp takip edildiğini söyledi. Çadıra geçtik, Onur babasından silah istedi, vermeyince zorla aldı. Yolda giderken Beytullah Soylu’nun aracını gördük. Ben Onur’a "sık" dedim, silahı verdim, o da araca iki el ateş etti. Olay yerinden uzaklaştık. Daha sonra Erkan beni aldı. Onur da bizimleydi. Beytullah T., Onur’u sakladı. Bize de olayla alakamız yokmuş gibi davranmamızı söyledi. Polisler bizi aradı, ifademizi verdik. Onur’un vurduğu kişinin öldüğünü orada öğrendim. Sonrasında Onur’a durumu söyledim, ardından polis gelip Onur’u aldı" sözlerine yer verdi. Diğer sanıklar suçlamaları reddetti Tutuksuz yargılanan sanıklardan Erkan A., olaydan sonra Onur A. ile görüştüğünü ancak onun birini vurduğunu bilmediğini, polis çağırdıktan sonra olaydan haberdar olduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Diğer tutuksuz sanık Beytullah T. ise Onur’un evine gelip kısa süre kaldığını, cinayete dair bir şey söylemediğini ve Onur’u evinde saklamadığını beyan etti. Ağır ceza talepleri İddianamede, tutuklu sanıklar Onur A. ve eşi Şerife A. hakkında Beytullah Soylu’ya yönelik eylemlerinden "kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası", Bekir Ö. ve Özcan S.’ye yönelik eylemlerinden dolayı da ayrı ayrı "olası kasıtla silahla yaralama" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Tutuksuz yargılanan sanıklar Erkan A. ve Beytullah T. hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Sanıklar, önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
Burdur’da arabasının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi
21 Nisan 2025 Pazartesi - 14:00 Burdur’da arabasının önünü kesip halasının oğlunu öldüren genç ve eşi için ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi Burdur’un Bucak ilçesinde, halasının oğlunun aracının önünü kesip tüfekle öldüren, araçta bulunan diğer 2 kişiyi de yaralayan şahıs ile eşi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Onur A. ifadesinde, o gün Beytullah Soylu’nun önce kendi aracının önünü kestiğini, olay yerinden ayrıldıktan sonra çadıra giderek tüfeği aldığını ve Beytullah’ın aracının önünü kesip korkutmak amacıyla ateş ettiğini, öldürme kastı bulunmadığını ve pişman olduğunu iddia etti. Olayla ilgili tutuklu yargılanan iki sanık hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "olası kasıtla yaralama" suçundan ise ayrı ayrı 1,5 ile 4,5 yıl arası hapis cezası; tutuksuz yargılanan iki sanık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bir evde saklanırken yakalandı Cinayetin ardından kaçan Onur A., polis ekipleri tarafından yapılan çalışmalar sonucunda suç aleti tüfek ile birlikte bir evde saklanırken yakalandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, suç delillerini gizlediği ve Onur A.’nın saklanmasına yardım ettiği belirlenen babası Yaşar A. (48), eşi Şerife A. (21), arkadaşları Beytullah T. (34) ve Erkan A. (32) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bucak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen şahıslardan Onur A. ve eşi Şerife A., Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanırken; arkadaşları Beytullah T. ve Erkan A. adli kontrol şartıyla, babası Yaşar A. ise serbest bırakıldı. "Korkutmak istemiştim, öldürme kastım yoktu" Katil zanlısı Onur A.’nın iddianamede yer alan savunmasında; "Olay günü arkadaşlarımla alkol aldık. Sonra Şerife’yle buluşacaktım. Yolda giderken