Yerel Haberler
Eskişehir
Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde 6 bölüm birden FEDEK akreditasyonu aldı 18 Aralık 2025 Perşembe - 11:12:56 Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, eğitimde mükemmeliyet ve kalite güvencesi vizyonu doğrultusunda tarihi bir başarıya imza attı. Fakülte bünyesinde yer alan Arkeoloji, Felsefe, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri Fen-Edebiyat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülteleri Öğretim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (FEDEK) tarafından yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonucunda akreditasyon süreçlerini başarıyla tamamladı. Bu tescil ile Edebiyat Fakültesi, sosyal bilimler alanında Türkiye’nin en güçlü ve kalite standartları en yüksek akademik birimlerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı. FEDEK değerlendirme komisyonu üyeleri tarafından gerçekleştirilen saha ziyaretlerinde; bölümlerin müfredat güncelliği, fiziksel altyapısı, kütüphane ve laboratuvar imkanları, akademik kadro yetkinliği, araştırma geliştirme faaliyetleri ve öğrenci merkezli eğitim modeli mercek altına alındı. Üç gün süren yoğun incelemelerin ardından, altı bölümün de ulusal ve uluslararası standartlarda eğitim verdiği, bilimsel araştırma kapasitesinin ve paydaş katılımının en üst düzeyde olduğu raporlandı. "Sosyal bilimlerde kalite standartlarını yeniden tanımlıyoruz" Toplantıda konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, elde edilen başarının kurumsal bir kararlılığın ürünü olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Anadolu Üniversitesi olarak, sosyal bilimlerin her dalında da dünya standartlarında eğitim vermeyi ilke ediniyoruz. Arkeolojiden sosyolojiye, felsefeden tarihe kadar altı farklı disiplinde aldığımız bu akreditasyonlar, sunduğumuz eğitimin kalitesinin tarafsız bir kurum tarafından tescillenmesidir. Bu başarı, öğrencilerimizin mezun olduklarında sahip olacakları diplomaların ulusal ve uluslararası geçerliliğini pekiştirecek, onlara küresel bir rekabet gücü kazandıracaktır. Emeği geçen tüm akademisyenlerimize ve idari personelimize teşekkür ediyorum." "Hedefimiz yüzde yüz akredite bir fakülte" Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Güllüpınar, fakültenin gelecek vizyonuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Fakültemizin yedi temel bölümünün aynı anda bu süreci başarıyla tamamlaması, akademik çabalarımızın ve çalışma disiplinimizin bir göstergesidir. Rus Dili ve Edebiyatı bölümümüzün ardından Arkeoloji, Felsefe, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Tarih ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerimizin de akredite olmasıyla, fakültemizde kalite güvencesi kültürü tam anlamıyla yerleşmiş durumdadır. Bir sonraki hedefimiz, geçtiğimiz yıl ilk mezunlarını veren Psikoloji bölümümüzü de bu aileye dahil ederek, tüm bölümleri akredite edilmiş, Türkiye’nin öncü bir edebiyat fakültesi olmaktır." Geleceğin sosyal bilimcilerine "Kalite" güvencesi FEDEK tarafından sunulan sonuç raporları, bölümlerin güçlü yönlerini de ortaya koydu. Özellikle; Dijital Beşerî Bilimler ile entegre edilen eğitim yöntemleri, öğrencilerin saha araştırmalarına ve kazı çalışmalarına aktif katılımı, toplumsal meselelere duyarlı ve analitik düşünme kabiliyeti gelişmiş mezun profili, sektör paydaşlarıyla kurulan güçlü mezun takip sistemleri, değerlendirme heyeti tarafından tam not aldı. Programın sonunda FEDEK akreditasyon ekibi tarafından Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Güllüpınar’a, bölümlerin eğitim kalitesini simgeleyen akreditasyon belgeleri takdim edildi. Anadolu Üniversitesi Rektörlük Senato Odasında düzenlenen sonuç toplantısına; FEDEK takım başkanı Prof. Dr. Yılmaz Arı ve bölüm değerlendirme takım üyeleri, Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erkan Erdemir Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Güllüpınar, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Nurdan Küçükhasköylü, Doç. Dr. Yusuf Polat ve ilgili bölüm başkanları ve birim kalite sorumluları katılım gösterdi.
Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:18 Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, 3 aydan uzun süren uykuya dalma ve sürdürme problemlerinin kronik uyku yoksunluğuna dönüştüğünü ve sürecin alzheimera kadar gidebildiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Uykuya dalmakta zorlanma, gece boyunca sık sık uyanma ya da sabahları erkenden kalkma gibi şikayetlerle kendini gösteren ’Uyku Yoksunluğu’, modern yaşamın en yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi. Eğer uykuya dair sorunlar en az üç ay boyunca aralıksız devam ederse, bu artık basit bir yorgunluk olmaktan çıkıp kronik uyku yoksunluğu adını alıyor ve kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını derinden etkileyebilecek kalıcı bir duruma işaret ediyor. Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, konuyla alakalı uyarılarda bulundu. "İleri yaşlarda daha fazla görülmektedir" Uyku yoksunluğunun her yaş grubunda görülebildiğini ama yetişkinler ve özellikle de kadınlarda daha fazla karşılarına çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "İleri yaşta özellikle Uyku Sirkadiyen Ritmi dediğimiz uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmalar olmasıyla birlikte bazı hormonsal değişiklikleri, ileri yaşta daha fazla görüyoruz" dedi. "Tansiyon hastalıkları, kronik uyku yoksunluğuna neden olabiliyor" Kronik uyku yoksunluğunun fizyolojik ve psikolojik mekanizmalar üzerinde etkili olabildiğini belirten Rabia Sedef Üre, "Metabolik hastalıklar; şeker, kalp, tansiyon hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlar, kronik uyku yoksunluğu sendromuna neden olabiliyor. Ama en sık görülen tiplerinden biri, biraz da psikolojik kökeninden kaynaklı olarak, uyku yoksunluğudur" şeklinde konuştu. "Aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebiliyor" Hastalarına tıbbi olarak 7 saatin altında uyumalarını önermeyen Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "Öncelikle gün içinde dikkat, konsantrasyon, kaybı, yorgunluk, uyku isteği gibi kişinin aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebilen durumlar oluşabiliyor. Uzun vadede de sıkıntılarından daha çok korkuyoruz çünkü kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Kronik uyku yoksunluğunun obezite, insülin direnci ve diyabetle ilişkisi kanıtlanmış durumdadır. İnme, kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıklarla kesinlikle ilişkisi kanıtlanmış durumda. Kronik uyku yoksunluğunun daha uzun vadede alzheimer tipi demansla direkt ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden mutlaka hastanın eğitilmesi gerekiyor. Tedavilerden yanıt alamazsak, ek olarak ilaç tedavilerinden de faydalanabiliyoruz. Ama esas olayın kökenine inip sebebini bulup onu tedavi etmek, ilk amacımızdır" dedi.
Tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu 3 kilometre ötedeki annesi ile kavuşturdular
07 Aralık 2025 Pazar - 11:21 Tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu 3 kilometre ötedeki annesi ile kavuşturdular Eskişehir’de motosikletleriyle antrenman yapan milli sporcu ve arkadaşları, soğuk havada tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu yaklaşık 3 kilometre ötedeki annesi ile buluşturdu. Eskişehirli milli sporcu Gökay Konuk, Eskişehir Bisiklet Topluluğu’ndan (ESBIKE) arkadaşlarıyla birlikte motosikletle antrenman yapmak için Odunpazarı ilçesinin kırsal Eşenkara Mahallesi’ne gitti. Dağlarda antrenman yapan grup, bir kuzunun soğuk havada tek başına olduğunu fark etti. Motosikletleriyle hayvanın yanına giden grup, kuzunun yeni doğduğunu fark etti. Yanlarında bulunan poşete kuzuyu koyup, onu bağırlarına basan ekip, motosikletle koyun sürüsünü aramaya başladı. Yüksek bir dağa çıkan grup, koyun sürüsünün yaklaşık 3 kilometre ötede olduğunu görünce sürünün yanına hareket etti. Daha fazla üşümeden çobana teslim edilen kuzunun yanına koşarak gelen annesi onu emzirmeye başladı. Antrenman yapan ekip, kuzuyla fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmedi. "Kurda kuşa yem olacaktı, bir şey olacaktı" Milli sporcu Gökay Konuk, "Geçtiğimiz günlerde motosiklet antrenmanı da yapıyorduk tekniğimizin gelişmesi ve daha da güçlenmek adına. Arazide gezerken başıboş bir yeni doğmuş bir kuzu, yarısı kanlıydı böyle, biz başta zarar görmüş, yaralanmış zannettik. Ama yanına gittiğimizde baktık ki yeni doğmuş. Yakınlarında sürü de yoktu. Sürüyü bulmak için kuzuyu aldık bir poşetin içine koyduk, çobanı aramaya çıktık. Ondan sonra tepeye çıktık, tepeden sürüyü bulduk. Yüksek bir tepeden bakıp sürü nerede onu bulduk. Yaklaşık 2-3 kilometre öteye gitmişler. Yanlarına gittik, kuzuyu çobana teslim ettik. Çoban aldı kuzuyu annesinin yanına götürdü. O kadar kalabalık sürünün içerisinde annesi hemen onu tanıdı. Hemen bakıma başladı, hemen emmeye başladı. Güzel bir duyguydu. Biz de mutlu olduk bir canı kurtarmış olduk. Çobanla konuştuk, yerini biliyordu. Orada bir doğum yaptığını biliyordu. Dönüşte alacakmış onları. Biz unuttuğunu zannettik. Bir tane daha var dedi hatta su kenarında, onu da bulursanız getirirseniz sevinirim dedi. Hani biliyormuş, bırakmamış aslında oraya ama biz gene de sevindik bir canı kurtardığımız için. Belki donarak ya da kurda kuşa yem olacaktı, bir şey olacaktı" dedi.