Yerel Haberler
Eskişehir
’Dünya Türk Dili Ailesi Günü’ Eskişehir’de coşkuyla kutlandı 16 Aralık 2025 Salı - 15:29:02 Eskişehir’de ’Dünya Türk Dili Ailesi Günü’ kapsamında bir kutlama programı gerçekleştirildi. Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki programa, Eskişehir Türk Ocakları, üniversitelerin Türk dünyası öğrenci toplulukları, mülki ve adli idareciler ile çok sayıda vatandaş programa katılım gösterdi. Kazakistan’ın tanınmış sanatçısı Arslanbek Sultanbekov, Grup Mesa-i toplulukları, ses sanatçısı öğrenciler ve halk oyunu ekipleri kutlamalarda sahne alarak katılımcıların keyifli zaman geçirmesini sağladı. Büyük bir kalabalığın eşlik ettiği kutlamalar, bütün Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de de geç saatlere kadar coşkuyla devam etti. "Türk dili, bugün 300 milyon tarafından ’benim dilim’ diye kabul ve ilan ediliyor" Günün anlam ve önemiyle ilgili bir konuşma yapan Eskişehir Türk Ocakları Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, "2003 yılında Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması, arkasından yakın zamanda 34 harfli ortak Türk alfabesinin kabul edilmesi ve şimdi de UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile bütün Türk devletlerinin müracaatı üzerine UNESCO’nun Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nü ilan etmesi, bin yıldır birbirinden ayrı olan Doğu Türklüğü ile Batı Türklüğü’nün tarihindeki en önemli gündür. Bu 3 karar, uzun Türk Tarihi’nin bir bakıma en önemli kararlarıdır. Türklük âlemine kutlu olsun. Gök kubbenin altında dünyanın yakından takip ettiği 300 milyonluk geniş bir coğrafyada yer alan, adeta dünyanın kalpgahı konumunda olan Türk Dünyası doğuyor. Alınan bu kararla dünyada konuşulan 5’inci sırada yer alan ve İngilizce’den sonra en çok takip edilmek istenen Türk dili, bugün 300 milyon tarafından ’benim dilim’ diye kabul ve ilan ediliyor. Önümüzdeki günler kağıtların yeniden karıldığı, dünyanın yeniden şekillendiği, Türklük âleminin de bu yeni dünyada kendine yaraşan ve yakışan yeri alacağı görülüyor ve hissediliyor" dedi.
16 Aralık 2025 Salı - 15:18 TEI, millî havacılık motorlarını öğrencilerle buluşturdu Türkiye’nin havacılık motorlarındaki lider şirketi TEI; Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında Eskişehir’de eğitim gören öğrencileri yerli ve millî teknolojilerle buluşturdu. 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası çerçevesinde, TEI ve Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle farklı etkinlikler gerçekleştirildi. Bu kapsamda, Eskişehir’in farklı liselerinden 300’e yakın öğrenci TEI Eskişehir yerleşkesini ziyaret etti. Düzenlenen etkinlikte, Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, TEI yöneticileri ve öğretmenler yer aldı. Öğrencilere yönelik bir konuşma gerçekleştiren Aydın, eğitime sunduğu desteklerden ötürü TEI’ye teşekkür etti. Türkiye’nin millî havacılık motorlarını yerinde gördüler TEI Kariyer Geliştirme ve Eğitim Müdürü Özdoğan Turan, öğrencilere TEI’nin havacılık motorları alanındaki yetkinliklerini ve yürütülen millî projeleri anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda, yerli ve millî teknolojilerin savunma ve havacılık sanayisinde taşıdığı stratejik önem vurgulandı. Tesis gezisi sonrası öğrenciler TEI Müzesi’ni ziyaret ederek Türkiye’nin millî havacılık motorları yolculuğunda TEI’nin geliştirdiği kritik teknolojileri yakından tanıdı. Öğrenciler, Türkiye’nin millî havacılık motorlarını yerinde görme fırsatı buldu. Öte yandan, TEI yetkilileri farklı okullarda 400’ün üzerinde öğrenciyle bir araya gelerek yerli ve milli motorlar hakkında bilgilendirmede bulundular.
