Yerel Haberler
Çankırı
Çankırı’da yollar üretilen betonlarla yenilenecek
31 Aralık 2024 Salı - 12:53 Çankırı’da yollar üretilen betonlarla yenilenecek Çankırı’da düzenlenen ‘İl Özel İdaresi Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yüksel Çelik, Kurşunlu ilçesinde yapımı devam eden kilitli parke taşı tesisinde üretilen betonlar ile yolların yapılacağını söyledi. Çankırı İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yüksel Çelik başkanlığında ‘İl Özel İdaresi Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı’ gerçekleştirildi. Çankırı İl Özel İdaresi Toplantı Salonunda düzenlenen toplantıda, borçsuz bir şekilde 450 milyona çıkarttıkları bütçelerini 750 milyona çıkartacaklarını belirterek, bütçelerini ileriki dönemlerde daha da arttıracaklarını söyledi. Kurşunlu ilçesinde yapımı devam eden kilitli parke taşı tesisinde betonda üretileceğini vurgulayan Çelik, "Çankırı’da üretilecek betonlarla kendi yollarımızı kendimiz yapacağız" dedi. “Kurşunlu ilçesinde kendi ürettiğimiz betonlar ile kendi çalışanlarımızla işçilik vermeden kendi yollarımızı yapacağız” Kurşunlu ilçesinde yapımı devam eden kilitli parke taşı tesisinde üretilen betonlar ile Çankırı’nın yollarını kendileri yapacaklarını kaydeden Çelik, “Özel İdare’ye giren her malzemenin kayıt altına alınması lazım. Kimin ne kullandığı, ne kadar kullanıldığı gibi istatistiklerin yapılması gerekiyor. Bizler de bu gibi araç takip sistemlerini faaliyete geçirdik. İdari binalara toplantı odaları yaptık. Mekanların düzenlenmesinin ardından atölyelerimizde bir takım değişiklikler yaptık. Geçen sene Çankırı İl Özel İdaresi’nin bütçesi 160 milyon TL’ydi. Biz sadece geçen sene 160 milyonluk makine alımı yaptık. Hem bu makineleri aldık hem asfalt plentini yapıyoruz hem de taş ocağımızı ve kilitli parke taşı tesisimizi faaliyete geçiriyoruz. Geçen sene bütçemizi 160 milyondan 450 milyona çıkarttık. Bu yılda bütçemizi 750 milyona çıkartıyoruz. Allah’a hamdolsun 160 Denk bir bütçe ile borçsuz bir şekilde devam ediyoruz. Allah’ın izni ile önümüzdeki yıl da daha da yüksek rakamlara bütçemizi çıkartacağız inşallah. Borçsuz bir şekilde hizmetlerimizi katlayarak devam etmek istiyoruz. Kurşunlu ilçesine kilitli parke taşı tesisimizi kuracağız. Gerektiğinde kilitli parke taşı üretecek, gerekirse de beton üretecek. Ilgaz ilçemizde yapacağımız olan taş ocağımızın tüm izinlerini aldık, Allah nasip ederse önümüzdeki aylarda ihalelilerini de yapıp faaliyete geçmiş olacak. Uygun olmayan yollarımızı standartlara uygun sağlam alt yapıp genişleteceğiz. Kurşunlu ilçesinde kendi ürettiğimiz betonlar ile de kendi çalışanlarımızla işçilik vermeden kendi yollarımızı yapacağız inşallah” diye konuştu. Toplantıya Çankırı İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yüksel Çelik, yöneticiler ve basın mensupları katıldı.