Özcan Soylu ve Özkan A. aracımla önüm kesti, kaldırıma çıkıp oradan uzaklaştım. Adliyeye kadar beni takip ettiler, sonra peşimi bıraktılar. Yanımdaki arkadaşlarımdan İbrahim’i eski İmam Hatip civarında, diğerlerini ise bir benzinlik yakınında bıraktım. Şerife’yi arayıp buluşmak istedim. Aynı zamanda Erkan A.’yı da aradım. Ona "Kuzenlerim beni sıkıştırdı, aracıma çarpmaya çalıştılar" dedim. Erkan da Şerife’yi Turbo yoluna getirdi, orada aracıma aldım. Erkan’a alkol alması için para verdim. Sonra Şehitler Mezarlığı üst tarafına gittik, birlikte alkol aldık. Tuvalet ihtiyacım için Şerife’yle arabaya binip Hacı Sarılar Mezarlığı yanındaki camiye gittik. Camiden çıktıktan sonra Özcan Soylu’nun babasını arayıp, oğlunun yaptıklarını anlatmak ve uzlaşmak istedim. Tam o sırada Beytullah Soylu’nun arabası tekrar yanımıza geldi, ben de hızlıca uzaklaştım. Çadıra gittim. Orada babama ait silahı aldım. Babam beni durdurmaya çalıştı ama dinlemedim. Yolda Beytullah’ın kullandığı aracı görünce, korkutmak için Şerife’nin yanındaki koltukta duran silahı kendim aldım ve aracın içinden, hedef gözetmeden iki el ateş ettim. Kafam eğikti, sadece korkutmak istedim. Silahı Şerife vermedi, ben kendim aldım. Toplamda beş mermi vardı, sadece iki kez ateş ettim, sonra devam etmedim. Daha sonra Şerife’yle birlikte çadıra döndük, Erkan da oradaydı. O bana "Ne oldu?" dedi, ben de "Vurdum herhalde" dedim. Silahı saklamaya çalıştım ama babam izin vermedi. Erkan, kendi aracını gösterip "bin arabaya" dedi. O sırada olaydan haberi yoktu. Erkan ve Şerife beni okulun yanına bıraktı. Sonra tekrar Erkan’ın evine gittim. Erkan’dan beni Beytullah T.’nin evine bırakmasını istedim, beni bıraktılar. Oradan montumu alıp tekrar okula döndüm, orada alkol içtim. Sonra yine Erkan’ın evine geçtim, Şerife de oradaydı. Şerife "kaçalım" dedi ama ben "teslim olalım" dedim. Tam kapıdan çıkarken polisler geldi, ben de teslim oldum. Şerife’nin dediği gibi Beytullah’tan bizi saklamasını istemedim. Kimseyi özellikle hedef almadım. Olay anlattığım gibi oldu, çok pişmanım. Bu insanların bana düşmanlığı, eşim Şerife’nin geçmişte Durmuş’la olan ilişkisi ve benim onları işledikleri bir suçtan ihbar etmem yüzündendi." dedi. Şerife A.: "Silahı ben verdim, sık dedim" Tutuklu yargılanan şüphelilerden Şerife A.’da iddianamedeki ifadesinde; "Ben Onur A.’nın eşiyim, aramızda boşanma davası var. Bir süre Erkan A.’nın yanında kalıyordum. Olay günü Onur’la görüşmek istedim, Erkan’la birlikte yanına gittik. Onur takip edildiğini söyleyip buluşmak istemedi ama ben ısrar ettim, onu takip ettik. Tepelik bir yerde Onur durdu, Erkan alkol aldı. Sonra Onur tuvalet ihtiyacı için camiye gitti, çıktıktan sonra üç kişiyle karşılaştık. Onur babasını arayıp takip edildiğini söyledi. Çadıra geçtik, Onur babasından silah istedi, vermeyince zorla aldı. Yolda giderken Beytullah Soylu’nun aracını gördük. Ben Onur’a "sık" dedim, silahı verdim, o da araca iki el ateş etti. Olay yerinden uzaklaştık. Daha sonra Erkan beni aldı. Onur da bizimleydi. Beytullah T., Onur’u sakladı. Bize de olayla alakamız yokmuş gibi davranmamızı söyledi. Polisler bizi aradı, ifademizi verdik. Onur’un vurduğu kişinin öldüğünü orada öğrendim. Sonrasında Onur’a durumu söyledim, ardından polis gelip Onur’u aldı." beyanında bulundu. Diğer sanıklar suçlamaları reddetti Tutuksuz yargılanan sanıklardan Erkan