16 Aralık 2025 Salı - 14:34 Anadolu Üniversitesi’nde ’Yapay Zekâ ve Sağlık’ semineri düzenlendi Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen ’Yapay Zekâ Günlükleri’ konferans serisi kapsamında, ’Yapay Zekâ ve Sağlık’ başlıklı bir seminer gerçekleştirildi. İletişim Bilimleri Fakültesi (İBF) Şener Şen Salonu’nda düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük yaptı. Rektör Yardımcısı Büyük, "Yapay zekâ konusunu Anadolu Üniversitesi olarak son derece önemsiyoruz ve bu alanda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bünyemizde, birçok üniversitede bulunmayan bir veri merkezi yer alıyor. Eğitimde yapay zekânın nasıl kullanılabileceği, özellikle ölçme-değerlendirme süreçlerine ve içerik üretimine nasıl entegre edilebileceği üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Yapay zekâçok kısa bir süre içinde hayatımızın her alanında etkisini daha görünür biçimde gösterecek. Bu nedenle bizlerin de kendi disiplinlerimizde yapay zekâyı nasıl konumlandırabileceğimizi ve entegre edebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Güncel kalabilmenin yolu, alanlarımızdaki gelişmeleri yapay zekâ entegrasyonuyla birlikte değerlendirmek ve yakından takip etmekten geçiyor" dedi. "Sonuçlara yüzde yüz güvenmek doğru değildir" Yapay zekânın günümüzde gelinen noktada bir hekimin asistanlığını yapabilecek yeterliliğe ulaştığına değinen OIRRC Sinyal İşleme Bölüm Direktörü Dr. Hikmet Yücel, "Hatta zaman zaman doktorluk pratiğinin sınırlarını zorladığı söylenebilir. Yine de bir uzmanın denetiminden geçmeden yapay zekâ tarafından üretilen sonuçlara yüzde yüz güvenmek doğru değildir. Elimizdeki veri, içeriği bilinmediği sürece yalnızca ham bilgidir. Bu verinin anlamlandırılmasıyla enformasyon ortaya çıkar; neden-sonuç ilişkileri, nasıl ve neden sorularına verilen yanıtlarla ise gerçek bilgiye dönüşür. Amacımız, yapay zekâya dair bilinenleri nedenleri ve sonuçlarıyla ele alarak bilgi düzeyine taşımaktır. Yapay zekânın bir diğer önemli katkısı ise görsel üretim ve düzenleme alanındadır. Tanımlanan görseller, ekleme ve düzeltme yönergeleriyle yeniden şekillendirilebilir ve tüm görsel içerikler yapay zekâ aracılığıyla üretilebilir" ifadelerini kullandı. "Yapay zekâyı ’asistan’ olarak konumlandırmak gerekir" Dr. Hikmet Yücel, konuşmasının devamında şunlara değindi: "Yapay zekâ, öngörülemeyen bir anda bir durumu tehdit olarak algılayabilir ve bunu olduğundan çok daha yüksek bir risk düzeyiyle değerlendirebilir. Bu nedenle, özellikle kritik alanlarda yapay zekâdan elde edilen çıktılar mutlaka başka bir sistem ya da uzman denetiminden geçirilmelidir. Yapay zekâ, karar süreçlerinin tamamen kontrolüne bırakılmamalıdır. Zaman zaman üretilen hatalı çıktılar, yanlış kararların alınmasına, özellikle sağlık alanında aşırı doz uygulamalarına ve hastanın sağlığının ciddi biçimde tehlikeye girmesine yol açabilir. Bu noktada yapay zekâyı her zaman bir ‘asistan’ olarak konumlandırmak gerekir: Analizi yapar, öneri sunar, ancak nihai kararı insan verir. Yapay zekâ sayesinde doktorların zaten yapabildiği fakat çok zaman alan işlemler otomatikleştirilerek, hekimlerin iş yükü azaltılmakta ve daha verimli bir çalışma ortamı sağlanmaktadır." Konferans, soru-cevap kısmının ardından sona erdi. Dr. Hikmet Yücel’e Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici tarafından teşekkür belgesi ve Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Köksal Büyük tarafından da hediye takdim edildi. Seminere; Ocular Imaging Research and Reading Center (OIRRC) Sinyal İşleme Bölüm Direktörü Dr. Hikmet Yücel’in konuşmacı olarak yer aldığı seminere; Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinem Ilgın, İletişim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Fatma Seçil Banar, Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Alper Tolga Kumtepe, Eskişehir İl Sağlık Müdürü Yaşar Bildirici ve Ar-Ge ve İnovasyon Koordinasyon Birimi (ARİNKOM) Müdürü Öğr. Gör. Rabia Taş başta olmak üzere çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
