Yerel Haberler
Düzce
Düzceli Turizm İşletmeleri İzmir TTI Fuarında 200 B2B Görüşmesi Yaptı 09 Aralık 2025 Salı - 16:25:06 Düzce’de faaliyet gösteren turizm işletmeleri Ticaret ve Sanayi Odası koordinatörlüğünde Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresine Batı Karadeniz Otelleri çatısı altında katılarak toplamda 200 görüşme gerçekleştirdi. Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) turizmi geliştirme ve ilin tanıtımı amacıyla yapmış olduğu çalışmalar ve geliştirdiği projeler kapsamında her yıl düzenli olarak katılınan fuarlardan biri olan İzmir Fuarı’na bu yıl da odaya kayıtlı 8 konaklama tesisi ile birlikte katılım sağlandı. Gerçekleşen fuar boyunca Düzce’de faaliyet gösteren konaklama tesisleri ulusal ve uluslararası isteklilerle 200’den fazla görüşme gerçekleştirdi. Fuarda Düzce’nin tanınan markası haline gelen Düzce’ye Gelsene platformunun detaylı tanıtım ve sunumları yapılırken, konaklama tesisleri ve turizme dair tüm detayların tek bir noktada toplandığı da fuar katılımcıları ile paylaşıldı. Fuar katılımcılarından tam not alan Düzce’ye Gelsene Platformu sadece TTI İzmir Fuarı boyunca 10 binlerce kez ziyaret edildi. Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, yapılan tüm ikili görüşmelerin ve bağlantıların koordinasyonu yaparken, konaklama tesisleri yetkilileri, gerçekleşen B2B görüşmelerinden hayli verimli sonuçlar aldıklarını belirttiler. Konuyla alakalı görüşlerini dile getiren DTSO Başkanı Erdoğan Bıyık, "Düzce Belediyesi ile işbirliği halinde Türkiye’nin en önemli turizm fuarlarından biri olan TTİ İzmir Fuarına 8 konaklama tesisimizle birlikte katıldık. Düzce’nin doğal ve kültürel zenginliklerinin yanında konforlu konaklama tesislerimizin varlığını da fuar ziyaretçileriyle paylaşmış olduk. Turizmin bir bütün olduğunu düşünüyor ve bu konuda tüm paydaşlarımız ile koordine şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
09 Aralık 2025 Salı - 14:33 Düzce’de 2026 yılında yatırımlar devam edecek AK Parti Düzce İl Başkanı Hasan Şengüloğlu, 2025 yılının Düzce için yatırım yılı olduğunu ve 2026 yılında da Düzce’ye yatırımların devam edeceğini belirtti. Düzce 2025 yılında yatırımların merkezi oldu. Yatırımların Düzce’yi geleceğe taşıdığını dile getiren AK Parti Düzce İl Başkanı Hasan Şengüloğlu, "Aslına baktığımız zaman 2025 yılının sonuna geldik artık Aralık ayındayız. 2025 yılı Düzce’ye hizmet noktasında bizler açısından oldukça verimli ve hareketli bir yıl oldu. Adeta her hafta bir açılış yaptık. Hemen hemen her hafta temel atma törenine gittik. Düzce’de sağlık, okul, sağlık ocağı, aile sağlığı merkezleri, spor yatırmaları yapıldı. Hükümetimizin ve bakanlıklarımızın bütün yatırımlarını farklı farklı lokasyonlara ve ilçelerimize kazandırmış olduk. Bunların içerisinde büyük yatırımlarımız var. Orta ölçekli ve küçük yatırımlarımız var. Genel manada baktığımız zaman 2025 yılı tasarruf tedbirlerine rağmen Düzce için çok verimli ve hareketli bir yıl oldu. Devlet hastanemizin yanına yapılacak olan hastanenin proje ihalesi yapıldı. Proje bittikten sonra temel atmasını yapacağız. Düzcemiz için çok büyük bir yatırım. Akçakoca devlet hastanesi bitme noktasında çok az işleri kaldı ve önümüzdeki senenin başlarında açacağız. Çilimli’de gençlik merkezinin temeli atıldı. Gümüşova Gençlik Merkezi inşaatı bitti yakında hizmet verecek. Merkezde gençlik merkezinin temelini attık. Baktığımız zaman ilimizin ilçeleri dahil her bölgesine bir hizmet ulaştırma gayretindeyiz. 2026 yılı içerisinde bu çabalarımızı bu gayretlerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi.