A., olaydan sonra Onur A. ile görüştüğünü ancak onun birini vurduğunu bilmediğini, polis çağırdıktan sonra olaydan haberdar olduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Diğer tutuksuz sanık Beytullah T. ise Onur’un evine gelip kısa süre kaldığını, cinayete dair bir şey söylemediğini ve Onur’u evinde saklamadığını beyan etti. Ağır ceza talepleri İddianamede, tutuklu sanıklar Onur A. ve eşi Şerife A. hakkında Beytullah Soylu’ya yönelik eylemlerinden "kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası", Bekir Ö. ve Özcan S.’ye yönelik eylemlerinden dolayı da ayrı ayrı "olası kasıtla silahla yaralama" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Tutuksuz yargılanan sanıklar Erkan A. ve Beytullah T. hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Sanıklar, önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak. Olay geçmişi 22 Eylül 2024 tarihinde saat 20.00 sıralarında Burdur’un Bucak ilçesi Yunus Emre Mahallesi Yıldırım Caddesi ile 811 Sokak kesişiminde, aralarında daha önceden husumet bulunan halasının oğlu Beytullah Soylu’nun (24) kullandığı ve Durmuş S., Özcan S. (20) ile Bekir Ö.’nün (18) yolcu olarak bulunduğu 15 ACV 879 plakalı otomobilin önü, Onur A. (24) tarafından 07 AFZ 189 plakalı otomobil ile kesildi. Araç içerisinde oturduğu yerden Beytullah Soylu’nun aracına doğru tüfekle 2 el ateş eden Onur A., olay yerinden uzaklaştı. Açılan ateş sonucu göğsünden vurulan Beytullah Soylu bilincini kaybetti. Yokuş aşağı kayan otomobil, park halindeki başka bir araca çarparak durabildi. Araçta bulunan Bekir Ö. ve Özcan S. ise vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Beytullah Soylu, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Burdur’da 3 farklı noktada başlayan sazlık yangınında 15 dekar alan yandı
21 Nisan 2025 Pazartesi - 11:22 Burdur’da 3 farklı noktada başlayan sazlık yangınında 15 dekar alan yandı Burdur merkeze bağlı Hacılar ile Düğer köyleri arasında bulunan sazlık alanda çıkan yangında yaklaşık 15 dekar alan zarar gördü. Yangında 60’a yakın ağaç yanarak kullanılamaz hale geldi. Yangın, gece saat 22.00 sıralarında 3 farklı noktada başladı. Rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayılan alevler geniş bir alana sıçradı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ve jandarma ekibi sevk edildi. Ekiplerin yoğun müdahalesi sonucu yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. İtfaiye Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, özellikle Nisan ve Mayıs aylarında sazlık alanların kasıtlı olarak yakıldığına dikkat çekilerek, bu tür yangınların ekosisteme ciddi zarar verdiği belirtildi. Açıklamada; "Her yıl bu dönemlerde köylerdeki sazlık alanların kasıtlı ve bilinçli olarak yakılması sonucunda, bu bölgelerde yaşayan onlarca hayvan, bitki ve böcek türü zarar görmektedir. Sazlık alanların zemininin gevşek ve bataklık olması, itfaiye araçlarının müdahalesini zorlaştırmakta, bazı noktalara ulaşım imkânsız hale gelmektedir. Kuşların yuvalarını yaptığı, tilki, domuz ve tavşan gibi hayvanların güvenli üreme alanı olan sazlıkların yakılması ekosistemi ciddi şekilde etkilemekte, biyolojik çeşitliliği azaltmaktadır" denildi. Yetkililer, vatandaşları bu tür yangınlara karşı duyarlı olmaya davet ederken, ekosistemin korunmasında köy halkı, muhtarlar ve yetkililere büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.