16 Aralık 2025 Salı - 14:25 TEI, millî havacılık motorlarını öğrencilerle buluşturdu Türkiye’nin havacılık motorlarındaki lider şirketi TEI; Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında Eskişehir’de eğitim gören öğrencileri yerli ve millî teknolojilerle buluşturdu. 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası çerçevesinde, TEI ve Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle farklı etkinlikler gerçekleştirildi. Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında düzenenlenen programda, Eskişehir’in farklı liselerinden 300’e yakın öğrenci, TEI Eskişehir yerleşkesini ziyaret etti. Program kapsamında düzenlenen etkinlikte, Eskişehir İl Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, TEI yöneticileri ve öğretmenler yer aldı. Öğrencilere yönelik bir konuşma gerçekleştiren Aydın, eğitime sunduğu desteklerden ötürü TEI’ye teşekkür etti. Konuşmanın ardından TEI Kariyer Geliştirme ve Eğitim Müdürü Özdoğan Turan öğrencilere TEI’nin havacılık motorları alanındaki yetkinliklerini ve yürütülen millî projeleri anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda yerli ve millî teknolojilerin savunma ve havacılık sanayisinde taşıdığı stratejik önem vurgulandı. Program kapsamında öğrenciler, tesis gezisinin ardından TEI Müzesi’ni ziyaret ederek Türkiye’nin millî havacılık motorları yolculuğunda TEI’nin geliştirdiği kritik teknolojileri yakından tanıma fırsatı bulurken Türkiye’nin millî havacılık motorlarını yerinde görme şansı buldu. Son olarak Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası etkinlikleri kapsamında TEI yetkilileri, farklı okullarda öğrencilerle bir araya gelerek, TEI’nin yerli ve milli motorları hakkında 400’ün üzerinde öğrenciyi bilgilendirdiler.
Türkiye ve Çin ortaklığında ’Uluslararası Seramik Laboratuvarı’ kuruluyor
08 Aralık 2025 Pazartesi - 12:07 Türkiye ve Çin ortaklığında ’Uluslararası Seramik Laboratuvarı’ kuruluyor Anadolu Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Çin’in önde gelen yükseköğretim kurumlarından Jingdezhen Seramik Üniversitesi arasında ’Ortak Seramik Laboratuvarı’ kurulmasına yönelik iş birliği protokolü imzalandı. Üç üniversite arasındaki anlaşma, 4 Aralık 2025 tarihinde Çin’de düzenlenen 7. Çin Orta Bölgesi Tasarım Eğitimi Uluslararası Forumu kapsamında resmiyet kazandı. İmza töreni, Jingdezhen Seramik Üniversitesi Xianghu Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Anlaşmaya, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serpil Koçdar, Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halit Yaşar ve Jingdezhen Seramik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Huang Yong imza attı. Eğitim, bilim ve kültür temelli uluslararası iş birliklerine katkı sağlanması amaçlanıyor Kurulan ortak laboratuvar; seramik malzeme bilimi, ileri üretim teknolojileri, yenilikçi tasarım ve kültürel mirasın korunması alanlarında ortak araştırmalar yürütmeyi hedefliyor. Laboratuvarın; bilimsel araştırma, akademik yayın üretimi, sonuçların uygulamaya aktarılması, öğrenci ve akademisyen yetiştirilmesi ile uluslararası akademik etkileşim açısından önemli bir merkez olması planlanıyor. Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki eğitim, bilim ve kültür temelli uluslararası iş birliklerine katkı sağlamayı amaçlayan iş birliği, Anadolu Üniversitesi’nin 2023 yılında imzaladığı mutabakat zaptının devamı niteliğini taşıyor. Bu kapsamda, bugüne kadar akademisyen ve öğrenci değişimleri, yaz kampları ile sanatçı ve araştırmacı rezidans programları gerçekleştirildi. Yeni protokol ile iş birliği somut bir araştırma altyapısı üzerinden daha ileri bir aşamaya taşındı. Ortak Seramik Laboratuvarı’nın kısa sürede faaliyete geçmesi hedefleniyor Proje aynı zamanda ’Kuşak ve Yol (Belt and Road)’ girişimi