09 Aralık 2025 Salı - 13:57 Düzce’de gerçekleştirilen tatbikatta UMKE’ciler yeteneklerini geliştirdi DÜZCE(İHA) – Düzce İl Sağlık Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleştirilen Düzce, Bolu, Bartın, Karabük ve Zonguldak 14 Bölge Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) gerçekleştirilen tatbikatta yeteneklerini geliştirdi. 14. Bölge UMKE tatbikatı Düzce’de gerçekleştirildi. Düzce, Bolu, Bartın, Karabük ve Zonguldak illerinin yıllık faaliyet planı çerçevesinde, Gümüşova Dereköyü mesire alanında Düzce İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Birimi koordinatörlüğünde gerçekleştirilen eğitime 75 UMKE gönüllüsü katıldı. Tatbikatta triyaj uygulaması, enkaz altında yaralıya medikal müdahale, arrest yönetimi, CRUSH Sendromlu yaralıya müdahale, maden kazalarında yaralılara müdahale, derin kuyu gibi alanlarda KED Yeleği uygulaması, hasta/yaralı stabilizasyonu ve taşıma teknikleri, acil müdahale ünitesinin kurulumu ve işletilmesi gibi temel konularda eğitimler ve saha tatbikatları ile UMKE personellerinin zor şartlarda bulunan kazazedelere olay yerine, en kısa sürede ulaşarak kendi imkan ve kabiliyetlerini kullanıp uygun yöntemlerle, medikal müdahalede bulunabilmesi için gerekli uygulamalar ile bu konulardaki tecrübelerini arttırması amaçlanıyor. Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, söz konusu tatbikat ile Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin müdahale becerileri geliştirdiğini bölge illerden gelen ekiplerle de dayanışma ve ekip ruhu kazanma ile afetlere hazırlık düzeyini güçlendirmeye yönelik yapıldığını belirterek, "İlimizde gerçekleştirilen tatbikatta görev alan tüm UMKE personellerimize özverili ve gayretli çalışmaları için teşekkür ediyor, bu vesileyle tüm 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının Acil Sağlık Hizmetleri Haftasını kutluyorum" dedi.
Bakan Yardımcısı Ünüvar açıkladı:"Türkiye, denizcilikte dünyanın en büyük 10. filosuna sahip oldu"
20 Kasım 2025 Perşembe - 14:09 Bakan Yardımcısı Ünüvar açıkladı:"Türkiye, denizcilikte dünyanın en büyük 10. filosuna sahip oldu" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, Türkiye’nin denizcilik alanındaki stratejik konumunu değerlendirdi. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10. filosuna sahip olduğunu açıklayan Ünüvar, Türk boğazlarından yılda 40 binden fazla geminin geçtiği kritik konumun altını çizdi. Ayrıca Ünüvar, Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu, mega yat inşasında ise 2’nciliği elde ettiğini belirtti. Düzce Üniversitesi, denizlerin ve okyanusların sürdürülebilir yönetimine yönelik düzenlenen 1. Uluslararası Deniz Hukuku ve Teknolojileri Sempozyumu’na (IMLTech 2025) ev sahipliği yapıyor. Bugün başlayan sempozyum, 22 Kasım’a kadar sürecek. Sempozyuma, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Düzce Valiliği, TÜBİTAK MAM, HAVELSAN, TÜRKSAT ve Düzce Belediyesi başka olmak üzere birçok kamu ve özel sektör kuruluşları da destek veriyor. Alanında uzman akademisyen, araştırmacı ve uygulayıcıları bir araya getiren sempozyumda; "Mavi Ekonomi", "Limancılık Stratejisi" ve "Türk Denizciliğinin Pusulası: Tehditler, Teknolojiler ve Yeni Ufuklar" gibi konular ele alınacak. Prof. Dr. Sözbir: "Yapay zeka odaklı çalışmaları çok yönlü ele alacağız" Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, deniz hukuku ve teknoloji alanlarının akademik ve stratejik yönlerini bir araya getireceklerini ifade ederek, "Denizcilik ulusal güvenliğin en kritik noktalarından birisidir. Deniz hukuku üzerine yürütülen