Davullar çaldı, keşkekler dövüldü, Burdur’da Yörük Şenliği coşkusu yaşandı
20 Nisan 2025 Pazar - 21:00 Davullar çaldı, keşkekler dövüldü, Burdur’da Yörük Şenliği coşkusu yaşandı Burdur’da Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında İnsuyu Mağarası’nda düzenlenen Yörük Şenliği, vatandaşların yoğun katılımıyla coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi. Burdur Valiliği koordinesinde, Turizm Haftası’nın son gününde Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olan İnsuyu Mağarası şenlik alanında Yörük Şenliği düzenlendi. Etkinliğe Burdur ve çevre illerden gelen Yörük kültür dernekleri, mahalli sanatçılar, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Davul zurna eşliğinde gerçekleştirilen geleneksel göç yürüyüşüyle şenlik alanına gelen protokol üyeleri, develer, atlar ve yöresel kıyafetli kadınlar ve erkeklerle birlikte korteje eşlik etti. İnsuyu Mağarası alanında kurulan el sanatları stantlarını gezen protokol, ürünleri inceleyerek katılımcılardan bilgi aldı. Programda Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan tarafından geleneksel yöntemle keşkek dövülerek kazanlar açıldı, vatandaşlara yemek ikramında bulunuldu. Şenliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Vali Bilgihan, "Bugün Yörük Şenliği yapıyoruz. Güzel çocuklarımızın hepsiyle gurur duyuyoruz. Gencinden yaşlısına herkes bugün Yörük kültürünü tanıyacak, yaşayacak. Yörükler bu ülkenin vatanperver, doğa dostu, müstesna kültürel unsurlarındandır. Gençlerimize bu kültürü aktarabilmek için buradayız" ifadelerini kullandı. Etkinlikte sipsi ve cura eşliğinde Yörük müzikleri çalındı, halk oyunları sergilendi. Burdurlu kadınlar tarafından Burdur Alaca Dokuma defilesi düzenlenirken, temsili Yörük gelin alma geleneği de canlandırıldı. "Bu şenliklerin devamını istiyoruz" Şenlik alanındaki misafirlerden Murat Bozkurt, "Uzun yıllar Yörük Şenliklerine Muğla’da katıldım. Bugün Burdur’da Valilik tarafından düzenlenen bu etkinlik büyük bir ilgiyle karşılandı. Burdur’da ilk defa yapılması sebebiyle çok özel bir gün yaşıyoruz. Etkinliğin devamını diliyorum" dedi. Yörük Şenliği, mahalli sanatçıların sahne aldığı konser ve oyun havaları eşliğinde sona erdi.
Kepenek giyildi, cura çalındı, Yörükler Burdur’da yürüdü
19 Nisan 2025 Cumartesi - 21:55 Kepenek giyildi, cura çalındı, Yörükler Burdur’da yürüdü Burdur Valiliği tarafından Turizm Haftası dolayısıyla düzenlenen "Temsili Yörük Göçü", vatandaşların yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi. Yörük kültürünün canlandırıldığı etkinlikte, katılımcılar keyifli anlar yaşadı. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Burdur Valiliği öncülüğünde gerçekleştirilen "Temsili Yörük Göçü", Çatalpınar mevkiinde başladı. Etkinliğe katılan vatandaşlar, yerel sanatçılar tarafından çalınan cura, sipsi ve yöresel müzikler eşliğinde geleneksel kıyafetleriyle yürüyüşe katıldı. Yöresel kıyafetler giyen Yörükler, beraberlerinde getirdikleri deve, at, eşek ve keçilerle birlikte yürüyerek Cumhuriyet Meydanı’na ulaştı. Yörük kültürünün simgeleriyle süslenen yürüyüş korteji, izleyenlere renkli anlar yaşattı. Yürüyüşün sona erdiği Cumhuriyet Meydanı’nda ise Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü öğrencileri tarafından halk oyunları gösterisi sunuldu. Gösteri vatandaşlardan büyük alkış aldı. Ayrıca etkinlikte İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından Yörük göç duası edildi. Yörük geleneği genç nesillere aktarılıyor Etkinliğe destek veren Burdur Yörük Kültür Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı ve Burdur Dernekler Federasyonu Başkan Yardımcısı Alaettin Kalkan, "Bugün Turizm Haftası kapsamında Burdur Valiliği koordinesinde güzel bir Yörük göçü yaptık. Tabii biz de bu etkinliğe Yörük dernekleri olarak destek verdik. Atlarımızla, develerimizle, keçilerimizle, çoban kepeneklerimiz, yöresel kıyafetli kadınlarımız ve erkeklerimizle geleneğimizi göreneğimizi hem tanıttık hem yaşattık hem de bir yaylaya çıkış yürüyüşü yaptık. En sonunda da duamızı yaptık. Bizim tabii bunu yapma amacımız eski gelenek göreneklerimizi, Yörük kültürünü genç nesillere, çocuklarımıza, gençlerimize, torunlarımıza aktarmak. Bunu da yaptığımıza inanıyoruz. Hele bugünkü coşkulu çocuk ve gençlerden oluşan kalabalık bizleri ziyadesiyle memnun etti." dedi. "Dünyanın neresinde Türk varsa biz onu seviyoruz" İran’ın Kaşkay şehrinde yaşayan ve 8 yıldır Burdur’da ikamet eden Kaşkay Türkü Hasan Zeylabpoor, "İran’ın güneyinde yaşayan Yörük Türklerindenim. 4 milyona yakın bir Türk nüfusumuz var orada. Hala eski Türk kültürümüzden ödün vermeden dağlarda, ovalarda, kara çadırlarda yaşıyoruz. Tabii ki şehirde yaşayanlar da var ama kültürümüzden hiçbir şey kaybetmedik. Daha önce de Yörük günlerine, sizin festivallerinize katıldık. Çok değerli dildaşlarımız zahmet çekmişlerdi, gelmişlerdi, güzel elbiseleri vardı, güzel kültürleri vardı. Tanıştığımıza çok memnun olduk onlarla. Buradaki Yörük festivallerine katıldığımızda kanım kaynıyor. Bizim dilimiz, kanımız Türk olduğu için dünyanın neresinde bir Türk olsa biz onu seviyoruz, çok mutlu oluyoruz. Ama bence İran Kaşkay Türkleri Türkiye’ye göre kendi kültürünü daha çok yaşatıyor. Hala çadırda kalıyorlar, keçileri var, koyunları var, büyükbaş hayvanları var. Düğünler de doğada yapılıyor. At biniyorlar, deve besliyorlar. Türkiye’de de bunları yapan aşiretler, Yörükler var ama az kaldı. Biz Türkler olarak bunu kaybetmeyeceğiz. Bizim gerçek dilimiz, kültürümüz, tevekkülümüz her şeyimiz Yörüklüğümüze bağlı" dedi. Etkinlik boyunca katılımcılar bol bol fotoğraf çektirdi, sosyal medya hesaplarında etkinliği paylaşarak kültürel farkındalığın artmasına katkı sağladı. Yörük Şenliği programı, yarın Burdur’un turizme açılan ilk mağarası olan ve 1965 yılında ziyarete açılan İnsuyu Mağarası’nda devam edecek. Etkinlikler burada da farklı gösteriler ve kültürel sunumlarla sürdürülecek.
Hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine ninenin kına gecesi hayali gerçek oldu
18 Nisan 2025 Cuma - 09:53 Hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine ninenin kına gecesi hayali gerçek oldu Burdur’da huzurevinde kalan ve daha önce hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine Gülay’ın hayali olan kına gecesi öğrenciler ve huzurevi sakinleri tarafından gerçekleştirilen organizasyonla gerçek oldu. 69 yaşında bindallı giyen Gülay’ın mutluluğu gözlerine yansıdı.Burdur’da Aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne bağlı Hilmi Hafize Evin Huzurevi ve Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşayan Emine Gülay Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile Huzurevi arasında imzalanan protokol çerçevesinde huzurevinde düzenlenen zihinsel, biyopsikososyal gelişim atölyesinde üniversite öğrencilerine daha önce hiç evlenmediğini, bu yüzden de bir kına gecesinin olması hayalinin olduğunu söyledi. Bunun üzerine harekete geçen MAKÜ Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Huzurevi yönetimi "Hayaller gerçekleştiriliyor projesi" çerçevesinde Emine Gülay için huzurevi bahçesinde bir kına organizasyonu düzenledi. Organizasyona bindallısını giyip süslenerek gelen Emine Gülay’ın mutluluğu gözlerine yansıdı.Halk oyunları gösteri ile başlayan kına organizasyonunda yerel sanatçılar sahne aldı. Kırmızı bindallısı ile öğrencileri ve huzurevi sakinlerini etrafına toplayan Gülay vur patlasın çal oynasın diyerek kurtlarını döktü. 69 yıllık hayali gerçek olan Gülay, ellerine kına yakıldığı esnada ise duygulanarak mutluluktan gözyaşlarına boğuldu."Hayalim gerçek oldu"Kına gecesi hayalinin gerçekleştiği için çok sevinçli olduğunu söyleyen Emine Gülay, "Ben daha önce hiç evlenmedim. Huzurevi müdürüm ve hocalarımın sayesinde bugün hayalim gerçek oldu. Kına gecemin olmasını çok işitiyordum. Allah razı olsun herkesten. Benim için kına gecesi yaptılar. Çok mutlu oldum. Şimdi kına gecemde bol bol oynatacağım kızları. Kendime de kına yaktıracağım, altın toplayacağım. Gelen tüm misafirlerimin ayaklarına sağlık. İyi ki varsınız yavrularım" dedi."Allah devletimizden razı olsun"Kına organizasyonuna katılan Emine Gülay’ın abisi Mehmet Gülay (78) ise, "Kardeşimin bu mutlu gününü daha önce görebilseydim keşke. Biz hanımınla kardeşlerime anne baba olmaya çalıştık. Garibandık eskiden biz, nasip olmadı. Bizim kimsemiz yok. Allah devletimizden razı olsun" şeklinde konuştu."Yaşlılarımızın yüzünde küçük de olsa bir mutluluk gerçekleştirebildiysek ne mutlu bize"Organizasyonun gerçekleştirilmesinde büyük rol oynayan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Deniz Şahin, "Biz Yaşlılık Çalışmaları Merkezi olarak Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde son bir yıl içerisinde 30 farklı zihinsel, sosyal, etkileşim atölyesi gerçekleştirdik. Bir yıla yaydık bu atölye çalışmalarımızı. Atölye çalışmalarımız sırasında burada huzurevi sakinlerimizi çok daha iyi tanıma fırsatımız oldu. Kendi yaptığımız sohbetler de ve görüşmelerimiz sırasında bazı hayallerinin olduğunu ve gerçekleştiremedikleri bazı şeylerden bize bahsettiler. Biz de Huzurevi Müdürümüz İbrahim Çetinkaya ile bu hayalleri gerçekleştirebilir miyiz acaba diye düşündük. İlk olarak Emine teyzemizin kına organizasyonunu yaptık. Çünkü Emine teyzemiz bize buraya geldiğimiz zaman atölye çalışmalarımızda şunu söylemişti; ’Ben hayatımda hiç evlenmedim, düğün değil ama kına gecesi çok içimde kaldı. Bir kına gecem olsaydı çok isterdim’ dedi. Biz de ilk önce Emine teyzemin hayalini gerçekleştirmeyle işe başlayalım dedik. 2025 yılının aile yılı teması olması da bizim için çok kıymetli. Çünkü biz burada şunu gördük. Biz yaşlımızla, gencimizle, çocuklarımızla aslında ülke olarak koskocaman bir aileyiz. Bu minvalde yaşlılarımızın yüzünde bir gülümseme oluşturabildiysek, onları mutluluklarından minnacık da olsa bir katkımız olduysa ne mutlu bize" ifadelerini kullandı.