Çankırı’da kurulması planlanan Tarıma Dayalı Sera İhtisas OSB için ilk adım
30 Aralık 2024 Pazartesi - 09:50 Çankırı’da kurulması planlanan Tarıma Dayalı Sera İhtisas OSB için ilk adım Çankırı’nın Eldivan ilçesinde kurulması planlanan Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi için Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan fizibilite raporu, düzenlenen toplantıda değerlendirildi. Çankırı’nın Eldivan ilçesinde kurulması planlanan Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi için Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından hazırlanan fizibilite raporu doğrultusunda bir araya gelen paydaşlar, bilgilendirme toplantısında çalışmaları değerlendirdi. Çankırı Valiliği toplantı salonunda Vali Mustafa Fırat Taşolar başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, ildeki ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. Çankırı Valiliği öncülüğünde uygulanması planlanan projede, Çankırı İl Özel İdaresi, Eldivan Belediyesi, Çankırı Sanayi ve Ticaret Odası, Çankırı Ticaret Borsası ve Çankırı Ziraat Odası gibi yerel kuruluşların yer alması planlanıyor. Fizibilite çalışması yatırıma dönüşüyor Toplantıda Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan “Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi Fizibilite Raporu” çalışmasıyla ilgili olarak, Genel Sekreter Dr. Serkan Genç tarafından yatırıma konu edilen sera organize sanayi bölgesine ilişkin bir bilgilendirme sunumu yapıldı. Sunumda, Çankırı’nın Eldivan ilçesinde yaklaşık 961 bin dekarlık alan üzerine inşa edilecek sera organize sanayi bölgesinde, modern tarım ve sürdürülebilir gıda üretimine yönelik detaylı bilgiler paylaşıldı. TR82 Bölgesi’nde tarımı desteklemenin yanı sıra Ankara ve çevre illerinin de sebze ve meyve ihtiyacının karşılanacağı OSB’de, her birinin yaklaşık büyüklüğü 10 ila 12,8 dekar arasında değişen 70 adet sera parseli ile üretilen ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması için de 11 adet sanayi parseli yer alıyor. Bölge ekonomisine sağlayacak Sebze ve meyve üretiminin yapılacağı seralarda, doğalgaz ısıtma sistemleri kurulacak, sulama ihtiyacı ise Ekinne Göleti’nden karşılanacak. Seralarda, çevrenin korunması için de sıfır atık ilkesine uygun olarak, çevreye karşı duyarlı üretim modeli uygulanacak. Bölgede bu alanda ilk olma özelliği taşıyacak sera organize sanayi bölgesinde, aynı zamanda yeni teknolojiler kullanılarak 11 ay boyunca üretim yapılacak. Bölgenin büyük oranda sebze ve meyve ihtiyacını karşılayacak seralarda domates, salatalık, biber, patlıcan ve tıbbi aromatik bitki yetiştirilecek. Tarımda cazibe merkezi olabilir KUZKA tarafından hazırlanan fizibilite raporuna göre, ekonomik olarak oldukça karlı olduğu tespit edilen projenin, Eldivan ilçesinde uygulanması halinde, bölge istihdamına, ekonomisine canlılık kazandırması, ilçenin de ileriki dönemlerde tarımsal üretimde bir cazibe merkezi haline gelmesi ön görülüyor.
Uzmanı uyardı: Yeterli pişirilmeyen etler ölüme bile yol açabilir
29 Aralık 2024 Pazar - 10:11 Uzmanı uyardı: Yeterli pişirilmeyen etler ölüme bile yol açabilir Et ve et ürünlerinin tüketimi ile ilgili yapılan yanlışlarla ilgili bilgi veren Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, yeteri kadar pişirilmeyen etlerin ciddi sağlık problemleri ve ölüme yol açabileceğini söyledi. Gıda ile ilgili çalışmalar yapan Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, et ve et ürünlerinin tüketimi hakkında önemli bilgiler verdi. Ercoşkun, etlerin bakteri ve parazit içerebileceğini belirterek, yanlış tüketim sonrasında insanlara yaklaşık 40 hastalık ve parazitin bulaşabileceğini ifade etti. Ayrıca, etlerin yeterince pişirilmemesi durumunda canlı kalan mikroorganizmaların zamanla etin tamamına yayılarak besleyici özelliklerini gölgede bırakacak bir zehire dönüşebileceğini ve bu tür risklerin ölümle sonuçlanabileceğini vurguladı. Sağlıklı bir et tüketimi için et termometresi kullanmanın önemine değinen Ercoşkun, kırmızı etlerin en az 63 santigrat derece, beyaz etlerin ise en az 74 santigrat derece sıcaklıkta pişirilmesi gerektiğini belirtti. "Etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir" Etlerin, barındırdığı protein sebebiyle mikroorganizmaların saldırısına açık olduğunu belirten Ercoşkun, “Et, bizler için olduğu kadar mikroorganizmalar için de tüm besin unsurlarını sağlayabilecek yüksek bir besin değerine sahip besin maddesidir. Bu açıdan etler, mikroorganizmalar tarafından istila edilmeye müsaittir. Sağlıklı bir hayvan uygun şartlarda kesildiği zaman o et sterildir. Ancak, uygun kesim hijyeni olmayan, uygun şekilde taşınmayan ve hazırlanmayan et ve et ürünleri, hastalık kaynağı olabilir. Et ve et ürünleri bakımından en büyük risk mikrobiyal risklerdir. Mikroorganizmalardan, salmonella ve koliform grubu bakteriler ette bulunabilir. Pişirme işlemi ile birlikte, bu mikroorganizmalar ve parazitler yok olabilmektedir. Etin içerdiği mikroorganizmaların bir kısmını öldürüp bir kısmını canlı bırakırsak, yani eti yeterince pişirmezsek canlı kalan mikroorganizmalar zaman içerisinde etin tamamına hakim olup daha sonra etin besleyici özelliklerini gölgede bırakacak bir zehire dönüşebilir. Hayvansal gıdaların tüketilmesi ile birlikte insanlara bulaşabilen hastalık ve parazit sayısı 40’a yakındır. Bu açıdan etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir" dedi. "Bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır" Kanatlı hayvan ve su canlılarının etlerinin daha riskli olduğunu belirten Ercoşkun, "Pişirme süresi büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, orta iklim sıcaklığına sahip bir özellik taşımaktadır. Bu açıdan, mikroorganizmaların gelişmesi için ideal şartlarda ideal şartları sağlamaktadır. Et ve et ürünlerinde mikroorganizmaların gelişimini sınırlayan bir diğer faktör ise etin pH’sıdır. Kırmızı etler, düşük pH’ları sebebiyle birçok patojen mikroorganizmanın gelişimine engel olabilmektedir. Bunun ile birlikte kanatlı ve su ürünleri etleri bu bakımdan da çok risklidir. Bu nedenle et termometresi kullanmak ve etin merkez noktası sıcaklığının kırmızı etler için en az 63 santigrat derece, beyaz etler için de 74 dereceyi geçmesi gerekmektedir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır. Bu tür riskler ölümlere yol açabilir” diye konuştu.