çalışmalar sadece akademik değil, ülkemizin stratejik geleceğine dair önemli bir yol kat etmiştir. Mavi vatan vizyonunu, insansız sistemler, yapay zeka odaklı çalışmaları çok yönlü ele alacağız. Sektörün önde gelen kurumlar, akademisyenler çeşitli konuları ele alacaklar. Üniversite olarak amacımız bilimsel birikimin sahadaki imkanlarla buluştuğu akademik zemin hazırlamaktır. Ülkemizin denizcilik politikalarına anlamlı katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi. Başkan Özlü: "Sanayi, teknoloji ve üretim ile ilgili çok sayıda projeye imza atıldı" Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Türkiye’nin denizcilik potansiyelini ve sanayi atılımlarını değerlendirdi. Özlü, "Sanayi, teknoloji ve üretim ile ilgili çok sayıda projeye imza atıldı. TOGG’dan, Antartika Bilim Üstüne, KOSGEB desteklerinden mega endüstri bölgelerine kadar büyük atılımlar başlatıldı. Bilim merkezi, teknoloji üstü, ileri sanayiye sahip olan Türkiye hedeflendi. Bilim ve teknoloji ile büyüyen Türkiye hedeflendi" diye konuştu. "Ülkemiz denizcilik potansiyelinden yeterince pay alamıyor" Türkiye’nin denizcilik potansiyelinden yeterince pay alamadığı görüşünde olduğunu aktaran Özlü, şunları kaydetti: "Ülkemiz kara taşımacılığında bir köprü olduğu kadar, deniz taşımacılığında da önemli rotada yer almaktadır. Bizim bütün çabamız bu coğrafi avantajı stratejik bir bakış açısı ile pekiştirmek olmalıdır. Deniz taşımacılığı daha ucuzdur. Denizcilik yük ve yolsa taşımanın ötesine gemi sanayi gibi önemli katkılar sunar. Dış ticaretimizin büyük bölümü deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Deniz ticaretimizin büyümesi için atılacak her adım, ihracata ve üretime katkı sunacaktır." "İki önemli projeyi hayata geçirdik" Özlü, bu doğrultuda başlatılan iki önemli projeyi hatırlattı. Bunların, Türk Koster Filosu’nun yenilenmesi projesi ve mega endüstri bölgeleri projesi olduğunu belirten Başkan Faruk Özlü, "Türkiye’de o tarihte 790 Türk sahipli koster vardı. Bunların ortalama yaşı 26’ydı. Biz bunları modernize etmeyi düşündük. Sayın başbakanımızında imzasının olduğu protokol imzaladık. Yüzde 49’u Sanayi ve Teknoloji Bakalığından verilecek bir pay vardı. Yüzde 51’i ise özel sektör katılımı olacaktı. Bu projedeki amacımız bu envanterde bulunan ortalama yapı 26 olan kosterleri yenilemekti. Yaklaşık 10 yıl süre ile Türk tersanelerine iş olacaktı. Gemi inşası yan sanayisine iş çıkacaktı. Akdeniz ve Karadeniz Türk gölü haline gelecekti. Etrafımızdaki ülkelerde yaklaşık 2 bin adet koster vardı. Bu kosterleri de Türkiye modernize edecekti. Bu son derece önemli bir projeydi. Bu projeyi sayın başbakanımızın liderliğinde başlattık. Mega endüstri bölgeleri. Bugün OSB’ler var. Sayıları 370’i buldu. Türkiye’nin sıçrama yapması için OSB ölceğinden büyük mega endüstri bölgelerine ihtiyacımız var." Vali Aslan: "Denizler önemli" Düzce Valisi Selçuk Aslan, küresel ticarette denizlerin taşıdığı kritik role dikkat çekti. Yaptığı açıklamada Aslan, Türk milletinin denizcilik tarihindeki yerine atıfta bulunarak, "Türk milleti olarak her ne kadar karaların sultanı olmuş olsak da, tarihi bin yıl geriye gidecek şekilde dünyanın 3 denizine hükmetmiş ataların evladı olarak, ticaretin 4’te 3’ünün denizlerde döndüğünü düşünürsek denizler önemlidir" diye konuştu. Bakan Yardımcısı Ünüvar: "Anlaşmanın hükümlerini eksiksiz yerine getiriyoruz" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, küresel deniz yolunun canlı bir organizma olduğunu belirterek, Türkiye’nin denizcilik alanındaki stratejik konumunu ve başarılarını