Yerel Haberler
Eskişehir
Çöplüğü 15 Temmuz Şehitleri Fidanlığı’na çevirdi
18 Kasım 2025 Salı - 10:49 Çöplüğü 15 Temmuz Şehitleri Fidanlığı’na çevirdi Eskişehir’de atıl haldeki araziye diktiği 50 fidanı elleriyle su taşıyarak yetiştiren 90 yaşındaki İlhan Akbıyık, düzenlediği bahçeye 15 Temmuz Şehitleri Fidanlığı’nı adını verdi. Geçmişte 2 dedesi de şehit olan Akbıyık, felçli eşine bakmaktan arta kalan zamanlarda da Türk bayrakları ile süslediği fidanlıkta yetişen meyveleri şehitler için dağıtıyor. Odunpazarı ilçesi Gündoğdu Mahallesi Civanmert Sokak üzerinde ikamet eden 6 çocuk babası 90 İlhan Akbıyık, çalışkanlığı ile ön plana çıkıyor. Geçmişte 2 dedesi şehit olan ve Kore savaşına katılmış olan 90 yaşındaki adam, gençliğinde inşaat ustalığı yaparak geçimini sağladığı öğrenildi. Felçli eşine de bakan 90 yaşındaki Akbıyık, emeklilikten sonra da oturmak yerine sürekli dışarda kendine meşgaleler buldu. Evininin karşısından bulunan ve atılan çöplerden dolayı atıl durumda olan kamu arazisini, 14 yıl önce elleriyle temizleyen Akbıyık, bu alana meyve fidanlarıyla ağaçlandırmak için kolları sıvadı. Boş araziye çok sayıda fidan diken İlhan amca, her gün fidanlar için evinden bidonlarla alana su taşıdı. Topladığı meyveleri şehitler için dağıtıyor İlhan amcanın bu azmini gören dönemin Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı verdiği talimatla, 90 yaşındaki adama toprak, bakım ve çevre düzenlemesi gibi konularda katkıda bulundu. Mevcut belediyenin de şebeke suyu desteği verdiği 50’den fazla meyve fidanının olduğu alan ve Akbıyık’ın azmi çevrenin taktirini topladı. İlhan Akbıyık, 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından da alanın adını 15 Temmuz Şehitleri Fidanlığı olarak belirledi. Tel ve çitlerle etrafını çevirdiği fidanlığı Türk bayrakları ile süsleyen 90 yaşındaki adam, girişe ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün portrelerini astı. İlhan Akbıyık, fidanlığında yetişen çeşit çeşit meyveleri şehitler hayrına Odunpazarı Mesleki Eğitim Merkezi’nde eğitim gören ve mahallesindeki diğer çocuklara dağıtıyor. "Taş, pislik, at cesedi, hayvan cesedi çıkardım" Süreci anlatan İlhan Akbıyık, "Burası çöplüktü. Belediyenin, mahallenin, sanayinin getirip atları, hayvanları bağlardı. Burası berbattı. Okula kokusu gidiyordu, ilgilenen olmadı. Kazdım, bir buçuk pisliği temizledim, fidan diktim. Vişne fidanı aldım. Seçim oldu, bu belediye geldi. Başkan geldi ‘Amca ne yapıyorsun?’ dedi, ‘Fidan dikeceğim’ dedim. O da, ‘Sen dik, ben sana su vereceğim.’ Taş, pislik, at cesedi, hayvan cesedi çıkardım. Yukarıya taşıdım sırtımla. O adam kepçeyi verdi, bunları kazdım. Kendi paramla aldım, diktim, büyüttüm. Suyu da belediye verdi. Bir de düştüm, rahatsız oldum. İki defa düştüm vazgeçmedim, çalışıyorum. Daha dün iki tane fidan diktim. Millet buradan gelip geçiyor. ‘Amca ne güzel!’ diyorlar. Mutlu oluyorum" dedi. "Hanım hasta, 20 senedir felç" Yetişen meyveleri şehitler hayrına dağıttığını iade eden Akbıyık şöyle devam etti; "Gelip giden buradan meyve yiyor. Allah rızası için, şehitler namına. 15 Temmuz oldu ya, beni çok etkiledi. Şehit de vardı, tanıdığım arkadaşım da vardı, köprüde şehit oldu. Ben şehitleri çok seviyorum. İki dedem var, ikisi de şehit. Şehidin mertebesi çok yüksektir. Allah’tan, peygamberden başka şehitlerdir. Benim hanım hasta, felç. Muhtarım biliyor, 20 senedir. Şimdi yemeği kızlar pişirir, evi süpürür. Herkesin evi var, geçip gidiyor evine. Ben onun başını bekliyorum. Şimdi yatıyor. Ben buraların işini gördüm mü, o kalktı mı, 12’de gideceğim. Yemek vereceğim." "Kendisi de şu anda 90 yaşında. Hâlâ bu ağaçlarımızı dikiyor" İlhan Akbıyık’ı yakından tanıyan Gündoğdu Mahalle Muhtarı Adem Karaman, "İlhan Akbıyık abimiz, babamız, dayımız; bizim çok değerli bir insanımız. Dolayısıyla 15 Temmuz’da böyle hainlerin bu ülkeye, bu memlekete başkaldırmaları. Hacı amcamız da o günleri yaşadığı için, gördüğü için, demiş ya, ‘Ben ne yapabilirim, ne yapabilirim?’ işte Gündoğdu Mahallesi’nde böyle bir imkanımız var. Buraya da şehitlerimiz için, 15 Temmuz günü şehitlerimiz için, ‘Böyle bir anı, kalıcı bir şey yapayım’ diye düşünmüş. Tabii ki burada lisemiz var, burada zaten mahalle çocuklarımız var. Mahallemizin de insanları buraya geldiği zaman Hacı amcamıza geliyor, böyle istiyorlar. Hacı amca, ‘Zaten sizler için dikildi, bu sizin bahçeniz, şehitlerin bahçesi. Burada yetişen meyveleri herkes yiyebilir’ diye her zaman önünü açmıştır, söylüyordur. Söylemeye de devam ediyor, kendisi de şu anda 90 yaşında. Hâlâ bu ağaçlarımızı dikiyor, söküyor; kuruyanlar oluyor. Gereği neyse onların hepsini yapıyor. Ona da ayrıca yine teşekkür ederim. Hamamyolu Caddesi’nde Yediler Parkı diye geçiyordu eskiden. Orada bir sürü yaşlı insan boş vakitlerini harcıyor. Halbuki böyle yapsalar mahallemizde yahut Eskişehir’imizde çok memnun oluruz" ifadelerini kullandı.
Yunus Emre Sergisi ziyaretçilere kapılarını açtı
18 Kasım 2025 Salı - 10:21 Yunus Emre Sergisi ziyaretçilere kapılarını açtı Eskişehir’de bulunan Anadolu Üniversitesi’nde Yunus Emre Sergisi’nin açılış programı gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Grafik Sanatlar Bölümü tarafından ’17. Uluslararası Anadolu Kaligrafi ve Tipografi Etkinliği ve Yunus Emre Sergisi’ düzenlendi. Bu kapsamda, Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde Yunus Emre Sergisi açıldı. Serginin 28 Kasım 2025 Cuma gününe kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacağı belirtildi. "Buradaki eserler bize bir sözden çok öte bir şey gösteriyor" Açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Yunus Emre’nin öğretilerinin bugüne taşınmasının önemini vurgulayarak, "Yunus Emre’nin çağlar öncesinden yaptığı çağrıyla bu buluşmayı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Üniversitemizin girişinde yer alan ’İlim, ilim bilmektir. İlim, kendin bilmektir.’ sözü, bugün burada sergilenen bütün çalışmaların özünü oluşturuyor. Buradaki her şey kendinizi tanımanın bir yansımasıdır. Sanatçının yaptığı da budur, kendini tanımak ve kendini tanıdıkça içindeki ilhamı bize göstermeye çalışıyorlar. Bunlar sanatçıların kalplerinde, ruhlarında olan duygulardır ve onları bizlere göstermeye çalışırlar. Akademisyenlerimizin yaptığı aslında içinizdeki duygu, düşünce ve fikri görünür kılmada size rehberlik yapmaktır. Yunus Emre de bizim kendimizi anlama, kendi iç yolculuğumuzda bize rehberlik eden en önemli kişilerden biridir. Buradaki eserler bize bir sözden çok öte bir şey gösteriyor; bu eserler sanatçının iç yolculuğunda o sözü nasıl anladığını gösteriyor. Son olarak bu süreçte değerli akademisyen hocalarıma, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. "Yunus’un ışığı her daim üzerimizde olsun" GSF Dekan Vekili Prof. Duygu Kahraman, Yunus Emre’nin sevgi, birlik ve merhamet diline dikkat çekerek, "Yüzyıllardır insanlığa rehberlik eden sanatçıların ve tasarımcıların penceresinden izleyebildiğimiz için hepimiz çok mutluyuz. Yunus Emre kelimelerini iyilik, merhamet ve sevgi dili olarak kullanan biridir. Onun ‘sevelim ve sevilelim’ çağrısı bugün hâlâ insanları birleştiren en güçlü köprülerden bir tanesidir. Sergide Yunus felsefesinin çağdaş yorumlar eşliğinde vücut bulduğunu