Uzmanı uyardı: Yeterli pişirilmeyen etler ölüme bile yol açabilir
29 Aralık 2024 Pazar - 09:54 Uzmanı uyardı: Yeterli pişirilmeyen etler ölüme bile yol açabilir Et ve et ürünlerinin tüketimi ile ilgili yapılan yanlışlarla ilgili konuşan Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, yeteri kadar pişirilmeyen etlerin ciddi sağlık problemleri ve ölüme yol açabileceğini söyledi. Gıda ile ilgili çalışmalar yapan Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, et ve et ürünlerinin tüketimi hakkında önemli bilgiler verdi. Ercoşkun, etlerin bakteri ve parazit içerebileceğini belirterek, yanlış tüketim sonrasında insanlara yaklaşık 40 hastalık ve parazitin bulaşabileceğini ifade etti. Ayrıca, etlerin yeterince pişirilmemesi durumunda canlı kalan mikroorganizmaların zamanla etin tamamına yayılarak besleyici özelliklerini gölgede bırakacak bir zehre dönüşebileceğini ve bu tür risklerin ölümle sonuçlanabileceğini vurguladı. Sağlıklı bir et tüketimi için et termometresi kullanmanın önemine değinen Ercoşkun, kırmızı etlerin en az 63 santigrat derece, beyaz etlerin ise en az 74 santigrat derece sıcaklıkta pişirilmesi gerektiğini belirtti. "Etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir" Etlerin, barındırdığı protein sebebiyle mikroorganizmaların saldırısına açık olduğunu belirten Ercoşkun, “Et, bizler için olduğu kadar mikroorganizmalar için de tüm besin unsurlarını sağlayabilecek yüksek bir besin değerine sahip besin maddesidir. Bu açıdan etler, mikroorganizmalar tarafından istila edilmeye müsaittir. Sağlıklı bir hayvan uygun şartlarda kesildiği zaman o et sterildir. Ancak, uygun kesim hijyeni olmayan, uygun şekilde taşınmayan ve hazırlanmayan et ve et ürünleri, hastalık kaynağı olabilir. Et ve et ürünleri bakımından en büyük risk mikrobiyal risklerdir. Mikroorganizmalardan, salmonella ve koliform grubu bakteriler ette bulunabilir. Pişirme işlemi ile birlikte, bu mikroorganizmalar ve parazitler yok olabilmektedir. Etin içerdiği mikroorganizmaların bir kısmını öldürüp bir kısmını canlı bırakırsak, yani eti yeterince pişirmezsek canlı kalan mikroorganizmalar zaman içerisinde etin tamamına hakim olup daha sonra etin besleyici özelliklerini gölgede bırakacak bir zehre dönüşebilir. Hayvansal gıdaların tüketilmesi ile birlikte insanlara bulaşabilen hastalık ve parazit sayısı 40’a yakındır. Bu açıdan etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir" dedi. "Bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır" Kanatlı hayvan ve su canlılarının etlerinin daha riskli olduğunu belirten Ercoşkun, "Pişirme süresi büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, orta iklim sıcaklığına sahip bir özellik taşımaktadır. Bu açıdan, mikroorganizmaların gelişmesi için ideal şartlarda ideal şartları sağlamaktadır. Et ve et ürünlerinde mikroorganizmaların gelişimini sınırlayan bir diğer faktör ise etin pH’sıdır. Kırmızı etler, düşük pH’ları sebebiyle birçok patojen mikroorganizmanın gelişimine engel olabilmektedir. Bunun ile birlikte kanatlı ve su ürünleri etleri bu bakımdan da çok risklidir. Bu nedenle et termometresi kullanmak ve etin merkez noktası sıcaklığının kırmızı etler için en az 63 santigrat derece, beyaz etler için de 74 dereceyi geçmesi gerekmektedir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır. Bu tür riskler ölümlere yol açabilir” diye konuştu. En çok kaburga kıymasının tercih edildiğini ifade eden Kasap Ömer Kara ise, “Kırmızı et grubunda en çok kaburga kıyması tercih ediliyor, vatandaşlar, yağlı ve lezzetli olduğundan daha çok tercih ediyor” şeklinde konuştu.