açıkladı. Bakan Yardımcısı Ünüvar, 2024 yılında 12,6 milyar ton yükün deniz yolu ile taşındığını kaydetti. Türkiye’nin 10 bin 940 kilometre kıyı uzunluğunun bulunduğunu ve boğazlardan yılda 40 binden fazla geminin geçtiği kritik noktalardan biri olduğunu vurgulayan Ünüvar, şöyle konuştu: "Boğazlarımızdan 1 milyar tonun üzerinde yük geçti. Türk boğazları deyince, Montrö’de imzalanan Türk Boğazları anlaşması var. Anlaşmanın hükümlerini eksiksiz yerine getiriyoruz. Filomuzu güçlendirmek, Türk gemi insanının uluslarası tercih edinirliliğini artırmak istiyoruz." "Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu" Türkiye’nin 1999 yılından bu yana IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) Konsey üyesi olduğunu hatırlatan Bakan Yardımcısı Ünüvar, 50 ülke ile 64 denizcilik anlaşması bulunduğunu belirtti. Durmuş Ünüvar, "3 deniz girişimine stratejik ortaklığımız gerçekleşti. Konumumuzu daha da güçlendirdi. Bugün 50 ülke ile 64 denizcilik anlaşmamız var. Bu alan daha da genişliyor. Türkiye Doğu Akdeniz’de, Hin Okyanusunda ortaklıklarını güçlendiriyor. Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu. Çok daha fazlasını yapacak insan gücümüz ve altyapımız var" şeklinde konuştu. Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu olduğunu aktaran Ünüvar, tonajda 0,6 milyon CGT ile 11’inci, mega yat inşasında ise 2’nciliği elde ettiğini belirtti. Binali Yıldırım: "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" 27. Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ise konuşmasının başında, etkinliğin Düzce’de yapılmasının iki nedenini; Akçakoca açıklarındaki Sakarya/Akçakoca doğalgaz sahalarını ve Rektör Nedim Sözbir’in denizcilik geçmişini gösterdiğini belirtti. Barbaros Hayrettin Paşa’nın "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" sözünü hatırlatan Yıldırım, dünya taşımacılığının yüzde 90’ının denizler üzerinden yapıldığını vurguladı. "Taraf değiliz ama sözleşmenin birçok hükmünü uyguluyoruz" Sempozyumun ana başlıklarından Uluslararası Deniz Hukuku’na değinen Yıldırım, 1982 tarihli sözleşmeye Türkiye’nin taraf olmama nedenini açıkladı: "Bu sözleşmeye ABD de taraf değil, Türk devleti de taraf değil. ABD imzalamış ama taraf olmamış. Denizin dibinde çok büyük kaynaklar var, nadir elementler var. ABD bunları kendi mülkü gördüğü için, paylaşmak istemediği için taraf olmamış. Bizde taraf değiliz. Bizim hassasiyetimiz nedir? Bizim hassasiyetimiz adalar denizidir. Adalar denizi, öyle bir yapıya sahipki deniz hukuku sistemine göre bu anlaşmaya taraf olsak, İstanbul’dan Çanakkale’den çıkıp, Fethiye’ye giderken hep uluslarası sulardan geçmemiz lazım. Kendi deniz sahamız kalmıyor. Adaların denizle iç içe bulunduğu bir coğrafyadayız. Bu coğrafyaya sahip başka ülkelerde var. Başka yerlerde de yaklaşık 15 ülke bu hukuka taraf değil. Sözleşme yürürlükte. Bu sözleşme olmasa, uluslararası deniz düzeni, denizcilik faaliyetlerinde sıkıntı yaşanırdı. Biz taraf olmamamıza rağmen teamüller açısından, sözleşmenin birçok hükmünü uyguluyoruz." "Bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir" Yıldırım, şöyle devam etti: "Açık deniz serbestliğini sahipleniyoruz. Açık denizler aslında herkesin malıdır. Herhangi bir ülke tek başına hak iddia edemiyor. Transit geçişler, masum geçişler... bununla ilgili deniz hukuku sözleşmesine tabiyiz. Boğazlar, Montrö sözleşmesine göre ve oradaki maddeler çok farklı. Deniz hukuku yokken bizim boğazların kullanılmasının rejimi farklı. En son Ukrayna-Rusya savaşı yaşanırken uyguladık. Boğazların özel geçiş şartları var. Bunu tüm dünya