izleyeceğiz. Sanatçılarımız, yazının biçim ve söylem gücünü Yunus Emre’nin düşündüren cümleleriyle bir araya getirerek izleyicileri estetik ve aşk dolu bir yolculuğa davet ediyorlar. Hocalarımızın da belirttiği gibi sergideki her iş, duygunun, düşüncenin ve inancın ete kemiğe bürünmüş hali diyebiliriz. Yunus’un ışığının, sevgi ve birlik anlayışının her daim üzerimizde olması dileğiyle" şeklinde konuştu. "Bu etkinlik aracılığıyla bin 750 öğrenci kaligrafi ve tipografi ile tanıştı" Etkinlik koordinatörlerinden Öğr. Gör. Bengisu Keleşoğlu, etkinliğin kapsamına ilişkin bilgiler vererek şunları söyledi: "Gelenekselleşen etkinliğimiz 2009 yılından itibaren bugüne 17’nci kez ziyaretçilerle buluşuyor. Çalıştaylar, sergiler ve konferansları içeren geniş kapsamlı bir program sunuyoruz. Bugüne kadar yaklaşık bin 750 öğrenci bu etkinlik aracılığıyla kaligrafi ve tipografi ile tanıştı. Yunus Emre’nin ’gelin tanış olalım’ çağrısına uyan 21 ülkeden sanatçılar yaklaşık 800 eserle etkinliğimize katkı sundu." Programa; Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serpil Koçdar, GSF Dekan Vekili Prof. Duygu Kahraman, GSF Grafik Sanatlar Bölüm Başkanı ve etkinlik komitesi başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Uygungöz ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
ESOGÜ Hastanesi’nde 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kutlandı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 16:49 ESOGÜ Hastanesi’nde 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kutlandı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde "Dünya Prematüre Günü" dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte konuşan Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özge Aydemir, Dünya Prematüre Günü’nün her yıl 17 Kasım’da erken doğumun neden olduğu zorluklara dikkat çekmek ve ailelere destek olmak amacıyla kutlandığını ifade etti. Bu özel günün sembolü olan mor rengin prematüre doğumların yaygınlığını ve önemini simgelediğini ifade eden Prof. Dr. Aydemir, mor rengin gücü simgelediğini belirterek, prematüre bebeklerin hayatta kalma ve gelişim yolculuğunun zorluğunu vurguladı. Prematüre doğan bebeklerin sağlıklı bir geleceğe adım atmaları için Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi ekibinin ailelerle el ele çalışmaya devam edeceğini belirten Prof. Dr. Aydemir, ESOGÜ Hastanesi Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi’nin 2., 3. ve 4. düzey donanımıyla bölgenin referans merkezi olarak hizmet vermekte olduğunu ve burada Neonatoloji uzmanları, yan dal uzmanları ve deneyimli hemşirelerin yanında destek ekipleriyle prematüre bebeklerin sağlıklı bir şekilde hayata tutunmaları için büyük çaba sarf edildiğini ifade etti. Prof. Dr. Özge Aydemir, Neonatoloji uzmanları ve özelleşmiş yenidoğan hemşirelerinin, prematüre bebeklerin izlenmesi ve tedavisinde kritik bir role sahip olduğunu vurguladı. Etkinlikte, günün anlam ve önemine dikkat çekmek için mor süslemelerle hazırlanan bir pasta da kesildi. Etkinliğe Hastane Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Yıldız, Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Koray Harmancı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Neslihan Tekin, Prof. Dr. Coşkun Yarar, Prof. Dr. Özge Aydemir, Prof. Dr. Özge Sürmeli Onay, Doç. Dr. Zeren Barış, Doç. Dr. Yusuf Aydemir, Doç. Dr. Gürkan Bozan, Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Barsan Kaya, Dr. Öğr. Üyesi Emre Güngör ve Hastane Başmüdürü Ayşe KIRCI ile ESOGÜ Hastanesi’nde prematüre olarak dünyaya gelerek mezuniyet belgesiyle uğurlanan bebekler ve aileleri katıldı.