çerçevesinde, Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki eğitim, bilim ve kültür temelli uluslararası iş birliklerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Anlaşmanın imzalanmasının ardından, 3 üniversitenin temsilcilerinden oluşacak ortak bir yönetim kurulunun oluşturulması ve laboratuvarın çalışma esaslarının netleştirilmesi planlanıyor. Ortak Seramik Laboratuvarı’nın kısa sürede faaliyete geçerek, Türkiye ve Çin arasındaki akademik ve kültürel iş birlikleri için örnek bir model olması hedefleniyor. Alanlarında uluslararası saygınlığa sahip kurumlar arasında yer alan Anadolu Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi, bu iş birliğiyle seramik ve malzeme temelli disiplinlerdeki akademik ve sanatsal birikimlerini küresel ölçekte paylaşmayı sürdürüyor. Törene; Jingdezhen Seramik Üniversitesi Parti Sekreteri Pu Shouzhi, Jingdezhen Belediyesi yetkilileri, Anadolu Üniversitesi’nden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serpil Koçdar, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Duygu Kahraman ve Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Halit Yaşar, Doç. Dicle Öney Ertürk ile çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:18 Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, 3 aydan uzun süren uykuya dalma ve sürdürme problemlerinin kronik uyku yoksunluğuna dönüştüğünü ve sürecin alzheimera kadar gidebildiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Uykuya dalmakta zorlanma, gece boyunca sık sık uyanma ya da sabahları erkenden kalkma gibi şikayetlerle kendini gösteren ’Uyku Yoksunluğu’, modern yaşamın en yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi. Eğer uykuya dair sorunlar en az üç ay boyunca aralıksız devam ederse, bu artık basit bir yorgunluk olmaktan çıkıp kronik uyku yoksunluğu adını alıyor ve kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını derinden etkileyebilecek kalıcı bir duruma işaret ediyor. Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, konuyla alakalı uyarılarda bulundu. "İleri yaşlarda daha fazla görülmektedir" Uyku yoksunluğunun her yaş grubunda görülebildiğini ama yetişkinler ve özellikle de kadınlarda daha fazla karşılarına çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "İleri yaşta özellikle Uyku Sirkadiyen Ritmi dediğimiz uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmalar olmasıyla birlikte bazı hormonsal değişiklikleri, ileri yaşta daha fazla görüyoruz" dedi. "Tansiyon hastalıkları, kronik uyku yoksunluğuna neden olabiliyor" Kronik uyku yoksunluğunun fizyolojik ve psikolojik mekanizmalar üzerinde etkili olabildiğini belirten Rabia Sedef Üre, "Metabolik hastalıklar; şeker, kalp, tansiyon hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlar, kronik uyku yoksunluğu sendromuna neden olabiliyor. Ama en sık görülen tiplerinden biri, biraz da psikolojik kökeninden kaynaklı olarak, uyku yoksunluğudur" şeklinde konuştu. "Aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebiliyor" Hastalarına tıbbi olarak 7 saatin altında uyumalarını önermeyen Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "Öncelikle gün içinde dikkat, konsantrasyon, kaybı, yorgunluk, uyku isteği gibi kişinin aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebilen durumlar oluşabiliyor. Uzun vadede de sıkıntılarından daha çok korkuyoruz çünkü kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Kronik uyku yoksunluğunun obezite, insülin direnci ve diyabetle ilişkisi kanıtlanmış durumdadır. İnme, kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıklarla kesinlikle ilişkisi kanıtlanmış durumda. Kronik uyku yoksunluğunun daha uzun vadede alzheimer tipi demansla direkt ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden mutlaka hastanın eğitilmesi gerekiyor. Tedavilerden yanıt alamazsak, ek olarak ilaç tedavilerinden de faydalanabiliyoruz. Ama esas olayın kökenine inip sebebini bulup onu tedavi etmek, ilk amacımızdır" dedi.