kabulleniş durumda. Deniz hukuku sözleşmesinin uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz sözleşmeye taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Sözleşme hükümleri denizcilik teamülüdür. ’Taraf olsa da olmasa herkes uymak zorundadır’ diyor. Adalar bize birkaç mil, Yunanistan’a 300-500 mil mesafede. Nizam var, ölçü var. Deniz hukukunda çok su götürecek mevzular var. Denizlerdeki kaynakların kullanılması, su yüzüne çıkarılması gibi konularda kısa vadede uzlaşma olacağı kanaatinde değilim." "Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz" Türkiye’nin denizicilik alanında kat ettiği başarıları anlatan Binali Yıldırım, "Yat üretiminde dünya 2’ncisiyiz. Her türlü gemiyi özellikle özel maksatlı gemileri yapmakta 1 numarayız. Gemi bozma veya dönüşüm denildi. Biz ona ’gemi sökümü’ diyoruz. Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz. İmal ediyoruz, çalıştırıyoruz ve söküyoruz. İşi bilen denizcileri göreve getirdik. Biz 2002 yılında iktidar olduğumuzda denizcilik müsteşarlığı vardı ama denizci yoktu. Vahim durumdaydı. Önceliğimiz, denizcilik müsteşarlığını denizcilerle tanıştırmak oldu" dedi. Deniz madenciliği ve nadir elementlere dikkat çeken Yıldırım, bu elementlerin elektrik motorları, mıknatıslar, dronelar, güdüm sistemleri, termal kameralar, elektrikli araç bataryaları ve enerji depolama sistemleri dahil olmak üzere savunma sanayi, tıp ve ileri teknolojide kullanıldığını ifade etti. "Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. nadir element rezervi var" Yıldırım, bu elementlerin üretiminin yüzde 60’ının Çin tarafından yapıldığını belirterek, Türkiye’deki potansiyele değindi: "Bizde var ama kullanamıyoruz. Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. nadir element rezervi var. 700 milyon ton rezerv var. Burada 10 element çıkarılabilir. Eti Maden bu toprak elementlerini çıkarmak için oluşum başlattı. Derin deniz madenciliğinde İSA ruhsatını almamız gerekiyor" diye konuştu. Ayrıca sempozyuma, 65. Dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 26. Başkanı İsmet Yılmaz, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir de katıldı.
"Türkiye, denizcilikte dünyanın en büyük 10. filosuna sahip oldu"
20 Kasım 2025 Perşembe - 13:13 "Türkiye, denizcilikte dünyanın en büyük 10. filosuna sahip oldu" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, dünyanın en büyük 10. filosuna sahip olan Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu, mega yat inşasında ise 2’ncisi olduğunu belirtti. Ünüvar ayrıca, boğazlardan yılda 40 binden fazla geminin geçtiğini söyledi. Düzce Üniversitesi, denizlerin ve okyanusların sürdürülebilir yönetimine yönelik düzenlenen 1. Uluslararası Deniz Hukuku ve Teknolojileri Sempozyumu’na (IMLTech 2025) ev sahipliği yapıyor. Bugün başlayan ve 22 Kasım’a kadar sürecek olan sempozyuma Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Düzce Valiliği, TÜBİTAK MAM, HAVELSAN, TÜRKSAT ve Düzce Belediyesi başta olmak üzere birçok kamu ve özel sektör kuruluşları destek veriyor. Alanında uzman akademisyen, araştırmacı ve uygulayıcıları bir araya getiren sempozyumda "Mavi Ekonomi", "Limancılık Stratejisi" ve "Türk Denizciliğinin Pusulası: Tehditler, Teknolojiler ve Yeni Ufuklar" konuları ele alınacak. Prof. Dr. Sözbir: "Yapay zeka odaklı çalışmaları çok yönlü ele alacağız" Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, deniz hukuku ve teknoloji alanlarının akademik ve stratejik yönlerini bir araya getireceklerini ifade ederek, "Denizcilik ulusal güvenliğin en kritik noktalarından birisidir. Deniz