Yerel Haberler
Eskişehir
08 Aralık 2025 Pazartesi - 16:51 Sarıcakaya’da iyi tarım desteği Eskişehir Valiliği’nin katkılarıyla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen ’İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi’ kapsamında, Sarıcakaya İlçesi’nde sertifika töreni düzenlendi. Gerçekleştirilen törende 28 çiftçiye iyi tarım sertifikası, biyoteknik mücadele için sarı ve mavi yapışkan tuzak ile biyolojik preparat teslim edildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, "İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığınca 2012 yılından bu yana sürdürülen bir proje olup, Eskişehir bu projeye 2015 yılında dahil oldu. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü daha önceki yıllarda kiraz, kuru soğan, patates, çörekotu, anason, yaprağı yenen sebzeler ve domates üreten üreticilere İyi Tarım Uygulamaları konusunda demonstrasyon çalışmaları gerçekleştirdi" ifadeleri yer aldı. "Sarıcakaya’da 21 bin 565 ton ürün elde edilmiştir" Açıklamanın devamında, "Sarıcakaya’da 2025 yılında bin 900 dekar örtü altında olmak üzere, toplam 2 bin 230 dekar alanda domates yetiştirilmiş ve 21 bin 565 ton ürün elde edilmiştir. İlçe ekonomisi yönünden büyük öneme sahip bu ürünün değişen pazar ihtiyaçlarına göre üretilmesi bu yüzden çok önemlidir. Artan tüketici bilinciyle birlikte gıda perakendecileri üreticilerden bir gıda güvenirliliği sertifikası olan iyi tarım uygulamaları sertifikasını talep etmeye başlamıştır. İyi tarım uygulamaları sertifikası güvenilir gıdanın yanı sıra, sürdürülebilir bir üretim ve üretim yaparken çevrenin, insan ve hayvan refah ve sağlığının korunduğunu ifade eder" diye belirtildi.
Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir
08 Aralık 2025 Pazartesi - 10:18 Kronik uyku yoksunluğu alzheimera yol açabilir Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, 3 aydan uzun süren uykuya dalma ve sürdürme problemlerinin kronik uyku yoksunluğuna dönüştüğünü ve sürecin alzheimera kadar gidebildiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Uykuya dalmakta zorlanma, gece boyunca sık sık uyanma ya da sabahları erkenden kalkma gibi şikayetlerle kendini gösteren ’Uyku Yoksunluğu’, modern yaşamın en yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi. Eğer uykuya dair sorunlar en az üç ay boyunca aralıksız devam ederse, bu artık basit bir yorgunluk olmaktan çıkıp kronik uyku yoksunluğu adını alıyor ve kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığını derinden etkileyebilecek kalıcı bir duruma işaret ediyor. Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, konuyla alakalı uyarılarda bulundu. "İleri yaşlarda daha fazla görülmektedir" Uyku yoksunluğunun her yaş grubunda görülebildiğini ama yetişkinler ve özellikle de kadınlarda daha fazla karşılarına çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "İleri yaşta özellikle Uyku Sirkadiyen Ritmi dediğimiz uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmalar olmasıyla birlikte bazı hormonsal değişiklikleri, ileri yaşta daha fazla görüyoruz" dedi. "Tansiyon hastalıkları, kronik uyku yoksunluğuna neden olabiliyor" Kronik uyku yoksunluğunun fizyolojik ve psikolojik mekanizmalar üzerinde etkili olabildiğini belirten Rabia Sedef Üre, "Metabolik hastalıklar; şeker, kalp, tansiyon hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlar, kronik uyku yoksunluğu sendromuna neden olabiliyor. Ama en sık görülen tiplerinden biri, biraz da psikolojik kökeninden kaynaklı olarak, uyku yoksunluğudur" şeklinde konuştu. "Aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebiliyor" Hastalarına tıbbi olarak 7 saatin altında uyumalarını önermeyen Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "Öncelikle gün içinde dikkat, konsantrasyon, kaybı, yorgunluk, uyku isteği gibi kişinin aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebilen durumlar oluşabiliyor. Uzun vadede de sıkıntılarından daha çok korkuyoruz çünkü kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Kronik uyku yoksunluğunun obezite, insülin direnci ve diyabetle ilişkisi kanıtlanmış durumdadır. İnme, kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıklarla kesinlikle ilişkisi kanıtlanmış durumda. Kronik uyku yoksunluğunun daha uzun vadede alzheimer tipi demansla direkt ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden mutlaka hastanın eğitilmesi gerekiyor. Tedavilerden yanıt alamazsak, ek olarak ilaç tedavilerinden de faydalanabiliyoruz. Ama esas olayın kökenine inip sebebini bulup onu tedavi etmek, ilk amacımızdır" dedi.
Tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu 3 kilometre ötedeki annesi ile kavuşturdular
07 Aralık 2025 Pazar - 11:21 Tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu 3 kilometre ötedeki annesi ile kavuşturdular Eskişehir’de motosikletleriyle antrenman yapan milli sporcu ve arkadaşları, soğuk havada tek başına buldukları yeni doğmuş kuzuyu yaklaşık 3 kilometre ötedeki annesi ile buluşturdu. Eskişehirli milli sporcu Gökay Konuk, Eskişehir Bisiklet Topluluğu’ndan (ESBIKE) arkadaşlarıyla birlikte motosikletle antrenman yapmak için Odunpazarı ilçesinin kırsal Eşenkara Mahallesi’ne gitti. Dağlarda antrenman yapan grup, bir kuzunun soğuk havada tek başına olduğunu fark etti. Motosikletleriyle hayvanın yanına giden grup, kuzunun yeni doğduğunu fark etti. Yanlarında bulunan poşete kuzuyu koyup, onu bağırlarına basan ekip, motosikletle koyun sürüsünü aramaya başladı. Yüksek bir dağa çıkan grup, koyun sürüsünün yaklaşık 3 kilometre ötede olduğunu görünce sürünün yanına hareket etti. Daha fazla üşümeden çobana teslim edilen kuzunun yanına koşarak gelen annesi onu emzirmeye başladı. Antrenman yapan ekip, kuzuyla fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmedi. "Kurda kuşa yem olacaktı, bir şey olacaktı" Milli sporcu Gökay Konuk, "Geçtiğimiz günlerde motosiklet antrenmanı da yapıyorduk tekniğimizin gelişmesi ve daha da güçlenmek adına. Arazide gezerken başıboş bir yeni doğmuş bir kuzu, yarısı kanlıydı böyle, biz başta zarar görmüş, yaralanmış zannettik. Ama yanına gittiğimizde baktık ki yeni doğmuş. Yakınlarında sürü de yoktu. Sürüyü bulmak için kuzuyu aldık bir poşetin içine koyduk, çobanı aramaya çıktık. Ondan sonra tepeye çıktık, tepeden sürüyü bulduk. Yüksek bir tepeden bakıp sürü nerede onu bulduk. Yaklaşık 2-3 kilometre öteye gitmişler. Yanlarına gittik, kuzuyu çobana teslim ettik. Çoban aldı kuzuyu annesinin yanına götürdü. O kadar kalabalık sürünün içerisinde annesi hemen onu tanıdı. Hemen bakıma başladı, hemen emmeye başladı. Güzel bir duyguydu. Biz de mutlu olduk bir canı kurtarmış olduk. Çobanla konuştuk, yerini biliyordu. Orada bir doğum yaptığını biliyordu. Dönüşte alacakmış onları. Biz unuttuğunu zannettik. Bir tane daha var dedi hatta su kenarında, onu da bulursanız getirirseniz sevinirim dedi. Hani biliyormuş, bırakmamış aslında oraya ama biz gene de sevindik bir canı kurtardığımız için. Belki donarak ya da kurda kuşa yem olacaktı, bir şey olacaktı" dedi.