hukuku üzerine yürütülen çalışmalar sadece akademik değil, ülkemizin stratejik geleceğine dair önemli bir yol kat etmiştir. Mavi vatan vizyonunu, insansız sistemler, yapay zeka odaklı çalışmaları çok yönlü ele alacağız. Sektörün önde gelen kurumlar, akademisyenler çeşitli konuları ele alacaklar. Üniversite olarak amacımız bilimsel birikimin sahadaki imkanlarla buluştuğu akademik zemin hazırlamaktır. Ülkemizin denizcilik politikalarına anlamlı katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi. Başkan Özlü: "Sanayi, teknoloji ve üretimle ilgili çok sayıda projeye imza atıldı" Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Türkiye’nin denizcilik potansiyelini ve sanayi atılımlarını değerlendirdi. Özlü, "Sanayi, teknoloji ve üretimle ilgili çok sayıda projeye imza atıldı. Togg’dan Antartika Bilim Üssü’ne, KOSGEB desteklerinden mega endüstri bölgelerine kadar büyük atılımlar başlatıldı. Bilim merkezi, teknoloji üstü, ileri sanayiye sahip olan Türkiye hedeflendi. Bilim ve teknoloji ile büyüyen Türkiye hedeflendi" diye konuştu. "Ülkemiz denizcilik potansiyelinden yeterince pay alamıyor" Türkiye’nin denizcilik potansiyelinden yeterince pay alamadığı görüşünde olduğunu aktaran Özlü, şunları kaydetti: "Ülkemiz kara taşımacılığında bir köprü olduğu kadar, deniz taşımacılığında da önemli bir rotada yer almaktadır. Bizim bütün çabamız bu coğrafi avantajı stratejik bir bakış açısı ile pekiştirmek olmalıdır. Deniz taşımacılığı daha ucuzdur. Denizcilik yük ve yolsa taşımanın ötesine gemi sanayi gibi önemli katkılar sunar. Dış ticaretimizin büyük bölümü deniz yolu ile gerçekleştirilmektedir. Deniz ticaretimizin büyümesi için atılacak her adım, ihracata ve üretime katkı sunacaktır." "İki önemli projeyi hayata geçirdik" Özlü, bu doğrultuda başlatılan iki önemli projeyi hatırlattı. Bunların Türk Koster Filosu’nun yenilenmesi projesi ve mega endüstri bölgeleri projesi olduğunu belirten Özlü, "Türkiye’de o tarihte 790 Türk sahipli koster vardı. Bunların ortalama yaşı 26’ydı. Biz bunları modernize etmeyi düşündük. Sayın başbakanımızın da imzasının olduğu protokol imzaladık. Yüzde 49’u Sanayi ve Teknoloji Bakalığından verilecek bir pay vardı. Yüzde 51’i ise özel sektör katılımı olacaktı. Bu projedeki amacımız bu envanterde bulunan ortalama yapı 26 olan kosterleri yenilemekti. Yaklaşık 10 yıl süreyle Türk tersanelerine iş olacaktı. Gemi inşası yan sanayisine iş çıkacaktı. Akdeniz ve Karadeniz Türk gölü haline gelecekti. Etrafımızdaki ülkelerde yaklaşık 2 bin adet koster vardı. Bu kosterleri de Türkiye modernize edecekti. Bu son derece önemli bir projeydi. Bu projeyi sayın başbakanımızın liderliğinde başlattık. Mega endüstri bölgeleri. Bugün OSB’ler var. Sayıları 370’i buldu. Türkiye’nin sıçrama yapması için OSB ölceğinden büyük mega endüstri bölgelerine ihtiyacımız var" dedi. Vali Aslan: "Denizler önemli" Düzce Valisi Selçuk Aslan, küresel ticarette denizlerin taşıdığı kritik role dikkat çekti. Aslan, Türk milletinin denizcilik tarihindeki yerine atıfta bulunarak, "Türk milleti olarak her ne kadar karaların sultanı olmuş olsak da, tarihi bin yıl geriye gidecek şekilde dünyanın üç denizine hükmetmiş ataların evladı olarak, ticaretin 4’te 3’ünün denizlerde döndüğünü düşünürsek denizler önemlidir" diye konuştu. Bakan Yardımcısı Ünüvar: "Anlaşmanın hükümlerini eksiksiz yerine getiriyoruz" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, küresel deniz yolunun canlı bir organizma olduğunu belirterek, Türkiye’nin denizcilik alanındaki stratejik konumuna ve başarılarına değindi. Ünüvar, 2024 yılında 12,6 milyar ton yükün deniz yolu ile taşındığını kaydetti. Türkiye’nin 10 bin 940 kilometre kıyı uzunluğunun bulunduğunu ve boğazlardan yılda 40 binden fazla geminin geçtiği kritik noktalardan biri olduğunu vurgulayan Ünüvar, şöyle konuştu: "Boğazlarımızdan 1 milyar tonun üzerinde yük geçti. Türk boğazları deyince, Montrö’de imzalanan Türk boğazları anlaşması var. Anlaşmanın hükümlerini eksiksiz yerine getiriyoruz. Filomuzu güçlendirmek, Türk gemi insanının uluslarası tercih edinirliliğini artırmak istiyoruz." "Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu" Türkiye’nin 1999 yılından bu yana Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey üyesi olduğunu hatırlatan Bakan Yardımcısı Ünüvar, 50 ülke ile 64 denizcilik anlaşması bulunduğunu belirtti. Ünüvar, "Üç deniz girişimine stratejik ortaklığımız gerçekleşti. Konumumuzu daha da güçlendirdi. Bugün 50 ülke ile 64 denizcilik anlaşmamız var. Bu alan daha da genişliyor. Türkiye Doğu Akdeniz’de, Hin Okyanusu’nda ortaklıklarını güçlendiriyor. Türkiye, dünyanın en büyük 10’uncu filosuna sahip oldu. Çok daha fazlasını yapacak insan gücümüz ve altyapımız var" şeklinde konuştu. Türkiye’nin 61 yeni gemi siparişi ile dünya 9’uncusu olduğunu aktaran Ünüvar, tonajda 0,6 milyon CGT ile 11’inci, mega yat inşasında ise 2’nciliği elde ettiğini belirtti. Binali Yıldırım: "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" 27. Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ise, konuşmasının başında etkinliğin Düzce’de yapılmasının iki nedeninin Akçakoca açıklarındaki Sakarya/Akçakoca doğalgaz sahaları ve Rektör Nedim Sözbir’in denizcilik geçmişi olduğunu belirtti. Barbaros Hayrettin Paşa’nın "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" sözünü hatırlatan Yıldırım, dünya taşımacılığının yüzde 90’ının denizler üzerinden yapıldığını vurguladı. "Taraf değiliz ama sözleşmenin birçok hükmünü uyguluyoruz" Sempozyumun ana başlıklarından uluslararası deniz hukukuna değinen Yıldırım, 1982 tarihli sözleşmeye Türkiye’nin taraf olmama nedenini ise şöyle açıkladı: "Bu sözleşmeye ABD de taraf değil, Türk devleti de taraf değil. ABD imzalamış ama taraf olmamış. Denizin dibinde çok büyük kaynaklar var, nadir elementler var. ABD bunları kendi mülkü gördüğü için, paylaşmak istemediği için taraf olmamış. Biz de taraf değiliz. Bizim hassasiyetimiz nedir? Bizim hassasiyetimiz adalar denizidir. Adalar denizi, öyle bir yapıya sahipki deniz hukuku sistemine göre bu anlaşmaya taraf olsak, İstanbul’dan Çanakkale’den çıkıp, Fethiye’ye giderken hep uluslarası sulardan geçmemiz lazım. Kendi deniz sahamız kalmıyor. Adaların denizle iç içe bulunduğu bir coğrafyadayız. Bu coğrafyaya sahip başka ülkeler de var. Başka yerlerde de yaklaşık 15 ülke bu hukuka taraf değil. Sözleşme yürürlükte. Bu sözleşme olmasa, uluslararası deniz düzeni, denizcilik faaliyetlerinde sıkıntı yaşanırdı. Biz taraf olmamamıza rağmen teamüller açısından sözleşmenin birçok hükmünü uyguluyoruz." "Bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir" Yıldırım, şöyle devam etti: "Açık deniz serbestliğini sahipleniyoruz. Açık denizler aslında herkesin malıdır. Herhangi bir ülke tek başına hak iddia edemiyor. Transit geçişler, masum geçişler. Bununla ilgili deniz hukuku sözleşmesine tabiyiz. Boğazlar, Montrö Sözleşmesi’ne göre ve oradaki maddeler çok farklı. Deniz hukuku yokken bizim boğazların kullanılmasının rejimi farklı. En son Ukrayna-Rusya savaşı yaşanırken uyguladık. Boğazların özel geçiş şartları var. Bunu tüm dünya kabulleniş durumda. Deniz hukuku sözleşmesinin uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz sözleşmeye taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Sözleşme hükümleri denizcilik teamülüdür. ’Taraf olsa da olmasa herkes uymak zorundadır’ diyor. Adalar bize birkaç mil, Yunanistan’a 300-500 mil mesafede. Nizam var, ölçü var. Deniz hukukunda çok su götürecek mevzular var. Denizlerdeki kaynakların kullanılması, su yüzüne çıkarılması gibi konularda kısa vadede uzlaşma olacağı kanaatinde değilim." "Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz" Türkiye’nin denizicilik alanında kat ettiği başarıları anlatan Binali Yıldırım, "Yat üretiminde dünya 2’ncisiyiz. Her türlü gemiyi özellikle özel maksatlı gemileri yapmakta 1 numarayız. Gemi bozma veya dönüşüm denildi. Biz ona ’gemi sökümü’ diyoruz. Aliağa’da dünyanın en büyük gemi söküm tesisine sahibiz. İmal ediyoruz, çalıştırıyoruz ve söküyoruz. İşi bilen denizcileri göreve getirdik. Biz 2002 yılında iktidar olduğumuzda denizcilik müsteşarlığı vardı ama denizci yoktu. Vahim durumdaydı. Önceliğimiz, denizcilik müsteşarlığını denizcilerle tanıştırmak oldu" dedi. Deniz madenciliği ve nadir elementlere dikkat çeken Yıldırım, bu elementlerin elektrik motorları, mıknatıslar, dronlar, güdüm sistemleri, termal kameralar, elektrikli araç bataryaları ve enerji depolama sistemleri dahil olmak üzere savunma sanayii, tıp ve ileri teknolojide kullanıldığını ifade etti. "Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. nadir element rezervi var" Yıldırım, bu elementlerin üretiminin yüzde 60’ının Çin tarafından yapıldığını belirterek, Türkiye’deki potansiyeli şöyle anlattı: "Bizde var ama kullanamıyoruz. Eskişehir Beylikova’da dünyanın 2. nadir element rezervi var. 700 milyon ton rezerv var. Burada 10 element çıkarılabilir. Eti Maden bu toprak elementlerini çıkarmak için oluşum başlattı. Derin deniz madenciliğinde İSA ruhsatını almamız gerekiyor" diye konuştu. Sempozyuma 65. dönem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 26. Başkanı İsmet Yılmaz, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir de katıldı.
Yeni dünyada iletişim kongresi
19 Kasım 2025 Çarşamba - 17:27 Yeni dünyada iletişim kongresi Düzce Üniversitesi Gölyaka Meslek Yüksekokulu E-Ticaret ve Pazarlama Programı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeliz Baş ile öğrencileri Arda Özbay, Tuğba Çakmak, Hüseyin Efe Demir ve Seval Şahin, hazırladıkları "Bireylerin Myers-Briggs Type Indicator (MBTI) Kişilik Tipine Göre Sosyal Medya Kullanım Davranışlarının İncelenmesi: Nitel Bir Araştırma" başlıklı bildirileriyle 15. Uluslararası Yeni Dünyada İletişim Kongresine katılım sağladı. Türkiye’deki meslek yüksekokulu öğrencileri arasında bir ilke imza atarak Düzce Üniversitesi’ni başarıyla temsil etmeye devam eden E-Ticaret ve Pazarlama Program, uluslararası kongrelere katılım geleneğini sürdürmeye devam ediyor. İlk defa 2011 yılında kongrelere katılım sağlayan program, dördüncü kez uluslararası kongrede bildiri sunma başarısı gösterdi. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeliz Baş’ın danışmanlığında yürütülen bildiri; kişilik tiplerinin sosyal medya kullanım davranışlarına etkisini derinlemesine inceleyen özgün bir araştırma ortaya koyarak, pazarlama ve tüketici davranışları literatürüne değerli bir katkı sağladı. Daha önceki çalışmalarla alan indeksli dergide makale yayınlama başarısı elde eden program; öğrencilerimizin akademik çalışmalara aktif katılım sağlaması ve uluslararası platformlarda yer almasıyla, nitelikli eğitim anlayışını bir kez daha gösterdi.